------------------------------------------------------------------------
bayrak


  *Bülent ESİNOĞLU : Şantaj ve tehditler mektupla gelirdi*


Kıbrıs Rumlarının, Kıbrıs’ı Türklerden temizlemek için giriştikleri
cinayetleri durdurmak üzere, Türk Devleti harekete geçme kararı
aldığında, zamanın Başbakanı İsmet İnönü, Amerikan Başkanı Lyndon B.
Johnson’dan bir mektup almıştı.*5 Haziran 1964*.

/*"Mektupta, Türkiye'nin adaya tek taraflı müdahalesinin Türk ve Yunan
tarafları arasında savaşa yol açabileceği ve NATO üyesi olan bu iki
ülkenin savaşmasının kabul edilemez olduğu ifade edilmiştir. Türkiye'nin
müdahale kararı almadan önce müttefiklerine danışması gerektiği
belirtilmiştir. Ayrıca bu savaşın Sovyetler Birliği*//*’*//*nin de,
Türkiye*//*’*//*ye müdahale ihtimalini doğuracağı ve NATO'nun böyle bir
durumda Türkiye'yi savunma konusunda isteksiz*//**//*olacağı ifade
edilmiştir. ABD'nin Türkiye*//*’*//*ye sağladığı askeri malzemenin bu
müdahalede kullanılmasına izin verilmeyeceği belirtilmiştir"*/.

Mektubun ardından Türkiye müdahale kararından vazgeçmiştir.

Aslında her şey o zaman ortaya çıkmıştı ama İnönü’nün Osmanlı Paşasıyken
başlayan Rusya Korkusu, Ülkenin içinde bulunduğu durum, göz önüne
alınarak harekâttan vaz geçilmişti.

Türkiye’nin mecburiyetleri ve sorumlulukları, Türkiye’yi, Barış
Harekâtına zorunlu kılmış, gecikmeli de olsa, Türkiye müdahale etmiştir.

Bu mecburiyet, tıpkı günümüzde yaşadığımız ve müdahale etmek zorunda
kaldığımız*PKK* terörüne ve onun amaçlarına çok benziyor. Bir ülkeyi
mecburiyetler noktasına getirirseniz, o ülke arkasında, Amerika varmış,
İngiltere varmış diye düşünmez. Müdahale eder.

Kıbrıs Barış Harekâtında da Rumların arkasında İngiltere ve Amerika
vardı. Rumların kullandığı silahlar, tıpkı bu gün*PKK*’nın kullandığı
silahlar gibi Amerika’ya aitti.

Kıbrıs Barış Harekâtında görüldü ve kendi söylemlerinden ve
mektuplarından anlaşıldı ki, Amerika’dan yardım yoluyla veya satın
alınarak temin edilmiş silahlar,*ABD*’den izin alınmadan kullanılamaz.

Bu durumu binlerce kere yazdık anlattık. Amerikan bağımlılığını bir
türlü anlatamadık.

Anlatmakta ısrarlı olan solcular katledildi. Hapislerde çürüdü.

*NATO*’ya girdiğimiz günden beri, Türkiye’yi Amerika’nın yönettiğini
anlatamadık. Ordumuz, Amerika’nın müdahale bölgelerinde müdahale gücü
olarak kullanıldığını bir türlü anlatamadık.

Uzatmayalım. Kıbrıs Barış hareketinden sonra; Kıbrıs’taki Türkler ve
Anavatan olarak biz Kıbrıs’ta Garantörlük elde ettik.

/*"Yes be annem"*/ hareketi ile bunu kaldırmak istediler. Annan Planı
ile Kıbrıs’ı elimizden almak istediler. Tıpkı Girit Adası gibi. Olmadı.

Şimdi Türkiye’yi zaaf içinde gördüler. Bir girişim daha yapıyorlar.
Ege’deki adları kaptıkları yetmiyormuş gibi, şimdi yeniden Kıbrıs’a
sulanıyorlar.

Yürütülen görüşmelerin temeli Türkiye’nin Garantörlük hakkını elinden
almaya yöneliktir.

Şunu da, hatırlatmadan geçmeyelim. Kıbrıs Barış Harekâtından sonra
Amerika Türkiye’ye beş yıl ambargo uyguladı.

Amerika bizi Rusya’ya karşı koruduğunu söyleyerek, Türkiye’yi altmış
yıl, darbeler, provokasyonlar, şantajlar ile yönetti. Hükümetler tayin
etti. Hükümetler yıktı. *Velhasıl 60 yıl yönetti*.

*8*.*1.2017*, *bulentesino...@gmail.com*

------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170108153116 Oraj Poyraz At Alpinaasia
oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/01/08  19:12 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Hurriyet ve istiklal benim karakterimdir.
1921.

K.Ataturk

Ingiltere Osmanli Devleti nin yonetimine el koyarsa, saltanat ve
hilafetin Ingilizler elinde bulundugunu goren Misir ve Hindistan
Muslumanlarinin da Ingiltere yle dost olmanin geregine inanacaklari
a$ikardir.

Ingiliz Muhipler Dernegi Baskani, Adliye Nezareti Mustesari ve yazar
Sait Molla

Cuneyt Suavi : Bir haftalik evliyalik.

Televizyonda dini bir program seyrediyorum. Ekrandaki kisi, Ilahiyat
fakultelerinin birinde dekan olmali. Eski asirlardaki maneviyat
buyuklerinden bahsederken:

- Onlar, goz ucuyla da olsa nisa taifesine bakmazlarmis, diyor. Nerde
simdi o buyuk evliyalar?

Duydugum sozler, damarima dokunuyor. Ve her muslumanin yapmasi gereken
bir seyin hic yapilmiyormus gibi gosterilmesi, beni ta can evimden
vuruyor. Biraz dusundukten sonra muthis bir karar aliyor ve kendi
kendime soz veriyorum: Hocanin nisa taifesi dedigi hanimlara, konusmak
icin bile olsa bir hafta boyunca bakmayacak ve zamanimizda da buyuk
evliyalar oldugunu ispatlayacagim. Program bittikten sonra ekmek almak
uzere disari cikiyorum. Daha merdivenlerden inerken, alt kata yeni
tasindigi soylenen kiracilarla karsilasiyorum. Evde ne kadar kadin, kiz,
coluk, cocuk varsa hepsi kapida. Hanimlardan biri, benim Turkiye
sinirlarini asan sohretimi duymus olmali. Daha gorur gormez:

- Vayyyy!... Cuneyd bey, diyor. Kizlarimin tarifinden tanidim. Cay
icmeye gelecegiz ins.

Ben aldigim karar geregi hemen basimi egerken:

- Hosgeldiniz efendim, diyorum. Ins memnun kalirsiniz komsulugumuzdan.
Duydugum seslerden, kalabaligin icinde bir de erkek cocuk oldugu
anlasiliyor. Ona bakayim derken kazayla hanimlari gorurum diye gozlerimi
kaldiramiyorum yerden. Cocuk, ablasi olacak kizlardan birine fisildayip:

- Ben sana, bu adamin kendini begenmis bir zuppe oldugunu soylemistim,
diyor. Yuzumuze bile bakmiyor.

Hemen arkasindan yasli bir kadin sesi:

- Vah evladim vah, diyor. Ne kadar da mahcupmus zavallicik. Anlasilan
kucukken cok dovmusler.

Her evliyanin basina gelen $ikintilar benim de basima geliyor tabi ki.
Aceleyle merdivenlerden iniyor ve sokaga atiyorum kendimi. Metodum gayet
basit: Yururken sadece yere bakacak ve bana dogru yaklasan kisilerin
ayakkabilarindan erkek oldugunu anladigimda, basimi kaldirip rahatca
yuruyecegim. Bu buyuk bulusumu uygulamak uzere daha birkac adim
attigimda, neye ugradigima sasiriyorum. Moda midir nedir bilmiyorum ama,
hanimlarin onunda pantolon var. Altlarinda da aynen benimkiler gibi ucu
kut, tabani genis erkek ayakkabisi veya koca koca asker postallari.
Anlasilan dikkatli olmaliyim. Basimi hic kaldirmadan giderken, yanimdan
gecen kadinlarin seslerini duyuyorum. Bir tanesi arkadasina hitaben:

- Bu adamda bir tuhaflik var ayol, diyor. Bosuna dememisler dost basa,
dusman ayaga bakar diye.

Diger kadin, daha farkli goruste. Benden uzaklasip duvar dibine kacarken:

- Benim de gozum tutmadi kardes, diyor. Belli ki capkinin teki. Yere
bakan, yurek yakan cinsindendir mutlaka. Ben, yine evliya sabriyla ve
ayni sekilde yururken, birden ne oldugumu anlayamadan kendimden geciyor
ve ilac kokulu bir yerde gozlerimi aciyorum. Yattigim yerin etrafinda,
beyaz elbiseli genc kizlar dolaniyor. Verdigim soz geregi hemen
gozlerimi kapatarak nerede oldugumu kestirmeye calisirken, hastanede
bulundugumu anliyor ve basucumdaki hemsirelerin konusmalarina kulak
veriyorum. Kizlardan biri, gozlerimin kapandigini farkedince:

- Yine kendinden gecti zavalli, diyor. Bu ucuncu bayilisi. Onundeki
elektrik diregini gormemis.

Hemsirelerin yaninda bir de erkek hasta bakici olmali. Sinir sinir gulup:

- Biraz onceki elektrik kesintisi, demek ki bu yuzdenmis, diyor. Adamin
kafasindaki sislige bakilirsa, Allah bilir devirmistir diregi. Ayaga bir
kalkabilsem, ben neyi devirecegimi cok iyi biliyorum ama ne mumkun.
Basim donme dolap gibi donuyor, beynim feci zonkluyor.

Biraz sonra erkek doktor geliyor yanima. Ve beni gorur gormez:

- Gecmis olsun Cuneyd abi, diyor. Cok fena carptigin icin sag gozunu
bandajladik. Bir muddet tek gozle idare et. Neyse, zor da olsa biraz
sonra cikiyorum oradan. Ama artik akillandigim icin yere falan bakmak
yok. Yeni metoduma gore saglam kalan gozumle yol kenarindaki
apartmanlarin ust katlarina bakacak ve karsimdan gelen insanlari
siluet(goruntu) olarak farkedip yolumu bulacagim. Planimin oldukca
basarili oldugunu dusunurken, seslerinden anladigim kadariyla manavdan
alisveris yapan bir kadin, yanindaki arkadasina beni gosterip:

- Su terbiyesize bak, diyor. Tek gozlu olduguna aldirmadan balkondaki
kizlari seyrediyor. Obur gozun de kor olsun ins. Can $ikintisindan sicak
sular bosaliyor tepemden. Ne kadar masum oldugumu nerden bilsin zavalli.
Ben, soylenenlere sabretmeye calisarak yine ust katlara bakarken, sanki
o yukseklerden dusuyormus gibi bir halle tekrar geciyorum kendimden.

Anlasilan yine hastanedeyim. Biraz onceki hemsirelerden biri:

- Hayret ya! diyor. Bu yine ayni adam. Kanalizasyon cukuruna dusmus bu
sefer.

Bir anda anliyorum basima gelen felaketi. Ustum basim copluklerden beter
kokuyor. Butun kemiklerimle birlikte saglam zannettigim gozum de
sizliyor. Hastaneden bir an once kacabilmek ve eve donup temizlenebilmek
icin saga sola bakinirken, bir turlu goremiyorum etrafimi. Yine ayni doktor:

- Bosuna ugrasma abi, diyor. Morardigi icin obur gozunu de bandajladik.
Bir haftacik sabretmen gerekiyor. Ben, bu sure icinde ne yapacagimi
dusunurken, daha onceki hasta bakici, hemsirelere laf atarak:

- Cuneyd abi size fena tutuldu, diyor. Baksaniza saatte bir ugruyor. Bu
adama sinirimden atesler basiyor yuzumu. Iyilesir iyilesmez hastaneye
ucuncu kez ugrayip onun gozlerini de benimkine benzetecegim kesin. Her
neyse, beni bir ambulansa bindirip eve gonderdiklerinde alt kattaki
komsularimiza rastliyorum yine. Sanki beni bekliyorlar kapida. Hanim ve
kizlari, Gecmis olsun dileklerini ayri ayri iletirken, cocuklari olacak
o haylaz velet, yine haince fisildiyor ablasinin kulagina: Bizim zuppe
cezasini bulmus diyerek. Komsularimizin yardimiyla merdiveni cikip iceri
girerken, kendi kendime verdigim sozu bir hafta boyunca ek$iksiz olarak
tutacagim icin yine de seviniyor ve Evliya sozu, iste boyle olur diye
kasiliyorum. Gozlerim acildiginda, ne yapacagimi simdilik bilmiyorum.
Ama bir haftalik da olsa evliyalik guzel bir sey, degil mi?

Cuneyt Suavi


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap