Ali erkan kavaklı
Darbeci hainler Sincan’da savunma yapıyor. Yalanın bini bir para. Gazilerin
ve şehitlerin acısı depreşiyor.Şehit Komiser Yardımcısı Muhsin
Kiremitçi’nin babası Hüseyin Hoca’yı Seydişehir’deki tek katlı, mütevazı
evinde ziyaret ettim ve oğlunun şehit oluş hikâyesini dinledim. Yıllarca
Dört Yol Camii’nde imamlık yapan beyaz sakallı, nur yüzlü Hüseyin Hoca,
oğlunu anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Yüreği hüzün yumağı sararken
dilinden şu sözler döküldü:

“Muhsin beş evladımın üçüncüsü, 17 yıllık polisti, komiser yardımcısı
olarak sadece bir gün görev yaptı. Tekirdağ, Gümüşhane, Isparta’da
çalışırken devamlı Kobani, Siirt, Batman, Şırnak ve Cizre’ye gönderildi.
Cizre’de 35 PKK’lı hain imha edildiğinde oradaydı. Osman Baydemir,
Allah’ınızı, peygamberinizi, dininizi seviyorsanız bunları kurtarın diye
yalvardığı zaman teröristleri hendeklere gömerek şehri teröristlerden
temizleyen yiğitlerin arasındaydı. Beş evladımın en yumuşağı ve en
itaatkârıydı. Şehit düştüğü zaman eşi hamileydi, torunum Gökçe şu anda 11
aylık, Muhsin’imin hatırası.

Geçen yıl ramazanın sonunda komiser yardımcısı olarak Ankara’ya çıktı. Bir
gün komiser yardımcılığı yaptı.15 Temmuz gecesi saat 19.30’da evine dönmüş,
22.30’da tekrar göreve çağrılmış. İşini iyi yapma ve yükselme tutkusu
vardı. Polis Akademisi’ni bitirdikten sonra dört yıllık işletme fakültesi
okudu, komiserlik sınavını kazandı. Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda
göreve başladı.

Bayramda buradaydı, Isparta’dan bir arkadaşı ziyarete geldi, tayini
Batman’a çıkmıştı. Sohbet sırasında ona dedi ki:

- Sen Batman’dan çıkar gelirsin, ben Ankara’nın göbeğinde şehit olurum.

Bu konuşmadan 10 gün sonra şehit oldu. Demek ki Rabbim gönlüne ilham etmiş.”

Sesi titremeye başladı, iç çekti, yüzünü hüzün bulutları kapladı, gözlerim
nemlendi, eliyle gözlerini kuruladı. Odada hüzün meltemi esti. Bir süre
sustuk.

Sonra tekrar anlatmaya başladı:

“O akşam Bursa’dan gelen ablam ile teyzemin kızını ziyarete gitmiştik. Saat
22.30 civarında yeğenim aradı, ‘dayı darbe var, haberin var mı’ dedi.

İnanmadım, cesaret edemezler, dedim. TRT’yi açınca darbe bildirisi
okunduğunu gördüm.

Seydişehir’de mobilyacı yeğenlerim var, aradılar. ‘Dayı, darbe var,
organize olalım, sokağa çıkalım’ dediler. Cumhurbaşkanımız da milleti
meydanlara çağırınca bayrağı aldık, yürüdük. Eşim, kardeşim, eniştem,
yeğenler… Millet sokaklara döküldü. Saat 3.30’a kadar caddelerde, Demokrasi
Meydanı’nda, ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez!’ diyerek darbecilerin
yüreğine korku saldık.

Meğer ihanette sınır tanımayanlar varmış. Yavrumu, 0.33’te Aslan-3 kotlu F
16’dan atılan GBU-10 bombası ile Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığı
binası önünde vurmuşlar. Muhsin’im oracıkta şehit olmuş. Polis Özel
Harekât’a iki bomba atmışlar. İlki 23.18’de Özel Harekât Havacılık Daire
Başkanlığına; 7 yiğit şehit olmuş, 5 kahraman polisimiz gazi.

Polislerin görev dağılımı için bahçeye çıkması üzerine ikinci bombayı
savurmuşlar, 44 civanımız şehit, 36 yiğidimiz gazi olmuş. Muhsin’im ikinci
bombada şehit düşmüş. İçerden bir şerefsiz ihbar etmiş olmalı.

Isparta’dan bir arkadaşı bomba atılırken Muhsin’i aramış. Muhsin telefonu
açmış ama cevap verememiş, o sırada arkadaşlarına emir veriyormuş, arkadaşı
sesini duymuş:

‘Çelik yeleklerinizi giyin!’

- Muhsin işin yoğun, biz seni sonra ararız deyip kapatmış.

Sabah namazına kadar sokakta protestolar yaptık. Sabah namazını kılıp
yattım. Saat 8-9’a kadar uyumuşum. Sabahleyin komşunun tarlasına patates
ilaçlamaya gittik. Saat 11’de ilaçlama bitti. Komşunun iki oğlu arka arkaya
geldiler. Fabrikada 60’a yakın işçileri var, başlarını kaşıyacak zamanları
yok. İkisi birden bana doğru gelince başımdan aşağı kaynar sular döküldü,
yüreğim yandı.

- Muhsin’e bir şey mi oldu diye sordum.

- Yok bir şey, dediler.

Yarım saat sonra Bakan Yardımcısı Harun Tüfekçi çıkageldi. O gelince durumu
anladım. Gözyaşlarımı tutamadım. Harun Bey bir liste gösterdi, Muhsin
yaralıların içinde, dedi.

Listeye baktım, Muhsin Kiremitçi 242 numara. İsmin karşısında soru işareti
var. Gölbaşı Devlet Hastanesi’ne giriş yaptığı belirtilmiş. Oradan nereye
götürüldüğü belli değil.

Çocuklar Ankara’dan aradılar.  Büyük oğlum Mehmet dedi ki:

‘Baba, burada 30-40 kişinin cesedi var, DNA testi için senin gelmen lazım.’

Apar topar yola düştük. Ankara’ya ulaştım, orada 30 kişi var. Muhsin’in
Ankara’daki dostları orada. Bütün hastaneleri taradık, Muhsin yok.

Hepsi yanmış, helyum gazı atmışlar. Yanan cesetler, paramparça vücutlar.
Vücut organları kavanoz içinde getirilenler... Keçiören’deki Adli Tıp
Kurumu çok kalabalıktı, âdeta mahşer yeri. Şehit yakınlarını tek tek
alıyorlar. Branda çekilmiş bir kısım gösterdiler. Otopsiye girmeden önce
ceset oraya geliyor. Farklı hastanelerden ceset gelmiş, birçoğunun kimliği
belli değil. Et Balık Kurumu’nun soğutucu kamyonlarıyla getirilen ceset
var. Brandaların içindeki cesetlere baktık. Orada çalışan akrabamız Harun
Bayar var, bir özel harekât polisine Muhsin’in fotoğrafını gösterdi,
aradığımızı söyledi. Muhsin’imi Zübeyde Hanım Kadın Doğum Hastanesi’nde
bulduk.

Bedeni tanınabilecek vaziyetteydi. Cesedi bulmadan önce bazı şehitlerin
yanlış adreslere teslim edildiğini, bu sebeple mezarların açıldığını
duyduk. DNA testi yapılmadan şehidi alıp gidersek mezarının açılması gibi
bir tatsız bir olayla karşılaşabiliriz diye DNA testi yaptırdık. Adli
Tıp’ta kan verdim. Kimliği DNA testi ile de belirlendi.

Üç buçuk gün sonra ikindi vakti Muhsin’imi teslim aldım. Cenazeyi kendim
yıkadım. Sol tarafında yaralar vardı. Kolundan et parçası kopmuş, sırtında
yaralar var. Bedeninde incecik şarapnel parçalarının izleri. Ceset
tertemiz.

Biz paramparça bekliyorduk. Gaziantep şehitlerine baktık, paramparça
bedenler gördük. Mesela bir şehit sadece bıyığından teşhis edildi.

‘Baba, benim çocuklarımı sen eğiteceksin’ demişti. Eğitim metodumu
beğeniyor da ondan söylüyor sandım. Meğer şehit olacağını hissetmiş,
çocuğunun bize kalacağını ima etmiş.

Cizre’de 75 gün operasyona katıldı, operasyon sırasında çekilmiş
fotoğrafları var. Orada vurulmadı, Ankara’nın göbeğinde şehit oldu.

Cenazesine binlerce insan katıldı, şehitlere yakışır bir şan ve şerefle
ebedî âleme uğurladık.”

Mahkemede yalan savuranlar, onların madrabazlıklarına bakıp acıyanlar,
şehit yakınlarının acılarını hatırlasın da zalim ve hainlere kimse merhamet
etmesin diye geriye genç bir anne ve babasını görmemiş yetim bırakan Şehit
Muhsin Kiremitçi’yi yazdım. Şehitlerimize Allah rahmet eylesin!

-- 

Salih Arıkan İletişim

Tel: 0506 514 96 93

Skaype: saliharikan2

Face: https://www.facebook.com/saliharikan4

Twitter: www.twitter.com/saliharikan77

İnsragam:  https://www.instagram.com/izmirliengelliler

TRT Kent Radyo İzmir programımız

https://www.youtube.com/watch?v=NvIqLtO81Gc&t=746s

Kıraç - Aşmak İçin Hareket

https://www.youtube.com/watch?v=dRlIgRJS9mQ

Bolvadin Gazi orta okulu seminerleri

https://www.youtube.com/watch?v=pEhNaUxbXmI&t=8s

Beyazay İzmir Çalışmalarımız

https://www.youtube.com/watch?v=DaQCle9YNVw&t=369s

Türkiye Beyazay Derneği İzmir şube başkanı Salih Arıkanın Demokrasi
Nöbetleri

https://www.youtube.com/watch?v=TNcvjPdyMbA&t=77s

Engelsiz İzmir hatıraları

https://www.youtube.com/watch?v=GMtHDCggLUQ&t=16s

*Kitabımı Sesli İstiyorum!*

https://www.change.org/p/kitabımı-sesli-istiyorum-tcmeb
"Toplu,Ulaşımda,sesli,uyarı,sistemi,istiyoruz
https://www.change.org/p/izmir-b%C3%BCy%C3%BCk%C5%9Fehir-belediyesi-toplu-ula%C5%9F%C4%B1mda-sesli-uyar%C4%B1-sistemi-istiyoruz


İmza kampanyamız kaldırınları geri istiyoruz

https://www.change.org/p/belediyeler-emniyet-müdürlükleri-valilikler-iç-işleri-bakanlığı-esnaf-odaları-ve-tüm-halkımız-kaldırımlarımızı-istiyoruz


Blogger

https://beyazayizmirhaberler.blogspot.com.tr

Web. www.beyazay.org.tr

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"asr_isaadet" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to asr_isaadet+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to asr_isaadet@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/asr_isaadet.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap