------------------------------------------------------------------------


  ÖZDEMİR İNCE : HANGİ DEMOKRASİNİN ZAFERİ?

*21 Temmuz 2017 <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/>
ozdemiri <http://ozdemirince.com/author/ozdemiri/>*

Yakın geçmişte Ergenekon ve Balyoz davaları hakkında Hürriyet ve
Aydınlık gazetelerinde öyle çok yazı yazmadım. Bunların /*"düzmece"*/
olduğunu başında anladığım için birkaç kez /*"Bu kadar general ve albay
darbe yapmaya karar verecek de bunu gerçekleştiremeyecek; bu mümkün
değildir!"*/ diye yazdım. Hatırlayalım ki şu anda*AKP* Genel Başkanı da
olan R.T.Erdoğan, açıldıkları zaman, /*"F(etullah) Tipi"*/ olarak
tanımlanan bu davaların savcısı olduğunu ilan ediyordu. Demek ki yargıya
yerleştirilen Fetullahçı kadro ile*AKP* iktidarı şirketi bu davaları bir
ortak amaç için açmıştı:*TSK*’yı yıkmak! Bu amaç ortaya çıktığı için
şirketin bir ortak tarafı *(AKP*) ikinci tarafı *(FETÖ*) adliyelerde
yargılıyor.

*FETÖ* darbe girişimine gelince: /*"*///*Bugün eldeki veriler ışığında,
eğer AKP iktidarı yapılmasına göz yummasaydı, 15 Temmuz darbe girişimi
olmazdı"*////diyenlerin haklı olduklarını düşünüyorum. Ancak pusuya
yatmış biri bir darbe girişimini /*"Allah’ın lütfu"*/ olarak tanımlar.
Fırsatı kullanarak ortağından kurtulmak isteyen*AKP* iktidarı da*FETÖ*
örgütü kadar suçludur.*AKP*, tek adamın İmamokrasi rejimini
gerçekleştirmek için /*"Allah’ın lütfu"*/ndan yararlanıyor. Bu
nedenle,*15 Temmuz 2016 darbe* girişimi benim gözümde şaibelidir
(lekelidir)..

Bu gün,*10 yıl* önce (*5 Haziran 2007 tarihli*) Hürriyet gazetesine
yayımlanan felsefe temelli bir yazımı dikkatinize sunuyorum. Ardından,
dönemin başbakanı R.T.Erdoğan’ın deyişiyle /*"Allah’ın Lütfu"*/ olan
mucizevî (!) fırsatı değerlendiriyorum:

<http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi__trashed/imamokrasi-2/>

*****


    **PİLİÇ******DEĞİL******BİLİNÇ***![i]
    <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/#_edn1>*

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, her alanda bozulan /*"oyunun
kuralları"*/na koşut olarak edebiyat alanında da bir tür durum
muhasebesi yapmak zorunluluğu duyan Jean-Paul Sartre,*1946 yılında*
/*"*/*/*Les Temps Modernes"*/***adlı bir edebiyat, felsefe ve siyaset
dergisi yayınlamaya başladı. Jean-Paul Sartre, ilk sayısında, derginin
programını ve ilkelerini açıkladığı bir sunuş yazısı yayınladı. Bu son
derece önemli yazıdan iki alıntı yapacağım:

*/*"İnsan bir ‘durumdan’ ibarettir : Bir işçi, bir burjuva gibi düşünüp
hissetmekte */*//*özgür *//*/*değildir; ama bu */*//*durumun*//*/*gerçek
ve bütün bir insan olabilmesi için, yaşanması ve belli bir amaca doğru
aşılması gerekir."*/*

*/*"Hayır, bir işçi burjuva gibi yaşayamaz; bugünkü toplumsal düzen
içinde, ücretlilik durumunu sonuna kadar yaşaması, çekmesi gerekir.
Bundan hiçbir kaçış yolu, başvurulacak hiçbir "*/**merci**/*" yoktur.
Fakat bir insan bir ağacın ya da taşın var olduğu gibi var olamaz. İşçi,
kendi kendini işçi yapmalıdır." */***(/*"Situations, II"*/, Gallimard,
S*.27*)

Jean-Paul Sartre, nasıl bir burjuva kendini bir işçi gibi hissedemezse,
bir işçinin de kendini bir burjuva gibi hissetmemesi gerektiğini
söylüyor. Kendini burjuva gibi hisseden işçi, kendini bülbül sanan
kargaya benzer. Fransa’da, İngiltere’de bir işçi burjuvaların gittiği
kahve ve meyhaneye gitmez; içtiği tütün de farklıdır.

Ama bizde kaportacı çırağı da, Çukurova’da pamuk toplayan maraba da
Amerikan sigarası içer, içmese bile heves eder. Kendini bülbül sanmayan
karga ile kendini burjuva sanmayan ve ona özenmeyen işçinin durumunu
/*"*/*/*bilinç hali" */* tanımlar. Peki bilinç nedir ? Bilinç ilkin
piliç değildir. Felsefi tanıma gerek yok. Bilinç, insanın *nerede, ne
*ve *kim *olduğunu bilmesidir. Bilinçli bir tavuk kendini horoz sanamaz;
kendini horoz sanan tavuğa sapkın ve sapık denir.

Politik bilinç de böyle bir şeydir. Politik bilincin mülkiyetle, üretim
araçlarıyla, artı değerin paylaşılmasıyla sıkı sıkıya ilişkisi vardır.
Hiçbir köylü toplumunda demokrasi olamaz ve yaşayamaz. Demokrasinin var
olması ve yaşaması için emekçinin kendini işçi yapması zorunludur. Bunun
gerçekleşmemesi durumunda ait olduğu katmanı ve safları bulamaz.

Arthur Koestler’in /*"*/*/*Darkness at Noon"*/***adlı romanının sonuna
doğru yürek paralayıcı sayfalar vardır. Sovyetler Birliği’nin ilk
yıllarında işçi olmayı kavramamış köylüler yüksek fırını kömürle
doldurduktan sonra kafayı vurup yatarlar ve işleri berbat ederler. Çünkü
saat bilinçleri yoktur. Bu yüzden sabotaj suçlamasıyla idam edilirler.
Roman kahramanlarından biri bir saatin*60 dakika* olduğunu*16 yaşında*
öğrendiğini söyler. Tarım insanlara mevsim bilincini verir. Sanayi ise
saat, dakika ve saniye bilincini.

Varoş insanın siyasal bilinci olsaydı oyunu küçük bir erzak paketine
satmazdı. Bu nedenle Sovyet devriminin ölüme mahkum ettiği, işçi
olamamış köylülere benzerler. Marifet*AKP*’de değil Müslüman Kardeşler
yönteminde, Milli Görüş tuzağında. Kim daha fazla verirse o kazanır.
İnsanın bedeninde demokrasi bilinci salgılayan bir organ yoktur. Bilinç
pankreas gibi bir salgı organı değildir. Zihinde sınıfsal deneyimle
oluşur. Ama okuduğunu anlamaktan aciz medya zifoslarının bu gerçeği
anlaması elbette olanaksız !

/(Hürriyet,//*5 Haziran 2007*//)/

***

Sınıf bilinci olmayan bir toplumun ülkesinde demokrasi olmaz. Ve bunun
en çarpıcı örneği de Türkiye’de görülür.*15 Temmuz 2017 tarihli*
gazetelerin manşetinde*FETÖ* darbe girişiminin bozguna uğratılması
işaret edilerek /*"Demokrasinin Zaferi'"*/ diye işkembeden manşetler
atılmış. Dört sorum var:

*1-15 Temmuz 2016 günü* Türkiye’de demokrasi var mıydı ki kurtarıldı?

*2-15 Temmuz *zaferinden sonra Türkiye’de demokrasi, Hürriyet’in
manşetinde (/*"İlelebet Demokrasi"*/) olduğu gibi, bir /*"İlelebet"*/lik
(sonsuzluk) mu kazandı?

*3*-Demokrasinin,*AKP* iktidarında bu sıfatı kazanma ihtimali var mı?

*4*-Son Başkanlık Referandumu ile Demokrasi mezara gömülmedi mi?

Bu kadar gerçek düşmanlığı ayıptır. Ne*FETÖ* Darbesi’ni bozguna
uğratan*TSK*’nın ne de sokağa çıkan sivillerin kafasında /*"Demokrasiyi
Kurtarmak"*/ amacı vardı.*TSK* ve siviller sadece vatanı kurtarmak
için*FETÖ* darbesine direndiler. Bu da elbette her türlü saygı ve övgüye
değer! *AKP*’ye gelince: Kendi iktidarını korumaktan başka bir derdi
yoktu. Yoktu ki var olan eksikli demokrasiyi ebediyyen mezara gömdü! Bu
nedenle de Muhalifler amacı demokrasi olan Adalet Yürüyüşü yaptı.

Şimdi lafı uzatmadan, durumun iyice anlaşılması için,*CHP*’nin
yayınladığı bir raporu aktaracağım:


    *OLAĞANÜSTÜ HAL DEĞİL OLAĞANÜSTÜ YASAKLAR*:[ii]
    <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/#_edn2>

[CHP olağandışı yasaklarla bir yılın bilançosunu açıkladı.*22 Temmuz
2016*’dan itibaren başlatılan yasakların sıralandığı*CHP* Raporu’nda;
Suruç, Uludere,*10 Ekim *katliamlarına anma, Alevilerin inanç yerlerine,
tiyatroya, alkole, aşureye, pilav gününe, türkü söylemeye avukat
görüşüne kadar*OHAL* gerekçesiyle yasaklanan eylemden panele, bunların
yanında*KHK*’ler ile kış lastiğinden lazer epilasyonlara kadar yaşamın
her alanına müdahil olunduğu vurgulandı.

*CHP* Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba,*15 Temmuz *darbe girişiminin
ardından ilan edi-le*OHAL*’in*1 yıllık* bilançosunu çıkardı.*OHAL*’in,
anayasada tamlanan ölçülülük, gereklilik, yerindelik gibi ilkelerin
hiçbirine uyulmaksızın hürriyeti kısıtlayıcı bir hal aldığına dikkat
çelen raporda kronolojik sıralarayla özetle şunlar kaydedildi:

*22 TEMMUZ*: Avcılar’da*3 Mayıs *tarihinden itibaren haklarını arayan
belediye işçilerinin direniş çadırı kurmasına izin verilmedi.

*30 TEMMUZ*: Suruç katliamında yaşamını yitirenleri anmak için
İstanbul’da yapılmak istenen etkinlik valilik taralından yasaklandı.

*1 AĞUSTOS*: Tunceli’de kutsal mekânlardan sayılan /*"Reye Haq"*/,*OHAL*
ve özel güvenlik tedbirleri gerekçesiyle ziyarete kapatıldı.

*2 AĞUSTOS*: Hükümet, son yıllarda hızla artan iflas erteleme
taleplerini*OHAL* süresince yasakladı. Son dönemde tanınmış ve*ISO 500
listesinde* de yer aln birçok firma, iflas erteleme başvurusunda bulunmuştu.

*5 AĞUSTOS*: Roboskili ailelerin her hafta perşembe günü yaptığı
ektinliğe*OHAL* gerekçe gösterilerek izin verilmedi.

*8 AĞUSTOS*: Genco Erkal’ın uyarlayıp yönettiği /*"Güneşin Sofrasında
Nazım Hikmet İle Brecht" */ adlı oyunun gösterimi yasaklandı.

*13 AĞUSTOS*: Tedi Discouıt Tekstil Mağazacılık işçilerinin
direnişi*10*. gününde İstanbul valiliği tarafından yasaklandı, Tedi’nin
Tuzla’daki deposu önüne çevik kuvvet polisi ve*TOMA* getirildi. Depo
önüne barikat kuran polisler işçilerin içeriye girişlerine izin vermedi.

*8 EYLÜL*: Bursa’da yapılması planlanan toplaantı, gösteri yürüyüşleri
ve basın açıklaması gibi faaliyetler*OHAL* kapsamında yasaklandı.

*12 EYLÜL*: Aydın’m Didim ilçesinde turizm amaçlı olarak gezi
teknelerinin uğradığı*7 koy*, gezi teknelerinin kullanımına kapatıldı.

*18 EYLÜL*: Artvin Cerattepe’de madencilik faaliyetine karşı açılan
davanın karar duruşması öncesi Artvin ve Rize valilikleri bir ay eylem,
miting ve basın açıklaması yasağı getirdi.

*29 EYLÜL*: Yozgat Valisi Kemal Yurtnaç, il genelinde faaliyet gösteren,
pavyon, gazino, bar gibi alkol satışının olduğu mekânların*OHAL* süresi
boyunca kapatılmasına karar verildiğini açıkladı.

*14 EKİM*: Ankara Valiliği, cemevlerinde yapılacak *‘aşure
etkinlikleri’*ni yasakladı.

*23 EKİM*: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenmek
istenen*OHAL* ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle *(KHK*) ilgili bir açık
oturum,*OHAL* gerekçesiyle yasaklandı.

*25 EKİM*: Hopa’da*10 Ekim *anması yasaklandı. Amaya katılanlar gözaltma
alındı ve haklarında soruşturma açıldı.

*9 ARALIK*: Mersin’den sonra*KESK*’in İzmir’de*OHAL*’e ve ihraçlara
karşı yapacağı miting de yasaklandı.*11 Aralık *Pazar günü yapılacak
miting, valilik tarafından*OHAL* kapsamında yasaklandı.

*11 ARALIK*: İstanbul Valiliği,*5 Kasım 2016-31 Aralık 2016 arasında*
her türlü açık ve kapalı toplantı, gösteri yürüyüşü, basın açıklaması,
çadır kurma, stant açma, benzeri eylem- etkinlikler yasaklanmıştır"
şeklinde açıklama yaptı.

*30 OCAK*:*YSK*, referandum öncesi seçim yasaklarını açıkladı ancak bu
yasaklara siyasi partiler uymak zorundayken anayasada ettiği yemine
hukuksuzca uymayan Cumhurbaşkanı bu yasaklara uymak zorunda olmayacak.

*19 ŞUBAT*: Gaziantep’te, valilik tarafından*şubat *ayında yasaklanan
basın açıklaması yapma, bildiri dağıtma, stant kurma, imza kampanyası
gibi faaliyetler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı miting için kaldırıldı.

*3 MART*: İstanbul*8 Mart *Kadın Platformu’nun*5 Mart*’ta Bakırköy’de
gerçekleştirmek istediği*8 Mart *mitingi valilik tarafından yasaklandı.

*17 MART*: Anayasa değişikliğine karşı çıkanların /*"Hayır"*/
toplantıları*OHAL* gerekçesiyle yasaklanmaya başlandı. Boğaziçi
Üniversitesi, Selin Sayek Böke’nin, Bilgi Üniversitesi, Aylin
Nazlıaka’nın, Niğde Valiliği ise Meral Akşener’in konferanslarını iptal
etti.

*18 MART*: İzmir Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve
Gözlem Kurulu Başkanlığı,*OHAL* sürecinde cezaevinde Kuranıkerim, İncil,
Tevrat ve Zebur kitapları dışında kalan kitap, dergi, gazete ve benzeri
kitapların kabul edilmemesi kararı aldı. _

*26 NİSAN*:*100 yaşındaki* Erenköy Kız Lisesi’nin geleneksel pilav
gününe genelge yasağı geldi.

*4 MAYIS*:*8-12 Mayıs *tarihleri arasında düzenlenmesi planlanan*MSGSÜ*
Sanat Festivali yasaklandı.

*5 MAYIS*: Tunceli’de, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için
düzenlenmek istenen anma etkinliği, Tunceli Valiliği tarafından*OHAL*
bahanesiyle yasaklandı.

*8 MAYIS*:*ITÜ*’de yapılacak*LGBTİ* Onur Yürüyüşü,*OHAL* gerekçesiyle
yasaklandı.

*22 MAYIS*: Açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nm gece
yarısı operasyonu ile gözaltma alınması protestoları sırasında çok
sayıda kişi darp edilerek gözaltma alındı.

*26 MAYIS*: Ankara Valüiği, güneş battıktan sonra yapılan şarkılı
türkülü protestoları "terör örgütlerinin eylem yapanlara yönelik bombalı
saldırı yapma riski’’ olduğu gerekçesiyle yasakladı.

*3 HAZİRAN*: Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin *(ÇİM*- .*DER*)
Şakran Çocuk Cezaevi raporunun kamuoyu ile paylaşılması, Adalet
Bakanlığı tarafından,*OHAL* gerekçesiyle engellendi. ]/(Cumhuriyet//*15
Temmuz 2017*//, Ankara)/

***

Tek Adam Rejimi’ni kuran şaibeli*16 Nisan 2017 Referandumu* ile ardından
gelen Kanun Hükmünde Kararname *(KHK*) darbelerini saymazsak
/*"İlelebed"*/ ya da /*"Ebediyyen"*/ dediğin demokrasi işte böyle olur
Hacivat’ım Hacı Cavcav!

Demokrasi bir sözcük değil bir hukuk ve yaşama sistemidir. Soyut değil
somut bir eylemdir.

Bu eylemi engelleyen her karşı eylem antidemokratiktir, despotiktir.

Tavırlarına bakarsanız: Şaibeli*FETÖ* darbe girişimini tek başına
R.T*.Erdoğan *bozguna uğratmış ve ödül olarak *kahraman tek adam*
ünvanını kazanmıştır.*AKP* de olağanüstü hal *(OHAL*) ve Kanun Hükmünde
Kararname *(KHK*) hamamının göbek taşında keselenerek bütün kirlerinden
arınmış; hesap ödemeden hamamın arka kapısından sıvışmıştır.

Bu işin masal kısmı. Gerçeğe gelince:*FETÖ* darbe teşebbüsünü, Ergenekon
ve Balyoz davalarının hedefi olan subaylar ile Cumhuriyet’e bağlı
subaylar ve polis engellemiştir. Engellemişdir çünkü*FETÖ* darbe
teşebbüsü başarıya ulaşsaydı hiçbiri hayatta kalmayacaktı. Gerçek budur!
Gerisi,*AKP*’nin rol kapma gayretinden ibarettir!


  *ÖZDEMİR İNCE : EK OKUMA: 15 TEMMEZ ÖNLENEBİLİRDİ[iii]
  <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/#_edn3>*

*21 Temmuz 2017*

***

Bugün toplumun tepkisi sayesinde akim kalmış olan*15 Temmuz *darbe
girişiminin yıldönümü.

Başarıya ulaşmadığına şükrettiğimiz darbenin savuşturulmuş olmasına
herkes gibi sevinirken, bir kez daha hepimize geçmiş olsun diyorum.

İktidar blokunun *(AKP*-*MHP*) olayları yanlış okuyan, bu yanlışları
düzenlediği törenlere ve hatta Meclis konuşmalarının kısıtlanmasına
kadar taşıyan tutumu darbe karşısındaki tavrımızı ve toplumun bütün
kesimleriyle ona karşı durmasına desteğimizi etkilememelidir Aynı
şekilde darbe karşısındaki net tavrımız, kamuoyunun çok yaygın bir
bölümünün yanıtını bulmaya çalıştığı soruları ve tereddütleri görmezden
gelmemize de neden olmamalı. Fethullah Gülen’in, yollar ayrıldıktan
sonra,*FETO*’ye dönüşen örgütü ile*AKP*’nin yıllar süren kol kola yol
arkadaşlığını görmezden gelerek, Türkiye’de*15 Temmuz *darbesiyle ilgili
sağlıklı bir tanıda bulunabilmek mümkün değildir. Bu, çok meşum sonuçlar
verdiği sonradan herkesçe görülecek olan, yol arkadaşlığı olmasaydı,*15
Temmuz *girişiminin de olamayacağı çok yazıldı çizildi.

★★★

Bugün eldeki veriler, /*"eğer iktidarın göz yumması olmasaydı, 15 Temmuz
darbe teşebbüsü de olamazdı"*/ diyenleri doğrulamaktadır.

Kısaca görelim:

Değerli gazeteci yazar Sedat Ergin son dönemlerde*15 Temmuz*’a doğru
giden yol,*15 Temmuz *başarısız girişimi ve*FETÖ* ile ilgili olarak
zihinlerde yeni soru işaretleri yaratan birtakım yazılar kaleme aldı ve
belgeler sundu.

Bunlardan*5 ve 6 Temmuz *tarihini taşıyan ikisinde*24 Haziran 2004*’te
toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda Gülen cemaatinin oluşturduğu tehdit
ve dış bağlantıları konusunda*MİT* ile Genelkurmay’ın yaptığı
sunumlardan söz etmekteydi.*MIT*’in başında Şenkal Atasagun’un,
Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda ise Hilmi Özkök’ün bulunduğu bu
toplantı sırasında, Genelkurmay Başkanlığının sunumu şu ifadelerle son
buluyordu:

//*"F. Gülen grubunun bu gelişmeler paralelinde mevrut sistemle barışık
görünerek, Devletin tüm kademelerinde kadrolaşıp, sistemi içten içe ele
geçirmek suretiyle laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yıkarak,
yerine dini esaslara dayalı bir devlet düzeni kurma amacını
gerçekleştirmek yönündeki faaliyetlerini hiçbir önlem alınmadığı
takdirde arttırarak devam ettireceği değerlendirilmektedir…"*//

★★★

Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini bu nitelikleriyle korumak ve
savunmak amacını taşıyan bir iktidar, Genelkurmay’ın, içeriği*MİT*’in
aynı toplantıda heyetin bilgisine arz ettiği*9 sayfalık* sunumunda yer
alan hususlarca da doğrulanan uyarıları karşısında ne yapar, daha
doğrusu ne yapmalıdır?

Her iktidarın, meşrebine, ciddiyetine ve amacına göre içeriğinin
niceliği değişken olmakla birlikte, niteliği yani özü değişmeyen,
yapılması gerekenler listesini bir an için bir yana bırakalım da dönüp
bugün de işbaşında olan iktidarın ne yaptığına bakalım. Bu konuda
açıklamayı aynı soruyu merak edip de dönemin Başbakan Yardımcısı Ömer
Dinçer’in*2015*’te yayımlanan /*"*///*Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu
Kadar Zor?"*// kitabının*123 ve 124._* sayfalarında bulan Ertuğrul
Özkök’ün*6 Temmuz 2017 tarihli* yazısında görüyoruz. Özkök,
Dinçer’in*MGK*’nin bu konuda önlem planı hazırlanması kararına karşı
yaptıklarını aynen şöyle anlattığını belirtiyor:

/"- Tavsiye kararı Başbakanlığa bildirildikten sonra Başbakanımıza açtım
ve gelen yazıyı//*DOSYASINA KALDIRMAYA*//karar verdik./

/– Bu karar metni Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve hakkında hiçbir
işlem yapılmadı./

/– Konudan//*MGK*//toplantısına katılan bakanlar dışında kimsenin haberi
olmadı ve onları endişeye sevk edecek bir sonucun doğmamasına özen
gösterildi./

/– Bütün toplumsal ve siyasal riski hükümet adına Sayın Başbakanımız,
hukuki riski ise ben üstlenmiştim"./

Bütün bunlara ek olarak herhangi başka bir açıklama veya yorumda
bulunmama gerek var mı? (Ali Sirmen, Cumhuriyet*15 Temmuz 2017*)

——————-

[i] <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/#_ednref1>
Hürriyet,*5 Haziran 2007*

[ii] <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/#_ednref2>
Cumhuriyet*15 Temmuz 2017*, Ankara

[iii] <http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/#_ednref3> Ali
Sirmen, Cumhuriyet*15 Temmuz 2017*

*http://ozdemirince.com/hangi-demokrasinin-zaferi/*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170727185117 Oraj Poyraz At Alpinaasia
oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/07/28  00:40 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Cahiller cogalinca bilginler garip olurlar.

Hz.Ali

Kadinlar, sadaka veriniz; bana cehennem halki gosterildi; cogu sizler
idiniz.

Tecrid-i Sarih Tercemesi, el, sh.223-224

Sessiz Gemi

Artik demir almak gunu gelmisse zamandan,
Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hic yolcusu yokmus gibi sessizce alir yol;
Sallanmaz o kalkista ne mendil ne de bir kol.

Rihtimda kalanlar bu seyahatten elemli,
Gunlerce siyah ufka bakar gozleri nemli.
Bicare gonuller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranli hayatin ne de son matemidir bu!

Dunyada sevilmis ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer donmeyecekler.
Bircok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Bircok seneler gecti; donen yok seferinden...

Yahya Kemal Beyatli
. . . . . . . .
Yahya Kemal Beyatli nin yasami boyunca iki aski oldugu soylenir,
bunlardan biri Nazim Hikmet in annesi Celile Hanim dir, digeri ise
siirlerinde hep anlattigi Istanbul...

Celile Hanim siddetli gecimsizlik nedeniyle 1917 de Nazim in babasi, esi
Hikmet Bey den ayrilir.
Ilk esi Hikmet Bey den ayrilmak uzere oldugu sirada tanistigi unlu sair
Yahya Kemal ile buyuk bir ask yasar.
Ancak bu iliski arzu ettigi gibi evlilikle sonuclanmaz.
Bazi kaynaklara gore Nazim Hikmet, bir gun Celile Hanim ile Yahya Kemal
i evde samimi bir sekilde gorunce cok ofkelenir ve Yahya Kemal in cebine
Ogretmenim olarak geldiginiz bu evden babam olarak cikamayacaksiniz
yazili bir kagit birakir.

Yahya Kemal in Sessiz Gemi siiri hep olume yazilmis bir siir olarak bilinir.
Oysa demir alip bu limandan kalkan gemi Yahya Kemal in, hayatindaki en
buyuk aski olan Celile sinin, Ada dan gemiyle Istanbul a dogru
uzaklasirken yasadigi caresizligi anlatir.
Olumdur elbette Sessiz Gemi nin konusu ama askta aranan olumdur ve
Celile nin ardindan Ada limaninda bakakalan Yahya Kemal in acilarini
anlatir aslinda...


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap