Abla lafı çok dolandırmış, ben iki kelimede sorunu anlatayım.
Her ikisi de doğrundan Kur'andan ve İslamın kendinden kaynaklanan
ahlaksızlık ile beraber akılsızlık İslamın temel sorunudur.
Sorun İslamın özünden kaynaklandığından İslamın kendisi sorundur aslında.
Her ikisi birbirini besleyen, sinerjik etkiyle kuvvetlendiren bir etki
yaratmaktadır.

İslam nasıl ahlaksızlık kaynağı olur derseniz onu uzun uzun anlatırım.
Evrensel ahlakın en temel ilkesi karşılıklı olmasıdır.
Kurallar topluma, zamana göre şöyle ya da böyle değişik olabilir ama
karşılıklı ve dengeli olma ilkesi değişmez.
İşte İslam ahlakı denilen zırvanın su kaçırdığı nokta burasıdır.
İslam ahlakı eşitsizlikler üzerine kurulmuştur.
Müslüman gayrimüslim eşitsizliği, kadın erkek eşitsizliği, mezhepler
arası eşitsizlik, salih Müslümanların diğerlerinden üstün olması gibi.
İslam ahlakı ya da hukuku denilen zırva da işte bu eşitsizliklerin
tanımlanması, korunmasından ibarettir.
Eşitsizliklere dayalı bir ahlak, bir hukuk elbette bir ahlak, bir hukuk
kodu olarak kabul edilemez, olsa olsa ahlaksızlık tanımı olarak kabul
edilebilir.

İslam nasıl akılsızlık kaynağı olur derseniz bunun hakkında çok fazla
yazmayacağım.
Onu dinin neden ve nasıl tabular ve dogamalar üzerinde durduğunu zaten
yazanlar yazmıştır.
Gerek Yahoo, gerek Google, gerekse Facebook grupları İslamın ilminin
olduğunu zanneden zibidilerle dolu gidin o tartışmaları izleyin ortaya
atılan savları verilen cevapları izleyin.
Ve zaman zaman ne matrak, ne komik diyaloglar ortaya çıkıyor onu da görün.

Anahtar kelimeler agnostik, ateist, deist olsun.
Her ne alakası varsa bu gruplar Müslüman hatta mürtecinin önde gideni
ile dolu.
Üç kuruşluk bilgileri ile insanları irşat etmeye çalışıyorlar.


Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
<mailto:0raj.p0y...@neomailbox.net> / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

------------------------------------------------------------------------


  /*AYŞENUR ARSLAN : "İSLAM ÂLEMİ’NİN SORUNU AKILSIZLIK"*/

*08.07.2017 *



Değerli savcılar, sayın Saray sakinleri başlığa bakıp zıplamayın rica
edeceğim. İfade bana ait değil. Birkaç gün önceki bir*TRT* programından
alınma.

Zaten ben şu sıralarda Saray’a laf atmak da neymiş! Kendilerinden bir
memnunum, o kadar olur!

Borsa rekor kırdı hanımefendiler, beyefendiler. Benim (dolar mıydı,*lira
*mı) hisse senetlerim de kim bilir ne oldu. Finans danışmanım annemin
öğüdüyle bankada faize yatırdığım*150 milyon *dolar da -Allah’ın lütfu
işte- arttıkça arttı.

Anlayacağınız biz paradan para kazananlar için işler tıkır tıkır. Yüzüm
gülüyor sayelerinde.

Hele Adalet Yürüyüşü’ne ve tepkilere falan baktıkça ben bir gül bir gül!

İzmit yakınlarında bir grup genç, örneğin… Yumruklarını sıkmış,
Kılıçdaroğlu ve yürüyüşçülere hakaret ediyor. Biri de el kol hareketi
yapmaz mı… Canım ya!

O saatte oralarda olduklarına göre muhtemelen işsizler! Veya borsada,
bankada benim gibi yüzünde güller açan patronları izinli / görevli
saymış da gelmişler.

Yoksullukları gazete sayfalarındaki fotoğraflarından bile akıyor. Ama
onlar,*DEVLETİN BEKASI İÇİN* koşup gelmişler.*ADALETE KOL İŞARETİ*
çekiyorlar.

• • •

Sahi, bugünlerde şu*DEVLETİN BEKASI* sloganını ne çok duyuyoruz.*CNN*
Türk’te bir program, programda genç bir kadın (üstelik) avukat, Adalet
Yürüyüşü’ne itiraz ediyordu. /*"Devletin bekası için mücadele verdiğimiz
bir dönemde böyle şeyler olur muymuş."*/

Olmaz tabii! Olmaz da, bilen var mı devletin başına ne geldiğini?

Ben bakıyorum bakıyorum, içerdeki toz duman bir yana, dışarılarda şunu
görüyorum:

»*ABD* ile aramız, onlar için Kore’de öldüğümüzden bu yana olmadığı
kadar kötü.

» Avrupa Parlamentosu, Türkiye’de özellikle gazetecilere, aydınlara,
siyasilere yapılanlara bakıp /*"AB’nin Türkiye ile müzakerelere
durdurulsun"*/ dedi.*AB*’nin hemen her ülkesiyle zaten ayrı ayrı bozuğuz.

» Kardeş Esad düşman Esed olduğundan beri bölge yangın yeri. Mebzul
miktardaki körükle elimizden geleni yaptık. Kore’den sonra Suriye
topraklarında da öldük.

» Derken, bunca fedakârlığa rağmen bir de Katar yüzünden Suudi Arabistan
kardeşimiz / canımız / ciğerimizle düşman oluverdik!

» Yetmedi, Müslüman Kardeşler’e sahip çıktığımız için Katar’dan sonra
sıra bizde diye yüreğimiz ağzımıza geldi.

» Suudi Arabistan, Mısır,*BAE* falan derken, bölge coğrafyasında
/*"istenmeyen komşu"*/ ilan edildik. Ve sıkıntı ekonomiye de sıçradı.
İnşaat sektörü /*"Katar krizi bize yakabilir"*/ diye rapor verdi. Dünya
Gazetesi, /*"bölgede Türk Malı’na karşı direnç başladı"*/ diye manşet attı.

• • •

Bakıyorum bakıyorum, devletin bekası meselesi hakikaten ciddi bir
mesele... Ama, acaba sebebi ne? Sorumlu kim?

*CHP* desem, ne iç ne de dış politikada fikrini sorup bilgi veren var.

Solcular desem, keşke o kadar gücümüz olsa. Nerdeeee!

Ortada gazeteci, yazar, akademisyen de bırakmadılar...

*FETÖ* desem... Yok demeyeyim! Bu politikalardan*FETÖ* sorumluysa
iktidar uyuyor, hatta /*"haplanmış"*/ demektir.

Peki, sorumlu kim arkadaşlar? Devletin bekasını kim rahatsız ediyor?

Yanıt, hiç beklemediğim bir yerden geldi.

Cumhurbaşkanı’nın (kim bilir kaç) başdanışmanlarından Savaş Şafak
Barkçin,*TRT*’de bir programa katıldı.

/*"İSLAM ÂLEMİNİN TEMEL SORUNLARI"*/ başlıklı bir sunum ile, sorunları /
sorumluları tek tek sıraladı:

*- Aşağılık kompleksi*

*- Ölçüsüzlük*

*- Akılsızlık*

*- Fikirsizlik*

*- İlkesizlik*

*- Köksüzlük*

*- Yönsüzlük*

Programın sunucusu ben olsaydım, /*"AKILSIZLIK"*/ maddesinden sonra
/*"yeter saymayın artık"*/ derdim. Hani, savaşın neden kaybedildiğini
rapor eden komutana, söze /*"cephane bitti"*/ diye başlayınca
/*"gerisini söylemesen de olur"*/ denmesi gibi..

• • •

Günahını almayalım! Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü
mezunu... Washington Johns Hopkins Üniversitesi,*SAIS* okulundan master
derecesi sahibi Başdanışman,*TÜRKİYE*’DEN*DEĞİL İSLAM
COĞRAFYASI*’NDAN*BAHSEDİYOR*.

O’na göre, Osmanlı tüm Müslümanların son siyasi temsilcisiydi. Osmanlı
parçalandıktan sonra Müslümanlar darmadağın oldu. Şimdi tek çare,*YENİ
OSMANLI*. Elbette*RTE*’nin reisliğinde!

Beyefendi Boğaziçi’nde, Johns Hopkins’te nasıl okudu, bilmiyorum. Ama
diplomalarını çekmeceye kaldırmalı. Adalet Yürüyüşü’ne el-kol hareketi
çeken muhtemelen diplomasız gençten (kazancı dışında!) bir farkı yok zira.

»*YENİ OSMANLI*’nın hayal bile olmadığını görmüyor. Ne yani, yeniden
fethe çıkıp /*"İslam Alemini"*/ döve döve kucağımıza mı oturtacağız!

» Ekonomi, adalet, eğitim, kültür-sanat... Ülkenin teğelleri söküldü
Beyefendi! Parça parça ettiniz. Yeniden bir araya getirecek kılavuzunuz
da yok.

» Mezhepçi İslam’ı kılavuz sanıyorsunuz galiba. Ama olabilseydi, bugüne
kadar herhangi bir ülkede saydığınız sorunlar çözülmüş olurdu.

» Size danışanlar, bugüne kadar mirasyedi gibi ülkenin varlıklarını
satıp savdılar. İktidarları için yediler, yedirdiler. Ve artık sona
geldiler. Sanayi duraklama devrinde. Tarım ve hayvancılık ise çoktandır
çöküş dönemi yaşıyor. Tıpkı Osmanlınız gibi!

Gerçekten de,*AKIL* ve onu kullanmamızı sağlayacak*FİKİR* olmadan işler
zor. Muhteşem bir Yüzyıl’a yelken açtığınızı zannederken, kendinizi
tarihin çöplüğünde buluverirsiniz.

Adalet Yürüyüşü, bileşenleri / talepleri / sosyolojisi ile bunun
/*"müjdesini"*/ vermiyor mu!

Not: Annemin finans danışmanım olduğu şaka değil. Ancak, danışmanlığı
bizim ölçülerimizde tabii! Zira bankada*7 bin *doları var diye kendisini
zengin zanneder. Bana da sık sık /*"paranı dolara yatır"*/ diye
nasihatte bulunur. /*"Param yok anne"*/ diye hatırlattığımda da /*"canım
ben de olduğu zaman yatır diyorum"*/ der. /*"İnşallah"*/ derim. Bir iki
dakikalığına mutlu oluruz!

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170708133512 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/07/08  16:59 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Soruya verilen cevap cogalinca dogru gizli kalir.

Hz.Ali

Kim Kemalci milliyetcilerle birlikte Yunana karsi gelirse ser an kafirdir.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne nin Londra ya Ingiliz
Genelkurmayi na yazdigi rapor dan

Kur an daki Celiskiler Ve Nedenleri (5)
III) Mekke den Medine ye Hicret Olaylari Vesilesiyle Konan Ayetler
Arasindaki Celiskilerin Nedenleri

Muhammed, Mekke den Medine ye hicret olaylari sirasinda da, yukaridaki
taktik geregince, Kur an a celismeli ayetler yerlestirmekten geri
kalmamistir:
Mekke de bulundugu on yila yakin bir sure boyunca fazla taraftar
top-layamayinca ve kendisine destek olanlarin (ornegin karisi Hatice ile
amcasi Ebu Talib in) olumleri sonucu koruyucusuz kalinca, Medine ye
hicret etmeye karar vermistir. Ancak, taraftarlarini hicret etmeye
zorlayabilecek gucte degildi. Yapilacak sey ikna usullerini denemekti.
Ikna edebilmenin etkili yollarindan biri, niyet unsurunu amel unsuruna
baglamakti, yani kisiyi yaptigi isler yuzunden sorumlu tutmakti.
Kendisiyle birlikte Medine ye hicret edecek olurlarsa iyi bir is yapmis
olacaklarini, nimetlere ve ahretlere kavusacaklarini, aksi
takdirdebunlardan yoksun kalacaklarini anlatmak uzere soyle konusmustur:

Herkesin niyet ettigi ne ise eline gececek olan ancak odur. Artik nail
olacagi bir dunya veya nikah edecegi bir kadindan dolayi hicret etmis
kimse varsa, hicreti (Allah in ve Resulunun rizasina degil) sebeb-i
hicret olan seye muntehidir. (1)

Boylece anlatmak istemistir ki, kisiler hangi niyetle hicret etmislerse,
niyetlerine gore sonuc alirlar, yani kendi verecekleri kararlara Tanri
(ve elcisi) karismaz.
Kuskusuz ki, o an icin bu sekilde konusmak isine gelmistir. Cunku,
hicret edip etmemeyiTanri kararina ve iznine birakmis olsa, gerek hicret
etmek isteyenler ve gerek istemeyenler, bunu kendilerine gore bahane
nedeni sayilabilirler diye dusunmustur. Yani eger Tanri diledigini
hicret ettirir, diledigini ettirmez demis olsa ya da Tanri nin rizasi
olmadan hic kimse hicret etmek icin karar alamaz seklinde konusmus olsa,
hicret etmeyip de Mekke de kalmak isteyenler, Mademki hicret, Tanri nin
dilek ve rizasina baglidir, o halde bizim burada kalmamiz Tanri dilegine
gore olusmus demektir. Karan biz vermedik ki sonun!u olalim
diyebileceklerdi. Bundan dolayidir ki, Muhammed, Herkesin niyet ettigi
ne ise eline gececek olan ancak odur... hicret etmis kimse varsa hicreti
(Tanri nin ve elcisinin rizasina degil) hicret nedeni olan niyete
yoneliktir seklinde konusmayi ve boylece kisileri sorumluluk duygusu
icerisinde birakmayi, o an icin kendi siyasetine uygun bulmustur.

Fakat, Medine ye hicret ettikten sonra durum degismistir. Zira Muhammed
in cagrisina uyup Medine ye hicret eden Muslumanlar oldugu gibi, hicret
etmeyip Mekke de kalanlar da vardi; bunlar cogunluktu. Boyle olunca,
Medine ye hicret edenler -ki bunlara Muhacirler adi verilmistir-, hicret
etmeyip de, Mekke de kalanlari ornek verip, Muhammed e, Nasil olur da
onlari Medine ye getiremezsin? diyebilirler ve kendisine basarisizlik
yukleyebilirlerdi. Ve iste boyle diyemesinler diye, Kur an a, (Ey
Muhammed!) Tanri kimi dogru yola eristirmisse, dogru yolda olan odur
ancak. Kimi de saptirmissa, sen ona, Tanri nin disinda dost bulmazsin...
seklinde ayetler koymustur (ornegin Isra Suresi, ayet 97). Yani demek
istemistir ki, hicret etmeyip Mekke de kalanlar dogru yoldan
sapanlardir; Tanri onlari saptirdigi icindir ki Medine ye hicret
edemediler ! Boylece, icinde bulundugu durumlara gore, bir yandan dogru
yola yonelmenin (ornegin, hicret etmenin) kisi iradesine bagli oldugunu
(ve bu sekilde davrananlarin cennetlik olacaklarini) belirtirken, diger
yandan, dogru yola yonelmenin ozgur irade isi degil, Tanri dilegine
bagli bir sey oldugunu (ornegin, hicret etmeyenlerin Tanri izni olmadigi
icin Medine ye hicret edemediklerini) ongoren ayetler de celiskilere
neden olmustur.
IV) Medine ye Hicretten Sonra, Oradaki Yahudilerle Olan Iliskiler
Yuzunden Ortaya Cikan Celiskili Ayetler

Daha once de degindigimiz gibi, Muhammed, Medine ye hicretten sonra,
oradaki Yahudileri Musluman yapmak istemis, fakat butun cabalarina
ragmen yapamamistir.(2) Ve iste izledigi bu siyasetle ilgili olarak Kur
an a birtakim hukumler koymustur ki, hepsi de birbiriyle celiskilidir.
Bir kere Yahudileri Musluman yapamayinca kendi taraftarlari, Hani ya
sen, Tanri nin peygamberi olarak her seyi bilen ve her seyi uapabilen
bir kimsesin, nasil olur da
Yahudileri Musluman yapamazsin ? seklinde soylendiklerinde, kusurun
kendisinde olmadigini anlatmak ve prestijini kurtarmak icin, Tanri
di/ediginin kalbini acar Muslumanyapar, diledigini saptirir kafir yapar
(Enam Suresi, ayet 107, 125: Nahl Suresi, ayet 93; Zumer Suresi, ayet
22-23 vd...) ya da Allah kimi hidayete erdirirse dogru yolu bulan
odur... (Araf Suresi, ayet 178) seklindeki ayetlere basvurmustur.

Bununla beraber isine geldigi zaman, Herkese islediklerinin karsiligi
odenir (Ahkaf Suresi, ayet 19) seklindeki ayetlerden yararlanmayi da
ihmal etmemistir. Bunun boyle oldugunu iyice anlayabilmek icin, onun,
daha once, Mekke doneminde Kureysli musriklere (puta tapanlara)
uyguladigi siyaseti animsamakta yarar vardir. Zira, musrikleri (puta
tapanlari) Musluman yapamayinca, Kur an , Allah dileseydi puta
tap-mazlardi (Enam Suresi, ayet 107) seklinde ayetler koydugunu ve
boylece, Eger putperestler beni peygamber olarak kabul etmiyor ve puta
tapinaktan vazgecmiyorlarsa, bu benim kabahatim degil; cunku, Tanri
dileseydi onlar puta tapmazlardi seklindeki bir mantiga siginarak
prestijini kurtarmaya calistigini yukarida gormustuk. Mekke deyken,
Allah dileseydi puta tapinazlardi (Enam Suresi, ayet 107) seklinde
konusurken, Medine ye gectikten ve iyice guclendikten sonra bu
soylediklerinin tam tersine olarak, Kur an a, Musrikleri nerede
gorurseniz oldurun (Tevbe Suresi, ayet 5) seklinde celismeli ayetler
koymaktan geri kalmamistir. Mekke deyken Allah dileseydi puta
tapmazlardi seklinde ayetler koymasi, kuskusuz ki , gucsuz olmasindandi,
Medine ye gectikten sonra, Musrikleri nerede gorurseniz oldurun!
seklinde ayetler koymasi ise, artik guclenmis olarak musrik leri kilic
yoluyla Musluman yapabilecegini bilmesindendir. Boylece Tanri yi, hem
insanlari musrik (puta tapan) ya da sapik yapan hem de musrik ve sapik
yaptiktan sonra oldurten durumlarda birakarak celismeler zincirine
yenilerini eklemistir. Ve iste bu ayni taktigi, Yahudileri ve
Hiristiyanlari Musluman yapmak uzere basvurdugu siyasete de arac kilmistir.

Kur an da, Islamdan baska dinlerin varligini kabul eder gorunen,
ornegin, Yahudilerin, Hiristiyanlarin, Sabitlerin ve hatta
putperestlerin din lerinden (inanclarindan) soz eden ayetler bulundugu
gibi, Islamdan baska din olmadigina dair ayetler de vardir ki, celismeli
olarak siralanmislardir. Ornegin, Kafirun Suresi nde musrik lerle ilgili
olarak, Sizin dininiz size, benim dinim bana (Kafirun Suresi, ayet 6)
diye yazilidir. Bakara Suresi nde de Yahudiler, Hiristiyanlar ve
Sabiilerle ilgili olarak, ...(onlardan Allah a ve ahret gunune inanip
yararli is yapanlar) Rab-lerinin kalindadir. Onlar icin artik korku
yoktur (Bakara Suresi, ayet 62) diye yazilidir. Yine Bakara Suresi nde,
Kendi dinlerine uymadikca Yahudiler ve Hiristiyanlar senden hosnut
olmayacaklardir (Bakara Suresi, ayet 20) diye ayet vardir. Goruluyor ki,
bu ayetlerde, Islamdan baska din ve inanclara (ornegin, Yahudilige ya da
Hiristiyanliga) yonelmenin kisiye bagli bir is oldugu anlami yatmakta.
Fakat, buna karsilik, Kur an da, Islamdan baska din olmadigina, baska
bir dine yonelenlerin sapik sayilip cezalandirilacaklarina, onlara karsi
savas acilmasi ve Islami kabul etmelerine kadar savasin surdurulmesi
gerektigine dair ayetler de vardir ki, $ik $ik tekrarladigimiz
gibi,bazilari soyledir:

Allah katinda din suphesiz Islamiyettir (Al-i Imran Suresi, ayet 19).

Kim Islamiyetten baska bir dine yonelirse onunki kabul edilmeyecektir. O
ahrette de kaybedenlerdendir (Al-i Imran Suresi, ayet 85).

.. .Musrikleri buldugunuz yerde oldurun... (Tevbe Suresi, ayet 5).

Kendilerine kitap verilenlerden (Yahudiler ve Hiristiyanlar) Allah a ve
ahret gunune inanmayan, Allah ile Resulunun haram kildigini haram
saymayan ve hak dini (Islam dinini) kendine din edinmeyen kimselerle,
kuculerek elleriyle cizye verinceye kadar savasin (Tevbe Suresi, ayet 29).

Ey Peygamber! Kafirlerle ve munafiklarla savas (cihatta bulun) ve onlara
kati davran (sertlik goster) Varacaklari yer cehennemdir. .. (Tevbe
Suresi, ayet 74; Tahrim Suresi, ayet9).

Farkli din ve inancta olanlari zorla ve siddet yoluyla Islama sokmaya
yonelik bu tur ayetler, biraz yukarida gordugumuz Dinde zor-lama olmaz
ya da Sizin dininiz size, benim dinim bana seklinde ayetlerle
catismakta. Bu catisma, yine Muhammed in gucsuz durumdan guclu duruma
gecmesiyle ilgilidir. Gucsuz oldugu donemde, Yahudilere ve
Hiristiyanlara karsi pek bir sey yapamadigi icin ya da onlari kazanmak
amaciyla yumusak bir siyaset izlemis, onlari kendi inanclari icinde
yasar kabul etmistir; fakat guclendigi an, Islamdan baska din olmadigini
ileri surerek uzerlerine yurumustur. Konuyu Islama Gore Diger Dinler
(Kaynak Yayinlari, Istanbul, birinci basim, Mart 1999) ve Kur an daki
Kitaplilar (Kaynak Yayinlari, Istanbul, birinci basim, Nisan 1999)
baslikli kitaplarimda ele aldigim icin burada fazla durmayacagim.
V) Peygamber lik Siyasetinden Dogma Celiskiler: Tanri, Insanlari Dogru
Yola Sokmak Icin Peygamber Ier Gonderiyor, Fakat Bu Gonderdigi Peygamber
lere Insanlari Dusman Kiliyor; Kildiktan Sonra da Bu Insanlari
Cezalandiriyor!

Kur an da yazilanlara gore, Tanri, Ins-u Cinn seytanlarini pey-ganber
lere dusman yapmak, yaptiktan sonra onlari cezalandirmak gibi bir yol
secmistir. Daha baska bir deyimle, hem bir yandan insanlari (ve cinleri)
dogru yola sokmak uzere peygamberler gondermistir hem de diger yandan
insan ve cin seytanlarini peygamber lere dusman etmistir. Ustelik bu
dusmanligi onlemek olanagina sahip bulundugu halde onlememis, peygamber
lere dusman kildigi insanlari cezalandirmak egiliminden vazgecmemistir!
Butun bunlar, Tanri yi, Celiskili davranislar icerisinde gostermeye
yeterlidir. Birkac ornek verelim: Kur an da, Enam Suresi nde Tanri nin
Muhammed e hitap ederek insan ve cin seytanlarini peygamberlere dusman
kildigi yazilidir:

(Ey Muhammed!) Boylece biz, her peygambere insan re cin, (Ins-u Cinn)
seytanlarim dusman kildik. (Bunlar) aldatmak icin birbirlerine yaldizli
sozler fisildarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardi. Anik onlari
uydurduklari seylerle bas basa birak (Enam Suresi, ayet 112-113).

Dikkat edilecegi gibi bu ayet, anlasilmazliklar bir yana, bir de kendi
icerisinde celismelerle dolu. Bir kere Tanri, insan ve cin seytanlarini
peygamberlere dusman kiliyor? Pek guzel, ama kimlerdir bu insan ve cin
seytanlari? Ve neden Tanri bunlari peygamberlere dusman kilmistir?
Yorumculara gore, ayette gecen (Ins-u Cinn) seytanlari (yani insan ve
cin dusmanlari ) deyiminden anlasilmasi gereken sey, bir kismi gorunen,
bir kismi gorunmeyen yaratiklardir ki, aldatmak icin ici bozuk disi
yaldizli sozler vahyetmektedirler. insan seytanlari denen yaratiklar,
dogru yoldan ayrilmis olan, Tanri ya ve Peygamberce bas egmeyen
insanlardir ki, dogru yolda olan insanlari aldatmak, kandirmak icin
yaldizli sozler soylerler! Cin seytanlari da, muhtemelen bu nitelikte
olup da gorunmeyen yaratiklardir. Ve iste bu insan ve cin (Ins-u Cinn)
seytanlari, her peygambere dusman olarak boyle seyler yapmaktadirlar.
Onlari peygamberlere dusman yapan Tanri dir! Ve eger Tanri istemis
olsaydi, o seytanlar bu aldatmalari, bu kandirmalari ve bu dusmanliklari
yapamazlardi. Yani Tanri istemis olsaydi, onlara (insan ve cin
seytanlarina) o kudreti vermez veya verdigi halde mani (engel) olur
yaptirmazdi . (3)

Goruluyor ki, insan ve cin seytanlarini peygamberlere dusman
yapan Tanri, bu seytanlarin kotuluklerine, kandirmalarina ve
aldatmalarina engel olmamaktadir. Neden olmamaktadir? Cunku, yine
yorumcularin soylemelerine gore, bunda bir hikmet vardir! Unlu bir
yorumcu soyle diyor:

...(Ins-u Cinn seytanlarinin bu kotulukleri) yapabilmeleri ve yapmalari
dahi rabbinin mesiyyetiyledir (istemesiyledir). Ve demek ki, bunda
(Tanri nin) bir hikmeti vardir. Ve iste hikmet oldugu icindir ki, Tanri
Muhammed e, Sen onlari iftiralarina birak. Birak ki. belalarini
bulsunlar seklinde konusmakTadir.(4)

Konusurken de, Ey insanlar ve cin topluluklari! Sizi hesaba cekmeye
koyulacagim ilerde... (Rahman Suresi, ayet 31-36) diye tehditler
savurmayi unutmamaktadir. Bu dogrultuda olmak uzere, Furkan Suresi nde,
Tanri nin peygamberlere, insanlardan dusmanlar yarattigini anlatmak
uzere soyle konustugu yazilidir: (Ey Muhammed!) Iste biz boylece, her
peygamber icin suclulardan dusmanlar peyda ettik. Hidayet verici ve
yardimci olarak Rabbin yeter (Furkan Suresi, ayet 31). Goruluyor ki,
hidayet verici , yani dogru yola sokucu oldugunu soyleyen ve diledigi
gibi insanlari saptiran oldugunu bildiren Tanri, dogru yola sokmayip
suclu durumda kildigi insanlari peygamberlere dusman yapmakla, yani
celiskili bir davranista bulunmakla adeta ovunur gibidir! Simdi geliniz
bu celismeli ayetlerin Kur an a alinis nedenlerini birliktearastiralim.
Muhammed, kendisini Mekke de peygamber olarak ilan ettigi zaman -basta
kendi yakin akrabalari olmak uzere- halktan kisilerin alay konusu
olmustu. Henuz yeterince guclu olmadigi sure boyunca, kendisine
muhalefet edenlere ve dusmanlik besleyenlere karsi pek bir sey
yapamadigi icin, gelmis gecmis her peygamberin dusmanlari oldugunu
soylemek isine gelmistir. Daha onceki peygamber lerin, tipki kendisi
gibi, kendi kavimlerinin dusmanliklarina ve saldirilarina ugradiklarini
anlatarak, kendi durumunu olasi bir seymisgibi gosterirdi. Fakat
peygamberlere karsi dusmanlik besleyenlerin sinirsiz bir guce sahip
olmadiklarini ve bu nedenle peygamberlere zarar verecek yeterliligi
anlatirdi. Ornegin, Tanri nin, Nuh u, Ibrahim i, Israil i (Yakub u) ve
onlarin soyundan gelenleri dogru yola ulastirdigini, fakat onlarin
pesinden gelen kusagin namazi birakip nefislerinin arzularina
uyduklarini (ornegin, Meryem Suresi, ayet 59-60; Sad Suresi, ayet 45-47)
ve peygamberine kafa tuttuklarini eklerdi. Fakat, kafa tutanlarin,
peygamberlere ustun bir guce sahip olduklari
kanisina kapilmamalari icin, dostluk ve dusmanlik gibi seylerin Tanri
dan gelme oldugunu belirtirdi. Bundan dolayidir ki, insanlardan
diledigini peygamberlere dusman yapip sonra onlari cezalandiranin Tanri
oldugunu soylerdi. Furkan Suresi ne, yukarida degindigimiz ayeti koyup
Tanri nin soylekonustugunu soylemistir:

(Ey Muhammed!) Iste biz boylece, her peygamber icin suclulardan
dusmanlar peyda ettik. Hidayet verici ve yardimci olarak Rab-bin yeter
(Furkan Suresi, ayet 31).

Bu amacla Kur an a& koydugu ayetlerden bir digeri, yine yukarida
degindigimiz gibi soyledir:

(Ey Muhammed!) Boylece biz, her peygambere insan ve cin (Ins-u Cinn)
seytanlarini dusman kildik. (Bunlar) aldatmak icin birbirlerine yaldizli
sozler fisildarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardi. Artik onlari
uydurduklari seylerle bas basa birak (Enam Suresi, ayet 112-113).

Goruluyor ki, ahrete ve peygambere inanmayanlarin kalplerini celen
seytandir. Seytana bu isiyaptirtan Tanri dir ve Tanri, seytanin bu
yaptiklarina engel olmamistir. Daha baska bir deyimle, Tanri, seytanin
bu kotulugunu onleyebilecekken onlememistir. Nitekim yukaridaki ayette
...Rabbin dileseydi bunu yapamazlardi diye yazili. Ve guya Tanri,
Muhammed e, ...Sen onlari iftiralariyla bas basa birak diye ogutte
bulunmustur! Daha baska bir deyimle
Muhammed, kisilerin kendisine karsi dusmanlik besleyecek gucte
olmadiklarini anlatmak icin bu ayeti koymus oluyor. Fakat, onlara karsi
bir sey yapacak durumda olmadigi icin, Tanri yi, Sen onlara aldiris
etine, onlari bana birak, ben haklarindan gelirim der gibi konusur
gosteriyor. Ancak, Muhammed e hitaben, (Ey Muhammed!) ...Sen onlari
iftiralariyia bas basa birak diyen, insanlara ve cinlere hitaben, Ey
insanlar ve cin topluluklari! Sizi hesaba cekmeye koyulacagim ilerde...
(Rahman Suresi, ayet 31-36) diye konusan Tanri, bir baska vesileyle bu
soylediginin tam tersini soylemekten ve ornegin Peygamber e karsi
gelenlerin ya da dusmanlik besleyenlerin asilmalarini veya el ve
ayaklarinin caprazlama kesilmesini emretmekten geri kalmayacaktir.
Verilecek orneklerden biri su:

Allah ve Resulune karsi savasanlarin ve Yeryuzunde bozgunculuk edenlerin
cezasi ancak ya (acimadan) oldurulmeleri, ya asilmalari, yahut el ve
ayaklarinin caprazlama kesilmesi, yahut da bulunduklari yerden
surulmeleridir. Bu onlarin dunyadaki rusvayligidir. Onlar icin ahrette
de buyuk azap vardir (Maide Suresi, ayet 33).

Burada gecen savasanlarin ya da bozgunculuk edenlerin deyimleri, en
genis anlamiyla Tanri ya ve Muhammed e karsi dusmanlik besleyenleri,
inkar yolunu secenleri de kapsar niteliktedir. Yine bu dogrultuda olmak
uz&KrKiranda. su ayet var:

Ey Peygamber! Kafirlerle ve munafiklarla savas (cihana bulun), onlara
kati davran (sertlik goster). Varacaklari yer cehennemdir. .. (Tevbe
Suresi, ayet 74; Tahrim Suresi, ayet 9).

Bu vesileyle tekrarlamaliyim ki, butun bunlar, Muhammed in kendi
sozleridir. Henuz guclu olmadigi ve aleyhinde konusanlara karsi bir sey
yapamadigi zamanlar, Tanri dan, Sen onlari iftiralariyla bas basa birak
seklinde vahiy indigini soylerken, iyice guclendikten sonra bu ayni
Tanri nin, Onlara kati davran, el ve ayaklarini caprazlama kestin vd...
seklinde dehset sacici hukumler gonderdigini, Tanri ya ve Pey-gamber e
inanmayanlarin oldurulmelerini
emrettigini bildirmistir. Cunku, artik Peygamber ?, dusman olanlari
Tanri ya dusmanmis gibi gosterip kilic yoluyla haklarindan gelebilecek
guctedir. Bu nedenle Kur an a, yukarida belirttiklerimizden baska, bir
de, Tanri nin dusmanlarinin cezasi atestir... (Fussilet Suresi, ayet 28)
seklinde ayetler koymus, boylece anlatmak istemistir ki, Tanri kimlere
dusman ise, Peygamber de onlara dusmandir , Tanri nin dusmanlari
kimlerse, Peygamber in de dusmanlari onlardir ve bu gibi insanlar
oldurulmelidirler. Ve iste gucsuz durumdan guclu duruma gecmek nedeniyle
butun bunlari yaparken, birbiriyle celiskili hukumlerin Kur an da, yer
almasina neden olmustur.
VI) Muhammed in Kisisel Tutum ve Davranislarindan Dogma Celiskiler (Bir
Yandan Alcakgonullu ymus Gibi Gorunurken, Diger Yandan Asin Sekilde
Ovunmesi Nedenlerine Dayali Celismeler)

Kur an daki celismelerin bircogu Muhammed in kisisel tutum ve
davranislarinin urunu olarak ortaya cikmistir ki, bunun ilginc
orneklerinden biri, bazen alcakgonulluymus gibi gorunmek isterken, bazen
de asin sekilde ovunmekten kendisini alamamasidir. Su bakimdan ki, bir
yandan ovulmenin Tanri ya ait olup, Tanri kullarinin alcakgonullu
olmalari gerektigini, Tanri nin alcakgonullulukten hoslandigini, tevazu
gosterenleri yucelttigini, yedi kat goklere kadar yukselttigini
soylerken, diger yandan bu soyledikleriyle celismeye dusercesine kendi
kendisine ovguler yagdirmistir. O kadar ki, kendisini, gelmis ve gelecek
butun insanlarin en sereflisi, en yucesi seklinde gostermis ve hatta
Tanri nin kendisine salavat getirdiginisoyleyecek kadar ileri gitmistir.

Gercekten de Muhammed, alcakgonullulugun en buyuk bir fazilet
sayildigini, ovulmenin Tanri ya ozgu oldugunu, Tanri nin
alcakgonullulukten hoslandigini ve ornegin, .. .yeryuzunde boburlenerek
yurume! Allah kendisini begenip ovunen hic kimseyi... sevmez (Lokman
Suresi, ayet 18) seklinde ayetler indirdigini, ayrica muminlere karsi
alcakgonullu bir toplum getirecegini (Maide Suresi, ayet 54) haber
verdigini soylemis ve Ben asla boburlenmem diyerek alcakgonullu olarak
gorunmeyi yeglemistir. Bu amacla, ayrica ...Tevazu insana ancak yucelik
verir. Tevazu ediniz ki, Allah da size rahmet etsin (5) demis yada bu
dogrultuda olmak uzere ... Allah tevazu gostereni de yuceltir (6) ya da
...Kul tevazu edince Allah... onu yedi kat goklere kadar yukseltir (7)
ya da Tevazu insana ancak yucelik getirir. Tevazu ediniz ki Allah... da
size rahmet etsin (8) ya da Hiristiyanlarin ... Isa yi ovdukleri gibi
ovmeyin beni. Sunu biliniz ki, ben Allah in kuluyum. O halde bana Allah
in kulu ve Resulu deyin ... diye konusmus ya da Su dunyada ben, bir
agacin altinda bir sure golgelenip sonra orayi terk eden bir yolcudan
baskasi degilim (9) diyerek alcakgonulluluk timsaliymis gibi
gorunmustur. Ancak, hem dogustan gelme bir itisle hem de kendisini Arap
insanina peygamber olarak kabul ettirebilmek icin ovunmenin vazgecilmez
bir sey oldugunu dusunmus olmali ki, yukarida soylediklerinin tam
tersini yapmistir; hem de Ben boburlenmem derken, boburlenerek! Ornegin,
kendisini butun insanlarin en sereflisi, en yucesi olarak gostermek
uzere, Gozunuzu acin, ben Allah in sevgilisiyim, bununla boburlenmem...
Allah nezdinde, gelmis ve gelecek butun insanlarin en sereflisi, en
yucesi benim. Ben bununla da boburlenmem - derdi. Ote yandan Kur an a
koydugu pek cok ayetle Tanri nin kendisini her bakimdan yucelttigini,
sereflendirdigini bildirmistir. Bu ayetler arasinda, kendisinin gelmis
ve gecmis butun peygamberler arasinda en yuce ve en serefli yeri isgal
ettigine, geleceginin butun peygamberler tarafindan mujde lendigine,
baska peygamberlere taninmayan niteliklerin kendisine tanindigina
(ornegin bkz. Tevbe Suresi, ayet 128) ve kendisinin Tanri sayesinde
mecnun olmaktan uzak kilindigina, kendisi icin bitip tukenmeyen
mukafatlar olduguna dair (ornegin bkz. Kalem Suresi, ayet 1-6; Furkan
Suresi, ayet 4-8, 10) ayetler yaninda, Tanri nin kendisini hoslandirmak
uzere is gordugune ve ornegin kible yonunu Kabe ye cevirdigine .dair
...Ey Muhammed... simdi seni memnun olacagin bir kibleye donduruyoruz...
(Bakara Suresi, ayet 144) seklinde ya da yuce bir ahlaka sahip oldugunun
Tanri tarafindan aciklandigina dair ...Ve sen (Ey Muhammed!) elbette
yuce bir ahlak uzeresin... (Kalem Suresi, ayet 4) seklinde olanlar
vardir. Butun bunlar yetmiyormus gibi, bir de insanligin (ve tum
insanlarin) var edilmesine kendisinin vesile oldugunu anlatmak uzere,
Tanri nin Eger sen olmasaydin, ey son peygamber (Muhammed!), ben bu
varliklari yaratmazdim —diye konustugunu soylemekten ve nihayet Tanri
yi, melekleriyle birlikte kendisine salavat getirdigini eklemekten
kendisini alamamistir. Kur an a koydugu ayet aynen soyle:

Su bir gercek ki Allah ve melekler o yuce nebi Muhammed e salat ve selam
ederler... (Ahzab Suresi, ayet 56).

Muhammed, Tanri yi, tum melekleriyle birlikte kendisine salavat
getirirmis gibi gostermekle, ovunme hevesini sonsuza dek goturmus
gibidir. Bir yandan ovunmenin kotu bir sey oldugunu ve ovunmekten
hoslanmadigini soylerken, diger yandan boylesine asiri bir ovunme yoluna
basvurmasi, celiski yaratma alaninda bir hayli ileri gittiginin
kanitidir. Hemen ekleyelim ki, butun bu celiskili durumlar, gucsuz
durumdan guclu duruma gecmesiyle ilgilidir. Henuz gucsuzken alcak
gonulluymus gibi hareket etmis, fakat guclendigi andan
itibaren boburlenme yolunu secmistir, hem de her defasinda, Ben bununla
da boburlenmem seklindeki konusarak.

Dipnotlar;
1)Bu satirlari su sekilde anlamak gerek: Herkesin niyet ettigi ne ise
eline gececek olun ancak odur... hicret elini f kimse varsa hicreti
(Tanri nin ve elcisinin rizasina degil) hicret nedeni olan niyete
yoneliktir.
2)Bkz.. Ilhan Arsel, Islama Gore Diger Dinler. Kaynak Yayinlari, birinci
basini, istanbul. Mart 1999: Ilhan Arsel, Kur an daki Kitaplilar,
birinci basini, istanbul. Nisan 1999.
3)Elmalili Hamdi Yazir, age. c.3. s.2031.
4)Elmalili Hamdi Yazir, age. c.3, s.2032-2033.
5)Imani Gazali, age, c.2, s.732-733
6)Imam Gazali, age. c.3, s.720.
7)Imam Gazali, age, c.3. s.732
8) imam Gazali, uf;e. c.3, s.733
9 )Ibn Ishak, Kitab al-Magazi; Ibn Sa d, Kirab ul-Tabakat.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/12/29/kurandaki-celiskiler-ve-nedenleri-5/


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap