------------------------------------------------------------------------


  TIBBIYELİ HİKMET : OSMANLI ZAMANINDA DA EZAN TÜRKÇE OKUNMUŞTU

Ocak *8*,*2014*

Din istismarcılarının, siyasal islamcı ve Atatürk düşmanlarının her
zaman ileri sürdüğü tez /*"Atatürk devrimlerinin islam karşıtı olduğu"*/
ve Cumhuriyetin /*"dinsizlik rejimi"*/ olduğudur. Hatta bu konuda o
kadar iler gidiyorlar ki İngilizlerin bizi dinden uzaklaştırmak için
Cumhuriyeti kurdurduğu, aslında kurtuluş savaşının hiç olmadığını tek
amaçlarının islamı yok etmek olduğu iddiasını bile söylüyorlar. Bunun
tek nedeni şeriat megalomanlığıdır. Bu hastalıklı ruh hali tüm Atatürk
düşmanı şeriatçı kesimde vardır. Onlara göre islam o kadar mükemmel bir
dindir ki müslüman olmayan herkes islamı kıskanır tehlikeli görür yok
etmek ister. Sanırsın ki dünyanın en güçlü ülkeleri müslüman ülkeler ve
bu gücün temelinde islam var bu yüzden tüm dünya islamı elimizden alıp
bizi güçsüz bırakmak istiyor. Ne kadar mantıklı bilimsel bir tarih tezi
değil mi?

Atatürk düşmanı tayfanın istismar ettiği konulardan birisi de Türkçe
ezan konusudur. Yobaz tezine göre Atatürk din düşmanı olduğu için ezanı
Türkçeye çevirmiştir. Bazen daha da abartıp şöyle bir iddia ortaya
atıyorlar. Atatürk ezanı Türkçeye çevirirken /*"felah"*/ kelimesine
dokunmamış. Bilin bakalım neden? Efendim felahın anlamı kurtuluş
demekmiş eğer /*"haydi kurtuluşa"*/ diye okunursa insanlar kurtuluşu
namazda görüp camiye gidermiş. Atatürk bunu istemediği için /*"felah"*/
kelimesine dokunmamış. Şaka sanıyorsunuz değil mi? Şaka gibi ama gerçek.
İnanmıyor musunuz? Buyrun izleyin o zaman

*http://www.youtube.com/watch?v=X58DP2YpGi4*

Ne kadar güzel bir video değil mi? Gizemli bir hava katmak için
gerilimli bir müzik. Neden çevrilmemiş biliyor musunuz? diye bir soru ve
müthiş final. Bunu izleyince hemen aydınlandınız değil mi? Meğer bizi
nasıl uyutmuşlar 🙂

Bu saçmalıkları bir kenara bırakıp konuya dönelim. Öncelikle ezan ne
demektir sorusundan başlayalım. Ezan duyuru demektir. Hz. Muhammed
zamanında müslümanları namaza çağırmak için nasıl bir çağrı yapılması
konusu düşünülmüştür. Önce boruyla çağırmayı teklif edenler olmuş
reddedilmiş sonra hristiyanlar gibi çan sesiyle çağrılmasını teklif
edenler olmuş reddedilmiş ve sonunda Hz Muhammed, Hz. Ömer ve
Abdullah*bin *Zeyd’in görüşünü kabul edip insan sesi üzerinde karar
kılmıştır. İlk ezanı ise Etiyopyalı Bilal Habeşi okumuştur. İlk ezanı
Bilal’in okuması manidardır. Yıllardır köle olarak satılan bir siyahi
müslümanları namaza çağırmıştır.

Görüldüğü gibi Ezanın ortaya çıkışı tamamen /*"ihtiyaç"*/tır. Herhangi
bir ayet ya da ibadet değildir. Müslümanları namaza çağırmak için Hz.
Muhammed’in çevresiyle görüşüp karar verdiği bir meseledir. O günün
koşullarında bulunan bir çözümdür. Ezan konusuna bu açıdan bakmazsak
hiçbir zaman doğru bir tartışma yapamayız. Ezanın bir ibadet olmadığını,
bir çağrı olduğunu ve tamamen dünyevi bir metin olduğunu unutmamak gerekir.

Ezanın tarihçesini ve dini değerini kısaca anlattıktan sonra şu soruyu
sormak istiyorum. Ezan ilk kez Cumhuriyet zamanında mı Türkçe
okunmuştur? Cumhuriyetten önce Ezanın türkçeleştirilmesi düşünülmemiş
midir? Türkçe Ezanı ilk kez Atatürk mü düşünmüştür? Şunu bilmeliyiz ki
Cumhuriyet zamanında yapılan devrimlerin kökleri Osmanlıya dayanır.
Hiçbir devrim bir kaç yılda bir anda ya da bir günde yapılmamıştır. Tüm
devrimler*100 yıllık* meselelerin bir sonucudur. Cumhuriyetin başarısı
Osmanlı zamanında düşünülen tartışılan devrimleri hayata geçirme
cesareti ve başarısı göstermesidir. Atatürk bu devrimleri gökten vahiy
inmiş gibi gerçekleştirmedi. Kendisi de Osmanlı’nın son dönem kuşağının
bir bireyiydi ve döneminin tartışmalarına herkes gibi kafa yordu
düşündü. Cumhuriyet zamanında da bunları gerçekleştirdi. Atatürk
devrimlerini konuşurken bunu unutmamalıyız. Yok efendim bir gecede cahil
bırakıldık gibi palavralar artık çok güdük kalıyor. İnsanlar yavaş yavaş
gerçekleri öğreniyor.

İlk Türkçe ezan tartışmaları*19*. yüzyılda tanzimat sonrası yapılmıştır.
Tanzimat döneminin Osmanlı aydını her konuda olduğu gibi ezan konusunda
da kafa yormuş ve ezanın Türkçeleştirilmesi konusunu tartışmıştır. Bu
tartışmanın önemli isimlerinden biri batılılaşma öncülerinden Ali Suavidir.

*II*. Abdülhamit tarafından Galatasaray Mektebi Sutanisi Müdürlüğüne
getirilen Ali Suavi bu dönemde Beyazıt ve Ayasofya camilerinin
kürsülerinden halka halkın diliyle onların anlayacağı şekilde hutbeler
okumuştur. Ali Suavi her zaman Türkçenin özgürleştirilmesini
savunmuştur.yayımlamakta olduğu /*"Ulûm"*/ gazetesinde (*2* ve*3 ncü*
sayılarında) /*"Lisan ve hatt-ı Turkî"*/ adlı etüdünde, Müslümanlara
göre en mükemmel dil sayılan Arapçayı eleştirmiştir . Dil konusunda
hutbelerin, namaz surelerinin Türkçeleştirilmesi gerektiğini hatta
Türkçe namaz bile kılınabileceğini savunmuştur. Bu konuda İmamı Azam Ebu
Hanife’nin her milletin kuranı kendi diline tercüme ederek ibadet
edebileceği fetvasını delil olarak göstermiştir.

Bir şeriat devleti olduğu söylenen Osmanlı zamanında ezanın, hutbenin
hatta namazın bile Türkçeleştirilmesi gerektiğini savunulmuş,
tartışılmış, düşünülmüştür. Ezanın Türkçeleştirilmesi sadece düşüncede
kalmamış uygulamaya da konulmuştur. Yanlış duymadınız. İlk Türkçe ezan
Osmanlı zamanında okunmuştur.*1885 yılında* İstanbul’u ziyaret eden
Macar edebiyatçı İgnaz Kunoş*1926 yılında* İstanbul Üniversitesinde
verdiği konferansta ilk Türkçe ezanın Osmanlı zamanında okunduğunu şu
şekilde ifade etmiştir:

/*"Gel Şehzadebaşı’ndakı sakin kahveler. Direklerarasındaki
kıraathaneler… Biri söylerse öbürü dinler. Akşam da oldu ikindi, mumlar
şamdanlara dikildi. Şerefeye çıkmış müezzinler, Kıble tarafına dönüp
ellerini yüzlerine örtüp ince ince ezan okumaya başladılar: Yoktur
tapacak, Çalabdır ancak."*/ ( Başgöz, İlhan *(1998*). /*"Türkçe ezan"*/,
Türkiye’de Laikliğin Sosyal ve Kültürel Kökleri (Türkçe dilinde),*45*,
Bilanço Yayıncılık.*ISBN 9789751028143*)

Ali Suavi’den sonra Türkçe ezan tartışmaları*II* nci Meşrutiyetle ortaya
çıkan /*"Türkçülük"*/ akımıyla da desteklendi. Devrin yazarları
Türkçe’nin özleştirilmesinin gerekliliği ve önemini ortaya çıkarmaya
çalışıyorlardı. Bu yazarlardan birisi de Ziya Gökalptir. Halkın ezanı ve
kuranı anlayamadığını ve dinin Türkçeleştirilmesini savunuyordu. Bu
görüşüne /*"dini Türkçülük"*/ adı verdi. Vatan şiirinde ezanın
Türkçeleşmesi gerektiğini şöyle dile getirmiştir:

"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.

Köylü anlar manasını namazdaki duanın

Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur

Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda’nın

Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

Türkçe ezan tartışmaları*II*. Meşrutiyetten sonra da devam etmiştir.
İttihatçıların mollalığını yapan Mehmed Ubeydullah Efendi, Talat
Paşa’dan Türkçe namaz kıldırmak için izin istemiş fakat Talat paşa
halkın henüz buna hazır olmadığını söyleyip reddetmiştir. Yine de bu
dönemde boş durulmamış kuran önce dergilerde daha sonra da kitap olarak
Türkçe basılmıştır.

Ezanın ve dinin Türkçeleşmesini ve kuranın anlayarak okunmasını, önemli
olanın kuranın manasını anlamak olduğunu savunanlardan biri de İstiklal
marşının şairi Mehmet Akiftir. Yobaz kesimin zaman zaman istismar ettiği
ve sözde Atatürk düşmanı gibi göstermeye çalıştığı Mehmet Akif gerçekte
bir aydın Müslüman ve vatanseverdir. Mehmet Akif kuranın manasını
anlamanın önemli olduğunu bir şiirinde şu şekilde ifade etmiştir

Çünkü biz bilmiyoruz dini.Evet, bilseydik,

Çare yok, gösteremezdik bu kadar sersemlik.

/*"Böyle gördük dedemizden!"*/ diye izmihlali

Boylayan bir sürü milletlerin olsun hali,

İbret olmaz bize, her gün okuruz ezber de!

Yoksa, bir maksat aranmaz mı bu ayetlerde?

Lafzı muhkem yalnız, anlaşılan, Kuran’ın:

Çünkü kaydında değil hiçbirimiz mananın

Ya açar Nazm-ı Celil’in, bakarız yaprağına;

Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına.

İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin,

Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için. ( Mehmet Akif Ersoy
Safahat,s.*153*)

Sonuç olarak kısaca söylemek gerekirse Ezan Hz. Muhammed zamanında
Müslümanlara çağırmak için ihtiyaçtan ortaya çıkan bir metindir. Hiçbir
ruhani ve ilahi özelliği yoktur. Bir ibadet değil sadece çağrıdır.
Osmanlı zamanında da ezanın ve dinin Türkçeleşmesi tartışılmış, Ali
Suavi gibi aydınlar camilerde Türkçe hutbe okumuş,*1885 yılında*
Şehzadebaşında Türkçe ezan okunmuş, Ziya Gökalp ve Mehmet Akif gibi
aydınlar kuranın manasının önemine vurgu yapmış, Meşrutiyet sonrası
Türkçe namaza bile teşebbüs edilmiş fakat halkın hazır olmdığı
düşünülerek vazgeçilmiş fakat kuranın Türkçesi yayınlanmıştır.

Ezanın Türkçeleşmesi de diğer devrimler gibi Osmanlı zamanında
tartışılmış, deneme yapılmış fakat başarılamamıştır. Cumhuriyetin farkı
Osmanlı zamanında gerçekleştirilemeyen devrimleri gerçekleştirmiş
olmasıdır. Atatürk düşmanları size söylüyorum. Cumhuriyet devrimleri
için *‘’*dinsizlik’’ Atatürk’e *‘’*din düşmanı’’ demeden önce geçmişe,
torunu olmakla övündüğünüz Osmanlıya bakın. Eğer sövecekseniz önce
Osmanlıya sövün. Bu devrimler dinsizlik ise*600 yıl* şeriatla
yönetildiğini iddia ettiğiniz Osmanlı da mı dinsizdi yoksa evliya
dediğiniz halife ünvanı taşıyan padişahlar mı din düşmanıydı?

*TIBBIYELİ HİKMET*

*https://tibbiyelihikmet.wordpress.com/2014/01/08/osmanli-zamaninda-da-ezan-turkce-okunmustu/*

 
------------------------------------------------------------------------
a45UyF587661-170914215444 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/09/14  10:02 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

ZAMAN PARILTISI
. . . . . .
Karanliklarda, gunduzlerin arkasindayim,
Bitmis ikinci dunya savasi, ugursuz ve kahraman,
Uzakta esir uluslar turku soyler,
Turklugumun farkindayim.
Bir soluk gelmekte karsi gezegenlerden,
Vakt icinden inmektedir golgeler.
Toprak uzerinde, atmosferler uzerinde
Soguyan gecemin farkindayim.
Bicimler, evlere, esyalara rahatca sigmis,
Var olmus var olmayan.
Bicimler sonsuzluga yaklasmis,
Aklimin farkindayim.
Ne agaclar uzanmis mevsimlerimce
Ne yildizlar gercek, aydinligim kadar.
Askla kimildayan kucucuk i$iklar ucusur icimde yon yon,
Yasadigimin farkindayim.

Fazil Husnu DAGLARCA

Peygamberimiz; Deri islendi mi temiz olur dedi.
Sonra olu bir koyuna rast geldi ve Onun derisinden faydalansaniza dedi.

Buhari 72/30
***
Peygamberimiz Olu hayvanin ne derisinden ne de sinirinden faydalaniniz.
Dedi.

Hanbel 4/310,311

Yargi devlet hayatinin efendisi degil, devlet politikasinin hizmetkari
olmalidir.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri      :       
Gruba mesaj gondermek icin      :       ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin    :       ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :       ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin     :       ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :       http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz     :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.

Cevap