Saliha Erdim
Her insanın içinde, Rabbine (cc) açılmaya hazır bir kapı vardır. O kapı
usulca ve dualarla açılmalı. İnsan ancak onore edilerek daha iyisine
hazırlanabilir. Kendisine ve Rabbine (cc) inanması için çaba sarf edilmeli.

“20 yıllık evli, beş çocuk annesi bir kadınım. Eşim çok iyi bir insan.
Yalanı dolanı yoktur, hırsızlığı yolsuzluğu yoktur. Helâl rızkı için
çalışır. Evinden işine, işinden evine gider gelir. Lâkin, onun dünyasında
sadece iş hayatı ve başkalarının sorunları var. Dışarıdaki herkese karşı
çok çok iyi. Birlikte çalıştığı arkadaşlarının bir sorunu olduğunu duysa,
hemen ilgilenir, nasihat eder. O sorunun çözülmesi için elinden geleni
yapar. Eşine güler yüzle davran, çocuklarla ilgilen der. Gerekirse alıp
doktora götürür. Fakat o nasihatleri kendisine işlemez. Eve geldiğinde
ortada bir kriz yoksa, bizimle bir iki kelâm edip televizyonun başına
geçer. Uyku zamanı gelene kadar oradadır. Biz gün içinde ne yaptık, neler
yaşadık, bir sıkıntımız var mı yok mu bunu sormaz ve bilmez. Konuşmaya
çalıştığımda ise geçiştirir. Herhalde otelde yaşayanlar bile birbirleri ile
daha çok konuşur ve hayatı paylaşırlar.”

“Fark ettim ki, ne zaman yatağa düşsem, tamamen dışarıda olan ilgisi bir
anda bana yöneliyor ve benim için telâşlanmaya başlıyor. İşte o an ‘Evet bu
benim eşim ve beni seviyor’ diye düşünüyorum. Fakat iyileştiğimde yine eski
haline dönüyor. Ben kadınım, eşimden beklentilerim var. Bir erkeğin
ilgisine ve sevgisiyle sarıp sarmalamasına ihtiyacım var. Erkek tam da aile
hayatında eşine bunu göstermeli değil mi? Eşimin bana şefkatle yaklaşması,
sevgisini göstermesi ve benimle ilgilenmesi için hep hasta mı olmam lâzım?
Erkek eşliğini yapmadığında oluşan boşluğu kadın nasıl giderecek? İlgi,
sevgi, paylaşım ihtiyacım var. Bunu söylesem bile anlamıyor, gereğini
yapmaya yanaşmıyor. Eşimin zihnindeki eş ve baba rolü, babasınınkinin
kopyası. Babası da öyleymiş. İnsan gördüklerini hiç sorgulamaz mı, üzerine
bir gram iyi bir şey koymaz mı? Yetmiş sene önceki anlayışı bugüne aynen
taşımak, bugünün ihtiyaçlarına cevap vermiyorsa, bu da dile getiriliyorsa,
insan hiç olmazsa vebalden korkmaz mı, Allah’a (cc) hesap vereceğini
hatırlayarak görevlerini daha iyi yapmaya çalışmaz mı?”

“Ben bugün, sizin yardımınızla fark ettim ki, eşimin bana dokunması, sevgi
ve şefkatle bakması ve ilgilenebilmesi için, rahatsızlıklarımın adeta
devamı sağlamış, iyileşmeye direnmişim. Bunu fark ettiğimde çok ağladım,
çok içim yandı. Bir insan hasta olunca hayatındaki her şey aksıyor. Ben bu
aksaklıkları sırf eşim bana ilgi göstersin diye sahiplenmişim, sarıp
sarmalamış, bırakmamışım. Ben neden bu duruma düşeyim ki? Evde eşim yanı
başımda dursun ve ben eş yoksunluğu çekeyim, hasta olayım da benimle
ilgilensin diye gözlerinin içine bakayım, neden? Nasıl bir pozisyona
düşürmüş beni. Şikâyetlerimden beslenmişim şimdiye kadar. İnsan mutlu
olduğu şeyi yapmak ve devamını getirmek ister. Ben hasta olduğumda mutlu
olunca, hep hasta kalayım istemişim. Kim bilir bu hastalık devam ettiği
müddetçe hayatımda ne kadar çok şey aksadı. Peki, şimdi bunu öğrendim,
bundan sonra ne yapmalıyım? Benim hastalıklarımın bitmesi ve eşimin
ilgisinin başlaması için bana düşen şeyler nelerdir?”

Biz insanlar, bir tek kanuna göre yaşamak zorundayız, o da Allah’ın (cc)
kanunu. Allah’ta (cc) bize, ‘Allah’a (cc) ve peygambere itaat edin’ (Nisa
59) buyuruyor. Peki, Peygamber efendimiz (sav) nasıl yaşadı, eşlerine nasıl
davrandı? Bizim örneğimiz O ise, onu bilmeye ve hayatımızı ona göre tanzim
etmeye ihtiyacımız var. Eşleriyle bir arada oturmuş, sohbet etmiş,
şakalaşmış, dışarıda oyun seyrettirmiş, Kendisi eşiyle yarış yapmış.
Gönüllerini hoş tutmuş, hiç ihmal etmemiş. Bizim aklımız, taşıdığı
bilgilerle çalışır. Daha iyisini vermezsen, mevcut bilgiye göre hareket
eder ve bilmemek hiçbir zaman mazeret olamaz. Akıl nimeti, aramak, bulmak
ve kullanmak için var. Birlikte bir danışmana gidilmeli, bu durum
açıklanmalı, iyi vasıflarına vurgu yaparak, bunu artırmanın kendisine,
eşine ve aile hayatına neler katabileceği anlatılmalı. Söylenenlerin Allah
(cc) ile irtibatı kurulmalı. Her insanın içinde, Rabbine (cc) açılmaya
hazır bir kapı vardır. O kapı usulca ve dualarla açılmalı. İnsan ancak
onore edilerek daha iyisine hazırlanabilir. Kendisine ve Rabbine (cc)
inanması için çaba sarf edilmeli. Bu tablo, pek çok tehlikenin evin
eşiğinde durup, içeriye sızmak için fırsat kollaması anlamına gelir Allah
(cc) korusun. O halde, birbirimizi kaygan zeminde tutmaktan Allah’a (cc)
sığınalım ve rollerimizi Rasulullah’a (sav) göre yeniden tanzim edelim.

-- 

Beyazay İzmir Faaliyetlerimiz

https://www.youtube.com/watch?v=HD58JVgFRRU&t=4s

Arkadaşlar Youtube kanalımıza abone olmanızı ve Çalışmalarımızı İzleyerek
Çevrenizle Paylaşıp Tanıtmanızı rica ederiz.

https://www.youtube.com/channel/UC6e_zHfBdXzVrSu3PmdJiOg/playlists

Salih Arıkan İletişim


Tel: 0506 514 96 93


Skaype: saliharikan2

Face: https://www.facebook.com/saliharikan4


Twitter: www.twitter.com/saliharikan77


İnsragam:  https://www.instagram.com/izmirliengelliler


Bağımsız Hareket kursumuz

https://www.youtube.com/watch?v=BsxdDJMTwLY&list=PLxl9hJG-_A9y1GarC8cDkGa1Wgy2XwcxT&index=1&t=5s

Blogger

https://saliharikanyazilar.blogspot.com/

Web. www.beyazay.org.tr

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"asr_isaadet" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to asr_isaadet+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to asr_isaadet@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/asr_isaadet.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap