Bizde de yüksek yargının benzer kararları vardır.
Ve bizdeki kararlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar götürülmüştür.
Ve bu kararlar AİHM tarafından onanmıştır.

Sizin anlayacağınız türban basitçe insanların başlarını soğuktan korumakta kullandıkları bir giyisi parçası değil. Her seviyede mahkeme tarafından tescil edilmi ki, türban tıpkı haç gibi, kippa gibi dinsel bir simge.
Aslında türban giyenler de aynı şeyi söylüyorlar.
Bu konuda mahkemeler ve türban savunucuları hem fikir.

Velev ki, bir simge olsun ne olur diyecek olanlar çıkabilir.
Bana göre sokakta bir sorun yok zaten.

Sorun, türban takanların ve severlerin siyasi İslam'ı gündelik yaşamda bir referans sayıp saymayacağı endişesinde düğümleniyor. Ve görüyoruz ki, türban takıntısı olan hakimler, savcılar, valiler, kaymakamlar, polisler, emniyet müdürleri, şefler, müdürler kısacası her seviyede memurlar ve amirler siyasi İslamı gündelik yaşamlarında bir referans olarak kabul ediyor ve bunu icraatlarında sergiliyorlar. O halde on küsur yıllık AKP deneyimi bize bunu kanıtlamıştır ki, mürtecinin ılımlısı falan olmuyor.
Türban da bir füruat değil.
Başa örtülen bir çaput parçası hiç değil.
*Aslında çok fazla ülkede, çok uzun süre deneyimi yapılmıştır.
Ben diyeyim yüz ülke, siz diyin beşyüz, ben diyeyim bin yıl, siz diyin binbeş yüz yıl. Artık bu işin çıkmaz yol olduğunu anlamak için kaç yüzyıl ve kaç ülke daha lazım ben bilmiyorum.*

Türban, çador, nikba, peçe, kara çarşaf gibi uzayıp giden bir liste var.
Ve bu liste asla masum değil.
Taş devri özentisinin bayrağı.
Yüreksiz erkeklerin kadınlar üzerinden yürüttükleri bir mücadelenin aracı.

Gamalı haç, Svastika'dan hiç farkı yok.
Bir düşünün, hayal edin, NAZİZM üçyüz ülkede, bin yıldır deneyimlenmiş olsun. Ve hala daha yok o pratiği hatalıydı, biz daha iyisini yapacağız, siz Mein Kamp kitabını iyi okuyamadınız, biz daha iyi anladık.
Tekrar tekrar NAZİZM denesek nasıl olur?

Saçma değil mi? İşte öyle saçma.

Saygılar.

Oraj POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA

------------------------------------------------------------------------
bayrak


 Avrupa Adelet Divanı'ndan türban yasağına onay

31.05.2016 15:31

Avrupa Adalet Divanı, bir işyerinin /*"dini ve ideolojik tarafsızlık ilkesi gereği"*/ kadın çalışanlarına türban yasağı uygulayabileceğine karar verdi.

Karar, Belçika vatandaşı Müslüman bir kadın çalışanın açtığı dava üzerine alındı.

G4S Secure Solutions şirketinde resepsiyon görevlisi olarak çalışan kadın, *3 yıl sonra türban takmaya başladı.*

İşyerinde türban kullanılmayacağını belirten şirket, Achibata'yı işten çıkardı.

Bunun üzerine kadın çalışan, şirket aleyhine *Belçika Mahkemesi'ne dava açtı.*

Tazminat talebiyle açılan *davaya Belçika Ayrımcılık Kurumu ve İslamcı örgütler de destek verdi.*

*Mahkeme, dosyayı Yargıtay'a* gönderdi. *Belçika Yargıtayı da, konuyu Avrupa Birliği'nin en üst hukuk organı olan Lüksemburg'daki Avrupa Adalet Divanı'na* havale etti.


   'Ayrımcılık değil'

Avrupa Adalet Divanı, türban yasağının ayrımcılık içerip içermediğine ilişkin başvuruyu karara bağladı.

*AB Mahkemesi, işverenin türban yasağını haklı buldu.*

Kararda, bir işyerinin dini ya da politik sembollerin açıkça kullanılmaması konusunda aldığı bir kuralı varsa, buna uyulması gerektiğine işaret edildi.

İşyerinin siyasi ve dini konularda tarafsız kalmak amacıyla, kadın çalışanlarına türban yasağı uygulayabileceği belirtildi ve bunun ayrımcılık olmadığı vurgulandı.

Avrupa Adalet Divanı'nın aldığı karar tavsiye niteliğinde.

Ancak Avrupa mahkemelerinin, verdikleri kararlarda bu tavsiyeleri genellikle dikkate aldıkları belirtiliyor.

------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-160531163834 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/01  12:48 5  4 gercekegitimci...@googlegroups.com



Carpik ayakkabi carpik ayaga uyar.

Mevlana

Duveli Muazzama ile eski dostlugumuzu devam ettirseydik, degil Izmir den hicbir taraftan mahrum kalmayacaktik. Itilaf devletlerinin itimadini mutarekeden beri cidden kazansaydik, artik bu topraklarda Ittihatci olmadigini ispat edebilseydik, daha uygun sulh sartlari elde edecektik

(ALi KEMAL, Peyami Sabah, 19.2.1920)

Kur an daki Celiskileri Goz Ardi Etme Cabalarinin Yeni Celiskilere Neden Olmasi

Muhammed in, Tanri dan geldi diyerek yerlestirdigi hukumlerin celiskili ya da birbirleriyle tutarsiz olmasi, bir aralik oylesine goze batar ve oylesine halkin tuhafina gider olmustur ki, gerek Araplar, gerek Yahudiler ve Hiristiyanlar onu alaya almislardir. Tanri nin asla hata yapmayacagini, Kur an i sil boz tahtasi haline sokmayacagini, celiskili hukumler koymayacagini soyleyerek, Muhammed i uydurmacilikla damgalayanlar olmustur. Onlarin bu sekilde konusmalarina karsi Muhammed, Kur an i uydurmadigina dair Tanri dan vahiy geldigini soyleyerek isin icinden siyrilmaya calismistir. Bu amacla Kur an koydugu ayetlerden biri soyledir:

Ey Muhammed sana, Kur an i kendiliginden uydurdu derler; de ki, Uydurdumsa sucu bana aittir ... (Hud Suresi, ayet 35).

Bunu yaparken, Kur an da, celiski bulunmadigini, cunku celiski ve tutarsizlik gibi seylerin insana ozgu olup, ancak insan yapisi kitaplarda (sozlerde) bulunabilecegini, oysa ki, Tanri dan sadir olan sozlerde boyle bir sey olamayacagini anlatmak uzere su ayeti koymustur:

(Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82).

Fakat, isi biraz daha saglama almak icin, ayetlerin zamana ve ihtiyaca gore Tanri tarafindan degistirildigini soyleyerek, celiskili gibi gorunen ayetlerin kaldirilmis oldugu kanisina yer vermistir. Nahl Suresi ne koydugu su ayeti okuyalim:

Bir ayetin yerini bir baska, ayetle degistirdigimizde -ki Allah indirdigini gayet iyi bilir onlar Muhammed e, Sen sadece uyduruyorsun derler. Hayir, oyle degildir (Nahl Suresi, ayet 101).

Bunu pekistirmek uzere de, Allah diledigini mahveder, diledigini birakir (Rad Suresi, ayet 39) seklindeki ayetleri ornek vermistir. Anlatmak istemistir ki, Tanri, her yarattigini diledigi gibi yok edebildigi gibi, diledigi ayetleri nesh eder , yani kaldirir ya da degistirip yerine bir baskasini koyar veya oldugu gibi birakir. Bu dogrultuda olmak uzere, Kur an koydugu ayetlerden bir digeri soyledir:

Herhangi bir ayetin hukmunu yururlukten kaldirir veya unut-tufursak, onun yerine daha hayirlisini veya benzetini getiririz... (Bakara Suresi, ayet 106).

Yani Tanri, koymus oldugu ayetlerden herhangi birini kaldirmak istedigi zaman, onun yerine daha iyisini , daha hayirlisini ya da benzerini koymakta oldugunu bildiriyor! Ancak, Muhammed, bu tur ayetleri one surerek Kur an da celiski olamazmis, yani Tanri celiskili hukum koymazmis kanisini yaratmaya calisirken, cok daha sakincali celiskilere neden olmustur. Bir yandan Tanri yi, Hic yanilmayan, din gununun sahibi olan, her seyin hakimi, ilim ve hikmetin kokeni, ebediyetler ve ezeliyetler boyunca hata islemez olan, her seyi en mukemmel bir sekilde onceden hesaplayan, her yaratigin kaderini daha dogmadan once deftere yazan olarak tanimlarken, yani Tanri nin asla yanilmaz, asla hata yapmaz, her seyi en mukemmel ve ek$iksiz, en hayirli sekliyle dusunur ve yapar oldugunu belirtirken, diger yandan bu ayni Tanri nin, her seyi en iyi sekliyle dusunemedigini, en isabetli sekilde karar veremedigini, hayirli hukmun ne oldugunu bilemedigini, hata isleyebildigim ve bundan dolayi koydugu ayetlerin hukmunu yururlukten kaldirip, yerine daha hayirlisini veya benzerini koydugunu soylemistir.

Tanri yi hem hata yapmaz hem de hata yapar sekilde, tanimlamakla yeni celiskilere sebebiyet vermistir. Fakat, Kur an in uydurma olmadigini ve celiskili hukumler kapsamadigini belirtmek amaciyla, Tanri dan vahiy geldigini soylemesine ve ornegin, (Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82) seklinde ayetler yerlestirmesine ragmen, Muhammed, halktan kisilerin kendisi hakkinda yalanci , uydurucu ya da meczub diye konusmalarini onleyememistir. Onleyebilmek icin, iyice guclenmeyi beklemistir. Nitekim, Medine ye gecip de, taraftarlarinin sayisinin arttigini ve giderek guclendigini gordugu an, kendi aleyhinde konusanlari kilic yoluyla susturmaktan geri kalmamistir. Yaratmis oldugu korku ve dehset havasi sayesinde, artik hic kimsenin kendisini uydurmacilikla ya da celiskili hukumler koymakla damgalamaya cesaret gosteremeyecegini dusunmustur.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/12/30/kurandaki-celiskileri-goz-ardi-etme-cabalarinin-yeni-celiskilere-neden-olmasi/


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/








--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap