(GugukluhayaT) ATİLLA YEŞİLADA : EKONOMİ NİYE HALA BATMADI?

2017-08-07 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net




  ATİLLA YEŞİLADA : EKONOMİ NİYE HALA BATMADI?

*1 Haziran 2017*

Klavye başına otururken tek amacımın sizi uyuz etmek olduğunu herhalde
anlamışsınızdır. Çünkü insanlığın bu gezegenin başına gelmiş en büyük
felaket olduğuna inanıyorum ve bir an önce Tabiat Ana’nın bu hatayı
düzeltmesi için karınca kararınca bir yardımım olursa mutlu oluyorum. Bu
yüzden de yazdıklarım beğenilirse, biraz alınırım, nerede hata yaptım
diye hayıflanırım. Eleştiri beni canlı tutar. Ama bir tek eleştiri var
ki, canımı sıkıyor. Ben ekonominin çoktan battığını iddia ediyorum, bir
çokları benimle alay ediyor. Alay etmeleri beni üzmüyor. Eleştiriyi
yapanların hala başlarına neler geldiğini farkedemeyip mutlu-mesut bu
dünyada yürüdüklerine inanamıyorum. Size benimle dalga geçenlerin
örneklerini vereyim:

/*"hocam hep öldük bittik yorumları çok uzun zamandır yıllardır
yazılarınızı okuyorum, ah yarın aha öbürgün sonra ölüyoruz bitiyoruz"*/.

/*"Abi biraz gerçekliğe dönün gözünüzü seveyim kaç yıldır aynı laf"*/

/*"yaşıyoruz tabii. ekonomi o kadar kötü olsa akp’ye zararı dokunmaz
mıydı?"*/

Kitabım Muhalif Bir Ekonomistin Güncesinde ekonominin*2016*’da
batırıldığını anlattım. Yetmedi, size şimdi ekonominin çoktan battığını
ispat edeceğim. Şirketlerden başlayalım.

/*"(TT*//*’nin hakim ortağı)*//*Ocak *//*ayındaki teklifte Saudi Telecom
bankalara toplam krediden*//*1 milyar *//*doların üzerinde kesinti ile
yeniden yapılandırma teklif etmiş, bankalar teklifi reddetmişti.*/

/**/

/*Otaş,*//*Eylül 2016 ve Mart *//*aylarında*//*290 milyon *//*dolarlık
kredi diliminin ödemelerini yapamamıştı".*/

Yüce ve Kudretli Oz artık kredilerini ödemiyor, ya da ödeyemiyor.
Monopol lan bu, monopol. İstisna? Peki devam edelim. Bimeks?*266 milyon
*borcu /*"yeniden yapılandırdı"*/. Elektronik sektörünün parlak olması
gerekmiyor mu? O da zortlamış. Yine mi ikna olmadınız? Tekstil?*TL*
vahşice düştü, herhalde artık onlar para kazanıyordur. I-ıh:

/*"TEMELİ yarım asır kadar önce atılan Adana’da kurulu Mensa Mensucat
için kritik bir dava açıldı. Alacaklı bir şirket, Mensa’nın ödenmeyen
borcu için önce icra takibi başlattı şimdi de iflas davası açtı. Birkaç
yıl öncesine kadar Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinde
olan Mensa, dünyanın en büyük 200 entegre tesisinden biri konumundaydı.
Mensa’nın avukatı ise ‘Borcumuzu ödemek istiyoruz ancak istedikleri faiz
çok yüksek’ açıklaması yaptı"*/.

Ama en acısı hangisi biliyor musunuz? Dün inşaat devi Varyap da bono
anaparasını ödeyemedi. Meblağ?*30 milyon TL* sayın seyirciler.*300
milyon *dolar ya da*TL* değil*30 milyon TL*! Gerisini siz hesap edin.

Bir ülke ihracatla büyür. Yapabiliyor muyuz? Yok, onu da yapamıyoruz,
işte grafiği:



Yine dışardan yemeye başlamışız, ihracat mucizesi*2 ayda* bitmiş. Ya
demir-çelik (araba da demir-çelik sayılır) satıp SmartPhone alıyoruz
kardeşim, hesabı siz yapın. Sürer mi?

Battığımıza dair daha somut kanıt? Vereyim, Bloomberg sefalet ya
/*"misery"*/ endeksi, *5*ci sıradayız.



*OECD* içinde en zayıf becerileri olan *2*ci ülke biziz:



Sizce bu manzara değişir mi? Gelecek nesiller acaba daha iyi eğitim alıp
bizi bu bataktan çıkartır mı? Hemen devletin resmi istatistik kuruluşu
olan*TUIK*’a soralım: "Hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; ne
eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı*2016 yılında* *%24* oldu. Bu
oran, genç erkeklerde *%14*,*6*, genç kadınlarda ise *%33*,*5* oldu.

Gençlerde işsizlik oranı,*2015 yılında* *%18*,*5* iken*2016 yılında*
*%19*,*6* olarak gerçekleşti. Bu oran,*2016 yılında* genç erkeklerde
*%17*,*4*, genç kadınlarda ise *%23*,*7* oldu. Genç erkeklerde işsizlik
oranı bir önceki yıla göre *0*,*9* puan artarken genç kadınlarda
işsizlik oranı bir önceki yıla göre *1*,*5* puan artış gösterdi".

Yorum yapmaya gerek var mı? Kayıp nesil desem haksız mıyım? Bu nesil
nasıl istihdam edilecek, nasıl Türkiye’nin refaha erişmesine katkıda
bulunacak diye sorsam haksız mıyım?

Bakın*KARAR*’da yazan ve benim gibi vatan haini olmayan İbrahim Kahveci
üşenmemiş çalışıp bir tablo hazırlamış; bütçeden Sosyal Güvenlik
Kurumu’na aktarılan kaynak:



Yani devlet şimdiden bu genç toplumun milli gelirinin %*4*’nü Sosyal
Güvenliğe aktarıyor. Toplum ihtiyarlayınca ne olacak? Bu meblağ hep
artacak, sebebi de belli.*13 yılda* çalışan/emekli oranı hiç
değişmemiş.*2 çalışan* bir emekliyi besliyor.*10 yıl* sonra bir çalışan
bir emekliyi besleyecek. Niye biliyor musunuz, onu da İbrahim Kahveci
yazıyor:

"Bu sonuçla da emeklilik yaş ortalamamız şu an*52 civarında*. Hayat
beklentimiz ise*78*. Batı ile hayat beklentimiz arasında yaklaşık*4 yıl*
var. Ama emeklilik yaşında fark*10 yıldan* fazla.

Ama batıda çalış

(GugukluhayaT) 'MEDENİYET 30 YIL İÇİNDE ÇÖKEBİLİR'

2017-08-07 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
Doğrusu bu türden haberler son birkaç yılda artmaya başladı.
Bazı oligarkların dünyanın kuş uçmaz kervan geçmez yerlerinde, örneğin
Yeni Zelanda'nın uzak, kuytu yerlerinde adalar satın aldıkları, hatta
bazılarının ortaklaşa aldıklarını duyuran haberler okudum.
Yine pek çok zenginin Karaip'lerde müstakil adalar satın aldıklarını
anlatan haberler görüyorum.
Bu haberlerin ortak noktası, zenginlerin bu adalarda özel güvenlik
bölgeleri yarattıkları, gıda stokladıkları, enerji ve yaşam kaynakları
için yatırım yaptıkları yönünde.
Yine pek çok kişinin tıpkı bu haberde olduğu gibi karamsar bir gelecek
hakkında açıklamaları da var.

Medeniyetin çöküşü için çok değişik senaryolar var.
Bunlar tek tek, beraberce gerçekleşebilirler.
Gıda krizi, ekolojik kriz, nüfus krizi, küresel ısınma bağlantılı iklim
felaketleri, kozmik felaketler, süper volkanlar ve bunun gibi başka her şey.

Ancak, medeniyet çöküşüyle bağlantılı olarak en yoğun spekülasyonu
yapılan senaryoda ana fikir kısaca şu; *_emekçi ile patron arasında bir
simbiyotik ilişki_* vardı.
Bu ilişki tarihsel olarak hep vardı ve korundu.
İlk defa bu ilişkinin kırılması ve kopması tehlikesi mevcut.

Bunun en önemli sebebi endüstride otomasyon ve robotlaşma.
Üretimin bütün kollarında yoğun şekilde otomasyon ve robotlaşma
yaşanmaktadır.
Bu ise geniş işsizlik dalgalarına sebep olmaktadır.

*Oysa geleneksel ekonomik modelde, çalışanlar aynı zamanda tüketim
ekonomisinin tüketicileridir.*
*Tarihte ilk defa çalışanları önemli bir bölümü işsiz kalmak ve tüketim
ekonomisinin dışına itilmek tehlikesiyle karşı karşıyadır.*

Bunun çift taraflı bir sıkıntısı olacaktır.
İlk olarak üretimi tüketecek kitle azalacaktır ki, bu tüketim
ekonomisinin sonu olabilir.
İkinci olarak işsizlik sefalet, toplumsal huzursuzluk ve kargaşa
yaratacaktır.

Sosyal devlet modeli olan toplumlarda endüstride kullanılan robotlar ve
otomasyon için ek vergi politikaları gündeme gelmektedir.
Ya da devletin işsizler için ek tedbirler alması gündeme gelmektedir.
Bir başka yaklaşım ise devlet eliyle sentetik iş alanları yaratılması,
ya da vatandaşlara tüketim ekonomisinin devamı için devlet eliyle
ödemeler yapılması.
Bunlar Avrupa'da çeşitli pilot çalışmalarla denenmiştir.

Ancak, sosyal devlet modeli olmayan, işbirlikçi, oligarşik devletlerde
durum içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Örneğin Türkiye'de alta kalanın canının çıkacağını kestirmek için çok da
kahin olmaya gerek yok.
Aslında günümüz Türkiye'sinde yaşanan siyasi dönümüşler, toplumsal
tepkimeler biraz da küresel medeniyet krizinin sonucudur.

Haaa, bir de bu gün dahi, dünyanın zaten kapitalist tüketim medeniyetin
tamamıyla dışında kalmış ve hiç tanışmamış halkları ve ülkeleri var.
Örneğin kara Afrika'nın pek çok ülkesi.
Bunlar bu medeniyet çöküşünde ne halde olacaklar?
Bunun da çok merak ediyorum doğrusu.

Doğrusu, hem kişisel olarak, hem ailem için, hem milletim için, hem
bölgemiz, hem de dünya için çok endişeliyim.
Sorunlarımız ancak akıl, uzlaşma yoluyla aşılabilecek sorunlardır.

Fakat görüyorum ki, günden güne halkımız, bölgemiz, dünyamız tabulara,
dinlere, uzlaşmazlıklara batmakta ve iman, inanç, ibadet sarmalına
dolanmaktadır.
Bu haliyle göz göre göre söylenen felaket gerçekleşecek gibi durmaktadır.

Şimdiden geçmiş olsun.
Doğrusu ben kişisel olarak ailem ve sevdiklerim için tedbir almaya
çalışmaktayım.
Kurunun yanında yaş olmaya asla niyetim yoktur.
Bunu da belirtmek isterim.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  




  'MEDENİYET*30 YIL* İÇİNDE ÇÖKEBİLİR'

Facebook'un eski üretim müdürlerinden Antonio Garcia Martinez,
/*"Gelecek 30 yıl içerisinde dünya nüfusunun yarısı işsiz olacak. İşler
çirkinleşebilir. Medeniyet tamamen çökebilir."*/ açıklamasında bulundu.

*07 Ağustos 2017*

Neden bir insan yıllarca teknolojik gelişmelerin kalbi Silikon
Vadisi’nde çalıştıktan sonra bir anda her şeyi bırakıp, inzivaya çekilir
ve *‘dünyanın sonunu’* beklemeye başlar?

*BBC* Türkçe’nin haberine göre, Facebook’un eski üretim müdürlerinden
Antonio Garcia Martinez, bu soruyu tek bir cümleyle yanıtlıyor: /*"Çok
kısa bir süre içinde dünyanın neye benzeyeceğini gördüm ve bu bana yetti."*/

*BBC*’nin *‘Silikon Vadisi’*nin sırları’ belgeseli ekibine*ABD*’nin
Seattle kenti açıklarındaki Orcas Adası’nda satın aldığı geniş arazide
konuşan Martinez, /*"Gelecek 30 yıl içerisinde dünya nüfusunun yarısı
işsiz olacak. İşler çirkinleşebilir. Medeniyet tamamen çökebilir. O
yüzden ben de buradayım"*/ diyor.

Silikon Vadisi’nde geliştirilen yapay zeka ve robot teknolojilerinin
sanılandan çok daha kısa bir süre içerisinde küresel ekonomik dengeleri
alt üst edeceğini düşünen Martinez, "İnanın ben gelecekten geliyorum.
Daha yeni San Francisco adlı zaman makinesinden çıktım.

Dünyanın gelecek*5-10* yıl içinde neye benzeyeceğini gördüm. Şu an size
inanılmaz gibi gelen şeyler çok yakınd

(GugukluhayaT) 'SARIKLI CÜBBELİ POLİSİ DEŞİFRE EDEN POLİSİN GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ' İDDİASI!

2017-08-07 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  'SARIKLI CÜBBELİ POLİSİ DEŞİFRE EDEN POLİSİN GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ'
  İDDİASI!

*CHP* Çanakkale İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Alptuğ Akkoca,
Çanakkale’de vatandaşların ihbarı sonucu açığa alınmasının ardından bir
anda Türkiye gündemine oturan cübbeli sarıklı polisi durdurup sorgulayan
bir diğer polisin görev yerinin değiştirildiğini iddia etti.

Pazartesi,*07 Ağustos 2017*

Çanakkale'deki sarıklı ve cübbeli polisi deşifre eden polisin görev
yerinin değiştirildiği iddia edildi.

/Çanakkale Yorum/ gazetesinin internet sayfasında yer alan habere
göre,*CHP* Çanakkale İl Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Alptuğ
Akkoca’nın sosyal medya hesabından gündeme getirdiği iddia şu şekilde:

Poliste sarık dönemi... Bu nasıl polis?


*http://haber.sol.org.tr/toplum/sarikli-cubbeli-polisi-desifre-eden-polisin-gorev-yeri-degistirildi-iddiasi-205434*

 

a45UyF587661-170807170924 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/08/07  19:00 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Geometri zekayi aydinlatir ve akli dogru yola sokar. Onun butun
kanitlari acik ve duzenlidir. Cok iyi duzenlendiginden geometrik mantik
yurutmeye hata girmesi neredeyse imkansizdir. Bu nedenle surekli
geometriye basvuran bir aklin hataya dusmesi cok nadirdir. Buna gore de
geometri bilen kisi zeka kazanir. Eflatunun kapisinda asagidaki sozlerin
yazili oldugu nakledilir: Geometrici olmayan evimize giremez.

Ibn Haldun (1332–1406)

Gerek kucuk, gerek buyuk tuvaletinizi yaparken kibleye donmeyin.

Hanbel 3/12
***
Peygamberimiz bir takim insanlar kucuk ve buyuk tuvaletleri icin kibleye
donmeyi hos karsilamadiklarindan, bu bidati (hurafeyi) kaldirmak icin
tuvaletini kibleye dogru yaptirdi.

Buhari 4/11
Bir hadiste kibleye karsi tuvaleti yapmanin hurafe oldugu anlatilirken;
diger bir hadiste ise Peygamber hurafe uygulayicisi olarak gosterilmis
oluyor.
Goruldugu gibi hadisleri Peygamber e atfetmek aslinda Peygamber e iftira
etmek demektir.

Biliyor musunuz, mutfak masasinin etrafinda 30 sene once batan bir
sistemin onlari nasil becerdigini.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) CEM CÜNEYD CANAN : "LOZAN SULH MUAHEDENAMESİ"

2017-08-07 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
 




  *CEM CÜNEYD CANAN : */*"LOZAN SULH MUAHEDENAMESİ"*/

*c...@cccanan.com  31 Temmuz 2017*



Anadolu; İsmet İnönü’nün; /*"Hiçbir ülke yoktur ki, kendi içinden bizim
kadar hain yetiştirebilsin"*/. Ve merhum, Kâzım Karabekir Paşa’nın;
/*"Öyle puslu ki hava şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor,"*/
ifadelerini, haklı olarak hiç unutmadı.

Onun içindir ki bazı /*"mevkute "*/ler de tarihi çarpıtanların; konuya
perdeyi karartarak girişmiş olduklarını öncelikle görürsünüz. Tarih ve
manevi bakışlarının sorgulanmayacak kadar seviyesiz olduğunu zaten hemen
fark edersiniz. Şayet, bu davranışları /*"akıl tutulması"*/ değil ise;
ister istemez, bunların Türk düşmanı, emperyalizmin maşası, belki de
karşı gibi göründükleri ideolojilerin, ajanları olduklarını
düşünebilirsiniz. Belki de tecâhül-i ârif yaptıklarına inanırsınız!
Fakat tecâhül-i ârif yapabilmek içinde birazcık yetenek ve zekâ
kırıntısına sahip olmaları gerektiğini hatırlayınca; akıllarınca, tarihi
tahriften kaçınmadıkları çıplaklığıyla karşılaşırsınız.

Şu akıldan çıkarılmamalıdır ki, onların tarif ettiği gibi;***TARİHİN,
yakını, uzağı, sahtesi, gerçeği, resmisi, gayri resmisi olmaz olamaz.*
*Tarih, belgelerle yazılır.* Demiş ki, saklamış ki, öyle değil de
böyleymiş ki, demekle yapılana*TARİH* değil, dense dense, dedi-kodu denilir.

Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları da her insan gibi Yüce
Allah’ın yarattığı, Türk Milletine bahşettiği kullar olup, onlarında,
eksikleri, hataları, günah ve sevapları olabilir. Hiç kimse Mustafa
Kemal Atatürk’ü*TANRI* yerine koymuyor. Ancak, yok olmak noktasına gelen
bir*ÜLKEYİ*, bir*MİLLETİ*, bütün dinamikleriyle,*TÜRK MİLLETİYLE* ve
silâh arkadaşlarıyla uçurumun kenarından kurtarıyor.*CUMHURİYETİ*
kuruyor. Onun içindir ki, saygıyı, yüceltilmeyi ve övgüyü*HAK* ediyor.
Bunun karşısında, Kur’an-ı Kerim hükümlerinden yeterince nasiplenmemiş
bir zihniyet, kendince halifeden, hilâfetten dem vurarak,*OSMANLI*’NIN
ve*YÜCE İSL*ÂM’IN arkasına saklanarak zırvalıyor, zırvalıyor.

*YÜCE İSL*ÂM*DİNİ*, tüm hüküm ve değerleriyle, Türk-İslâm âleminin
tartışmasız en büyük kutsalıdır. Osmanlı İmparatorluğu da; kimsenin
tekelinde olmadığı gibi, sevapları ve günahları ile bizimdir. Mensup
olmakla gurur duyduğumuz tarihine de laf söyletmeyiz. Ancak,*TARİHİN*
akışına, bizi nereden nereye sürüklemiş olduğuna da gözlerimizi
kapayamayız. O’nun nice kahramanlar yarattığı gibi nice hainler
çıkardığını da yok sayamayız.

Tarihe, tarafsız bir gözle bakarken,*II*. Viyana kuşatması sonrasında,*2
OCAK 1699 da* imzalanan*KARLOFÇA* Antlaşmasından,*24 Temmuz 1923 LOZAN*
Antlaşmasına kadar, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarafı olduğu
antlaşmaların tamamını okumadan, tarihi incelemeden /*"ahkâm"*/
kesmek,*TARİHE* saygısızlıktan başka ne olabilir? Tarihin nasıl
seyrettiği tarihçiler tarafından yazılmıştır. Yeter ki konuları
cımbızlayarak kullanmayalım.

*94* Yıl sonra,*LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASINI* halâ tartışmaya uğraşanların
gayreti, farklı amaçlara hizmetten öteye gitmeyecektir. Altı yüz yirmi
dört yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun*TARİH* sahnesinden silinmesine
sebep olanlar, birlikte değerlendirilmedikçe tartışmalar kısır bir döngü
içerisinde devam edecektir. Burada kaybeden, yanlış bilgilendirilen,
okumayan, araştırmayan sadece genç nesil ve onların sahip
olacağı*TÜRKİYE* olacaktır. İnsan düşünmeden edemiyor.*LOZAN BARIŞ
ANTLAŞMASI*’NA karşı çıkanlar,*94 YIL* öncesi gibi acaba, yeniden
Ermenistan, yeniden bir Kürdistan kurmayı mı hayal ediyorlar? Sevr
şartları, yeniden yaşansın mı istiyorlar?

Lozan Antlaşması,*TBMM*’DE yapılan tartışmalar sonucunda *(23*)*24
Ağustos 1923 de* oturuma katılan*227 üyeden 213 üyenin* oyu ile tasdik
edilmiştir. Efendim, meclis oturumuna şu kadar milletvekili katılmamış
da, Misak-ı Millîyi ihlâl etmişte gibi safsatalardan vazgeçilmediğini de
unutmayalım. Aynı safsatanın taraftarları,*18 Kasım 1922*’de Büyük
Millet Meclisi’nde yapılan*HALİFE* seçimin de*ABDÜLMECİD EFENDİ*’NİN kaç
oyla seçilmiş olduğunu tartışma konusu yapmadıkları gibi bunu dile
getirmediklerini de unutmayalım.

Misak-ı Millîyi yeterince anlamadan,*LOZAN*’IN kısaca /*"YA HARP, YA
SULH"*/ olduğunu bilmeden ahkâm kesenlerden, bir gün
olsun;*YUNANİSTAN*’IN*İŞGAL* ettiği*ON SEKİZ ADA*,*BİR KAYALIK* için tek
kelime ettiklerini duydunuz mu? O adalar da*KİLİSELER*
yapılırken,*PAPAZLARI*, Türkiye*FENER* Patrikhanesince atanırken,*EGE*
kıyılarına*EZAN SESİ* yerine,*ÇAN* sesleri gelirken, bir tek tepki
sesini, bir tek tepki satırını okudunuz mu? Ama onlara konuşma ve yazma
hürriyetini veren, bugün ki konumlarına gelmelerini sağlayan,*LOZAN
BARIŞ ANTLAŞMASI*’NA ve*CUMHURİYET*’E demediklerini bırakmadıklarının
şahidi değil miyiz?

Daha da acısı, bir süre önce*ÜLKEMİN* Cumhurbaşkanı; /*"1920’de bize
Sevr Antlaşması’nı gösterdiler, 1923’te bizi Lozan’a razı ettiler.
Birileri de Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştı"*/ diyebiliyor.

Yine*ÜLKEMİN* Cumhurbaşkanı,*LOZAN*’IN*94*. Yılınd

(GugukluhayaT) NURULLAH AYDIN : SİNSİ HAİNLER VE ROBOTLAŞTIRILANLAR

2017-08-07 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
 




  NURULLAH*AYDIN : SİNSİ HAİNLER VE ROBOTLAŞTIRILANLAR*

*7 Ağustos 2017*



Her kesim bir diğerine hain diyor. Peki hainlik nedir? Hain kimdir?

İnsanları; ya bir din ile ya bir ideoloji ile ırkçılıkla ya mezhepçilik
bir arada tutarsınız.

Başka ülkeleri tehdit olmaktan çıkarmak içinde o ülkeyi huzursuz
edersiniz. Etkisizleştirmek için tuzaklar kurarsınız.. Eleman
yetiştirir, o ülke yönetimine getirirsiniz.

Tarih boyunca bunun için; din, ırk, mezhep, etnik kimlik odaklı sorunlar
işlenmiştir.

Dinler tarihi, savaşlar tarihi, ideolojiler tarihi bunun somut
örnekleriyle doludur.

*

Çağdaş dünya’da ise gelinen durumda; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi,
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Sözleşmeleri ile
ise benimsenen, özgürlükçü çoğulcu demokratik sistemdir. Bunda ise din,
dil, ırk, renk, cins ayrımı olmaksızın herkesin hukuk devleti şemsiyesi
altında özgürce yaşayabileceği düzen esas alınır.

*

Yoksulluğunu, yolsuzluğu, hırsızlığı, yalanı, soygunu, ezilmişliği
önemsemeyen halk kitlelerini kandırmak, yönlendirmek kolaydır.

*

Din ve sosyal yardım ile halk kitlelerini yoğun propaganda
bombardımanına tabi tutup sürüleştirebilirsiniz. Tarihin en önemli
diktatörleri; bu yolu hiç bir kural tanımaksızın uygulamışlardır. Din,
iman perdelemesi ile köleleşmeyi biat algısı ile her şeyin üzerinde
gören insanlar birer robottur.

*

Osmanlının yıkılış sürecinde emellerine ulaşamamış, kimlikleri belirsiz
olanlar, yıllardır odaklandıkları; Türkiye’nin, Türk Milleti’nin devleti
olmadığını kesinleştirecek yeni yapılanmadır. Bazıları; ümmet anlayışı
gereği olarak konuya, gaflet içinde izleyicidir.

Osmanlı imparatorluğunun son döneminde yaşanan durum bİr nevi tekrarlanıyor.

*

İslamcılığın artması, etkinlik kazanması ve batı karşıtlığını bırakıp
batı güdümüne girmesi üzerine İslamcılar da aynı dili kullanıyorlar.

*

İstenen: Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkarmak, Federal bir
cumhuriyete dönüştürmektir.

Ancak gidilen yol bölünmektir. Osmanlı Mebusan Meclisinin*1900 lü*
yılları hatırlanırsa dönemin yazarları, çizerleri özgürlükçüleri de
benzer yaklaşım içindeydi.

*

*Şimdilerde ise; Prens Sabahaddin’in kurduğu ve merkezi yok edip yerel
yönetimlere, özerklik vermeyi öngören Ahrar Fırkası çizgisinde
ilerliyorlar.**100 yıllık**bu projenin sahibi İngilizlerdi. Şimdi
ise**ABD**’dir.*

*

Bölgedekİ tarihi emelleri için; mezhep ayrılıklarını, etnik unsurları
kullanan,*BOP* projesi çerçevesinde karışıklık çıkararak
bölen*ABD*-İngiltere-Fransa işbaşındadır.

*

Kurucu ilkelerin tartışıldığı, demokrasi, özgürlük çığlıklarının
atıldığı bir ortamda; ayrıştırmanın temelinde yoksulluk, yolsuzluk ve
hukuk dışı uygulamalar özellikle gündem dışında tutulmaktadır. Din ve
etnik kimlik öncelikli yürütülen propagandalarla maya tutmuştur.
Ayrıştırmayı önlemek için, hangi sorunlar önceliklidir, sorunları çözmek
için neler yapılmalıdır soruları boşlukta kalmaya devam ediyor.

*

Yapılan operasyonlar; karşı duracak kurumları direnemez hale getirmek
içindir. Önce askeri darbe nedeniyle silahlı kuvvetlerin yetişmiş seçkin
subayları tasfiye edildi. Şimdi polis darbesi diye yetişmiş seçkin
polisler tasfiye ediliyor. Etnik ayrımcılık mücadelesi veren örgütler,
muhatap alınıp yol verilirken, direnecek güçler etkisizleştirilmek
istenmektedir.

*

Karanlık ittifak kurulmuştur.

Mandacı aydınlar;*ABD* ve*AB*’nin dayatmalarını seslendiriyor. Duyarlı
olduğunu söyleyenler ise halka gerçekleri anlatmak yerine izleyici
konumu tercih etmişlerdir.

*

Anlaşılan odur ki; Kuzey Afrika ve*Ortadoğu*’da başlatılan, devam eden
dinci, mezhepçi etnik çatışma Türkiye’yi de saracaktır.

*

Türk Milleti; bu gibi durumlarda yani devletin ve milletin bekasının
tehlikeye düşmesi halinde harekete geçmek üzere eğitilmiş
bilinçlendirilmiş hazır durumda olan evlatları ile yapılması gerekeni
yapacaktır. Karamsarlığa umutsuzluğa yer yoktur.



Günün Sözü: Uyuşuk aydınları ve uyuşturulmuş yöneticileri ile devlet
çözülür.

Av.Prof.Dr.Nurullah*AYDIN*

*7 Ağustos 2017-ANKARA*

 

a45UyF587661-170807181658 Oraj Poyraz oraj.poy...@openmail.cc
2017/08/07  20:56 6  64  turanca...@googlegroups.com

 

Birsey oldurmuyorsa guclendirir.
. . . . . .
Nietzsche
**
TAMAMEN YANLIS, YALAN.
. . . . . .
Birsey oldurmuyorsa, incitir, yorar, yaralar, iz birakir, asla ama asla
guclendirmez.
. . . . . .
Cimcime
***
DOGRUSU BUDUR.

Fatma Toksoy : Islamiyet oncesi Araplarda evlenme sekilleri

06 Temmuz 2013 Cumartesi 00:01

Helaller ve Haramlar bahsinde kadin-erkek munasebetleri anlatilinca
Islamiyet oncesi donemde yani cahiliye devrindeki kadin-erkek
iliskilerini dolayisiyla o devirdeki nikah sekillerini aciklamak
gerektigini dusundum. Konuya Hz. Aise nin sozleriyle baslayalim.

Urve b. ez-Zubeyr in haber verdigine gore, Peygamber (s.a.v.) in hanimi
Aise (r. anha) sunlari soylemistir: Cahiliye doneminde dort cesit nikah
vardi.

(GugukluhayaT) ATA ATUN : IRAK’IN DERİN ÖRGÜTÜ KESNİZANİ

2017-08-07 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net




  ATA ATUN : IRAK’IN DERİN ÖRGÜTÜ KESNİZANİ



Artık ülkeleri ele geçirme teknikleri o denli gelişti ki, bir ülkeyi
içten fethetmek, askeri harekat ile fethetmekten daha kolay, daha ucuz
ve daha -insani- kayıpsız hale geldi.

*1963* yılında katledilen John F. Kennedy, suikastten önceki son
konuşmasında, bundan tamı tamına*54 yıl* önce üst aklı ve vekalet
savaşlarını aşağıdaki gibi tanımlamış;

/*"Dünyanın her yerinde devasa ve amansız bir gizli yapı tarafından
durdurulmak isteniyoruz. Bu yapı nüfuz alanını genişletmek için örtülü
araçlara dayanıyor: işgal yerine sızmaya, seçimler yerine ayak
kaydırmaya, özgür tercih yerine yıldırmaya, gündüzün orduları yerine
gecenin gerillalarına güveniyor. Bu öyle bir sistem ki ince ince
örülmüş, çok etkili bir makinenin inşasına bolca insanî ve maddî kaynak
tepiştirmiş durumda. Bu makine ise askerî, diplomatik, istihbarî,
ekonomik, bilimsel ve politik operasyonları birleştirmekte. Hazırlıkları
yayınlanmıyor, gizleniyor. Hataları manşete çekilmiyor, gömülüyor.
Muhalifleri övülmüyor, susturuluyor. Hiçbir harcama sorgulanmıyor,
hiçbir söylenti gazetede haber olmuyor, hiçbir sır ifşa edilmiyor."*/

Kesnizani de John F. Kennedy’in bahsettiği gizli yapının,
bölgemizde*PKK* ile başlayan ve gittikçe gelişen vekalet savaşlarını
uygulamakta çok başarılı olan Üst Akıl ve Dış Güçler tarafından yapay
olarak yaratılmış tarikat görünümlü bir örgüt. Bu Üst Akıl ve Dış Gücün
kimler olduğunu söylemeye gerek yok. Kim oldukları ve kaç tane oldukları
zaten belli.

Kesnizani, Kürtçe’de /*"Ben hiçbirşey bilmiyorum"*/ manasında olup,
Süleymaniye civarında bir Kürt aşiretinin adı. Bu örgüt bizlere çok
yabancı. Basınımızda veya da günlük hayatımızda faaliyetleri neredeyse
hiç yer almadı ama gerçekte Saddam’ı deviren, Irak’ı içten kemirerek
bitiren*FETÖ* benzeri bir kuruluş. Buna tarikat da diyebilirsiniz, örgüt de.

Amerikan tanklarının*9 Nisan 2003 günü* Bağdat’a ellerini kollarını
sallayarak bir tek mermi atmadan girmesinin perde arkasında Kesnizani
yatıyor. Dönemin en gelişmiş*MIG* savaş uçaklarını*ABD* ordusuna karşı
kullanılacağına, çölün engin kumlarının altına gömülmesinin emrini veren
de Kesnizani üyeleri Generaller.

Kesnizani Tarikatı’nın başı Şeyh Muhammed Kesnizani. Kesnizani’nin
adları Gandhi ve Nehru olan*2 oğlu* bulunuyordu. Gandhi*1980*’li
yıllarda meçhul bir cinayete kurban gitti. Kesnizani Şeyhi Muhammed,
özellikle Körfez Savaşından sonra stratejisini tekrar gözden geçirip
Saddam’a yöneldi. Saddam’ın karısı Sacide Hayrullah, maç kaybettikleri
için futbolcuları falakaya yatıran oğlu Uday, Saddam’ın kardeşleri
Vatban ve Barzan, Saddam’dan sonra gelen devletin ikinci adamı İbrahim
İzzet El- Duri, Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El-Rayi, Hava
kuvvetleri komutanı Mareşal Hamid Shaban, Umumi Askeri İstihbarat
Başkanı Mareşal Vefik El-Samahrayi ve istihbarat birimi El Muhaberat’m
elemanları Şeyh Muhammed Kesnizani’nin ayağını öpüp tarikatın müridi
olmuşlardı. Saddam’ın ağzından çıkan her kelime anında Tarikat Şeyh’inin
oğlu Nehru’ya, oradan babasına, babasından da Üst Akıl’a gidiyordu.

Üst Aklın bir parçası Bağdat’ı işgal etmekten vazgeçince, diğer parçası
kolları sıvadı ve Kuzeydeki Kürtlerle sıkı ilişkiler kurabilmek için
Kesnizani vasıtası ile Irak’ı*3 parçaya* bölmeyi başardı. Üst Akıl
Güneyde Şii’lere, Merkezde Irak Devletini elinde tutsan Araplara ve
Kuzeyde de Kürtlere kendi bölgelerinde kendi yönetimlerini kurdurdu. Her
üç yönetim de şimdi Üst Aklın akıttığı Dolarlarla Üst Aklın uşağı olmuş
durumda.

Bu üçlünün arasında, Kuzeydeki Kürt Yönetiminin bağımsızlığını ilan
etmesi Üst Aklın ikinci yarısının, bölgede kendisine akraba ve destek
olacak bir devletin kurulması işine gelen hedefi Irak’ın kuzeyinde
bağımsız bir Kürt devleti kurulması…

Hep birlikte göreceğiz bu yöndeki gelişmeleri…

*ATA ATUN*

*http://akademikperspektif.com/*

*http://www.yenidenergenekon.com/927-irakin-derin-orgutu-kesnizani/*

 

a45UyF587661-170807181127 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/08/07  20:56 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Edep insan icin guzel elbise menzilesindedir.

Hz.Ali

Nimete kavusmasi icin insana musibet gelir

(Buhari)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet
gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili
kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

Merhaba...

Ben Kapitalizm! Kucuk kizlarinizi Barbie Bebeklerle buyuttum, bugun
sizden estetik operasyon icin para istiyorlar diye neden
sasiriyorsunuz!Cikarlarim ugruna kocaman bir moda endustrisi yarattim!
Istedigimi de elde ettim, 17 yasindaki kizlarin cogu dis gorunuslerinden
rahatsiz.
Ben Kapitalizmim, Bir kadinin bir moda dergisini 15 dakika karistirmasi
kendi vucudunu begenmemesine yetiyor!
Ben Kapitalizmim ve bak

(GugukluhayaT) ŞULE ÇETİN : ROBOTLAR 50 SENEDİR İŞLERİMİZİ ELİMİZDEN ALIYOR, PEKİ NEDEN ŞİMDİ ENDİŞELENMEYE BAŞLADIK?

2017-08-07 Başlik Oraj Poyraz at Openmail
Endüstride otomasyon ve robotlaşma artık farklı bir boyut kazandı.
Eskiden yaygın değildi.
Şimdi bu iş kitlesel bir hal aldı.

Eskiden verimlilik, karlılık artışı olarak görebileceğimiz bu eğilim
şimdi kitlesel işsizlik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Evet, işyerlerinde işten çıkarılan kol işçilerine karşılık 10:1 oranında
teknisyen istihdam edilmektedir.
Ancak, bu elbette eksilen iş açığını kapatmaktan çok uzaktır.

Benim aklıma gelen ancak, zenginleşen, elinde bolca kapital biriken az
sayıda insanın elinden bu parayı almak için yeni yollar bulmaktır.
Bunun en iyi yolu sanat, lüks, debdebe, fantazi olabilir.

Eskiden milyon dolarlık arabalar, mücevherler, saatler, giyim kuşam,
kişişe özel butik hizmet ve üretimler şiddetle nefret ve tepkimi çekerdi.
Ancak şimdi anlıyorum ki, zenginlerin elindeki kapitali bunların beynine
silah dayamadan almanın tek yolu budur.

Bu gün hemen bir marinaya gidin demir parmaklıklıkların ardından izleyin.
Marinada bulunan yirmi metre üzeri ve oligarklara ait yatları özellikle
izleyin.
Sürekli olarak bu mega yatlara giren çıkanları, ikmal için, temizlik
için girenleri izleyin.
Göreceksiniz ki, bazen yüz metrelik bir mega yatın belki de birkaç bin
kişiyi beslediğini, onlarca şirketin bu mega yatın bakım, iaşe, ibadesi
için sözleşme imzaladığını fark edeceksiniz.
Ve para harcayan zenginlere kıl olacaksınız.
Sonradan düşününce bir de para harcamayan zenginleri düşünecek, ve para
harcayanları seveceksiniz.

Evet, zenginlerin elinden, şiddet, ihtilal, içsavaş, devrim olmadan para
almanın başka yolu yoktur.
İnsanlar robotlaşma, endüstriyel otomasyon üzerinden anormal şekilde
zengin olan kapitalistlerin elindeki parayı ancak hizmet sektörü
üzerinde alabilir.

Ya da zor ama çok zor ama, bütün dünyayı kapsayan bir devrim planlamanız
lazım.
Çünkü zenginler artık uluslar üstü.
Çok korkak, çok akıllı.
En ufak sıkıntıda parasını topladığı gibi kaçıp gidiyor.
Sonra tut tutabilirsen.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  




  ŞULE ÇETİN : ROBOTLAR*50 SENEDİR* İŞLERİMİZİ ELİMİZDEN ALIYOR, PEKİ
  NEDEN ŞİMDİ ENDİŞELENMEYE BAŞLADIK?

Robotlar*50 senedir* işlerimizi elimizden alıyor, peki neden şimdi
endişelenmeye başladık?

*07 Ağustos 2017*.

Bilim Org  Yapay zekalar, robotlar, akıllı
makineler… Her geçen gün, bu kelimeler hayatımızı değiştirmeye devam
ediyor. İş hayatlarımız da buna dahil. Gelişen
teknolojiyle,*1960*’lardan bu yana robotlar, işlerimizi elimizden
alıyor. Peki senelerdir kitlesel işsizliğe sebep olan bu robotlar bir
sorun gibi gözükmezken şimdi neden politikacılar ve iş dünyası liderleri
için büyük bir endişe haline geldi?

Gerçek şu ki , robotik işgücünün bizimle mi, yoksa bize karşı mı
olacağını belirlemek bizim elimizde. Bu durumda ortaya bir soru çıkıyor,
/*"bu robotlar gerçekte ne?"*/. Bilimkurgu çoğu zaman robotları,
insanlarla aynı işleri yapmak üzere tasarlanmış androidler olarak
betimlerken, aslında robotlar çok daha özelleşmiş formlara sahip hale
gelebilen makineler. Geleneksel*20*. yüzyıl robotları, otomatik
makineler ve fabrikalarda otomobil üretimine yardımcı olan robotik
kollardı. *21*. yüzyılın ticari robotları ise süpermarketlerde kasalarda
çalışabilen, depolarda araçlara yol gösterebilen, hatta insanların
karşılaştığı zaman şaşkınlıkla ve merakla baktığı; restaurantlardan
evlere yemek servisi yapmak üzere yola çıkan robotlardan oluşuyor.

Aslında biz insanlar tam anlamıyla gereksiz hale gelmedik diyebiliriz,
evet bu robotlar çok verimli olabilirler fakat gerçek bir zekaya sahip
değiller. Düşünemiyorlar, sadece hareket ediyorlar, ve bunu da bizim
belirlediğimiz belli sınırlar içerisinde, belli programlama sayesinde
yapabiliyorlar. İnsanların hala robotların üzerinde çalışmaya,
makinelerin yapamayacağı işleri yapmaya ve bozulduklarında onları tamir
etmeye ihtiyacı var. Fakat bu bütün düzen; birden fazla işe adapte
olabilen, daha akıllı, daha programlı, değerli robotların gelmesi ile
tamamen değişecek. Bu değişim, yeni bir endüstriyel devrim yaratacak
kadar önemli olacak.


Endüstri*4.0*

Endüstri*4.0* ‘ın şuan içinde bulunduğumuz bu dönemi, ellerimizde olan,
neredeyse tüm donanımlara sahip cep telefonlarımızın kabiliyetlerini de
sağlayabilen teknolojik gelişmelere dayanıyor. Düşük maliyetli ve yüksek
güce sahip bilgisayarlar, yüksek hızlı iletişim ve yapay zekanın bir
karışımıdır. Ve bu, farklı görevlere uyum sağlayabilen daha iyi algılama
ve iletişim yeteneklerine sahip robotlar üretilmesini sağlar, hatta
insanların girdisi olmadan talebi karşılamak için koordine olan
robotları bile…

Tartışmasız robotların en çok ilerleme kat ettiği üretim sektöründe,
geleneksel robotlarda; tek, sabit, yüksek hızlı operasyonlara
odaklanıldı ve bunları çalıştırabilmek, sürdürebilmek için de çok fazla
nitelikli insan gücüne gerek duyuldu. Endüstri*4.0* da 

(GugukluhayaT) ESKİ ALBAY YILDIRIM: CELEPOĞLU, KOMUTANLIKTAN ÇIKAN GİZLİ BELGELERİ HARD DİSKLERLE FETÖ’YE VERDİ

2017-08-07 Başlik Oraj POYRAZ At 0raj.p0y...@neomailbox.net
gavs hazretleri ile ilgili görsel sonucu
Gavs-ı Sani Seyyid Abdulbaki (ks) Hz. Hakkında

Adıyaman Kahta ilçesi Menzil köyünde yaşayan Gavs-ı Sani Seyyid
Abdulbaki (ks)
_KISACA GELECEĞİN FİTNEBAZ HOCASI..._

Dün cemaatçi askerler devlet sırlarını Fitnebaz Hoca Efendiye iletmişler.
Bu gün yapılan kadro çalışmalarına bakarsak yarın da cemaatçi askerlerin
devlet sırlarını Gavs Hazretlerine ileteceğini öngörmek için kahin
olmaya gerek yok.
Şimdiden kafanızı, kendinizi alıştırın.
Geleceğin darbeci kadrosunun lideri işte yanda sağdadır.>

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  




  ESKİ ALBAY YILDIRIM: CELEPOĞLU, KOMUTANLIKTAN ÇIKAN GİZLİ BELGELERİ
  HARD DİSKLERLE*FETÖ*’YE VERDİ

*07 Ağustos 2017*

*MİT TIR*’ları kumpasının planlayıcıları arasında bulunduğu gerekçesiyle
tutuklanan eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Hamza Celepoğlu hakkında
şok bir iddia daha ortaya atıldı. Celepoğlu’nun İstanbul İl Jandarma
Komutanlığı’ndan*FETÖ*’cülere belge sızdırılması olayının da sorumlusu
olduğu iddia edildi.


*2008-2010*’DA*CELEPOĞLU KOMUTANDI*

İddia sahibi emekli Jandarma Albay Hanifi Yıldırım, şikâyet
dilekçesinde, Balyoz davasının en önemli delillerinden biri olan ve
Gölcük Donanma Komutanlığı’nda*6 Aralık 2010 günü* Fikret Seçen
tarafından yapılan aramada ele geçirilen belgelerin, komutanlıktan
çıkarılıp Gölcük Donanma Komutanlığı zemin döşemesinin altına
konulduğuna dikkat çekildi. Dilekçeye göre belgelerde, gizli brifing
dosyası, istihbarat bilgi fotoları ve personel bilgileri bulunuyordu.

Dilekçede, bu olay yaşandığı sırada İstanbul İl Jandarma Komutanı olan
Hamza Celepoğlu’nun*FETÖ*’cü savcılar Celal Kara, Fikret Seçen ve
Zekeriya Öz ile dönemin*FETÖ*’cü polis müdürleri Yurt Atayün ve Ali Fuat
Yılmazer ile çok samimi olduğu belirtildi.


*GİZLİ BİLGİLER HARD DİSKLERDEYDİ*

Celepoğlu’nun*2010*’da İstanbul’dan Bingöl’e tayin olduğu ifade edilen
dilekçede, Bingöl’e gitmeden önce İstihbarat Şube Müdürlüğü bünyesindeki
tüm bilgisayarların hard disklerini yenileri ile değiştirdiği hatta eski
hard diskleri beraberinde götürdüğü kaydedildi. Gölcük Donanma
Komutanlığı’ndan çıkan gizli belgelerin de işte bu hard disklerde
depolandığı ifade edildi.

İstanbul Başsavcılığı şikayet üzerine, gizli bilgilerin yüklü olduğu
Jandarma İstihbarat’a ait hard disklerin neden söküldüğünü ve kimlere
servis edildiğini araştırıyor. Gölcük Donanma Komutanlığı’nda*6 Aralık
2010*’da gerçekleştirilen arama, dönemin özel yetkili savcısı firari
Fikret Seçen tarafından gerçekleştirilmiş, arama sebebiyle onlarca asker
tutuklanmıştı.

http://www.ilk-kursun.com/haber/330020/eski-albay-yildirim-celepoglu-komutanliktan-cikan-gizli-belgeleri-hard-disklerle-fetoye-verdi/
 


a45UyF587661-170807223605 Oraj Poyraz At 0raj.p0y...@neomailbox.net
0raj.p0y...@neomailbox.net
2017/08/08  01:00 6  64  turanca...@googlegroups.com

 
-- 

Isini iyi yap.

Anonim Nasihat

Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anh) soyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ) :
Kiyamet gununde bir kisi getirilir ve cehennemin icine atilir da orada
onun barsaklari derhal karnindan disari cikar. Sonra o kisi barsaklari
etrafinda degirmen eseginin donusu gibi doner. Bunun uzerine cehennem
ahalisi o kisinin basina toplanirlar da :
- Ey filan ! Senin bu halin nedir. Sen bize dunyada iyiligi emreder ve
bizleri kotulukten nehyeder degil miydin. derler.
O da :
Evet , ben size iyiligi emrederdim , fakat onu kendim yapmazdim. Yine
ben sizleri kotulukten nehyederdim de onu kendim islerdim diye cevap
verir. buyurdu.

( Buhari )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Butun dinlerin viruslerin salginina cok benzer bir akil hastaligi
oldugunu dusunuyorum.
Din mukemmel bir kulturel yapi.
Ama bu onu gercek yapmiyor ve beni gercek ilgilendiriyor.
Cicek virusu mukemmel bir virus.
Isini cok guzel yapiyor.
Ama bu onun iyi oldugu, ve yok olmasini istemedigim anlamina gelmiyor

Richard Dawkins


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/


BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@