Daha önce dedim ya, uçmuş bunlar.
Eşşşşek kadar adamlar, devletin Cumhur-başkanı(!?), başbakanı,
bakanları, müsteşarları, hatta generalleri, kossssss koca Sağlık
Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı bunlara teslim.
Adamlar bir filmde oynuyorlar.
Kendi yazdıkları, kendi yönettikleri bir filmde baş rolde oynuyorlar.
Arzu edenler Evrenin Koruyucuları, arzu edenler Galaksinin Gardiyanları,
arzu edenler, Jeday Şövalyeleri, arzu edenler Dr. Strange'in üyesi
olduğu şu okült gizemli grubu düşünsün.
Hayal gücünüz yetmez bunların hayal ettiklerine.
Adam her gün Allahla konuşuyor, meleklerle yarenlik ediyor.
Etrafındaki insanlar bunu Allah'la, meleklerle muhabbetlerini dinliyor.

Bu muhabbetler en son ne zaman olmuştu?
Bir hatırlayın.
Bu film en son 632 yılında yaşanmış ve son bulmuştu.
Yani tercümesi adam ben peygamberim diyor.
Alooooo, kimse yok mu orada.
Bunlar biz Müslümanız diye ortalarda geziyor.
Sonra bana da vay kafirsin, vay dinden çıktın diye havlayıp duruyorsunuz.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
<mailto:0raj.p0y...@neomailbox.net> / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

------------------------------------------------------------------------


  SÜPER KAHRAMAN MI DİM ERBABI MI BELLİ DEĞİL...

Kurşunlara mani oluyor *(INVINCIBLE*)

*ALINTI*

Bahçıvan olduğunu söyleyen bir sofiyle sohbet ediyorduk. O sofi dedi:
/*"Kurban bize bir keramet anlat."*/Bahçıvan muhabbetle elini kaldırdı
ve o sofiye dokunup dedi ki:

/*"Kerata salata! Dünyanın her tarafından insanın buraya gelip
toplanması, hiçbir davetiye gönderilmeden burada cem’ olması keramet
değil midir?"*/Ve anlatmaya başladı:

/*"Bir zamanlar biz Urfa'da işimiz olduğu için Seydâ Hazretleri’nden
izin istedik. O tarihte bu bölgede terör çoktu. Seyda Hazretleri buyurdu
ki: "*/Akşam sonu olursa gelmeyin. Sabah gelirsiniz./*" Müsaade aldık,
ayrıldık. Urfa’ya geldik. İşlerimizi gördük. Akşam vakti oldu. Sofiler:
"*/Geri dönelim," dediler. Ben de Seydâ Hazretleri’nin emrini
hatırlattım. Fakat sofiler muhabbetten duramadılar. Menzil’e dönmeye
karar verdik. Çaylar başına geldiğimizde -o zaman baraj yapılmamıştı-
yolun ortasında teroristler barikat kurmuştu. Şoförümüz barikatı aşmak
için arabaya gaz verdi. Barikatı aşamadık. Orda saklı olan teröristler
silahlarla arabamızı taradılar. Arabanın her tarafı kurşun deliği oldu.
İçerde yaralananlar vardı. Bana da çok kurşun isabet etti.

Teröristler bizi arabadan indirdiler. /*"Nereye gidiyorsunuz?"*/dediler.
Biz de, /*"Menzil’e gidiyoruz,"*/dedik. Teroristler, /*"Menzil"*/adını
duyunca korktular, kaçtılar. Arkamızdan gelen bir araba yaralıları
görünce hepimizi hastaneye götürdü. Doktor tek tek muayene etmeye
başladı. Sıra bana geldi. /*"Soyun!"*/dedi. Gömleğimi
çıkarınca*10-15*mermi yere döküldü. Doktor hayret etti! Hiçbir mermi
vücuduma girmemişti! Doktor hayretle sordu:

- Sen evliya mısın?

- Hayır, ben evliyanın bahçıvanıyım, dedim.

Tekrar Menzil'e döndüm. Seydâ Hazretleri dışarıda geziniyordu. Beni
görünce yanına çağırıp sordu:

- Sofi Nuri, teröristler sizin yolunuzu mu kesti? Biz size demedik mi
/*"gelmeyin"*/? Sofi Nuri, kurşunlar sana değmemiş mi?

- Hayır kurban, himmetinizle değmemiş, dedim.

- Sofi Nuri Senin kılını da mı kopartmamış? diye sordu.

- Himmetinizle hayır kurban, diye cevap verdim.

- E, sadatların işidir! Elhamdulillah... buyurdular.

Kaynak: (h)Seyda hz.k.s bir kerameti (sofi nurinin başından geçen) <<
abdulbaki hzkerameti << ilahi.org

Bitmeyen ürünler sürekli tükenmesini engelleyebilme kabiliyeti
(Henüz*MARVEL*serisinde bu özellikte bir karakter oluşturulamadı )

*ALINTI*

Gavsın (k.s.) vefatından sonra sadıklardan biri şu rüyayı görür:
Resulullah (s.a.v.) Sahabe-i Kiram ve Sadatların hazır olduğu mecliste
dediler: -Gavs (k.s.)'ın zahirinden ve batınından Seyyid Muhammed Raşid
hazretleri (k.s.) hariç kimse pek bir şey anlayamadı. * Genellikle
teveccüh olduğu günlerde çay verilirdi. Bir sabah halife iken Seyyid
Muhammed Raşid hazretleri (k.s.) demlenmiş çay ve şeker getirip sofiye
verdi. Herkese üçer bardak dağıtmasını emretti. Ben bu çay, bu kadar
insana yetmez diye içmeyip sonunu bekledim. Baktım ki herkes üçer bardak
çay içti. Sıra bana geldiği zaman soğumuştur diye gönülsüz olarak aldım.
Baktım ki, çay ocaktan yeni inmiş gibi sıcak. Demliğe baktım daha yan
bile olmamış, şekerde aynı. Bu halleri görünce ehhıllah'ın kadir ve
kıymetini bilip edepli olmaya gayret ettim.

Tabip ama neştersizinden

*ALINTI*

Bir gün Gavs hazretlerini (k.s.) ziyaret için iki kişi geldi. Hz. Gavs
(k.s.) bunlara memleketlerinin ismiyle hitap edip, iltifat etti. Birisi
dedi: -Efendim, bu benim kardeşimdir, delidir. Biz bunu zincirle
baglariz, derdine tibben bir çare bulamadik, en son doktor /*"Bu bizim
işimiz degil, bunu ancakhocalar iyi eder"*/dedi. Biz de sizin isminizi
duyduk ve geldik. Ben ömrümü gafletle geçirdim, yalnız dün gece bir rüya
gördüm, rüyamda tanımadığım, iri vücutlu, siyah sakallı, cübbeli,
sarıklı ve nurani bir zat odama girdi ve baş, şehadet ve orta
parmaklarının üçünü birden kalbime vurarak, kalbimden yumurta
büyüklüğünde simsiyah bir şey çıkardı. Kalbim hala ağrıyor, ama kalbimde
bir iz yok. Gavs hazretleri (k.s.) bu sözleri dinledi tebessüm etti:
/*"Allah (c.c.) şifalar versin, inşallah iyi olur."*/buyurdu.
Zincirlerden kurtulan hastayla Gavs (k.s.)’in elini öperek çiktilar.
Agabey: /*"Rüyamda gördügüm zat bu degildi. Burada başka şeyh var midir?
diye sordu. Seyyid Muhammed Raşid (k.s.) gösterilince şaşirarak rüyada
gördügü zatin o oldugunu söyledi. Hemen gördüm ve kalbindeki yumurtayi
siz çikardiniz"*/dedim. O da eliyle işaret ederek: /*"Sus Allah (c.c.)
her şeye kadirdir. O'nun fazlu ihsani çoktur."*/deyip beni susturdu ve
hastaniza Allah hayirli şifalar versin./*" deyip bizi ugurladi. *
Hocanın birisi rüyasında Hz. Rasûlüllah'ı görüyor, şu şekilde buyuruyor
"*/Benim öyle bir oğlum varki Allah (cc) benim ümmetimin bir kısmını
onun hatırına vermiştir. Şu anda divanda sobanın yanında üzerinde siyah
bir örtüyle yatıyor." Hoca hemen gidip bakıyor ve o kişinin Şeyda
Hz.lerinin olduğunu görüyor.

Yol kısaltan (Tüm fizik kanunlarını ortadan kaldırmayı başaran)

*ALINTI*

Bir gün Şeyh Muhammed Arapkendi (k.s.) yörenin taninmiş ulemasindan
Molla Nuri'ye misafir olmuş. Ben de ziyarete gittim. Akşam sohbetinde
dediler: -Bize gereken şudur. Boyunlarimizi uzatalim, Şeyh Abdülhakim'in
(k.s.) manevi mirasçisi Seyyid Muhammed Raşid (k.s.) üzerimize basip
geçsin, çünkü Nakşi Tarikatinin şerefi bugün onlardadir. Itiraz edenler
oldu. Cevaben: -O Gavs olmasaydı, Şeyh Muhammed Raşid (k.s.) böyle
olmazdı, buyurdu. * Birgün Menzil'e gidiyorduk, varmamıza kırk dakika
vardı, o sırada akşam oldu. O sıralarda Şeyda hazretleri (k.s.) akşamla
yatsı namazı arasında sohbet ediyor, bizde kitap haline getirmek için
banda alıyorduk. Bir an önce sohbete yetişmek için arkadaşlardan rica
ettik, Şeyda hazretlerinden (k.s.) himmet isteyinde vaktinde varalım,
diye. Gerçekten sohbet yeni başlarken köye vasıl olduk ve banda aldık.
Ertesi gün Diyarbakır'a geri dönerken arabanın*kilometre *saatine gözüm
takıldı. Her zaman Diyarbakır çıkışı kadranı sıfırlardım, kaç*kilometre
*yaptığımı bilirdim. Daima*152 kilometre *olarak ölçerdim, fakat bu
defa*142 kilometreyi*gösteriyordu. Göstergemi bozuldu diye düşündüm
fakat Diyarbakır'a dönüşte yine*152 kilometre *katettim. Demek*kilometre
*kadranı bozulmamış, Şeyda hazretlerinin (k.s.) himmetiyle yol*10
kilometre *kısalmıştı.

Kapatın*AMATEM*'i*YEŞİLAY*'ı

Yollayın bağımlıları*SEYYDA*'ya

hemen tedavi etsin...

*ALINTI*

Birgün*83 yaşinda*bir zat Seyda hazretlerinin meclisine geldi. Bu zatin
bazi söz ve hallerini oradakiler begenmeyip tenkid ettiler. Bu zat o
zaman şöyle demişti: /*"Ben bu yaşima kadar dinin hiçbir emrini
yapmadim. Aşin derecede sarhoş oldugum birgün, dostlarim beni buraya
getirmişler ve Şeyda hazretlerinin (k.s.) elini öptürüp banyo
yaptirdiktan sonra caminin altina yatirmişlar. Sabah uyandigimda
tanimadigim bir çevre ve insanlarla karşilaştim. Şeyda hazretlerini
(k.s.) gördügümde ayak parmaklarimdan bir nur girip bütün vücudumu
kapladi. Bu nur beni o halimden bu halime çevirdi. Ben şimdi onyedi
günlügüm."*/Işte evliyanin nazari cezbeyi dogurdu. Cezbe de ilahi aşk ve
muhabbeti meydana getirerek bu kişiyi, Allah (c.c.)'a dönüp, dinini
ögrenip yaşayan biri haline getirdi. * Batı vilayetlerinin ileri
gelenleri toplantı halin-delermiş. Sofra kurulmuş. Alkol almayanlara
diğerleri /*"Niçin alkol almıyorsun, yoksa sen de mi Adıyaman'a
gittin"*/diye soruyorlarmış. Gerçekten bu darbımesel haline gelmişti.
Menzile gidip tevbe edenin sifatinda Islam nuru, anlakinda Hz.
Resulullah'm ahlaki tecelli ederek Şeyda hazretlerinin (k.s.) baglisi
oldugu gözlenirdi.



Ben de Hidayet'i Allah veriyor sanıyordum

meğerse hidayeti Evliya ve onun aşıkları dağıtıyormuş...

*ALINTI*

Bir gün Şeyda hazretlerinin (k.s.) meclisinde bir zatla taniştik. O zat
şöyle dedi: /*"Ben 55 yaşindayim, islam adina iki şey biliyorum: Birisi,
Allahu Ekber, digeri Bismillah. Hayatta işlemedigim günah kalmadi. Maddi
yönden durumum çok iyi, amma hayattan hiç tad alamiyorum. Hind
fakirlerine gitmeyi düşünüyorum. Bu zati duydum, yanina geldim. Ben de
insanlar gibi gülmek, eglenmek istiyorum. Ruhi sikintidan dolayi perişan
haldeyim. Bu zatı Şeyda hazretlerinin (k.s.) huzuruna çıkardılar. Şeyda
(k.s.) dedi: "*/Tevbe et, Allah her şeye kadirdir./*" O zat tevbe etti.
Akabinde namaza başladı ve üç ay içerisinde haramı helali öğrendi. O zat
hal ve cezbe sahibi sofilerin meclisinden ayrılmazdı. Ona: Sen bu
cezbeli sofilerden ne fayda görüyorsun?"*/diye soruldu. O şöyle cevap
verdi: /*"Onlar ellerini bana değdirseler, bağırıp çağırsalar benim
kalbime ilahi aşk ve muhabbet geliyor"*/Bu zat evliyanın nazarı,
tekkenin bereketi ve sofilerin muhabbeti olmasa idi ne ile istikâmet
sağlardı.

Bir tek*KURAN*kelimesi geçirmeden*İNSANI MÜSLÜMAN YAPTIRIR*

Allah'a ve*KURAN*'a ne gerek var?

*ALINTI*

Seyda hazretleri (k.s.) birgün Hatme-i Hace-gan'dan çıkmış, caminin
Önünde sofiler ziyaret ediyordu. O sırada sırt çantasıyla birlikte
yabancı olduğu anlaşılan bir kişi yaklaştı, ziyaret etti, mübarek
tebessüm ederek: /*"Hoşgeldin"*/dedi. Yabancının ne dediğini anlamadık,
birisi tercüme edince Nemrut'u ziyaret için geldiğim, yarın oraya
gideceğini söyleyince Şeyda hazretleri (k.s.) dönüşte yine buraya gel
dedi, o da söz verdi. Üç gün sonra geri döndü. Şeyda hazretlerini
görünce yanına gitti /*"ben sana söz"*/dedi. Mübarek tebessüm ederek
/*"hoşgeldin, biz gidip namaz kılacağız, sana namaz yok sen camiye gelme
burada kal"*/dedi. Biz ikindi namazım kıldık, hatmemizi yaptık dışarı
çıktık. Yabancı kişi /*"İslam başka"*/diyerek kapıya koştu, camiye
girdi. Şeyda hazretlerinin (k.s.) önünde ağ-lıyarak tercüman
aracılığıyla kelime-i şehadet getirdi ve müslüman oldu. Bir hafta kaldı,
islamiyeti öğrendi, temsil yetkisi alarak İngiltere'ye döndü.

Dilsizleri bülbül eder

Işınlanabiliyor...

*ALINTI*

Bir gün dili tutulmuş bir fakih getirdiler.*7-8*gün devamli gezdi. Bir
ara bir otobüs gelmişti. Bu fakih şoförü gözlemeye başladi, aniden
şoförün yanina geldi. /*"Dur gitme"*/dedi. Daha başka kelimeler de
söy-ledi. Babasi duyunca çok sevindi. /*"Bize son çare olarak buraya
gelmemizi söylemişlerdi. Çok şükür oglumun dili açildi."*/dedi. Gadir
köyünden Diyarbakır'a alış-veriş için Seyda hazretleriyle (k.s.)
getmiştik. Günlerden cuma idi. Cuma namazımızı camide kıldık. Bir ara
Şeyda hazretlerini (k.s.) tamemen kaybetmiştim. Namaz bitince baktım iki
saf Önümde duruyor. Sen burada yoktun deyince buradaydım dedi, ben de
seni burada göremedim dedim. Ertesi gün köye doğru kamyonla yola çıktık.
Yolda araba arızalandı. Şoför yedek parça için Kozluğa gitti. Biz de bir
köprü altında beklemeye başladık. Bir ara bir pikap geldi,
köprüye*1-2*metre kala lastiği patladı. Ben Şeyda hazretlerine (k.s.)
söyleyince köprünün altından çıktı. Pikaptakilerle tanıştık. Onlar Şeyh
Seyda-i Ceziri'nin (k.s).evlatlarıydılar. Birisi de Şeyh Nurullah Ceziri
(k.s.) idi. Şeyda hazretleriyle birlikte oturdular, sohbet ettiler.
Birbirlerine sen benim arabamı bozdun, hayır sen benim arabamın
lastiğini patlattın diye latife yaptılar. Arabalar tamir edildikten
sonra biz Gadir köyüne döndük, onlarda Hz. Veysel Karani'ye gittiler.

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170906212638 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/09/06  22:39 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Aut disce aut discede.
* * *
Ya ogren, ya terket.

Latin Atasozu

Resulullah sav buyurdular ki:
Yilanlarin hepsini oldurun.
Kim yilanin intikam alacagindan korkarsa, benden degildir.
Bir rivayette soyle buyrulmustur:
Gumus cubuk gibi olan uzun yilan haric, butun yilanlari oldurun.

Ebu Davud, Edeb 174, 5249, 5261 Nesai, Cihad 48, 6, 51

Dr. Murat Beyazyuz : Savunma Mekanizmalari

Savunma mekanizmalarinin esas islevi, zihnin zorlanma durumlarinda,
zihinsel yapinin butunlugunu ve dengesini surdurmektir. O halde, normal
disi zihinsel isleyisin belirleyicisi savunma mekanizmalarinin
kullanilmasi degildir. Istisnasiz her insan, zihinsel yapisinin
butunlugunu korumak ve kendisini dengede hissetmek icin savunma
mekanizmalari kullanir. Bununla birlikte savunma mekanizmalarinin nasil,
ne $iklikta ve hangi durumlarda kullanildigi normal disi isleyisi
belirlemekte bir kriter olabilir.

Zihinsel aygit ayni anda birbiri ile bagdasmayan bircok durtunun
zorlamasiyla karsilasirsa bu duruma catisma denir. Catisma kavrami ayni
zamanda superego istekleri ile id istekleri arasindaki uyumsuzlugu ve
hatta id veya superego nun isteklerinin dis dunya ile uyumsuzlugunu da
anlatir. Bu catismalarin ego da yarattigi anksiyete savuma
mekanizmalarinin yardimiyla giderilir.

Simdi bu savunma mekanizmalarini kisaca anlatmaya calisalim.

Bilincdisi Bastirma (Repression)

Durtulerin, insanin istegi disinda bilincdisinda tutulmasi ve bilince
cikmalarina izin verilmemesi anlamina gelen bilincdisi bastirma
(repression) ile, istenmeyen, hosnutsuzluga yol acan istek, ani veya
duygularin bilincdisina itilmesi yonundeki cabayi anlatan bilincli
bastirma (supression) birbirinden farkli zihinsel surecleri ifade eder.
Bilincdisi bastirma ile bilincdisinda tutulan durtuler hicbir zaman
bilince cikmamislaridir ve cikamazlar.

Bilincli bastirma ile bilincdisina itilen yasantilar ise daha once
bilincli olarak yasanmislardir ve daha sonra bilincdisina itilmislerdir.

Sonradan bilincdisina itilen bu yasantilar, bilincdisi bastirma
mekanizmasi ile id de hapis tutulan durtulerden farkli olarak
gerektiginde bilince tekrar cikarilabilirler.

Bilincdisi bastirma (repression) savunma mekanizmalari arasinda en
onemli olandir, zira diger tum savunma mekanizmalari bu savunma
mekanizmasi ile birlikte calisirlar.

Genellikle bastirmanin yetersiz kaldigi durumlarda, diger savunma
mekanizmalari zihinsel yapinin selameti icin bastirma nin yardimina
kosarlar.

Bastirilan durtulerin veya catismalarin zaman zaman davranislarda bir
takim etkileri olabilir. Mesela odipus kompleksinin cozumlenmeden
bastirilmasi sonucu, yetiskinlikte bir takim cinsel sorunlar, karsi
cinsle ilgili kararsizlik durumlari ortaya cikabilir.

Yadsima (Denial)

Kotu bir durumla karsilastigimizda soyledigimiz bu gercek olamaz cumlesi
yadsimanin izini surmek icin iyi bir ornektir. Yadsima, icten ya da
distan gelen tehlikeli bir durumun yok sayilmasidir. Tum ilkel savunma
mekanizmalarina degisen oranda yadsima da eslik eder. Hosnutsuzluk
yaratan bircok olay, bilincdisina bastirilirken, ayni zamanda yasanmamis
gibi de hissedilir, yani bastirmaya yadsima eslik eder.

Yansitma (Projection)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan yasantilarin sorumlulugunu,
kendi disindaki nesnelere yukleyerek bu yasantilarin yaratacagi
anksiyeteden kurtulabilir. Yansitmanin bir diger sekli de, hosnutsuzluk
yaratan veya dis dunyaya uygun olmayan id veya superego isteklerinin
baska kisilere mal edilmesidir. Boyle bir durumda da yansitma, yadsima
ile birlikte calisir.

Neden Bulma (Rationalization)

Bu savunma mekanizmasi yapilan hareketi hakli gostermek icin ya da hayal
kirikliklarinin etkisini azaltmak icin kullanilabilir. Ornegin, bir
elektronik cihazi kullanim kurallarina tam olarak riayet etmeksizin
kullanan ve bu ihmali ile cihazin bozulmasina sebep olan kisi, cihazin
kaliteli olmadigini, dayaniksiz oldugunu veya bir imalat hatasi oldugunu
soyleyerek kendisini sucluluk duygularindan kurtarmaya calisabilir.

Anlasilabilecegi gibi, neden bulma savunma mekanizmasi da hemen her
zaman yadsima ile birlikte kullanilir.

Dislastirma (Externalization)

Kisi kendisinden kaynaklanan hos olmayan dusunce, duygu veya isteklerin
dis dunya ile ilgili oldugunu ve kendi zihinsel sureclerinden
baglantisiz oldugunu dusunur. Dislastirma surekli sanssizliktan yakinan
insanlarin $iklikla kullandigi bir savunma mekanizmasidir.

Iclestirme (Introjection)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi baska bir insanin veya baska bir
toplulugun ozelliklerini zihinsel yapisinin icine alir ve kendi
kisiliginin unsuru haline getirir. Amac her savunma mekanizmasinda
oldugu gibi zihinsel aygiti gerilimden korumaktir fakat bu savunma
mekanizmasinda gerilim daha cok dis kaynaklidir. Superegonun olusumunda
bu iclestirme mekanizmasinin esas rolu oynadigini soylemistik.

Ice Alma (Incorporation)

Bu mekanizmada, insan cesitli sebeplerle ayrilmak zorunda kaldigi kisi
veya kisileri, bu kisilerden ayrilmasinin yarattigi anksiyete ile bas
edebilmek icin kendi zihinsel aygitina dahil eder, bu kisilerin
ozelliklerini kendi egosuna eklemler. Yani bir bakima o kisileri kendi
icinde yasatir. Mesela, babasini kaybeden biri, onun paltosunu giyerek,
onun tespihini kullanarak veya onun gibi davranarak onun ozelliklerini
kendi ego suna dahil eder ve boylece ondan ayrilmanin yarattigi
anksiyeteyi savusturur.

Odunleme (Compensation)

Bu savunma mekanizmasi ile insan, zihninde yer alan ek$iklik,
yetersizlikle ilgili imajlardan, bedenindeki ek$ikliklerden ya da
kusurlardan veya sosyal alanlardaki yetersizliklerinden kaynaklanan
rahatsiz edici duygularindan kurtulmak icin bu ek$ik taraflarini yadsir,
ama bu yadsima yeterli olmadigi zaman zihinsel, bedensel veya sosyal
baska alanlarda kendisini gelistirerek ek$ik oldugu taraflarini
yadsimayi kolaylastirir.

Ne var ki odunleme savunma mekanizmasi da diger savunma mekanizmalari
gibi her zaman olumlu sonuclar dogurmaz. Ornegin, zihinsel bir takim
ek$iklik imajlari sebebiyle surekli asagilanmaktan korkan bir insan,
entelektuel alanda kendisini gelistirerek, bilgileri ile etrafindakileri
surekli asagilamayi secebilir. Boyle bir durumda da odunleme
mekanizmasinin yansitma ile birlikte calistigini goruruz.

Yuceltme (Sublimation)

Bu savunma mekanizmasinda, kisi durtu, egilim ve isteklerinin dis dunya
gercekligi ile ortusmedigi durumlarda, bu durtu, egilim ve isteklerine
toplum tarafindan hos gorulebilecek kiliflar hazirlayarak zihinsel
gerilimden kurtulur.

Yer Degistirme (Displacement)

Bir duygu ya da durtu, asil hedefinden baska bir hedefe dogru
yonlendirilmesi veya, bir duygunun ya da durtunun yerine bir baskasinin
gecirilmesi seklinde calisan bir savunma mekanizmasidir. Baskici bir
babanin disiplininde yetismis bir kisi babasina karsi olan saldirgan
durtulerini ileride kocasina yonelterek bu durtulerin yarattigi
anksiyeteden kurtulabilir. Diger durumda ise kisinin babasina yonelmis
yogun saldirgan durtulerinin yerine yogun bir sevgi, saygi ve ilgi
gecebilir.

Ozdeslesme, ozdesim kurma (Identification)

Yetiskinlikte daha cok kisinin kendi degerini arttirma veya kendisini
korumak amaci ile kullanilir.

Ozdesim yoluyla edinilen kimlik bazi durumlarda yetersiz kalabilir ve
kisiyi ciddi bir catisma icine sokabilir. Bu nedenle ozdeslesmenin
derecesi ve cesitliligi bu savunma mekanizmasinin islevselligi acisindan
oldukca onemlidir.

Karsit Tepki Olusturma (Reaction-Formation)

Bilincdisindaki durtu, egilim ve isteklerin bastirma mekanizmasi ile
engellenmesi her zaman mumkun olmaz, bazen kisi, bilincdisindan gelen bu
zorlayici isteklerle bas edebilmek icin bilincli olarak bunlarin tam
tersi seklinde davranislar sergileyebilir ve bu sekilde sucluluk
duygulari onlenir ve toplumun daha rahat kabul edebilecegi bir kisilik
gorunumu olusturulur.

Duygusal Soyutlanma (Emotional Insulation)

Insan hayatta her an hayal kirikliklari veya p$ikolojik travmalarla
karsilasabilir. Bu durumlarin yaratacagi gerilimden korunmak icin bazi
insanlar, normal bir zihinsel surec olan duygulanma egilimlerini
baskilarlar. Boylece hayal kirikliklari ve p$ikolojik travmalarin
etkilerini en aza indirmeye calisirlar. Duygusal soyutlanma olarak
adlandirdigimiz bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar genellikle
duygusal olmayi bir zayiflik sayarlar ve bu sebeple guclu olmak ugruna
kendi duygularina yabancilasirlar.

Dusunsellestirme (Intellectualization)

Dusunsellestirme dedigimiz savunma mekanizmasi, neden bulma ve duygusal
soyutlanma mekanizmalarinin birlikte kullanilmasiyla olusur. Hayal
kirikligi veya sucluluk duygulari gibi hosnutsuzluk yasantilari
karsisinda kisi, hem durum karsisinda duygularinin aciga cikmasini
engeller hem de bunu kolaylastirabilmek icin hosnutsuzluk yasantilarina
kendisi disinda nedenler bulur.

Duygudaslik (Sympathy)

Insan dis dunyadan gelebilecek tehlikelere karsi her zaman tedbirli
olmak zorundadir. Dis dunya dedigimiz seyi buyuk olcude de diger
insanlar olusturur. Duygudaslik dedigimiz savunma mekanizmasinda insan,
diger insanlara kendini sevdirerek onlardan gelebilecek tehlikeleri
engellemeye calisir. Bu savunma mekanizmasini kullanan bir kisi, diger
insanlar tarafindan begenilmek, sevilmek ve onlardan zarar gormemek icin
surekli diger insanlarin fikirlerini dinler, onlara hak verir, onlari
destekler, kendisine yanlis gelen seylere dahi itiraz etmez ve kendi
gercek goruslerini asla tam olarak ortaya koymaz.

Surekli sevilme ihtiyaci hisseden bu insanlar, sevilmek icin kendi
gercek kisiliklerinden vazgecmis olmanin anksiyetesini de yasarlar ve
icten ice dusmanca duygularini da kendilerini bir sekilde sevdirdikleri
insanlara yoneltirler. Duygudaslik mekanizmasinin yaninda bu
mekanizmanin sonucu olarak ortaya cikan bu dusmanca duygularin da
bastirilmasi gerekir. Bu kadar cok isi yapmaya calisan ego zayif
dusebilir ve bu insanlar hic beklenmedik ofke patlamalari
sergileyebilirler.

Boyun Egme (Submission)

Bu savunma mekanizmasi da duygudaslik ile ayni amaca hizmet eder. Amac
diger insanlardan gelebilecek tehlikelerin onunu kesmektir. Duygudaslik
mekanizmasindan farkli olarak bu savunma mekanizmasinin kullanildigi
durumlarda sevgi arayisi, sevilme ihtiyaci yoktur ve guvende olma, zarar
gormeme dusuncesi daha on plandadir.

Yapma Bozma (Undoing)

Bu savunma mekanizmasinin isleyisi, adindan da anlasilabilecegi gibi,
diger savunma mekanizmalarinin tam bir basarisizligi durumunda, ego nun
son bir telafi manevrasi olarak ozetlenebilir. Soyle ki; ego nun
kullandigi savunma mekanizmalarini atlatmayi basaran bilincdisi istek,
durtu veya arzular gercek dunyaya ulasirlar ve id deki gerilimin bir
sekilde bosalmasini saglarlar, yani savunma mekanizmalari basarisiz
olur, sonrasinda ego bu yenilgiyi telafi etmek icin id in haz elde
etmesinde rol oynayan araci mekanizma uzerinde degi$iklik yapma yoluna
gider. Bunun orneklerine farkinda olmadan $ikca rastlariz. Mesela, her
gun rastlayabilecegimiz, ama mantiksal olarak hicbir anlam ifade etmeyen
sozunu geri alma fiili, basit bir yapma bozma isidir.

Donusturme (Conversion)

Bu savunma mekanizmasi iki amacla kullanilabilir; bunlardan ilki diger
savunma mekanizmalarinda oldugu gibi, bilincdisi durtulerin bilince
erismesini engellemektir, donusturme mekanizmasinin diger kullanilma
amaci ise dis dunyadan gelen ve zihinsel aygiti zorlayan yasantilardan
kacmaktir. Donusturme mekanizmasinda, ic veya dis kaynakli zorlayici
etkenlerin yarattigi gerilim anksiyete seklinde yasanmaz, bu gerilim
donusturulur ve vucutta bir takim hastalik belirtileri seklinde ortaya
cikar. Bu belirtilerin tibben, organik sebepleri yoktur ve bu savunma
mekanizmasi normal olmaktan oldukca uzaktir. Sinirsel bayilmalar,
$ikintili olaylar sonrasinda vucudun cesitli yerlerinde ortaya cikan
uyusmalar, titremeler, guc kayiplari donusturme mekanizmasina ornek
olarak verilebilir.

Cilecilik (Asceticism)

Dis dunyanin sartlari karsisinda, cinsel veya saldirgan durtulerine her
hangi bir doyum araci bulamayan kisi bu durtulerini tamamen bastirir ve
tum haz veren faaliyetlerden uzak durma yoluna gider. Bazi tarikat
mensuplarinda bilincli bir fiil olarak gorulen bu cilecilik, ozellikle
ergenlerde, bas edilemeyen durtulere karsi kullanilan bilincdisi bir
savunma mekanizmasidir.

Ego p$ikolojisi teorisine gore normal disiligi belirleyen sey bu savunma
mekanizmalarinin kullanilmasi degil bunlarin ne $iklikla ve ne sekilde
kullanildigidir.

Ego p$ikolojisi teorisi, temelde durtulerden cok ogrenilen davranislari
ve dis dunya ile iliski bicimlerini esas aldigi icin, doga bilimlerine
durtu teorisinden daha yakin bir noktadadir.



Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap