------------------------------------------------------------------------


  NURULLAH*AYDIN : SİNSİ HAİNLER VE ROBOTLAŞTIRILANLAR*

*7 Ağustos 2017*



Her kesim bir diğerine hain diyor. Peki hainlik nedir? Hain kimdir?

İnsanları; ya bir din ile ya bir ideoloji ile ırkçılıkla ya mezhepçilik
bir arada tutarsınız.

Başka ülkeleri tehdit olmaktan çıkarmak içinde o ülkeyi huzursuz
edersiniz. Etkisizleştirmek için tuzaklar kurarsınız.. Eleman
yetiştirir, o ülke yönetimine getirirsiniz.

Tarih boyunca bunun için; din, ırk, mezhep, etnik kimlik odaklı sorunlar
işlenmiştir.

Dinler tarihi, savaşlar tarihi, ideolojiler tarihi bunun somut
örnekleriyle doludur.

*

Çağdaş dünya’da ise gelinen durumda; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi,
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ile
ise benimsenen, özgürlükçü çoğulcu demokratik sistemdir. Bunda ise din,
dil, ırk, renk, cins ayrımı olmaksızın herkesin hukuk devleti şemsiyesi
altında özgürce yaşayabileceği düzen esas alınır.

*

Yoksulluğunu, yolsuzluğu, hırsızlığı, yalanı, soygunu, ezilmişliği
önemsemeyen halk kitlelerini kandırmak, yönlendirmek kolaydır.

*

Din ve sosyal yardım ile halk kitlelerini yoğun propaganda
bombardımanına tabi tutup sürüleştirebilirsiniz. Tarihin en önemli
diktatörleri; bu yolu hiç bir kural tanımaksızın uygulamışlardır. Din,
iman perdelemesi ile köleleşmeyi biat algısı ile her şeyin üzerinde
gören insanlar birer robottur.

*

Osmanlının yıkılış sürecinde emellerine ulaşamamış, kimlikleri belirsiz
olanlar, yıllardır odaklandıkları; Türkiye’nin, Türk Milleti’nin devleti
olmadığını kesinleştirecek yeni yapılanmadır. Bazıları; ümmet anlayışı
gereği olarak konuya, gaflet içinde izleyicidir.

Osmanlı imparatorluğunun son döneminde yaşanan durum bİr nevi tekrarlanıyor.

*

İslamcılığın artması, etkinlik kazanması ve batı karşıtlığını bırakıp
batı güdümüne girmesi üzerine İslamcılar da aynı dili kullanıyorlar.

*

İstenen: Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkarmak, Federal bir
cumhuriyete dönüştürmektir.

Ancak gidilen yol bölünmektir. Osmanlı Mebusan Meclisinin*1900 lü*
yılları hatırlanırsa dönemin yazarları, çizerleri özgürlükçüleri de
benzer yaklaşım içindeydi.

*

*Şimdilerde ise; Prens Sabahaddin’in kurduğu ve merkezi yok edip yerel
yönetimlere, özerklik vermeyi öngören Ahrar Fırkası çizgisinde
ilerliyorlar.**100 yıllık**bu projenin sahibi İngilizlerdi. Şimdi
ise**ABD**’dir.*

*

Bölgedekİ tarihi emelleri için; mezhep ayrılıklarını, etnik unsurları
kullanan,*BOP* projesi çerçevesinde karışıklık çıkararak
bölen*ABD*-İngiltere-Fransa işbaşındadır.

*

Kurucu ilkelerin tartışıldığı, demokrasi, özgürlük çığlıklarının
atıldığı bir ortamda; ayrıştırmanın temelinde yoksulluk, yolsuzluk ve
hukuk dışı uygulamalar özellikle gündem dışında tutulmaktadır. Din ve
etnik kimlik öncelikli yürütülen propagandalarla maya tutmuştur.
Ayrıştırmayı önlemek için, hangi sorunlar önceliklidir, sorunları çözmek
için neler yapılmalıdır soruları boşlukta kalmaya devam ediyor.

*

Yapılan operasyonlar; karşı duracak kurumları direnemez hale getirmek
içindir. Önce askeri darbe nedeniyle silahlı kuvvetlerin yetişmiş seçkin
subayları tasfiye edildi. Şimdi polis darbesi diye yetişmiş seçkin
polisler tasfiye ediliyor. Etnik ayrımcılık mücadelesi veren örgütler,
muhatap alınıp yol verilirken, direnecek güçler etkisizleştirilmek
istenmektedir.

*

Karanlık ittifak kurulmuştur.

Mandacı aydınlar;*ABD* ve*AB*’nin dayatmalarını seslendiriyor. Duyarlı
olduğunu söyleyenler ise halka gerçekleri anlatmak yerine izleyici
konumu tercih etmişlerdir.

*

Anlaşılan odur ki; Kuzey Afrika ve*Ortadoğu*’da başlatılan, devam eden
dinci, mezhepçi etnik çatışma Türkiye’yi de saracaktır.

*

Türk Milleti; bu gibi durumlarda yani devletin ve milletin bekasının
tehlikeye düşmesi halinde harekete geçmek üzere eğitilmiş
bilinçlendirilmiş hazır durumda olan evlatları ile yapılması gerekeni
yapacaktır. Karamsarlığa umutsuzluğa yer yoktur.



Günün Sözü: Uyuşuk aydınları ve uyuşturulmuş yöneticileri ile devlet
çözülür.

Av.Prof.Dr.Nurullah*AYDIN*

*7 Ağustos 2017-ANKARA*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170807181658 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/08/07  20:56 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Birsey oldurmuyorsa guclendirir.
. . . . . .
Nietzsche
******
TAMAMEN YANLIS, YALAN.....
. . . . . .
Birsey oldurmuyorsa, incitir, yorar, yaralar, iz birakir, asla ama asla
guclendirmez.
. . . . . .
Cimcime
***
DOGRUSU BUDUR.

Fatma Toksoy : Islamiyet oncesi Araplarda evlenme sekilleri

06 Temmuz 2013 Cumartesi 00:01

Helaller ve Haramlar bahsinde kadin-erkek munasebetleri anlatilinca
Islamiyet oncesi donemde yani cahiliye devrindeki kadin-erkek
iliskilerini dolayisiyla o devirdeki nikah sekillerini aciklamak
gerektigini dusundum. Konuya Hz. Aise nin sozleriyle baslayalim.

Urve b. ez-Zubeyr in haber verdigine gore, Peygamber (s.a.v.) in hanimi
Aise (r. anha) sunlari soylemistir: Cahiliye doneminde dort cesit nikah
vardi. Bunlardan birincisi halkin bugunku nikahidir. Soyle ki evlenmek
isteyen bir adam diger bir adama velisi bulundugu kizi istemek uzere
dunurluk yapardi. Anlastiklari takdirde kizin velisi mehiri tayin eder,
sonra dunurluk yapan yani evlenmek isteyen kimse o kizla nikahlanirdi.

Diger bir nikah sekli de su idi. Adam karisina hayizdan temizlendigi
zaman falan kimseye bir haber gonder de ondan (seninle) cinsi
munasebette bulunmasini iste derdi. Sonra kocasi o kadini birakir ve
kadinin kendisiyle cinsi munasebette bulundugu o erkekten aldigi gebelik
iyice belirinceye kadar asla onunla cinsi munasebette bulunmazdi.
Kadinin gebeliginin o adamdan oldugu iyice belli olunca artik kocasi
isterse onunla cinsi munasebette bulunurdu ve evliligini surdururdu.
Bunu kisi sadece cocugun soylu olmasini istedigi icin yapardi ve bu tur
nikaha istibda nikahi- adi verilirdi.

Bir baska nikah sekli de suydu; On kadar erkek bir araya toplanir ve
hepsi de bir kadinin yanina girip onunla cinsi munasebette bulunurlardi.
Kadin gebe kalip cocugunu dogurunca bir sure gectikten sonra onlara
haber gonderir ve hepsini yanma cagirirdi. (Buna da musterek nikah veya
muzamede nikahi denilirdi. )

Onlardan hicbirisi onun davetine uymaktan kacinamazdi. Hepsi de onun
onunde toplanirdi. Kadin) onlara hitaben; aramizda olan isimizi
biliyorsunuz. Ben bir cocuk dunyaya getirdim der ve bu cocuk senindir ey
falanca! diyerek onlardan hosuna giden birini ismiyle cagirir ve cocugu
ona ilhak ederdi.

Dorduncu bir nikah sekli de su idi; pek cok kimse toplanarak bir kadinin
yanina girerdi. Kadin kendisine gelen kimselerin hic birinden
kacinmazdi. Bu kadinlar fahise kadinlardi. Kendilerine gelmek isteyen
kisilere bir alamet olmasi icin kapilarinin uzerlerine bayraklar
dikerlerdi. Kadin hamile olup da cocugunu dogurunca daha once kendisiyle
cinsi munasebette bulunan erkeklerin hepsi onun yaninda toplanirlardi.
Kadin da onlar icin cocugun sekil ve semaline bakarak babasini tespit
edebilen mutehassislar cagirirdi. Onlar da kadinin cocugunu cocugun
babasi olduguna kanaat getirdikleri kimseye verirlerdi, o kimse de
cocugu kendisine ilhak ederdi. Artik o cocuk o kimsenin oglu diye
cagirilirdi. Cocuk da bundan cekinmezdi. (Bu nikaha da biga nikahi
denilirdi. )Allah, Muhammed (s.a.v.) i gonderince bugunku Muslumanlar in
nikahi Cahiliyye donemi halkinin butun nikahlarini kaldirdi. (Sunen-i
Ebu Davud Tercume ve Serhi 9. cilt s. s. 18)

Davudi nin beyanina gore Cahiliyye doneminde uc nikah cesidi daha vardi;

1. Gizli dostlar, metreslerle surdurulen evlilik hayatidir. Bu tur
evli¬likler halktan gizli tutulurdu. Cahiliyede hur kadinlar aciktan
zina edemezlerdi. Fakat gizli dost edinebilirlerdi. Bu duruma hidn
nikahi veya muhadene nikahi ve bunu yapan kadinlara da muttehizetu
l-hidn denilirdi. Fakat cariyeler a$ikar olarak zina edebilirlerdi. Bu
cariyelere de zaniye ve musafeha denilirdi. Cahiliyye halki gizlice
yapilan zinalarda bir sakinca gormediklerinden bu tur evlilik hayatini
mesru sayarlardi. Allah Gizli dost da tutmamalari sartiyla Nisa, IV,
25). mealindeki ayet-i kerimesinde Araplarin bu gizli ve igrenc
adetlerinin oldugunu ve bunun da Allah tarafindan bilindigini belirtmistir.

2. Bir kimsenin bir kadinla bir ay veya bir sene gibi muayyen bir sure
devam etmek uzere evlenmesidir. Bu da mut a nikahi olarak
adlandirilirdi. Mut a nikahinda velilerin onayina gerek gorulmezdi. Mut
a nikahinda kadin kendi klaninda kalirdi. Kocasina bir mizrakla, bir
cadir verirdi. Bu suretle erkek karisinin kabilesinde bulundukca o
kabilenin bir ferdi gibi sayilir, evlilik surdugu muddetce erkek bu
kabileyle hareket ederdi. Kadin mut a nikahina son vermek istedigi zaman
cadirin kapisini daha once bulundugu yonun tersine cevirirdi. Kocasi
bunu gorunce kendi kabilesine donerdi. Bu evlilikten dogan cocuklar
kadina ait olur ve falanca kadinin cocuklari diye anilirlardi.

3. Iki kisinin karilarini karsilikli degismeleri neticesinde meydana
gelen evlilik. Buna da bedel nikahi adi verilirdi

Bu nikahlarin disinda asagida anlattigimiz nikah sekilleri de vardi:

1- Sigar nikahi: Bazi erkekler baslik ve mehir vermemek icin kizlarini,
kiz kardeslerini ve kardeslerinin kizlarini yani vasisi olduklari
kadinlari mubadele etmek degistirmek suretiyle alirlardi.

2- Analikla evlenmek. Olen kisinin baska kadindan olan en buyuk oglu
analigini yani uvey annesini mehirsiz olarak alabilirdi. Bunun icin de
babasi olur olmez abasini yani ceketini kadinin uzerine atar ve bu
suretle baslik vermeye gerek kalmaksizin o kadinin nikahli esi olurdu.
Boylece isterlerse kadini baskasiyla evlendirir ve bu yolla mehirin
kendilerine verilmesini sart kosarlardi. Bazen bu gibi kadinlari
olunceye kadar evlendirmedikleri olurdu. Hatta olenin oglu kucuk ise
cocugun uvey annesini, cocuk buyuyunceye kadar bekletir, problemin
cozumunu ona birakirdi... Fakat kadin kocasi olur olmez, cabuk
davranarak kendi kabilesine siginirsa, bu esaretten kurtulurdu. Uvey
oglu daha cabuk davranarak kadinin uzerine elbisesini atmayi basarirsa
artik kadin nikahlanmis olurdu. Bu sekildeki nikaha makt nikahi
denilirdi. Bu suretle uvey annesini alan kimseye dayzen ve bu evlilikten
dogan cocuga da makti veya makit denilirdi. Allah Nisa Suresi nde
Gecmiste olanlar bir yana, babalarinizin evlendikleri kadinlarla
evlenmeyin; cunku bu bir hayasizliktir, igrenc bir seydir ve kotu bir
yoldur. (IV; 22) diyerek, bu cirkin adeti yasakladi.

3- Iki kiz kardes ile birlikte ve sinirsiz olarak birden fazla kadinla
evlenmek. Islam, birincisini men ederken, ikincisini de bir takim
sartlara baglamistir.

4- Guclu erkeklerin, begendigi kadini sorgusuz sualsiz alarak
nikahlamasina; mahtufat nikahi denirdi.

5- Erkeklerin, savaslarda esir dusen kadinlardan kendi hisselerine dusen
kadinlarla yasamalarina; museyyebat nikahi denilirdi.

6- Tarihci Strabon bu evliliklerden baska, o donemlerde bir baska tur
evlilik geleneginin bulundugundan bahsetmektedir. Bu adete gore ailenin
servetinin parcalanmamasi icin yalniz buyuk erkek kardes yani agabey
evlenir, diger erkek kardesler evlenmezlerdi. Fakat bunlar da resmen
buyuk kardesin esi olan kadinla yani yengesiyle serbestce iliskide
bulunmak hakkina sahiptiler. Boylece ayni kadini butun kardesler es gibi
rahatlikla kullaniyorlardi. Hatta bu uygulama yuzunden ilgi cekici bir
olay da anlatilmaktadir bu tarihci tarafindan: Bir adam kizini on dort
kardesi olan bir adama vermisti. Kadin buyuk kardesin esi olup, gece
onunla kalirdi. Diger kardeslerin de kadindan gunduz faydalanma haklari
vardi. Gunduz bu kardeslerden biri kadinin odasina girdigi zaman asasini
kapinin onune birakirdi. Digerleri bunu gorunce donerlerdi. Kadin bu
sonsuz ziyaretlerden usandigindan gizlice on bes kardesin asalari
seklinde asa yaptirir. Yalniz kalmak istedigi vakitlerde bu asayi
kapisinin onune koyarak eziyetten kurtulma yolunu bulur. Butun
agabeylerinin carsida bulundugu bir gun bu durumdan istifade etmek
isteyen en kucuk kardes hemen eve kostu. Fakat kapinin onunde bir asa
gordu. Durumdan suphelenerek kadinin babasina haber verdi. Babasi geldi
o da kapinin onunde asayi gordu. Ofkeyle kapiyi actiklari zaman kadinin
odada yalniz oldugu goruldu. Kadin hilesi ortaya cikti.

Bu anlattigimiz nikah sekilleri Islamiyet oncesi yani Cahiliye doneminde
Araplarda uygulanan ve gayet tabii karsilanan nikah sekilleridir.
Bunlardan bugun de uyguladigimiz nikah sekli olan mehir verilerek bir
kisiye nikahlanma sekli haric digerleri Islamiyet in gelisiyle
yasaklanmistir. Kadin- erkek iliskilerine bir sinir, bir kisitlama
getirilmistir Bu koydugu sinirla kadinin ozgurlugu elinden alinmamistir.
Kadin- erkegin iffet olculeri icerisinde yardimlasmalari ve
dayanismalari elbetteki elzemdir. Kadin kadinligini bildigi, cilve, naz
veya karsi cinsi cekecek sekilde konusmadigi, giyinmedigi ve tutarli,
kararli hareket ettigi muddetce erkeklerle beraber savasabilir, ticaret
yapabilir, yazi yazabilir, okuyabilir. Onun elinden bu haklari alinmis
degil. Eger kadina ve erkege bir yasaklama getirilmisse bu hem kadinin
iffeti ve selameti icin hem de dogacak cocuklarin nesebinin temiz olmasi
icindir. Cunku Islam, sehevi duygularin tahrik olmadigi kan ve etten
kaynaklanan durtulerin galeyana gelmedigi tertemiz bir toplum kurmayi
hedefler... Davetkar bir bakis, bastan cikarici bir hareket, gosterisli
bir taki ve ciplak bir beden... Butun bunlar bu cilgin hayvani
doyumsuzlugu azdirmaktan, sinir ve irade dizgininin elden cikmasina
neden olmaktan baska sonuc dogurmazlar. Bundan sonra, ya hicbir sinir
tanimayan cinsellik ya da bastan cikarilmasina, tahrik edilmesine ragmen
tatmin olmasina engel olmanin dogurdugu sinirsel hastaliklar, p$ikolojik
kompleksler... Her ikisi de hic kuskusuz iskence kadar aci verir
insana... Iste bu yuzden Islamiyet; her turlu pislikten arinmis bir
toplum kurmak, bu kiskirtici ve bastan cikarici davranislarin onune
gecmek icin kadin ve erkek iliskilerine sinir koymustur. Kadin ve
erkegin aynen cahiliyedeki gibi evlenmelerinin onunu kesmistir.

Simdi toplumumuza bir bakiniz. Bazi kisilerin yasadigi cinsellik ve
gayri mesru hayat ve gayri mesru iliskiler nasil da cahiliye donemindeki
kadin ve erkeklerin iliskilerine benziyor? Medeniyet (!) ve kadin
ozgurlugu (!) adina bundan yakla$ik 1500 yil yani 15 asir once uygulanan
ve o toplumca hos gorulen iliski sekilleri bu cagda taklit edilerek
yeniden tatbik edilmeye calisilmakta... 15 asir oncesi ve medeniyet?
Korkarim yapilan ozendirici propagandalar ile cahiliye toplumunun dogal
karsiladigi bu iliskileri bizim toplumumuzun dogal karsilamasi yakindir,
MEDENIYET adina(!). .

KAYNAKLAR

Ebu Davud, Sunen, terc. Necat Yeniel; ve dgr., Istanbul 1988ss. 18-19

Gunaltay, M. Semseddin, Islam Oncesi Araplar ve Dinleri, sadel. M.Mahfuz
Soylemez, Ankara 1997

ATATURKUN ERMENI TEHCIRI HAKKINDA TARIHI YANITI
Ermeni soykirimi iddialari icin, Bize karsi hakli bir ithamda
bulunamazlar demisti.
Ulu Onder Mustafa Kemal Ataturk, uzun yillar once iddialari Dunya
efkari, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldigimiz karar
icin bize karsi hakli bir ithamda bulunamaz sozleriyle yanitlamisti.
Dunyanin, Ermeni tehciri konusunda Turk devletine karsi hakli bir
ithamda bulunamayacagini belirten Ataturk, o donemde yasananlari, Bize
karsi yapilmis olan iftiralarin aksine, tehcir edilmis olanlar
hayattadir ve bunlardan ekserisi sayet Itilaf Devletleri bizi tekrar
harp etmeye zorlamasa idi evlerine donmus olurlardi sozleriyle anlatmisti.
TURK KOYLERINDEKI ERMENI TERORU
Ataturk, 26 Subat 1921 de Amerikali gazeteci Clanence K. Streit in
sorusu uzerine, Ermeni tehcirine iliskin su tarihi gercekleri dile getirdi:
Dusmanca ithamda bulunanlarin surdukleri buyuk mubalagalar disinda
Ermenilerin tehciri meselesi aslinda suna inhisar etmektedir:
Rus Ordusu 1915 de bize karsi buyuk taarruzunu baslattigi bir sirada o
zaman Carligin hizmetinde bulunan Tasnak Komitesi, askeri
birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmisti.
Dusmanin sayi ve malzeme ustunlugu karsisinda cekilmeye mecbur
kaldigimiz icin kendimizi daima iki ates arasinda kalmis gibi
goruyorduk. Ikmal ve yarali konvoylarimiz acimasiz bir sekilde
katlediliyor, gerimizdeki kopruler ve yollar tahrip ediliyor ve Turk
koylerinde teror hukum surduruluyordu.
Bu cinayetleri isleten saflarina eli silah tutabilen butun Ermenileri
katan ceteler, silah, cephane ve iase ikmallerini, bazi buyuk
devletlerin daha sulh zamanindan itibaren kendilerine kapitulasyonlarin
bahsettigi dokunulmazliklardan istifade ve bu maksada matuf olarak buyuk
stoklar husule getirmeye muvaffak olduklari Ermeni koylerinde yapiyorlardi.
INGILIZLERIN IRLANDA YA REVA GORDUGU MUAMELE
Buyuk Onder Ataturk, Ermeni tehciri ve Ermeni cetelerinin yaptiklari
katliamlar konusundaki goruslerini de su sozlerle dile getirmisti:
Ingilizlerin sulh zamaninda ve harp sahasindan uzak olarak Irlanda ya
reva gordugu muameleye hemen hemen kayitsiz bir sekilde bakan dunya
efkari, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldigimiz karar
icin bize karsi hakli bir ithamda bulunamaz. Bize karsi yapilmis olan
iftiralarin aksine, tehcir edilmis olanlar hayattadir ve bunlardan
ekserisi sayet Itilaf Devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi
evlerine donmus olurlardi. Gerek umumi harp sirasinda gerek mutarekeden
sonra Ermeniler ve Rumlar tarafindan Musluman ahaliye yapilan mezalim
uzerinde durmak uzun bir hikaye olur. Brest Litovks Muahedesi nin akdini
muteakip Ruslarin sark vilayetlerimizi tahliyeye basladiklari sirada
Ermeni cetelerinin yapmis olduklari katliam ve tahribat kafi derecede
herkesin malumudur.
YUNANLILARIN YAPTIGI KATLIAMLAR
Ataturk, Streit e, Yunanlilarin Izmir i isgalleri sirasinda yaptiklari
katliamlari da su sozlerle anlatmisti:
Yunanlilara gelince, Izmir in isgali sirasinda oyle cinayetler
islemislerdir ki, Yunanistan in muttefiki Itilaf Devletleri tarafindan
tescil edilmis bulunan Itilaf Devletleri Tahkikat Komisyonu uyeleri bile
1919 sonbaharinda bu vilayeti bastan basa kat ettikten sonra
hazirladiklari raporda, Yunan makamlari aleyhinde son derece agir
tenkitlerde bulunmuslardir. Yunanlilarin isgal ettigi diger bolgelerde
her yas ve cinsiyetten on binlerce Turk katledilmistir.
TURKLER, HIRISTIYANLARI KATLEDIYOR IDDIALARI
1877-1878 Osmanli Rus Savasi nda Osmanli Devleti nin aldigi yaralari
saramadigini goren buyuk devletler, Istiklal pesinde kosan Ermenilere
yardim ederek Tiflis te Tasnak, Isvicre de Hincak teskilatlarini
kurmalarina ve silahli mucadele baslatmalarina yardimci olmuslardi.
Osmanli Devleti nin Balkan Harbi nden de maglup ciktigini goren Rusya,
Ingiltere ve Fransa bir taraftan Turkiye yi aralarinda paylasma
planlari, diger taraftan da Tasnak ve Hincak teskilatlarina her turlu
silah ve para yardimi yapiyordu. Bu uc devlet, Turkiye aleyhine
baslattiklari calismalari ve 1. Dunya Savasi nda Turkiye yi tasfiye etme
hareketlerini kendi kamuoylarina kabul ettirebilmek icin kiliseleri de
devreye sokarak buyuk bir propagandaya girismislerdi.
Bu amacla kitaplar yayinlayan ve toplantilar duzenleyen ulkeler,
Musluman Turkler, Hiristiyan halklara zulmediyor, onlari katlediyor.
Hiristiyan halklari kurtarmak icin Turkiye yi ve Turkleri
cezalandirmamiz gerekiyor. Iste bu maksatla Turklere karsi harp ediyoruz
temasini islemislerdi. Ulu Onder, bu gercek disi propagandanin
onculugunu yapan Lloyd George ve George Clemenceau ya su carpici
sozlerle yanit vermisti: Milletimiz aleyhinde soylenenler butunuyle
iftiradir. Milletimizin zalim oldugu iddiasi bastan basa yalandir.
Hicbir millet, milletimizden daha cok yabanci unsurlarin inanc ve
adetlerine riayet etmemistir. Hatta denilebilir ki, baska dinlere mensup
olanlarin dinine ve milliyetine riayetkar olan yegane millet bizim
milletimizdir. Fatih, Istanbul da buldugu dini ve milli teskilati oldugu
gibi birakti.
Rum Patrigi, Bulgar Eksarhi ve Ermeni Kategikosu gibi Hiristiyan din
reisleri imtiyaza sahip oldu. Kendilerine her turlu serbestlik verildi.
Istanbul un fethinden beri, Musluman olmayanlarin mezhar bulunduklari bu
genis imtiyazlar milletimizin dinen ve siyaseten dunyanin en buyuk
musaadekar ve civanmert bir milleti oldugunu ispat eden en buyuk delilidir.


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap