Peki ama ne yapmak lazım?
Net kesin ve açık reçete ne olmalı?
Uzun ya da orta vadeli değil.
Hemen kısa vadede etkilerini hissedeceğimiz stratejik değil taktik
reçete ne olmalı?

Cephe nasıl, nerede, kimlerle yeniden kurulacak?
Ucuz birlik mesajları bir işe yaramıyor.
Birliğin kriterleri olmalı.
Mevlana gibi her gelene kapıyı açık tutmak hainlere de kapıyı aralıyor.
Saf tutmak lazım ama, herkesle değil, kimlerle saf tutulacak?
Ölçü ne olacak?
Net ve açık mesaj ne olacak?

Ortada politik İslam sorunsalı var.
Buna ılımlı İslam, doğru İslam, has İslam, öz İslam, Kur'andaki İslam
vizyonuyla bir çözüm bulmak imkanı var mı?
Sorun aslında son on yılın değil, son yüz yılın değil bin yılın sorunu.
Sorunu cepheden kabul edip mücadeleyi geniş bir cepheden mi kabul etmeli?
Yani apseyi patlatmalı mı?

Bence artık patlatma zamanı geldi.
Tam sağlık ancak böyle sağlanacak.

Yoksa, yalandan geçici bir uzlaşma yapıp, fikirsel sorunları halı altına
süpürüp, hayal edilen, farz edilen, zannedilen İslam ile ittifak
edilerek yola devam mı etmeli?
Bu geçici bir iyilik hali sağlar mı?
Hiç sanmam, bu sadece kandırmaca olur, ilk fırsatta ortaklar yine
birbirine düşecektir.

Aslında Türklerin rönesansını yaşaması için tam zamanı ve iyi bir fırsattır.
Bu bütün İslam alemi içinde tam zamanı ve iyi bir fırsat olacaktır.

Yoksa, yoksa, hem Türkler, hem de diğer Müslümanlar kalan on yılları, ve
yüzyılları insanlık ailesinin paryaları olarak en aşağıda ezilenler
olarak sürdürürecektir.
Kan, ızdırap, eziklenmeler, onursuzluklar hep devam edip gidecektir.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
<mailto:0raj.p0y...@neomailbox.net> / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

 

------------------------------------------------------------------------
bayrak


  BARIŞ İNCE : Kendimizi kandırmayalım, güneş kendiliğinden doğmayacak

01.01.2017 20:47

Kendimizi kandırmayalım, güneş kendiliğinden doğmayacak

Gece uzun sürdüğüne göre sabahın artık yakınlaşması beklenir. Ama
toplumsal olaylarda iradi müdahale yoksa beklenen güneş hiç
doğmayabilir. Bilimsel akıl ile baktığımızda bir felakete
sürüklendiğimizi görüyoruz. Ancak aynı sosyal bilim bize bu felaketten
çıkış için bir tarih ya da reçete vermiyor. Nice umutla yattığımız
uykulardan her sabah bizi yeni bir katliam uyandırıyor. Ve sonrasında
birilerinin usanmadan söyleyebildiği yalanlar içerisinde yeni bir gün
başlıyor.

Üst akıl, büyük güçler, dış bilmem neler… Bunları dediğinde büyük
analiz, stratejik bilgelik falan yapmış olmuyorsun. Aksine suçu
muğlaklaştırıp esas hedefin üstünü örtüyorsun. Bu ülkede birileri iç
savaş çıkarmak istiyorsa bunu emperyalizmden bağımsız yapmayacak
elbette… Ama emperyalizm bu kan deryasını kendiliğinden değil,
gerici-faşist güçler eliyle yaratacak. Fetocular, IŞİDçiler, Nusracılar
ya da iktidar parasıyla sosyal medyada sabah akşam küfür eden meczuplar…
Gerici ve faşist karanlık ve bu karanlığı yaratanlar… Tetiği çekenler
zaten onlar.

Noel babanın kafasına silah dayama eylemini /*"meşru"*/, /*"tepki"*/,
/*"doğal"*/, /*"İslami"*/ gösterdiğinde ve kınamadığında birisinin de
gelip o tetiği çekmesi şaşırtıcı olmuyor. Bağnazlık başkasının
yaşantısına saygı göstermiyor, kendi dünyasını dayatmak istiyor. Bunu
yaparken bir şekilde korunacağını kollanacağını hissediyor. Üniversitede
bir solcu ile bir gericinin polisle olan ilişkisi nasıl ki aynı değilse
toplumdaki his de böyle… Gerici bir öğrenci, /*"yılbaşı gavur icadıdır,
gerekirse kan kusturacağız"*/ diye kampüste polisin arkasına gizlenerek
duvarlara yazı yazabileceğini biliyor. En fazla gözaltında /*"oğlum niye
böyle yapıyorsunuz hehe"*/ deneceğini biliyor. Sol görüşlü bir öğrenci
ise bu afişe karşı bir eylem yaptığı takdirde hapse düşebileceğini
biliyor. Çünkü rejimin karakteri /*"milliyetçi-muhafazakar"*/ iklim
üzerinden ülkeyi yönetme, sınıfsal farkları örtme, her türlü tepkiyi
bastırma üzerine kurulu.

Sınıfsal tepki demişken, /*"Reina’da viski"*/ üzerinden katliamı
önemsizleştiren bir dil de var. Aynı /*"sınıfsal tepki"*/nin 10 katının
Ağaoğlu, Mehmet Cengiz gibilere ya da baştakilerin kumarbaz çocuklarına
da gösterilmesini bekleriz. Ama bir tane bile işçi direnişinde bu
tipleri göremezsiniz. Çünkü fanatizm ve tabana yayılmış rant susturuyor.
Meseleyi sınıfsallıktan çıkarıp dinsel, kültürel bir ayrımcılığa indirgiyor.

/*"Hesap soracağız"*/, /*"bunlar hırsız"*/, /*"bunlar şöyle, böyle"*/
demek de artık toplumda bir anlam ifade etmiyor. Ülkenin neredeyse
yarısı baştakilerin yalanlarına çılgınca inanmak istiyor bir diğer
yarısı ise baştakilerin ne olduğunu zaten biliyor. Soru şu ki /*"biz ne
yapacağız?"*/

Bu işe dur diyebilecek halk kesimleri korku ve sinmişlik içerisinde… Bir
çeşit depresyon hali ile öfkesi birbirine yöneliyor. Bunalıma girenler,
kaçış planları içerisine girenler, ismini açıktan yazamayıp sola nasihat
veren troller, doğru bildiğini de unutup ezber bozma adına kimliğini
terk edenler… Ya da bir kişiyi daha mücadeleye katma derdi kalmayınca
evde oturup kitle katliamı yapan örgütleri savunmaya girişenler, bunu da
/*"mazlumun öfkesi"*/ diye yedirenler… (İslamcı terör de aynı argümanı
kullanıyor hem de sömürgeci İsrail, ABD ve Rusya koalisyonuna karşı!) Ya
da rejimin ayakta durabilmek bir Şangay’a bir NATO’ya doğru
sallanmalarından /*"millici"*/ bir çıkar bekleyenler…

Sabah bir türlü olmuyorsa günü getirecek bir şeyler yapmaya ihtiyaç var.
Bu ülkede hâlâ aklıselim sahibi aydınlar, emek örgütleri, Gezi'de
yanımızda olmuş siyasetçiler, bombaların gölgesinden kurtulmuş ve yine
de kinle değil ferasetle hareket eden ailelerimiz var, Haziran
sorumluluğu var... Sabahın bir sahibi var!

*http://www.birgun.net/haber-detay/kendimizi-kandirmayalim-gunes-kendiliginden-dogmayacak-141556.html*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170101215140 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/01/02  02:51 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

-- 

Babana saygili ol ki, oglun da sana saygili olsun.

Hz.Ali

Fatih camiinin avlusundayiz.
Cenaze namazi kilinacak.
Bazilari tanidiklarini gorunce disleri gorunecek sekilde guluyor, yahu
bunca zamandir nerelerdesin be diyor.
Neseli neseli tokalasiyorlar, sen sakrak gulusuyorlar.
Biraz otede namazini kilacaklari bicare cenaze tabutta sere serpe yatiyor.
Zavalli sen sakrak Muslumanlar.
Cenazeler ikiye ayrilir: Olmus cenazeler...
Canli cenazeler...

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Kur an daki Celiskileri Goz Ardi Etme Cabalarinin Yeni Celiskilere Neden
Olmasi

Muhammed in, Tanri dan geldi diyerek yerlestirdigi hukumlerin celiskili
ya da birbirleriyle tutarsiz olmasi, bir aralik oylesine goze batar ve
oylesine halkin tuhafina gider olmustur ki, gerek Araplar, gerek
Yahudiler ve Hiristiyanlar onu alaya almislardir. Tanri nin asla hata
yapmayacagini, Kur an i sil boz tahtasi haline sokmayacagini, celiskili
hukumler koymayacagini soyleyerek, Muhammed i uydurmacilikla
damgalayanlar olmustur. Onlarin bu sekilde konusmalarina karsi Muhammed,
Kur an i uydurmadigina dair Tanri dan vahiy geldigini soyleyerek isin
icinden siyrilmaya calismistir. Bu amacla Kur an koydugu ayetlerden biri
soyledir:

Ey Muhammed sana, Kur an i kendiliginden uydurdu derler; de ki,
Uydurdumsa sucu bana aittir ... (Hud Suresi, ayet 35).

Bunu yaparken, Kur an da, celiski bulunmadigini, cunku celiski ve
tutarsizlik gibi seylerin insana ozgu olup, ancak insan yapisi
kitaplarda (sozlerde) bulunabilecegini, oysa ki, Tanri dan sadir olan
sozlerde boyle bir sey olamayacagini anlatmak uzere su ayeti koymustur:

(Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz
bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82).

Fakat, isi biraz daha saglama almak icin, ayetlerin zamana ve ihtiyaca
gore Tanri tarafindan degistirildigini soyleyerek, celiskili gibi
gorunen ayetlerin kaldirilmis oldugu kanisina yer vermistir. Nahl Suresi
ne koydugu su ayeti okuyalim:

Bir ayetin yerini bir baska, ayetle degistirdigimizde -ki Allah
indirdigini gayet iyi bilir onlar Muhammed e, Sen sadece uyduruyorsun
derler. Hayir, oyle degildir (Nahl Suresi, ayet 101).

Bunu pekistirmek uzere de, Allah diledigini mahveder, diledigini birakir
(Rad Suresi, ayet 39) seklindeki ayetleri ornek vermistir. Anlatmak
istemistir ki, Tanri, her yarattigini diledigi gibi yok edebildigi gibi,
diledigi ayetleri nesh eder , yani kaldirir ya da degistirip yerine bir
baskasini koyar veya oldugu gibi birakir. Bu dogrultuda olmak uzere, Kur
an koydugu ayetlerden bir digeri soyledir:

Herhangi bir ayetin hukmunu yururlukten kaldirir veya unut-tufursak,
onun yerine daha hayirlisini veya benzetini getiririz... (Bakara Suresi,
ayet 106).

Yani Tanri, koymus oldugu ayetlerden herhangi birini kaldirmak istedigi
zaman, onun yerine daha iyisini , daha hayirlisini ya da benzerini
koymakta oldugunu bildiriyor! Ancak, Muhammed, bu tur ayetleri one
surerek Kur an da celiski olamazmis, yani Tanri celiskili hukum
koymazmis kanisini yaratmaya calisirken, cok daha sakincali celiskilere
neden olmustur. Bir yandan Tanri yi, Hic yanilmayan, din gununun sahibi
olan, her seyin hakimi, ilim ve hikmetin kokeni, ebediyetler ve
ezeliyetler boyunca hata islemez olan, her seyi en mukemmel bir sekilde
onceden hesaplayan, her yaratigin kaderini daha dogmadan once deftere
yazan olarak tanimlarken, yani Tanri nin asla yanilmaz, asla hata
yapmaz, her seyi en mukemmel ve ek$iksiz, en hayirli sekliyle dusunur ve
yapar oldugunu belirtirken, diger yandan bu ayni Tanri nin, her seyi en
iyi sekliyle dusunemedigini, en isabetli sekilde karar veremedigini,
hayirli hukmun ne oldugunu bilemedigini, hata isleyebildigim ve bundan
dolayi koydugu ayetlerin hukmunu yururlukten kaldirip, yerine daha
hayirlisini veya benzerini koydugunu soylemistir.

Tanri yi hem hata yapmaz hem de hata yapar sekilde, tanimlamakla yeni
celiskilere sebebiyet vermistir. Fakat, Kur an in uydurma olmadigini ve
celiskili hukumler kapsamadigini belirtmek amaciyla, Tanri dan vahiy
geldigini soylemesine ve ornegin, (Eger Kur an) Tanri dan baska bir
yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa
Suresi, ayet 82) seklinde ayetler yerlestirmesine ragmen, Muhammed,
halktan kisilerin kendisi hakkinda yalanci , uydurucu ya da meczub diye
konusmalarini onleyememistir. Onleyebilmek icin, iyice guclenmeyi
beklemistir. Nitekim, Medine ye gecip de, taraftarlarinin sayisinin
arttigini ve giderek guclendigini gordugu an, kendi aleyhinde
konusanlari kilic yoluyla susturmaktan geri kalmamistir. Yaratmis oldugu
korku ve dehset havasi sayesinde, artik hic kimsenin kendisini
uydurmacilikla ya da celiskili hukumler koymakla damgalamaya cesaret
gosteremeyecegini dusunmustur.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/12/30/kurandaki-celiskileri-goz-ardi-etme-cabalarinin-yeni-celiskilere-neden-olmasi/


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap