YEŞİLAY...  ZARARLI ALIŞKANLIKLARA DUR..! DİYEN  KURUM....!

Yeşilay; sigara, alkollü içki, uyuşturucu, her türlü zararlı maddeler ve 
alışkanlıklarına karşı mücadele veren, halkımızın ve özellikle gençlerimizin bu 
zararlılardan korunması için çalışmalar yapan çok değerli ulusal bir kuruluşumuzdur.

Temel amacı insan sağlığını korumaktır. Böylece insan yaşamına yararlı olmaya 
çalışmakta ve bütün çabası, küçük ve büyük her insanı bu kötülüklerden 
uzaklaştırmaktır.

Yeşilay Cemiyeti, içki ve uyuşturucu maddelerin kullanılmasını önlemeye yönelik olarak 
 Şeyhül-İslam Haydarizade İbrahim Efendi'nin teşvik ve himayesinde dünyaca ünlü Ord. 
Prof. Dr. Mazhar Osman Bey ve arkadaşları tarafından 5 Mart 1920 tarihinde kurulmuştur.

Yurdun işgal altında olduğı o karanlık günlerde limanlarımıza uğrayan düşman gemileri 
beraberinde getirdiği yığın yığın içkileri indiriyor ve bunlar el altından halkımıza 
ve bilhassa faal unsuru olan gençlerimize ulaştırılıyordu.

Kısa zamanda içki ve uyuşturucu madde bağımlılığı bir salgın halini almaya yüz 
tutmuştu. İşte bu faciayı görüp işin vehametini kavrayan vatansever aydınlar halkı ve 
gençliği uyarmak, bilinçlendirmek ve bu yolda mücadele etmek için merkezi İstanbul'da 
olmak üzere 5 Mart 1920 tarihinde "Türkiye Yeşilay Cemiyeti"ni kurdular.

Cemiyetin ilk ismi "Hilal-i Ahdar"dır. Sonra "Yeşil Hilal" daha sonra da "Yeşilay" 
adını almıştır. Cemiyet Birinci Cihan Harbi sonunda bütün yurdun işgal edilmiş 
olmasına rağmen milletimizde İstiklal ve mücadele azminin sönmediğini gören düşman, 
top ve tüfekle yenemediği Türk varlığını içten çökertmek için alkol ve uyuşturucu 
maddelere başvurmuştur. 

Yeşilay o günden beri üzerine aldığı bu kutsal hizmeti feragat ve sadakatla yürütmeye 
çalışmaktadır.

İyi, güzel ve faydalı işlere ve çalışmalara yardımcı olmak ve katılmak hepimize düşen 
bir yurttaşlık görevidir.

Bu sosyal kurumun daha çok etkinliğini arttırması için, hepimize pek çok iyiliği 
dokunan bu kuruma ülkenin yarınlarını, çocuklarımızı düşünen herkesin destek olması 
bir insanlık borcudur.

Her kim olursa olsun, alkollü içki, uyuşturucu ve benzeri maddeleri kullananları bu 
zararlı alışkanlıklardan kurtarmalıyız. Çünkü bu kötü alışkanlıklar kişileri olduğu 
kadar toplumu da felakete sürükler. İnsanların genç yaşta ölüme gitmeleri, ülkelerin 
yarınları için de bir tükenişin bir yok oluşun nedenidir.

Alkollü içkiler öldürücü bir silahtan daha korkunç felaketleri hazırlar. İnsanlığın 
baş belası olan eroin, afyon gibi keyif verici maddeler, günümüzde çok yıkımlara neden 
olmaktadır. 

TÜRKİYE DÜNYA SIRALAMASINDA İSRAFTA BİRİNCİ, KUMARDA İKİNCİ, ALKOLDE ÜÇÜNCÜ, SİGARADA 
BREZİLYA, GÜNEY KORE VE HİNDİSTAN'DAN SONRA DÖRDÜNCÜ DURUMDADIR.

Yeşilay Cemiyeti'nin yüklendiği görevin önemi çok büyüktür. Özellikle gençlerimizi ve 
çocuklarımızı içki ve uyuşturucu her çeşit maddeden korumak Türkiye'nin yarınlarını 
düşünen aydın kitlenin öncelikli görevidir. Bu görev milli bir görevdir. 

Bunun için insanlığın iyiliği, mutluluğu, sağlığı için çalışan Yeşilay Cemiyeti'nin 
yaşatılması ve etkinleştirilmesi ulusça hepimize düşen bir görevdir.

Bir insan yalnız kendini değil, başkalarının sağlık, mutluluk ve iyiliğini de düşünmek 
zorundadır. Çünkü toplumsal hayat ortaktır. Kimse kendini içinde bulunduğu toplumdan 
soyutlayamaz.

İnsanlık başkalarına yardım etmektir. Başkalarına yardım eden insanlığa yardım etmiş 
olur.

İçki içmek, uyuşturucu, keyif verici maddeleri kullanmak ömrü kısalttığı gibi birçok 
kötü yollara sürükler. Bu bakımdan Yeşilay, sosyal bir kurum olarak insanlık yolunda 
büyük bir görev üstlenmiştir.

"Gençliğin eğlenceye mahsus olduğunu söyleyenler ahmaklardır. Gençlik çağı, ileride 
bütün hayat devamınca faydalı olacak iyi alışkanlıkların kazanılma yıllarıdır." 
(J.B.Say)

"İnsanları olgun ve ahlaklı bir hale getirmeden daha iyi bir dünya beklemeyiniz. Bunun 
için de her birimiz önce kendimizden başlayarak sorumluluğumuzda olanların terbiyesi 
için çalışmalıyız. Ancak bunun da yöntemlerini öğrenmek yapılacak ilk iştir" (Marie 
Curie)

"Hayat disiplinsiz ve gayesiz olduğu zaman, tabiatıyla eğlence denilen bataklığa 
dökülür. Bu bataklığa düşenler insani değerlerden uzaklaşarak hayvanlaşırlar. Eğlence 
ile geçmiş bir hayat kadar anlamsız ve zararlı hiç bir şey yoktur." (Dr. Alexis Carrel)

Hangi tür olursa olsun, uyuşturucuları üreten, satan, bunlara göz yuman ve teşvik 
edenler insanlık düşmanıdır. Toplumda gelişen her kötülüğün arkasında bir düşman eli 
vardır.

Dünya yüzünde hiç bir hukuk ve mantık, bir başkasının hayatına zarar vererek para 
kazanmayı meşru koyamaz.

Sigara ile başlayan uyuşturucular, beyine çakılan birer ecel çivisidir. En önce akıl 
ve iradeyi zincire vururlar. Sonra "Bırak Şu mereti!" denildiğinde verilen yanıt 
"Elimde değil, bir kere esir olmuşuz!"dur.

En büyük tuzak, bir defa denemekten ne çıkar?

Yanlış bir adımın hikayesi; "9 yaşında masum, 12'sinde tinerci, 18'inde aşırı dozdan 
öldü." olarak kaydedilir.


Bilindiği gibi hayatın en zor ve en ince mesleği insan terbiyesi, eğitimidir. Bunu 
bilip beceren ebeveynin çocukları için gelecek endişesi yerini güven ve başarı 
coşkusuna bırakır. Bunu beceren cemiyetler toplum olarak geleceklerine güven ve ümitle 
bakabilirler.

Bu konularda yetersizlik ise hakikaten aile ve cemiyetler için büyük tehlike ve endişe 
konusudur. Şanlı tarihimiz atalarımızın insan yetiştirmede ne derece güçlü ve başarılı 
olduklarını gösteren açık belgelerle doludur. Fakat ne talihsizliktir ki, biz bugün bu 
konuda da acayip bir çıkmazın içinde ve bataktayız. 

Çünkü bütün tarihi ve hamasi geleneklerimiz gibi güçlü ahlak ve terbiye kurallarımızı 
ve onun alışkanlıklarını da önce dejenere edip sonra da yıkıp atmışızdır. Bu konuda 
geçmişiyle sadece övünen çılgın bir mirasyedi durumundayız.

İnsanları geliştirip yönetmenin en güçlü ilkesi onlara kişilik kazandırmak, onların 
güvenilir kişiler olduklarını kendilerine inandırmaktır.

Bunun ise en kolay ve denenmiş yolu onlara kıymet ve önem vermek, her fırsatta bunu 
kendilerine ihsas etmek, duyurmaktır. Ancak bu davranışların başarılı olabilmesi için, 
onların birer güçlü kişilik sahibi ve güvenilir kişiler olduğuna en önce bizler de 
inanmak zorundayız.

Son yıllarda ABD ve AB ülkeleri bu konuya ciddi bir sekilde el attilar. Nasıl el 
atmasınlar ki, her geçen sene alkol ve sigara kullanım yaşı düşüyor. Yapılan 
araştırmalar öyle bir sonuç verdi ki, tehlikenin iyice büyümekte olduğunu görüp yıllar 
önce önlemler almaya başladılar. 
 
Türkiye'de gelişen tehlikenin boyutları Avrupa'dakinden daha yüksektir. 

Bağımlılık Kıskacındaki Gençlik en başta Alkol bağımlılığı hemen ardından   Sigara 
bağımlılığının tutsağı olmaktadır. 
 
Türkiye'de 1984 yılından 2000'e kadar  sigara tüketimi yüzde 90 artarken ABD'de bu 
artış yüzde 30'larda olmuştur.

Gençlerde/çocuklarda son dönemlerde büyük ilgi duydukları, 4 tehlikeli 
bağımlılık/tüketim söz konusudur:

1- Alkol / 2- Sigara / 3- Bilgisayar  / 4- Televizyon

Bu 4 tüketimin yoğunluğu ve olası etkileri üzerine aklı başında herkesin çevresini 
gözlemlemesi zorunludur.  Düşünün, öyle bir nesil yetişiyor ki, zamanınn büyük bir 
kısmını bu dört tehlikeyle geçiriyor, tüketiyor, uyuşturuyor. 
 
Zaman artık böyle, dışarıda olan genç/çocuk alkol ve sigara tüketiyor, eve gelince de 
televizyon ve bilgisayarla uyuşuyorlar, uyusturuluyorlar. Eğer yeni yetişen yeni nesil 
böyle büyürse, geleceklerinin, ülkenin geleceğinin açıkça tartışılması kaçınılmazdır. 
 
Dört koldan çevremizi kuşatan bu yeni kültür / televizyon kültürü karşısında devlete 
düşen görevler, anne-babaya düşen görevler, yarınlarımıza kafa yoran düşünürlerimize 
düşen görevler vardır..
 
AB ülkeleri sigara ve alkol tüketiminin azaltılması, çocukların alamaması için 
vergileri yükseltiyor, reklamları yasaklıyor, içme alanlarına etkin sınırlamalar 
getirdiler ve cezaları etkinleştirdiler. Şimdiden sonuçlarını almaya başladılar bile.
 
Bugün sigara yüzünden sağlık harcamaları artıyor. Bunun ülke ekonomisine verdiği zarar 
çok büyük boyutlara ulaşmıştır. 
 
Her gün vakay- adiyeden görülen ve hızla artmakta olan intihar ve kazaların baş etkeni 
alkol olmaktadır... 
 
Bildiğiniz gibi sigara, alkolizm ve uyuşturucu alışkanlıkları günümüzün en korkunç 
afeti olarak her gün gelişmekte özellikle Türkiye gibi yeni gelişmekte olan ülkeleri 
ve tüm insanlık dünyasının geleceğini çok büyük boyutlarda tehdit etmektedir.
 
Biz gelişmelerin tam bilincinde olmasak da dış güçlerin araştırma kurumları, 
Türkiye'nin yakın gelecekte dünyanın güçlü ülkeleri arasında olacağını vurguluyorlar. 
Bunun bilincindeki bu dış güçler, düşmanlarımız ve onların tetikçileri, Türkiye'nin 
geleceği gençliğimizi kötü alışkanlıkların içinde uyuşturarak yok etmenin amansız 
çabası içindeler.


Bu konuda mücadelede, 80'inci hizmet yılını kutlamakta olan Yeşilay ülkemiz için bir 
öncü olmaktadır. 

Yarınlarımız için, çocuklarımızın geleceği için, ülkemizin geleceği için; SİGARA, 
ALKOL VE DİĞER UYUŞTURUCULARA KARŞI TOPLUM OLARAK "DUR...!" DİYEBİLMEK İÇİN:

YEŞİLAY'DAN DESTEK ALALIM, YEŞİLAY'A DESTEK VERELİM....!

Yeşilay Cemiyetinin Kasım 1924 yılında yayın hayatına giren ve aylık olarak yayınını 
aralıksız sürdüren ilmi kültürel çizgide hizmet veren YEŞİLAY isimli toplumu zararlı 
alışkanlıklara karşı bilinlendirici ve eğitici yayın organı bulunmaktadır. Dergi 
cemiyetin mücadele konularda döküman değeri de yüksek bir yayın organıdır.

---------------------------------------------------------

Nuruosmaniye Cad 17/1 

Cağaloğlu-İSTANBUL  

Tel: 0 212 527 16 83  /  Faks: 0 212 522 84 63 



_______________________________________________
PerlSGML-users mailing list
[EMAIL PROTECTED]
http://mail.nongnu.org/mailman/listinfo/perlsgml-users

Reply via email to