------------------------------------------------------------------------
bayrak
Müyesser Yıldız yazdı: İsrail'in NATO'da ne işi var
Türkiye, İsrail'in NATO nezdinde temsilcilik açmasına ilişkin vetosunu
kaldırmıştı.
09.05.2016 16:52
Erdoğan'ın Başbakan Davutoğlu'nu /*"hal edeceğinin"*/beklendiği gün
gazete ve internet sitelerine kısa, küçük bir haber düştü. Türkiye,
İsrail'in NATO nezdinde temsilcilik açmasına ilişkin vetosunu kaldırmıştı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, /*"NATO’nun güney ortakları var.
Bunların içinde İsrail, Ürdün, Katar, Bahreyn var. Dolayısıyla bu
ortakların NATO’da ofis açma konusu gündeme geldi. Genel Sekreter ile
son ziyaretinde bunu değerlendirdik. ‘Tüm ülkelere eşit muamele
yapılacaksa sıcak bakabiliriz’ dedik. Henüz kesin bir şey
yok"*/açıklamasını yaptığı gün haber NATO'nun internet sitesinde çoktan
duyurulmuştu. Doğru sadece İsrail değil, aynı gün işin sosu olsa gerek
Ürdün, Katar, Kuveyt ve Bahreyn'in de NATO'da temsilcilik açması
onaylanmıştı, ama İsrail işi bir başka önemliydi.
Türkiye bu temsilcilik işini Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanı olduğu
2011'de veto ettiği halde ne olmuştu da 5 yıl sonra /*"evet"*/demişti.
En basitinden bunun sorulması ve sorgulanması gerekmez miydi?
Olay, /*"Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesinde bir adım
daha"*/diye sunuldu. İyi de Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulmasına
sebep olan Mavi Marmara saldırısından sonra /*"özür, tazminat ve
Gazze'ye ambargonun kaldırılması"*/şeklinde üç şartımız varken,
İsrail'in NATO'da temsilcilik açması denkleme nasıl ve neden girmişti?
Şart koşan biz miydik, İsrail ve destekçileri mi?
Dahası son 1 yıldır;
/*"Kürdistan"*/kurulmasını ayan beyan desteklediğini açıklayan;
Suudi Arabistan istihbaratıyla birlikte Türkiye'nin bölünmesini de
öngören /*"Kürdistan"*/planları yapan;
/*"Kürdistan"*/ın bilhassa Türkiye ve İran arasında kurulmasını isteyen;
Suriye'de PYD-YPG'yi /*"stratejik partner"*/gören;
Rum kesimi ile doğal gaz anlaşmaları yapmakla kalmayıp, Doğu Akdeniz'de
arama-tarama faaliyetlerini yürüten Rum gemilerini koruyan İsrail'e bu
/*"jest"*/in sebeb-i hikmeti neydi?
ABD'NİN 11 YILLIK PLANI
Sebebi-hikmeti ABD'nin 11 yıl öncesine dayanan planıydı. Daha önce
çeşitli vesilelerle yazdım, bir kez daha hatırlatayım.
İsrail'i NATOya yakınlaştırma planı 2005'te hazırlandı ve buna tüm
Avrupalı liderler /*"olur"*/verdi.
Özetle denildi ki;
/*"Bugün Batı’ya yönelik tehdidi, Cihadizm veya İslamcı terörizm temsil
ediyor. NATO, 1949’da Batı’nın yaşam tarzı, özgürlüğü ve kurumlarını
savunmak için yaratıldı. Artık global cihad tehdidiyle savaşta NATO
başlıca araç olmalı… Global tehditle etkili mücadele için de NATO’nun
yetki alanındaki iç ve dış güvenlik sınırlarını genişletmenin yolları
bulunmalı…Soğuk Savaş’ta, geçmişte Berlin Duvarı vardı. Bugün eğer
medeniyet ve barbarlık arasında bir sınır varsa, bu Orta Doğu olacak.
İsrail bugüne kadar kendi imkânları ile mücadele etti, ancak bugün
düşmanlar, geçmişten farklı. İsrail’in güvenliğini sadece komşuları
tehdit etmiyor, yeni devletsiz güçler, radikal, fanatik örgütler var.
İran bir başka örnek…Tahran’a, İsrail’in NATO’ya alınmasından daha güçlü
bir sinyal verilemez… Güney Avrupa, İran ve Suriye’den balistik füze
tehdidi altında, Avrupa ve İsrail bu riski paylaşmalı… İsrail-AB-NATO
işbirliğinin geliştirilmesi ABD tarafından da net olarak
desteklenmektedir. Ancak ABD’nin resmi rol oynaması beklenmemeli, bu
konular daha çok Avrupa ajandasında olmalı…"*/
9 Temmuz 2008'de ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin Orta
Doğu ve Güney Asya Alt Komitesi’nde yapılan /*"Avrupa ve İsrail: Üyeliği
Doğru"*/başlıklı toplantıda da İsrail'in AB ve NATO üyeliği masaya
yatırılıp, NATO-AB işbirliğinin özellikle Akdeniz ve Orta Doğu'ya
yönelik olarak daha ileri noktalara nasıl götürüleceği konuşuldu.
Fransa’nın, NATO’nun askeri kanadına dönmesinin, İsrail’le birlikte rol
oynadığı Akdeniz Diyaloğu Projesi açısından ne kadar önemli olduğu dile
getirildi.
Bir parantez açalım; Nitekim 1 yıl sonra 3-4 Nisan 2009'da yapılan NATO
Zirvesinde Türkiye Gül ve Erdoğan'ın Hz. Muhammed'e hakaret
karikatürlerinin yayınlandığı Danimarka'nın Başbakanı Rasmussen'in NATO
Genel Sekreteri yapılmasına direndiği masallarıyla oyalanırken,
Fransa'nın NATO'nun askeri kanadına dönüşü sağlandı. Oysa özellikle
Ermeni soykırım iftirasının baş sahiplerinden Fransa'ya karşı önemli bir
kozdan olmuştuk. Öyle ki, o vakit Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı
olan eski NATO Başkomutanı General James Jones dönüş yolunda Air Force
One uçağında, /*"Birçok konferansa katıldım, birçok NATO zirvesinde
bulundum, kendimi hiç bu masadaki kadar iyi hissetmedim. Fransa'nın
NATO'ya dönüşü, gurur verici bir andı"*/diyecektir.
ABD Temsilciler Meclisi'nde 2008 yapılan toplantıdan devam edelim.
Burada AB’nin, üyeliği artık iyice zorlaşan Türkiye için farklı bir
model üzerinde durması ve bu modelin İsrail için de düşünülmesi
gerektiği vurgulandı. Yani AB’ye, İsrail’in de dahil edilmesi ve Türkiye
ile birlikte, /*"tam üyelik"*/olmayan, farklı bir ilişki biçimine tabi
tutulmasının alt yapısı hazırlandı.
Dahası, NATO'ya uzun vadede İsrail'in tam üye olması kararlaştırılırken,
NATO'nun karar mekanizmasında değişikliğe gidilmesi de planlandı. Karar
mekanizmasında değişikliğin Türkiye'ye karşı düşünüldüğünü anlamak için
kâhin olmaya gerek yok; Besbelli /*"veto"*/hakkımızın ortadan
kaldırılması, böylece aynen AB'deki gibi, söz hakkımız olmaksızın, NATO
patronlarının alacağı karar ve belirleyeceği politikalara /*"tam
uyum"*/sağlamamız arzulanıyordu.
SİVİL DARBE RUMLARIN NATO ÜYELİĞİYLE Mİ TAMAMLANACAK
Olayın önemini anladınız mı; İsrail'in NATO'da temsilcilik açması bu
planın tık tıkır işlediğini gösteriyor. Konuyla ilgili olarak Başbakan
Netanyahu'nun, /*"İsrail'in güvenliği için çok önemli adım"*/demesi,
İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın da, /*"Dışişleri Bakanlığı, Savunma
Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Ajansı tarafından uzun süren diplomatik
çabaların ardından geliyor. İsrail’e verdikleri destek ve konuyla ilgili
çabalar için organizasyonda çalışan müttefiklerimize teşekkür etmek
istiyoruz"*/açıklama yapması bundan. Sevinçlerinde haksızlar mı?
Erdoğan, /*"Türkiye toprakları, aynı zamanda NATO toprağıdır"*/demişti
ya, bir süre sonra /*"Türkiye topraklarının, aynı zamanda İsrail
toprağı"*/sayılmasına, hatta ABD ve İsrail'in desteklediği Suudi
Arabistan öncülüğündeki İslâm Ordusu'nun bir neferi olarak İran'a karşı
savaşta yer almamıza şaşırmayalım.
2010'da İsrail'in OECD üyeliğine onay verdik... 2016'da da NATO'da
temsilcilik açmalarına...
Benzer bir süreç Rum tarafı için de çalışıyor. AB yıllardır Rum
kesiminin OECD üyeliğini onaylamamızı istediği gibi, NATO üyeliğine
ilişkin vetomuzu kaldırmamız için bastırıyor. Rumların NATO üyeliğini
veto etmemizin, NATO destekli Avrupa Ordusu planının yürürlüğe girmesini
engellediğinden şikâyet ediliyor. Aynı şikâyet NATO'dan da geliyor. Öyle
ki, 2008'de dönemin NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer açıkça,
/*"Askerimiz ve polisimiz tehlike altındayken ve AB-NATO işbirliğine
ihtiyaç varken, Türkiye’nin engellemelerine izin vermeyiz. Bu sorunun
aşılması için onun tam üyeliğine kadar bekleyemeyiz"*/resti çekmişti.
Rum-NATO meselesini niye mi hatırlatıyorum; Mâlum Kıbrıs için örgörülen
/*"çözüm süreci"*/nde, Türkiye'nin garantörlükten vazgeçmesi ve Türk
askerinin Ada'dan çıkartılması da var. NATO ve AB patronları geçiş
döneminde Türkiye'nin sesini kesmek için Kıbrıs'ın güvenliğini BM veya
AB'nin yani AB Ordusu'nu sağlamasını planlıyor.
Son dönemde ABD'ye giden bazı siyasilerden aldığım izlenim şu;
Washington'un önceliği IŞİD falan değil, Kıbrıs'mış. Obama görevi
devretmeden de bu işi halletmek istiyorlarmış. O kadar aceleleleri
varmış ki, /*"çözüm sürecinin"*/mali kaynağını aramaya başlamış ve
IMF'den teminine karar vermişler.
Diyeceğim, Erdoğan'ın AB ile /*"restleşmesinin"*/ardından da büyük bir
/*"iş"*/, mesela Rumların NATO üyeliği çıkabilir mi, çıkabilir!..
Yakın tarihimizde unutulmaz, büyük kazık; Evren'in 12 Eylül darbesinden
hemen sonra ABD'li Komutanın sözlü taahhüdüne
/*"güvenerek"*/Yunanistan'ın NATO üyeliğine dönmesini sağlaması olmuştu.
Bugün ülkemizde bir /*"sivil darbe"*/yaşandığı konusunda hemfikir
olunduğuna göre, bu /*"darbe"*/de Rumların NATO üyeliğine
/*"evet"*/denmesiyle mi tamamlanacak yoksa?
Son bir soru; 90'lı yıllarda, /*"Türkiye'nin İsrail'i tanıması,
tarihimize sürülmüş bir kara lekedir"*/diyen Erdoğan, İsrail'in NATO
temsilciliğine onay verdiğimizden haberdar mıydı, yoksa Davutoğlu ve
ekibinin son dakika golü müydü?
Müyesser Yıldız
Odatv.com
http://odatv.com/israilin-natoda-ne-isi-var-0905161200.html
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-160511142358 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/11 23:48 5 4 gercekegitimci...@googlegroups.com
--
BOYALAR
. . . . . .
Yesil caliskandir,
Kirmizi yaramaz,
Sari uykucu,
Ak yikanmis,
Kara korkak.
Ben erkenden
Anaokuluna giderken
Yesil gibiyim.
Fazil Husnu DAGLARCA
Risale-i Nur, Said-i Nursi ye ait kitaplar koleksiyonuna verilen isimdir.
Said-i Nursi, bu kitaplarda Risale-i Nur dan ovguyle soz eder.
Ona gore kimse, bu kitaplara itiraz edememistir.
Herkes bu kitaplarin buyuklugunu ve yuceligini kabul etmistir.
Kur an i buyuk bir kitap olarak gormekle beraber, Risale-i Nuru daha
fazla degerli bulur.
Risale-i Nur u okuyanlarin, devamli okuyup yazanlarin dogruyu
bulacaklarini, okumazlarsa gaflet icinde kalacaklarini dile getirir.
(Sualar 486,548) (Barla Lahikasi 51,142) (Emirdag Lahikasi-2 187)
(Tarihce-i Hayat 624) (Asa-yi Musa 250)
Hukumet Demokrasi ve Devlet
Ozur dilerim ama ben imparator olmak istemiyorum.
Insanlara hukmetmek ya da ulkeler fethetmek istemiyorum, bunlar beni
ilgilendirmiyor.
Benim amacim elimden geldigince herkese yardim etmek; Yahudi, Katolik,
siyah ya da beyaz tenli olsun fark etmez.
Aslinda hepimiz birbirimize yardim etmek istiyoruz, insanlik bunu
gerektirir cunku.
Hayatimizi digerlerinin acilari uzerine degil, mutluluklari uzerine
kurmak isteriz.
Kimseden nefret etmek ya da kimseyi hor gormek istemiyoruz.
Yeryuzunde herkese yetecek kadar yer ve zenginlik var.
Hayat hur ve mutlu bir sekilde yasanmali ama biz bu dogru yoldan koptuk.
Hirs; insan ruhunu zehirledi, insanlar arasina nefret duvarlari ordu ve
bizi sefalet ve katliamlara surukledi.
Hayati daha hizli yasiyoruz belki ama kendimizi dis dunyaya kapattik,
makinelesme ise bolluk getirecekken, bereketi goturdu.
Artan bilgimiz bize kibir verdi, zekamiz da nezaketimizi ve anlayisimizi
dusurdu.
Cok dusunuyoruz ve az hissediyoruz.
Oysa makinelerden cok insanliga muhtaciz.
Zekadan cok nezaket ve anlayisa ihtiyacimiz var.
Aksi takdirde hayat bir kargasa olur ve yitik bir hale doneriz.
Ucak ve radyo gibi icatlar bizi birbirimize yaklastirdi.
Zaten bu icatlarin ortaya cikma sebepleri, insanlarin icindeki kardeslik
duygusu ve iyiligin ispatidir.
Iste, su anda soylediklerim tum insanlara ulasiyor; insanlarin
ozgurluklerini ellerinden alip onlara iskence eden bir sistemin kurbani
olan umitsiz kadinlara, erkeklere ve cocuklara.
Beni duyanlara sesleniyorum, umudunuzu yitirmeyin!
Uzerimizdeki kara bulutlarin sebebi; hirslarinin kolesi olanlarin,
insanligin gelisiminden korkmalaridir.
Bu nefret, diktatorlerin olumuyle birlikte ortadan kalkacaktir.
Boylece onlarin halktan caldiklari guc de halka geri donecektir.
Insanlar olse bile hurriyet olmez!
Askerler; kendinizi bu canilerin eline birakmayin cunku onlar sizi
asagilar, sizi kole yapar, sizi bir suruye cevirir, size ne yapmanizi,
ne dusunmenizi, ne hissetmenizi dikte eder, sizi ezerler ve sizi suru
yerine koyup goz gore gore olume yollarlar!
Kendinizi bu insanliktan cikmis, makinelesmis kalplere sahip
makinelesmis insanlarin ellerine birakmayin.
Siz ne makine ne de surusunuz!
Siz insansiniz, kalbi insanlik sevgisiyle dolu olan...
Siz nefret etmezsiniz!
Nefret; sadece sevilmeyenin ve insanliktan cikmis olanlarin bildigi bir
seydir.
Askerler, esaret icin degil, ozgurluk icin savasin!
Incil de de yazdigi gibi; Cennet insanlarin icindedir Tek kisinin yahut
bir zumrenin icinde degil, herkesin icindedir!
Sizin de!
Siz insanlar, kimisi gucunu makine uretmek icin kimisi de mutlu olmak
icin harcayan insanlar.
Bu sizin elinizde; gucunuzu hayati ozgur ve guzel bir hale getirmek, onu
hos bir maceraya cevirmek ici harcayin.
Demokrasi icin bu gucu kullanalim, hepimiz birlik olalim!
Yeni bir dunya icin mucadele edelim; genc erkeklerin is bulabildigi ve
yaslilarin da omurlerinin son demlerini huzurlu bir sekilde yasadigi
guzel bir dunya icin.
Boyle dunyalar vaat ederek, caniler iktidari ele aldilar.
Oysa onlar yalancidir!
Vaatlerini yerine getirmediler, getirmeyecekler de!
Diktatorler kendi hirslarinin pesinde kosup baskalarini kolelestirdiler.
Simdi biz, bu vaatleri gerceklestirmek icin mucadele edelim!
Ozgur bir dunya icin savasalim; sinirlarin olmadigi, hirsin, nefretin ve
hosgorusuzlugun galebe calmadigi bir dunya icin.
Ozgur bir dunya icin savasalim; bilimin insanlarin iyiligi icin
kullanildigi akilci bir dunya icin.
Askerler, demokrasi adina birleselim!
Charlie Chaplin
%Insanlarin beyin tembelligini gordukce, her istedigimizi yapabiliriz.
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/
--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.