------------------------------------------------------------------------
bayrak
Bülent Serim : Başkanlık sisteminin altında ne yatıyor.
GETİRİLMEK İSTENEN BAŞKANLIK SİSTEMİ DEĞİLDİR <#mozTocId623208>
İSTENEN "BAŞKANLIK" DEĞİL, "DİKTATÖRLÜK"TÜR <#mozTocId114608>
BAŞKANLIK REJİMİNİN SAKINCALARI <#mozTocId894792>
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ALTINDA YATAN <#mozTocId767941>
BİRKAÇ UYGUN SÖZLE BİTİRELİM: <#mozTocId176761>
Yeni anayasa ve başkanlık konusunda kamuoyu karşısında /*"haklılık
algısı"*/ yaratmak için söylenen yalanları açıklamayı sürdürelim.
*28 Nisan 2016* günü Odatv’de yayımlanan yazıda yeni anayasa tuzağına
dikkat çekmiş, kamuoyunu yanıltmak için söylenen yalanları başlıklar
olarak sıralamıştık. /*"TBMM’nin yeni bir anayasa yapabilir"*/,
/*"Anayasa’da laikliğin tanımı yapılmamıştır"*/, /*"Parlamenter sistem
yetersizdir"*/, /*"Yürürlükteki anayasa bir darbe anayasasıdır"*/,
/*"Sivil, milli, yerli bir anayasa yapılacaktır"*/ yalanlarına ilişkin
yazılarımız *4,* *14,* *20 Mayıs*, *3* ve *9 Haziran* günleri Odatv’de
yayımlanmıştır.
Bugün bu yalanlardan altıncısını, /*"Başkanlık sistemi"*/ yalanını ele
alacağız.
*GETİRİLMEK* *İSTENEN* *BAŞKANLIK* *SİSTEMİ* *DEĞİLDİR*
Başkanlık sistemi, /*"kuvvetler birliğini"*/ esas almaz; tam tersine
/*"kuvvetlerin sert ayrılığı"*/ ilkesine dayanır.
Çağdaş demokrasilerde iktidar gücünün, demokrasiye, temel hak ve
özgürlüklere ve hukuk devletine zarar vermemesi için sınırlandırılması
esastır. Sınırlandırma, denetleyip, gerektiğinde bu gücün kullanılmasını
engelleme yoluyla yapılır.
Eğer yürütme yetkisi tek elde toplanmışsa, yani başkanlık sistemi söz
konusuysa bu denetleme ve dengeleme düzeneği çok daha /*"sert"*/
içerikli siyasal ve hukuksal yöntemlere bağlıdır.
Başkanlık sisteminde yasama ve yürütme erkleri birbirlerinden kesin
çizgilerle ayrılmışlardır. Birbirlerinin alanlarına hiçbir biçimde
karışamazlar. Ancak, iktidar gücünü elinde bulunduran yürütme, gücün
kötüye kullanılmaması için yasama tarafından denetlenip frenlenir.
Bu nedenle yasamanın yürütmeden bağımsız olmasına özen gösterilmiştir.
Yasama iki kanatlıdır; meclis ve senatodan oluşur. Her iki kanadın
üyelerinin seçiminde mensubu olduğu siyasal partinin, parti başkanının
ya da partili devlet başkanının hiçbir etkisi ve katkısı yoktur. Sistem,
yasamanın bağımsızlığının önemini bildiği için tersine izin vermez.
Bununla da yetinilmez, iktidar gücünün sağlıklı denetimi için sistem tam
bağımsız bir yargı düzeneğiyle örülmüştür.
Yine bununla da yetinilmez, yürütme gücünü elinde bulunduran devlet
başkanının yetkilerini sınırlandırmak için ülke eyaletlere bölünmüştür.
Her eyaletin seçilmiş bir başkanı (vali de denilebilir) ve parlamentosu
vardır. Devlet başkanının eyaletler üzerinde hemen hemen hiçbir yetkisi
yoktur.
Dünyada *ABD* dışında, Güney*Amerika*, Afrika ve Asya’da tam *36* ülke
sözde başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Ne var ki sistemin tam
olarak uygulanabildiği tek ülke *ABD’*dir. Bunun dışındaki ülkelerin
hemen hepsinde başkanlık diktatörlüğe dönüşmüştür.
*İSTENEN* /*"BAŞKANLIK"*/ *DEĞİL,* /*"DİKTATÖRLÜK"*/*TÜR*
Belirtmek gerekir ki, bizde de istenen sistem /*"başkanlık"*/ değildir.
İstenilenin adı, kuramsal olarak /*"başkancı"*/ sistemdir. Daha
anlaşılır kılmak için istenilenin /*"diktatörlük"*/ olduğu söylenebilir.
Yeni Osmanlı özentisi içinde olanların anlayacağı dille söylersek,
istenilen sistemin adı /*"sultanlık ya da padişahlık"*/tır.
Bu sonuca, *2012* yılında *RTE*/*AKP* tarafından Anayasa Uzlaşma
Komisyonu’na sunulan anayasa taslağı ile bugüne kadar ortalığa saçılan
söylem, eylem ve uygulamalardan vardığımızı belirtmek gerekir.
Bunlardan yola çıkılarak istenilen ve adına başkanlık denilen sistemin
satırbaşları şöyle belirlenebilir:
*- Başkan, tek dereceli olarak halk tarafından seçilecektir.*
*- Başkan partili olabilecek; varsa partisi ile bağı sürecek, tarafsız
olma zorunluluğu kaldırılacaktır.*
*- Yasama ve yürütme yetkileri, doğrudan ya da dolaylı biçimde başkanda
toplanacaktır.*
*- Yargının, yapılan atamalarla başkanın güdümünde olması sağlanacaktır.*
*- Yasamanın soru önergesi, gensoru ve Meclis soruşturması gibi
yürütmeyi denetleme yetkileri bulunmayacak; kısaca başkan, bütçe dışında
Meclis’e karşı sorumlu olmayacaktır.*
*- Başkan yasaları veto edebilecek; veto edilen metinler Meclis’te ancak
nitelikli çoğunlukla (2/3 gibi) kabul edilirse yeniden yasalaşabilecektir.*
*- Başkanın tek başına yasa gücünde kararname çıkarma yetkisi bulunacak;
ülkeyi bu kararnamelerle yönetecektir.*
*- Başkan gerekli gördüğünde Meclis’i feshedebilecek; ancak Meclis
vatana ihanet dışında başkanı görevden alamayacaktır.*
*- Başkan, bakanları Meclis dışından atayacak; hükümet için güven
oylaması söz konusu olmayacaktır.*
*- Bakanlar yalnızca başkana karşı sorumlu olacak, Meclis’e karşı
sorumlulukları bulunmayacaktır.*
*- Başkan iç ve dış politikada tek söz sahibi olacaktır.*
*- Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına tek başına karar verecek;
bunun için Meclis kararı gerekli olmayacaktır.*
*- Başkan vali, büyükelçi, müsteşar, genel müdür gibi üst yöneticileri,
yüksek yargı organlarının üyelerini, YÖK üyelerini ve rektörleri atama
yetkisine sahip olacaktır.*
İşte böyle, sonu diktatörlükle bitecek olan bir rejim, allanıp pullanıp
halka yutturulmak istenmektedir.
Böyle bir rejime /*"Türk tipi"*/ demek de yanlıştır; /*"Türk"*/
sözcüğüne ve kavramına uygun düşmez. Bunun adı olsa olsa /*"RTE tipi"*/
başkanlık rejimi olabilir.
*RTE’*nin son söylemi de başkanlığın nerelere vardırılacağının işaretini
vermektedir. *RTE* *17 Mart 2016* günü yaptığı konuşmada, /*"Benim
gitmem demek, devletin yıkılması demektir"*/ deyivermiştir. Bunun
çevirisi /*"Ben devletim"*/ demektir. Ona göre bir sistem oluşturulmaya
çalışılmaktadır.
*BAŞKANLIK* *REJİMİNİN* *SAKINCALARI*
Ülkemiz yönünden başkanlık sisteminin sakıncaları şöyle sıralanabilir:
*- Ülkemizde hâlâ demokratik deneyim ya da olgunluk çok eksiktir.
Demokrasi kültürü, bırakınız içselleştirmeyi, henüz yerleşmemiştir. Bu
nedenle başkanlığın dikta rejimine dönüşmesi olasılığı çok yüksektir.*
*- Tarihten gelen bir */*"otoriter geleneği"*/*ve */*"tek adam"*/*özlemi
olan toplumlarda başkanlık rejiminin diktatörlüğe dönüşmesi kaçınılmazdır.*
*- İdeolojik olarak kutuplaşmış partilerin bulunduğu ülkelerde başkanlık
sistemi otoriter başkancı yapılanmasına dönüşmektedir.*
*- Başkanın çok kısa sürede Halifeliği de üstlenmesi söz konusudur.*
*- Başkanlık rejimi ile ulus-üniter devlet yapılanması bağdaşmaz.
Başkanlık rejiminde, üniter yapının federasyona dönüşmesi; ülkenin
bölünmesi ve ulusal birliğin sona ermesi kaçınılmaz olacaktır.*
*BAŞKANLIK* *SİSTEMİNİN* *ALTINDA* *YATAN*
Yukarıda esasları açıklanan başkancı rejim, *RTE*/*AKP* iktidarının
İslami cumhuriyet projesine de uygundur.
Bakınız, Yahudi iken sonra Müslümanlığı seçmiş Avusturyalı Muhammed
Esed, /*"İslam’da Yönetim Biçimi"*/ adlı kitabında ne diyor:
/*"Eğer Müslümanlar bugün, devletleri için, Amerikan sistemi diye
bilinen başkanlık sistemini benimseyecek olurlarsa; on dört asır önce
dolaylı bir yolla Peygamberlerinin tavsiye etmiş olduğu bir esası
gerçekleştirmiş olacaklardır. İdare biçimlerinden birisini seçmekte
kendilerine müsamaha ediliyorsa; ışığında yürümek için, böyle bir
tavsiye Müslümanlara yeterlidir."*/
Eğer yeni anayasa yapılıp *‘başkancı’* sistem getirilebilirse, o zaman
İslam liderliği amacına da ulaşılmış olacaktır. Çünkü /*"hilafet
başkanın şahsında saklıdır"*/ söylemi öne ve ortaya çıkarılıp,
başkanlığın aynı zamanda *‘halifelik’* olduğu iddiasıyla sonuca
gidilecektir.
İstanbul ve*Ankara*’da, Yargıtay’ın terör örgütü ilan ettiği Hizb-ut
Tahrir tarafından /*"Hilafet İsteriz"*/ toplantıları yapılmaya
başlanmıştır bile. Hiçbir şey tesadüf değildir.
Akıllarınca *‘cumhuriyet parantezi’* böylelikle kapanmış olacaktır.
*BİRKAÇ* *UYGUN* *SÖZLE* *BİTİRELİM:*
/*"Tarih bize özgürlük için en büyük tehlikenin gücün tek elde
toplanması olduğunu öğretmiştir."*/ Milton Friedman
/*"Bir gücü sınırlayamazsak, o gücün kötüye kullanılmasını da
önleyemeyiz."*/ *F.* *A.* Von Hayek
/*"Sınırsız güç yozlaşmaya mahkûmdur."*/ William Pitt
Bülent Serim
Odatv.com
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-160622160413 Oraj Poyraz At Neomailbox.net
cimc...@neomailbox.ch
2016/06/22 21:40 3 49 damla...@googlegroups.com
Asil ugrasmaya mecbur oldugumuz sey, yuksek kulturde ve fazilette dunya
birinciligini tutmaktir.
K.Ataturk
Bir Ihanet Belgesi: Necip Fazil in Genclige Hitabesi..
Ustad diye nitelendirdikleri Kisakurek in Ataturk yazdiktan sonra ben de
yazabilirim diye ortaya doktugu satirlar; sizler ne dusunursunuz acaba???
Necip Fazil KISAKUREK : GENCLIGE HITABE
Bir genclik, bir genclik, bir genclik...
Zaman bendedir ve mekan bana emanettir! suurunda bir genclik...
Devlet ve milletinin buyuk capa ermis yedi asirlik hayatinda ilk
ikibucuk asrini ask, vecd, fetih ve hakimiyetle susleyici; uc asrini
kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrini Allahin, Kur
an inda belhum adal dedigi hayvandan asagi taklitcilere kaptirici; en
son yarim asrini da Isgal ordularinin bile yapamayacagi bir cinayetle,
Turku madde planinda kurtardiktan sonra ruh planinda helak edici tam
dort devre bulundugunu goren... Bu devreleri, yukseltici ask, curutucu
taklitcilik ve oldurucu kufur diye yaftalayan ve simdi, evet simdi...
Besinci devrenin kapisi onundedimdik bekleyen bir genclik...
Gokleri cokertecek ve yeni kurbaga diliyle butun dikey leri yatay hale
getirecek bir nida kopararak mukaddes emaneti ne yaptiniz? diye meydan
yerine cikacagi gunu kollayan bir genclik...
Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, irzinin, evinin, kininin, ocunun
davacisi bir genclik...
Halka degil, Hakka inanan; meclisinin duvarinda Hakimiyet Hakkindir
dusturuna hasret ceken, gercek adaleti bu inanista bulan ve halis
hurriyeti Hakka kolelikte bulan bir genclik...
Emekciye Benim sana acidigim ve yardimci oldugum kadar sen kendine
aciyamaz ve yardici olamzsin! Ama sen de, zulum gordugun iddiasiyla,
kendi kendine hakki ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim
istismarcilara yakani kaptirmakta basi bos birakilamazsin! ; Kapitaliste
ise Allah buyrugunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanin kapisina
kazimadikca serbest nefes bile alamazsin! ihtarini edecek... Koku ezelde
ve dali ebedde bir sistemin, askina, vecdine, diyalektigine, estetigine,
irfanina, idrakine sahip bir genclik...
Bir bucuk asirdir yanip kavrulan ve bunca kesfine ve oyuncagina ragmen
buhranini yenemeyen ve kurtulusunu arayan bati adaminin bulamadigini,
Turk un de yine bir bucuk asirdir iste bu hasta bati adaminda buldugunu
sandigi seyi, o mubarek olus sirrini, her sistem ve mezheb, ortada ne
kadar hastalik varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa
hakikatinin Islamda oldugunu gosterecek ve bu tavirla yurduna, Islam
alemine ve butun insanliga numunelik teskil edecek bir genclik...
Kim var? diye seslenilince, sagina ve soluna bakinmadan fert fert ben
varim! cevabini verici, her ferdi benim olmadigim yerde kimse yoktur!
duygusuna sahip bir dava ahlakini pirildatici bir genclik...
Can tasima liyakatini, canlarin cani ugrunda can vermeyi cana minnet
sayacak kadar gozu kara ve o nispette strateji ve taktik sahibi bir
genclik...
Buyuk bir tasavvuf adaminin benzetisiyle, zifiri karanlikta, ak sutun
icindeki ak kili farkedecek kadar gozu keskin bir genclik...
Bugun komik universitesi, hokkabaz profesoru, yalanci ders kitabi,
cikartma kagidi sehri, muzahrafat kanali sokagi, fuhs albumu gazetesi,
saskina dormus ailesi ailesi, ve daha nesi ve nesi, hasili, guya
kendisini yetistirecek butun cemiyet muesseselerinden aldigi zehirli
tesiri uzerinden silkip atabilecek, kendi oz talim ve terbiyesine,
telkin ve temmisesine memur vasitalara kadar nefsini koruyabilecek, tek
basina onlara karsi durabilecekdestanlik bir meydan savasi icinde ve
cetinler cetini bu isin destanlik savasini kazanabilecek bir genclik...
Annesi, babasi, ninesi ve dedesi de icinde olsa, gelmis ve gecmis butun
eski nesillerden hicbirini begenmeyen, onlara siz gunesi ceketinizin
astari icinde kaybetmis marka muslumanlarisiniz! Gercek musluman
olsaydiniz bu hallerden hicbiri basiniza gelmezdi! diyecek ve gercek
muslumanligin ne idugu nu ve nasil ini gosterecek bir genclik...
Tek cumleyle, Allahin, kainati yuzu suyu hurmetine yarattigi
Sevgilisinin alemleri manto gibi buruyen etegine tutunacak, O ndan baska
hicbir tutamak, dayanak, siginak, sarinak tanimayacak ve O nun
dusmanlarini ancak kubur farelerine denk muameleye layik gorecek bir
genclik...
Bu gencligi karsimda goruyorum. Maya tutmasi icin otuz kusur yildir,
devrimbaz kodomanlarin viski cektigi kamistan borularla cigerimden
kalemime kan cekerek yirtindigim, kivrandigim ve zindanlarda curudugum
bu genclik karsisinda, uykusuz, susuz, ekmeksiz, basimi secdeye mihlayip
bir omur Allaha hamd etme makamindayim.
Genc adam! Bundan boyle senden bekledigim manevi babanin tabutunu
musalla tasina, Anadolu kitasi buyuklugundeki dava tasini da gedigine
koymandir!
Surda bir gedik actik; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe ruzgar, artik ne yandan esersen es!...
Allahin selami uzerine olsun...
Necip Fazil KISAKUREK
Biz ceylan gozluleri, defterleri sagdan verilenler icin yeniden
yaratmisizdir; onlari bakire, eslerine duskun ve hepsini bir yasta
kilmisizdir.
Vakia/56/35-8.
Cennette cinsel yasama iliskin mustulu haberlerden.
Kendi Kendisi ile Yetinme
Krallar hicbir seyimi almazlarsa bana cok sey vermis olurlar hicbir
kotuluk etmezlerse yeterince iyilik etmis sayilirlar bana. Butun
istedigim budur onlardan. Ama nasil sukrediyorum tanriya, varimi yogumu
bana aracisiz vermis, beni yalniz kendisine borclu kilmis oldugu icin!
Nasil yalvariyorum ona gece gunduz beni hicbir zaman, kimseye karsi agir
bir minnet altina sokmasin diye! Ne mutlu bir ozgurlukle bunca zaman
yasadim: Onunla bitsin omrum!
Butun cabam kimseye muhtac olmadan yasamak. Butun umudum kendimde.
Bunu basarmak herkesin elindedir; ama olmeyecek kadar yiyecek icecegi
olanlar daha kolay basarabilirler elbet bunu. Bir baskasina bagli
yasamak yurekler acisi ve belali bir seydir. Kendimiz ki en iyi, en emin
siginagimiz odur; kendimiz bile guvenilir degiliz yeterince.
Kendimi hem yurekce asil is yurekli olmakta cunku, hem varlikca oyle
hazirliyorum ki, baska her seyimi yitirdigim zaman kendimle yetinmesini
bileyim. Hippias gereginde her seyden sevine sevine elini cekip
Musalarla bas basa kalabilmek icin kendini bilime vermekle kalmadi;
ruhunun kendi kendiyle yetinmesi, disaridan gelecek rahatliklardan
yigitce vazgecebilmesi icin filozof olmakla da kalmadi; buyuk bir
merakla yemek pisirmesini, tiras olmasini, giysilerini, ayakkabilarini,
ote berisini kendi yapmasini da ogrendi ki, kendi yukunu tasiyabildigi
kadar kendi tasisin ve kimsenin yardimina muhtac olmasin... Vermede
nasil bir ustun olma niteligi varsa, almada da bir boyun egme niteligi
vardir. Onun icindir ki Beyazit I, Timurlenk in gonderdigi hediyeleri
kufurler ederek geri cevirmis. Sultan Suleyman in bir Hint Imparatoruna
yolladigi hediyeler de oyle kizdirmis ki adami, kabaca reddederek bizim
adetimiz almak degil vermektir, demekle kalmamis, hediyeleri getiren
elcileri zindana attirmis.
Michel de Montaigne : Denemeler
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/
--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.