|
|
SEVR GÜNLÜĞÜ |
|
![]() |
"Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan
, rahat yaşamanın alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini,
sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar"
Mustafa Kemal Atatürk |
|
Türkiye,
Türkler dışında hiç kimse tarafından yönetilemeyecek kadar önemli
bir ülkedir. |
|
Emperyal'den Korkma
Uşak Olma
Kendine Gel |
"Özgür olduklarına kendilerini
inandıranlar kadar umutsuz bir şekilde köleleştirilmiş hiç kimse
yoktur"
Johann Wolfgang von Goethe
|
|
"Bush ve Blair Irak'ta bir savaş istiyorlar
ve bunu elde etmek için gerekirse yalan söylemeye hazırlar. Blair'in
Irak dosyası diye sunduğu dosya daha önce yalanlanmış propagandanın
önümüze kanıt olarak sunularak zekamızın aşağılanmasından başka
bir şey değildir"
(Körfez Savaşı sırasında CIA'in Irak masasından sorumlu olan
ve ABD Ordusu Harp Okulu'ndan Ulusal Güvenlik İlişkileri Profesörü
olarak emekli olan Dr. Stephen Pelletiere)
|
|
vatandas2023 listesine üye olun
|
|
|
|
|
|
Sözün Bittiği Noktada Analiz/Tespit |
|
16 Aralık 2002
|
|
|
|
|
|
|
"HABERTURK"
YALANI
|
Bir Internet sayfası ile başlayan macera, 18 Kasımda HaberTurk
gazetenin çıkması ile sürüyor. Dünyanın en kötü web siteleri arasında
hem içerik (Ali Kırca şimdi merdivenlerden çıkıyor gibi haberleri
flaş diye verme başarısı) hem görsellik açısından birinci sıraya
oturmaya adayken, Haberturk web sitesi reklam alıyordu. Nereden;
:Genpa'dan. Bu site herşeyi "flaş" başlığı altında yayınlayarak
popularitesini arttırdı ve bir baktık, Ufuk Güldemir ve bir kaç
gazeteci "cep harçlıkları" ile televizyon kurdular ve
bütün kamuoyuna "özgürlük demokrasi" naraları atmaya başladılar.
Haberturk televizyonu kısa zamanda, doğrudüzgün soru sormayı bilmeyen
"habercileri" ve manipülatif /medyatik haberleri ve birilerinin
danışmanlığında uyguladığı çok bilinçli bir psikolojik harp ile
gündem yaratır hale geldi. Ve şimdi Ufuk Güldemir ve tayfası anlaşılan
yine "cep harçlıkları" ile gazete çıkarıyor.
HABERTURK'u kamuoyuna bağımsız özgür basın yalanını söylemekten
vazgeçmeye ve aşağıdaki sorulara cevap vermeye davet ediyoruz :
1) Televizyonun frekansını kim size tahsis etti? Ceylan Grubu'nun
size bu frekansı tahsis ettiği doğru mu?
2) Gizli ortaklarınız arasında Zeynel Abidin Erdem var mı?
3) Zeynel Abidin Erdem aracılığı ile CIA'in 15 milyon dolar
para akıttığı iddiaları doğru mu?
4) Sefaköy'deki binanızı kimden kaça aldınız/kiraladınız? Yoksa
hiç mi para vermediniz?
5) Arkanızda olduğu iddia edilenlerin CIA'den Zeynel Abidin
Erdem'e kadar uzandığı bir ortamda, neye dayanarak "bağımsız
ve özgür" olduğunuzu söylüyorsunuz?
Kamuoyu bilmelidir ki, HaberTurk televizyonu, ShowHaber ve Reha
Muhtar ile belli istihbarat çevrelerinin Türkiye'nin varoşları üzerinde
gerçekleştirdiği psikolojik harbin benzerini Türkiye'nin eğitimli
genç tabakaları üzerinde gerçekleştirmeye aday bir "medya"dır.
Amaç, aynen Reha Muhtar'ın yaptığı gibi toplumsal değerleri ve kavramları
bir anlam lapasına dönüştürerek, bu kavramsal karmaşa için de kamuoyunu
birilerinin çıkarları doğrultusunda şekillendirmektir. Bu gibi medyatik
organların yabancı istihbarat örgütleri tarafından nasıl beslendiğini
bilen bilir . (Kendinize şu basit soruyu sorun : Almanya'da milyonlarca
Türk var ve orada Hürriyet gibi bir çok "Türk" yayın organı
izleniyor. Acaba Türkiye'nin AB'ye üye olma çabalarında Almanya'daki
bu Türk toplumuna Alman hükümeti üzerinde baskı kurmaya, onları
örgütlemeye yönelik bir tek çaba gördünüz mü?) Amaç toplum üzerinde
, "özgürlük", "demokrasi", "serbest piyasa"
kavramları arkasından psikolojik harp gerçekleştirmektir.
HABERTURK'u önce ismini Türkçeleştirmesini (HaberTurk değil HaberTürk)
ve kamuoyuna söylediği "özgür basın", "demokrasi"
yalanlarına son vermesini istiyoruz. Spikerlerinize ve habercilerinize
Ufuk Güldemir yalakalığı yapmaya son verme, Türkçe'yi doğru konuşma
ve doğru düzgün soru sorma eğitimi vermeniz de çok faydalı olacaktır.
Kadronuzun yetersizliği sizi ilgilendirir ve ama arkanızda kimler
olduğu bizi!
|
EĞLENCELİK
|
|
Texas'ta bir adam, Internet üzerinden evindeki ışıklarla,
ısı ile, kameralarla ve diğer bir çok ev aleti ile oynamanıza
izin veriyor. Niye mi yapıyor? Bilmiyoruz. Sormaya da
cesaret edemedik. :) Sitenin ismi de cismine uygun : Beni
Deli Et |
|
|
Gökyüzündeki uyduların nerede olduğunu
sürekli takip etmek istiyor musunuz? Şaka yapmıyoruz.
Orbitron,
ücretsiz ve istediğiniz uyduları sürekli takip edebiliyorsanız.
|
|
|
Honda, yürüyen robotu Asimo'nun
geliştirilmiş modelini tanıttı. Asimo, işaretleri
ve belli insan yüzlerini tanıyor, merdiven çıkabiliyor
ve hatta üzerine gelen insanın önünden çekilebiliyor.
Hayret. Bu teknoloji Türk kaldırımları için ideal. |
|
|
|
|
Haydut Devletleri
İzlerken
|
- Türkiye sınırına 10binlerce asker yığarken, medya Erdoğan'ın
ABD gezisi ve AB ile ilgili. Bu arada CSMonitor'ın "Ankara'da
bir yetkili" diye haberinde yer verdiği kişi; "ABD,
Erdoğan'a nasıl şeker verirse versin bu Türkiye'nin çıkarlarını
değiştirmez. ABD bizi yanlış okuyor. Bu bir veya iki milyar dolarlık
yardım meselesi değil. Biz bu savaş konusunda çok rahatsısız"
diyor. AKP liderinin Washington kadar Ankara'daki derin çevrelere
de kendini doğru satmasında büyük fayda var. Haberin
tamamı.
- ABD cuntasının kilit isimlerinden Perle ve Wolfowitz'in ekibinden,
Dışişleri Bakanlığı Özel Danışmanlarından David Wurmser, 1998
yılında Musevilerin gazetesi Forward'e yaptığı açıklamada aynen
şöyle demişti : "Ahmed Chalabi(CIA'in Irak'ın başına geçirmeyi
planladığı, Irak muhalefetinin elebaşı) başa geçer ve Kuzey Irak'taki
uçuşa ve sürüşe yasak bölgeyi devam ettirirse, bu anti-Suriye,
anti-İran bloğu için gerekli parçayı sağlar. Bu İsrail'i Scud'ların
menzilinden çıkarır ve Türkiye, Ürdün ve İsrail arasında gerekli
köprüyü sağlar. Bu Batı yanlısı Ortadoğu koalisyonunu sağlamlaştırır".
1985 yılında ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin danışmanı olarak,
İran ile rehinelere karşılık silah pazarlığını yapan isimlerden
ve şu anda American Enterprise Institute'dan Michael Ledeen, Wall
Street Journal'de yazdığı yazıda, "Eğer Bağdat, Şam ve
Tahran'a kurtarıcılar olarak girersek, yoğun bir halk desteği
arkamızda olacaktır." diyecek kadar salak. İşin daha
vahimi ABD Cuntası'nın temel taşlarından Perle'nin de Irak ve
İran'a yapılacak müdahale yapılacak müdahale sonrası "Arap
dünyasının onurunun geri kazanılacağı"nı düşünmesi. Allah
gücü ve aklı aynı vücuda vermiyor anlaşılan.
- ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nin Ortak İstihbarat Komisyonu'nun
11 Eylülde gerçekleşen olaylarla ilgili raporlama çalışması sona
erdi ve raporun kamuoyuna açıklanan versiyonunda, ABD'nin önümüzdeki
günlerde 11 Eylül ölçeğinde bir saldırı ile karşılaşacağının kesin
olduğu vurgulanırken, ABD'nin istihbarat kurumlarına karşı
çok temkinli ifadeler kullanıldı. Rapora göre; "İstihbarat
camiası, çeşitli sebebler nedeni ile, Usame Bin Ladin'in 11 Eylül
tarihinde ABD'ye saldırma planını ortaya çıkarma ve önleme şansını
bir çok bilgiyi biraraya getirip, değerlendiremedi.".
ABD'nin istihbarat camiasını suçlamaktan çekinen ve "herhangi
bir ajansın saldırıları önlemekte başarısız olduğunu söylemek
istemediğini" özellikle belirten komitede tek aykırı ses
Cumhuriyetçi senatör Richard Shelby'den çıktı ve kendisi açıkca
Tenet'le birlikte geçmiş CIA başkanları ve eski FBI başkanı Freeh'i
görevini doğru yapmamak ve emri altındaki kurumları yönlendirememekle
suçladı. Rapor, CIA ve FBI'ın diğer ilginç becerisizliklerine
de dikkat çekiyor fakat komite istihbarat örgütlerinin suçlanıp
suçlanmaması gerektiği konusunda ciddi bir görüş ayrılığına düşmüş
olmalı ki, Shelby 75 sayfalık kendi bağımsız ek görüşünü ayrıca
hazırlama gereği duymış. Öyle bir ülke düşünün ki, 11 Eylül sonrası
istihbarat kurumlarında kadro değişikliğine gidemiyor. Öyle bir
ülke düşünün ki, istihbarat kurumlarının başkanları devlet başkanı,
genelkurmay başkanları dışişleri bakanı oluyor. ABD'yi düşünmek,
Türkiye'ye çok haksızlık ettiğimizi bize kanıtlıyor. Susurluk
sonrası bizim meclisimizdeki komisyonun raporu ile ABD'nin
raporunu kıyaslayın. Demokrasimizle övünmek size garip gelmesin.
Konu ile ilgili başka
bir haber.
- 1997 yılında uluslararası görüşmeler sonucunda mayınların yasaklanmasına
dair uluslararası anlaşma imzaya açıldı ve bu anlaşmayı 146 ülke
imzaladı. İmzalamayan iki ülkeden biri ABD, diğeri Türkiye. Şimdi
son haberler, ABD'nin Irak savaşında da mayın kullanmaya hazırlandığı
yolunda. Haberin ayrıntıları.
- Irak'ın kitle imha silahları ile ilgili sunduğu 12.000 sayfalık
rapor (ki biri BM Güvenlik biri de İzleme Komitesi'ne ulaştırılmıştı)
BM'de kalmak yerine, ABD tarafından bir gün ele konuldu. Raporun
ortadan kaybolduğu bir gün içinde raporun çoğaltıldığı belirtilirken,
Irak, ABD'yi rapor üzerinde değişiklikler yapmakla suçluyor. Bu
arada Irak'ta incelemeleri sürdüren BM ekibinin başındaki Blix
ile ABD cuntası arasında sürtüşmeler şimdiden başladı bile. Blix,
Irak'ın sunduğu silah raporunun hemen ABD'ye teslim edilemeyecek
kadar hassas olduğu yolunda bir açıklama yaparken, ABD'li yetkililer
Birleşmiş Milletlerin tercümanlarının tercümesine güvenemeyeceklerinden
sözediyorlar. Arapça'da "is"'in nasıl çevrileceği bile
önemli hale geliyormuş bu gibi konularda, ABD'lilerin söylediğine
bakılırsa. Blix
- ABD çekişmesi.
- 1984 yılında Birleşmiş Milletler, Saddam'ın İran'a karşı kimyasal
gaz kullandığını belgelendiğinde Bağdat'ta Saddam'la görüşmeler
yapıyordu. 1983 yılından itibaren , Reagan'ın Ortadoğu Heyetinin
başkanı olarak, Irak'la ABD ilişkilerini yeniden başlatırken,
kendi İçişleri Bakanlığının raporları Irak'ın kimyasal silah kullandığını
belgeliyordu. 1982 yılında "terörist" ülke listesinden
çıkarılmasına müteakip Irak'ın ABD'den hızla silah alımına başladığı
yıllar boyunca hep başkanın Ortadoğu sorumlusu oldu. Kim mi? Mevcut
ABD Savunma Bakanı Rumsfeld. Rumsfeld Saddam ilişkisi için tıklayın
- Irak'taki gözlemciler incelemelerini sürdürüyorlar ve şu ana
kadar ABD cuntasının varolduğunu iddia ettiği kitle imha silahlarına
dair kanıt bulabilmiş değiller. En son Irak'ın zamanında nükleer
programının kalbi olan Tuwaitha'da yaptıkları incelemede de sadece
boş binalar ve paslanmış cihazlarla karşılaştılar. Halbuki aynı
tesis daha önce Beyaz Saray tarafından "uydu fotoğraflarına"
dayanılarak, Irak'ta yeniden bir nükleer hareketlenme olduğuna
dair kanıt olarak gösterilmişti. (Pentagon'daki brifingde Tayyip'e
bu fotoğraflardan bol bol gösterilmiş olacak ki, Irak'ın kitle
imha silahlarına dair ciddi kanıtlar olduğunu açıklamıştı.)
Gözlemciler, ABD'nin aradığı kanıtı üretmekte direnirken,
ABD yönetimi içinde de Powell'ın başını çektiği güvercin kanadın,
Rumsfelf-Cheney'in başını çektiği şahin kanadın karşısında yalnız
kaldığı ve cuntanın savaşı başlatmak için sabırsızlandığı gözleniyor.
ABD, BM'nin inceleme ekibine, ellerindeki güçlerini kullanarak
Irak'lı bilimadamlarını ABD'lilerin sorgulaması için alıkonulmasını
isteyecek kadar işi azıya almış durumda. Savaşın ne zaman ve hangi
şartlarda başlayacağına dair sadece ABD ve müttefikleri arasında
değil, ABD yönetimi arasında da görüş farklılıkları derinleşiyor.
Ayrıntılar
- Geçen salı günü ABD çapında düzenlenen savaş karşıtı gösterilerde
100 kişi tutuklandı. Sebep tanıdık; "kamu düzenini bozmak".
Gösterilere katılanlardan biri George Bush'u en az Saddam Hüseyin
kadar tehlikeli biri olarak ilan ederken, en son USA/CNN/Gallup
kamuoyu araştırmaları ABD'lilerin çoğunun hala savaş istediğini
fakat savaşa karşı olanların geçen seneye oranla iki katına çıkarak
%37'ê ulaştığını gösteriyor. Hikayenin
tamamı
- ABD ve İspanyol güçleri, Yemen'in eskiyen füze stoğunu yenilemek
Kuzey Kore'den aldığı Scud parçalarını taşıyan gemiye Yemen açıklarında
el koydu. Kendisi son hızla silahlanırken, (ABD'nin George Bush
ve Ronald Reagan isimli iki Nimitz sınıfı uçak gemisi yaptığını
biliyor muydunuz), başkalarına bu hakkı tanımayan deniz korsanlarının
hikayesi
. ABD'li yetkililerin, "Yemenlileri sürekli elleri kurabiye
kavanozundayken yakalıyoruz" şeklindeki sözleri, fütursuzlaşan
bir devletin diğer devletleri çocuk olarak gören ruh halinin bir
yansıması.
- Neredeyse açlıktan nefesi kokan bir ülke. İnsanları açlıktan
ölüyor ve Washington'daki bir lobi firmasına, ayda 50.000 dolar
ödüyor. Ne için mi? ABD'nin ülkesini üs olarak kullanmaya ikna
edilmesi için. Ortadoğu'daki bu zavallı ülke Eritre. Bir kaç sene
önce Etiyopya ile savaşa girişen, Afrika'nın boynuzundaki bu küçük
ülke, kendini ABD yönetimine pazarlamak için turizm broşürleri
gibi broşür bile bastırmış. Üzerinde "Neden Eritre olmasın?"
Bölgede ABD aleyhtarlığı artarken Eritre'nin adeta ülkesini
kullandırmak için yalvarması ABD'nin ilgisini çekmiş olacak ki,
ABD komutanı General Franks 11 Eylülden bu yana bu küçük ülkeyi
dört kez ziyaret etti. En son olarak da ABD Savunma Bakanı Rumsfeld
başkentini ziyaret edip görüşmeler de bulundu. Yemen ve Katar'ı
kontrolüne aldıktan sonra ABD'nin kasasına atabileceği küçük bir
ülke daha. Eritre ile farkımız mı ne? Birisi açıkca davet ediyor,
diğeri Kasımpaşalı tavrını cebine koyup, doğrudan hayır diyemediği
için, "bir halkıma sorayım ama Irak ihlali sürdürürse gerekli
destek verilecektir" diyor.
- Katar'ı koca bir üsse çeviren ABD, Katar'da Irak
işgalinin provalarına başladı bile.
|
YARARLI
|
|
Ağda (web) dolaşırken sürekli açılan
küçük pencereler aracılığıyle bilginiz dışında sisteminize
sızan casus programları temizlemek için Lavasoft'un
bedava programı AdAware'i tavsiye ederiz.
|
|
|
Microsoft'un lisanslama masrafları
bütçenizi zorluyorsa, yavaş yavaş ücretsiz bir işletim
sistemi olan Linux'a geçişi düşünmeye başlasanız iyi
olur. Bu konuda HP çok değerli iki kaynak sunuyor. Linux'a
geçiş rehberini indirmek için tıklayın.
|
|
|
Web sitenize fiyakalı dinamik menuler
yaratmak istiyorsunuz fakat ne Java, ne DHTML biliyorsunuz.
Sorun değil. Xara
Menu Maker sizin için halleder. Denemesi bedava.
Tam versiyon için pamuk eller cebe.
|
|
|
|
|
Yine "İslami
Sermaye" Hortlağı
|
Medyada yeralan haberlere göre, en son Sezer,Gül-Özkök zirvesinde,
Genelkurmay Başbakan'a mevcut tehditlerle ilgili bir brifing verdi
ve bu brifingde "irticacı" sermaye karşı uyanık olunması
gerektiği uyarısı yeraldı. Genelkurmay'ın söylemini "yeşil
sermaye"den "irticacı sermaye"ye çevirmesi ve konuyu
eski yoğunluğu ile gündeme getirmemesini olumlu bir gelişme olarak
nitelendirmek mümkün olsa da, askerin hala 28 Şubatı doğru okuyamadığı
anlaşılıyor.
28 Şubat'ta "Türkiye'ye irtica geliyor" provokasyonu
ile Anadolu sermayesine karşı kışkırtılan Türk askeri, Türkiye'nin
üretim gücünün ve insiyatifinin yabancıların eline geçtiği mevcut
kriz ortamının da fitilini ateşlemişdir. 28 Şubatın marka isimlerinin
bugün hangi sermaye grupları ile takıldığı izlenirse, kimin bu ülkede
koçbaşı olarak kullanıldığı görülecektir.
Eğer Türk askeri, tarikat tabanlı sermayeler konusunda samimi ise,
Türkiye'deki bürokratik yapıyı sarmış olan masonik yapılara bağlı
sermayenin hareketlerini de yakından izlemesi gerekir. Eğer Türk
askeri Türkiye'ye zararlı sermayeler konusunda samimi ise, İslami
olmayan sermaye çevrelerinin bu ülkedeki borç sarmalından nasıl
faydalandığını görmesi gerekir.
AKP iktidarının en çetin sınavlarından biri, Türkiye'yi mevcut
borçlanma altyapısından kurtarma aşamasında Türkiye'deki masonik
yapıların tekelini kırarak, yurtdışındaki vatandaşlarımızın ve ülke
içindeki dindar kesimlerin ellerindeki sermaye birikimlerinin ekonomiye
kazandırılması ve bunun rejim konusunda bir tehdit olmadığının belli
çevrelere anlatılması aşamasında olacaktır.
IMF'den %14 faizle alınan borcu tehdit olarak görmeyen, ABD eski
Devlet Başkanları ile kapalı kapılar ardında ülke ekonomisini pazarlayanları
gözardı eden, İsrail adına casusluk yaptığı belgelenen firmaların
Türk Telekom'a talip yapılar (bakınız Amdocs & Koç Ortaklığı)
içine girmesine ses çıkarmayan, yabancı istihbarat örgütlerinin
işadamları üzerinden haber kanalı kurmasında bir beis bulmayan (Habertürk
- Zeynel Abidin Erdem - Ceylan Holding - CIA) bir ordunun, Türk
halkının önünde vereceği en büyük samimiyet sınavı budur.
|
YARARLI
|
|
Windowsun ve diğer programların kendilerine
ait ve dünyada sadece bir tane olan ve dolayısı ile
sizin online faaliyetlerinizin takip edilmesine yarayabilecek
numaraları olduğunu biliyor muydunuz? Paranoya sağlıya
yararlıdır diyorsanız, bu numaraları sürekli değiştirip
sizi koruyan ID
Blaster tam size göre.
|
|
|
Daha ortada doğrudüzgün bilgisayarlar
bile yokken, "Captain Zap" lakaplı(nick) Ian
Murphy, AT&T'nin telefon sistemine sızarak zaman
ayarları ile oynadı ve insanlara yanlış faturalar gelmeye
başladı. Bügün günde 5000$ dolara güvenlik danışmanlığı
yapan Murphy zamanında 1000 saat kamu hizmeti 2.5 yıl
gözaltı cezası alarak, "bilgisayar suçu" işleyen
ilk hacker oldu. Bu
karakterle yapılan röportaj nostaljik ve ilginç.
|
|
|
Tarayıcınız var...Yazıcınız var...Bu ikisini koordine
eden bir program sayesinde artık bir fotokopi makinasına
ihtiyacınız yok. Programın ismi Quick
Copy 2 Printer ve ücretsiz.
Icopy
programı da sizin için aynı işlevi aynı fiyata gerçekleştirebilir.
|
|
|
|
|
11 Eylül'ü İzlerken
: CIA-MOSSAD'ın gözetiminde uçuş eğitimi
|
11 Eylülle ilgili ABD Temsilciler Meclisi ve Senato'nun ortak komisyonunun
raporunun sınırlı bir versiyonu kamuoyuna açıklandı ve komisyon,
istihbarat kurumlarını doğrudan suçlamaktan çekinerek, "bilgileri
değerlendirmede ve biraraya getirmede bazı hatalar olduğunu"
açıkladı. Bu suya sabuna dokunmayan açıklamaya karşı çıkan iki isim
vardı : Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Bob Graham ve Senator
Richard Shelby. (Bu iki arkadaşın uçaklarında bir arıza çıkma
ve/veya kalp krizi geçirme ihtimali artmışa benziyor)
Graham, "gerçek tehdidi" algılamak için çok önemli olduğuna
inandığı "declassify" (gizlilik dışına çıkarmak) için
çaba gösterdiğini belirtirken, istihbarat kurumlarını işbirliği
yapmamakla suçladı. Shelby'de , komisyonun istihbarat kurumlarını
suçlamayn tavrını yetersiz bulduğu için kendi 75 sayfalık raporunu
hazırlayıp, CIA başkanı Tenet'i istifaya davet etti. (Bush'un nedense
sürekli desteklediği adam).
Son gelen bilgiler bu "saklanan bilgi" nin ne olduğuna
ışık tutabilir. Bir uçuş okulunda eğitim alan "terörist"lerin,
bu eğitimi aslında CIA'in koruması altında aldığı ve Interpol'un
listesinde bulunan bu isimlerin ülkeye girişine ortak bir CIA-Mossas
operasyonu çerçevesinde izin verildiği iddia ediliyor. Teröristlerin
eğitim aldığı uçuş okulunu işleten ismin, bir uçuş okulunun getireceğinden
çok daha fazla para kazandığı ve bu paranın CIA-Mossad'ın uyuşturucu
operasyonlarında yeralmaktan geldiği belirtiliyor. Adamın 2.5 milyon
dolarlık bir mansiyon da yaşadığını söylersek sanırız şüphe pek
de yersiz olmayacak. "Terörist"lerin eğitim aldığı uçuş
okulu ve birilerinin bu eğitime gözyumması ile ilgili
yazı.
Bu arada ekteki haber,
FBI ajanlarının, İngiltere'de MI5 ile birlikte, El-Kaide'ye yardımcı
olmakla suçlanan bir kaç Müslüman figüre yönelik operasyonlarını
anlatıyor. Haberin ayrıntıları bir yana; dikkatinizi bir noktaya
çekmek istiyoruz. ABD'nin El-Kaide ile ilgili operasyonlarını, yurtdışındakiler
dahil CIA'in değil FBI'ın bizzat yürüttüğü gözleniyor. CIA ise daha
çok ABD'nin "terör" savaşında destek vermekle ve bölgesel
alt planları gerçekleştirmekle meşgul. Bu ayrıntının ABD'nin derin
devleti açısından önemli bir nokta olduğunu düşünüyoruz. Anlaşılan
11 Eylül'ün perde arkasının ne kadar ortaya çıkacağı ve bu olayın
ABD'nin küresel planı açısından ne yönde kullanılacağı konusunda
taraflar anlaşmaya varmış gözüküyorlar. FBI çok derine inmeyip olayı
"El-Kaide" ile sınırlı tutarken, CIA, 11 Eylül'ün meyvelerinin
toplanmasına yardımcı olacak. CIA, FBI'ın çok derine inmemesi karşılığında,
FBI'ın daha önce müdahil olamadığı dünya sahnesinde faaliyet göstermesine
ses çıkarmayacak. Bir tahmin.
|
YARARLI
|
|
MS Internet Explorer'daki açığın risk
derecesini yükseltmek zorunda kaldı. IE 5.5 ve 6.0 versiyonlarını
etkileyen açığa
dair yamayı uygulamanızda fayda var.
|
|
|
Windows kullanıyorsanız, Java uygulamaları
için bilgisayarınız bünyesinde MS'un "Java Virtual
Machine" programı var demektir. MS, bu program
bünyesinde bilgisayarınızı dışardan saldırılara maruz
bırakacak 8 açık buldu. İki tanesi hayli kritik olan
bu açıkları kapatmak için Microsoft'un
ilgili sayfasını ziyaret edin.
|
|
|
Bilgisayarın registry'si konusunda
bir deneyiminiz var ise, bu
registry ayarı, çekirdek Windows sistemini hafızada
kalmaya zorlayarak (bazen diske de yazabiliyor çünkü)
sistem performansınızı arttırıyor. NT/2000/Xp sistemleri
için geçerli.
|
|
|
|
|
Venezuela'da
darbe üstüne darbe girişimi
|
Venezuela'da yaşanan gelişmeler üzere ABD cuntasının kukla lideri
Bush bir açıklama yayınlayarak, Venezuela'daki durumun şiddete dönüşmemesi
için tek yolun "erken seçim" olduğunu söyledi. Bu bize
Kemal Derviş'in "erken seçim" çağrısını hatırlatsa da,
Venezuela halkı ülkesine ve demokrasisine sahip çıktığından olsa
gerek, ABD destekli özel medyanın bütün kışkırtmalarına rağmen Chavez'e
destek gösterileri sürüyor. ABD ise, başarısız olduğu darbe girişiminden
sonra şimdi Venezuela'yı "şiddet"le tehdit ediyor.
Venezuela'da yaşananlar Türk kamuoyunu pek ilgilendirmese de; ABD'nin
yörüngesine daha fazla girmeye aday bir ülkenin insanlarının bu
ülkede yaşananları çok yakından takip etmesi gerektiğine inanıyoruz.
Seçilmiş başkan Chavez'i ABD destekli darbe yolu ile indirme çabaları,
Venezuela halkının Chavez'e destek vermek için kitlesel gösteriler
düzenlemesi sonrasında sonuçsuz kalmıştı. O zamanlar bir çok özel
televizyon Chavez'i "diktatör" ilan ederek ABD destekli
darbeye destek vermişti. Halkın büyük çoğunluğunun oyu ile iktidar
olan Chavez'in tek "suçu" Venezuela'yı ABD'nin Güney Amerika'da
kurmaya çalıştığı düzenin dışında tutma ve ülkenin petrolünü ülke
kontrolünde tutma çabası idi. Büyük medyaya ait özel basın, Chavez'in
istifa ettiğine dair yalan haberler yayarak darbeye destek verirken,
Türkiye'deki Arı Grubu'nun da arkasındaki CIA vakfı International
Republican Institute(IRI) , daha darbe sonuçlanmadan "Venezula'ya
demokrasi getiren darbeyi" kutlayan bir mesaj yayınlamış, darbenin
başarısız olması sonucu yayınladıkları mesajı geri çekmek zorunda
kalmışlardır.
Nisanda yapılan darbe girişiminden sonra, Chavez iktidarına yönelik
ikinci girişim şu sıralarda yaşanan ve ülkenin büyük sermayedarlarının
kontrolündeki sendikalar tarafından düzenlenen edilen "grev"
aracılığı ile yapılıyor. İşin aslı grev değil, ülkedeki yabancı
sermaye şirketlerinin(Mc Donalds, v.s.) kapılarını kapatıp çalışanların
işe gelmesini engellemekten ibaret. Bu yolla hükümeti istifa etmeye
zorlayanlar, yine halkın, greve destek veren özel televizyonların
önünde birikmeye başlaması ile başarısızlığa uğramış durumdalar.
Chavez'e karşı muhalefeti temsil eden grupların, ülkede karışıklık
çıkarmak için, Chavez'e karşı gösteri yapanların üzerine ateş açılması
için Portekizli bir tetikçiyi kiralayacak kadar gözü dönmüş durumda.
Hükümetle greve giden sendikalar arasında arabuluculuk rolünü üstlenen
eski Kolombiya başkanı ve mevcut Amerikan Devletleri Organization
(Organization of American States) başkanı Gaviria'nın, özel televizyonların
önünde toplanan kalabalıkları dağıtması için hükümete çağrı yapması
ise, tarafsız olması gereken aracının inandırıcılığını yerle bir
etmiş durumda. Gaviria kim derseniz ? Kolombiya'nın başkanlık adaylarından
Luis Carlos Galan'ın suikaste kurban gitmesi sonucu başkanlık koltuğuna
oturan ve Kolombiya'yı uyuşturucu ile savaş bahanesi altında ABD'nin
askeri bölgesine çeviren planın başuygulayıcılarından. ABD bir yandan
Gaviria aracılığı ile Chavez hükümetine baskı uygulamaya çalışırken,
bir yandan "erken seçim" olmadığı takdirde olayların şiddete
dönüşebileceği uyarısında bulunuyor. (Beyaz Saray'ın basın açıklaması
için tıklayın
)
Kısacası Venezuela;
- Halkın büyük çoğunlukla başa getirdiği bir lidere karşı direnen
yabancı sermaye şirketleri
- Petrolü milli bir değer olarak kullanmak isteyen bir ülkeyi
tehdit olarak gören ABD derin devleti
- Büyük sermayenin elinde oyuncak olmuş "özel" medyası
- Ülkede karışıklık çıkarmak için kalabalıkların üzerine ateş
etme geleneği
- ve ülkesine sahip çıkan bir halk ile
dikkatle izlenmesi gereken bir ülke. Bizim ilk dörde sahip olduğumuz
kesin. Son maddeye sahip olup olmadığımızı ise zaman gösterecek.
|
KOMİK
VE YARARLI CİHAZLAR
|
|
Sürekli elinizde bir şeyle oynamak,
çekip sıkıştırmak mı istiyorsanız, "Smart
Mass Thinking Puddy" tam size göre. Alın, oynayın,
çekiştirin, yırtın, birleştirin.
|
|
|
Türk insanının en fiyakalı uğraşlarından
biri, uzaktan arabasının kilidini açmaktır. Size daha
ötesini öneriyoruz. Arabanızı uzaktan çalıştırmaya ne
dersiniz? Bu uzaktan
çalıştırıcı hem havasını atmak isteyen hem de sisteme
gereğinden fazla rahatsız edenlere :) (Siz içinde değilken
patlaması fiyakanızı da devam ettirecektir)
|
|
|
Tam zamanında uyanmak istiyorsanız
tam size göre bir cihaz. Bu atomik
saat, şık dizaynı ile size saniyenin 10 milyarda
biri kadar doğru zamanda uyandırıyor.
|
|
|
|
|
İslam ve İslami
Tatlandırıcı olarak Türkiye
|
11 Eylül saldırıları sonrasında, Batı ile İslam arasında yaratılmaya
çalışılan uçurum; bir yandan ağızlarına hakim olamayıp saklayamadıkları
önyargıları "haçlı seferi" terminolojileri ile ifade
eden liderler yaratırken, diğer yandan koca bir İslam dünyası
batıya "terörist" olmadığını kanıtlama ve adeta varlığından
dolayı özür dilemeye girişti. Kuran'daki "cihad" kavramına
dikkat çekenler, İncil'deki benzer kavramları hiç dile getirmedi.
Avrupa'nın göbeğinde, Katoliklerle Protestanlar birbirlerine diş
bilerken, bir anda İslam, din kaynaklı terörün tek kaynağı olarak
gösterilmeye çalışıldı. Türkiye ise bu dünya sahnesinde adeta
Batı'nın, "bakın bir İslam ülkesi bize politikalarımızda
destek veriyor dolayısı ile biz İslam'a karşı değiliz" demesi
için bir "İslami tatlandırıcı" olarak piyasaya
sürüldü. İktidara geldiğinden bu yana katledilen Filistinliler
hakkında tek bir laf etmeyen, ilk işi Avrupa masalarında oruç
bozarak, kiliselere mülkiyet hakkı tanınacağını ilan etmek olan
"İslamcı" bir iktidar bu iş için biçilmiş bir kaftandı
adeta.
Sizleri İslam ve Batı ikileminde düşünmeye davet edecek bir kaç
makaleye yönlendirmek istiyoruz.
El-Kaide'isim
: İslam'ın rehin alınması
Müslümanlar
ve Rusya : Barış mı Savaş mı?
Batı
Medyasında İslam
(Finlandiya'daki Çokkültürlü Medya Konferansından)
Şeriatların
Çatışması : Yemen'de Vahabizm
|
|
|
ÇEK ELİNİ!
(Türkiye'nin İçişlerine Karışan Yabancılar)
|
James Jeffrey : ABD Büyükelçiliğinde
ikinci adam. 1970'li yılların sonunda Adana konsolosluğunda görevli
idi. Türkiye'deki kürt kalkışmasının ilk tohumlarını ekenlerden. O
sıralarda Kürt vatandaşlarımızın yoğunlukla yaşadığı köylere gider,
"röportajlar" yapar, bilgi toplayıp halkı kışkırtırdı. Şimdi
Ankara'nın göbeğinde görev yapıyor. Aldığımız en son bilgiler sadece
Türkiye ile değil, Gürcistan ile de yakından ilgilendiği; Abhazya
bölgesinde gruplar organize etmeye çalıştığı. |
Nicholass Cass : ABD Büyükelçiliğinde
görevli. Siyaset sahnesi ile fazlası ile ilgili. AKP ile özellikle
ilgileniyor ve ilgilenmenin ötesinde pazarlık ediyor. Nicholass; Yunan
kökenli mi bu çocuk? |
Jonathan Henick : James Jeffrey'e bağlı
çalışan isimlerden. Bir astsubayın Türk bayrağı açtığı için DEHAP
konvoyu tarafından dövüldüğünün ertesi günü, Nicholass Cass ile birlikte,
DEHAP'ın Pendik şubesinde 45 dakikalık özel bir görüşme yaptı. |
Bildiklerinizi paylaşın. Türkiye aleyhine çalışanları deşifre
etmeye yardımcı olun. E-postalarınız gizli tutulacak ve bilgilerin
doğruluğu teyit edildikten sonra işleme konulacaktır.
Bize ulaşmak için
Kimlik gizleyici websiteleri(Anonymizer) aracılığı ile web üzerinden
e-posta yollamak isterseniz.
Anonymizer
Anonymize.net
|
Bakmanızda Fayda Var
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Söz
|
|
|
|
|
|
Hadi Len
|
|
|
Rakam
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|