------------------------------------------------------------------------

  *NEVAL KAVCAR* <http://haberiniz.com.tr/yazar/180/neval-kavcar.html>:
  Din Alimliği Paravan mı?

Jin Dergisinden ABD Başkanı Wilson’a.. <#mozTocId489088>
Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti <#mozTocId495391>
Kürtçü - Ermeni İşbirliği.. <#mozTocId562955>
Gelelim Tekrar Said Okur’a.. <#mozTocId315199>

19 Ekim 2011


Said-i Nursi’nin(Kürdi) 1918 yılında, yani kırk küsur yaşında
İstanbul’da Kürt Neşr-i Maarif Cemiyetinin kurucuları arasında yer
aldığını yazmıştım. İngilizlerin kışkırtması ve desteği ile kurulan
Kürdistan Teal-i Cemiyetinin yan kuruluşu. Gayesi, daha o tarihte
İngilizlerin menfaati doğrultusunda Kürt özerk bölgesinin oluşturulması
için, günümüzdeki TRT 6’sı gibi, Kürtleri tek çatı altında toplamaya
dönük faaliyet.

Osmanlı yıkılmış, işgal kuvvetleri Anadolu’yu parçalarken, Kürt Neşr-i
Maarif Cemiyetinde yazmanın anlamı nedir? O eski Sait’ti demek, paça
kurtarma stratejisidir. Ya Dünya’dan bir haberler inanır o safsataya, ya
da aynı onun gibi düşünenler.

Mensuplarına kavimciliğin günah olduğunu söyleyen beyefendi, /*"Ebnâ-i
cinsi"*/ni öne çıkarmış yıllarca. Bu konuda 1909’da /*"Kürt
Milliyetçiliği"*/yaptığı /*"İki Mekteb-i Musîbetin Şahâdetnâmesi"*/
kitabını yazmış. Van’a dili Kürtçe olan üniversite istemiş
/*"Zehra"*/adıyla. O okulun açılması için 1907’de Abdulhamid’e dilekçe
veriyor.

Sonra 1908’de, bir yıl sonra /*"Şark ve Kürdistan"*/Gazetesinde yazmaya
başlıyor. Gazete’nin özü /*"Kürtçülük"*/.

/*"Molla Said-i Kurdî’nin de yazarları arasında bulunduğu gazetenin ilk
sayısında Said-i Kurdî (Nursî) Abdülhamid’e şöyle sesleniyordu."*/(Dirok)

/*"Yeni açılan bu mekteplerdeki öğretmenlerin mahalli dili (Kürtçe)
bilmemeleri dolayısıyla bu çocukları eğitim ve öğretimden mahrum
bırakmaktadır. Bu ise vahşete, karışıklığa, dolayısıyla batının gürültü
ve patırtı çıkarmasına sebep oluyor."*/ (Şark ve Kurdistan, 1908 – Sayı;1)

Eğitim Kürtçe olsun diyor padişaha.

*****

Neyse efendim bugün, Said-i Kürdi değildi konum. Kürt Neşr-i Maarif
Cemiyetinin faaliyete geçtiğini duyuran Jin Dergisinin, günümüz
Kürtçülerince kutsandığı idi. O dönem Kürt vatanseverlerce
çıkarıldığını, baskılar sonunda kapandığını yazıyorlar. Dün Osmanlı
toprakları üzerinde özerk Kürt bölgesi kurup, enerji kaynaklarını
sömürmek isteyen İngiltere vardı, bugünde aynı düşünce içindeki ABD.

*****


    *Jin Dergisinden ABD Başkanı Wilson’a..*

*Said-i Kürdi’nin */*"Kürtler! Beşyüz sene yattınız. Yeter artık.
Uyanınız.."*/*seslenişine karşılık mıdır bilinmez, Jin Dergisi yazarı
Dr. Abdullah Cevdet */*"Kürtler Uykuda Değil"*/*başlıklı yazısında, ABD
başkanı Wilson’a bakın ne diyor?*

/*"Waşington’un özgür ve yüce ruhu, Long Fellon’un merhameti ve duyarlı
yüreği, Wilson’un bilgi ve uygulamasında taze ve ateşli bir hayat
yaşatır.. Kürdler! böyle bir çağın böyle bir kıyametinde uyumak mümkün
müdür?*/

/*Ey Kürt uyan diye bağırmaya ben gerek görmem, çünkü eğer Kürtler
uykuda, hala uykuda iseler, çoktan, pek çoktan ölmüşler demektir. Kürt
uyanıktır ve kendisini yüzyıllardan beri uykuya çağırmış ve kendileri de
uykuya dalmış olan efendileri de uyandıracaktır."*/ (Sayı:1, Sayfa: 6)

*Özetle */*"Wilson prensibinden Kürtleri de yaralandırın"*/*diyor(1908).
2003’de TBMM’de Kabul edilen */*"İkiz yasalar"*/*la o istek, 103 yıl
sonra gerçek oluyor. Uygulanması için */*"Anayasal"*/*değişikliğe
ihtiyaç var efendim. Şimdi o çalışma sürüyor.*

*** **


    *Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti*

Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti, 19 Eylül 1908 tarihinde kuruldu.

/*"Derneğin programı şöyleydi: Okullar açmak, Kürtleri idarî ve yargı
görevlerine atamak, Kürtçe dilini resmi dil olarak kabul ettirmek,
Kurdistan’ın muhtelif şehirlerinde üniversiteler açmak, anadilde siyasi
gazete ve dergiler çıkarmak, mecliste Kürt temsilcilerinin de sürekli
olark bulunmasını sağlamak, Kürdistan’da ekonomiyi canlandırmak…"*/ (Dirok)

/*"Dernek, 9 Kasım 1908′de İstanbul’da *//*"*//*Kürd Teavün ve Terakki
Cemiyeti*//*"*//*adıyla bir gazete çıkardı. Gazete,haftalık ve sekiz
sayfa olarak yayımlandı…. Kültür ve eğitim içerikli makaleler gazetede
önemli yer işgal ediyordu. Dikkat çeken makalelerin yazarları Said-i
Kurdi (Bediüzzaman Said-i Nursi), İsmail Hakkı Babanzade ve ulusal
hareketin diğer etkili düşünürleriydi."*/ (Dirok)

Said-i Nursi Kürt ulusal hareketinin etkili düşünürü" mü, yoksa din
alimi mi? Varın siz karar verin.

*Hayatının önemli bir bölümünü Kürtçülüğe hizmetle geçirmiş Said Beyin,
din kisvesi altında Türk çocuklarına */*"kavmiyetçilik günah"*/*deyip
milliyetlerinden vaz geçirmek de bir nevi davasına hizmet sayılır mı,
sayılmaz mı?*

*****


    *Kürtçü - Ermeni İşbirliği..*

"Paris barış Konferansına(20 Kasım 1919- Paris)

*Bizler, aşağıda imzası bulunanlar ermeni ve Kürt uluslarının
temsilcileri Büyük Barış Konferansı’na iki ulusun da aynı Ari kavimden
ve çıkarlarının da aynı olduğunu ve aynı amacı, yani kendi
bağımsızlıkları amacını güttüklerini belirtmekten şeref duyarız.*

Şu halde Barış Konferansı’ndan, aramızda tam anlaşmaya varmış olarak
beraberce sizden, ulusların hakları prensibine uygun olarak Birleşik
Bağımsız Ermenistan ve Bağımsız bir Kürdistan’ın yaratılmasını,
kurulacak olan bu devletler yardımını alabilmesinin teminini….

İmzalar: Boğos Nubar (Ermeni Milli Delegasyonu Başkanı), Dr. H.
Ohancanyan (Ermenistan Cumhuriyeti Delegasyon Başkan Vekili), Şerif Paşa
(Kürt Milli Delegasyonu Başkanı)

Yoruma gerek var mı?

*****

1900’lü yıllarda Kürtçülüğe hizmet edenler, kırklansa bile temizlenemez
kanımca. Günümüz PKK’sı ve siyasi uzantısından farkı nedir o gün ki
faaliyetlerin. O işler /*"eski-yeni"*/ Sait’le açıklanamaz.

*****


    *Gelelim Tekrar Said Okur’a..*

Said-i Kürdi’yi yazarken, karşıma epey Kürtçülük dokümanı çıktı. *Bu
arada Said Bey için */*"Kürt kökenli"*/*ama Türk düşmanlığı yapmamış,
diyenler çıktı.*Bahsettiğim neredeyse hayatının kırk küsur yılında,
Kürtçülükle iştigal ettiğidir. Cumhuriyet kurulana kadar, İngilizlerin
desteği ile kurulan bir takım cemiyetlere üye olduğu, /*"Ebnâ-i
cinsi"*/için Kürtçülük yapan yayın organlarında köşe yazdığıdır.

*Bahsettiğimiz kişi başında kavak yellerinin estiği dönemde değil, aklı
başında, şuurlu, kırklı yaşlardadır. Bu toprakların bölünerek üzerinde
*/*"Kürdistan"*/*kurulma çalışması, Türklere düşmanlık değil de nedir?*

Kendisini iki yönden ele almak şart. İlki Kürtçülüğü, diğeri İslâm adına
attığı iddia olunan adımların gerçekten İslâm’a katkısı olmuş mudur?
İkincisi için hem yanlışları ön plana çıkıyor, hem de din kisvesi
altında yine /*"Kürtçülük"*/yaptığını, dinini diyanetini bilenler söylüyor.

*Hayatının kırk küsur yılını Kürt merkezine oturtmuş ve bu uğurda
çalışmış Said-i Kürdi nasıl olup da, din alimliğine soyunmuş? İşgal
kuvvetleri Anadolu’yu parçalamayı başarsaydı, din alimi mi, yoksa Kürt
özerk bölgesinde başka bir görevi mi olacaktı? *Kendisine eski Sait
derse, bizim de o soruyu sorma hakkımız doğar.

Risale denilen satırlarını tartışılmaz kılması bile başlı başına
tuhaflık. Kuran-ı Kerimi her tefsir eden o yasağı koysa, çıkmaz sokağa
hapsolunuruz. Kaldı ki, Sait Beyin satırları tefsir değil. Kanaat ile
Kuran’ın kendinden ve satırlarından bahsettiğini söylüyor. Müritler
bunun ne korkunç bir şey olduğunu düşünmüyor.

*Allah akıl vere demeyeceğim, var olanı kullanmalarının önünü zaten Said
Bey kesmiş. */*"Satırlarıma güvenin, kimselere inanmayın"*/*demiş.*

*****

*Bu yazıda, topraklarımızdaki Kürtçülük faaliyeti ve kışkırtan ülkelerin
menfaati anlatılacaktı. Kürtçülerin Wilson’dan Lenin’e, İşgal kuvvetleri
komutanlığından, Paris Barış konferansına; */*"Kürdistan
istiyoruz"*/*şeklinde özetlenebilecek faaliyetleri özetlenecekti.*

Ne yazık ki Said-i Kürdi ile ilgili önceki iki yazının, ruhuna hapsoldum.

Türk-İslam coğrafyasının huzura kavuşması için, bu tür kimlikler ve
safsataları araştırılmalı, neticesi ilmen ortaya konulmalı. Bu
topraklardan Türkleri atmak için, batının her yol mubah felsefesine
destek verenler, aydınlığa çıkarılmalı.

*Çünkü gidecek bir yerimiz yok. Verecek bir karış toprağımız da.*

http://haberiniz.com.tr/kose-yazisi/42042/din-alimligi-paravan-mi--neval-kavcar.html
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-160328163627 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/17  10:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com

 

Gelismis toplumlar dindar olduklari icin degil dine ragmen gelismistir.

Mark Twain

Anadolu direnisi bir bloftur.
Avrupa medeniyeti Anadolu yu bu zararli hasereden temizleyecektir.
Hukum galibindir.
Medeniyeti temsil eden Ingiltere gibi bir devlete itiraz etmek kustahliktir.

Nazir Riza Tevfik-1920

Dr. Murat Beyazyuz : Savunma Mekanizmalari

Savunma mekanizmalarinin esas islevi, zihnin zorlanma durumlarinda,
zihinsel yapinin butunlugunu ve dengesini surdurmektir. O halde, normal
disi zihinsel isleyisin belirleyicisi savunma mekanizmalarinin
kullanilmasi degildir. Istisnasiz her insan, zihinsel yapisinin
butunlugunu korumak ve kendisini dengede hissetmek icin savunma
mekanizmalari kullanir. Bununla birlikte savunma mekanizmalarinin nasil,
ne $iklikta ve hangi durumlarda kullanildigi normal disi isleyisi
belirlemekte bir kriter olabilir.

Zihinsel aygit ayni anda birbiri ile bagdasmayan bircok durtunun
zorlamasiyla karsilasirsa bu duruma catisma denir. Catisma kavrami ayni
zamanda superego istekleri ile id istekleri arasindaki uyumsuzlugu ve
hatta id veya superego nun isteklerinin dis dunya ile uyumsuzlugunu da
anlatir. Bu catismalarin ego da yarattigi anksiyete savuma
mekanizmalarinin yardimiyla giderilir.

Simdi bu savunma mekanizmalarini kisaca anlatmaya calisalim.

Bilincdisi Bastirma (Repression)

Durtulerin, insanin istegi disinda bilincdisinda tutulmasi ve bilince
cikmalarina izin verilmemesi anlamina gelen bilincdisi bastirma
(repression) ile, istenmeyen, hosnutsuzluga yol acan istek, ani veya
duygularin bilincdisina itilmesi yonundeki cabayi anlatan bilincli
bastirma (supression) birbirinden farkli zihinsel surecleri ifade eder.
Bilincdisi bastirma ile bilincdisinda tutulan durtuler hicbir zaman
bilince cikmamislaridir ve cikamazlar.

Bilincli bastirma ile bilincdisina itilen yasantilar ise daha once
bilincli olarak yasanmislardir ve daha sonra bilincdisina itilmislerdir.

Sonradan bilincdisina itilen bu yasantilar, bilincdisi bastirma
mekanizmasi ile id de hapis tutulan durtulerden farkli olarak
gerektiginde bilince tekrar cikarilabilirler.

Bilincdisi bastirma (repression) savunma mekanizmalari arasinda en
onemli olandir, zira diger tum savunma mekanizmalari bu savunma
mekanizmasi ile birlikte calisirlar.

Genellikle bastirmanin yetersiz kaldigi durumlarda, diger savunma
mekanizmalari zihinsel yapinin selameti icin bastirma nin yardimina
kosarlar.

Bastirilan durtulerin veya catismalarin zaman zaman davranislarda bir
takim etkileri olabilir. Mesela odipus kompleksinin cozumlenmeden
bastirilmasi sonucu, yetiskinlikte bir takim cinsel sorunlar, karsi
cinsle ilgili kararsizlik durumlari ortaya cikabilir.

Yadsima (Denial)

Kotu bir durumla karsilastigimizda soyledigimiz bu gercek olamaz cumlesi
yadsimanin izini surmek icin iyi bir ornektir. Yadsima, icten ya da
distan gelen tehlikeli bir durumun yok sayilmasidir. Tum ilkel savunma
mekanizmalarina degisen oranda yadsima da eslik eder. Hosnutsuzluk
yaratan bircok olay, bilincdisina bastirilirken, ayni zamanda yasanmamis
gibi de hissedilir, yani bastirmaya yadsima eslik eder.

Yansitma (Projection)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan yasantilarin sorumlulugunu,
kendi disindaki nesnelere yukleyerek bu yasantilarin yaratacagi
anksiyeteden kurtulabilir. Yansitmanin bir diger sekli de, hosnutsuzluk
yaratan veya dis dunyaya uygun olmayan id veya superego isteklerinin
baska kisilere mal edilmesidir. Boyle bir durumda da yansitma, yadsima
ile birlikte calisir.

Neden Bulma (Rationalization)

Bu savunma mekanizmasi yapilan hareketi hakli gostermek icin ya da hayal
kirikliklarinin etkisini azaltmak icin kullanilabilir. Ornegin, bir
elektronik cihazi kullanim kurallarina tam olarak riayet etmeksizin
kullanan ve bu ihmali ile cihazin bozulmasina sebep olan kisi, cihazin
kaliteli olmadigini, dayaniksiz oldugunu veya bir imalat hatasi oldugunu
soyleyerek kendisini sucluluk duygularindan kurtarmaya calisabilir.

Anlasilabilecegi gibi, neden bulma savunma mekanizmasi da hemen her
zaman yadsima ile birlikte kullanilir.

Dislastirma (Externalization)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan dusunce, duygu veya isteklerin
dis dunya ile ilgili oldugunu ve kendi zihinsel sureclerinden
baglantisiz oldugunu dusunur. Dislastirma surekli sanssizliktan yakinan
insanlarin $iklikla kullandigi bir savunma mekanizmasidir.

Iclestirme (Introjection)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi baska bir insanin veya baska bir
toplulugun ozelliklerini zihinsel yapisinin icine alir ve kendi
kisiliginin unsuru haline getirir. Amac her savunma mekanizmasinda
oldugu gibi zihinsel aygiti gerilimden korumaktir fakat bu savunma
mekanizmasinda gerilim daha cok dis kaynaklidir. Superegonun olusumunda
bu iclestirme mekanizmasinin esas rolu oynadigini soylemistik.

Ice Alma (Incorporation)

Bu mekanizmada, insan cesitli sebeplerle ayrilmak zorunda kaldigi kisi
veya kisileri, bu kisilerden ayrilmasinin yarattigi anksiyete ile bas
edebilmek icin kendi zihinsel aygitina dahil eder, bu kisilerin
ozelliklerini kendi egosuna eklemler. Yani bir bakima o kisileri kendi
icinde yasatir. Mesela, babasini kaybeden biri, onun paltosunu giyerek,
onun tespihini kullanarak veya onun gibi davranarak onun ozelliklerini
kendi ego suna dahil eder ve boylece ondan ayrilmanin yarattigi
anksiyeteyi savusturur.

Odunleme (Compensation)

Bu savunma mekanizmasi ile insan, zihninde yer alan ek$iklik,
yetersizlikle ilgili imajlardan, bedenindeki ek$ikliklerden ya da
kusurlardan veya sosyal alanlardaki yetersizliklerinden kaynaklanan
rahatsiz edici duygularindan kurtulmak icin bu ek$ik taraflarini yadsir,
ama bu yadsima yeterli olmadigi zaman zihinsel, bedensel veya sosyal
baska alanlarda kendisini gelistirerek ek$ik oldugu taraflarini
yadsimayi kolaylastirir.

Ne var ki odunleme savunma mekanizmasi da diger savunma mekanizmalari
gibi her zaman olumlu sonuclar dogurmaz. Ornegin, zihinsel bir takim
ek$iklik imajlari sebebiyle surekli asagilanmaktan korkan bir insan,
entelektuel alanda kendisini gelistirerek, bilgileri ile etrafindakileri
surekli asagilamayi secebilir. Boyle bir durumda da odunleme
mekanizmasinin yansitma ile birlikte calistigini goruruz.

Yuceltme (Sublimation)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi durtu, egilim ve isteklerinin dis dunya
gercekligi ile ortusmedigi durumlarda, bu durtu, egilim ve isteklerine
toplum tarafindan hos gorulebilecek kiliflar hazirlayarak zihinsel
gerilimden kurtulur.

Yer Degistirme (Displacement)

Bir duygu ya da durtu, asil hedefinden baska bir hedefe dogru
yonlendirilmesi veya, bir duygunun ya da durtunun yerine bir baskasinin
gecirilmesi seklinde calisan bir savunma mekanizmasidir. Baskici bir
babanin disiplininde yetismis bir kisi babasina karsi olan saldirgan
durtulerini ileride kocasina yonelterek bu durtulerin yarattigi
anksiyeteden kurtulabilir. Diger durumda ise kisinin babasina yonelmis
yogun saldirgan durtulerinin yerine yogun bir sevgi, saygi ve ilgi
gecebilir.

Ozdeslesme, ozdesim kurma (Identification)

Yetiskinlikte daha cok kisinin kendi degerini arttirma veya kendisini
korumak amaci ile kullanilir.

Ozdesim yoluyla edinilen kimlik bazi durumlarda yetersiz kalabilir ve
kisiyi ciddi bir catisma icine sokabilir. Bu nedenle ozdeslesmenin
derecesi ve cesitliligi bu savunma mekanizmasinin islevselligi acisindan
oldukca onemlidir.

Karsit Tepki Olusturma (Reaction-Formation)

Bilincdisindaki durtu, egilim ve isteklerin bastirma mekanizmasi ile
engellenmesi her zaman mumkun olmaz, bazen kisi, bilincdisindan gelen bu
zorlayici isteklerle bas edebilmek icin bilincli olarak bunlarin tam
tersi seklinde davranislar sergileyebilir ve bu sekilde sucluluk
duygulari onlenir ve toplumun daha rahat kabul edebilecegi bir kisilik
gorunumu olusturulur.

Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation)

Insan hayatta her an hayal kirikliklari veya p$ikolojik travmalarla
karsilasabilir. Bu durumlarin yaratacagi gerilimden korunmak icin bazi
insanlar, normal bir zihinsel surec olan duygulanma egilimlerini
baskilarlar. Boylece hayal kirikliklari ve p$ikolojik travmalarin
etkilerini en aza indirmeye calisirlar. Duygusal soyutlanma olarak
adlandirdigimiz bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar genellikle
duygusal olmayi bir zayiflik sayarlar ve bu sebeple guclu olmak ugruna
kendi duygularina yabancilasirlar.

Dusunsellestirme (Intellectualization)

Dusunsellestirme dedigimiz savunma mekanizmasi, neden bulma ve duygusal
soyutlanma mekanizmalarinin birlikte kullanilmasiyla olusur. Hayal
kirikligi veya sucluluk duygulari gibi hosnutsuzluk yasantilari
karsisinda kisi, hem durum karsisinda duygularinin aciga cikmasini
engeller hem de bunu kolaylastirabilmek icin hosnutsuzluk yasantilarina
kendisi disinda nedenler bulur.

Duygudaslik (Sympathy)

Insan dis dunyadan gelebilecek tehlikelere karsi her zaman tedbirli
olmak zorundadir. Dis dunya dedigimiz seyi buyuk olcude de diger
insanlar olusturur. Duygudaslik dedigimiz savunma mekanizmasinda insan,
diger insanlara kendini sevdirerek onlardan gelebilecek tehlikeleri
engellemeye calisir. Bu savunma mekanizmasini kullanan bir kisi, diger
insanlar tarafindan begenilmek, sevilmek ve onlardan zarar gormemek icin
surekli diger insanlarin fikirlerini dinler, onlara hak verir, onlari
destekler, kendisine yanlis gelen seylere dahi itiraz etmez ve kendi
gercek goruslerini asla tam olarak ortaya koymaz.

Surekli sevilme ihtiyaci hisseden bu insanlar, sevilmek icin kendi
gercek kisiliklerinden vazgecmis olmanin anksiyetesini de yasarlar ve
icten ice dusmanca duygularini da kendilerini bir sekilde sevdirdikleri
insanlara yoneltirler. Duygudaslik mekanizmasinin yaninda bu
mekanizmanin sonucu olarak ortaya cikan bu dusmanca duygularin da
bastirilmasi gerekir. Bu kadar cok isi yapmaya calisan ego zayif
dusebilir ve bu insanlar hic beklenmedik ofke patlamalari
sergileyebilirler.

Boyun Egme (Submission)

Bu savunma mekanizmasi da duygudaslik ile ayni amaca hizmet eder. Amac
diger insanlardan gelebilecek tehlikelerin onunu kesmektir. Duygudaslik
mekanizmasindan farkli olarak bu savunma mekanizmasinin kullanildigi
durumlarda sevgi arayisi, sevilme ihtiyaci yoktur ve guvende olma, zarar
gormeme dusuncesi daha on plandadir.

Yapma Bozma (Undoing)

Bu savunma mekanizmasinin isleyisi, adindan da anlasilabilecegi gibi,
diger savunma mekanizmalarinin tam bir basarisizligi durumunda, ego nun
son bir telafi manevrasi olarak ozetlenebilir. Soyle ki; ego nun
kullandigi savunma mekanizmalarini atlatmayi basaran bilincdisi istek,
durtu veya arzular gercek dunyaya ulasirlar ve id deki gerilimin bir
sekilde bosalmasini saglarlar, yani savunma mekanizmalari basarisiz
olur, sonrasinda ego bu yenilgiyi telafi etmek icin id in haz elde
etmesinde rol oynayan araci mekanizma uzerinde degi$iklik yapma yoluna
gider. Bunun orneklerine farkinda olmadan $ikca rastlariz. Mesela, her
gun rastlayabilecegimiz, ama mantiksal olarak hicbir anlam ifade etmeyen
sozunu geri alma fiili, basit bir yapma bozma isidir.

Donusturme (Conversion)

Bu savunma mekanizmasi iki amacla kullanilabilir; bunlardan ilki diger
savunma mekanizmalarinda oldugu gibi, bilincdisi durtulerin bilince
erismesini engellemektir, donusturme mekanizmasinin diger kullanilma
amaci ise dis dunyadan gelen ve zihinsel aygiti zorlayan yasantilardan
kacmaktir. Donusturme mekanizmasinda, ic veya dis kaynakli zorlayici
etkenlerin yarattigi gerilim anksiyete seklinde yasanmaz, bu gerilim
donusturulur ve vucutta bir takim hastalik belirtileri seklinde ortaya
cikar. Bu belirtilerin tibben, organik sebepleri yoktur ve bu savunma
mekanizmasi normal olmaktan oldukca uzaktir. Sinirsel bayilmalar,
$ikintili olaylar sonrasinda vucudun cesitli yerlerinde ortaya cikan
uyusmalar, titremeler, guc kayiplari donusturme mekanizmasina ornek
olarak verilebilir.

Cilecilik (Asceticism)

Dis dunyanin sartlari karsisinda, cinsel veya saldirgan durtulerine her
hangi bir doyum araci bulamayan kisi bu durtulerini tamamen bastirir ve
tum haz veren faaliyetlerden uzak durma yoluna gider. Bazi tarikat
mensuplarinda bilincli bir fiil olarak gorulen bu cilecilik, ozellikle
ergenlerde, bas edilemeyen durtulere karsi kullanilan bilincdisi bir
savunma mekanizmasidir.

Ego p$ikolojisi teorisine gore normal disiligi belirleyen sey bu savunma
mekanizmalarinin kullanilmasi degil bunlarin ne $iklikla ve ne sekilde
kullanildigidir.

Ego p$ikolojisi teorisi, temelde durtulerden cok ogrenilen davranislari
ve dis dunya ile iliski bicimlerini esas aldigi icin, doga bilimlerine
durtu teorisinden daha yakin bir noktadadir.



Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/






 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap