(GugukluhayaT) Komplo Teorisi Mantığı ve İspat Yükü

2016-05-24 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  Komplo Teorisi Mantığı ve İspat Yükü

31 Eki, 07:45

Komplo teorisyenlerinin en
tipik özelliği, paranoyadır.
Hatta öyle ki, paranoyalarını gizlemek için, tutumlarının paranoyakça
olduğunu söyleyenleri de paranoya yaptıkları kişi ve kurumlarla birlikte
çalışmakla suçlarlar.
Bu kişilerin en temel özelliği, sağlam delillere dayanmaksızın kişi,
kurum, olay ve olgular arasında bağlar kurmaları ve kendi hayal
güçlerini besleyen bağlantıları tercihe bağlı olarak seçip, işlerine
gelmeyenleri elemeleridir.
Üstelik bu basamakların hiçbirinde ispata gerek duymazlar, iddialarının
sadece kulağa hoş gelmesi veya kabaca mantıklı gözükmesi yeterlidir.
Tipik bir örnek olarak, kanser araştırma kurumlarının kanseri tedavi
etmek yerine, idare edecek yöntemler geliştirdiklerini, böylece kanserli
hastalardan daha uzun süreler fayda görüp para sağlayabileceklerini
düşünmek gibi tuhaf iddialardır.
Bir diğer meşhur örnekse aşı karşıtlığıdır.
Örnekler sayı ve içerik bakımından oldukça arttırılabilir.
Fakat özünde, *"şeytani bir
planın parçası olmak", "şeytani kişi ve kurumlar tarafından
kandırılmak", "tüm insanları aldatan bir sistemin içinde gözleri açılmış
birey olmak", "her şeyin tıkır tıkır bazı kişi ve kurumlar tarafından
yönlendirilmesi"* gibi her zaman doğru olmayan düşünceler yer alır.

Bunların ve buna dayanan iddiaların bir kısmı belki doğrudur, evet.
Bilmiyoruz; (bazı çok bariz olanlar haricinde) yanlış olduğunu iddia
etmiyoruz.
Fakat doğru olduğunu hiç iddia etmiyoruz!
Somut kanıtlarla ispatlanmaksızın geçerli olarak görmenin doğru
olmayacağını önemle vurguluyoruz.
Çünkü bu kişilerin bir sorunu, *"Aksi ispatlanmadı ki, sen benim
iddiamın doğru olmadığını ispatla!"* lafına başvurmalarıdır.
Bilimde böyle bir argüman, başından hatalı kabul edilir.
Çünkü bilimsel düşüncenin en temel ilkelerinden birisini ihlal eder:
İspat yükü, iddia sahibinin omuzlarındadır.
Bunun bir diğer yorumu, *"bilimsel olarak ispatlanmayan bir şeyi
çürütmek için bilimsel ispata ihtiyacınız yoktur"* şeklinde ifade edilir.

Eğer ki biri, bir şeyin, durumun, olgunun veya olayın var olduğunu iddia
ediyorsa, onu tüm detaylarıyla ispatlamak ve diğerlerini buna ikna
etmek, o kişinin sorumluluğudur.
Bunu yapmanın yolu, bilimsel, tekrar edilebilir, test edilebilir,
yanlışlanmaya açık deneyler yapıp, hipotezler geliştirip, bunları test
ederek sonuçlarını herkesle paylaşmaktır.
Ancak eğer ki bir iddianız varsa ve bunu ispatlayamıyorsanız, karşı
taraf size inanmıyor diye *"O zaman sen olmadığını ispatla"* diyemezsiniz.
Siz ispat sunamıyorsanız, karşınızdaki onu çürütmek için ispata ihtiyaç
duymaz.
Zaten bu mantıklıdır da: herkesin kendince kurduğu fikirler, planlar,
inançlar, düşünceler olabilir.
Bunların her biri, sırf o kişiler öyle düşünüyorlar diye doğru olamaz.
Bu durumda, doğru olanları ispatlamak, o iddia sahiplerinin yüküdür.
İspatlayamıyorlarsa veya en azından ona işaret eden, bilimsel
geçerliliği olan veriler sunamıyorlarsa, iddiaları bilimsel olarak
geçersizdir ve değerlendirmeye alınamaz.

Bu, dediğinizin doğru olmadığı anlamına gelmez.
Bu, dediğinize şahsen inanmadığınız ve yalan söylediğiniz anlamına da
gelmez.
Ancak bu, dediğinizin bu etapta inanılabilir olmadığını ve dolayısıyla
bir sonraki katın, bu temel üzerine inşa edilemeyeceğini net bir şekilde
gösterir.
Çünkü temeli ispatlamadan inşa edilen bir bina (argüman, teori, vs.)
yıkılmaya mahkum olacaktır.
İyi bir teori, sağlam ve net bir şekilde ispatlanmış temeller üzerine
inşa edilmelidir.
Eğer bunu yapamıyorsanız, bilimsel bir analiz yapma peşinde olan birinin
sizi ciddiye almasını bekleyemezsiniz.
Benzer şekilde, iddialarınızın bilimsel olarak geçerli olduğunu da ileri
süremezsiniz.
Onlara inanmayı sürdürebilirsiniz; ancak onların gerçek olduğunu iddia
edemez, bunu baz alarak daha sofistike ve karmaşık teoriler inşa
edemezsiniz.
Daha doğrusu edersiniz; ancak kimse sizi ciddiye almaz.
Almaması iyidir de, böylece her iddia sahibinin üzerinde bir ispat yükü
doğar.
Bu da, gerçeklere ulaşmamızı hızlandırır.

Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)


a45UyF587661-160217164728 Oraj Poyraz At Neomailbox cimc...@neomailbox.net
2016/05/24  10:48 5  4  undefined undefined
gercekegitimci...@googlegroups.com


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/






 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gug

(GugukluhayaT) Rıfat Serdaroğlu: FİİLİ DURUM / YASAL DURUM

2016-05-24 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Ben bir kez daha belirteyim, FİİLİ DURUM lafı tam olarak YASA DIŞI durum 
lafını karşılar. Mevcut durum yasa dışıdır, bunun kibarca ifadesi fiili 
durumdur.


Siz siz olun fiili durumlar içinde bulunmayın, fiili durumlar halinde 
olanlara yardım ve yataklık etmeyin.


Çünkü bu gün fiili durumlarda bulunanlar, fiili durumlarda bulunanlara 
yardım ve yataklık edenenler yarın yargılanacak ve mahkum olacaktır.


Bu elbette her şeyin usulünce yürüdüğü bir dünya için geçerli, işler 
çığrından çıktığında lütfen daha hiddet ve şiddet dolu senaryoları da 
aklınızın bir kenarında tutun.


Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak

*Rıfat Serdaroğlu: FİİLİ DURUM / YASAL DURUM*


Saray’ın Başbakanı Binali Yıldırım (Bundan böyle, BY olarak 
yazılacaktır) en önemli ve öncelikli işinin şu an ki fiili durumu, 
derhal yasal hale getirmektir, dedi!


Hani derler ya, dakika bir- gol bir diye, aynen öyle…

/Fiili Durum: Hukuka uymayan, zorlanarak gelinen durum demektir./

Yani *BY,**AKP’*lilere gerçekte şunu diyor;

"Arkadaşlar biz bir halt ettik! Halen yürürlükte olan Anayasa ve 
Yasaları defalarca ihlal ettik, zorbalıkla Başkanlık sistemini 
uyguladık. Başımızdaki laf dinlemiyor ki! Dediği şu; *‘Bizim tek 
kurtuluşumuz Başkanlık. Ya olacak ya da bizim yolumuz Silivri’*ye mutlak 
düşecek, ben bunları bilerek yapıyorum.’


Değerli arkadaşlar eğer başkası böyle bir şey yapsaydı, darbe yaptılar 
diye ortalığı ayağa kaldırır, *AB’*ye ve *ABD’*ye yetişin bize darbe 
yapıyorlar diye bağırırdık! Yarın ne olacağı belli olmaz. İktidardan 
düşersek, bizim yedi sülalemizi ağlatırlar! Bu yüzden öncelikle kanunsuz 
olan bu durumu, yasal hale getirelim yahu…"


Boğazına kadar suça batmış İmam Adalet Bakanı ise kürsüden bas bas değil,

tiz tiz bağırıyor; Bu parti, Tayyip Partisidir!

Yaylanarak yürüyen Bakan gerçekte şunu diyor;

/*"Yemişim sizin Anayasanızı da, Cumhurbaşkanının bağımsızlığını da! O 
bize bağlı olmasa da, her kongrede don değiştirir gibi Başbakan 
değiştirse de, biz ona köküne kadar bağlıyız. Çarpılmaktan korkmasak, 
tapacağız yahu!"*/


Erdoğan’ın tek başına yönettiği *AKP* Hükümetlerinin yaptığı bu fiili durum,

Lâik Cumhuriyete yapılmış bir darbedir. Bu suçun cezası Yüce Divanda 
yargılanmaktır.


Hiç düşündünüz mü, Erdoğan bu kadar büyük bir kanunsuzluğu nasıl 
yapabiliyor? Halk tabiriyle, köpeksiz köy bulmuş değneksiz dolaşıyor…


Yüksek Yargı Başkanları Rize’de Emine Hanımla çay topluyor, Genelkurmay 
Başkanı nikâh şahidi Kuvvet Komutanları sağdıç olmuşlar, aydın 
geçinenler karanlığa kaçmışlar, medyanın çoğunluğu satılmış, iş 
dünyasının ve *STK’*ların dilleri bağlanmış omurgaları alınmış, 
muhalefet partilerinin Genel Başkanları kendi partililerini boğmakla 
meşguller…


Bu kadar ilkesiz ve korkak zavallıların bir araya geldiği bir ülkede 
Erdoğan, Başkan da olur, Halife de olur, Sultan da olur. Ah ülkemin 
bakarkör aydınları ah!


Size fiili durumun nasıl yasal hale getirildiğini anlatıp, yazıyı 
izninizle bağlayalım;


/Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçre’den dönmekteydi. 
Yanında oturan Rahib’e; ///*"Özür dilerim peder, sizden bir yardım 
isteyebilir miyim?"*///diye sordu./


/Rahip; Elbette kızım, senin için ne yapabilirim?/

/Kadın açıkladı; İşte benim problemim. Kendime bu epilasyon aletini 
aldım ve oldukça yüklü bir para saydım. Sanırım limitlerin oldukça 
üzerine çıktı ve gümrükte elimden alırlar diye korkuyorum. Acaba 
gümrükten geçişte bunu cübbenizin altına saklayabilir misiniz?/


/Rahip; Tabi ki yapabilirim evladım ama biliyorsunuz ki ben yalan 
söyleyemem!/


/Kadın; Çok temiz ve dürüst bir yüz ifadeniz var peder, eminim ki size 
soru sormazlar" dedi ve epilasyon aletini pedere verdi./


/Uçak indi. Peder gümrükten geçerken görevli; Peder, bildireceğiniz 
herhangi bir gümrüğe tabi eşyanız var mı, diye sordu!/


/Bunun üzerine Peder; Başımdan kuşağıma kadarki bölümde açıklayacağım 
herhangi bir şey yok evladım, dedi./


/Bu yanıtı garip bulan gümrük memuru;/

/Peki kuşağınızın altında kalan bölümde ne var, diye sordu!/

/Peder yanıtladı;/

/Kadınların kullanımı için tasarlanmış mükemmel küçük bir alet var. 
Fakat henüz hiç kullanılmadı!/


/Görevli kahkahadan kırılarak, Tamam Peder geçebilirsin demiş…/

Eyy Bademler, gördünüz mü fiili durum nasıl yasal hale getirilirmiş.

Bırakın İmam’ı da kendinize bir Rahip bulun…


a45UyF587661-160524113937 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/24 12:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Yokluk dusunulemez

Aristotales

Ya su kisi gibisini gormedin mi?
Catilari cokmus, duvarlari-damlari yere inmis bir kente ugramisti da 
soyle demisti:

Allah surayi olumunden sonra nasil hayata kavusturacak?
Bunun uzerine Allah, o kisiyi yuz yillik bir sure icin oldurmus, sonra 
diriltmisti.

Ne kadar bekledin? demisti.
Bir gun veya gunun bir kismi kadar bekledim. dedi.
Hayir, dedi, aksine sen, yuz y

(GugukluhayaT) Rastlantı nedir?

2016-05-25 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia





  Rastlantı nedir?

Rastlantı 
kavramını
iki farklı kategoriye ayırabiliriz: *
Nedensel Rastlantı ve Ereksel Rastlantı*.
Bu ikisi birbirinden gece ve gündüz kadar ayrı.
Birisi nedensel rastlantıyı kastedip bir şey söylediğinde ikincisi
ereksel rastlantı anlayıp yanıt veriyorsa, çok ciddi bir hata yapılıyor
demektir.


*Nedensel rastlantı*

Nedensel rastlantı, ortaya çıkmasında belirli bir neden olmayan ya da bu
neden her neyse tespit edilemeyen, bazı durumlarda tespit edilmesine
pratik amaçlarla bir gerek görülmeyen olay demek.
Bu durumda, nedensel rastlantıdan söz ettiğimizde de iki ayrı şeyden söz
ediyoruz: birincisi, epistemik anlamda, yani bizim bilgimizin
yetersizliği ya da ilgisizliği anlamıyla rastlantı ve mutlak olarak
hiçbir nedeni olmayan bir olayın ortaya çıkması anlamında ontik
(varoluşsal) rastlantı.

Nedenselliğe göre olaylar birbirlerini zincirleme olarak belirler.
Parayı havaya attığımızda paranın başlangıç konumu, verdiğimiz ilk hız,
havanın direnci…
bir sürü etmen, düştüğünde yazı ya da tura gelmesini belirler.
Dolayısıyla, atılan paranın yazı ya da tura gelmesi mutlak anlamıyla
rastlantı değil, önceki koşulların belirlediği kesin bir sonuçtur.
Ancak pratik olarak bu önceki koşulların hepsini birden eksiksiz olarak
bilmemiz mümkün değildir.
Her şeyi bilmeye çalışmanıza rağmen en ufak bir ayrıntının eksik kalması
sonucu tamamen değiştirebilir.
Dolayısıyla belirli bir atılışta paranın yazı ya da tura gelmesine
rastlantı deriz.
Bu ontik anlamda değil, bizim bilgimizin sınırlılığı, eksikli olması
yüzünden bizim rastlantı diye adlandırdığımız bir sonuçtur.
Yazı tura atılması gibi, sonucu çok sayıda etmene bağlı olan ve
başlangıç koşullarındaki çok küçük bir farkın sonucu büyük ölçüde
değiştirdiği olaylara da kaotik deriz.
Kaotik olayları kesin olarak öngöremeyiz, ancak uzun vadede
istatistiksel olarak yaklaşık kestirimlerde bulunabiliriz.

Uzun vadede yazı tura atılışı yapıldığında yaklaşık olarak yarı yarıya
yazı ve tura sonuçlarının elde edileceği, böyle bir istatistiksel
kestirimdir.
Paranın başlangıç konumu, atışta uygulanan kuvvet, para dönerken havanın
direnci gibi etmenlerdeki belirsizlikler uzun vadede birbirini götürecek
ve paranın geometrisi daha doğrusu simetrisi uzun vadede belirleyici
olacaktır.
Sonuçta ne kadar çok atış yapılırsa, %50 oranına o kadar yaklaşılacaktır.

Birbiri ile nedensel olarak ilgisiz iki olayın aynı anda ve aynı yerde
bir arada ortaya çıkması da episemik anlamıyla rastlantıdır.
Dünyaya bir meteorun çarpması ile dinozorların soyunun tükenmesi böyle
bir olaydır.
Meteor çarptığında dünyada dinozorlar olmasaydı böyle bir sonuç ortaya
çıkmayacaktı.
Oysa meteorun o tarihte dünyaya çarpmasını belirleyen nedenler ve o
tarihte dünyada dinozorların olmasını belirleyen ayrı nedenler vardı.
Her iki olay da ayrı ayrı kendi nedensellik zincirinin sonucu olarak
uzay-zamanda bir araya geldiler.
Nedensellik zincirlerini geriye doğru izleyebilseydik, bunların Güneş
Sistemi’nin oluşumunda birleştiğini görürdük.
Ya da eğer göktaşı Güneş Sistemi dışından geldiyse bile olayların
zincirleri, bölgedeki bir süpernova patlamasında, Samanyolu’nun
oluşumunda, o da olmazsa mutlaka büyük patlamada kesişecekti.
Demek ki bu iki olayın biraraya gelmesi mutlak olarak bir rastlantı
değil, bizim doğrudan ilgisini kuramadığımız için rastlantı olarak
adlandırdığımız bir şey.

Ontik rastlantı ise, mutlak anlamda rastlantı demektir.
Olayın neden sonuç zinciri sonucunda değil, ortada belirli hiçbir neden
yokken ortaya çıkması durumundaki rastlantı gerçek anlamda ontik
rastlantıdır.
Gündelik sağduyumuz böyle bir şeyin olmadığı yönünde ısrarcıdır.
Ama eğer kuantum kuramı doğruysa, böyle olaylar vardır.
Örneğin radyoaktif bir elementin tek bir atomunun belirli bir anda
bozunmasının bir nedeni yoktur.
Atom, ortada hiçbir şey yokken bir anda bozunur.
Neden on saniye önce değil de şimdi bozunduğunu gösterecek hiçbir şey
yoktur.
Belirli bir atomun belirli bir anda bozunması tamamen ve mutlak olarak
rastlantıdır.
Bu bilgi veya ölçüm eksikliğinin değil kuantum kuramının doğrudan
gerektirdiği bir olgudur.
Kuantum kuramı ise bütün gözlem ve deneylerimizle uyumlu olan çok güçlü
bir kuramdır ve bu kuram doğru ise mutlak anlamda rastlantı vardır.
Yine de kuantum kuramının bir son olmadığı, daha temel bir kuramın
bulunduğunda bu gibi belirsizliklerin ortadan kalkabileceği öne sürülebilir.
Bu yönde hiçbir kanıt elde olmamasına karşın, bu da bir olasılıktır.
Böyle bir olasılık dile getirilebilir belki ama elde hiçbir kanıt
olmadan bunun mutlaka böyle olduğunu öne sürmek dogmatizmdir.
Yani olgulardan değil, önyargılardan sonuca ulaşmaya çalışmak demektir.


*Ereksel Rastlantı*

*"Hiçbir şey tesadüf değil"* derken mistiklerin ve teistlerin kullandığı
ve kastettiği rastlantı ereksel rastlantıdır.
Nedensellikle ereksellik, kimi zaman bilinçli olarak çoğu zaman da
farkedilmed

(GugukluhayaT) 65. hükümet/Yılmaz ÖZDİL

2016-05-25 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

Ve halkın yarısı hala daha mevcut durumu demokrasi zannediyor.
Bu insanların idrak yollarındaki tıkanıklığı açmak için ne yapmak lazım 
bilmiyorum?



Saygılar.

Oraj POYRAZ L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak

*65. **hükümet/Yılmaz ÖZDİL*



*64'*üncü hükümetin ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı *Recep Tayyip 
Erdoğan*, ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığına kaydırıldı.


Tbmm başkanı *Recep Tayyip Erdoğan*'dan boşalan dışişleri bakanlığına, 
mgk genel sekreteri *Recep Tayyip Erdoğan*'ın yakın çalışma arkadaşı 
*Recep Tayyip Erdoğan*getirildi.


*Başbakan Recep Tayyip Erdoğan*'ın kabine açıklanmadan yarım saat önce 
sürpriz şekilde cumhurbaşkanı *Recep Tayyip Erdoğan*'ı ziyaret etmesi 
kulislere bomba gibi düştü, cumhurbaşkanı *Recep Tayyip Erdoğan*'la 
*başbakan Recep Tayyip Erdoğan*arasında yapılan istişareler neticesinde, 
maliye bakanı *Recep Tayyip Erdoğan*'la sanayi bakanı *Recep Tayyip 
Erdoğan*kabinedeki yerlerini korurken, bir önceki hükümetin hükümet 
sözcüsü *Recep Tayyip Erdoğan*çevre bakanı olarak hükümete girdi.


Aile bakanlığına diyanet işleri başkanı *Recep Tayyip Erdoğan*'ı 
getirmek isteyen *başbakan Recep Tayyip Erdoğan*'la bu bakanlığa merkez 
bankası başkanı *Recep Tayyip Erdoğan*'ı getirmeyi düşünen cumhurbaşkanı 
*Recep Tayyip Erdoğan*arasında gerilim yaşandı.


Ak saray'daki asrın liderimiz *Recep Tayyip Erdoğan*'ın araya girmesiyle 
tatlıya bağlandı, meclis külliyesi'ndeki dünya liderimiz *Recep Tayyip 
Erdoğan*'ın da onayı alınarak, dolmabahçe'deki mit müsteşarı *Recep 
Tayyip Erdoğan*aile ve bilim bakanı yapıldı.


En büyük sürpriz tarım bakanlığında yaşandı, çalışma bakanı *Recep 
Tayyip Erdoğan*'ın tarımdan sorumlu milli savunma bakanı olmasına kesin 
gözüyle bakılıyordu, ancak son dakikada yaşanan değişiklikle spordan 
sorumlu milli eğitim bakanı *Recep Tayyip Erdoğan*tarım bakanı oldu, 
*Recep Tayyip Erdoğan*'dan boşalan spordan sorumlu şehircilik 
bakanlığına ise, daha önceki *Recep Tayyip Erdoğan*hükümetinde adalet 
bakanlığı yapan *Recep Tayyip Erdoğan*oturdu.


*Recep Tayyip Erdoğan*hükümetlerinin tecrübeli başbakan yardımcısı 
*Recep Tayyip Erdoğan*ilk kez *Recep Tayyip Erdoğan*hükümetinde 
yeralmadı, onun yerine ilk kez *Recep Tayyip Erdoğan*başbakan yardımcısı 
yapıldı, halef-selef *Recep Tayyip Erdoğan*ların devir teslim töreninde 
duygulu anlar yaşandı, *Recep Tayyip Erdoğan*'ı ilk olarak *Recep Tayyip 
Erdoğan*kutladı.


Kabine listesi hazırlanırken içişleri bakanının unutulduğu anlaşıldı, 
orman turizm ve avrupa birliği bakanı *Recep Tayyip Erdoğan*'ın içişleri 
bakanlığını vekaleten yürüteceği, güvenoylamasından sonra gıda ulaştırma 
ve çalışma bakanı *Recep Tayyip Erdoğan*'ın içişleri bakanlığına 
getirileceği, gümrük sağlık ve ticaret bakanlığına da kültür ve su 
işlerinden sorumlu teknoloji ve tabii kaynaklar bakanı *Recep Tayyip 
Erdoğan*'ın vekalet edeceği öğrenildi.


Kabinenin tek türbanlı bakanı *Recep Tayyip Erdoğan*oldu.

*

Sayın gerizekalı basınımız hâlâ /*"bakanlar kurulunda sürpriz 
değişiklikler var"*/filan diye yazıyor.


*

Ne sürprizi birader…

İki dudağının arasına bakanlar kuruludur!


a45UyF587661-160525110907 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/25 11:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Solem lucerna non ostenderent
Gunes fenerle gosterilmez (bariz olaylar icin)

Latin Atasozu

Maide-69 Fakat inananlar, Yahudiler, Sabiiler ve Hiristiyanlardan Allah 
a ve ahiret gunune inanan, iyi isler yapana korku yoktur, onlar 
uzulmeyeceklerdir. Ayni hukum Bakara-62 de de gecmektedir.




Fakat Al-i Imran-85 ise Kim Islamiyetten baska bir din ararsa onunki 
kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir. denilmektedir.


Turk milletini Allah icin, Peygamber icin topraklarini, menfaatlerini, 
benligini unutturacak, Allah la mutevekkil kilacak derin bir gaflet ve 
yorgunluk besiginde uyuttular.(..)


Mustafa Kemal ATATURK
(Mustafa Kemal in yazdigi Afet inan imzasiyla cikan Medeni Bilgiler 
kitabi 1931)



Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.googl

(GugukluhayaT) Tesla sürücüsü otomatik pilottaki aracıyla otoyolda uyurken yakalandı

2016-05-25 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

İnanılmaz bir olay.
Arabanın otopilotu o derece başarılı ki, sürücü kafayı devirmiş mışıl 
mışıl uyuyor.
Ve araba önündeki araç ilerledikçe ilerliyor, yanına gelen araçlar 
videolarıyla çekiyorlar.

Sürücü resmen devrilmiş.

Öyle üç beş dakka değil, en az yarım saat..

Araç çok uzun süre şeridini koruyor, etrafında dolaşan araçlarla 
arasındaki emniyetil mesafeyi koruyor. Önündeki araç dursa o da 
emniyetle duracak.
Zaten önündeki araç hızı ayarlayan araç olmuş, o yavaşladıkça Tesla 
yavaşlamış.


Ve bütün dünya bizim köprülerimizi, viyadüklerimizi, metrolarımızı 
kıskanıyor.


Ağlamak istiyorum.

Yarın birisi bu aracın bayiliğini alır, bütün mürteciler de kapısında 
kuyruk olur bastırır parayı alır.
Sonra uygun bir yerlerine cevşen, karınca duası asar, tampona nazar 
boncuğu, bebek pabucu, arka cama da mülk Allahın yazısı.


Dolanır öylece ortalıkta, bize din iman satar.

Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak


 Tesla sürücüsü otomatik pilottaki aracıyla otoyolda uyurken yakalandı

Onur Seven

*25*Mayıs *2016,*Çarşamba *09:00*

Geçtiğimiz günlerde internete düşen kısa bir video, Tesla Model S 
sürücüsünün otomatik pilot moduna aldığı aracıyla otoyolda seyir 
halindeyken direksiyon başında uyuya kaldığını gösteriyor.


Reddit üzerindeki Tesla Motors topluluğu tarafından paylaşılan kısa bir 
video, Tesla Model S'in otomatik pilot (Autopilot) modu devredeyken, 
araç sahibinin direksiyon başında uyuya kaldığını gösteriyor.


Otomatik pilot modu Tesla marka otomobillerinin kendini yönlendirerek 
şerit değiştirmesine, engellerden ve bariyerlerden kaçınmasına ve hatta 
kendi kendini park edebilmesine yardımcı olan *13*ultrasonik sensör 
kullanıyor. Ayrıca çağırdığınız zaman sizi almaya gelebilmesini sağlayan 
/*"Summon"*/gibi bir özelliği de var.


Ancak tüm bunlar Tesla araçlarının tamamen otonom oldukları anlamına 
gelmiyor. Şirket ve *CEO'*su Elon Musk, araçlar otomatik pilot 
modundayken sürücülerin direksiyon başında uyumamaları gerektiğini 
defalarca söyledi. Ayrıca şirket herhangi bir şey olursa diye 
sürücülerin ellerini direksiyon üzerinde tutmalarının önemli olduğu da 
vurgulamıştı.



   Autopilot modu Teslaları tam otonom araca dönüştürmüyor

Tesla bu görüntüler üzerine Tech Insider'a bir açıklama yaparak konuyu 
ele aldı. Şirket, Autopilot özelliğinin sürücülere direksiyon başında 
daha fazla güven vermek, yol boyunca emniyeti arttırmak ve otoyol 
sürüşünü daha keyifli hal getirmek için aktif katılımlı bir deneyim 
sağlamak üzere tasarlandığını söylüyor.


Ayrıca otomatik pilot sisteminin bu güne kadarki en gelişmiş 
sistemlerden biri olduğu ancak Tesla'ları otonom bir araca 
dönüştürmediği ve sürücünün tüm sorumluluğu üzerinden atmasına izin 
vermediği vurgulanıyor. Tesla, Autopilot özelliğinin kullanıma 
sunulmasından bu yana devamlı olarak sürücülerin her zaman kontorlü 
devralacak gibi hazır olmaları gerektiğini söylüyor.


Tesla'nın otomatik pilot sistemi gün geçtikçe daha da gelişiyor ancak 
henüz hatasız değil. Tesla sahipleri otomobillerinin trafiğin içine 
sapmak ve çok erken otoyoldan çıkmak gibi istenmeyen şeyleri yapmaya 
çalıştıklarından şikayet ediyorlar. Ayrıca kısa süre önce bir Model S'in 
ön kısmındaki radar sensörüne sıkışan büyük bir güve, Autopilot 
sisteminin devre dışı kalmasına neden olmuştu.


http://www.donanimhaber.com/otomobil-teknolojileri/haberleri/Tesla-surucusu-otomatik-pilottaki-araciyla-otoyolda-uyurken-yakalandi.htm 



a45UyF587661-160525114645 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/25 21:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Ahdini bozmak Allah i ve halki gazaplandirir.

Hz.Ali

Resulullah sav bir seferden donmustu.
O yokken ben, yuklugun onune, uzerinde resimler bulunan bir bez cekmistim.
Resulullah perdeyi gorunce, cekip atti, ofkeden yuzu de renklenmisti.
Ey Aise!
buyurdular, bil ki, Kiyamet gunu insanlarin en cok azab gorecek olani 
Allah in yarattiklarini taklid edenlerdir.

Hz.Aise rivayetine devamla dedi ki:
Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptik.

Kutubu Sitte 2166

Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin 
sahipleriler.

Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu eder

(GugukluhayaT) Kötülük problemi

2016-05-26 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  Kötülük problemi
  

Inanclilara
genellikle iddia sahibi tarafin kendileri oldugunu soyleriz.
Biz ateistlerin tek iddiasinin teist iddialarin yanlisligi oldugunu
soyleriz.
Bu dogru elbette ama teist iddialarin yanlisligi ifadesi cok genis bir
ifade.
Bu ifadenin altina sigabilecek pek cok iddiadan bahsedilebilir.
Bunlar arasinda Tanri kavraminin delili olmadigi, absurd oldugu, dinsel
bilgilerin celiskili ve sacma oldugu, ya da bilime aykiri oldugu,
vs.gibi pek cok alt iddia var.
Tabi tum bunlara ragmen, bu tur cogu ateist iddianin temel olarak
yaptigi dogrudan Tanri’nin varolamayacagini iddia etmekten ziyade, ya
Tanri gibi bir kavrama gerek olmadigi, ya da Tanri’nin varliginin
kanitlanamayacagi gibi gerekcelerle Tanri’nin varoldugu iddiasini
reddetmeye yonelmektir.

Fakat ateist argumanlar arasinda iki tanesi var ki, sadece pasif bir
sekilde Tanri iddiasini reddetmeye degil, pozitif ateistlerin
kullanabilecegi sekilde, Tanri’nin varolmadigini kanitlamaya yonelik
olarak kullanilabilecek iddialar.
Bu kategoriye giren iddialarin bir tanesi Tanri’ya ithaf edilen bazi
niteliklerin (her seye kadir olma ve her seyi bilme gibi) paradoksal
olmasi ve mantik sorunlarina yol acmasi.
Dolayisiyla, tanimlandigi sekliyle Tanri kavraminin mantiga sigmamasi,
absurd olmasi.
Her seyi yarattigi soylenen bir Tanri’nin mantik kurallarini da yaratan
varlik olmasi gerektiginden, Tanri’nin kendi yarattigi bu kurallarin
uzerinde olup olmamasi temel bir problemdir teistler acisindan.
Eger mantik kurallarini Tanri’nin ustunde gorurlerse, bu Tanri kavramina
aykiri olur, Tanri’nin gucunu kisitlar.
Eger Tanri’yi mantik kurallarinin ustunde gorurlerse, o zaman Tanri’nin
mantiga sigmayan, absurd birsey oldugunu soylemis olurlar, ki bu yaygin
bakis acisina gore Tanri diye birseyin varolamayacagini zaten kanitlar.
Fakat baska bir bakis acisina gore, bu durum dogrudan Tanri’nin
varolmadigini kanitlamaz.
Mantik ilkelerine uymayan fakat yine de varolan birseyin mumkun
olabilecegini iddia eder bazi teistler.
Fakat bu durumda da, Tanri’nin varolamayacagi kanitlanmis olmasa da, en
azindan biz insanlarin zihinsel yeti olarak boyle bir varligi
anlayamayacagimiz, onun varligi bilgisine ulasamayacagimiz kabul edilmis
olur teist tarafindan.
Biz bu bilgiye ulasamayacaksak da, akla dayali olarak nasil Tanri’nin
varoldugunu kabul etmemiz beklenebilir?
Normal olarak, aklin yolu o durumda Tanri’nin varligini reddetmek olacaktir.
Tabi israrli bir teist burada da akla dayanmayan (kalp ya da gonul
gozune dayanan) bir imandan bahsederek isin icinden cikmaya calisabilir,
ki nitekim bunu yaparlar da, ama sonucta pozisyonlarinin oldukca
zayiflamasina razi gelmis olurlar.
O noktada artik pek cok teistin iddia etmeye bayildigi gibi aklin
yolunun Tanri’nin varligina goturdugu gibi iddilarini terketmek zorunda
kalirlar.

Tanri ve mantik ikilemi haricinde, pozitif ateist bir pozisyonu savunmak
icin kullanilabilecek ve teist iddialarin bir numarali dusmani olarak
gorulen ve yukarida acikladigim Tanri ve mantik sorunundan daha fazla
bilinip daha da populer olan, hatta pek cok kisiye gore teist iddialari
cok acik ve basit bir sekilde curuten cok guclu birbaska ateist arguman
vardir ki, bu argumana kisaca *"kotuluk problemi"* denir.

Kotuluk problemi birkac sekilde formule edilebilir.
En basit ifadesi, *"Tanri varsa ve soylendigi gibi sonsuz iyiyse, o
zaman dunyada neden kotuluk var?"* seklinde kisaca aciklanabilir.
Eger Tanri sonsuz iyi ve sonsuz gucluyse, o zaman kendi zitti, yani
kotuluk varolamamalidir.
Tanri kendi sonsuz iyilik niteligini diledigi her alanda ve her
ayrintida gerceklestirebilmeliydi.

Bu problem degisik sekillerde ifade edilebilir.
Fakat gunumuz filozoflari arasinda bu argumanin en yaygin ifade sekli
asagidaki gibidir.

Asagidaki 4 onermenin en fazla 3 tanesi bir arada dogru olabilir, 4’u
birden dogru olamaz:

1) Tanri vardir

2) Tanri iyidir

3) Tanri sonsuz gucludur

4) Kotuluk vardir

Simdi dusunursek,

Eger Tanri varsa ve iyiyse, fakat kotuluk de varsa, demek ki Tanri
sonsuz guclu olamaz.

Eger Tanri varsa ve sonsuz gucluyse, fakat kotuluk de varsa, demek ki
Tanri iyi degildir.

Eger Tanri varsa, sonsuz gucluyse ve iyiyse, o zaman kotuluk
varolmamalidir.(Fakat kotuluk bilindigi gibi vardir).

Dolayisiyla, tek tutarli sonuc, eger kotuluk varsa, tanimi geregi sonsuz
guclu ve iyi olan bir Tanri varolamaz.

Eger Tanri’nin niteliklerini degistirerek isin icinden cikmaya
calisirsaniz, o zaman bahsettiginiz Tanri teizmin Tanri’si olmaz.
Dolayisiyla, icinde kotuluk barindiran veya sonsuz guclu olmayan bir
Tanri tanimi yaparak problemi cozmeye calisirsaniz, o zaman
bahsettiginiz Tanri teizmin tanrisi degildir.
Kisacasi, kotuluk problemi mantiksal acidan sarsilmasi cok guc ve cok
etkili bir argumandir.

Dogal olarak, teistler bu argumanla karsi karsiya 

(GugukluhayaT) Darwin'in Evrim Teorisi Nedir, Neler Söyler?

2016-05-27 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 



  * Darwin'in Evrim Teorisi Nedir, Neler Söyler?



  o 1) Evrim, tek başına ele alındığında, bir organizmanın soy
hattının zaman içerisinde değişimidir.


  o 2) Darwin'in ileri sürdüğü ortak ata fikri, Lamarck'ın ileri
sürdüğü Evrim Teorisi'nden köklü bir biçimde farklıdır.


  o 3) Kademeli evrim, Darwin'in Evrim Teorisi'nin köşebaşı
taşlarındandır.


  o 4) Popülasyon içi karakter dağılımının değişimi, Darwin'in Evrim
Teorisi'nin temellerini oluşturmaktadır.


  o 5) Evrimin ana mekanizması Doğal Seçilim'dir.






  Darwin'in Evrim Teorisi Nedir, Neler Söyler?

29 Eki, 04:56

Bilimin hiçbir sahasının olmadığı gibi, Evrim Teorisi (ve evrimsel
biyoloji) statik bir çalışma sahası değildir.
Sağlam temellere dayanan teorik altyapısı 1859 yılında Darwin'in tam adı
/*"Doğal Seçilim Yoluyla Olan Türlerin Kökeni veya Yaşam Mücadelesinde
Desteklenen Irkların Korunumu"*/olan, kısaca /*"Türlerin
Kökeni"*///olarak bilinen kitabı yayınlamasıyla inşa edildi.
Ancak o yayınla sonlanmadı, hatta o kitap, devasa bir patlamanın ilk
kıvılcımından ibaretti.
İlk kıvılcım olması bakımından müthiş öneme sahiptir; ancak bu sahanın
yarattığı asıl önemli bilimsel sonuçlar ve bilimde açılan çığırlar
bakımından o kadar da önemli değildir.
Çünkü bu yayın, 155 yıl geride kalmıştır ve o zamandan bu yana çok fazla
şey keşfettik.
Darwin'in birkaç noktadaki hatasını (özellikle popülasyonların sayısal
genişlemesi ve genetik gibi konulardaki hatalarını ve bilgisizliklerini)
düzelttik ve genişlettik.
Bunun haricindeyse, Darwin'in açtığı kapı, evrimsel biyolojiye her zaman
temel olarak kaldı ve muhtemelen hep de öyle kalacak.

O zamandan bu yana Evrim Teorisi'yle ilgili birçok yeni açıklama
getirildi, geçerli bir teori olduğu matematiksel olarak ispatlandı,
bilgisayar modelleriyle doğrulandı, elimizi değdiğimiz her türde
gözledik, bütün fosiller evrimsel süreci onayladı, karşılaştırmalı
anatomi, morfoloji, genetik sahalarındaki çalışmalar bir bütün olarak
evrimsel süreçleri tam da teorinin öngördüğü şekilde doğruladı ve daha
nicesi...
Bu yolda yepyeni hipotezler ileri sürüldü, bazıları çok güçlü şekillerde
doğrulanarak (veya hala yanlışlanamayarak) teorinin güçlü bir parçası
haline geldiler, bazıları çürütüldü ve unutuldu.
Tüm bu baş döndürücü gelişmeler, bulgular, deliller ve araştırmalar göz
önüne alındığında, Darwin'in evrimle ilgili çizdiği çerçeve son derece
basit ve yalın kalmaktadır.
Evrimin özünü anlamak ve anlatmak bakımından halen çok değerlidir; fakat
evrimsel biyolojiyi Darwin'den ve onun ileri sürdüğü haliyle Evrim
Teorisi'nden ibaret görmemiz imkansızdır.
Yine de amaç basit bir anlatımsa, 1982 yılında büyük evrimsel biyolog
Ernst Mayr'ın özetlediği şekliyle, 5 temel nokta üzerinden Darwin'in ilk
ileri sürdüğü Evrim Teorisi irdelenebilir:


*1) Evrim, tek başına ele alındığında, bir organizmanın soy hattının
zaman içerisinde değişimidir.*

**Bu fikir, Darwin'e ait değildir ve Milattan Önce yaşamış filozoflara
kadar gider (bkz: /Evrim Kuramı ve Mekanizmaları/
).
Ancak Darwin, bu görüşe yönelik, doğadan bizzat topladığı,
değerlendirdiği ve izah ettiği, karşı konulamayacak miktarda kanıt
sunmuştur.
Öyle ki, o zamana kadar böyle bir şeyi aklına dahi getiremeyecek ve tüm
türlerin sabit olarak yaratıldığını veya var oluverdiklerini düşünen
binlerce biyolog, kanıtları incelemeleri sonucu sadece birkaç yıl
içerisinde Evrim Teorisi'nin doğadaki değişimi net bir şekilde
açıkladığını kabul etmişler, fikirlerini değiştirmişlerdir.
1880'lerden bu yana bilim camiası, Evrim Teorisi üzerinde tam bir fikir
birliği içerisindedir (tüm biyologların %99'undan fazlası, tüm bilim
insanlarının %90'ından fazlası Evrim Teorisi'ni kabul etmektedir
).


*2) Darwin'in ileri sürdüğü ortak ata fikri, Lamarck'ın ileri
sürdüğü Evrim Teorisi'nden köklü bir biçimde farklıdır.*

Darwin, türlerin ortak atalardan farklılaşarak evrimleştiğini ve tüm
türlerin tarihin derinliklerinde mutlaka ortak atalarda buluşmak zorunda
olduğunu ileri süren ilk kişidir.
Kendisi, bütün yaşamın tek ve dev bir Evrim Ağacı olarak
değerlendirilebileceği görüşünü bilime kazandırmıştır.
Böylece Lamarck'ın ve diğerlerinin düşündüğünün aksine, birbirinden
bağımsız olarak farklılaşan soy hatlarının değil, birbirine sıkıca bağlı
olan soy hatlarının evrimleştiği anlaşılmıştır.
Yakın akrabaların ortak atası tarihte günümüze daha yakın zamanlarda,
uzak akrabaların ise daha eski zamanlarda yaşamıştır.
Örneğin, kardeşinizle olan ortak atanız muhtemelen hala yaşamaktadır
(anneniz ve babanız), birinci derece kuzeninizle olan ortak atanız
yaşıyor veya birkaç yıl önce yaşamış olabilir (büyük aileniz), tüm
insanların Neandertaller ile ortak atası 500.000 yıl kadar önce

(GugukluhayaT) Hacamat İşlevsel ve Sağlıklı Bir Tedavi Yöntemi Midir?

2016-05-27 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia




 *Hacamat İşlevsel ve Sağlıklı Bir Tedavi Yöntemi Midir?*

*27* May, *10:49*

AutoResizeImage.http://www.evrimagaci.org/dosyalar/fotograflar/56/56_hacamatjpg.jpg

*Mit: */*"Hiç öyle tıbba falan gerek yok. Hacamat delilikten cüzzama, 
gece körlüğünden baş ağrısına, diş hastalıklarından göz hastalıklarına, 
kanserden kısırlığa, mideden romatizmaya, bağırsaklara, böbreklere ve 
zihinsel hastalıklara kadar 70'ten fazla hastalığın tek başına 
tedavisidir!"*/


*Gerçek: *Hacamatın bugüne kadar istikrarlı bir şekilde her hastada 
tedavi edebildiği tek bir hastalık dahi bulunmamaktadır. Hacamatla 
ilgili söylenenler sadece şehir efsaneleri ve anektodal anlatımlardır. 
Bunların bilimsel hiçbir geçerliliği olmadığı gibi, hacamatı geçerli bir 
tedavi yöntemi olarak sunmak için kullanılamazlar.


*Bilgi-1: *Hacamat, ya da kan kupalama tedavisi, içerisindeki hava 
ısıtılmış ya da emilmiş kapların vücuda yerleştirilmesi sonucunda oluşan 
basınç farkından ötürü kanın kılcal damarların çatlamasıyla deriden 
dışarı sızması yöntemiyle yapılan antik bir alternatif tıp yöntemidir. 
Vücuda yerleştirilen bardak benzeri kaplar çeşitli bölgelerde *5-15* 
dakika boyunca bırakılır ve bu süre boyunca kişi, söz konusu kapların 
içerisine doğru yavaşça kanar. Bu kanama sayesinde bağ doku ve kaslar 
gibi yapıların iyileştiği iddia edilmektedir. Kanamanın varlığına veya 
yokluğuna bağlı olarak /*"kuru"*/ veya /*"ıslak"*/ hacamat yöntemleri 
bulunmaktadır.


*Bilgi-2: *Her ne kadar din tüccarları tarafından dini bir uygulama gibi 
pazarlanmaya çalışılsa da, söz konusu sahte tedavi yönteminin tarihi 
Milattan Önce *3000'*li yıllara kadar, yani modern zamanlarda kabul 
gören dinlerin yaratılmasından çok daha önceye kadar girmektedir. En 
güvenilir kanıtlar arasında, hacamat uygulamasının MÖ *1550* yılında 
Antik Mısır'da uygulandığına dair bilgiler barındıran Ebers Papirüsleri 
bulunmaktadır. Ayrıca Çin'de MÖ *1000'*li yıllarda bile bu yöntemin 
uygulandığına dair arkeolojik kanıtlar bulunmaktadır. Antik Yunan'da 
Hipokrat'ın MÖ *400* yılında iç hastalıkları ve yapısal problemleri 
tedavi etmek için hacamat yöntemine başvurduğu bilinmektedir. İslam 
coğrafyasında ise hacamatın tavsiyesine dair ilk izlere *1465* yılında, 
Şerefeddin Sabuncuoğlu isimli bir Osmanlı hekiminin yazılarında 
rastlanmaktadır.


*Bilgi-3: *Hacamatın tıbbi faydaları olup olmadığı konusu, yöntemi 
ciddiye alıp da hakkında araştırma yapan bilim insanı sayısının oldukça 
az olmasından ötürü bir miktar muğlaktır. Dahası, böyle bir metodun 
etkili olup olmadığını anlamakta kullanılan çifte kör testinin 
uygulanması da mümkün değildir; zira terapistin /*"kör"*/ olarak 
araştırma yapması imkansızdır. Ancak *2008* yılında Viyana Üniversitesi 
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü eski başkanı ve Exeter 
Üniversitesi Tamamlayıcı Tıp Bölümü eski profesörlerinden olan akademik 
hekim ve araştırmacı Edzard Ernst'ün kaleme aldığı /*"Kandır ya da 
Tedavi Et"*///başlıklı kitapta anlatıldığı üzere, hacamatın herhangi bir 
tıbbi fayda sağladığına dair bugüne kadar ortaya konmuş hiçbir bilimsel 
araştırma bulunmamaktadır. Kitapta, bugüne kadar yapılan konuyla ilgili 
tek kontrollü deney sonucunda, hacamatın ağrı ve acıda herhangi bir 
azalmaya neden olmadığının tespit edildiğini ilan etmektedir. Amerikan 
Kanser Derneği, hacamatın kanseri tedavi etmek bir yana dursun, herhangi 
bir sağlık faydası olduğuna dair hiçbir bilimsel veri olmadığını ilan 
etmiştir. Dahası, söz konusu uygulamanın deride yanıklara neden olarak 
hastalara daha fazla zarar verebileceği konusunda da halkı uyarmışlardır.


*Bilgi-4: *Hacamat savunucularının bilimsel arenada kendilerine yer 
bulabilmek adına en sık kullandıkları kaynak, *2012* yılında yapılan ve 
/*PLOS*//One /dergisinde Huijian Cao, Xun Li ve Jianping Liu tarafından 
yayınlanan /*"Hacamatın Verimliliğine Dair Güncellenmiş Bir 
Araştırma"*///başlıklı makaledir. Söz konusu makalede, hacamatın birkaç 
tıbbi sorunu tedavi ettiğine dair bulgular ortaya konmuştur. Her ne 
kadar hacamat savunucuları bu veriye heyecanla sarılmış olsalar da, 
makalenin tümünü okumamış olmalarından kaynaklı bir sorun bulunmaktadır. 
Araştırmacılar, bulgularının istisnasız her birinin çok yüksek miktarda 
istatistiki önyargı riski taşıdığını, dolayısıyla nihai bir cevap 
bulmanın mümkün olmadığını makalelerinde belirtmişlerdir. Yapılan bazı 
diğer araştırmalar, hacamatın çok zayıf veya obez insanlarda son derece 
riskli bir uygulama olduğunu göstermektedir.


*Bilgi-5: *Hacamat ile ilgili günümüze kadar yapılmış en kapsamlı 
araştırma *2014* yılında yapılmıştır. Bu araştırmada, Klinik Uygulama 
Yönergesi *(KUY)* takip edilerek o tarihe kadar konuyla ilgili yapılmış 
sistematik inceleme ve meta-analiz sonuçları değerlendirilmiştir. 
Araştırmaya katılan toplamda *13* *KUY'*dan sadece *1* tanesi hacamatın 
işlevsel olabileceğini ileri sürerken, *12* tanesi ya tamamen işlevsiz 
olduğu ya da herhangi bir 

(GugukluhayaT) Kuantum Dalgalanma: Yoktan Var Olabilen Enerji ve Evrenin Var Oluşuna Etkisi

2016-05-28 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




Kuantum Dalgalanma: Yoktan Var Olabilen Enerji ve Evrenin Var
Oluşuna Etkisi

25 Eki, 20:55



Kuantum Fiziği dahilinde Kuantum Dalgalanma (veya Kuantum Çalkalanma,
Quantum Fluctuation), uzayın belli bir noktasında, Werner Heisenberg'ün
tanımladığı Belirsizlik İlkesi dahilinde, enerji miktarındaki geçici
değişmedir.
Bu olay, enerji korunumu ilkesinin ihlal edilebileceğini göstermektedir.
Ancak bu ihlal; sadece çok küçük zaman aralıklarında olabilmektedir.
Buna rağmen fizikçiler, bu ihlalin yapıldığı anda var olan koşullara
bağlı olarak sürenin uzatılabileceğini ve hatta, Evren'i yaratabilecek
bir baloncuğun yoktan oluşup genişleyebileceğini ileri sürmektedir.
Buradaki yazımızda , bunun
her türlü evren modeli için mümkün olduğunun matematiksel kanıtının
yapılıp /Science /dergisinde yayınlandığına dair bir haber çevirisi
paylaşmıştık.
Peki ama kuantum dalgalanma nasıl hiçlikten enerji, dolayısıyla madde
oluşumuna neden olabilir?
Bunun evren algımız açısından değeri ve önemi nedir?

Kuantum Dalgalanma sonucunda sanal parçacıkların madde-antimadde
çiftleri hiç yoktan var olabilmektedir.
Sanal parçacıklar, Kuantum Alan Teorisi dahilindeki matematiğin bir
sonucu olarak ortaya çıkan, henüz tam olarak anlaşılamamış bir konsepttir.
Bu parçacıklar, doğrudan yapılan gözlemlerle tespit edilememektedirler.
Matematiksel hesapların gözlenebilir ve tespit edilebilir kısımları
üzerinde etkileri olmadığı için, bunlara *"sanal"*parçacık denmiştir.
Ancak bu yapıların çok ilginç özellikleri vardır: ilk olarak, fiziğin
temel ilkelerini ihlal edebilmektedirler.
Örneğin zamanda geriye hareket edebilmektedirler, enerji korunumuna tabi
değilmiş gibi davranmaktadırlar ve hatta ışıktan hızlı hareket
edebilmektedirler.
Bunların hiçbiri, gerçek parçacıklar tarafından yapılamaz.
Sanal parçacıkların bunu yapabilmesinin nedeni, varlıklarının madde ve
enerji üzerindeki toplam etkisinin her zaman sıfır olmasındandır.
Gerçek bir madde, asla bu kuralları ihlal edemez, çünkü kendisinin sebep
olduğu her şey, *"bilgi değeri"*taşır ve etrafındaki sistemi toplamda
sıfır olmayacak şekilde etkiler.
Sanal parçacıklar ise, her zaman kendilerini iptal eden karşıt sanal
parçacıklarla bir arada oluştukları için, fiziğin tüm temel ilkelerini
ihlal edebilirler.
Burada uyaralım: sanal parçacıklar, anti parçacıklar ile
karıştırılmamalıdır; ayrı konulardır.
Sanal parçacıklar olduğu gibi, sanal anti parçacıklar da bulunmaktadır.
Bunların etkileri, maddenin karşıtı olan antimaddeden farklıdır.

Bu kulağa fantastik geliyor olabilir; ancak kuantum mekaniğinin en temel
bulguları arasında yer almaktadır.
Üstelik, gerçek madde ve enerji üzerinde tekil etkileri de tespit
edilmiştir.
Az önce, maddeye ve enerjiye etki edemeyeceklerini söylemiştik.
Ancak bu, sanal parçacıkların toplam etkisidir.
Sanal parçacık çiftlerinin tekil halleri, madde ve enerjiyle etkileşebilir.
Ancak sanal parçacıkların sistemin toplamına etkisi sıfırdır.
Sanal parçacıkların etkileri, sayısız defalar, çok çeşitli fiziksel
araştırmalarda tespit edilmiştir.
Coulomb kuvveti, dipoller arası manyetik kuvvet, elektromanyetik
indüksiyon, zayıf çekirdek kuvveti, kuarklar arası güçlü çekirdek
kuvveti, fotonların spontane saçılımı, vakum polarizasyonu, Casimir
etkisi, atomik düzeydeki Lamb kayması, Hawking radyasyonu gibi sayısız
olguda, sanal parçacıkların etkisi tespit edilebilmiştir.
Kendileri doğrudan gözlenip tespit edilememektedirler; ancak doğru yere
bakmayı bilirseniz, etkileri ayırt edilebilmektedir.
Hatta günümüzde, bu sanal parçacıkların muhtemelen Evren'in her
noktasında her an oluştuğunu ve sonrasında hemen yok olduklarını
doğrulamaktadır.

Peki bunun evrenin var oluşuyla ilgisi nedir?
Bu çok kapsamlı bir konu ve üzerine cilt cilt kitaplar yazıldı,
yazılıyor ve yazılacak.
Ancak çok kısa bir düşünce zinciri, bizi şu noktaya
getirmektedir: *evrendeki bütün maddenin ve enerjinin toplam enerjisi
sıfırdır.*
En azından birçok ayrı bilim insanının (Stephen Hawking ve Michio Kaku
gibi) analizleri bunu göstermektedir.


  Eğer ki toplam enerji sıfırsa evren, hiçlikten var olabilen
  kuantum dalgalanmanın bir ürünü olabilir!

Yani kocaman bir sanal parçacık içerisinde yaşıyor olabilir miyiz?
Ancak sanal parçacık çiftlerinin çok kısa bir süre için var
olabildiğini, sonrasındaysa yok olmak zorunda olduğunu söylemiştik.
Bu ne olacak?

Sorunun cevabı, Büyük Patlama Teorisi ve alt başlıklarında gizli.
Modern fiziğin anlaşmaya vardığı en temel noktalardan birisi, Büyük
Patlama'nın bir noktada, müthiş küçük bir hacimde ve bir anda
gerçekleştiği ve sonrasında müthiş hızlı bir genişleme (enflasyon)
dönemine girildiğidir.
Bugün, Mikrodalga Artalan Işıması ve kütleçekim dalgaları gibi bulgular,
bu görüşleri doğrulamaktadır.
Bir diğer önemli nokta da, bu genişlemenin başlaması için çok çok çok
küçük bir miktar enerjinin yeterli olduğu

(GugukluhayaT) Ganalı din adamından akılalmaz sözler: Eşcinsellik depremlere neden oluyor!

2016-05-28 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

Zırvanın iki önemli zırvalama noktası var.

1. Sismoloji bilimi hikayeymiş meğer, tek başına bütün her şeyin 
açıklaması Kur'anda yazanlardan ibaretmiş. Esasen hep yazdım, sorunun 
ana fikri bu. Bütün soruların cevabını içerdiği söylenen tek bir kitap 
var ortada, ya da bütün cevapların sorusunu içeren tek bir kitap. İddia 
çk ama çok büyük. Haddini fazla fazla aşan, aştığı için de akıl dışı 
gerçek üstü bir iddia. O derece gerçek üstü ki, kimse artık bu iddianın 
gerçekliğin sorgulamıyor, buna teşebbüs dahi etmiyor, bunu aklına dahi 
getirmiyor. İddianın gerçek üstü oluşunu son derece doğal ve normal 
karşılıyor.


2. Allahın iğrenmesi bana ilginç geldi, tıpkı bir insan gibi hisleri, 
duyguları, algıları olan bir ilah. Aslında bu yeni bir haber değil, 
Allahın kızdığını, öfkelendiğini, kin tuttuğunu, sevdiğini, sevindiğini, 
üzüldüğünü falan biliyorduk. Fakat iğrenme konusu yeni.


Insana benzer bir ilah.
İnsanla insan olan bir ilah.
İnsana oyun eden, tuzak kuran bir ilah.
İnsanın duygu ve düşüncelerini önemseyen bir ilah.

Tuhaf, hem de çok tuhaf.

Bunca duygu, algı, his bana bu ilahın bana tıpkı bir insan gibi zaafları 
olduğunu anlatıyor.


Teşbihte hata olmasın. Örneğin, siz yerde yürüyüp duran karıncalardan 
bazılarına sempati, bazılarına antipati duyar mısınız? Ben duymam, 
aralarında taraf da tutmam. Hatta ne yaparlar, ne ederler umursamam. 
Kendi değer yargılarıma göre onları ölçüp biçmem.


Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak


 Ganalı din adamından akılalmaz sözler: Eşcinsellik depremlere neden
 oluyor!

Sozcu.com.tr

*11:2828* Mayıs *2016*

Ganalı Müslüman din adamı Mallam Abass Mahmud, *eşcinsel çiftler 
arasındaki ilişkinin Allah'ı tiksindirdiğini* belirterek, bunun 
depremlere neden olduğunu iddia etti.


/*"Erkekler cinsel ilişkiye girdiğinde Allah kızıyor ve bu mide 
bulandırıcı birleşme depremelere neden oluyor"*/ diyen Mahmud, Allah’ın 
antik şehirler Sodom ve Gomore’yi de eçcinsellik yüzünden yerle bir 
ettiğini söyledi.


İngiliz Independent gazetesinin haberine göre; Mahmud’un bu yorumları, 
Başkent Akra ile Kumasi şehride eşcinsellere yönelik düşmanlığın arttığı 
yönündeki haberlerin hemen ardından geldi.


http://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/ganali-din-adamindan-akilalmaz-sozler-escinsellik-depremlere-neden-oluyor-1250419/ 



a45UyF587661-160528120131 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/28 17:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Ben mu minlerin emiriyim; onlarin en yoksulunun gecindigi gibi gecinmek 
zorundayim.


Hz.Ali

Risale-i nur oyle degerli bir kitaptir ki ,kuranin onda yansiyan 
nurlarina hizmet etmek ,askerlikten ve kutsal savastan daha ustundur.
benim elimde firsat ve param olsa, Risale i nur hizmetinde olan degerli 
kardeslerimi askerlikten kurtarmak icin; bin lira karsiliginda bile olsa 
bedeli oder ve kurtaririm onlari.


Lemalar | On Altinci LemA a | 156
Said-i Nursi

Benim goruslerim Spinoza ninkine yakindir: Duzenin, bizim sadece belli 
bir olcude ve yetersiz bir sekilde kavrayabileyecegimiz mantiksal 
yalinligina duyulan inanc ve bunun guzelligine duyulan hayranlik.


My views are near those of Spinoza: admiration for the beauty of and 
belief in the logical simplicity of the order which we can grasp humbly 
and only imperfectly.


Kaynak: Albert Einstein, 1947; from Banesh Hoffmann, Albert Einstein 
Creator and Rebel, New York: New American Library, 1972, p.95.
(Bu goruslerinden dolayi Einstein in Panteist oldugu sonucu 
cikarilabilirse de, bir sonraki gorusunde de agnostiklige yakin oldugunu 
belirttigini gorecegiz)



Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: Hükümetimizi tanıyalım…

2016-05-28 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 *YILMAZ* *ÖZDİL: *Hükümetimizi tanıyalım…

​Başbakan *Bin*ali Yıldırım…

*17*/*25* *Aralık*'ta bacanağı gözaltına alındı, milletin orasına 
koyacağını ifade eden havuzcu müteahhit /*"Binali kalırsa yaşadık"*/ 
dedi, oğlu kumarhanede yakalandı.


*

Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş…

/*"AKP'liler Harun olmaya geldiler, Karun oldular, eğer bunlar 2023'te 
iktidarda olursa, 2023'te evine icra gelmeyen kalmaz, eğer bunlar 
2023'te iktidarda olursa, 2023'te başbakanın çocukluk arkadaşı, askerlik 
arkadaşı, mahalleden arkadaşı, belediyeden arkadaşı ve şoförlerinden 
başka hiç kimse milletvekili olamaz, buna müsaade etmeyeceğiz, AKP gibi 
firavunlaşmayacağız, kamu kaynaklarını kendimize ve yandaşlarımıza 
peşkeş çekmeyeceğiz, İsrail'in vagonu olmayacağız, AKP Amerikan 
mandasıdır"*/ dedi.


*

Başbakan yardımcısı Tuğrul Türkeş…

/*"Tayyip Erdoğan niye çıkıp vallahi de billahi de benim evimde böyle 
paralar yoktur demiyor?*/


/*Benim tek talebim o'nun yargılanmasıdır.*/

/*Milliyetçiliği ayağımın altına alırım diyor, senin o bacağını kırarlar.*/

/*Terör örgütünün faaliyetleri, bizzat AKP iktidarı tarafından 
meşrulaştırıldı, ülkeyi felakete sürüklüyorlar.*/


/*AKP'liler televizyon programlarında karşımıza çıkamıyor, AKP hükümeti 
suskun, miskin, korkak, çünkü dumanlı münasebetler hasıldır.*/


/*Dış mihraklarla enerji ticareti noktasında, Türkiye'nin 
menfaatlerinden çok, hususi menfaatleri ön plandadır.*/


/*Süleyman Şah türbesinin taşınması, zuldür, hezimettir.*/

/*Bizans bile birçok AKP'liden daha millidir, daha Türk'tür"*/ dedi.

*

Başbakan yardımcısı Veysi Kaynak…

/*"Rüşvet alanlar hapse girmesin, görevini kötüye kullananlara ceza 
indirimi yapılsın"*/ diye kanun teklifi verdi.


*

Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek…

Majestelerinin vatandaşı.

*

Adalet bakanı Bekir Bozdağ…

*Bin*ali Yıldırım'ın bacanağını kurtarmak için yargıya müdahale ettiği 
gerekçesiyle İzmir Başsavcılığı tarafından hakkında fezleke hazırlandı, 
fezlekeyi hazırlayan başsavcı zart diye görevden alındı, zurt diye 
takipsizlik kararı verildi.


*

Çalışma bakanı Süleyman Soylu…

/*"AKP hükümeti bayramları bile millete zehir etti, insanlarımız gülmeyi 
unuttu, bunlar beceriksiz, yetersiz, paçalarından yolsuzluk akıyor, 
ihale ve yandaş belediyeciliği yapıyorlar, Eyy recep tayyip erdoğan, 
boyan döküldü, emir eri oldun, rantın babası oldun, at üstünde duramayan 
kişi ülkeyi de yönetemez, Türkiye'yi yolsuzluk çukuruna batırdılar, tüyü 
bitmemiş yetimin üzerinden siyaset yapıyorlar, AKP mensupları genel 
başkanlarını padişah olarak görüyor, başbakan da kendisini padişah 
olarak görüyor, bu hükümete zıkkımın kökünü göstereceğiz, tayyip 
erdoğan'ın altı ayda hurdasını çıkarırım"*/dedi.


*

Ekonomi bakanı Nihat Zeybekçi…

/*"Çocukken çok yoksuldum, yırtık donlu Nihattım"*/ dedi, boğazda yalı 
aldığı ortaya çıktı, boğazda yalı aldığını ortaya çıkaran gazetecilere 
/*"pislik yalayıcılar, paçavralar, şerefsizler"*/ dedi.


İhracatçılar Meclisi'nin töreninde Numan Kurtulmuş'la birlikte 
hayırsever rıza bey'e plaket verdi, /*"o şahsı ilk defa gördüm"*/ dedi.


*

Enerji bakanı Berat Albayrak…

Damat.

*

Spor bakanı Çağatay Kılıç…

Kuzeni önceki gün mafya usülü öldürüldü, cesedi ormana atıldı.

*

Tarım bakanı Faruk Çelik…

Kardeşi zimmetten tutuklandı, kendisi de *2006'*da ayağından kurşunlandı.

*

İçişleri bakanı Efkan Ala…

Herhangi bir gelişmiş ülkede, değil insan, bu kadar sayıda kuş 
öldürülsün, o ülkenin içişleri bakanı tası tarağı toplar istifa eder, 
Efkan Ala hâlâ oturuyor.


*

Orman bakanı Veysel Eroğlu…

Dünyadaki ilk ve tek /*"inşaat"*/ mühendisi /*"orman"*/ bakanı.

*

Sağlık bakanı Recep Akdağ…

Pantolon paçalarını çoraba sokun.

*

Bilim bakanı Faruk Özlü…

/*"Savunma bakanı olmayı bekliyordum, bunu beklemiyordum"*/ dedi.

*36* senedir savunma sanayi müsteşarlığında çalışıyordu, savunma sanayi 
müşteşar yardımcısıydı, *TBMM* milli savunma komisyonu başkanıydı, neden 
savunma bakanı yapılmadığını kendisi bile anlamadı, /*"bilim"*/ bakanı 
olmasına rağmen /*"bilimsel"*/ olarak izah edemedi.


Halbuki /*"izahı"*/ alttaki bakanlıktaydı!

*

Milli savunma bakanı Fikri Işık…

Bilim bakanıydı.

İsmet Yılmaz sürpriz şekilde milli eğitime kaydırıldı, savunma bakanlığı 
koltuğu boşaltıldı, savunma bakanı olmasına kesin gözüyle bakılan Faruk 
Özlü tuhaf şekilde bilim bakanı yapıldı, hiç kimse nedenini anlamadı, 
Fikri Işık sürpriz şekilde milli savunma bakanı yapıldı.


Çünkü, sayın basınımız henüz farkında değil…

Savunma bakanı, imam.

Tarihte ilk!


a45UyF587661-160528123051 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/28 19:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Adamin biri evlenecek kadin aradigi ilanini verir.
Ertesi gun ayni mesaji ileten yuzlerce mektup alir:
Benimkini alabilirsin.

Anonim

Risale-i Nur, Kur an in bir aynasidir.
Bir mucize durumundadir

Said-i K

(GugukluhayaT) Bilimsel açıklamalar, Evrim teorisi ve Tanrı

2016-05-29 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  Bilimsel açıklamalar, Evrim teorisi ve Tanrı
  


Efendim, biz biliyoruz ki şu anda canlılık var.

Ve biliyoruz ki bir zamanlar yoktu.
Tam ne zaman oluştuysa o zamanın yakınlarına gidelim.
Şimdi diyebiliriz ki, beş dakika önce canlı yoktu ama şimdi var.
Evrim olgusu ilk canlıların çok daha basit oluşu, şimdiki düzeye evrile
evrile gelişidir.
Bu evrilme sürecinde, bildiğimiz kimyasal etkilerin haricinde bir şeye
rastlamak mümkün değildir.
Bu türden, bilinen etkilerle bilinmeyen bir zaman diliminde neler
olduğunu söyleyen teorilere "*bilimsel açıklama"* denir.
Evrim teorisi bir bilimsel açıklamadır.

Yaratılış düşüncesi ise bilimsel olmaktan uzaktır çünkü bilinmeyen bir
etkiyi işin içine dahil eder.
Bu fikrin savunucuları genellikle argüman olarak doğal süreçlerin canlı
gibi kompleks bir yapıyı oluşturma ihtimallerinin düşük olduğunu öne
sürerler.
Fakat, şu ana kadar gözlemlemediğimiz, bilinmeyen dış etkinin yalnız o
zaman için varolma ihtimalini hesaplamazlar.
Bu bilinmeyen etkinin yaratıcı olduğunu öne sürmek, hele ki kutsal
kitaplarda tariflenen yaratıcının bu olduğunu öne sürmek içinse hiçbir
yeterli delil yoktur.

Bu bilinmeyen etkiye her seferinde bilinmeyen etki demek yerine
"*tanrı"* diyelim.
Tanrının varlığını ve yokluğunu varsayarak ihtimal hesabını tekrar
gözden geçirelim.

*1.Tanrı var ise: *Etki bilinmeyen birşey olduğundan tam olarak
mahiyeti, ne işe yaradığı hakkında bir şey söylenemez.
Belki bu etki evrenin oluşumu esnasında bir kez işe müdahil olmuş ve
evrim gibi düşük ihtimalli bir olayın gerçekleşmesini sağlamış, veya
herşey seyrinde giderken olaya müdahil olmuş ve pat diye "*Adem"*i
yaratmıştır.
Hangisini tercih edeceğini bilemediğimizden bu olasılıklardan hangisinin
olduğu hakkında bu bilgilerle teorik olarak bir şey söylenemez.

*2.Tanrı yok ise: *Bu durumda herşey bildiğimiz etkilerle gerçekleşmiş
ve o düşük ihtimalli durum olmuş demektir.
Ne gözlemsel açıdan ne teorik olarak sorun yoktur.

Bir benzetme yapacak olursak, Ali evde tek başınadır.
Evin ilk durumunu bildiğimizi farzedelim.
Eve geldiğimizde masanın üzerinde bir bardak görüyoruz ve evden çıkarken
orada olmadığını biliyoruz.
Bu örnek için bilinmeyen etki olan tanrının varlığını ve yokluğunu
varsayıp tekrar düşünelim.

*1.Tanrı var ise: *Ne düşündüğü ve olaylara nerede ne zaman karışacağı
bilinmediğinden, Ali doğmadan çok önce evreni Ali’nin bardağı masanın
üzerine koymasını olanaklı kılacak şekilde programladığı mı yoksa Ali
evdeyken bizzat bardağı kendisinin mi masanın üstüne koyduğu hakkında
bir şey söylenemez.

*2.Tanrı yok ise: *Ali bardağı masanın üzerine koymuştur.
Çünkü evde Ali’den başka kimsenin olduğu bilinmemektedir.
Peki neden Ali durduk yere bardağı masanın üzerine koysun?
Belki su içmiştir.
Veya başka bir şey de içmiş olabilir.
Belki de canı sıkılmış, veya içinden bardağı alıp masanın üzerine koymak
gelmiştir.
Bunların hepsi olabilecek şeylerdir ve bilimsel açıklama sınıfına girer.
Şimdi sorsak, Ali’nin evde bu zaman zarfında yapabileceği pratikte
sonsuz sayıda işten bardağı masanın üzerine koyma seçeneğinin tutma
olasılığı kaçtır?
Çok düşük olduğu kesindir.

Bilimsel açıklamalarda olasılığı hesaplamanın yanlışlığı (istatistikteki
bir şey olduktan sonra onun olasılığını hesaplamanın yanlış olduğu
ilkesi) ortadadır.
Çünkü ne kadar düşük olursa olsun öyle bir şeyin olduğu durumların
varlığı bir yerlerde hata olduğunu gösterir.

Bunun asıl nedeni teorik olasılık ve deneysel olasılığın işin içine
girmesi, bir de yapılan hiçbir deneyin bir diğerinin olasılığını
etkilememesi ilkesidir.

Teorik olasılıkta değişkenler bellidir, varsayımlar vardır.
Bunun üzerinden hesaplamalar yapılır.
Deneysel olasılıksa şakaya gelmez, bütün değişkenleri hesaba katar.
Çünkü o deneydir.
Ölçtüğümüz şeydir.
Yani, teorik olasılıkta ihmal edilen şeyler vardır.
İstatistik yapmak bu şeyleri bulmak yerine, birçok deneme yaparak sonuç
olarak olasılığın ne olduğunu bilmeye yarar.
İstatistik bilimiyse kaç tane deney yaparsak, bulduğumuz sonucun ne
kadar kesin olduğu gibi şeylerle ilgilenir.
Ali’nin masaya bardak koymasının gerçek ihtimalini bulmak için belki bin
tane gözlem yapmak gerekecektir.
Bilimsel açıklamaların tipik özelliklerini gösteren bu örnekten de
anlaşılacağı gibi olasılık hesaplamak faydasızdır.

Bunun ikinci nedeni, hesapladığımız olasılığın bir işe yaramamasıdır.
Çünkü diyelim ki çok geniş bir araştırma ile hileli bir zarın, belli bir
odadaki 6 gelme ihtimalini 3/4 bulduk.
Sonra odanın tavanından bir delik açtık ve zarı içeri attık.
İhtimal kaçtır?
Hesapladığımız üzere 3/4’tür.
Ama biz ne geldiğini görmedik.
İçerde neler olduğunu bilmiyoruz.
İçeri girip baktığımızda 4 geldiğini görürsek bunu neye bağlayacağız?
Bilinmeyen bir etkiye yukarıdaki iki örnekte bağladığımız gibi aynı
şekilde 4 gelme işini yükleyebilir veya doğal süreçlerle, 3/4’ten geriye
kalan ihtimall

(GugukluhayaT) Nevzat Evrim Önal : Dindar, kindar ve asalak nesil

2016-05-30 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia



  **Nevzat Evrim Önal :***Dindar, kindar ve asalak nesil*

*05/04/2016 Salı*

**Ülkenin emeğiyle geçinen insanları olarak şunu hiç tereddütsüz
söyleyebiliriz:**İslamcılar bu topluma yapışmış asalaklar***.
Topluma hiçbir faydaları yok; ondan besleniyor ama ona değer katmıyor ve
zayıf düşürüp sağlığını bozuyorlar. Bugün ortadan kalksalar toplum zarar
görmez, ama her gün emip tükettikleri büyük miktarda toplumsal kaynak
faydalı işler için kullanılabilir.*

*Üstelik bu, salt son birkaç yılın meselesi değil. Asalaklık,
islamcılığın fıtratında var. İslamcı ideolojinin kökeninin dayandığı
ulema, Osmanlı tarihi boyunca tek bir anlamlı işe yaramamış; ancak
sürekli toplumsal kaynaklardan otlanmış ve otlanamadığı anda kazan
kaldırmıştır. İmparatorluk maliyesi iflas edip toprak rejimi
bozulduğunda ilk isyan edenler, çiftçi olup da toprakla uğraşmamak ve
boş beleş yaşamak için medreselere doluşmuş suhtelerdi*. Ulema,
imparatorluğu kurtarmak için yapılan her modernleşme çabasına bencilce
direndi, fetva üzerine fetva çıkarttı ve devrim tarafından süpürülene
kadar memleketin kanını emdi. Bu bağlamda, gericilerin cumhuriyet
devrimlerinden en fazla dillerine doladıklarının harf devrimi olması
mantıklı; çünkü harf devriminin bir hedefi gerçekten de ulemanın, yani
işi gücü tek bir kitabı okuyup işine geldiği gibi yorumlamak olan,
skolastik çağ keşişlerinden beter asalakların toplumsal etkisini kırmaktı.*


*Hazmedemedikleri, bunun başarıya ulaşmış olmasıdır.*

*Ne var ki bu başarı, cumhuriyetin ilericiliği özel mülkiyet düzeninin
sınırlarına çarpana kadar sürdü. Kapitalizmin işsizlik ve sefalete
mahkûm ettiği toplumsal kesim büyüdükçe, Marx’ın Komünist Manifesto’da
**/*"aylaklık içinde çürüyen yığın"*/**olarak tanımladığı ve **/*"gerici
entrikalara kendini satmaya yatkın"*/**olduğunu vurguladığı lümpen
proletarya, islamcılık tarafından din afyonuyla uyuşturulup ucuza satın
alınarak bu topraklara uygun biçimde kurgulandı.*

*Bu kurgunun hamileri, Türkiye’nin en gerici mülk sahipleri,
**/*"hacıağa"*/**lardı. Üretim namına hiçbir işin ucundan tutmayan bu
adamlar, zenginliklerini esasen devlet himayesinde gayrimüslimlerin
mallarını yağmalayarak, bilhassa Demokrat Parti’nin 6-7 Eylül
provokasyonu sayesinde edinmişti (örneğin Beyoğlu’ndaki iş hanlarının
çoğunun 1955-56 arasında tuhaf biçimde el değiştirdi). Benzer bir süreç
metropoller göç ile büyürken yaşanan gayrimenkul zenginleşmesinde, kamu
arazilerine çökülmesiyle işledi. Böylelikle islamcı zenginler,
kendilerine en uygun para kazanma yöntemleri olan rantiyelik, esnaflık
ve ticarette hâkim hale gelerek kapitalizmin finans hariç her üretmeden
kazanma yöntemlerinde ustalaştılar.*

*Toplam öğrenci sayısı bir milyonu aşmış imam hatip saçmalığı buraya
oturuyor. Bu kadar imama ihtiyaç yok. Halkın bu yönde özel bir talebi de
yok; aksine kontenjanlar boş kalıyor ve insanlar çocuklarını
kaydettirsin diye kırk takla atılıyor. En dindar aileler bile imam hatip
okullarını son çare olarak görüyor ve çocuklarının gerçek bir meslek
edinmesini istiyor. Ne var ki islamcı para babalarının, iktidarlarına
bekçi ve değer üretmeyen getir götür işleri için emirlerine amade
olacak, kafası pek çalışmayan, gerektiğinde içinden cihatçı
devşirilebilecek bir genç lümpen yığına; yeni bir asalak suhte kuşağına
ihtiyacı var.*

**Soruyorum:***Hırsızlık, tecavüz, sübyancılık ve akla gelen her türlü
ahlaksızlığın buradan fışkırmasında şaşılacak bir şey var mı? İnsanı
ahlaklı kılan, her şeyden önce özsaygı ve özgüvendir; bunları da
emeğiyle değer üretme becerisine sahip olduğunu görmesi sağlar. Tek
faydalı işin ahirette hurilere kavuşmak için ibadet olduğunu düşünen,
değer üreten emeği nafile bir çaba gören ve islamın iktidarı için her
alçaklığı mubah sayan insanlar ahlaklı olamazlar.*

**Ve tersi de doğru:***Bu ülkenin işçilerinin önemli bir bölümü sağcı
ideolojilerin etkisinde kendi çıkarlarını göremiyor ve savunamıyor
olabilir; ama islamcı güruhun içinde işçiler çok küçük bir azınlık.*

*Bugün, bir kez daha, 2013 Haziranı’ndaki gibi karşı karşıya duruyoruz.
Bir tarafta ülkenin eğitimli, aydınlıktan yana, dinsel değil modern
kurallarla yaşamak isteyen, kentli emekçileri var, biz varız. Diğer
tarafta ise bize hakaret eden, baskı ve şiddet uygulayan cahil, gerici,
asalak lümpenler.*

*Biz olmasak, bu ülkeyi bir gün dahi döndüremezler. Emeğimizle bu
faydasız softaları beslemek zorunda değiliz. **/*"İmam yetiştirmeyen
imam hatipler kapatılsın"*/**diyen Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi,
tam da bu karanlıktan çıkış yolunu gösteriyor.*

*evrimo...@gmail.com*

*@nevzatevrimonal*

*www.facebook.com/nevzatevrimonal*

  *

**Medrese öğrencisi demek olan suhte, aynı zamanda softa kelimesinin
kökenidir. Konuyu merak edenler, Celali İsyanları öncesi ve
sırasında dolup taşan medrese imarethanelerinin nasıl bugünkü Ensar
Vakfı’na benzer tecavüz yuvaları olduğuna dair tarihsel bilgiler
için Prof. Mustafa Akdağ’ın Türk Hal

(GugukluhayaT) NECATİ DOĞRU : Kâbe kokulu Kur’an! Hacı robot! Askerin başına imam! Dövünen Nobelli Adam!

2016-05-30 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 *NECATİ* *DOĞRU : *Kâbe kokulu Kur’an! Hacı robot! Askerin başına
 imam! Dövünen Nobelli Adam!

*29* *Mayıs* *2016*

Cumhuriyet tarihinde *4* öncü gösterge yaşandı. *4*'ü de ilk kez 
yaşandı. *4*'ü de bu haftanın son günlerinde birlikte yaşandı.



   *1-**K*abe kokulu Kur'an!


   *2-**H*acı robot!


   *3-**A*skerin başına imam!


   *4-**D*övünen Nobelli Adam!

Nereye geldik?

Nereye gidiyoruz?

İster dövünün.

İster sevinin.

Ama önce bir düşünün.

* * *

*İlk öncü haber:*

Bir gazete, okur sayısını artırmak için /*"Kadir Gecesi elinizde"*/ sözü 
vererek; /*"Dünya'da ilk kez tamamı Kabe kokulu özel baskılı 8 muhteşem 
eser; Kabe kokulu Kur'an, Kabe kokulu Kur'an-ı Kerim meali, Kabe kokulu 
Peygamber Efendimiz S.A.V' in hayatı, Kabe kokulu Peygamberler Tarihi, 
Kabe kokulu büyük zırhlı dualar kitabı, Kabe kokulu 41 Yasin kitabı, 
Kabe kokulu ilahiler kitabı, Kabe kokulu Kuran dili elifbası"*/ 
dağıtmaya başladı.


Bu hangi gazete?

Akit Gazetesi değil.

İsmi lazım değil.

Büyük bir gazete.

Okur sayısını artırmak için bedava /*"Kabe Kokusu"*/ dağıtıyor. Bu 
gazetenin başyazarı, sık sık gidip yemekler yediğini, şaraplar içtiğini, 
son moda pahalı kostümler satın aldığını yazdığı Paris, Londra, Nice, 
Cannes'in parfüm kokularını değil /*"Kabe Kokusu"*/ nu promasyon yaptı.


Kabe, taş *bin*a.

Dört duvarı taştan.

Avlusu mermer.

Taş kokmaz.

Mermer de kokmaz.

Siyah örtü de kokmaz.

Kokan, Arabistan sıcağında hacıların tavaf ve şeytan taşlama sırasındaki 
ter kokularıdır. Kokan yeni hacı olmuşların Kabe dönüşü hediye olsun 
diye satın alıp getirdikleri parlak şişecikler içindeki ağır, keskin 
kimyasallardır. Onlara halkın verdiği isim de /*"Hacı Yağı"*/dır.


*Türkiye'nin geldiği yere bak:*

Gazete hacı yağını, Kabe kokusu diye sunuyor. Demek ki, alıcısı çok.

* * *

*İkinci öncü haber:*

*AKP* Olağanüstü Kongre'de Cumhurbaşkanı'nın mesajı okunurken *MKYK* 
üyeleri ayağa kalkıp, ceketlerinin önünü iliklediler. Cumhurbaşkanı'nın 
işaret ettiği *Bin*ali Yıldırım *1405* delegenin oyunu olarak genel 
başkan ve başbakan oldu. Cumhurbaşkanının işaret ettiği imam hatip 
mezunu Fikri Işık, Milli Savunma Bakanı seçildi.


*Türkiye'nin geldiği yere bak:*

İmam Hatip okulları mezunları harp okullarına alınmıyor ama cumhuriyet 
tarihinde bir ilk; askerin başına imam hatipli bakan atanıyor.


* * *

*Üçüncü öncü haber:*

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun

*(TÜBİTAK)* teşvik ve desteği ile /*"Bilim Fuarları"*/ kapsamında 
Türkiye'nin ilk /*"Hacı Robot"*/ u yapıldı. Haccın farzlarını yerine 
getiren hacı robotu, *Bin*göl'de ortaokul öğrencileri *300* *TL'*ye mal 
etti. Okulun Teknoloji ve Tasarım öğretmeni, /*"Hacı robotumuz, haccın 
üç farzı olan; ihramı, Kabe'yi tavaf ve Arafat vakfesini yerine 
getiriyor"*/ dedi.


*Türkiye'nin geldiği yere bak:*

*TÜBİTAK* teşvik etti.

Bartın'da İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri; dua ve tatlı sözlerle 
yetiştirilen bitkinin daha hızlı ve sağlıklı büyüdüğünü iddia eden 
/*"Tatlı Kelam"*/ adlı projeyi geliştirdi.


* * *

*Dördüncü öncü haber:*

Cumhuriyet tarihinin ilk ve tek Nobel bilimsel ödülü sahibi Aziz Sancar, 
eşiyle Türkiye'ye geldi. Ben varlığımı ve başarımı Cumhuriyetin 
okullarına, Köy Enstitüsü'nden yetişme hocalarıma, Atatürk'e borçluyum 
dedi. Kimya fakültelerinin dekanı ile profesörleri bir gece Aziz 
Sancar'ı yemeğe davet ettiler. Yemekte Aziz Sancar'a, /*"Türkiye'de 
temel bilimler çok kötüye gitti, son yıllarda 40 tane Kimya fakültesi 
kapandı"*/ diye yakındılar. Aziz Sancar, /*"biz, yani İslam dünyası son 
500 yıldır dünya bilimine hiçbir katkımız olmadı, düşünmek lazım, niçin 
olmadı"*/ diye konuştu. *40* kimya fakültesi kapandı fakat açılan 
İlahiyat fakültesi sayısı *100'*ü geçti. İmam hatipli öğrenci sayısı 
*1.5* *milyon*a çıktı fakat İmam Hatiplerde matematik, fizik, kimya, 
biyoloji gibi temel bilim derslerinde başarı yerlerde sürünüyor. Orta 
okul ve lise eğitiminin ise içi boşaltıldı. Çocuklar haftada sadece *2* 
saat fizik dersi görüyor, laboratuvarlar yetersiz.


*Türkiye'nin geldiği noktaya bak:*

/*"Bir ülkede bilim, ortamı varsa yapılır"*/ diyen Aziz Sancar, 
*ABD'*deki vakfını geliştirmek için Türk işadamlarından


*6* *milyon* *dolar* bağış sözü aldı, Amerika'ya geri döndü.


a45UyF587661-160530110118 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poy...@openmail.cc
2016/05/30 11:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Savas politikanin diger araclarla devam ettirilmesidir.

Clausewitz

Fatih camiinin avlusundayiz.
Cenaze namazi kilinacak.
Bazilari tanidiklarini gorunce disleri gorunecek sekilde guluyor, yahu 
bunca zamandir nerelerdesin be diyor.

Neseli neseli tokalasiyorlar, sen sakrak gulusuyorlar.
Biraz otede namazini kilacaklari bicare cenaze tabutta sere serpe yatiyor.
Zavalli sen sakrak Muslumanlar.
Cenazeler ikiye ayrilir: Olmus cenazeler...
Canli cenazeler...

Mehmet Sevket 

(GugukluhayaT) Dışişleri’nden Fransa’ya ilginç uyarı: "Göstericilere orantısız güçten kaçının"

2016-05-30 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

Çok yerinde bir uyarı olmuş.

Özelikle hükumet güçleri ile göstericilerin eşit taraflar olarak 
bahsedilmesi önemli bir vurgu.

Taraflar arası diyalog ihtiyacı da vurgulanmalı.

Bu şekilde fırsat olduğunda ayağımıza gelen pas mutlaka ama mutlaka 
değerlendirilmeli.
Hatta bence biraz da bu işin tadı çıkarılmalı, abartılmalı, uzatılmalı, 
boku çıkarılmalı ki, işlerin çift taraflı olduğu anlaşılsın.



Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak


 Dışişleri’nden Fransa’ya ilginç uyarı: /*"Göstericilere orantısız
 güçten kaçının"*/

*30.05.2016* *12:04*

Dışişleri’nden Fransa’ya ilginç uyarı: /*"Göstericilere orantısız güçten 
kaçının"*/


Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Fransa'da*'Çalışma Yasası 
Reformu'* sebebiyle yaşanan sokak gösterileri ve Fransız güvenlik 
güçlerinin sert müdahalelerde bulunmasıyla ilgili /*"Olayların en kısa 
sürede yatışması için Fransız makamlarına ve gösterilere katılanlara 
itidal çağrısında bulunuyoruz. Fransız güvenlik güçlerinin göstericilere 
karşı giderek sertleşen müdahalelerinden de endişe duyuyor, yetkilileri 
göstericilere karşı orantısız güç kullanmaktan kaçınmaya davet 
ediyoruz"*/ dedi.


Dışişleri Sözcüsü Bilgiç, Fransa’da *‘Çalışma Yasası Reformu’* sebebiyle 
yaşanan sokak gösterileri ve Fransız güvenlik güçlerinin sert 
müdahalelerde bulunmasıyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta Fransız 
makamlarına ve gösterilere katılanlara itidal çağrısında bulundu. 
Yetkilileri göstericilere karşı orantısız güç kullanmaktan kaçınmaya 
davet eden Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, şu açıklamalarda bulundu:


/*"Fransa, halen Ulusal Meclis ve Senato’da görüşülme aşamasında olan 
çalışma yasası reformu nedeniyle geçtiğimiz Subat ayından bu yana sokak 
gösterilerine ve grevlere sahne olmakta, olaylar giderek daha şiddetli 
bir hal almaktadır. Bu gelişmeleri tabiatıyla yakından takip ediyoruz. 
Demokrasilerde diyaloğun gerekliliğine inanıyor, olayların en kısa 
sürede yatışması için Fransız makamlarına ve gösterilere katılanlara 
itidal çağrısında bulunuyoruz. Fransız güvenlik güçlerinin göstericilere 
karşı giderek sertleşen müdahalelerinden de endişe duyuyor, yetkilileri 
göstericilere karşı orantısız güç kullanmaktan kaçınmaya davet ediyoruz. 
Sakin bir ortama bir an önce dönülebilmesi ve bu gösterilerin demokratik 
standartlara uygun, barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli tüm 
önlemlerin Fransız makamlarınca süratle alınacağına inanıyoruz."*/ *(DHA)*


http://www.birgun.net/haber-detay/disisleri-nden-fransa-ya-ilginc-uyari-gostericilere-orantisiz-gucten-kacinin-113937.html 



a45UyF587661-160530152357 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/30 19:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Okul sayesinde, okulun verecegi ilim ve fen sayesindedir ki, Turk 
milleti, Turk sanati, Turk ekonomisi, Turk siir ve edebiyati butun 
guzellikleriyle gelisir.


K.Ataturk

And olsun ki size hatirlatici bir kitap gonderdik.
Hala aklinizi calistirmayacak misiniz?

21- Enbiya Suresi 10

Suleyman Celik: SEVR ANTLASMASI NDAN GUNUMUZE

sceli...@gmail.com

10 Agustos 1920 de Osmanli Imparatorlugu ile Birinci Dunya Savasi nin 
galipleri arasinda, Turk Ulusu nun olum fermani olan Sevr Antlasmasi 
imzalandi.


Internette kolayca bulabileceginiz Sevr haritasinda gorececeginiz uzere 
Osmanli ya, Sultan in halifecilik oynamasi icin, kucuk bir yer 
birakilmaktadir. Gercekte Muslumanlarin halifesi rolunu oynayarak 
Ingiltere nin kuklasi olmasi ve onun Islam ulkelerini somurmesine tinsel 
aracilik yapmasi dusunulmustur.


Aslinda Osmanli ya birakilan bolgenin Karadeniz kiyisinda, bir Pontus 
Rum Devleti kurulmasi icin Ingiltere soz vermistir. Yani gercekte 
Turklere Ic Anadolu da denizi olmayan kucuk bir alan birakiliyordu.


Turkiye Buyuk Millet Meclisi (Gazi Meclis) 19 Agustos ta aldigi kararla 
bu antlasmayi gecersiz saydi. Imzalayanlari ve onaylayanlari Vatan Haini 
ilan etti. 7 Ekim de Ankara Istiklal Mahkemesi Sevr i imzalayan Hadi 
Pasa, Riza Tevfik, Resat Halis ve Damat Ferit Pasa yi idama mahkum etti.


Imkansizi mumkun kilan Buyuk Dahi Gazi Mustafa Kemal Pasa nin 
onderliginde bir araya gelen Turk Ulusu, Ulusal Kurtulus Savasi sonunda 
kendisine bu antlasmayi dayatanlari dize getirerek olum fermanini kabul 
etmedigini dunyaya duyurdu. Ardindan Lozan Baris Antlasmasiyla Sevr 
tarihin cop sepetine atildi. Ne yazik ki gunumuzde Lozan tartisilir 
olmus, onun bir yenilgi oldugunu one surenler ortaya cikmistir. Boyle 
sapkinlara Sevr haritasini gosterin. Baska soze gerek yok.


Ancak emperyalistler kolay kolay pes etmezler. Bizim planlarimiz uzun 
erimlidir. Gerceklesmediginde bekletir ve kosullar olustugunda yeniden 
ortaya sureriz derler.


Ingiliz Bas Delegesi ve muttefiklerinin sozcusu Lord Curzon Ismet Pasa 
ya Lozan da demistir ki bak general, tum isteklerimizi ret ediyorsun. 
Bunlari ben cebime koyuyorum. Ulken harap

(GugukluhayaT) Teker teker Hristiyanlığa geçiyorlar.

2016-05-30 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Yeni Akitçiler panik olmuşlar. Eyvah Müslümanlar dinden çıkıyor, 
Hristiyan oluyorlar diye tedirgin olmuşlar.

Hiç korkmasınlar, bir sıkıntı yok.

İlk olarak, ben biliyorum, Almanlar bilmiyor bu din değiştirmeler yalan. 
Köprüyü geçene kadar ayıya dayı deme vaziyetleri yani. Vatandaşlığı 
aldıktan sonra işler kolay.

Ben Almanların yerinde olsam bunları hiç ciddiye almazdım.

Örneğin Osmanlı'da Çingeneleri Müslümandan saymazlarmış, istediği kadar 
kelime-i şahadet getirsin, istediği kadar ben Müslümanım desin, bunların 
ifadelerini muteber saymazlarmış. Çünkü laflarına sözlerin güvenmezlermiş.


Bizim mültecilerde öyle. İstedikleri kadar vaftiz olsunlar bunların din 
değiştirmeleri muteber olmaz bana göre.


Bana sorarsanız, Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halklarının 
büyük bölümünün ne Müslümanlığı ne de Hristiyanlığı muteber bana göre.

Çünkü bilerek, anlayarak yapılmış bir tercih yok orta yerde.

Aslında son yüzyıl büyük bir toplumsal dönüşüm yaşadık.
Atalar dini, hayal edilen din, arzu edilen din, fantazi din, gerçek din, 
sahte din, kitaptaki din, hadisteki din, doğru din, eğri din derken 
zannediyorum sonunda zırva din noktasına ulaşacağız.


Biraz vakit alacak, ama bu sonunda olacak gibi duruyor.


Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak


 Teker teker Hristiyanlığa geçiyorlar.

DİN İLTİCA ALMAYI KOLAYLAŞTIRIYOR <#mozTocId477678>
ANA DİLDE KURSLAR <#mozTocId172107>

30 Mayıs 2016, 16:17

Almanya ve Avusturya'ya kaçak yollarla gelen Afgan, Pakistanlı ve İranlı 
sığınmacılardan bazıları iltica hakkı elde edebilmek için Hristiyanlığa 
geçiyor.


Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı *(ZMD)* Aiman Mazyek, AA 
muhabirine yaptığı açıklamada, bazı sığınmacıların, daha kolay mülteci 
statüsü elde edebilmek amacıyla bu yola başvurduklarının anlaşıldığını 
söyledi.


/*"Hristiyanlığa geçenlerin sayının artığı bilgisine sahibiz ama tam 
sayıyı bilmiyoruz."*/ diyen Mazyek, Alman makamlarının, sığınma 
başvurularını değerlendirirken bunu kişinin etnik kökeninden ve dininden 
bağımsız bir şekilde ele alması gerektiğini vurguladı.


Mazyek, /*"Bu konuda kiliselerin de din ayrımı yapılmasına karşı 
olduklarını ifade etmelerini doğru buluyorum. Çünkü bu tamamıyla yanlış 
bir mesaj ve sinyal olur. Dinini seçme özgürlüğü esastır. Ancak 
kiliselerin sığınmacıları bir tarafa yönlendirmeye dönük cazibe merkezi 
oluşturmaktan ve baskıdan kaçınmaları gerekiyor. Hristiyanlar nasıl 
Müslümanlardan bekliyorsa bizim de kiliselerden beklentimiz agresif bir 
misyonerlikten kaçınmalarıdır."*/ diye konuştu.


Geçen yıl *1* *milyon*dan fazla sığınmacı kabul eden Almanya’da, daha 
kolay iltica hakkı elde edebilmek için kaç kişinin Hristiyanlığa 
geçtiğini gösteren herhangi bir kayıt bulunmuyor. Alman basınında çıkan 
haberlerde bunun *bin*lerce olduğunun tahmin edildiği belirtiliyor.



   *DİN* *İLTİCA* *ALMAYI* *KOLAYLAŞTIRIYOR*

Almanya, uluslararası sözleşmeler ve anayasası gereği, Suriye gibi savaş 
bölgelerinden ve baskılardan kaçanların birçoğunu din ya da etnik fark 
gözetmeden koruma kapsamına alıyor, bunların büyük bir kısmına geçici 
oturma izni veriyor.


Ancak Afganistan, Pakistan ya da İran gibi ülkelerden kaçak yollarla 
gelenlerin büyük çoğunluğu ekonomik amaçlı gelen göçmen olarak 
görülüyor, iltica başvuruları geri çevriliyor. Yalnızca doğrudan siyasi 
baskı ya da işkenceye uğramış olup bunu kanıtlayabilenlerin başvuruları 
kabul ediliyor.


Almanya’da iltica hakkı elde etmesi zor olan bazı Afgan, Pakistanlı ve 
İranlılar ise din değiştirerek, başvurularında ellerini güçlendirmeye 
çalışıyor. Bu kişiler, ülkelerine dönmeleri durumunda din 
değiştirdikleri için idam cezasıyla karşı karşıya kalacaklarını öne 
sürerek sığınma tale*bin*de bulunuyorlar.


Son bir yılda Afgan göçmenlerin yalnızca yüzde *29’*u, Pakistanlı 
göçmenlerin ise yalnızca yüzde *8*’i sığınmacı statüsü alabildi. *2015* 
yılında İran vatandaşlarının yaptığı sığınma taleplerinde başvuruların 
yaklaşık yüzde *60’*ı olumlu sonuçlandı.



   *ANA* *DİLDE* *KURSLAR*

Almanya genelinde özellikle bazı Protestan kiliseleri, sığınmacılara 
yönelik özel programlarla onların Hristiyanlığa geçmelerini aktif 
şekilde teşvik ediyor.


Berlin yakınlarındaki Protestan Teslis Cemaati Kilisesi’ne üye yaklaşık 
*bin* *200* sığınmacının bulunduğu belirtiliyor.


Papaz Gottfried *Mart*ens, yalnızca geçen yıl *185* sığınmacıyı vaftiz 
ederek Hristiyan yaptı.


Kilisede, sığınmacılar için ana dillerinde din kursları veriliyor. 
Kilise yetkilileri, vaftiz öncesinde aylar süren bir hazırlık aşaması 
olduğunu, kişilerin bir sınava tabi tutulup bire bir görüşme yoluyla 
gerçekten Hristiyanlığı benimseyip benimsemediklerinin incelendiğini 
savunuyor.


Avusturya’da da iltica hakkı alabilmek için din değiştiren sığınmacı 
sayısının hızla arttığı belirtiliyor.


http://www.yeniakit.com.tr/haber/teker-teker-hristiyanliga-geciyorlar-179149.html
---

(GugukluhayaT) Orhan Gökdemir : Kabataş yalanı bir gerici ayaklanma planıdır

2016-05-31 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
<#mozTocId794977>Yalancılar korkaktır. <#mozTocId16757>
Yalancılar, utanmazdır da aynı zamanda. <#mozTocId998558>

Din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve Fitnebaz Cemaat'in özeti budur.

Oraj POYRAZ




  Orhan Gökdemir : Kabataş yalanı bir gerici ayaklanma planıdır

05/04/2016 Salı

Ne zaman /*"yetmez ama evetçi"*/ liberal çeteyi eleştirsek /*"iyi ama
onların gücü ne ki bu kadar önemsiyorsunuz"*/ diyorlar. Onları ve
güçlerini önemsediğimizden değil, yargının ve ülkenin bir diktatöre
teslim edilmesi için halkın kandırılmasına aracı olduklarından
eleştiriyoruz onları. Yaptıkları şey bir /*"aydın yanılgısı"*/ değildir.
Halka karşı işlenmiş bir suçtur ve bu suçu işleyenler eninde sonunda
hesabını da vereceklerdir. Söylediğimiz bu.

Kabataş yalanı da öyle. Kandırılmış gazeteci güruhu değil
eleştirdiğimiz, ülkede bir iç savaş çıkarılması planına ortak olan, alet
olan gönüllü bir çeteden söz ediyoruz. Halka karşı ağır bir suç işlemeye
teşebbüs etmişler, suçu bizzat işlemişler, tetiği bizzat çekmişlerdir.
Halka karşı örgütlenmiş bu çete de yaptığının hesabını eninde sonunda
vereceklerdir.

Aralarında /*"türbanlı kontenjanından yazar"*/ bir sürü bacımız var.
Ceren Kenar, Halil Berktay, Fuat Uğur, Markar Eseyan gibi kifayetsiz
muhterisler de. /*"Merkez medyada"*/ yalanı kariyerine alet eden
kadın-erkek gazeteciler, yanaşmalar, havuzun beslemeleri… Tabii dönemin
Başbakanı. Hep birlikte, dünyanın en yalan yalanına ortak oldular,
halkın bir bölümünü diğerine karşı kışkırttılar.

Kaynakları, AKP’li bir belediye başkanının gelini. Öyle ifadeleri var
ki, en ufku geniş fantezilere nal toplatır. Film senaryosu yapsanız
çekecek yetenekte yönetmen bulamazsınız. Düşünün; yarı çıplak, deri
eldivenli 40 erkek sokakta yürüyor. Onca kadın arasından gelinimizi
seçiyor, saldırıyor, üzerine işiyor, tecavüze yelteniyor. Gelinimizin
yanında bebeği de var üstelik. Kadınlar küfrediyor, erkekler vuruyor
sırf türbanlı diye. İfadesine göre yere kapaklanan gelin, başını
kaldırınca üstü çıplak erkeklerden birinin pipisini başına sürdüğüne
tanık oluyor… Bunlara inandılar işte, bunlara kandılar.

Sidikli havuzun medyası günlerce /*"görüntüler yayınlanırsa yer yerinden
oynayacak"*/ diye yayın yaptı. Dönemin başbakanı /*"gelecek Cuma"*/
yayınlayacağız dedi ki, /*"Cuma"*/daki kastı artık hepimiz biliyoruz.

İsmet Berkan türü tuhaf adamlar /*"görüntüyü gördüm, kanım dondu"*/ diye
yazılar yazdı.

Başbakan, /*"Benim başörtülü bacıma saldırdılar"*/ dedi.

Mehmet Metiner, /*"Kamera görüntüleri elimizde, O görüntüleri
yayınlarsak Türkiye’de çok farklı şeyler olur"*/ dedi.

Balçiçek İlter, /*"Morlukları da gördüm ama benim tanıklığıma ihtiyacı
yok ki, raporu var zaten"*/ dedi.

Şimdi Hürriyet’e transfer Abdulkadir Selvi, /*"Bebek arabasını
parçalıyorlar, genç anneyi tekmeliyorlar, Tayyip’i asacağız diyorlar"*/
dedi.

Rasim Ozan Kütahyalı adında kahvehane kaçkını bir tipin söyledikleri ise
resmen ağır bir kışkırtmaydı; /*"Görüntüler yayınlanırsa Müslümanlar
çılgına döner, çatışmalar çıkar, AKP’nin oyları yüzde 65’e yükselir"*/…
dedi. Evet dedi bunları.

Halime Gökçe adında havuzda mukim türbanlı bacı daha da ileri giderek
/*"gelinin üzerine işendiğini"*/ yazdı. Evet, yazdı bunları.

Sonra da /*"yalan söylüyorsunuz"*/ diyenlere /*"Diliniz kaba yüreğiniz
taş"*/ mottosuyla kampanya açtılar. Sanki diğer zamanlarda
birbirlerinden farklı yazılar yazıyorlarmış gibi o gün bu ortak başlıkla
yazdılar yazılarını. Tehdit ettiler hepimizi.

Kabataş yalanı, bir yalan değildir sadece. Gerici bir kalkışma planıdır.
Gezi isyanına karşı, planlı bir yeni 31 Mart ayaklanmasıdır.


xxx

/*"Kadının beyanı esastır"*/ diye tuhaf bir icat vardı o günlerde. Öyle
ya kadının biri bunları beyan etmiş, inanmamak kimin haddi. Ama aynı
kadının, daha önce polise yansımış başka beyanları olduğu, türbanlı
bacının polis tarafından dikkate alınmadığı çünkü bacının fantezi
dünyasının biraz tuhaf bir biçimde çalıştığını araştırmak bu kadar
gazetecinin arasında kimsenin aklına gelmedi nedense. Çünkü gazeteci
değil, devletin yalan memurlarıydı hepsi.

Ne kadını? Gerici, yalancı, dinbaz kadın olsa ne, erkek olsa ne? Çocuk
tecavüzünü savunurken /*"bir kere olmuş, bir şey olmaz"*/ diyen bakanın
beyanını da kadın diye esas mı alacağız?

Bu yalan egemenin yalanıdır, muktedir söylemektedir ve kadın-erkek her
boydan soytarıları da hiç sorgulamaksızın tekrarlamaktadır. Soytarıların
ahlaksızlığı, ülkeye yaydıkları genel ahlaksızlığın bir parçasıdır.
Sorun, /*"gazeteci"*/ denilen bu kahvehane kaçkınlarının yalan söylemesi
değildir, onların bu arsız yalanlarını basın üzerinden söylemesini
sağlayan düzendir. Aralarında o kadar cahil ve gözü karalar var ki
ülkede /*"Müslümanlar"*/ diye bir gurup olduğunu, buna karşın o
Müslümanlara dâhil olmayan başka bir gurubun Müslüman guruptan bir
kadına saldırdığını iddia edebilmektedir. Hâlbuki o Müslümanların
yönettiği devlet, halkın yüzde 99

(GugukluhayaT) 'Tayt giyen öğrencilere şehvet duyuyorum' diyen din öğretmenine tutuksuz yargılama!

2016-05-31 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Adamın birisi, velev ki, bu adam bir öğretmen olsun tayt giyen 
öğrencilere bakınca şehvet duyuyorum demişse bu bir suç oluşturur mu?
Bana göre bu bir suç oluşturmaz. Kuvvetle muhtemel mahkeme de aynı 
kanaate varacak ve bu adamı beraat ettirecektir.

Peki neden yalandan yargılıyormuş gibi yapıyorlar?
Toplumun gazını almak için diyorum ben.

Peki bu adami için doğru yaptırım nedir?
Bu adam öğretmen olamaz kardeşim.
Yukarıdaki cümleyi kuran kişi bir suçlu değildir ama bir öğretmen olacak 
evsafda da değildir.

Yapılacak şey, bunu meslekten atmaktır.
Bundan bakkal, manav, belki başka bir alanda memur olur.
Ama bundan öğretmen olmaz.

Yalandan yargılıyormuş gibi yapmanın anlamı yok.
Yapılacak şey, tıpkı diğer memurlara yapıldığı gibi idari tedbir 
uygulayarak öğretmenliğine son vermektir.
Nasıl ki, basit beyanları nedeniyle anlı şanlı profesörleri, devlet 
memurlarını işten atabiliyorsunuz, bunu da aynı mekanizmayla atacaksınız.

İşte bu kadar basit.

Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak


 'Tayt giyen öğrencilere şehvet duyuyorum' diyen din öğretmenine
 tutuksuz yargılama!

31.05.2016 14:51

Beykoz Prof. Dr. İbrahim Canan Anadolu Lisesi’nde görevli bulunan Din 
Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Emin Şahin hakında, dersine girdiği 
bir sınıfta, /*"Ben tayt-pantolon giyen kızların bacak arasına bakınca 
şehvet duyuyorum"*/ dediği için dava açılmıştı.


Bugün duruşması gerçekleştirilen davada, sanık hakkında tutuksuz 
yargılama kararı verilirken, dava 15 Kasım 2016 tarihine ertelendi.


Öte yandan söz konusu okulda halen görevini sürdüren Din öğretmeni, 
başka bir okula tayin edildi.


Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması gerçekleştiren 
Eğitim-Sen üyeleri, sanık hakkında tutuklu yargılama taleplerinin 
olduğunu ancak bu talebin kabul edilmediğini açıkladılar.


http://www.birgun.net/haber-detay/tayt-giyen-ogrencilere-sehvet-duyuyorum-diyen-din-ogretmenine-tutuksuz-yargilama-114121.html 



a45UyF587661-160531150943 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/05/31 19:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Tasra yoriyur

Sana gelen kotuluk, kendindendir, (gunahlarin yuzundendir)..

(Nisa, 4/79)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet 
gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili 
kullarindan oldugunu gosteriyor.

Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

Insanin olumsuzlugune inanmiyorum ve etigi gerisinde insanustu hicbir 
otoritenin olmadigi sadece insani bir kaygi olarak goruyorum.
I do not believe in immortality of the individual, and I consider ethics 
to be an exclusively human concern with no superhuman authority behind it


Albert Einstein, letter to a Baptist pastor in 1953; from Albert 
Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., 
Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.39.



Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Kampanya: Paypal’da minimum çekme limitinin altında kalan paranızı Lösev'e bağışlayın.

2016-06-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 Paypal’da minimum çekme limitinin altında kalan paranız ne olacak?

*31* *Mayıs* *2016* tarihinde Fırat Demirel paylaştı

*6**Haziran*itibarıyla Türkiye’den çıkacak olan Paypal'ın alternatifleri 
şimdiden konuşulmaya başlandı. Fakat üzerinde düşünmediğimiz önemli bir 
detay daha var; minimum para çekme tutarlarının altında kalan paralar ne 
olacak?


Bu soruyu yanıtlamadan önce Paypal’ın Türkiye’deki üyeler için *15,00* 
TL tutarında minimum para çekme sınırı koyduğunu hatırlatalım. Yani 
bakiyenizde *15* *TL’*nin altında bir tutar varsa bunu çekmeniz mümkün 
değil. *6* *Haziran* *2016* itibarıyla da para çekme şansınız zorunlu 
olarak ortadan kalkacak.



   Paranızı nasıl kurtaracaksınız?

Bu durumda karşımıza iki seçenek çıkıyor. Birincisi hesabınızdaki parayı 
*15* *TL’*ye tamamlamak, diğeri de hesabınızdaki parayı bir başka kişiye 
ve kuruma bağışlamak. Eğer bir satıcıysanız bakiyenizi *15* *TL’*ye 
tamamlamak için bir satış yapmayı bekleyebilirsiniz ama daha hızlı olmak 
isterseniz Paypal.me üzerinden arkadaşlarınızın size para göndermesini 
de isteyebilirsiniz.



   Paypal para gonder

Bu ikinci seçenek, başkalarına para gönderebileceğiniz (bağış 
yapabileceğiniz) anlamını da geliyor. Yani siz de kolayca başkalarına 
para gönderebilirsiniz ve ekşisözlük’teki bir kampanya bu noktada kalan 
paranızı *Lösev’*e bağışlayarak bakiyenizi sıfırlamanızı tavsiye ediyor. 
Daha önce para gönderdiğiniz kişiler hesabınızda otomatik olarak 
görüntüleniyor.


Başkasına bağış yapmak için*'arkadaşlarınıza ve ailenize para 
gönderin'*bağlantısına tıklamanız ve para göndereceğiniz kişinin e-posta 
adresini ve tutarı yazıp ilerlemeniz yeterli oluyor. *Lösev için 
internatio...@losev.org.tr*adresini kullanabilir veya istediğiniz başka 
bir kuruma bağış yapabilirsiniz.



   Paypal para cek

Ekşisözlük’teki kampanyaya katıldığını sadece bildirenler bile şimdiden 
*2500* *dolar*a yakın bağış yapmış. Bakiyenizi nasıl harcayacağınızı siz 
bilirsiniz ama *6* *Haziran* itibarıyla hesabınızdaki para *15* TL 
üzerinde olsa da (Türkiye’deki banka hesabınıza) çekemeyeceğinizi tekrar 
hatırlatmış olalım.



a45UyF587661-160531162946 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/01  12:48 5  4 gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Aradigini bilmeyen buldugunda anlayamaz.

Konfucyus - M.O 551 ? 479

Risale-i Nur u sadece kuslar degil, gokte ve havada bulunan tum 
varliklar alkislar


Said-i Nursi
Islam dinine gore basta insan olmak uzere, butun yaratiklar kendi 
dillerince Tanrinin adini anarlar.


Ilk sozu kim ne kadar guclu ve bagirarak soylerse, o kazanir .

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) AİHM'den Ergenekon ile ilgili karar!

2016-06-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

Tazminat zayıf çıkmış, bir mantığı vardır her halde.
Ancak, Ergenekon ile ilgili olumlu bir karar.

Bir de bu karar sadece Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile ilgili.
Konunu diğer tarafları bu kararda yok.

Saygılar.

Oraj POYRAZ  L2fSIJNoA0xfSNxA


bayrak


 *AİHM'*den Ergenekon ile ilgili karar!

*31* *Mayıs* *2016,* *16:26*

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi *(AİHM),* _Çağdaş Yaşamı Destekleme 
Derneği *(ÇYDD)*_ yöneticilerinin gözaltına alınma ve tutuklanma 
gerekçelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne *(AİHS)* uygun 
olmadığına karar verdi.


*AİHM’*den yapılan açıklamada, mahkemenin, davacı Tijen Mergen ve diğer 
*7* kişinin *2009* yılında, kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen 
olaylar kapsamında gözaltına alınma ve tutuklanma süreçlerinin 
*AİHS’*nin /*"Emniyet ve güvenlik hakkı"*/ ile ilgili maddelerine aykırı 
olduğuna karar verdiği belirtildi.


Kararda, söz konusu kişiler ve Ergenekon örgütü arasında bir bağ 
olduğuna dair kanıtların sunulamadığının altı çizildi. *ÇYDD* üyelerinin 
Ergenekon örgütüne üyelik suçlamasıyla yargılandığı, İstanbul *5*. Ağır 
Ceza Mahkemesinin *2* *Ekim* *2015* tarihli kararıyla beraat ettikleri 
hatırlatıldı.


*AİHM* ayrıca davacı *8* kişiye *24* *bin* avro manevi tazminat 
ödenmesine karar verdi.


http://www.yeniakit.com.tr/haber/aihmden-ergenekon-ile-ilgili-karar-179438.html 



a45UyF587661-160531170220 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/01  14:48 5  4 gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Yuksekligi aradim, onu alcak gonullulukte buldum.

Hz.Ali

Tevbe Suresi 5.Ayet:

Musrikleri buldugunuz yerde oldurun.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. 
En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi 
imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten 
bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin 
anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek 
Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i 
anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da 
ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve 
her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu 
mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri 
bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah 
a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle 
iken bu mazeret gecersizdir.


*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. 
Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.

**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

Amerikan Devleti nin bize emrettigi ve ogrettigi gibi hissetmiyorum.
Bakin soyluyorum.
Benim aklim oyle calismiyor.
Bir moron gibi yaptigim birsey var adi: Dusunmek.
Kendi goruslerimi de olusturmayi sevdigim icin icin pek iyi bir 
Amerikali degilim.

Bana soylendigi anda yere yuvarlanmiyorum.
Ne yazik ki cogu amerikali emir verildigi anda yere yuvarlanir.
Ben boyle degilim.
Hayatimda uydugum kesin kurallarim var.
Birinci kuralim: Devletin bana soyledigi hicbir seye inanmamak.
Hicbir seye.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) BEKİR COŞKUN: Soykırım…

2016-06-03 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 BEKİR COŞKUN: Soykırım…

​

Yahudileri fırınlarda eritip sabun yapan Almanlar, Türk Ulusu'na 
*/*"Ermeni soykırımı yaptın"*/**/**/*diyebildiler…


Niçin?.*.*

*

Çünkü; bu ülkede */*"Memleketin yüzde 99'u Müslüman" */*diye başlayan 
kafa, kendisinden olmayanı yaşatmak istemiyor…


Çünkü; bu ülkeyi kuran yüce bir düşünceye sahip *cumhuriyetçiler *dahi 
korku içindedir…


Çünkü; bu ülkede değil bir başka din, İslam'ın parçası *Aleviler *bile 
özgürce yaşayamazlar…


Çünkü; bu ülkede yaşayan her iki kişiden birisi; */*"Genç olsam"*/**, 
**/*"Çocuklar olmasa"*/**, **/*"param olsa" */*diye başlayıp kaçmak ister…


Çünkü; kendi aydınlarını, düşünce adamlarını, yazarlarını, şairlerini, 
hatta kendi askerlerini linç etti bu ülke…


Çünkü; *Nâzım Hikmet*'lere, *Sabahattin Ali*'lere, *Deniz Gezmiş*'lere, 
*Abdi İpekçi*'lere,*Uğur Mumcu*'lara, *Berkin*'lere tahammül edemedi 
ilkellik…


*

Çünkü; bu ülkenin başındaki dinciler, şu anda bile kendinden olmayanı 
bitirip, silip süpürüp yok etmekte…


Çünkü; bizi kovdular bu ülkeden…

*/*"Gidecek yerimiz yok" */*diye ağladı canım nur tanem…

*

Çünkü; bizler korktuk…

Çünkü; bu güzel ülkenin, çağdaş devletini kuranlar */*"tehcir"*/*dedir…

Çünkü; cumhuriyetçiler */*"etnik temizlik"*/*tedir…

Çünkü; *Atatürk*'ü öldürüyorlar her gün bu ülkede…

*

Haklısın da…

Nasıl anlatacaksın */*"yapmadık" */*diye…

Dön kendine bir bak…

*

Dünyaya örnek olan bir özgürlük savaşı verip, */*"Çıktık açık alınla" 
*/*diyerek pırıl pırıl bir cumhuriyet kuran bu kuşaklar, kendileri için 
akıttıkları gözyaşlarını sile sile, sözde soykırımı reddediyorlar yine de…


*

Tek çaresi:

Bu çağdışı ilkelliği defedip….

Dünyanın gıpta ettiği, modern, güçlü, çağdaş *Türkiye Cumhuriyeti 
*olacaksın…


Yoksa; Almanya gibi Yahudileri fırınlarda doldurup sabun yapmış bir 
zulmün sahipleri bile seni */*"suçlu" */*ilan ederler…


Canın yanar…




a45UyF587661-160603102958 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/03 11:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Devlet guvenligi saglamak icin, memleketi savunmak icin, sagligi 
yerinde, gurbuz ve anlayislari, milli hisleri, vatan sevgileri yuksek 
vatandaslar ister.


Mustafa Kemal Ataturk

Tum kara kopekleri oldurunuz.
Cunku onlar seytandir.

Hanbel 4/85; 5/54

Din,insanligin asaletine edilmis bir kufurdur.
O olsun ya da olmasin,hayatinizda iyi seyler yapan iyi insanlar ve kotu 
seyler yapan kotu insanlar her zaman olacak.

Ama iyi insanlarin kotu seyler yapmasi icin din gerekiyor

STEVEN WEINBERG


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: Turpun büyüğü heybede

2016-06-03 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 *YILMAZ* *ÖZDİL: *Turpun büyüğü heybede

İlk fotoğraf, Berlin'deki soykırım anıtı…

Farklı boylarda beton bloklardan oluşuyor.

Brandenburg kapısının hemen yanında, *ABD* elçiliğinin tam kapısının 
önünde yeralıyor.


*2005'*te törenle açıldı.

*

İkinci fotoğraf, Tunceli'deki Dersim *1938* anıtı…

Farklı boylarda beton bloklardan oluşuyor.

Akp'yle*PKK'*nın cankuş olduğu açılım sürecinde, *2012'*de açıldı.

*

Ne tesadüfi benzerlik di mi!

*

Hık demiş burnundan düşmüş gibi.

*

Ve, beş ay önce…

Yeşiller partisi,*SDP *ve*SOL *Parti ortaklaşa önerge hazırladı, 
Kreuzberg ilçe meclisi'ne verdi, şimdilik çevre komisyonunda tutuluyor.


*

Peki ne istiyorlar bu önergeyle?

*250* *bin* Türk'ün yaşadığı, Türk mahallesi olarak tanınan Kreuzberg'e 
Dersim Soykırım Anıtı dikilmesini istiyorlar!


*

Önergede açık açık /*"dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan 2011 senesinde 
Dersim katliamı için devlet adına resmi özür diledi"*/ deniliyor.


Bu özür /*"suçun itirafı ve kanıtı"*/ olarak gösteriliyor.

*

Demem o ki…

Alman Parlamentosu'nun dün itibariyle sadece /*"Ermeni soykırımı"*/nı 
tanıdığını zannedenler, ağır yanılıyor.





a45UyF587661-160603133457 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/03 14:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Felsefenin ne oldugunu ogrenmek zordur, cunku ogretilmez; insan onu 
yasantidan cikararak bilmelidir, ya da bilmeme gururunu tasimalidir.


Iyinin ve Kotunun Otesinde | Friedrich Nietzsche


En am Suresinin 161.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami:
De ki, Rabbim beni, dogru yoluna iletti
Said-i Nursi ye gore; bu ayetteki dogru yol sozuyle de, Risale-i Nur 
anlatilmak istenmektedir.
Sonra bu ayette Cifir yoluyla oyle bir tarihe isaret ediliyor ki, bu 
tarih Risale-i Nur yazarinin, Nur lari hazirlamaya calistigi, tahsil 
yaptigi tarihe denk geliyor

O zaman ayetin anlami su oluyor:
-Ey Said-i Nursi de ki, Rabbim beni dogru yol olan Risale-i Nur a kavusturdu

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Ben kesinlikle bir ateist degilim ve kendime panteist diyecegimi de 
sanmiyorum.

Sozkonusu problem, sinirli zihnimize gore cok genistir.
Cesitli dillerde yazilmis kitaplarla dolu buyuk bir kutuphaneye giren 
kucuk bir cocuk gibiyiz.

Cocuk bu kitaplari birinin yazmis oldugunu bilir.
Nasil oldugunu bilmez.
Kitaplarin yazildiklari dilleri anlamaz.
Cocuk bulanik bir sekilde bu kitaplarin duzenlenisinde gizemli bir duzen 
olduundan suphe duyar, ama onun ne oldugunu bilmez.
Bana oyle geliyor ki Tanri ya yonelen en aydin insan varliginin dahi 
tutumu boyle bir seydir.
Evrenin harikulade duzenlenmis oldugunu ve belli yasalara uygun hareket 
ettigini goruyoruz ama bu yasalari sadece bulanik bir sekilde 
anlayabiliyoruz.
Spinoza nin panteizmine hayranim, ama onun modern dusunceye katkisina 
cok daha fazla hayranim, cunku o ruh ve bedeni, iki ayri sey degil de 
bir butunmus gibi goren ilk filozoftur.


I m absolutely not an atheist and I don t think I can call myself a 
pantheist.

The problem involved is too vast for our limited minds.
We are in the position of a little child entering a huge library filled 
with books in many languages.

The child knows someone must have written those books.
It does not know how.
It does not understand the languages in which they are written.
The child dimly suspects a mysterious order in the arrangements of the 
books, but doesn t know what it is.
That, it seems to me, is the attitude of even the most intelligent human 
being toward God.
We see the universe marvelously arranged and obeying certain laws but 
only dimly understand these laws.
(...) I am fascinated by Spinoza s pantheism, but admire even more his 
contribution to modern thought because he is the first philosopher to 
deal with the soul and body as one, and not two separate things


Frankenberry, Nancy K.(2009-08-11).The Faith of Scientists: In Their Own 
Words.Princeton University Press.p.153.ISBN 978-0-691-13487-1.

(Einstein, burada ateist olmadigini acikca belirtiyor.
Spinoza nin panteizmine hayran oldugunu ama kendisini bir panteist 
olarak belirtemeyecegini de soyluyor.)



Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@google

(GugukluhayaT) Erdal Akalın: Darwin Kuramı ve Harun Yahya!..

2016-06-04 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 *Erdal Akal**ın: ***Darwin Kuramı ve Harun Yahya!..**

25.04.2016

Canlı yaşamını bizlere anlatan en özlü ve bilimsel eseri 1859 yılında 
Charles Darwin yazmıştır. Kısaca /*"Türlerin Kökeni"*/ismi ile biliyoruz 
bu kitabı.


Benzeri kuramlar bu eserin yazılmasını takiben oldukça hızlı gelmiştir. 
Ancak verilerin sağlamlığı ve Darwin tarafından bizzat elde edilen tür 
örnekleri dikkate alınınca, adına /*"Evrim Teorisi"*/denen bu kuramın 
tartışılmaz boyutta doğru olduğu kabul ediliyor. Biyoloji ile ilgilenen 
bilim insanlarının % 99’u ve tüm bilim insanlarının % 90’ı Darwin ile 
aynı fikirdedirler.


Bizim ülkemize gelince, en baba bilim kurulumuz sayılması gereken 
TÜBİTAK, Evrim Kuramı’na inanmamaktadır, üstelik kendi raflarından bile 
atmış bulunuyorlar. Yetmedi, Harun Yahya mahlasını kullanan Adnan 
Oktar’ın (hoca bile diyorlar ya!) uyduruk Yaradılış Atlası’nı okullara 
tavsiye ediyorlar.


Darwin, Türlerin Kökeni adlı kitabı ile genetik bilimi adına da bir 
meşale yakmıştır. Kendisini izleyen bilim insanları canlı türlerinin 
genetik kodlarını tetkik ederek aslında Evrim Kuramı’na olumlu destekler 
vermekte gecikmemişlerdir.


Darwin’in Kuramı incelenince beş ana başlık dikkati çeker. Ki, bu 
bilgileri Douglas Futuyma bize Evolution Dergisi içeriğinde özetlemiş 
bulunuyor.


Darwin, bir türün soy hattının zaman içerisinde değişimini 
kanıtlamıştır. Bunu yapmak için türlerin geçmişte olabilecek 
benzerlerinin örneklerini elde etmeye çabalamış ve uzun süren dünya 
seyahati sırasında olumlu veriler elde etmiştir.


Darwin’in ikinci adımı ise ilginçtir; canlıların ortak bir atadan 
türedikleri inancını bizlerle paylaşmaktadır. Örneğin; bir papatyanın 
2.5 milyar önce ki tür atasını saptarken, neandertallerin ortak atasının 
500.000 yıl önceye uzandığını anlamış ve kanıtlamıştır. Şempanze ve 
insanların ilk atalarının ise 6 milyon yıl öncesine dayanan bir gelişme 
çizgisi olduğu kanısındadır.


Evrim Kuramı, canlıların yeni türlerinin oluşmasında ani ve hızlı 
sıçramalar olmadığını ve türlerin basit ve hatta küçük adımlar atarak 
bir adaptasyon süreci geçirerek günümüze kadar ulaşabildiklerine 
inanmaktadır.


Türlerin gelişmesi sırasında karakter değişiklikleri de olduğunu ve 
bunun adına mutasyon dediğimiz farklılaşmalar yolu ile olduğunu 
kabulleniyor. Malum, mutasyon yeni yavrunun ana baba türünden bazı 
farklılıklar içermesi olgusudur.


Evrim Kuramı’nın en çarpıcı gerçeği, türler gelişirken ortaya çıkan 
farklıların, yani mutasyon olgusunun yeni yavru için bazen avantaj, 
bazen ise dezavantaj olabileceği yaklaşımıdır. Yeni farklılıkları 
avantaj olarak kullanabilen yeni canlı yaşama tutunurken, dezavantajlı 
konuma indirgenen yavru türü ortamdan silinmektedir. Bunu, Doğal Seçilim 
olarak isimlendiriyor Darwin. Herhalde Evrim Kuramı’nın ana çekirdeği 
burası olsa gerektir.


***

Gelelim Yaradılış Atlası isimli lüks basımlı kitaba!

Adını Adnan Oktar diye bildiğimiz ve bazı çevrelerce kendisine 
*‘hoca’*titri yakıştırılan zat, dinin skolâstik kavramına bağlı kalarak 
Darwin Kuramı karşıtı bir insan evrimi haritası yaratmıştır. Burada 
insan yaşamı din kitaplarına bağımlı kılınarak özellikle Âdem ve Havva 
kökeni ile başlatılmıştır.


Harun Yahya mahlasını kullanan Adnan Oktar’a göre dünyada varlıkları 
bulunan tüm fosiller bile doğrudan Tanrısal güçle yaratılmışlardır. 
Belli ki; bırakın biyolojiyi, genetik adlı bir bilim olduğundan da 
habersizdir (Adnan Oktar’ın mahlası olarak seçtiği ilk ad olan Harun 
ismi, Hz. Musa’nın kardeşidir ve Yahya ise Hz. İsa’yı vaftiz ederek ilk 
inananı olan Vaftizci Yahya’dan gelir).


Bilim Araştırma Vakfı fahri başkanı sayılan Adnan Oktar’ın Yaratılış 
Atlası kitabı sadece yurt içinde değil, yurt dışı alanlara da servis 
edilmiştir. O denli tepki çekmiştir ki, Avrupa Konseyi Parlamenterler 
Meclisi tarafından /*"Eğitimde Yaratılışçılık Tehlikesi"*/kalıbına 
sokularak okullarda okutulması protesto edilmiştir. Fransa Milli Eğitim 
Bakanlığı da okullara sokularak ders olarak okutulmasını yasaklamıştır.


Bir din bilimci olan Richard Dawkins ise kitapla ilgilendikten ve 
inceledikten sonra şöyle bir yorum yapmıştır; /*"İslamiyet, sahte bir 
bilimsel tema ile yanlışa sürüklenmektedir!"*/.


Ben, tüm bunlara karşı Adnan Oktar’a sempati duymaktayım. Özellikle 
Vatan ve Milliyet gazeteleri sayesinde erişebildiğim bazı görüntüler 
sonrası, Harun Yahya’nın kadınlara nasıl bir evrim sunarak onları 
*‘kedicikler’*haline döndürmekte olmasına hayranım. Hatta yaşım uygun 
olabilse, Adnan Oktar’ın yakın çevresine nasıl katılabilirim diye 
düşündüğüm zamanlar bile olmamıştır diyemem!


Buna inanmak isteyenlere saygı duyabilirim. Ancak TÜBİTAK gibi bir bilim 
kurumunun insan gelişimini sadece Yaradılış Atlası ile özdeşleştirerek 
Evrim Kuramı’nı yok sayabilmesini anlamakta zorluk çekerim.


Tüm bu yaklaşımlarıma karşın, Vatan ve Milliyet Gazeteleri yayın 
yönetmenlerine en derin muhabbetlerimi sunuy

(GugukluhayaT) ,Milli eğitime ‘milli darbe’

2016-06-04 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 Milli eğitime *‘milli darbe’*

Sözcü Ankara

*02:134* *Haziran* *2016*

*Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz*'dan eğitimin niteliğini artırmaya 
yönelik açıklamalar beklenirken bakanlığın adının değişmesi önerisi geldi.


Cumhuriyetin değerlerini birer ikişer yok eden iktidar, şimdi de adında 
*1946’*dan beri tam *70* yıldır /*"Milli"*/ kelimesi olan, Milli Eğitim 
Bakanlığı’nın ismini değiştirmeyi planlıyor. Yeni Milli Eğitim Bakanı 
İsmet Yılmaz, bakanlığın adının değişmesini önerdi ve yeni ismin 
/*"Maarif Bakanlığı"*/ olmasını istedi. Yılmaz, /*"Bakanlığın ismi, 
1923-1935 arasında ve 1941-1946 arasında Maarif Vekilliğiydi. Biz 
yaşayan Türkçeyi tercih ediyoruz. Maarif daha güzel bir tanım"*/ dedi. 
Yılmaz bakanlığın adının /*"Maarif"*/ olması yönünde adım atılırsa, 
destekleyeceğini de açıkladı.



   *CHP'YE* *ÖNERDİ*

*TBMM* Milli Eğitim Komisyonunda, Milli Eğitim Vakfı'na paralel ‘'Maarif 
Vakfı" kurulmasını öngören tasarı ele alınırken, bakanlığın adı da 
gündeme geldi. Vakıf, okul, kurs, yurt açabilecek ve bağış 
toplayabilecek. Vakfın *12* kişilik mütevelli heyetinin dördünü 
Cumhurbaşkanı, üçünü Bakanlar Kurulu atayacak.


Tasarı ele alınırken, komisyona Milli Eğitim Bakanı olarak ilk kez 
katılan yeni Bakan İsmet Yılmaz ile *CHP* Mersin Milletvekili Aytuğ 
Atıcı arazında ‘Maarif' tartışması yaşandı.



   "ADINI DA DEĞİŞTİRİN"

Atıcı, *‘Maarif’ *isminin /*"Türkçe olmadığını"*/ belirterek neden başka 
bir isim tercihi yapılmadığı sordu. Bakan Yılmaz ise, bakanlığın 
isminin, *1923-1935* ile *1941-1946* yılları arasında /*"Maarif 
Vekilliği"*/ olduğunu anımsattı. *CHP'*li Atıcı'nın /*"O zaman 
bakanlığın da adını değiştirelim"*/ demesi üzerine de /*"Eğer siz önerge 
verirseniz, ben desteklerim. Doğru olacağını söylerim. Biz yaşayan 
Türkçeyi tercih ediyoruz. Maarif daha güzel bir tanım"*/ dedi. 
Bakanlığın adının /*"Maarif"*/ olması yönünde adım atılırsa 
destekleyeceğini de açıkladı.



a45UyF587661-160604120350 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/04 15:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

tir ermis.
Anca tip Tabgac kaganka yagi bolmis.
. . . . . .
Turk halki soyle demis:

Fussilet-34 Iyilik ve fenalik bir olamaz. Sen fenaligi en guzel sekilde 
karsila. O zaman aranizda dusmanlik bulunan kimse ile bile yakin dost 
oldugunu gorursun. Bu ayet e karsilik ise;


Sura-40 Bir kotulugun karsiligi ona denk bir kotuluktur. Fakat kim 
affeder ve barisirsa onun mukafati Allah a aittir. Suphe yok ki o 
zalimleri sevmez.


Bakara-179 Ey akli erenler! kisasta sizin icin hayat vardir... veya

Maide-45 O kitapta cana can, goze goz, buruna burun, kulaga kulak, dise 
dis ve yaralara karsi yaralari odesme yazdik. Fakat kim sadaka olarak 
bagislarsa, bu ona kefaret olur... yazilmaktadir.


Medineniler ile Mekkeliler arasinda derin bir dusmanlik ta vardi.
Muhammet te Mekke den kalkip Medine ye kacti.
Buna Hicret denildi

ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Tarih kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: Malları boykot

2016-06-04 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia


bayrak


 *YILMAZ* *ÖZDİL: *Malları boykot



İşler ne zaman boka sarsa…

Hemen boykot çağrısı yapılıyor.

Fransız malını boykot.

İtalyan malını boykot.

Amerikan malını boykot.

Şimdi, Alman malını boykot.

*

Bırakın bu işleri kardeşim…

Ne mal olduğunu bildiğimiz politikacıları boykot edin!

*

Malı götüren…

Hırsız politikacıyı almayın mesela.

Pahalıya mal olan…

Rüşvetçi politikacıyı boykot edin.

*

Ahlaksız, namussuz, şerefsiz politikacıyı evinize sokmayın.

Yalancı, dönek, yalaka, yavşak politikacıyı mecliste barındırmayın.

*

Vatan, millet, bayrak diyor, mitinglerinde yerli diyor, milli diyor.

Rüşveti *dolar*'la alıyor!

Din, iman, Kuran, ezan diyor, paramı faizsiz bankaya yatırdım diyor.

Çalarken euro'yla çalıyor!

*

Bunları boykot edin.

*

devletin malı deniz diyenleri…

mal varlığını gizleyenleri…

malın gözü olanları alkışlamayın.

Mal mal bakanlardan olmayın.

*

Alman malı otomobile binin.

Milletin kıçında don yokken, milletin parasıyla Alman malı otomobile 
binen politikacıyı boykot edin.


*

Seçtiğiniz, hayatınıza dahil ettiğiniz politikacılar, Alman malı gibi 
sağlam olsun, Amerikan malı gibi güvenilir olsun, Fransız malı gibi ömür 
boyu garantili olsun, İtalyan malı gibi şık olsun…


Aldıktan sonra pişman olmayın, üç gün sonra tuttuğunuz yeri elinizde 
kalmasın, kendinizi kazıklanmış gibi, dolandırılmış gibi, keriz gibi 
hissetmeyin.


*

Bize çadır devleti muamelesi yapmasınlar istiyorsanız…

Haysiyetli, dirayetli bir ülkede yaşamak istiyorsanız…

Dürüst, namuslu, yurtsever, Atatürkçü siyasetçiyi tercih edin.

*

Ne mal olduğunu bildiğimiz politikacıları boykot edin.


a45UyF587661-160604122021 Oraj Poyraz cimc...@neomailbox.net
2016/06/04 17:48 5  4  gercekegitimci...@googlegroups.com




--

Duo testis bene benedata!
Iki adet testisi var, uygundur!
(Papa seciminden once en yasli Kardinal in, Papa adayinin kadin 
olmadigini kesinlestirmek icin delikli sandalyede testislerini muayene 
ettikten sonra sarfettigi soz. Bu adet 9.yy dan beri uygulaniyor [1])


Latince Atasozleri

Risale-i Nur kitaplari bir cesit tanri(ilah) gibidir: Onlarin insanlari 
ve canlilari koruduguna, gerekirse zarar verdigine inanir ve bu konuda 
yuzlerce ornek verir.


(Barla Lahikasi 166) (Emirdag Lahikasi-1 162)

Turk ler Arap larin dinini kabul etmeden evvel de buyuk bir millet idi.
Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Araplarin, ne ayni dinde 
bulunan Acemlerin ve ne de Misirlilarin vesairenin Turk lerle birlesip 
bir millet teskil etmelerine hicbir sekilde tesir etmedi..
Bilakis, Turk milletinin milli rabitalarini gevsetti, milli hislerini, 
milli heyecanini uyusturdu.

Bu pek tabii idi.
Cunku Muhammed in kurdugu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde samil bir 
Arap milliyeti siyasetine muncer oluyordu.

Bu arap fikri ummet kelimesi ile ifade olundu.
Muhammed in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaga hayatlarini Allah 
kelimesinin her yerde yukseltilmesine hasr etmege mecburdular.
Bununla beraber, Allah a kendi lisaninda degil Allah in Arap kavmine 
gonderdigi Arapca kitapla ibadet ve munacatta bulunacakti.

Arapca ogrenmedikce Allah a ne dedigini bilmeyecekti.
Bu vaziyyet karsisinda Turk Milleti bir cok asirlar ne yaptigini ne 
yapacagini bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasini bilmedigi halde 
Kuran i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara donduler


ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Medeni Bilgiler kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz 	: 
http://orajpoyraz.blogspot.com/









--
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Nevzat Evrim Önal : Dindar, kindar ve asalak nesil

2017-01-30 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia



  **Nevzat Evrim Önal :***Dindar, kindar ve asalak nesil*

*05/04/2016 Salı*

**Ülkenin emeğiyle geçinen insanları olarak şunu hiç tereddütsüz
söyleyebiliriz:**İslamcılar bu topluma yapışmış asalaklar***.
Topluma hiçbir faydaları yok; ondan besleniyor ama ona değer katmıyor ve
zayıf düşürüp sağlığını bozuyorlar. Bugün ortadan kalksalar toplum zarar
görmez, ama her gün emip tükettikleri büyük miktarda toplumsal kaynak
faydalı işler için kullanılabilir.*

*Üstelik bu, salt son birkaç yılın meselesi değil. Asalaklık,
islamcılığın fıtratında var. İslamcı ideolojinin kökeninin dayandığı
ulema, Osmanlı tarihi boyunca tek bir anlamlı işe yaramamış; ancak
sürekli toplumsal kaynaklardan otlanmış ve otlanamadığı anda kazan
kaldırmıştır. İmparatorluk maliyesi iflas edip toprak rejimi
bozulduğunda ilk isyan edenler, çiftçi olup da toprakla uğraşmamak ve
boş beleş yaşamak için medreselere doluşmuş suhtelerdi*. Ulema,
imparatorluğu kurtarmak için yapılan her modernleşme çabasına bencilce
direndi, fetva üzerine fetva çıkarttı ve devrim tarafından süpürülene
kadar memleketin kanını emdi. Bu bağlamda, gericilerin cumhuriyet
devrimlerinden en fazla dillerine doladıklarının harf devrimi olması
mantıklı; çünkü harf devriminin bir hedefi gerçekten de ulemanın, yani
işi gücü tek bir kitabı okuyup işine geldiği gibi yorumlamak olan,
skolastik çağ keşişlerinden beter asalakların toplumsal etkisini kırmaktı.*


*Hazmedemedikleri, bunun başarıya ulaşmış olmasıdır.*

*Ne var ki bu başarı, cumhuriyetin ilericiliği özel mülkiyet düzeninin
sınırlarına çarpana kadar sürdü. Kapitalizmin işsizlik ve sefalete
mahkûm ettiği toplumsal kesim büyüdükçe, Marx’ın Komünist Manifesto’da
**/*"aylaklık içinde çürüyen yığın"*/**olarak tanımladığı ve **/*"gerici
entrikalara kendini satmaya yatkın"*/**olduğunu vurguladığı lümpen
proletarya, islamcılık tarafından din afyonuyla uyuşturulup ucuza satın
alınarak bu topraklara uygun biçimde kurgulandı.*

*Bu kurgunun hamileri, Türkiye’nin en gerici mülk sahipleri,
**/*"hacıağa"*/**lardı. Üretim namına hiçbir işin ucundan tutmayan bu
adamlar, zenginliklerini esasen devlet himayesinde gayrimüslimlerin
mallarını yağmalayarak, bilhassa Demokrat Parti’nin 6-7 Eylül
provokasyonu sayesinde edinmişti (örneğin Beyoğlu’ndaki iş hanlarının
çoğunun 1955-56 arasında tuhaf biçimde el değiştirdi). Benzer bir süreç
metropoller göç ile büyürken yaşanan gayrimenkul zenginleşmesinde, kamu
arazilerine çökülmesiyle işledi. Böylelikle islamcı zenginler,
kendilerine en uygun para kazanma yöntemleri olan rantiyelik, esnaflık
ve ticarette hâkim hale gelerek kapitalizmin finans hariç her üretmeden
kazanma yöntemlerinde ustalaştılar.*

*Toplam öğrenci sayısı bir milyonu aşmış imam hatip saçmalığı buraya
oturuyor. Bu kadar imama ihtiyaç yok. Halkın bu yönde özel bir talebi de
yok; aksine kontenjanlar boş kalıyor ve insanlar çocuklarını
kaydettirsin diye kırk takla atılıyor. En dindar aileler bile imam hatip
okullarını son çare olarak görüyor ve çocuklarının gerçek bir meslek
edinmesini istiyor. Ne var ki islamcı para babalarının, iktidarlarına
bekçi ve değer üretmeyen getir götür işleri için emirlerine amade
olacak, kafası pek çalışmayan, gerektiğinde içinden cihatçı
devşirilebilecek bir genç lümpen yığına; yeni bir asalak suhte kuşağına
ihtiyacı var.*

**Soruyorum:***Hırsızlık, tecavüz, sübyancılık ve akla gelen her türlü
ahlaksızlığın buradan fışkırmasında şaşılacak bir şey var mı? İnsanı
ahlaklı kılan, her şeyden önce özsaygı ve özgüvendir; bunları da
emeğiyle değer üretme becerisine sahip olduğunu görmesi sağlar. Tek
faydalı işin ahirette hurilere kavuşmak için ibadet olduğunu düşünen,
değer üreten emeği nafile bir çaba gören ve islamın iktidarı için her
alçaklığı mubah sayan insanlar ahlaklı olamazlar.*

**Ve tersi de doğru:***Bu ülkenin işçilerinin önemli bir bölümü sağcı
ideolojilerin etkisinde kendi çıkarlarını göremiyor ve savunamıyor
olabilir; ama islamcı güruhun içinde işçiler çok küçük bir azınlık.*

*Bugün, bir kez daha, 2013 Haziranı’ndaki gibi karşı karşıya duruyoruz.
Bir tarafta ülkenin eğitimli, aydınlıktan yana, dinsel değil modern
kurallarla yaşamak isteyen, kentli emekçileri var, biz varız. Diğer
tarafta ise bize hakaret eden, baskı ve şiddet uygulayan cahil, gerici,
asalak lümpenler.*

*Biz olmasak, bu ülkeyi bir gün dahi döndüremezler. Emeğimizle bu
faydasız softaları beslemek zorunda değiliz. **/*"İmam yetiştirmeyen
imam hatipler kapatılsın"*/**diyen Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi,
tam da bu karanlıktan çıkış yolunu gösteriyor.*

*evrimo...@gmail.com*

*@nevzatevrimonal*

*www.facebook.com/nevzatevrimonal*

  *

**Medrese öğrencisi demek olan suhte, aynı zamanda softa kelimesinin
kökenidir. Konuyu merak edenler, Celali İsyanları öncesi ve
sırasında dolup taşan medrese imarethanelerinin nasıl bugünkü Ensar
Vakfı’na benzer tecavüz yuvaları olduğuna dair tarihsel bilgiler
için Prof. Mustafa Akdağ’ın Türk Hal

(GugukluhayaT) Orhan Gökdemir : Kabataş yalanı bir gerici ayaklanma planıdır

2017-01-31 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
<#mozTocId794977>Yalancılar korkaktır. <#mozTocId16757>
Yalancılar, utanmazdır da aynı zamanda. <#mozTocId998558>

Din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve Fitnebaz Cemaat'in özeti budur.

Oraj POYRAZ




  Orhan Gökdemir : Kabataş yalanı bir gerici ayaklanma planıdır

05/04/2016 Salı

Ne zaman /*"yetmez ama evetçi"*/ liberal çeteyi eleştirsek /*"iyi ama
onların gücü ne ki bu kadar önemsiyorsunuz"*/ diyorlar. Onları ve
güçlerini önemsediğimizden değil, yargının ve ülkenin bir diktatöre
teslim edilmesi için halkın kandırılmasına aracı olduklarından
eleştiriyoruz onları. Yaptıkları şey bir /*"aydın yanılgısı"*/ değildir.
Halka karşı işlenmiş bir suçtur ve bu suçu işleyenler eninde sonunda
hesabını da vereceklerdir. Söylediğimiz bu.

Kabataş yalanı da öyle. Kandırılmış gazeteci güruhu değil
eleştirdiğimiz, ülkede bir iç savaş çıkarılması planına ortak olan, alet
olan gönüllü bir çeteden söz ediyoruz. Halka karşı ağır bir suç işlemeye
teşebbüs etmişler, suçu bizzat işlemişler, tetiği bizzat çekmişlerdir.
Halka karşı örgütlenmiş bu çete de yaptığının hesabını eninde sonunda
vereceklerdir.

Aralarında /*"türbanlı kontenjanından yazar"*/ bir sürü bacımız var.
Ceren Kenar, Halil Berktay, Fuat Uğur, Markar Eseyan gibi kifayetsiz
muhterisler de. /*"Merkez medyada"*/ yalanı kariyerine alet eden
kadın-erkek gazeteciler, yanaşmalar, havuzun beslemeleri… Tabii dönemin
Başbakanı. Hep birlikte, dünyanın en yalan yalanına ortak oldular,
halkın bir bölümünü diğerine karşı kışkırttılar.

Kaynakları, AKP’li bir belediye başkanının gelini. Öyle ifadeleri var
ki, en ufku geniş fantezilere nal toplatır. Film senaryosu yapsanız
çekecek yetenekte yönetmen bulamazsınız. Düşünün; yarı çıplak, deri
eldivenli 40 erkek sokakta yürüyor. Onca kadın arasından gelinimizi
seçiyor, saldırıyor, üzerine işiyor, tecavüze yelteniyor. Gelinimizin
yanında bebeği de var üstelik. Kadınlar küfrediyor, erkekler vuruyor
sırf türbanlı diye. İfadesine göre yere kapaklanan gelin, başını
kaldırınca üstü çıplak erkeklerden birinin pipisini başına sürdüğüne
tanık oluyor… Bunlara inandılar işte, bunlara kandılar.

Sidikli havuzun medyası günlerce /*"görüntüler yayınlanırsa yer yerinden
oynayacak"*/ diye yayın yaptı. Dönemin başbakanı /*"gelecek Cuma"*/
yayınlayacağız dedi ki, /*"Cuma"*/daki kastı artık hepimiz biliyoruz.

İsmet Berkan türü tuhaf adamlar /*"görüntüyü gördüm, kanım dondu"*/ diye
yazılar yazdı.

Başbakan, /*"Benim başörtülü bacıma saldırdılar"*/ dedi.

Mehmet Metiner, /*"Kamera görüntüleri elimizde, O görüntüleri
yayınlarsak Türkiye’de çok farklı şeyler olur"*/ dedi.

Balçiçek İlter, /*"Morlukları da gördüm ama benim tanıklığıma ihtiyacı
yok ki, raporu var zaten"*/ dedi.

Şimdi Hürriyet’e transfer Abdulkadir Selvi, /*"Bebek arabasını
parçalıyorlar, genç anneyi tekmeliyorlar, Tayyip’i asacağız diyorlar"*/
dedi.

Rasim Ozan Kütahyalı adında kahvehane kaçkını bir tipin söyledikleri ise
resmen ağır bir kışkırtmaydı; /*"Görüntüler yayınlanırsa Müslümanlar
çılgına döner, çatışmalar çıkar, AKP’nin oyları yüzde 65’e yükselir"*/…
dedi. Evet dedi bunları.

Halime Gökçe adında havuzda mukim türbanlı bacı daha da ileri giderek
/*"gelinin üzerine işendiğini"*/ yazdı. Evet, yazdı bunları.

Sonra da /*"yalan söylüyorsunuz"*/ diyenlere /*"Diliniz kaba yüreğiniz
taş"*/ mottosuyla kampanya açtılar. Sanki diğer zamanlarda
birbirlerinden farklı yazılar yazıyorlarmış gibi o gün bu ortak başlıkla
yazdılar yazılarını. Tehdit ettiler hepimizi.

Kabataş yalanı, bir yalan değildir sadece. Gerici bir kalkışma planıdır.
Gezi isyanına karşı, planlı bir yeni 31 Mart ayaklanmasıdır.


xxx

/*"Kadının beyanı esastır"*/ diye tuhaf bir icat vardı o günlerde. Öyle
ya kadının biri bunları beyan etmiş, inanmamak kimin haddi. Ama aynı
kadının, daha önce polise yansımış başka beyanları olduğu, türbanlı
bacının polis tarafından dikkate alınmadığı çünkü bacının fantezi
dünyasının biraz tuhaf bir biçimde çalıştığını araştırmak bu kadar
gazetecinin arasında kimsenin aklına gelmedi nedense. Çünkü gazeteci
değil, devletin yalan memurlarıydı hepsi.

Ne kadını? Gerici, yalancı, dinbaz kadın olsa ne, erkek olsa ne? Çocuk
tecavüzünü savunurken /*"bir kere olmuş, bir şey olmaz"*/ diyen bakanın
beyanını da kadın diye esas mı alacağız?

Bu yalan egemenin yalanıdır, muktedir söylemektedir ve kadın-erkek her
boydan soytarıları da hiç sorgulamaksızın tekrarlamaktadır. Soytarıların
ahlaksızlığı, ülkeye yaydıkları genel ahlaksızlığın bir parçasıdır.
Sorun, /*"gazeteci"*/ denilen bu kahvehane kaçkınlarının yalan söylemesi
değildir, onların bu arsız yalanlarını basın üzerinden söylemesini
sağlayan düzendir. Aralarında o kadar cahil ve gözü karalar var ki
ülkede /*"Müslümanlar"*/ diye bir gurup olduğunu, buna karşın o
Müslümanlara dâhil olmayan başka bir gurubun Müslüman guruptan bir
kadına saldırdığını iddia edebilmektedir. Hâlbuki o Müslümanların
yönettiği devlet, halkın yüzde 99

(GugukluhayaT) Prof. Dr. ÇAĞRI ERHAN : ABD’nin Güvenli Bölgeden Anladığı Nedir?

2017-01-31 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *Prof. Dr. ÇAĞRI ERHAN : **ABD*’nin Güvenli Bölgeden Anladığı Nedir?


Donald Trump’ın bir Amerikan televizyonuna verdiği mülakatta
/*"Suriye’de halk için mutlaka güvenli bölgeler kuracağım"*/ şeklindeki
sözleri Türkiye’de çok farklı şekillerde yorumlandı. Neredeyse bu
açıklamayla eş zamanlı olarak, kaynağının kim veya hangi kurum olduğu
belli olmayan sözde bir plana ilişkin /*"içerik"*/ de bir yerlerden
basına sunuldu. Sözde plana göre,*ABD* Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt
özerk bölgesi kurulması fikrini desteklemekteydi.

Trump’ın ayrıntıya girmeden yaptığı /*"güvenli bölgeler"*/
açıklamasıyla, kaynağı meçhul /*"ABD destekli Kürt özerk bölgesi"*/
bilgisi bir araya gelince üzerinde tartışılacak bir durum ortaya çıktı.
Nitekim son üç gündür basınımızda bu konuyla ilgili çok sayıda yorum yer
aldı.

Obama döneminde*ABD*’nin*PYD*’ye yardım ederken, karşılığında özerklik
sözü verdiği yönünde çok fazla haber çıkmıştı. Washington resmî
yollardan bu yönde hiçbir açıklama yapmamış ama*DEAŞ*’la mücadele adı
altında*PYD*’yi desteklemeyi sürdürmüştü. Türkiye’nin tüm itirazlarına
rağmen*ABD* bu politikasından vazgeçmemişti.

Yine Obama döneminde*PYD*’nin Ayn el-Arab ile Afrin arasındaki bölgeyi
ele geçirerek, Hatay vilayetine doğru uzanan bir koridor oluşturması
düşüncesi*ABD* silahlı kuvvetleri tarafından desteklenmişti. Hatta söz
konusu bölgenin*PYD* için /*"temiz"*/ hale getirilmesinde*ABD* hava
kuvvetleri doğrudan görev almıştı.

Fırat Kalkanı harekâtı bu oyunu bozdu. Koridora dönüştürülmek istenen
alanın*TSK* ve Türkiye’ye müzahir Suriyeli muhaliflerce
denetlenmesi,*DEAŞ*’ın bu bölgeden tamamen çıkarılması ve*PYD*’nin de
bölgeye girmesine izin verilmemesi Obama’nın koridor hedefine darbe vurdu.

Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekâtıyla alanda varlığını tescil etmesi,
Suriye için kurulan diplomasi masasında da yerini almasını temin etti.
Bugün Türkiye-Rusya-İran öncülüğünde yürütülen bir süreçten söz
ediyoruz. Astana görüşmelerinde ulaşılan önemli ilerlemelerin önümüzdeki
hafta Cenevre’de*BM* ve Batılı devletlerin katılımıyla yapılacak daha
geniş çaplı bir toplantıda pekiştirilmesine çalışılacak.

Suriye Üçlüsünün bugüne kadarki görüşmelerde üzerinde mutabakat
sağladığı en önemli başlıklardan biri, Suriye’nin toprak bütünlüğünün
korunması hususudur. Yani, Türkiye, Rusya ve İran Suriye’nin bölünmesini
istemiyorlar. Hâl böyle iken, Suriye’de bir Kürt özerk bölgesi
kurulmasını gündeme getirmenin bu üç devlet arasındaki mutabakatı
bozmaya müteallik bir hamle olduğu açık.

Trump’ın /*"halk için güvenli bölge"*/ ifadesini hangi çerçevede
kullandığını şu an için bilmiyoruz. Fakat söz konusu /*"güvenli bölge"*/
Türkiye’nin yıllardır dile getirdiği ama Obama yönetimine bir türlü
kabul ettiremediği tarzdan bir güvenli bölge ise, bunun herhangi bir
memnuniyetsizliğe yol açmasına gerek yok. Zaten Türkiye sayesinde ortada
fiilî bir güvenli bölge var. El-Bab’ın*DEAŞ*’tan Menbiç’in de*PYD*’den
tamamen temizlenmesini müteakip burası Suriyeli sivillerin sığınacağı
emniyetli bir hayat alanına dönüşecektir. Fırat Kalkanı’na başlarken
Türkiye’nin kendisine stratejik hedef olarak belirlediği ve dünyaya da
ilan ettiği zaten budur.

O hâlde Trump liderliğindeki yeni*ABD* yönetimine düşen Suriye’de ne
şekilde olacağı veya hangi amaca hizmet edeceği belli olmayan yeni
arayışlara girmeden önce, Türkiye’nin başlattığı girişimlere tam destek
vermek olmalıdır. Türkiye ile yeni bir başlangıç yapmaktan söz eden
yeni*ABD* yönetimi bu çerçevede üç adım atabilir.

  *

Birincisi,*PYD*’ye verilen desteğin derhal kesilmesidir.

  *

İkincisi, silahlı*PYD* terör unsurlarının Menbiç’ten tamamen
çıkartılması için gerekli baskının yapılmasıdır.

  *

Üçüncüsü, Fırat Kalkanı sonucunda oluşan fiilî güvenli bölgenin,
Birleşmiş Miletler tarafından hukuken de güvenli bölge ilan edilmesi
için Güvenlik Konseyi’nde gerekli desteğin verilmesidir…

Türkiye’de bir kesim Suriye’de bir Kürt özerk bölgesinin kurulmasını
ve*ABD*’nin de buna destek olmasını çok arzu ediyor. Bu
hevesle,*ABD*’den gelen her açıklamayı kendi istedikleri gibi
yorumlayarak, bir yandan da Obama döneminde*PYD* ve*FETÖ* sebebiyle
sarsılan Türk-Amerikan ilişkilerinin daha da bozulmasını istiyorlar.
Türkiye’nin alanda ve diplomasi masasında attığı adımların, bu
beklentilerin gerçekleşme ihtimalini sıfırladığının henüz farkında
değiller. Ya da farkındalar da, melunluk hücrelerine işlediğinden
huylarından vazgeçemiyorlar.

Prof. Dr.*ÇAĞRI ERHAN*

Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü

*http://akademikperspektif.com/*

*http://www.yenidenergenekon.com/415-abdnin-guvenli-bolgeden-anladigi-nedir/*

 

a45UyF587661-170131180315 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/01/31  21:02 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Halkin sesi, Hakin sesidir.

K.Ataturk

Ankara dakilerin Yunanlilara hala meydan okumalarina cilginliktan

(GugukluhayaT) Le Pen o parayı iade etmezse ne olacak?

2017-02-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Verdimse verdim, ne olacak? İlksan olayı.
Biraz da anayasayı siviller delse ne olur?
Şimdi de fiili durum, defakto durum lafları ve şimdi de siyasi iktidar
ve Cumhur-başkanı(!?)nın *anayasayı tağyir tebdil ve ilga etme suçunu*
başkanlık sistemi düzenlemesiyle yasal hale sokma tartışmaları var orta
yerde.
Oysa anayasayı tağyir tebdil ve ilga etmeye TEŞEBBÜS suçunu işlemiş
asker için bir çok kez müebbet hapis cezaları istenmişti.
Ama görüyoruz ki, sivil darbecilere daha yüksek siyasi makamlar
sunularak bu suç ödüllendirilmektedir.

Hep aşama aşama bu günlere geldi.
Yasaları, anayasayı, rejimi, kuralları önemsemeyerek, ezip geçmeyi
alışkanlık haline getirerek oldu.

İdari yargı sonsuz sayıda yürütmeyi durdurma kararı aldı, ama siyasi
iktidar da sonsuz sayıda aynı yargı kararlarını çiğnedi.
Oysa bu açıktan bir anayasa suçudur.
Sonunda iş o yürütmeyi durdurma kararları veren yargı sistemini ezip
geçmeye geldi.

Anayasal denetim yapan yüksek yargı siyasi iktidarı aslında mahkum etti,
ama hakkı olan cezayı vermedi.
Bu aleve benzin dökmek gibi oldu.
İktidar olduğunda AKP'nin ilk yaptığı iş yüksek yargıyı yerle bir etmek
oldu.

Mali denetim yapan Sayıştay çok kez hükumete sıkıntı verdi.
Bunlar haklı sıkıntılardı.
Hükümet iktidarda kaldıkça kendini mahkum eden Sayıştayı yerle bir etti.

Meclis daha zaten en başta hükumetin elindeydi.
Zaten siyasi denetim yapacak durumda değildi.
Çünkü meclisi üreten seçimler önseçimsiz, lider sultası altında, parti
disiplini gölgesinde, çarşaf listelerle yürütülmüştü.
Halen mecliste olan hiçbir parti için demokratik bir temsil sağladığını
söylemek mümkün değildir.

Aslında ülke çok uzun zamandır frensiz kalmıştı.
Kimseyi suçlayamayız.
Halkın sistemi zorlayan bir eğilimi olmuştur.
Halk sistemin temel felsefesini anlamamış ve sistemin temelleriyle kavga
eden bir kadronun varlığını önemsememiştir.
Üstü üste kesintisiz yedi genel seçim, bir Cumhur-başkanı(!?) seçimi,
bir referandum tesadüf olamaz.
SEÇSİS ya da başka bahaneler de geçerli olamaz.
*Daha elim ve vahim olmak üzere aynı siyasi eğilim hala mevcuttur.*
*O halde ülke halkın istediği istikamet ne yöndeyse o yönde ilerlemeye
devam edecektir.*
Bizim tek tek kişiler olarak bunu değiştirme şansımız olamaz.

Doğrusu ben bu ahval ve şerait içerisinde ülkenin aklı başında olan
insanları için artık B, hatta C, hatta D planları hazırlamak gerektiğini
düşünüyorum.
Aslında hiç bir şekilde olumsuz katkımız olmadığı halde ülkenin gidişatı
bizleri de sıkıntıya sokacaktır.
Bu sıkıntılı dönemi nasıl atlatırız, ailemiz, çocuklarımız,
sevdiklerimiz için daha verimli, daha faydalı nasıl bir yol bulabiliriz
artık bunu düşünmek gerekir.

Ülkemizde ölmeyi yücelten, kutsallaştıran tuzu kuru bir elit göya dindar
kesim vardır.
Bu sahtekar, şarlatanların etkisinde ölmeye hazır, gönüllü geniş
kitleler de vardır.
Biz bunca yıldır, bu insanlara hem yaşamın kutsallığını hem de ölmek
için acele etmenin anlamsızlığın anlattık.
Şimdi onları acele ettikleri bu sonda kendi kaderleriyle yalnız
bırakmak, geride kalan yaşama değer veren insanlarla şimdiden yeni bir
Türkiye için yol aramak gerekir diye düşünüyorum.
Aynı zamanda biz ülkemizde ve bölgemizde bozuk olmayan şeyleri tamir
ederken bozmanın dayanılmaz zararlar vereceğinin de anlattık.

Eğer bir tanrı varsa ve her millete peygamber göndermişse, Türk
milletine fazla fazla peygamber gelmiştir.
Hepsi de kitaplıdır.
Yüz binlerce aydın insan yetişmiştir, doğruyu her tonda, her renkte, her
şekilde söylemiştir.

Türk halkı ise kendi içinden çıkmış bu bilge insanları itip kakmış,
yakmış, hapislere tıkmış, başka sahte peygamberler peşine takılmıştır.
O halde bize üstümüze düşeni yaptık.
Tıpkı Lut Peygamber gibi mahvolmak üzere olan halkımızı geride bırakıp
sevdiklerimiz ve ailemizle beraber yeni bir yaşam için yol aramamız
lazım diye düşünüyorum.

Doğrusu ben ülkemizin, halkımızın tuttuğu yolu bu derece kötü görüyorum,
bu derece de ümitsizim.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  Le Pen o parayı iade etmezse ne olacak?

*01 Şubat 2017* -*10:38S*on Güncelleme :*01 Şubat 2017* -*10:38*

Avrupa Parlamentosunun *(AP*), Fransa’da aşırı sağcı lider,
cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen’e*296 bin *euro ödemesi için verdiği
süre gece yarısı doldu. Buna rağmen Le Pen, parayı ödemeyeceğini söyledi.

*AŞIRI* sağcı lider, /*"Avrupa Parlamentosunun kararı tek taraflı ve
yasal değil, bu yüzden onların kararına itiraz ediyorum. Parayı iade
etmem için önce bu kaynağın bana ödenmiş olması gerekir"*/ dedi.*AP*’nin
Yolsuzlukla Mücadele Organı *(OLAF*), Le Pen’in,*2010-2016* yılları
arasında*AP*’de danışman olarak gösterdiği ancak kendi seçim
kampanyasında çalıştırdığı Catherine Griset’e ödenen*296 bin *euroluk
danışmanlık bedelini bu gece yarısına kadar geri ödemesi gerektiğini
duyurmuştu. Aynı zamanda Le Pen’in ayrıldığı eşinin 

(GugukluhayaT) Türkiye adım adım savaşa gidiyor.

2017-02-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Evet, gidişat böyle.
Bir taraftan ordularımız, komutanlarımız çeşitli siyasi gerekçelerle
tenkisata uğramışken, diğer taraftan çok büyük umutlar bağlanmış milli
silahlanma projeleri kesintiye uğramışken ve ülke hemen her eksende
parçalanmışken savaşa doğru gidiyoruz.

Bu vesiyle anlatmak istediklerim var.
Milli silahlanma projelerimiz duraklamıştır.

Benim çok önem verdiğim SOM(StandOff Mühimmat, Akıllı Füze), Altay Milli
tank, Atak Milli Helikopter projeleri duraklamıştır:
İlk ikisi sadece protitip üretiminde takılıp kalmıştır. Atak ise yeterli
sayıda üretilememiştir.
Takip edebildiğim kadarıyla en çok sekiz kadar Atak TSK'ya teslim
edilebilmiştir.

Milli tüfek projesi çok yavaş ilerlemektedir, TSK envanterinde bulunan
ana piyade tüfeği G-3 ve AK-47 Kalaşnikof silahları çoktan demode olmuştur.
Birkaç yüzlük paketler halinde yürütülen teslimatlar değiştirilmesi
gereken yüz binlere kıyasla anlamsız ve yetersizdir.
Bunlar demode olmanın yanı sıra kullanımda olduğu uzun yıllar boyunca
eksimiş, namlu ömürlerini yitirmiş, görev yapamaz hale düşmüştür.

TSK envanterine yeterli sayıda katılmış ve başarıyla kullanılan tek
milli silah projemiz Fırtına kundağından motorlu obüs ve Panter çekili
obüs projelerinden ibaret kalmıştır.

İnsansız hava araçlarından MALE sınıfı araç üretimi başarıya ulaşamamıştır.
Henüz ANKA-S prototip olmaktan öte durumda değildir.

Bir alt sınıfta olan İHA'lar ise TSK envanterine yeterli sayıda teslim
edilmemiştir, bunların silahlandırılması da yeterli sayı ve kalitede
değildir.

MRAP denilen mayına dayanıklı zırhlı araçlar yeteri kadar teslim edilmiştir.
Bunlar kırsal, kentsel gerilla çatışmalarında işe yarar.

Ancak, savaş meydanlarında profesyonel orduların karşı karşıya geldiği
çatışmalarda kaderi tayin eden silahlar bunlar değil saldırı tanklarıdır.
Halen TSK yurt dışında ve içinde sıcak çatışma bölgelerinde elindeki az
sayıdaki modernize edilmiş M-60 ve Leopard-2 tanklarına güvenmektedir.
Diğer tanklarımız kendi klasmanındaki düşmanlara karşı zayıftır.

Benim önerim, duraklamış projelere hız verilmesidir.
İkinci olarak elimizde olmayan silahlara, ya da uzak gelecekte sahip
olmayı planladığımız silahlara güvenerek dış politikada strateji
planlamak büyük hata olur.
Politikacılarımızın sorumsuzca açıklamalar yaparak halkımızı gazlaması,
galeyana getirmesi, dış politikada sertleşme işareti olan açıklamalar
yapması büyük hatadır.
Üçüncü olarak elimizde olanları olabildiğince korumak, kurtarmak ve
verimli olarak kullanmak gerekir.
Artık TSK'nın yaralarını sarmak, önümüzdeki fetret dönemi, savaşlarla
dolu yeni dünya düzeni için hazırlamak gerekir.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Türkiye adım adım savaşa gidiyor.

  * "HALKI ÖRGÜTLEYECEK VE…" <#mozTocId525794>
  * "HAZIRLIKLARIN ŞİMDİDEN BAŞLAMASI GEREKMEKTEDİR" <#mozTocId979779>
  * "ÖZEL KUVVETLERİMİZİ YENİDEN ELE ALMALIYIZ" <#mozTocId776338>

*Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin* bugünkü
yazısında Türkiye'nin adım adım savaşa gittiğini yazdı. Pekin
hazırlıkların hemen başlaması gerektiğini belirtti ve /*"Özel Kuvvetler
yeniden ele alınmalı"*/ dedi.

*01.02.2017*

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı
Pekin, Aydınlık’taki köşesinde Türkiye’nin adım adım savaşa doğru
gittiğini yazdı. Pekin /*"Türkiye’ye kabul ettirilmeye çalışılanlar,
dayatılanlar ve zorla bir deli gömleğinin içine sokulmaya zorlanması
karşısında gidilebilecek tek yol var o da savaş. Çıkacak savaşta, tabii
ki istenenleri yani ikinci bir Sevr’i reddetmesi durumunda, Türkiye’ye
karşı kullanılacak güç PKK, onun içerdeki ve dışarıdaki türevleri ile
IŞİD olacaktır"*/ ifadelerini kullandı.


/*"HALKI ÖRGÜTLEYECEK VE…"*/

Yazısında /*"Bu tehdide karşı ne kadar hazırız?"*/ diye soran Pekin
yazısını şöyle sürdürdü:

/*"Dünkü köşe yazımda bu tehdide ya da savaşa hazırlıklı olmak için
milli istihbarat teşkilatlarının önemini açıklamaya çalıştım. Bugün de
bu savaşı zaferle sonuçlandırmak için halka dayalı ordu ve savunma
sisteminin önemini açıklamaya çalışacağım. Ordunuz hem kafa olarak hem
de güç olarak milli olmak ve halka dayanmak durumundadır. Savunmanızın
güçlü olması, ordunuzun halka dayanması derken anlatmak istediğim halkın
direnme gücünün arttırılması ve bütün dünyanın bunu bilmesidir. Dayanma
gücünüzün artırılması için halkı örgütleyecek ve onun direnmesini,
ülkeye sahip çıkma iradesini sağlayacak bir örgütlenme modeli yaratmanız
ve bunu uygulamanız gerekir."*/


/*"HAZIRLIKLARIN ŞİMDİDEN BAŞLAMASI GEREKMEKTEDİR"*/

Pekin /*"TSK, bir taraftan profesyonelleşirken bir taraftan da halkın
bir savaş durumunda örgütlenmesini sağlayacak ve ona önderlik edecek bir
sistem, örgüt tesis etmek durumundadır"*/ diye yazdı ve /*"Bunların bir
kısmı savaş durumunda nizami orduyla birlikte hareket ederken bi

(GugukluhayaT) "Türkiye ile savaşmak için en iyi zaman şimdi"

2017-02-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  "Türkiye ile savaşmak için en iyi zaman şimdi"

Yeni Şafak gazetesinin yazarı Mehmet Acet, bugünkü köşesinden çok
çarpıcı bir açıklama yaptı.

*01.02.2017*

Hükümete yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesinin yazarı Mehmet Acet,
bugünkü /*"Yunanistan’dan Ankara’ya ulaşan gizemli istihbarat"*/
başlıklı yazısında çarpıcı bir iddiada bulundu. Üst düzey bir askeri
yetkili ile görüştüğünü ifade eden Mehmet Acet, şöyle yazdı: /*"2016
sonlarında Yunanistan Genelkurmay Başkanı Evangelos Apostolakis ile
Savunma Bakanı Panos Kammenos Türkiye'yi görüşmek üzere bir toplantı
yaptılar. Toplantıda Yunan Genelkurmay Başkanı, ‘Türkiye ile bir savaşa
girilmesi halinde en iyi zamanın şimdiki zaman olduğu görüşünü iletti.’"*/

Mehmet Acet’in yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Bir ay kadar önce Ankara'da üst düzey bir askeri yetkili ile*15 Temmuz
*darbe girişiminin*TSK*'da bıraktığı tahribat üzerine konuşuyorduk.

Sözünü ettiğim askeri yetkili bana, /*"Savaş uçağı kullanan pilotların
yüzde 50'sinin darbe girişimine karıştığı için tutuklandığını, Havacı
generallerin de yarısının aynı durumda olduğunu, bu açığı kapatmak için
hızlı bir programla çalıştıklarını"*/ anlatıyordu.

Askeri yetkili, tam o sırada Yunanistan'da yapılan bir görüşmeye sözü
getirdi.

Baş parmağını omuzunun arkasına doğru götürerek, /*"Onun bilgisi buraya
geldi"*/ dedi. (Galiba,*MİT* ya da Genelkurmay İstihbaratı kast ediyordu)

Peki bu istihbarat neydi?

*FETÖ*'nün Türk ordusu üzerinde bıraktığı hasar, elbette Türkiye'ye kem
gözle bakanların dikkatinden kaçmamıştı.

Üst düzey askeri yetkilinin anlattığı, Ankara'ya da ulaşan istihbaratın
konusu şuydu:

*2016* sonlarında Yunanistan Genelkurmay Başkanı Evangelos Apostolakis
ile Savunma Bakanı Panos Kammenos Türkiye'yi görüşmek üzere bir toplantı
yaptılar. Toplantıda Yunan Genelkurmay Başkanı, /*"Türkiye ile bir
savaşa girilmesi halinde en iyi zamanın şimdiki zaman olduğu görüşünü
iletti."*/

Peki o toplantıdan nasıl bir karar çıkmıştı?

Muhatabımın ifadesiyle /*"Keşke ekonomimiz bu kadar kötü olmasaydı diye
düşünüp vazgeçtiler."*/"

Odatv.com

http://odatv.com/turkiye-ile-savasmak-icin-en-iyi-zaman-simdi-0102171200.html 


a45UyF587661-170201165738 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/01  18:21 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Rast gele konusmak aklin israfidir.

Alaaddin Basar

Ingiliz ulusuna karsi besledigim sevgi ve hayranlik duygularimi babam
Sultan Abdulmecit ten miras aldim.
Umidimi Allah tan sonra Ingiltere ye bagladim.

VAHDETTIN (Osmanli Padisahi) - 15.10.1920

Turker Erturk: MUAVENET.
Kasten vurdular-Mesaj verdi-Mesaj anlasilmadi

1 Eki, 2015

Muavenet in 2 Ekim 1992 de Display Determination-92 (Kararlilik
Gosterisi-92) adli NATO tatbikati sirasinda Ege de ABD ucak gemisi
Saratoga nin atesledigi 2 adet Sea Sparrow hava savunma fuzesiyle
vurulmasinin uzerinden tam olarak 23 yil gecti.

Fuzeler geminin kalbi sayilabilecek kopruustu ve SHM (Savas Harekat
Merkezi) gibi yerlerin yakinina isabet etti. Fuzelerin isabeti sonucunda
geminin komutani Deniz Kurmay Yarbay Kudret Gungor dahil olmak uzere 5
sehit ve 22 yarali verdik. Donemin ABD Disisleri Bakani Lawrence
Ealeburger haberi Washinton Buyukelcimiz Nuzhet Kandemir e geminizi
batirdik ozur dileriz diye iletti.

Olay gece yarisi yesil periyot olarak adlandirilan tatbikat disi
bolumunde meydana geldi. Saratoga ve Muavenet Ege de Saroz Korfezi
yaklasma sularindaydilar. Bildiginiz gibi Ege nin her iki tarafi NATO
muttefikleriyle (Turkiye ve Yunanistan) cevrilidir. Ayrica civarda
tatbikati veya ABD gemilerini yakindan izleyen Rus ve Cin harp gemileri
mevcut degildi. Bunun anlami Saratoga dahil ABD harp gemilerinin yuksek
hazirlik durumunda veya tetikte olmasini gerektiren herhangi bir durum
yoktu.

KASTEN VURDULAR

Sea Sparrow satihtan havaya atilan, 19 km. menzile sahip, 231 kg
agirliginda, 3,6 metre boyunda ve yakla$ik 170 bin ABD dolari maliyete
sahip yari aktif radar gudumlu bir fuzedir. Sea Sparrow bir hava savunma
fuzesi olmasina ragmen satihtan satiha yani suustu hedeflerine de
atilabilme ozelligine sahiptir.

Sea Sparrow fuzesi atabilmek tek bir kisinin tabancayi eline alip
ateslemesi gibi kolay bir sey degildir. Yine bu fuzenin firlatilabilmesi
SHM de vardiya tutan bir subayin kolunu atesleme dugmesine yanlislikla
carpmasi aciklamasi ile de izah edilemez. Fuzenin kazaen
ateslenebilmesinin onune gecebilmek icin sistem cok sayida emniyet
tedbirini icermektedir. Fuzeyi basari ile atesleyebilmek icin 6 asamadan
gecilmesi ve gemi komutanin onayinin alinmasi gereklidir. Ayrica fuze at
ve unut (fire and forget) turu bir gudumlu mermi degildir. Fuze
ateslendikten sonra hedefini vurabilmesi icin bilgiye ihtiyaci vardir.
Bu nedenle atan geminin hedef gemisini (Muavenet) radarla aydinlatmasi
gereklidir.

Sonuc olarak olayin kaza olmasinin imkan ve ihtimali yoktur. Kaza olma
sansi bi

(GugukluhayaT) Merkez Bankası satılıyor

2017-02-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Merkez Bankası satılıyor

Sabah yazarı Güngör, *Merkez Bankası hissedarlarının hisselerini satmak
istediklerini ve bu konuda formül bulunmaya çalışıldığını yazdı.*

*01.02.2017*

Hükümete yakın Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör bugünkü /*"Merkez’in
küçük hissedarları SPK’ya gidiyor"*/ başlıklı yazısında Merkez
Bankası’nın hissedarlarından bazılarının hisselerini satmak istediğini,
ve isteklerini hükümete ilettiklerini yazdı.

Güngör yazısının girişinde Merkez Bankası’nın kuruluşunu /*"Birinci
Dünya Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal Atatürk, yeni Türkiye
Cumhuriyeti'nin merkez bankasını kurmaya koyulur. Halka da çağrı yapar.
O dönem birçok aile üç-beş kuruşla bankanın kuruluşuna katkıda bulunur.
Kağıt üzerinde oldukça iyi bir yatırım olarak görünse de banka kâr
ettikçe yeterince para alamayan küçük hissedarlar mutsuz olmaya
başlar"*/ ifadeleriyle anlattı.


*FORMÜL ARANIYOR*

/*"Niye bunları anlattım..."*/ diye soran Güngör yazısını şöyle devam
ettirdi:

/"Belki bilmeyenleriniz vardır. Merkez Bankası'nın sermayesinin//*
*/

  * /*yüzde 55.12*//'si (A) sınıfı,//*
*/
  * /*yüzde 25.74*//'ü (B) sınıfı,//*
*/
  * /*yüzde 0.02*//'si (C) sınıfı,//*
*/
  * /*yüzde 19.12*//'si (D) sınıfı hisselerden oluşuyor./

  * /A sınıfı hisselerin sahibi Hazine,/
  * /B sınıfının//*7 banka*//,/
  * /C sınıfının//*ING*//Bank,/
  * /D sınıfının ise bazı gerçek ve tüzel kişiler./

//

/Duyduğuma göre, bankanın//*yüzde 19.2*//'sine sahip olan küçük
hissedarlar paylarını satmak istiyor. Küçük hissedarlar arasında en
büyük pay sahibi *Bahar Menkul Değerler Kurucu Ortağı Adnan Bahar*
konuyu Cumhurbaşkanı//*Recep *//Tayyip//*Erdoğan *//başta olmak üzere
Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli ve Mehmet Şimşek ile Maliye
Bakanı Naci Ağbal'a anlattı./

//

/Bu hisseler için formül aranıyor. Merkez Bankası'nın D grubu
hisselerinin Borsa İstanbul'daki piyasa öncesi işlem platformunda
değerlendirilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu'na //*(SPK*//) başvuruda
bulunulmasının planlandığını öğrendim./

//

/Nedir bu platform derseniz.../

//

/Halka açık statüde olup, payları borsada işlem görmeyen şirketlerin
hisselerinin alınıp satıldığı yer./

//

/Küçük hissedarların başvurusuna//*SPK*//'nın nasıl yaklaşacağını
bilmiyorum./

//

/Zira hisselerin bu tip bir platformda yer alabilmesi için Merkez
Bankası'nın başvuru yapması gerek./

//

/Bakalım Başkan Murat Çetinkaya küçük hissedarların talebine yanıt
verecek mi?"/

Odatv.com

 

a45UyF587661-170201175727 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/01  20:31 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Bu sefer kepenkleri indirdim, dukkani kapattim...
Tilki donse de kurkcu artik yok, artik tilkilerle ugrasmayacagim...
Yeni isim bijuteri; mavi boncuk dagitacagim... :)

Bilinmeyen Birisi

Cinlerden, insanlardan ve kuslardan ordulari, Suleyman in huzurunda bir
araya getirildi. Onlar, duzenli bir bicimde sevk ediliyorlardi.
Nihayet karinca vadisine geldikleri vakit bir karinca, Ey karincalar!
Yuvalariniza girin, Suleyman ve ordusu farkina varmadan sizi ezmesinler
dedi.
Suleyman, onun bu sozune tebessum ile gulerek dedi ki:
Ey Rabbim!
Beni; bana ve ana babama verdigin nimetlere sukretmeye ve razi olacagin
salih ameller islemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarinin
arasina kat!

NEML /17-19)

Turk milleti bircok asirlar, (..) bir kelimesinin manasini bilmedigi
halde Kur an i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara dondu.(..)

Mustafa Kemal ATATURK
(Mustafa Kemal in yazdigi Afet inan imzasiyla cikan Medeni Bilgiler
kitabi 1931)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Erdoğan bugünkü sözlerinin ucunun kime dokunduğunu biliyor mu

2017-02-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Erdoğan bugünkü sözlerinin ucunun kime dokunduğunu biliyor mu

Kerem Çalışkan *01.02.2017*

Erdoğan bugün Saray’da düzenlenen*TÜBA* (Türkiye Bilimler Akademisi)
ödül töreninde konuştu. Sanki*15 yıldır FETÖ*’cüleri devletin tüm
kurumlarına yerleştiren bizzat kendisi değilmiş gibi, yine*FETÖ*’cülere
verdi veriştirdi…

Sanırsın*FETÖ*’cüler onbinler halinde gelip Erdoğan’dan habersiz gizli
gizli devlete,*TÜBİTAK*’a, yargıya, eğitime, orduya vs.. sızdılar…

Sanırsın*FETÖ*’cüler Erdoğan’dan habersiz*YAŞ* toplantılarına katılıp
Atatürkçü subayları tasfiye ederek kendi generallerini adım adım*TSK*’ya
yerleştirdiler…

Sanırsın*FETÖ*’cüler, yandaş yazarlar daha önce açıkça yazdığı
halde,*MİT*’e daha önce raporlar gittiği halde Erdoğan’dan habersiz*15
Temmuz *darbesini tezgahladılar…

Erdoğan bunlarla da yetinmedi, darbe girişimi sırasında Türkiye Büyük
Millet Meclisinin bombalanmasıyla Osmanlı Meclis-i Mebusanın
kapatılmasının aynı şey olduğunu vurguladı.

Erdoğan şöyle dedi:

/*"FETÖ'nün Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalamasıyla Osmanlı
Meclis-i Mebusanın kapatılması aynı şeydir. Aynı amaca yöneliktir. Orada
bir fark yok. Her ikisi de milli iradenin tecelligahı olan bu kurumları
işlemez hale getirerek ülkenin işgaline zemin hazırlama amacı
gütmektedir."*/

Doğrusu Erdoğan’ın Meclis’e böyle sahip çıkması gözyaşartıcı…

Sanırsın şimdi Anayasa değişikliği ile *‘milli egemenliği’* Meclis’ten
alıp hooop Saray’a devreden*Erdoğan *değil, belki de*FETÖ*…

Hadi biraz daha tarih…

Meclisi Mebusan’ı kim ne zaman kapattı?

*1876*’da askeri darbe ile kurulan Meclisi Mebusan’ı, yani Erdoğan’ın
deyimi ile *‘milli iradenin tecelligahı’*nı, önce darbecilere anayasa
ilanı sözü vererek tahta oturtulan*II**. Abdülhamit kapattı…**1878*’de
Rus-Osmanlı savaşını bahane ederek…

Osmanlı Meclisi Mebusanı tam*30 sene* kapalı kaldı…

Sonra*1908*’de İttihatçı subayların Rumeli’de dağlara çıkıp isyan ederek
zorlaması ile*30 sene* sonra tekrar açıldı…

Açıldıktan üç ay sonra İstanbul’da bu kez şeriat isteyen*31 Mart
*ayaklanmacıları *(1909*) Meclisi Mebusan’ı basarak Meşrutiyet’in
kalkmasını, anayasanın iptalini ve tekrar Padişah-Halife-Şeriat
sistemine dönülmesini istediler…

Tıpkı günümüzde*AKP*’lilerin Meclis’i içerden basarak ikinci*31 Mart
*vakası halinde, Meclis’i işlevsiz hale getirmek istedikleri gibi…

Rumeli’den gelen Hareket Ordusu*31 Mart*’ı bastırdı ve Osmanlı Meclisi
Mebusanı’nın şerefini ve varlığını kurtardı… Meclis I. Dünya Savaşı
boyunca varlığını sürdürdü…

Savaşın sonunda, İstanbul’un İngilizler tarafından*13 Kasım 1918*’de
işgalinden sonra*1919*’da bu kez Damat Ferit İngilizlerin emriyle
Osmanlı Meclisi Mebusanı’nı kapatıp dağıttı…

Mustafa Kemal’in Sivas Kongresi’nden sonra bastırması ile son Osmanlı
Meclisi Mebusanı*1920 Ocak *ayında İstanbul’da tekrar toplandı..

Son Osmanlı Meclisi Mebusanı *‘Misak-ı Milli’*yi’ kabul etmesi
üzerine*16 Mart 1920*’de İstanbul’u ikinci kez işgal eden İngilizler
tarafından işgal edildi. Rauf Bey ve bazı mebuslar tutuklanarak Malta’ya
sürüldüler…

İngilizlerin kuklası Padişah Vahdettin Osmanlı Meclisi Mebusanı’nı*11
Nisan 1920*’de resmen kapatıp feshetti…

Bunun üzerine Mustafa Kemal Ankara’da *‘Hakimiyet Milletindir’*
diyerek*23 Nisan 1920*’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni *(TBMM*) açtı…

Böylece *‘Hakimiyet’*, yani egemenlik Saray’dan ve padişah’tan alınarak
*‘milli iradenin tecelligahı’* olan*TBMM*’ye geçti…

Şimdi*97 yıl* sonra,*TBMM*’nin kuruluşunun*100*. yılına üç kala,*Erdoğan
*ve arkadaşları*TBMM*’ye içerden darbe yaparak, egemenliği yeniden
Meclis’ten alarak Saray’a taşımak istiyorlar…

Eğer millet, referandumda *‘Evet’* derse, *‘milli iradenin tecelligahı’*
artık*TBMM* değil, Saray olacak…

Böylece*FETÖ*’cülerin*15 Temmuz*’da bombalaması ile Kurtuluş Savaşı’ndan
sonra ikinci kez *‘Gazi’* ünvanı kazanan*TBMM*, fiilen feshedilecek…

Şimdi Erdoğan’ın deyimiyle Osmanlı Meclisi Mebusanı’nı kapatıp *‘Milli
iradeyi’* yok edenleri sayalım:

*II*. Abdülhamit, Vahdettin, Damat Ferit, İngilizler…

Ve şimdi *‘milli iradenin tecelligahı’* Meclis’in fonksiyonlarını yok
ederek devredışı bırakmak isteyenleri sayalım:

*1-FETÖ*’cüler*2-AKP*’liler…

Bu işte bir sakatlık var, ama acaba nerede?..

Kerem Çalışkan

Odatv.com

 

a45UyF587661-170201184220 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/01  22:36 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

VAR.
. . . . . .
Agaci kiskanirim
Yemis yuklu dali var,
Bahar olsun, guz olsun
Ne guzel masali var.
Imrenirim ariya
Petek petek bali var
Kondugu ciceklerin
Pembesi var, ali var

Cahit Sitki TARANCI

Gerek kucuk, gerek buyuk tuvaletinizi yaparken kibleye donmeyin.

Hanbel 3/12
***
Peygamberimiz bir takim insanlar kucuk ve buyuk tuvaletleri icin kibleye
donmeyi hos karsilamadiklarindan, bu bidati (hurafeyi) kaldirmak icin
tuvaletini kibleye dogru yaptirdi.

Buhari 4/11
Bir hadiste kibleye kars

(GugukluhayaT) Soner Polat : Genelkurmay Başkanı, Kardak'ta!

2017-02-02 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bu abiyi ciddiye alın bence.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  


bayrak


  Soner Polat : Genelkurmay Başkanı, Kardak'ta!

*01 Şubat 2017*,*10:32*

Gazete ve televizyonların çarpıcı bir haberi heyecan yarattı:
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar krizin*21*’inci yıldönümünde
Kardak’ta! Ulusal Kanal sitesi video görüntüsü ile birlikte haberi
vermişti. Org. Akar bir hücumbotumuz ile Kardak’a gitmek üzere limandan
ayrılıyordu. Denizde çekimler yapılmıştı ama muhtemelen adaya
çıkılmamıştı. Bu görüntüler basınla paylaşıldığına göre bir mesaj
verilmesi hedeflenmişti. Aksi halde bu faaliyet sessizce icra
edilebilirdi. Darbeci askerlerin iade edilmemesi siyasi bir içerik
taşıyordu. Buna cevap vermek siyasi kadroların işi olmalıydı!


*HER ASKERİ FAALİYETİN AÇIK BİR HEDEFİ VARDIR*

Ege’deki adalarımızın*2004 yılından* itibaren Yunanistan tarafından
işgal edilmesi bugün Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından birisidir.
Türkiye, Kardak’ta savaşı da göze alarak muhteşem bir kriz yönetimi
sergilemiş ve Yunan askerlerini Kardak’tan söküp atmıştır. Bugün için
hiçbir antlaşma ile Yunanistan’a ve diğer hiçbir ülkeye devredilmeyen
Ege’deki*150*’den fazla ada, adacık ve kayalık üzerinde hiçbir ülke hak
iddia edemez! Çünkü uluslararası hukukta egemenlik devri otomatik
değildir; net, açık ve kesin bir irade beyanı ile olur.

Maalesef, Kardak’ta şahlanan Türk milli güç unsurları derin bir uykuya
dalınca, adalarımız birer birer Yunanistan tarafından işgal edilmiştir.
Bu aşamadan sonra zaten hiç kimsenin olmadığı Kardak’ta gövde gösterisi
yapmak hiçbir amaca hizmet etmez! Çünkü /*"Eşek adası fiili işgal
altındayken, Kardak’ta gösteri yapmanın askeri hedefi nedir?"*/ sorusu
sorulduğunda, verecek bir cevap bulamazsınız! Veya /*"Eşek adası ile
Kardak arasında Türkiye açısından ne gibi bir fark vardır?"*/ gibi bir
soru bütün dengeleri sarsar.


*ÖNCE NE YAPMALI*

Yapılacak ilk şey Türk devletinin, adalarımızdaki Yunan işgalini
tanımadığını ve zamanı geldiğinde uluslararası hukuk çerçevesinde bütün
milli güç unsurlarını kullanarak gereğini yapacağını açık ve net olarak
beyan etmesi ve Yunanistan’a sert bir nota vermesidir. Ayrıca Türkiye,
bu konuda başta*BM* ve*AB* olmak üzere ilgili bütün taraflara bir an
önce bildirimde bulunmalıdır. Herhalde okunmuyor; biz ifade edelim:
/*"AB’nin bütün Türkiye ilerleme raporları, genel olarak Ege, Doğu
Akdeniz ve Kıbrıs, özel olarak bu konuda, tıpkı Ermeni Soykırım
Yalanında olduğu gibi haksız, hukuksuz ve düşmanca suçlamalarla
doludur."*/ Konu hem Dışişleri Bakanlığı hem de Genelkurmay Başkanlığı
tarafından ulusal ve uluslararası gündeme taşınmalı ve Türk milletine
mal edilmelidir.

*AB* zaten çatırdamaktadır. Bir kaybedenler kulübüdür. Tam bir hayal
kırıklığıdır. Ülkemizin yüz akı, onurlu ve namuslu ekonomi uzmanı Bartu
Soral bu söylediklerimi onlarca programda kesin rakamlarla
belgelemiştir.*ABD* Merkez Bankası *(FED*) uzmanlarına göre en geç iki
yıl içinde büyük bir mali krize girecektir. Bugün var; yarın
yoktur.Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki ulusal çıkarları
hayatidir. Gelecek nesillere olan namus borcumuzdur. Değil bir*AB*,
on*bin AB*’ye feda edilemez!


*SONRA NE YAPMALI*

Stratejinin üç boyutu zaman, mekân ve kuvvettir. Türkiye Yunanistan’dan,
öncelikle işgal ettiği Türk adaları olmak üzere Doğu Ege adalarındaki
askeri varlığını geri çekmesini talep etmelidir. Çünkü Atina ve Londra
Antlaşmaları *(1913*), Altı Büyük Devlet Kararı *(1914*), Lozan ve ek
Boğazlar Sözleşmesi *(1923*), Paris Antlaşması *(1947*) açık ve mutlak
bir askersizleştirmeyi ön görmektedir. Bu talep tepeden tırnağa
meşrudur. Hiçbir uluslararası sistem ve devlet buna karşı çıkamaz!

Eğer talep karşılanmadığı takdirde daha sonra alınacak tedbirler
belirlenir. Sahne ya da sahneler şekillendirilir; kuvvet hazırlanır ve
uygun zaman beklenir. Abluka gibi kriz yöntemleri gözden geçirilir. Her
şey hazır olsa bile girişim zamanın ruhuna uygun değilse, sonuç alınmaz.
Türkiye bu konuda önceliklerini saptayacak ve en doğru zamanı saptayacak
bir birikime sahiptir.

Önemli olan bulunduğumuz aşamada kararlılığımızı devlet, millet ve*TSK*
düzeyinde hem Yunanistan’a, hem*AB*’ye hem de bütün dünyaya göstermektir.

Keşke Kardak’taki gösteri bir büyük stratejinin taktik bir kademesi
olarak planlansaydı! Stratejisi olmayan taktikler sinek vızıltısıdır…
Faydadan çok zarar verir!

Amiral Soner Polat

*spolat...@outlook.com*

ulusalkanal.com.tr

 

a45UyF587661-170201211944 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/01  23:48 3  49  bizdens...@googlegroups.com

 



-- 

Quis custodiet ipsos custodies
* * *
Yargiclari kim yargilayacak?

Latin Atasozu

Kuran-i Kerim ve Risale-i Nur, Rahman ve Rahim olan Allah in bir
indirisidir
Kuran-i Kerim v

(GugukluhayaT) Diyanet'in İhsan Şenocak sessizliği

2017-02-02 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Tatlı su Müslümanlarına duyurulur, gerçek İslam, hak İslam, bütün
yanlışları düzelten, eğrileri düzelten İslam, Kur'andaki İslam bizi işte
tam olarak buraya getiriyor.
Işin doğrusunu İslamın dilini bilen, ana dili Arapça olan Araplar biliyor.
Biz de onların dinini beğenmiyor, onlara din öğretmek gibi bir saçmalık
içine düşüyoruz ki, tam bir saçmalık.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Diyanet'in İhsan Şenocak sessizliği

Şimdi sorumuz şu: Diyanet’te konu ile ilgili Şenocak gibi mi
düşüyor? *Bu durumda başta siyasiler olmak üzere kahveye muhatap olan
kimselerin aileleri hükmen dağılmış mıdır?*

*01.02.2017 21:23*

Son dönemde yaptığı dini açıklamalar ve gerçekleştirdiği kürsü
konuşmaları ile ortalığı adeta kasıp kavuran İhsan Şenocak’ın, bu
sözlerinden biri kendisine ait sosyal medya hesabından paylaşıldı.
Şenocak kadın erkek ilişkilerine dair şu açıklamayı yaptı: /*"Bir erkek
iş arkadaşı(!) bir bayanla baş başa kahve içiyorsa aileleri hükmen
dağılmıştır. Çünkü hariçte yakınlaşma ailede uzaklaşmaya gebedir."*/
Şenocak’a göre kadınla erkek arasına hapishane duvarları gibi setler
çekilse ve dünyada kadınla erkek yan yana dahi gelmese yeridir. Zira bu
açıklamanın bizi götürdüğü yer orasıdır ve elbette bu zihniyetin
/*"insan"*/ ile onun akli, ilmi, hissi dünyası ile bir ilişkisi olamaz.
Çünkü kahve içmenin hükmünü, /*"ailenin dağılması"*/ olarak açıklayan
biri; orada insanı değil; kafasında yer ettirdiği /*"günahın"*/
muhataplarını görüyordur. Bize göre burada oldukça ciddi bir görme
bozukluğu vardır ki, bu ayrıca incelenmeye değer bir vakadır.

Şenocak’ın bu açıklamalarının egemen İslam yazınında bir karşılığı
olduğu muhakkak. Dolayısıyla adı geçen zat, bu yazının bir tezahürü,
yansıması ve sesi olarak geçmişin karanlık dehlizlerini bugüne
taşımaktadır. Bununa birlikte bu kimsenin açıklamalarını daha çarpıcı
kılan bir husus var. Lakin ona geçmeden önce, Şenocak faslına dair
birkaç notu daha aktarmak istiyoruz. Örneğin Şenocak’ın kurucu
başkanlığını yaptığı İlmi ve Fikri Araştırmalar Merkezi *(İFAM*) varlık
sebebini şöyle açıklıyor:*İFAM*, programında yer alan her bir kitabı
doğrudan ya da dolaylı olarak İslam’ın hayatı tayin etme vasıtası olarak
görür ve bu çerçevede yorumlar.*İFAM*; İslam’ı, Keşmirî ve Kevserî’de
ilim, Nedvî ve Necip Fazıl’da fikir, Ali Haydar Efendi’de zühd,*II*.
Abdulhamid’te feraset, İmam Şamil’de cihad, Hasan el Benna’da aksiyon
olarak gören yeni medrese, yeni*SÜLEYMANİYE*’dir.
[*http://www.ifam.org.tr/varlik-sebebi/]*

İhsan Şenoacak ve onun temsil ettiği kitlenin din yorumunu anlamak
açısından bu satırlarda geçen her bir ismin ayrı ayrı incelenmesi gerek.
Lakin yazımızın sınırları dâhilinde biz sadece Necip Fazıl Kısakürek ve
Hasan El Benna’ya ait şu görüşleri paylaşmak istiyoruz:

/*"Bundan böyle, dinî bilgi, tasavvufî zevk, umumî irfan, muaşeret
edebi, terbiye, zarafet, derinlik, telkin ve tebliğ sanatı bakımından
tamamlığı kat'î ve resmî olarak çerçevelenmiş şahıslar dışında hiçbir
ferde, muazzez ve münezzeh cami kürsülerinde yer yoktur... Allah ve
Resulü adına, Allah ve Resulünün murat buyurmadığı hükümleri kesip atan,
böylece Allah ve Resulüne karşı celâdet göstermekten kaygı duymayan ve
ruhlarında zerre miktarı esrar idrakine yer bulundurmayan hamlık ve
kabalık örneklerine paydos diyecek inkılâp, bizimkidir. Bizim bunları
tasfiye etmekten muradımızsa, malûm din düşmanları gibi din
mümessillerini ortadan kaldırmak değil, böyle din düşmanlarına zuhur ve
tecelli imkânı veren sahtelerini kaldırıp hakikîlerini getirmektir."*/
Necip Fazıl Kısakürek. [Necip Fazıl Kısakürek – Đdeolocya Örgüsü]

Şu sözlerde Müslüman Kardeşlerin lideri Hasan el Benna’ya ait: /*"Şayet
yöneticiler gereken ıslahatı yapmazlarsa… Bir ihtilalın kopacağı ile
uyarırlar… İdareciler Allah’ın emrine boyun eğip, hükümlerini tatbik
etmeseler, o zaman İslâm ıslahatçılarının iktidarı ele geçirmek için
çalışmamaları bir cinayettir."*/ [FATMA*PINAR* Hasan el-Benna ve
Müslüman Kardeşler Iğdır Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi Sayı: *5*,*Nisan
2015* ] İhsan Şenocak’ın büyük bir saygıyla andığı isimlerden bir diğeri
de Timurtaş Hoca olarak bilinen Timurtaş Uçar’dır. Bakın Şenocak,
kendisiyle ilgili neler söylüyor: /*"Kürsüsü elinden alınan, sürgünlere
gönderilen, zindanlara atılan fakat korkmayan, susmayan Timurtaş
Hocamızı rahmetle yad ediyoruz. El-Fatiha"*/. Peki, Şenocak’ın rahmet
andığı Timurtaş Hoca, örneğin laiklikle ilgili neler söylüyor. Gelin
şimdi de O’na kulak verelim: /*"Namussuzluk demektir, laiklik. Ne kadar
deyyus varsa laikliği benimsemiş mi benimsememiş mi? Ne kadar p.zevenk
varsa laiktir. Ne kadar hırsız varsa laik."*/

http://odatv.com/diyanetin-ihsan-senocak-sessizligi-0102171200.html

 

a45UyF587661-170201220631 Oraj Poyra

(GugukluhayaT) Trump'ın baş stratejisti: Güney Çin Denizi'nde savaşa gireceğimize şüphe yok

2017-02-02 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Çin tarafından da benzeri sert laflar var.
Belli ki, bir tırmanma, bir gerilim dönemi yaşayacağız.
Devamı nasıl olacak bilmiyorum.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Trump'ın baş stratejisti: Güney Çin Denizi'nde savaşa gireceğimize
  şüphe yok

*ABD* Başkanı Donald Trump'ın baş stratejisti Steve Bannon, Güney Çin
Denizi'nde savaş çıkacağına /*"şüphe olmadığını"*/ söyledi.

Dış Haberler

Perşembe,*02 Şubat 2017 10:48*

*ABD* Başkanı Donald Trump'ın baş stratejisti Steve Bannon,*ABD* ve
Çin'in, önümüzeki*10 yıl* içerisinde Güney Çin Denizi'nde savaşa
gireceğine /*"şüphe olmadığını"*/ söyledi.

The Guardian'ın haberine göre*ABD*'nin*Ortadoğu*'da başka bir
/*"büyük"*/ savaşa da gireceğini söyleyen Bannon, Trump'ın*7 ülkeye*
vize yasağı getirmesinde de önemli rol oynamıştı.

Trump yönetiminde pek çok Çin karşıtı isim olduğu bilinmesine karşın,
aşırı sağcı*ABD* yayını Breitbart'ın eski yöneticisi Bannon,*ABD* için
en büyük iki tehdidin /*"Çin ve İslam"*/ olduğunu söylemekten çekinmiyor.

Bannon, /*"yayılmacı bir İslam var ve yayılmacı bir Çin var. Değil mi?
Onlar hevesliler. Onlar kibirliller. İlerliyorlar ve Yahudi-Hıristiyan
batının geri çekildiğini düşünüyorlar"*/ şeklinde konuşuyor.

Çinli yetkililer de savaşın giderek /*"gerçek bir ihtimal"*/ halini
aldığını söylerken,*ABD*-Çin arasındaki gerginliğin arttığı görülüyor.

http://haber.sol.org.tr/dunya/trumpin-bas-stratejisti-guney-cin-denizinde-savasa-girecegimize-suphe-yok-184298

 

a45UyF587661-170202204251 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/02  22:22 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Devler gibi eserler birakmak icin, karincalar gibi calismak gerek.

Necip Fazil Kisakurek

EN AM - 108 Allah tan baska dua ettikleri seylere sovmeyin ki, onlar da
bilgisizlikte asiriya gidip Allah a sovmesinler...
TEVBE - 28 Ey inananlar Allah a es kosanlar mutlaka pisliklerdir...

Dusmanlarin butun calismasi, baris esaslarinin kararlastirilacagi su
siralarda memleketimizi disarida ve iceride gucsuz bir durumda birakarak
istedikleri her seyi kabul ettirmeyi amacliyordu.
Gelecege yonelik cikarlarini, cesitli baskilarla butun dis ulkeleri
aleyhimize cevirmekte goren bazi kurulus ve unsurlar ise, tarafimiza
yoneltilen bu akimi temelinden yikmak ve butun dis ulkelerin milletimiz
lehine, dusuncelerinde degi$iklikler olmasina firsat vermemek icin,
tumuyle yalan olan en son Ermeni soykirimi uydurmasini duzenlediler ve
acikladilar.
Ingilizler, bir yandan dis durumumuzu yeni toplu oldurme iftiralari ile
sarsarak tasarladiklari Istanbul isgalini kolaylikla uygulayabilecek bir
ortam hazirliyorlardi
Anadolu da yerlesmis Ermenilerin ve Rumlarin hukumet emirlerine ve milli
amaclara karsi gelmedikce her turlu saldiridan korunmalari ve tam anlami
ile mutlu ve rahat bir hayat yasamalari oteden beri kabul edilmis bir
ana konu idi.
Kilikya ve dolaylarinda ve dogu hududumuz disindaki resmi ve resmi
olmayan Ermeni kuvvetlerinin dindas ve irkdaslarimiza karsi yapilan
cinayete varan saldirilari karsisinda bile, ulkemizde yasayan
Ermenilerin her turlu taarruzdan korunmasini saglamayi pek onemli bir
medeni gorev kabul ettik ve Anadolu nun dis dunya ile iliskisinin ke$ik
oldugu bu gunlerde yuce vatan cikarlarini amaclayan onlemler icinde
Ermeni halkinin esenliginin korunmasi gerekliligini butun makamlara
bildirdik.
Iste, Istanbul un yabanci kuvvetlerce isgalinden bu gune kadar gecen aci
gunlerinde hicbir dis ulkenin fiili korumasina erisemeyen Anadolu
Ermenilerinden hicbir kisinin, en kucuk bir anlamda bile, saldiriya
ugramamis olmasi, bize her nedenle cinayet yukleyen ve medeni
duyarliligi kendi tekelinde sanan entrikaci Avrupalilarin yuzlerini
kizartacak ve milletimizin yaradilisindan sahibi bulundugu insanlik
torelerinin yucelik derecesini ispat edecek cok onemli bir konudur.

(24 Nisan 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/grou

(GugukluhayaT) Yerli tankın gövdesi tamamlandı ancak bir sorun var: Motor yok!

2017-02-04 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
*Altay tankları söz konusu olduğ**unda, ş**u an elimizde sadece 5 adet
prototip mevcut.*
Ve savaş meydanlarında tank ihtiyacımızı modernize edilmiş M-60T ve
Leopard tankları ile gideriyoruz.
*Bunların sayısı 900 civarındadır.*
3750 toplam tank sayısı gerçekte şişirmedir.
Savaş meydanlarında yeni kuşak tanklar karşısında diğer tanklar işlevsel
olmayacaktır.
Teknolojinin en önemli kuvvet çarpanı olduğunu sakın unutmayın.
Diğer tanklar demodedir, ve Altay tanklarının üretimiyle hizmetten
kaldırılması planlanmaktaydı.
Tank envanterimiz kısaca şöyle:

Ana Muharebe Tankları
Leopard 2A4    Ana
muharebe tankı 
339^[18]

 Almanya 
Leopard 1    Ana
muharebe tankı 
391^[18]

 Almanya 
M60T   Ana muharebe tankı
 170  ABD

 İsrail  M60 Patton
 tanklarının yükseltilmiş
versiyonu.
M60A3 TTS    Ana
muharebe tankı 
619  ABD
Altay
tankının üretiminden itibaren aşamalı olarak hizmet dışına çıkarılacak.
M60A3    Ana
muharebe tankı 
752  ABD 
M60A1 RISE Passive
 Ana muharebe
tankı    104  ABD

M48A5T1  Ana
muharebe tankı 
619  ABD 
M48A5T2  Ana
muharebe tankı 
758  ABD 

https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk_Kara_Kuvvetleri#Ana_Te.C3.A7hizatlar.

Şu halde mesele AKP meselesi olmanın çok ötesinde ülke meselesi haline
gelmiştir.
Doğrusu bu güne kadar başarılmış olanları gölgeleyen bir köstektir.
Üretilmiş beş adet prototip yok hükmündedir.
Yarın savaşa girsek, düşman kuvvetleri üretilmiş 5 adet prototip ya da
tasarım masasındaki çizimlere bakarak yenilgiyi kabul edecek değildir.

O halde iki hal çaresi vardır.
Ya ülkede yaşanmakta olan siyasi tartışmaların iç ve dış güvenlikte
aksama, gecikme, duraksama yaratmasına fırsat vermeden silahlanma
projelerine tam gaz devam etmek.
Ya da içinde bulunduğumuz fetret devrini göz önüne alarak dış politikada
zaman kazanmaya yönelik oyalama stratejilerine yoğunlaşmak gerekmektedir.

Ülkemiz sınırları içerisinde çatışmayı kabul edecek tarzda askeri
strateji geliştirenler çılgındır, evet şirin bir çılgınlık değildir bu,
tam manasıyla kanlı bir çılgınlıktır bu.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  Yerli tankın gövdesi tamamlandı ancak bir sorun var: Motor yok!

*OTOKAR* tarafından gövdesi Güney Kore'den yardım alınarak
yapılan,*AKP*'ye yakın gazeteler tarafından /*"Tüm Arap ülkeleri
sırada"*/ denilerek manşetlere taşınan yerli tankın her şeyi bitti,
ancak motor bulunamıyor.

cumhuriyet.com.tr *23 Ocak 2017 Pazartesi*,*10:48*

Türkiye yerli tankı Altay'a motor bulunamıyor. Yerli tank Altay'ın
gövdesi Güney Kore'den alınan destekle*OTOKAR* tarafından yapıldı ancak
tanka motor bulunamadı. Türkiye yerli tankı için*MTU* ve Mitsubitshi
firmalarının kapısını çalmıştı. İki şirketten de ret yanıtını alan
Türkiye, tankın motor işini Tümosan Motor ve Traktör A.Ş'ye bıraktı.


*AVUSTURYA**'İNSAN HAKLARI'**DEDİ*,*ANLAŞMA İPTAL OLDU*

Tümosan da motor işinin altından kalkamayınca Türkiye,
Avusturya'dan*AVL* List GmbH isimli şirketin kapsını çaldı.*2015
yılında* yapılan anlaşma, Avusturya hükümetinin Türkiye'deki insan
hakları ihlalleri nedeniyle şirkete yaptığı baskılar sonucu*17 Ocak
*günü iptal edildi.


*MOTOR YOKSA SERİ ÜRETİM DE YOK*

(GugukluhayaT) Tayfun Atay : İslâm, terör, barış

2017-02-05 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Yani esas mesele, /*"İslamist terör"*/tabirini kabul edip etmemek değil.

Mesele, /*"İslâm barış dinidir"*/iddianızı ispat etmek ya da edememek!..

Tayfun Atay


bayrak


  Tayfun Atay : İslâm, terör, barış

*05 Şubat 2017 Pazar*



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı ile buluşmasının ardından basın
toplantısında Merkel’in /*"İslamist terör"*/ tabirine ciddi tepki
gösterdi. Merkel, Erdoğan'la yaptıkları görüşmeye binaen /*"İslamist
terör ve terörün her türü, PKK da buna dâhil, bu mücadelede yakın bir
işbirliği içinde olmamız gerektiğini konuştuk"*/ dedi. Bunun üzerine
Erdoğan, İslâm ile terörün bir araya gelemeyeceğinden, İslâm’ın kelime
anlamının /*"barış"*/ olduğundan, /*"DEAŞ"*/ terör örgütünden dolayı
/*"İslâmist terör"*/ tabirinin kullanılmasının üzücü olduğundan dem
vurup /*"Ben bir Müslüman cumhurbaşkanı olarak bunu kabul edemem"*/
şeklinde karşılık verdi.

Erdoğan, kendisine sosyolojiden söz edilmesini sevmiyor. Gezi
olaylarında onunla konuşmaya gidenler, işin /*"sosyolojisi"*/ne de
bakmaktan söz ettiklerinde onları /*"Sizden mi öğreneceğim
sosyolojiyi"*/ diye azarladığını hatırlıyoruz.

Yine aynı şekilde azarlanmayı göze alarak söylemek gerekiyor ki Sayın
Cumhurbaşkanı, gönlünüzden geçen ne olursa olsun işin sosyolojisi
önümüze başka bir şey koyuyor!..

Bir kere /*"İslamist"*/ tabiri karşısında bu aşırı tepki ve onu
Müslümanlıkla adeta /*"mezcetme"*/ (katıştırma) niye?!

Dikkat edin, Merkel /*"Müslüman terörü"*/ demiyor, /*"İslâm terörizmi"*/
de demiyor, hatta /*"İslâmî (Islamic) terör"*/ demekten de kaçınıyor. O,
bu konuda gayet bilinçli ve dikkatli.

Nitekim Erdoğan’ın tepkisine karşılık olarak da Almanya’daki
Müslümanların inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için ellerinden geleni
yaptıklarını söylemiş. /*"Bizdeki Müslüman dernekleri de her türlü
teröre karşı seslerini yükseltti"*/ demiş. Ve /*"İslâm ile İslamist
arasında bir fark var"*/ diyerek de noktalamış.

Ders gibi!..

Anlaşılan Şansölye, İslâm adına şiddet üretenler ve buna karşı yükselen
İslamofobik tepkilerin gelgitinde karşısına oturup ona işin
sosyolojisine de bakalım diyenlere /*"Sizden mi öğreneceğim
sosyolojiyi"*/ dememiş, onları can kulağı ile dinlemiş!

Evet, İslâm’ı ve Müslümanlığı /*"İslamizm"*/le özdeşleştirmek, eşitlemek
durumunda değilsiniz.

Ama İslamizm, yani İslamcılığı, onun bir parçası olan cihatçı
İslamcılığı ve bunun bir uzantısı olan cihadist-İslamist terörizmi de
yok sayamazsınız.

*IŞİD*’i,*DEAŞ* diye yanlış telaffuz etmekle de (doğrusu*DAEŞ*, yani
/*"Ad Davla al-İslamiya fil-‘Irak ve eş-Şam"*/) çıkamazsınız bu işin
içinden…

Çünkü işin içinde insan faktörü var. Ve bu faktör, idealde adı
/*"barış"*/ olan bir din adına savaşların da, katliamların da, terörün
de önünü siz kabul etseniz de etmeseniz de açar.

Doğru, İslâm’ın bir kelime anlamı /*"barış"*/tır. Tabii /*"teslim"*/
(submission) anlamı da vardır.

/*"Allah’a teslim olarak huzur ve barış içinde olmak"*/;
toparlanabilecek anlam budur.

Peki, tarihsel-sosyolojik olarak bu neye karşılıktır?..

İslam-öncesi /*"kabilesel"*/ Arap toplumunda savaş hali, hayatın normu idi.

Cahiliye döneminde kabile siyasal örgütlenmesi içindeki Araplar, dört
(kutsal) ay dışında yıl boyu birbirleriyle savaş içindeydiler. Hepsi bir
/*"üst-tanrı"*/ olarak Allah’a inansa da kendi /*"alt-tanrı"*/larına
bağlılık doğrultusunda kimliksel ayrışmaya gidiyor, bunu birbirleriyle
sürekli savaşla pekiştiriyorlardı.

Peygamber Muhammed, coğrafyanın sosyo-ekonomik evriminin de itici
gücüyle buna son verdi. İslâm, kendi ilahlarının rehberliğinde
birbiriyle sürekli savaşan kabileleri, tek bir Allah’a teslimiyetle
barış vaat ederek bir devlette erimeye çağrıdır.

Peki sonra?.. Peygamber öldü, kabilecilik ve savaş, İslâm kisvesi
altında tekrar sökün etti.

Hilafet aslında bu İslâm-içi soy-sop, kabile, kavim, yer-yurt,
yöre-bölge temelli çatışmaların oyuncağı olmuş bir kurumdur.

Bu süreçte belki İslam tarihinde /*"İslamist"*/ tabirini ilk hak edenler
denilebilecek Haricîler de karşımızdadır. Onlar, /*"Lâ hükme illâ
lillâh"*/ (Hüküm ancak Allah’ındır) âyetini slogana çevirip (akt. R.
Çakır, /*"Ayet ve Slogan"*/,*1990*) bir bakıma /*"proto-İslamist"*/ bir
pratikle ortalığı birbirine katmıştır.

Haricîler’i nereye koyacaksınız? Sonrasında Haşhaşîler’i nereye
koyacaksınız? Daha yakınlarda Vahhabîler’i nereye koyacaksınız?.. İslâm
adına şiddet üretmiş, cinayetler işlemiş, katliam, suikast yapmış bu
oluşumlar İslâm-dışı bir tarihin içinden mi çıktılar?

Hayır, bir sosyo-tarihsel olgu olarak İslâmiyet’in parçası onlar.
İsteseniz de, istemeseniz de…

Ve onları nereye koyacaksanız, Tâliban’ı da, El Kaide’yi de,*IŞİD*’i de
oraya koymak durumundasınız. Kabul etseniz de, etmeseniz de!..

Tabii İslam /*"barış"*/ demekse de malûm, lâfla peynir gemisi yürümez,
bunu hayata geçirmek zorundasınız.

O zaman yaşlı-başlı ve de ağır hasta insanları tutuklu yargılanma
zulmüne uğratmayacaksınız.

Önünüze gelen yazar-çizer, akademisyen, gazeteci, si

(GugukluhayaT) İstanbul'un 5 ilçesinde elektrik kesintisi

2017-02-05 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Çoğunuz bu kesintileri masum, planlı kesintiler zannediyor.
Oysa böyle şeyler alıştıra alıştıra olur.

Ben bunları daha önce yaşamıştım.
74 sonrası ülkemize uygulanan ekonomik tedip operasyonunu iliklerimde
hissetmiştim.
O yıllarda Ecevit liderliğindeki koalisyon hükumeti haklılığını halka
anlatamadı ve bir daha da iktidar yüzü göremedi.

Şimdi ise durum farklı, bu defa küresel güçlerin ülkemize bir operasyon
yaptığını düşünmüyorum.
Küresel güçlerin kendileri sıkıntıda bu defa.
Daha kötü yani.
Herkesin gözü daha kara, herkes ya hep ya hiç oyunu oynamakta.
Bu nedenle hiç şakası yok.
Petrol krizine falan benzemez, tüp gaz kuyruğuyla atlatsak keşke ama hiç
sanmıyorum.

Hani hep İsmet İnönüyü suçlarlardı ya, halkın erkekliğini öldürdü, halka
ekmeği karneyle sattı diye işte o yıllara geldik.
Ve bu defa başımızda savaş meydanlarından yetişmiş bir İsmet İnönü yok.

Bir düşünün 2nci Dünya Savaşını düşünün.
O yıllarda Türkiye'yi düşünün ve çepeçevre etrafının düşünün.
Türkiyenin etrafında savaş olmayan tek ülke yok.
Bir Türkiye bir İsviçre.
Eski dünyada savaş olmayan iki ülke, bütün mültecilerin kapağı atmaya
çalıştığı iki ülke.

Şimdi öyle mi?
Siz başımızdaki adamlarda bu feraseti görüyor musunuz?
Ayranı olan herkesin peşine takılan hıyar gibiyiz.
Kim gehgeh ederse peşine takılıyoruz.

Hiç şansımız yok.
Çook ama çok fazla kan dökülecek.
Yüz binlerce insan ölse öpün başınıza koyun.
Milyonlarca insan ölecek, o derecek.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


İstanbul'un*5 ilçesinde* elektrik kesintisi

05.02.2017*21:00*


İstanbul Avrupa Yakasında bazı ilçelere*6 Şubat *Pazartesi günü planlı
bakım ve iyileştirme çalışmaları kapsamında elektrik verilemeyecek.

* * *

Boğaziçi Elektrik Dağıtım*AŞ*'den *(BEDAŞ*) yapılan yazılı açıklamaya
göre, İstanbul'un Küçükçekmece, Bahçelievler, Büyükçekmece, Beylikdüzü
ve Sarıyer ilçelerinin bazı mahallelerinde*09.00* -*15.00* saatlerinde
elektrik kesintisine gidilecek.

* * *

İstanbul'un Küçükçekmece ilçesinin bazı mahallelerinde*09.00* -*11.00*,
Bahçelievler ilçelerinin bazı mahallelerinde ise*10.00* -*15.00*
saatlerinde elektrik kesintisi uygulanacak.

* * *

Büyükçekmece ilçesinin bazı sokaklarına*10.00* -*12.00* saatleri
arasında, aynı ilçenin bazı sokaklarına ise*11.00* -*13.00* saatlerinde
elektrik verilemeyecek.

* * *

Aynı gün, Beylikdüzü ve Sarıyer ilçelerinin bazı sokaklarına*10.00*
-*12.00* saatleri arasında elektrik verilemeyecek.

* * *

Aboneler, elektrik verilemeyecek ilçelerdeki mahalle ve sokaklara
ilişkin detaylar ile kesintinin saat bilgilerine*BEDAŞ*'ın internet
sitesinde yer alan /*"Planlı Bakım ve Yatırım Çalışmaları"*/ bölümünden
ulaşabilecek.

*http://www.birgun.net/haber-detay/istanbul-un-5-ilcesinde-elektrik-kesintisi-145790.html*


a45UyF587661-170205215908 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/06  00:01 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 


Semuretu bnu Cundeb ( Radiyallahu Anh ) soyle dedi :Nebi ( Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ) :
Onlardan kimi vardir ki , ates onu iki topuguna kadar yakalar. Kimi
vardir ki , onu dizlerine kadar yakalar. Kimi vardir ki , ates onu
beline kadar yakalar. Kimi de vardir ki , ates onu boynuna kadar
yakalayip yakar buyurdu.

( Muslim )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Bozcaada Yolunda Volvo V40 Testi

24 Temmuz 2013

Gectigimiz hafta Volvo nun yeni uretimi V40 serisi icin #osensin
kampanyasi dahilinde arabayi test etmek icin Bozcaada ya gidecektik.
Arabayi henuz gormeden begenmistim. Sonucta bu bir arabaydi ve her
halukarda belediye otobuslerinden iyiydi.

Yola cikis Hollywood filmlerini aratmayacak bir tempodaydi. Alti ustu
Bozcaada ya gidecektik ama hazirliklar bir rehine kurtarma operasyonunu
aratmiyordu. Yol haritalari, kameralarin kurulmasi, takip araci, kahve
termosu, yol gozlugu, arac kiti... Kampanyayi yuruten Havas Engage
Istanbul hicbir ayrintiyi atlamamisti. Takip araciyla her daim irtibat
halinde olmamizi saglayan bir telsiz bile verdiler. Iste o an kuskulanip
Yasa disi bir seyin icinde degiliz, oyle degil mi? diye sordum gozlerimi
kisarak.

V40 i ilk gordugumde tepkim Belediye otobusune gore oldukca kucuk oldu.
Yillardir belediye otobusunde seyahat edince insan butun kiyaslamalari
ona gore yapiyor. Sofor mahalline oturdugumda aliskanliktan olsa gerek
yasli bir teyzenin gelip yer isteyecegi tedirginligini yasadigimi itiraf
etmeliyim. Cok sukur boyle bir sey yasanmadi.

Dolmabahce den Bozcaada ya dogru hareket ettik. Ilk olarak hiz kadranini
fotografladim. Bunu 127 km hizla giderken yapmak cok kolay degil.
Kimseye tavsiye etmiyorum. Yanimdan belediye otobusleri geciyordu. Orada
tikis tikis seyahat edenleri gorunce agladim. Ama onlar guluyordu. Iki
gun sonra tekrardan aramiza doneceksin bakis

(GugukluhayaT) Prof. Dr. Ahmet Ercan'dan korkutan uyarı: Durum kritik... Umarım büyük bir deprem olmaz

2017-02-06 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bu güne kadar izlediğim deprem profesörleri içinde şarlatanlık açısından
tam bir zirvedir bu herif.
Genelde Büyük Marmara depremi beklentisi yaratan gelişmeleri küçümser,
iyimserlik pompalar.

Teknik ayrıntıları boş verin.
Bu herif de korkmuşsa bence korkmalısınız.
Durum ciddi demektir.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Prof. Dr. Ahmet Ercan'dan korkutan uyarı: Durum kritik... Umarım büyük
  bir deprem olmaz

Çanakkale ve çevresi bu sabah saatlerinden itibaren meydana gelen
depremlerle sarsılıyor. Sabah saatlerindeki *5*,*5* büyüklüğündeki
depremin ardından*13.58*'de *5*,*0* büyüklüğünde bir deprem daha olunca
uzmanlar /*"Olağan bir durum değil"*/ açıklamasını yapmıştı. Bu sözlerin
ardından konuşan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, /*"Çok ender olur bu
durum. Orta bir depremden, sonra büyük bir depremin olması çok düşüktür.
Bu durumu kritik hale soktu. Biraz daha çekindim. Umarım daha büyük bir
deprem olmaz"*/ dedi.

*06 Şubat 2017 Pazartesi*,*15:40*

*İSTANBUL* Teknik Üniversitesi *(İTÜ*) Maden Fakültesi Jeofizik
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan,
Çanakkale'deki*5.3*'lük depremin artçı sarsıntısının*5.0* büyüklükte
olmasının kendisini ürküttüğünü söyledi. Bundan sonrası için iki seçenek
olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan, /*"Birinci seçenek yaklaşık bir hafta
artçı depremler sürecek ve dinecek. İkinci seçenek ise 6.0- 6.5
büyüklüğünde daha büyük bir deprem olabilir"*/ dedi.

Depremleri kendisinin de İzmir'de olması nedeniyle yakından hissettiğini
belirten Prof. Dr. Ercan, /*"Bu bölgeyi 8 aydır gözlem altına almıştık.
Ayvacık, Babakale kırıkları boyunca deprem yığılması olmuştu. Bu deprem
yığılması yeni yılla birlikte artış gösterdi. Büyük artış gösterince
deprem bilimci arkadaşlarla irdeledik. Kuzey Anadolu kırığının güney
kolunun en batı ucu hemen Midilli'ye doğru sarkan bölümünde deprem
burada oldu. Bu sabah ilk olarak 5.5 olarak verilen deprem, daha sonra
5.3 olarak revize edildi. Az önce olan deprem (saat 13.58'deki) ise 5
büyüklüğünde gerçekleşti. Daha büyük depremlerin artçısı 5.0 olabilir,
5.3'lük depremin artçısı 5.0 olmaz. Bu gösteriyor ki buradaki gerginlik
yığılımı büyük. Jeofizik bilimcisi olarak artçı depremi olağanüstü
karşıladım. Çok ender olur bu durum. Orta bir depremden, sonra büyük bir
depremin olması çok düşüktür. Bu durumu kritik hale soktu. Biraz daha
çekindim. Umarım daha büyük bir deprem olmaz"*/ dedi.

Tablonun ürkütücü olduğunu belirten Prof. Dr. Ercan, /*"Bundan sonra her
türlü olasılık açık. Gelecek bir hafta çok önemli. Daha büyük bir deprem
6- 6.5 deprem olabilir. Olursa aynı kırık boyunca olur. İyi olasılık
daha küçük sarsıntılarla dinip gider. Bu son artçı ile ciddi bir durum
gösterdi. Ürküttü. Sabah açıklama yapmıştım. Ardından deprem bekliyordum
ama bu kadar büyüğünü değil. Gerginliğin büyük olduğu ortaya çıktı.
Midilli'ye doğru sarktı. Ege'yi böylece etkisi aldı. Gerginliğin yüzde
75'i Midilli Körfezi ve Zeytinbağ Kavşağı'nda bir artış olması
gerekiyor. Midilli'nin önünde 7.2'ye varabilir. Bu onun öncüsü değildir.
Ama oradaki zaten birikmekte olan gerginliğe katkıdır. Kırılan
Türkiye'nin en batı ucudur. Dün öncü depremlerini yaptı. Bugün depremini
5.5 büyüklüğünde yaptı. Daha sonra artçı depremleri 4.6 ve 5 üretti.
Artçı depremin 5 olması ürkütücü. Depremi İzmir'de yaşadım. 12 ile 14
saniye sürdü. İzmir'de çok şiddetli hissedildi"*/ diye konuştu.

*http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/671549/Prof._Dr._Ahmet_Ercan_dan_korkutan_uyari__Durum_kritik..._Umarim_buyuk_bir_deprem_olmaz.html#*

 

a45UyF587661-170206184355 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/06  20:28 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Ask dunyanin en tatli mutlulugu ile en derin acisindan yaratilmistir.

Bailey

Resulullah sav in yaninda bebeklerle oynardim.
Arkadaslarim da oynamak icin yanima gelirlerdi.
Resulullah aleyhissalatu vesselam eve gelince, utanarak saklanirlardi.
Ama Aleyhissalatu vesselam onlari tekrar bana gonderirdi.
Beraber oynamaya devam ederdik.

Kutubu Sitte 5339
Soyleyen Aise dir.

Evet Karabekir, Arapoglu nun yavelerini Turk ogullarina ogretmek icin
Kuran i Turkce ye tercume ettirecegim ve boylece de okutturacagim, ta ki
budalalik edip de aldanmakta devam etmesinler

Mustafa Kemal ATATURK
(Ataturk -Kazim Karabekir-Pasalarin Kavgasi Syf,159 )


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz

(GugukluhayaT) Ceyda Karan : Trump’ın dinci âlemi

2017-02-08 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Daha çılgın bir dünyaya doğru ilerlediğimiz kesin.
Bence insanlığın iltica edecek başka gezegenler araması için geç kaldık.
Bütün dünya toplumlarında bir kıyamet beklentisinin ortaya çıkması
boşuna değil.
Ümit kıran çok fazla gelişme var.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak

Ceyda Karan : Trump’ın dinci âlemi

*08 Şubat 2017 Çarşamba*



Trump yönetimi ile birlikte /*"dinci dünyaya"*/da hoş geldiniz...
Amerika; /*"kurucu babaları"*/, uhrevi âleme başkaldırıyla şekillenmiş
Anglo-Sakson sekülarizmini olmazsa olmaz kılmışlarsa bile,
/*"dindarlığın"*/ el üstünde tutulduğu bir diyardır. Vaktiyle kanlı
kavgaların getirdiği inançlar arası denge gözetilir. Donald Trump ise bu
dengeyi tüm dünyayı etkileyecek şekilde sarsacağının işaretlerini veriyor.

***

Trump’ın ideoloğu Steve Bannon’un duruşunu geçen yazıda aktarmıştım.
Bannon kapitalist sistemin bugünkü krizini Judea-Hıristiyan geleneğinin
gerilemesine bağlıyor. Ona göre sekülarizm bozucu unsur. Buna karşı
/*"barbarlıkla mücadele"*/vaktinin geldiğini savunurken, kilisenin
/*"militan rolü"*/bulunacağı bir seferberlik öngörüyor. Dilinden
düşmeyen /*"hasım"*//*"Radikal İslam"*/.

Yani, Trump’ın /*"radikal İslamcı terörle mücadele"*/ söylemini
tutturmasına şaşırmamalı. Obama gibi bir din ile şiddet biçimini
birlikte kullanmaktan kaçınmayacağı anlaşılırken, Merkel gibi
/*"İslamcı"*/ve /*"İslami"*/gibi /*"entelektüel"*/bir ayrıma da
gitmeyeceği aşikâr.

Geçen hafta başka alametler de belirdi. Trump, kiliselerin siyasi
partilere fon sağlaması yasağını kaldıracağını ilan etti. /*"Dini
temsilcilerimizin özgürce ve bedel ödetilme korkusu olmadan
konuşabilmelerini sağlayacağım"*/ dedi. Odaklandığı diğer mevzu şiddet
içeren ideolojilerle mücadele programını, misal beyaz ırkın üstünlüğünü
öne sürenleri çıkartacak şekilde değiştirip, yalnızca /*"İslamcı
aşırılıkla mücadele"*/ye öncelik vermek.

***

Trump, gündemini hayata geçirirse,***ABD*gibi bir ülkede dinin siyasete
alet edilmesinin sonuçlarını göreceğiz. Bilmediğimiz mevzu değil. Bizler
dini ideolojinin yarattığı güçlü zeminde ulus devletlerini kurmuş
modernleşme yanlılarının kaçınılmaz olarak güçlü reaksiyonlar
geliştirdiği diyarların insanlarıyız. Modernleşmenin /*"Cebrail
dokunuvermiş gibi hazır bulunacağı bir atmosfer, kültür ve bilincin
olabileceğini"*/düşünen yoksa eğer, neden ve nasıl laikliğe
yöneldiklerini gayet iyi idrak edebiliriz.

İslamcı ideoloji de tıpkı Bannon’unki gibi dünyevi âlemin dini kaideler
çerçevesinde şekilleneceği bir /*"medeniyet projesine"*/ sahip. O halde
bu akla, /*"gelin orta formül bulalım"*/demek ancak /*"naifliğe"*/girebilir.

***

Bu naifliğin bizim coğrafyada örneklerini Tunus’ta ve Mısır’da gördük.
Tunus’ta laik güçler sıkı direniş sergilemeseydi /*"ılımlı"*/ denilen
Ennahda’nın tümüyle şeriata dayalı anayasa yapacağını anlatmıştım.
Mısır’da da kendini /*"muktedir"*/sandığı andan itibaren verili şeriat
hükümlerine dudak büküp /*"ötekileri"*/ezen bir İhvan gördük. Proje
toplumun diğer yarısının isyanı ve bunu fırsat bilen orduya tosladı.

Tabii bu süreçleri anlarken /*"naiflikler"*/ bitmiyor. Misal geçen
eylülde /*"Müslüman Kardeşler Arasında"*/ (Inside the Brotherhood)
isimli kitap yayımlamış önemli bir araştırmacı olan Hazem Kandil. New
Left Review’de kendisiyle uzun bir söyleşiyi okuyunca ağzım açık kaldı.
Şöyle diyor:

/*_"Her İslamcıda, __‘eğer iyi Müslümanlardan oluşan bir toplum
yaratırsanız, bunu hayır izleyecektir’__inancı bulunur._ Zamanla bu
(ideoloji) günlük politikalardan ziyade kişisel bir inanç meselesi
haline gelebilir. İhvan Mısır’da bir süre iktidarda kalıp hükümet etme
gereklerini yerine getirmek zorunda kalsaydı, kanaatimce olacak olan
buydu. Fakat yapamadıkları için orijinal ideolojilerine yakın kaldılar,
çünkü hükümette hiç denenmediler. Tıpkı diğer İslamcı hareketlerde
olduğu gibi."*/

Ne yalan söyleyeyim kulağımda /*"Yıldarado’nun sesi"*/ çınladı. Kandil
de siyasal İslamcı İhvan’ın /*"mağduriyet"*/ten /*"muktedir"*/ olmaya
geçtiğindeki tutumunu ideolojisine bakarak sorgulamak yerine, her şeyi
/*"yarım kalmaya"*/ bağlayıp /*"serzenişi"*/ seçiyor. Mısır İhvan’ının
devrimin asıl sahibi solcu ve liberalleri kenara itip /*"ordu-millet el
ele"*/ sloganı atmalarını /*"hataya"*/ yoruyor.

***

Kandil’in yazdıkları liberallerin ve solun siyasal İslamcılıkla
karşılıksız aşkını anlamak açısından bilhassa önemli. Başa dönersek,
dini ideoloji üzerinde yükselen siyasetin ne denli /*"dönüştürülür"*/
olduğuna dair iyi düşünmeli. Aksi halde Bannon’dan nasıl şikâyet
edebiliriz ki?

*http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/672374/Trump_in_dinci__lemi.html#*

 

a45UyF587661-170208130501 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/08  16:29 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Yalan hi

(GugukluhayaT) AKP’li Belediyenin Yeni Evlilere Dağıttığı Kitaptan: Kadın Usülüne Uygun Nasıl Dövülür?

2017-02-09 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Müslümanlık nedir, nasıl bir şeydir?
Bunu uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok.
Müslümanlık günümüz dünyasında ne görüyorsanız o'dur.
Gerisi laf salatasıdır.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  *AKP*’li Belediyenin Yeni Evlilere Dağıttığı Kitaptan: Kadın Usülüne
  Uygun Nasıl Dövülür?

Ceren K.

Gaziantep’in*AKP*’li Şahinbey Belediyesi’nin yeni evli çiftlere
dağıttığı Aile Saadeti isimli kitaptan öğrenebileceğiniz tavsiyelerdir.
Yazarı Muhammed Saki Erol. İsmi size pek bir şey ifade etmeyebilir.
Kendisi Fethullahçıların yerine yükselen Cemaatlerden, Menzilciler’in
liderlerinden.


Kitaptan bazı alıntılar:

/*"bu da fayda sağlamaz ise demek ki kadın yuvasının değil keyfinin
derdindedir. ona başka bir ilaç gerekmektedir. bu azgın kadını boşayıp
yuvayı dağıtmadan önce evin içinde ıslah etmek için kocaya tavsiye
edilen bu ilaç onu korkutmak ve usulüne uygun dövmektir. bu safhada
kadını döverek cezalandırma, çok hassas bir iştir. bu, ağır bir hastaya
yan tesiri çok olan bir ilacı vermeye benzer."*/

*-sopa, demir gibi tahlikeli bir alet kullanılmayacak.*

*-dövme halkın içinde değil, gizli ve kendi evinde olacak.*

*-kadın dövülüp, kapı dışarı atılmayacak.*

*-kadını dövdüğünü kimseye söylemeyecek.*

*-dövme ve kavga sürekli olmayacak.*

/*"dinimiz yoldan çıkmış, çevresine zararlı hale gelmiş nefislerin
ıslahı için ilaç ve tedavi hükmünde dayakla cezalandırmayı meşru
görmektedir. tabii ki usulüne göre ve hukukuna riayet etmek şartıyla.
işin aslı: dayak iki türlüdür. biri zulüm, diğeri lazımdır. lazım olan
dayak ilaçtır…"*/

/*"kadının, elinden ekmek yediği kimseye el kaldırması doğru değildir.
bunun için dinimizde, dayağı hak eden kocayı dövme işi kadına
verilmemiştir."*/


Peki kitaba göre dayağın ölçüsü nedir? Onu da yazar şöyle anlatıyor:

*-Yüze, göze, kafaya, karın boşluğuna, edep yerine vurulmayacak.*

*-Hiçbir organ zedelenmeyecek, saç baş yolunmayacak.*

*-Kadına lanet okunup küfürlü sözler söylenmeyecek.*


Peki, İslam dayağa izin veriyor mu? Yazar şöyle cevap veriyor:

/*"Dinimiz yoldan çıkmış, çevresine zararlı hale gelmiş nefislerin
ıslahı için ilaç ve tedavi hükmünde dayakla cezalandırmayı meşru
görmektedir. Tabii ki usulüne göre ve hukukuna riayet etmek şartıyla.
İşin aslı: Dayak iki türlüdür. Biri zulüm, diğeri lazımdır. Lazım olan
dayak ilaçtır…"*/


Peki, bir erkek yoldan çıkarsa, ıslah etmek için dövülebilir mi?

Kitap şöyle yanıt veriyor: /*"Kadının, elinden ekmek yediği kimseye el
kaldırması doğru değildir. Bunun için dinimizde, dayağı hak eden kocayı
dövme işi kadına verilmemiştir."*/

Yazara inanırsanız din, kadının kafasına vurmak için indirilmiş bir sopa.

*http://www.aylakkarga.com/akpli-belediyenin-yeni-evlilere-dagittigi-kitaptan-kadin-usulune-uygun-nasil-dovulur/*

 

a45UyF587661-170209141340 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/09  15:57 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Karga fa$iktir.

Buhari 59/16; Hanbel 2/52

Bu ulkedeki yabanci askerler, Teskilat-i Milliye den bin kere daha iyidir.

Yazar ve Nazir Ali Kemal - 23.04.1920

Medya ve siyasetciler hep bizi bolen seylerden bahseder.
Bizi birbirimizden farkli yapan seyler.
Butun toplumlarda ki yonetici siniflar hep boyle calisir.
Geri kalan insanlari bolmeye calisirlar.
Zenginler parayi alip kacmak icin alt ve orta siniflari birbirine kirdirir.
Oldukca basit birsey ve hep ise yarar.
Farkliliklara vurgu yaparlar.
Irk,din,etnik ve milli gecmis,is,gelir,egitim,sosyal statu, cinsiyet.
Birbirimizle kavga etmemiz ve onlarin bankaya gidebilmesi icin herhangi
bir sey.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Şimdi anlaşıldı Varlık Fonu meselesi.

2017-02-09 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Şimdi anlaşıldı Varlık Fonu meselesi.

  * "3 MİLYAR TL İLE NE YAPILACAK?" <#mozTocId377901>
  * Gerçekten bu 3 aylığına alınan 3 milyar TL ile ne yapılacak?
<#mozTocId701899>
  * "ŞİRKETLERE KAYNAK ARIYORLAR" <#mozTocId217952>
  * "HARİRİ Mİ KURTARILACAK?" <#mozTocId105268>

Hürriyet yazarı Erdal Sağlam, Varlık Fonu'nun özel şirketleri kurtarmak
için kullanılacağı iddialarının olduğunu yazdı ve /*"Umarım ekonomik
sabotajlara karşı kullanacakları silah, bankalar borçlu özel sektör
firmalarını kurtarmak değildir"*/ diye yazdı.

*09.02.2017 11:52*

Türkiye son günlerde Varlık Fonu’nu tartışıyor. Birçok kamu kurumunun ve
arazilerinin devredildiği Varlık Fonu hakkında Hürriyet yazarı Erdal
Sağlam dikkat çeken bir yazı yazdı.

Sağlam /*"Varlık Fonu’ndan özel sektör kurtarması yapılırsa"*/ başlığını
taşıyan yazısında /*"Bankaların Varlık Fonu ile ilgili söylediklerine
bakıyorum da; Ankara kulislerinde bir süredir dolaşan *//*‘Birkaç kişi
koltuk için Hükümeti kandırdı’*//*yolundaki söylentilerin haklı
olabileceğini düşünmeye başladım. Bakanlar öyle şeyler söylüyorlar ki;
sanırsınız Varlık Fonu sihirli bir değnek ve ekonomiye değdirince bir
anda her şey düzeliverecek"*/ ifadelerini kullandı.


"3 MİLYAR TL İLE NE YAPILACAK?"

Yazısında /*"Buna ek olarak *//*‘Fonun ekonomik sabotaj ve saldırıların
yoğunlaştığı dönemlerde piyasaların sakinleştirilmesinde ve saldırıların
defedilmesine büyük katkı sağlayacak’*//*söylemini de duyuyoruz. Bu
söylemin arkasında ne var diye piyasalar merak içinde"*/ ifadelerini
kullanan Erdal Sağlam yazısını şöyle sürdürdü:

"Savunma Sanayi Fonu’ndan*3 aylığına 3 milyar TL* alınmasının bir işaret
olup olmayacağını, bununla ne yapılacağını, saldırılardan anladıkları
döviz talebi ise*1 milyar *dolar bile tutmayan bu fonla neyin
düzeltileceğini pek anlamış değiller.


Gerçekten bu*3 aylığına* alınan*3 milyar TL* ile ne yapılacak?

Bir arkadaşım, kısa süre içinde *‘banka borçları nedeniyle zor durumda
olan bazı şirketlerin kurtarılması işleminde kullanılabileceği’
*tahmininde bulundu.

Bunu duyunca bir süredir bankacılardan duyduğum *‘Bazı büyük şirketleri
devletin el atıp kurtarmasını bekliyoruz’ *sözlerini hatırladım. Zor
durumda olan bankalara yüklü borçları olan, bu nedenle bankaların
bilanço yapmakta artık zorlandıkları şirketlerden söz ediyorum."


"ŞİRKETLERE KAYNAK ARIYORLAR"

Sağlam, devletin özel sektörün işlerine niye giriyor sorusunu /*"Çünkü
özel bankaların bu şirketlere ve kişilere yüklü miktarda krediler
verilmesi istenmişti. Şimdi bu durumu düzeltmeleri gerekiyor, o nedenle
bu şirketlere kaynak arıyorlar"*/ diye yanıtladı.


"HARİRİ Mİ KURTARILACAK?"

Erdal Sağlam yazısında kurtarılacak şirketlerden birini örnek vererek şu
ifadeleri kullandı:

"*Ayrıca bu kredileri geri çağırmadıkları takdirde özel sektör
bankalarının bilançoları ciddi biçimde bozulacak boyutta olduğu için
Hükümet telaşlanıyor. Yani bankacılık sistemindeki zaafiyetin ortaya
çıkmaması için de, özel sektör kanalıyla bankaların durumunu da
düzeltmeleri gerekiyor.*

*Bu şirketler hangileridir derseniz; mesela bir süredir büyük özel
bankalara olan borçlarını ödeyemeyen Türk Telekom’u ilk aşamada örnek
olarak verebilirim.*

Bunu yaptığınız zaman yol olacağını açıkça söyleyebiliriz. Yarın diğer
sektörlerde zora düşmüş, bankacılık kesimini de yakından ilgilendiren
zora düşmüş şirketler olursa nasıl reddedilecek? Önünde bu örnek varken,
geri çevirmek zor olmayacak mı?

Ayrıca çok ilkesel bir şeyden söz ediyoruz. Devlet halkın paralarıyla
özel sektörün kurtarılması işine nasıl girebilir? Böyle bir kurtarmanın
olduğu devlet piyasa ekonomisi içinde mi kalmış olacak?

*Peki, Türk Telekom’da bankalara borcu olan Hariri’nin bankalara borcu
ödenip bunun karşılığında hisseler alınırsa, bununla ulusal sermayeyi mi
korumuş olacağız? Türk Telekom örneğinde tümüyle Hariri’nin kurtarılması
söz konusu olmayacak mı? Suudi Arabistan yerine halkımızın ödediği
vergilerle biz mi kurtaracağız Hariri’yi...*

Umarım bizim tahminlerimiz yanlıştır. Umarım Varlık Fonu böyle bir
operasyona dahil edilmez. *Umarım ekonomik sabotajlara karşı
kullanacakları silah, bankalar borçlu özel sektör firmalarını kurtarmak
değildir.*"

Odatv.com

 

a45UyF587661-170209151800 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/09  17:58 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Tanri dularimizi bize gore degil, kendi yontemine gore yanitlar.

Mahatma Gandhi


*Seytan ayetleri - Vikipedi, ozgur an$iklopedi*

Salman Rusdi nin kitabi icin Seytan Ayetleri (roman)
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Seytan-Ayetleri-%28roman%29) maddesine
bakiniz.

Islam peygamberi Muhammed tarafindan once vahiy olarak aciklanip,
sonradan Seytan tarafindan soyletildigi gerekcesiyle geri cekildigi
(Kuran dan cikarildigi) iddia edilen birkac Kur an ayeti.
Bu ayetlerle ilgili rivayetler El-Waqidi, Ibn Sa d, Ebu Cafer

(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: Türk tarihinin en hazin destanı

2017-02-09 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *YILMAZ ÖZDİL: *Türk tarihinin en hazin destanı



*Alp Er Tunga Destanı…*

Tunga kelimesi, leopar türevi yırtıcı hayvanlara verilen genel sıfattı.

Yiğitlik simgesi olarak erkek çocuklarına Tunga ismi konulurdu.

Uzun saç tungaları çağrıştırdığı için, erkekler saçlarını uzatırdı,
aslan kaplan pars gibi hayvanların postlarını giyerlerdi.

Alp Er Tunga han, yeraltındaki yüz sütunlu demir sarayında yaşardı.

Orhun Yazıtları'nda anlatılır, Kutadgu Bilig'de ağıt yakılır.


Alp Er Tunga öldi mü?

ıssız ajun kaldı mu?

ödlek öçin aldı mu?

emdi yürek yırtılır.

*

*Oğuz Kağan Destanı…*

Güzeller güzeli Ay Kağan bir erkek evlat doğurur, yüzü gök, ağzı ateş,
gözleri ela, kaşları karadır, Oğuz ismi verilir.

Anasından ilk sütü emdikten sonra konuşur, et, çorba, kımız ister.

Kırk gün sonra yürür.

Yiğit olur.

Obanın hemen yanındaki ormanda, halka zarar veren bir canavar vardır.

Oğuz kargısını, yayını, okunu, kılıcını, kalkanını alır, tek başına
ormana gider.

Canavarla boğuşur, kargısıyla öldürür, kılıcıyla başını kesip, obaya
getirir.

Şenlik düzenler, halkına seslenir.


Ben sizlere kağan oldum

alalım yay ile kalkan

nişan olsun bize buyan

bozkurt olsun bize uran

*

*Ergenekon destanı…*

Düşmandan kaçarak göç ettiler, bir bozkurt düştü önlerine, yol gösterdi,
yüksek bir dağda, dar bir geçide vardılar.

Bu geçitten geçip, içinde akarsular, pınarlar, bitkiler, çayırlar, meyve
ağaçları ve çeşitli avların bulunduğu yere geldiler.

Tanrı'ya şükrettiler.

Bu yere /*"maden yeri"*/ anlamında Ergene Kon ismini verdiler.

Mutlu mutlu yaşadılar, evlendiler, çocukları oldu, çoğaldılar, dört yüz
yıl sonra Ergenekon'a sığamaz oldular.

Atalarının buraya geldiği geçidin yeri unutulmuştu, aradılar, bulamadılar.

Bir demirci, dağın demir kısmı eritilirse yol açılır dedi.

Dağın demir kısmına odun-kömür dizdiler, ateşi yaktılar, yetmiş yere
koydukları yetmiş körükle körüklediler.

Demir eridi, geçit açıldı, Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski
yurtlarına döndüler, sel gibi akıp, atalarının intikamını aldılar.


Asena'nın kurtları girdi o güzel yurda

hepsi duacıydılar o yol gösteren kurda

kağan soyunda gelen önderleriydi

o demirden kurt başlı bayrak gönderleriydi

*

*Manas destanı…*

Yakup han'la Çığrıcı hatun'un oğluydu, doğumu üzerine civardan gelen
elçiler onun kahraman olacağını hemen anlamıştı, henüz*10 yaşında*
düşmanlarının üzerine saldırdı, atlarına at erişemez, zırhına ok
işlemezdi, gözünü budaktan sakınmayan bir yiğitti, halkının birliğini
bütünlüğünü korudu, kahramanlık, özgürlük sembolü oldu.


Kırmızı saplı ay baltayı

kırmadan kim yapabilir?

Darmadağın olan halkı…

Kırmadan kim toplayabilir?

Tutsak olan bu millete…

Kim adil han olabilir?

*

*Püskevit destanı…*

*
*

/*"Bozkurtlarla geziyorum"*/ diyordu.

Şimdi /*"kudursalar da evet diyeceğim"*/ diyor.


Türk tarihinin en hazin destanıdır.



 

a45UyF587661-170209211736 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/10  01:52 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Insan, nasil dusunurse oyledir.? (James Allen)

Dusuncenin Dusunceli Sozleri

Peygamber nerede guzel bir kadin gorse hemen eve kosar Zeynep le yatardi.

Buhari, Hibe

Butun insanlar ayni dilde gulumser...

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: Pkk’ya evet diyen kim?

2017-02-09 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *YILMAZ ÖZDİL: *Pkk’ya evet diyen kim?



​/*"Pkk'yla görüştüğümüzü iddia edenler şerefsizdir"*/ dedikten sonra,
/*"tabii görüşülüyor, MİT müsteşarımızı Oslo'ya gönderen benim,
İmralı'ya gönderen benim"*/ diyen kim?

Asrın liderimiz.

*

/*"Öcalan'ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz"*/ diyen, /*"Öcalan'la
direkt diyaloğumuz var"*/ diyen, /*"Kandil'le de direkt görüşülmesini
arzuluyorum"*/ diyen kim?

Başbakan yardımcısı Beşir Atalay.

*

/*"Görüşmeler aracı ülkelerle yapılıyordu, aracıları aradan çıkardık, Ak
Parti kendisi görüşüyor"*/ diyen kim?

Akp'nin içişleri bakanı Efkan Ala.

*

/*"Sayın Öcalan demeyi, posterini taşımayı, Pkk bayrağı açmayı suç
olmaktan biz çıkardık, cezalarını erteledik"*/ diyen kim?

Bülent Arınç…

/*"Abdullah Öcalan oruç tutardı, camiye giderdi, namazında niyazında
çocuktu, kandırıldı, kurban edildi"*/ diyen kim?

Gene Bülent Arınç.

*

/*"Pkk'ya katılan çocuklar benim canım ciğerim"*/ diyen kim?

Akp milletvekili Cuma İçten.

*

/*"Yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir modelde Pkk seçime girsin ve
seçilsin, Öcalan şanstır"*/ diyen kim?

Akp milletvekili Galip Ensarioğlu.

*

/*"Öcalan, Türkiye'nin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor,
yaklaşımı pozitif"*/ diyen kim?

Akp'nin adalet bakanı Sadullah Ergin.

*

/*"Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun"*/ diyen kim?

Akp'nin spor bakan yardımcısı Abdurrahim Boynukalın.

*

/*"Öcalan Türkiye'nin önünü açıyor"*/ diyen kim?

Asrın liderimizin danışmanı Yiğit Bulut.

*

/*"Türk yoktur"*/ diyen, /*"Öcalan geleceği iyi okuyor"*/ diyen kim?

Akp genel başkan yardımcısı Yasin Aktay.

*

/*"Öcalan demokrasiye katkı sağlıyor"*/ diyen, /*"bağımsız Kürdistan
için silah kullanabilirsiniz"*/ diyen kim?

Akp milletvekili Mehmet Metiner.

*

/*"Öcalan'ın olayları okuma kabiliyeti var, tecrübesi var, düşünceli ve
hassasiyet sahibi"*/ diye öve öve bitiremeyen, /*"Öcalan kendisi için
bir şey istemiyor"*/ diyen kim?

Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan.

*

/*"Pkk terör örgütü değildir, kendi topraklarında politik harekettir"*/
diyen kim?

Akp milletvekili Orhan Miroğlu.

*

/*"Yolda gördüğüm çobanla konuştum, çözüm süreci sayesinde hayvanlarının
yüzünün güldüğünü söyledi, çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama
bazı insanlar anlamıyor"*/ diyen kim?

Akp milletvekili Ahmet Gündoğdu.

*

/*"Öcalan nadir insanlardan birisi, çok prestijli, karizmatik, gerçekten
bir rehber ve lider"*/ diyen kim?

Akp'nin akili Etyen Mahçupyan.

*

/*"Bakın ben garanti veriyorum, ülke bölünmeyecek, bölünme olduğu zaman
gelin benim yakama yapışın"*/ diyen kim?

Akp'nin akili Can Paker.

*

/*"Ulus devlet bizim başımızda Allah'ın belasıdır, Türk üst kimliği
bölücüdür, Öcalan'ın eli rahatlatılmalı"*/ diyen kim?

Akp'nin akili Baskın Oran.

*

Murat Karayılan'ın basın toplantısını Kandil'den canlı yayınlayan kim?

Akp'nin Anadolu Ajansı.

*

Kandil'de Murat Karayılan'ın yanına sırayla oturarak, sırıta sırıta
hatıra fotoğrafı çektiren, Murat Karayılan hakkında /*"çatık kaşlı
olacağını düşünmüştüm, halbuki sohbet boyunca gülümsüyor, kariyer hırsı
yok, bir lokma bir hırka, saygılı, kültürlü, bilimsel konuşuyor"*/ diye
döktüren kim?

Akp medyası.

*

/*"Barutun kokusu düştü burnuma / dört bir yana istiyorum dibinden
patlatayım / adamlar gibi dağlara düşeyim / tutmak istiyorum
Kürdistanımı / ya ölüm ya kurtuluş / uyanın uykudan çabuk, artık savaş
zamanıdır"*/ şeklinde hümanist (!) şarkılar söyleyen Şivan Perver'e
barış güvercini muamelesi yapan kim?

Akp hükümeti.

*

Pkk'yı tanık,*TSK*'yı sanık yapan kim?

İsmet İnönü hükümeti mi?

*

Pkk'nın evsahibi Barzani'yi onur konuğu yapıp, Türkiye seninle gurur
duyuyor diye tezahürat yapan kim?

Akp kongresi.

*

Bugün /*"hayır"*/ diyenler, o günlerde de /*"hayır"*/ diyerek, Allah
aşkına yapmayın, memlekete yazık etmeyin diye yalvarırken…

/*"Ulus devlet ayrıştırıcıdır, ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi, bana
serok Ahmet diyorlar, Kobani'ye selam ediyorum, Kobani'deki
kardeşlerimin alnından öpüyorum"*/ diyen kim?

Akp'nin başbakanı Ahmet Kiziroğlu.

*

Hal böyleyken…

Ne diyor şimdi Binali Yıldırım?

/*"Pkk hayır dediği için, bölücülere karşı biz evet diyoruz"*/ diyor.

*

Şöyle de diyebilirdi aslında…

/*"Pkk'ya evet dediğimizi iddia edenler şerefsizdir"*/ filan.

 


a45UyF587661-170209220940 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/10  04:12 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Resulullah sav buyurdular ki:
Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve rahmet melekleri girmez.

Kutubu Sitte 2172

Cocuklarini kufur mekteplerinde okutanlar onlara buyuk kotuluk etmektedir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Turker Erturk: MUAVENET.
Kasten vurdular-Mesaj verdi-Mesaj anlasilmadi

1 Eki, 2015

Muavenet in 2 Ekim 1992 de Display Determination-92 (Kararlilik
Gosterisi-92) adli NATO tatbikati sirasinda Ege de ABD ucak gemisi
Saratog

(GugukluhayaT) Cemil Can : GÜLMEK SERBEST!..

2017-02-09 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
*Meclis'in yetkilerini alıp Cumhurbaşkanına verecekler, böylece
Cumhuriyet güçlenmiş olacak.*

**

Cemil Can.

İşte bunun için gülmek serbet.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  


bayrak


  *Cemil Can : GÜLMEK SERBEST*!..

*5 ŞUBAT 2017 PAZAR*



Bu hafta:

*-İltica talebinde bulunan NATO üslerinde görev yapan kırk FETÖ'cü
subayı Almanya'nın iade etmemesini;*

*-Henri Barkey'in, Ordu ile ilişiği kesilen yüzden fazla general ve
amiral için; Amerika'ya yakın ve NATO'ya inanan komutanlardı demesini;*

*-Rusların Suriye için anayasa taslağı hazırlamalarını;*

*-Taslakta; Kürtler için */*"özerklik"*/*ten söz ediliyor olmasını;*

*-Rus Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova'nın, */*"Özerklik,
federasyon, konfederasyon olup olmayacağına halk karar verir"*/*diyerek,
haberi yalanlamasını;*

*-*/*"Kültürel özerkliğin"*/*tartışıldığını, bunun
*/*"özyönetim"*/*anlamına gelmediğini;*

*-ABD'nin etkisini azaltmak amacıyla, */*"Kültürel özerklik"*/*tarifi
yapıldığını;*

*-Rus dış politikasının önemli isimlerinden Aleksandr Dugin'in, Rusya
ile ABD'nin */*"Kürt özerk bölgesi"*/*için anlaştığına dair haberleri
Fetullahçıların yaydığını söylemesini;*

*-Trump'un, aralarında İran'ın da bulunduğu 7 ülkenin Müslüman
vatandaşları için ABD'ye giriş yasağı koymasını;*

*-Federal yargıçların bu yasağın yürütmesinin durdurmasına karar verdiğini;*

*-ABD Savunma Bakanı James Mattis'in, İran'ı Ortadoğu'da terörü en faza
destekleyen ülke ilan etmesini;*

*-Trump'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn'ın, */*"Bugün İran'ı resmen
uyarıyoruz"*/*diyerek tehdit etmesini; (1)*

*-Bu tehdide karşı, İran'ın askeri tatbikatla yanıt vermesini;*

*-Devrim Muhafızları Genel Komutanı General Hüseyin Selami'nin, ABD
merkezli şirket ve işadamlarının İran'a giremeyeceğini duyurmasını;*

*-Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri Komutanı General Amir Ali
Hajizadeh'nin, */*"Gürleyen füzeleri başınıza yağdırırız"*/*diyerek
ABD'ye meydan okumasını görmeyeceğiz...*

*-ABD'nin PYD/PKK'ya zırlı araçlardan sonra 7 tank vermesini; (2)*

*- Almanya'nın PYD'ye verdiği MILAN tanksavar füzeleri ile Fırat kalkanı
Harekatı sırasında tanklarımızın vurulduğu (3) gibi; ciddi konuları da
olmamış sayıyoruz...*

*-Türkiye'nin dış borcunun 14 yılda yüzde 222 artarak 130 milyar
dolardan, 417 milyar dolara çıkmasını;*

*-Aynı dönemde, reel kesimdeki şirketlerin net döviz borcunun; 65 milyar
dolardan 213 milyar dolara sıçraması ile de ilgilenmeyeceğiz...*

*-Açlık sınırının, 1630 liraya fırlamasını;*

*-Yatlar için ÖTV'nin sıfırlanmasını da geçiyoruz...*

Referanduma kadar iki aydan fazla zamanımız var; vur patlasın-çal
oynasın eğleneceğiz.

***

Başlıyoruz:

*AKP*, Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı /*"Cumhurbaşkanlığı sistemi"*/
anlatılırken, söylem birliğini sağlamak için*18 maddelik* bir kılavuz
hazırladı.

Kılavuzda; bir ihtiyacın giderilmesi için bu anayasa değişikliğinin
yapılmadığı itiraf ediliyor.

Broşürün en anlamlı cümlesinde:

/*"Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanımızın şahsına hapsetmeden,
çocuklarımızın geleceğini düşünerek daha geniş bir yaklaşım
sergileyerek, gelecekte muhtemel kriz tehlikesini ortadan kaldıralım,
Cumhuriyetimizi güçlendirelim"*/ deniyor. (*4*)

*AKP*, mevcut kriz veya sorunları çözmek için değil, /*"muhtemel kriz"*/
tehlikesini ortadan kaldırmak ve /*"Cumhuriyet'i güçlendirmek"*/ (!)
için bu değişiklikleri yapmak istediğini açıklıyor.

*Meclis'in yetkilerini alıp Cumhurbaşkanına verecekler, böylece
Cumhuriyet güçlenmiş olacak.*

Ne güzel!

Buna /*"yetkileri alarak güçlendirmek"*/ diyorlar!

Yeni bir tariftir...

Beyler!

Bu yöntemi, Cumhurbaşkanı*RTE* üzerinde uygulayın!

Alın tüm yetkilerini elinden, iyice güçlensin Erdoğan'ınız!..

***

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, referandumda sandıktan*'evet'*
çıkmasının, terörle mücadeleye verilen destek anlamına da geleceğini
belirterek, Bu anlamda, inşallah*'evet'* terörle mücadelede yeni bir
ruhun, yeni bir psikolojinin daha etkin bir mücadele imkanının ortaya
çıkmasını sağlar. Ayrıca yürütmenin tek elde toparlanması dolayısıyla
hem ekonomi hem diğer alanlarda olduğu gibi terörle mücadele alanında da
süratli, etkin kararlar alınmasına vesile olabilir" dedi.(*5*)

Kurtulmuş, çok ayıp etti, partisinin temel propagandasını çürüttü.

Kılavuza göre, anayasa değişiklikleri ile Cumhuriyet'in güçleneceği
savunuluyor.

Kurtulmuş'a göre, bu değişikliklerle yürütme /*"tek elde"*/ toplanacak!

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu...

Yürütmenin yetkilerinin (*6*) tek elde toplandığı rejimlere;
/*"totaliter-otoriter rejimler"*/ (*7*) denir ki, böyle bir rejime, aynı
zamanda /*"Cumhuriyet"*/ (*8*) diyebilecek olanların, akıl hastanesinden
sağlam bir heyet raporlarının olması gerekir.

Yine de Kurtulmuş'a teşekkür etmek gerekir.

Gerçeği itiraf etti.

Kurtulmuş'a göre; anayasa değişikliklerine /*"evet"*/ demekle, 

(GugukluhayaT) Metin Aydoğan : BANKA SATMAK

2017-02-10 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  *Metin Aydoğan : **BANKA SATMAK.*


Bir Alman Profesör /*"Türkler ulus olamamıştır; çünkü bankalarını
yabancılara bu kadar kolay satan bir toplum ulus olamamış
demektir"*//**/demiş.Bankaların ulusal açıdan önemini belirtmek için
söylenen bu sözler, gerçekte çok şey
anlatıyor.*19.Yüzyılda*girişimcilere kredi verip para kazanan basit
aracılar olan bankalar;*20.yüzyılda*para satmanın yanında; yatırımları
olan, şirket satın alan ve dışa açılan büyük bir mali-sınai güç durumuna
geldiler ve ekonominin belirleyici unsuru oldular. Ulus için ekonomi her
şeydir, ekonomi için de para her şeydir. Paraya yön veren ekonomiye,
ekonomiye yön veren de ulusal pazara yön verir. Bu nedenle, banka-ulus
ilişkisi, ulusun varlığıyla ilgili bir sorundur.

/Barclays Bank/eski Başkanı, İngiltere Bankalar Birliği Başkanı ve
İngiltere Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi *Andrew Buxton*, Türk
bankacılığı için*29 Kasım 2000*’de şunları söylemişti: /*"Türkiye’de
finansal hizmetlerin yaygınlaştırılması ve genişletilmesi için
birleşmeler gerçekleştirilecek ve bazı bankalar yok olacaktır; bazı
bankaların gerçekten yok olması gerekiyor"*//./^*1*

*Andrew Buxton*, bazı bankaların /yok olması gerektiğini/söylerken,
Türkiye’de bankacılıkla ilgili olarak çıkarılan yasalar ve yürütülen
uygulamalar; bankaların bazılarının değil, ulusal nitelikte olanların
tümünün yok edileceğini gösteriyordu.*IMF*ve Dünya Bankası
isteklerinde,*20 yıldır*bankacılık konusu yer alıyor ve yabancılar en
çok bu konuyu gündeme getiriyordu. Bankacılık yasası çıkarılmalı, devlet
bankaları kapatılmalı, bilânçosu zayıf bankalara el konulmalı ve
bankalar uluslararası finans sermayesinin alımına ya da ortaklığına
açılmalıydı.

Politikacılar, finans piyasasındaki ulusal kurumların iyeliğini
(mülkiyetini) yabancılara devreden bu istekleri eksiksiz uyguladı.
Devletin akçalı örgütleri hemen tümüyle /*"bağımsız kurumlar!"*/ın emri
altına sokuldu ve kamu ya da özel ulusal bankaların yabancılara
satılması kolaylaştırıldı. Bankacılıkta istenen yasal değişiklik, bir
değil birkaç kez yapıldı. Kamu ve Fon bankalarını yönetenlere yargı
dokunulmazlığı (masuniyeti) getirildi.*2010 yılına* dek ulusal
bankaların*yüzde *ellisi yabancıların eline geçti; bugün çoğunluğu
oluşturuyorlar.


*Satılık Bankalar*

*IMF* istekleri doğrultusunda,*1997 ile 2005 arasındaki 7 yılda*,
içlerinde /Demirbank, Toprak Bank, Türk Ticaret Bankası (Tütünbank),
Yapı ve Kredi, Pamukbank, Emlak Bankası, İmar Bankası, Türk Ekonomi
Bankası //*(TEB*//), Şekerbank, Garanti Bankası/ gibi köklü bankaların
da bulunduğu, ulusal sermayeye dayanan*26 banka* yabancılara satıldı ya
da kapatıldı.*1999 yılında 81 olan* milli banka sayısı,*2016*’da*52*’ye
düştü. Bunların*21*’i yabancıların iyeliğine geçmiş durumda.^*2*

Türkiye’de, yabancıların banka satın almasını /cazip /hale getirmek
için, ard arda yasa çıkarıldı. Banka satışlarında alım–satım vergileri
kaldırıldı, devletin karar ve denetim yetkileri tırpanlandı. Banka
alışverişi, Türkiye’de; herhangi bir kısıtlamaya bağlı olmayan, son
derece kolay ve parası olan için sıra dışı kâr getiren bir iş haline geldi.

Satılan bankaların bir bölümünü, iktidara yakın kişilerin kurduğu yerli
firmalar aldı. Bunlar, bankaları bir süre elinde tuttuktan sonra büyük
kârlarla yabancılara satmaya başladılar. /Finans Bank/, /Dışbank/,
/Denizbank /böyle bankalardı. Örneğin /Denizbank’/ın tüm hisseleri
devletten*69 milyon *dolara alınmıştı. Alıcı firma, birkaç yıl sonra
/Denizbank’/ın*yüzde 75 hissesini* Belçikalı /Dexia Bank/’a, *2*,*4
milyar *dolara satmıştı.^*3*


*Satışlardan Örnekler*

Yabancılara satılan ilk ulusal banka /*Demirbank*/ oldu. Uzun yıllardan
beri düzenli çalışmalarıyla tanınan bu bankanın tüm hisseleri,*200
milyon *dolar gibi, değerinin çok altındaki bir bedelle, dünya finans
devlerinden İngiliz**/*HSBC*/’ye satıldı. İngiliz /Financial Times/
gazetesi bu satışı, /*"Bir kilometre taşı"*/ olarak nitelendirdi.^*4*

/Demirbank’/tan hemen sonra /Sitebank/Yunan /Novabank'/a satıldı;
ardından /Tekfenbank /ile /Ulusal Yatırım A.Ş/*.*elden çıkarıldı.
*Atatürk*döneminin saygın bankalarından /Emlak Bankası/, çalışanlarının
tüm çabasına karşın /Ziraat Bankası/’yla birleştirme adıyla kapatıldı.
Mesleğine uzmanlaşmış binlerce yetişmiş elemanın işine son verildi ya da
meslekleriyle ilgisi olmayan memurluklara atandı. /*"Euro bölgesinin en
büyük bankası"*///olarak değerlendirilen /Türk Ekonomi Bankası’/nın
*(TEB*)*yüzde *elli hissesi Fransız**/*BNP*//Paribos’/a satıldı.^*5*
^Türkiye’nin ilk ulusal özel girişim bankası olarak*1913 yılında*kurulan
/Türk Ticaret Bankası/(Türkbank), çalışanlarının ve emeklilerinin
gözyaşları arasında kapatıldı.^*6*

/*"İkramiyeli Aile Cüzdanı"*/, /*"Semt Şubeciliği"*/, /*"Teknik Staj
Kredisi"*/, /*"Etüt Kredisi"*/gibi uygulamaları Türkiye’ye tanıtan,
kültürel çalışmalarıyla dikkat çeken /Yapı Kredi Bankası/ile /*"Bireysel
Kredi"*/, /*"Telefon Bankacılığı"*/, /*"Gezici Bank 24"*/, 

(GugukluhayaT) Bordo bereli alımında son aşama

2017-02-10 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Ordulara asker temini öyle doldur boşalt basitlikte yapılacak bir iş
değildi.
Aslında aynı dikkat polis teşkilatı içinde gösterilmeli.

Azrail kıyıcılığında ve yıkıcılığında kurumları yıkıp, sonra bir anda
tekrar doldurmak elbette yapılmaması gereken bir iş.
Fakat oldu bir kere, ve bu vakitten sonra yapılacak çok şey yok.
Mecburen boşalan kadroların hızlıca doldurulması lazım.
Ancak, bu durumun bir partizan kadrolaşma fırsatı olarak
değerlendirilmesi büyük hata olacaktır.
Fitnebaz Ağlayan Hoca Efendi Hazretleri Cemaati hareketi tarihi bir
ibret olarak değerlendirilmeli.
Devletin kurucu felsefesine ideolojik sadakati olan kadroların devlet
memuru olmasına dikkat etmek gerek.

Bundan yıllar önce Etimeskut Zırhlı Birliklerin kapısının üzerinde bir
slogan gözüme çarpmıştı.
*Orduya sadakat şerefimizdir.*
Bu slogan bana ters gelmişti.
Babama söylemiştim.
Hiç böyle laf olur mu?
Sadakat orduya olur mu, millete olur, bilemedin devlete olur diye itiraz
etmiştim.
Babam o zaman görevde subaydı.
Oğlum dedi, bu devlet, bu ordu Balkan Harbi Hezimetini orduya sadakat
olmadığından yaşadı.
*Her şeyden önce ortada bir ordu olacak, önce silah arkadaşlığı olacak,
önce silah arkadaşlarına güvenecek ve itimat edeceksin.*
Silah arkadaşlarına güvenemedikten sonra kimseye güvenemezsin.
Ve bu durumda ortada ordu falan kalmaz.
Bu aslında *kurumsal sadakatin asker diliyle ifadesinden* ibaretti.

Bir çokları bu sloganı NAZİ dönemi Almanyasından mirastır diye tüü kaka
etmiştir.
Oysa bu slogan çok daha eskidir.
Balkan Savaşlarından sonrasına kadar uzanır.

*Evet, bir kalabalığın ordu olabilmesi için ilk şart savaşçıların
birbirine güvenebilmesidir.*
Savaşçıların arkadaş olmaları şarttır.
Yani her savaşçı bir diğerinin arka-TAŞ'ı olacaktır.
Her asker bir diğerine sadık, bir diğerine dost olacaktır.
Askerlerin birbirine güvenmesi çok önemlidir.

FETÖ fitnesi boyunca ve sonrasında yaşananlar tarihi bir ibrettir.
TSK içerisinden sızan istihbarat bir türlü önlenememiştir.
Sürekli olarak iç ihanetler, hesaplaşmalar, basın önünde, dış güçlere
sirayet eden hesaplaşmalarla sürüp gitmiştir.
Son 10-15 yıl aslında devlet ve TSK içerisinde bir fetret devrinin
hikayesidir.
TSK bu dönemde ordu olma özelliğini yitirmiştir.
Bu çok açık şekilde ortaya çıkmıştır.

*Şimdi bulunduğumuz noktada TSK ve devlet KURUMSAL SADAKAT anlamında
sıfırın altında bir noktadadır.*
Şimdi kimse kimseye, kimse hiçbir devlet kurumuna, kimse yarınlarına
güvenmemektedir.
Emin olun El-Bab'da savaşanlar dahi, her an tutuklanma, her an ordudan
atılma, hapse tıkılma, iftiraya uğrama, arkadan vurulma, ortada
bırakılma, terk edilme, hain ilan edilme, düşmana teslim edilme
ihtimalini düşünmektedir.
Böylesi bir ruh halinde dahi savaşmayı sürdürenler gerçekten çok yiğit
insanlar olmalı.
Onları tek tek kutluyor ve alınlarından öpüyorum.

Halen cephe gerisinde büyük bir siyasi tepişme, menfaat kavgası, mal,
mülk, güç paylaşımı mevcuttur.
Cephede savaşanlar, altta kalanlar, ezilenler emin olun bunları büyük
nefretle izlemektedir.
Yarın devran döndüğünde yalandan darbe gecesinde yaşanan olayları çok
naif saymamızı icap ettirecek şiddette tepkimeler yaşanabilir.
Herşey bir anda değişebilir.

Ben kendince siyasi ip cambazlığı yapan herkesi uyarmak istiyorum.
Toplumun kazanı kaynamaktadır, basıncı giderek artmaktadır.
Gerilim politikaları artık idare edilemez hale gelmiştir.
Çanak çömlek patladığında işlerin nerelere varabileceğini kimseler bilemez.

Batılı oligarklar emin olun bu ortamın daha da ilerlemesi için
ellerinden geleni yapmaktadır.
*Yerli siyasi aktörlerin ortamı daha da germesi iyi niyetle açıklanamaz.*
Altında kalırsınız.
Ahhh vah etmeyin sonra.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  Bordo bereli alımında son aşama

*10 Şubat 2017* -*11:49*

Milli Savunma Bakanlığınca, Özel Kuvvetler Komutanlığına sivillerden
personel alımına yönelik çalışmalarda sona gelindi.

Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel ihtiyacının
karşılanmasına yönelik çalışmalarda sonuç almaya başladı.

Bakanlık, öncelikle Özel Kuvvetler Komutanlığına personel alımı için
çalışma başlattı. Bu kapsamda ilk defa sivillere de /*"bordo bereli"*/
olmanın yolu açıldı. Yapılan başvuruların ardından subay ihtiyacının
karşılanması amacıyla fiziki yeterlilik testini başarıyla
tamamlayan*1450 aday* mülakata çağrıldı.

Adaylardan*402*'sinin mülakatları tamamlandı, kalanların görüşmelerinin
ise bu ayın ortasına kadar bitirilmesi planlanıyor.


*DENİZ KOMUTANLIĞI'NDAKİ ÇALIŞMALAR*

Deniz Kuvvetleri Komutanlığına uzman erbaş temini için başlatılan
çalışmada da sona gelindi. Geçen ay içinde tamamlanan mülakatlar
sonucu*bin 236 aday* başarılı oldu. Komutanlığa sözleşmeli er teminine
yönelik çalışmalarda ise mülakatlar devam ediyor. Bu kapsamda mülakata
çağrılan*16 bin 957 adaydan* sınavlara katılan

(GugukluhayaT) Op.Dr.Halise Babayiğit : Niye ki seçsin Doktorlar Cerrahiyi?

2017-02-10 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Op.Dr.Halise Babayiğit : Niye ki seçsin Doktorlar Cerrahiyi?

*8.2.2017 07:19:33.*

*
*

*Tus´ta Cerrahi branşlar açıkta kalmış!!.. *Bunda şaşılacak bir şey yok
Tıp câmiasındakilerin yanısıra olmayanlar da şaşırmamışlardır bu
sonuca...Hakaret edilen, dayak yiyen ve hatta öldürülen doktor
haberlerini gördükçe evladının doktor olmasını isteyen kaç fedakar insan
kalmıştır acaba? Artık zengin çocukları değil /*"Doktor çıkanlar"*/
..Orta halli ailelerin zeki çocukları bu mesleği sırtlananlar sırf iş
garantisi olsun diye...ağaların paşaların çocukları ya yurt dışında
gezmelerde ya aklımızın almayacağı şekilde adını bilmediğimiz mesleklere
okumadan ulaşmak lüksünde ve zenginliğinde

Allah aşkına Kim ne diye Cerrah olsun ki?...

*90* küsür yaşında teyzeye hastanede yoğun bakımda günlerce bakmana
rağmen kaybedildiği haberinde Allahın takdirini göz ardı edip sülalesi
tarafından ölümüne sebep tutulduğun, darp edildiğin...

Günlerce bakımsızlıktan aile ihmaline maruz kalmış bir çocuğu her an
elinde patlayacak bir bomba gibi getirip /*" çocuğuma bişey olursa
sorumlusu sensin"*/ diye tehdit edildiğin...

Acilin kapısından bile girmeden kapıda kalp krizi geçiren bir vatandaşın
ölümünden bile sorumlu tutulduğun...

Güldüğün için suçlu, suratın asık olduğu için yine suçlu addedildiğinden
ikide bir şikayet edilip savunma yazmak zorunda kaldığın...

Artık son zamanlarda /*"Ameliyat yapsan SUÇ(!), yapmasan SUÇ(!) "*/
olduğu bir ortamda kim hangi doktor iki suçtan birini seçmek zorunda
kalan biz Cerrahlar´ın yerine düşmek istesin ki?...

*-Cerrah ki sabah ezanında daha sokak köpekleri ulurken icaba gidendir*

*-Mesaiye giriş saati belli olan çıkış saati belli olmayandır*

*-Bayramda çocuğuyla, eşiyle bayram sofrasına oturamayandır*

*-Ailesinden gelen telefonu acil görmeyip açamasa da vakada bile 112 nin
telefonunu kulağına tutturandır*

*-Çocuğunun büyüdüğünü göremeden günaşırı nöbetlerde ömür geçirenlerdir*

*-30´ una merdiven dayamış yaşta uzman olmak adına asistan maaşına razı
olup üstüne bir de mobinge uğrayanlardır*

*-Uzman olunca halkın gözünde onların vergisiyle çalışan iki tık tık bir
şık şık ile toplumda parayı en hak etmez insanlardır doktorlar...*

*-Ananı, babanı, kardeşini arayamayacağın en olur olmaz saatlerde
icaplarda hiç durmadan telefonu arananlardır Ya Hu Cerrahlar!...*


..

Bizi bilen bilir

Fazla söze gerek yok...fazlası var azı*YOK*

Yaşanmışlıklarımız var yazamadıklarımız*ÇOK*!..

Uzun lafın kısası;

/*"Niye Cerrah olsun ki insanlar "*/

Ve hatta /*" Niye Doktor olsun ki insanlar!.."*/

http://www.soninternethaber.com/kose-yazilari/niye-ki-secsin-doktorlar-cerrahiyi-913.html


a45UyF587661-170210150606 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/10  17:56 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Duo testis bene benedata!
Iki adet testisi var, uygundur!
(Papa seciminden once en yasli Kardinal in, Papa adayinin kadin
olmadigini kesinlestirmek icin delikli sandalyede testislerini muayene
ettikten sonra sarfettigi soz. Bu adet 9.yy dan beri uygulaniyor [1])

Latince Atasozleri

Peygamberimiz caminin bahcesine girerek soyle dedi: Surasi muhakkak ki
cami ne cenabete, ne aybasiliya helal degildir.

Muslim, Hayz 11; Ebu Davud, Taharet 104; Tirmizi, Taharet 101; Suneni
Nesei, Hayz 18

Peygamber in hanimi anlatiyor: Peygamberimiz, bizden biri aybasili
oldugu halde, onun kucagina basini koyar ve Kuran okurdu.
Bizden birimiz aybasili iken camiye gidip Peygamber e birseyler gotururduk.

Suneni Nesei, Hayz

Merhaba...

Ben Kapitalizm! Kucuk kizlarinizi Barbie Bebeklerle buyuttum, bugun
sizden estetik operasyon icin para istiyorlar diye neden
sasiriyorsunuz!Cikarlarim ugruna kocaman bir moda endustrisi yarattim!
Istedigimi de elde ettim, 17 yasindaki kizlarin cogu dis gorunuslerinden
rahatsiz.
Ben Kapitalizmim, Bir kadinin bir moda dergisini 15 dakika karistirmasi
kendi vucudunu begenmemesine yetiyor!
Ben Kapitalizmim ve bakis acinizi oyle bir degistirdim ki, hirsiz bir
CEO nun hayat hikayesi sizin icin azim ve basari hikayesi olabiliyor.
Ben Kapitalizmim ve ortalama bir insanin gunde 5,5 saat TV izledigi,
kitap okumadigi, tiyatro ve sinemaya cok az gittigi bir toplumda alasagi
edilmek gibi bir kaygim yok!
Ben Kapitalizmim ve Steve Jobs tabii ki cok onemli biriydi, ancak%1
inizin ihtiyaci olan makineleri 3. Dunya Ulkelerinde, ucuz iscilerle
uretmekte cok basariliydi... Elbette butun kapitalistler birer aziz gibi
konusacaklar, tipki Bill Gates gibi, 150 milyon dolarlik 66 bin m2 bir
evde yasayan bir aziz!
Ben Kapitalizmim ve benim yuzumden ortalik miras kavgalari yuzunden
kanli bicakli olmus akrabalarla dolu. Her yil 20 milyon cocuk acliktan
olurken siz bir kosu bandinin ustunde fazla yaglarinizi eritmek icin ter
dokuyorsunuz!
Ben Kapitalizmim ve benim yuzumden Dunyada 600 milyon obez ve 1,4 milyar
aclik ceken insan var!
Ben Kapi

(GugukluhayaT) Mandela Etkisi: Türkçeden â ve î Gibi Şapkalı Harfler Çıkarıldı Mı?

2017-02-10 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Mandela Etkisi: Türkçeden â ve î Gibi Şapkalı Harfler Çıkarıldı Mı?

*10* Feb,*03:36*

Yoldan geçen herhangi birine, sınıf arkadaşınıza, ailenize, eşe dosta
sorun: /*"Kağıt diye mi yazmalı, kâğıt diye mi?"*/ Cevap şaşmayacaktır:
/*"Doğrusu kağıttır. TDK şapkalı harfleri kaldırdı; o nedenle yazımda
yok artık bunlar."*/

*TDK*'nin hiçbir zaman böyle bir şeyi uygulamadığını duymak sizi
şaşırtabilir. Dilimizde halen şapkalı harfler bulunmaktadır. Eğer
ki*TDK*'nin çevirimiçi sözlüğüne /*"kağıt"*/ yazacak olursanız,
/*"Sözcük bulunamadı."*/ diye bir uyarı alacaksınızdır. Ancak ve ancak
/*"kâğıt"*/ yazdığınızda aradığınız kelimeye ulaşabilirsiniz. Çünkü
doğrusu kâğıttır. Keza, babanın kız kardeşine /*"hala"*/ denir; ancak
/*"şimdiye kadar, henüz"*/ anlamına gelen o diğer sözcük /*"hâlâ"*/
şeklinde yazılır.

Ama nasıl olur?*TDK* şapkalı harfleri kaldırdı! Okulda bile tartıştınız
bunu, hatta hocanız anlattı, arkadaşlarınızla konuştunuz, hepiniz
emindiniz. Nasıl olur?

Peki ya /*"oturgaçlı götürgeç"*/? Hani şu*TDK*'nin yabancı sözcükleri
dilimize kazandırmak adına ürettiği /*"saçma"*/ sözcükler? Ne kadar da
aptalca, öyle değil mi? Otobüse kim /*"oturgaçlı götürgeç"*/ diyecek?

*TDK*hiçbir zaman böyle bir öneride bulunmadı.

Yok artık daha neler, el afişleri bile gördünüz, sosyal medyada o kadar
okudunuz, arkadaşlarınızla alay ettiniz! Nasıl olabilir?!

*29 Nisan 2016 tarihinde TDK* Başkanı Mustafa Sinan Kaçalin, Hürriyet'e
şu açıklamaları yaptı:

/*"Şapka işaretimiz var. Bunun gibi zaman zaman bizim adımıza 'sosyal
otlangaç, gök götürü konuksal avrat' gibi kelimeler de TDK adına
uyduruluyor. Bu konular TDK’ya sorulur öğrenilir. Örneğin ayda bir
'Münir Özkul öldü' diye haber çıkıyor. Ama ailesine ve kızına
sormuyorlar. Özkul’un kızına taziye telefonları geliyor. Tabi
psikolojisi altüst oluyor. Şapka işaretinin kalması da bunun gibi. Şapka
işaretinin kalktığı gibi bir şey yok. Bize sorarlar biz cevabını
veririz. Kurum adına halüsinasyon görmeye gerek yok. Şapka işareti hiç
bir zaman kalkmadı. Kalkabilir, Türkiye'de harfler kalktı. Şapka da
kalkar ama bence kalkması doğru değil. Anlama problemi doğar.
Fransızca'da da şapka işareti var."*/

Kaçalin'in oldukça başarısız bir şekilde dillendirmeye çalıştığı etkiye
bilimde Mandela Etkisi diyoruz. Kısaca, belirli bir yalanın geniş bir
kitle tarafından inanılması ve gerçek gibi tekrar tekrar yayılması
sonucunda, daha da geniş bir kitle tarafından /*"gerçek"*/ olarak
algılanması olarak tanımlanabilir. Etkiye /*"Mandela Etkisi"*/
denmesinin nedeni, birçok insanın Nelson Mandela'nın*80*'lerde
hapishanede ölmüş olduğuna dair bir izlenime sahip olması, bazılarının
Mandela'nın o şekilde öldüğünden kesin olarak emin olmasıdır. Halbuki
Mandela*5 Aralık 2013*'te ölmüştür.

Popüler kültürde bunun birçok örneği vardır; siz de düşünerek benzer
örnekleri görebilirsiniz.

Ancak özellikle de teknolojinin yaygınlaşması sebebiyle yalanlar
gerçeklerin yerini çok daha hızlı alabilirken, bu tip etkilerin olumsuz
taraflarından kaçınmak ve duyduğumuz her şeyi *2*, *3*, hatta*5 defa*
sorgulamak büyük önem taşımaktadır.

Hazırlayan:*ÇMB* (Evrim Ağacı)

*http://www.evrimagaci.org/fotograf/122/8844*

 

a45UyF587661-170210152530 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/10  19:50 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Bazi idealler o kadar degerlidir ki, yolda maglup olman bile zafer sayilir.

Anonim Nasihat

BAKARA - 256 dinde zorlama yoktur...
MUZEMMIL- 19 Suphe yok ki bu (Kur an) bir oguttur.
O halde dileyen Rabbine goturen yolu tutsun...
MUDESSIR - 54 - 55 Suphesiz ki, gercekten de Kuran bir oguttur.
Dileyen ondan ogut alir.

Muhammed in Hitap Ettigi Ayetler

Aslinda bu makaledeki esas konumuz yukarida ele alinandan cok daha
dusundurucu: Muhammed in agzindan cikan ayetler!
11. Hud Suresi, 2. ayet:
Bu Kitap Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin indirildi. Kuskusuz,
ben size O ndan gelen bir uyarici ve mujdeciyim.
Acik sekilde gorulmektedir ki bu ayette konusan Muhammeddir. Bir gaf
yaparak ayeti kendi dilinden yazdirtmistir.
Bu gafi farkeden ama ortmeye calisan kimi mealciler (Kuran i Turkceye
ceviren yazarlar), ayetin orijinalinde bulunmayan de ki sozcugunu meale
parantez icinde koymaktadirlar:
(De ki: Bu Kitap) Allah tan baskasina ibadet etmemeniz icin (indirildi).
Suphesiz ki ben, onun tarafindan size (gonderilmis) bir uyarici ve
mujdeleyiciyim.
Kuran meali kitaplarinda parantez icinde yazilan kelimeler, Bu sozcukler
Kuran in orijinalinde yok ama siz Kuran i daha iyi anlayasiniz diye bunu
ekledik anlamina gelmektedir. Yukaridaki mealde de ayetteki carpiklik
ortulmek istenerek orijinalde bulunmayan de ki sozcugu parantez icinde
eklenmistir.
Toplam yedi ayetten ibaret olan Fatiha Suresi de ayni mahiyettedir:
1. Rahman ve rahim olan Allah in adiyla.
2. Hamd (ovme ve ovulme), alemlerin Rabbi Allah a mahsustur.
3. O, rahmandir ve

(GugukluhayaT) Prof. Dr. Emel Köseoğlu, Alzheimer riskini yarı yarıya indirmenin formülünü verdi ve belirtileri hakkında bilgilendirdi.

2017-02-10 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bunamaya başlamış yaşıtlarım ve abilerim için bu makaleyi ilettim.

Dikkatle okuyun, bu belirtiler sizde de olabilir.

Ve yapılacak şeyleri de anlatmış bu abla.

Ancak bir hekim olarak belirtmek zorundayım.

Her şeyi en iyi şekilde yapsanız dahi bir gün öleceksiniz, ölürken
sağlam olmayacaksınız, bir hastalığınız olacak mutlaka.

Bu nedenle hastalıklarınızı bir suçunuzun cezası olarak düşünmeyin.

Hastalıklarınız yaşlanmanın doğal bir sonucudur.

Hastalıklarınızla barışın.

Ölümle barışın.

Tanrı olabilir, olmaya da bilir.

Bu düşünceyle de barışın.

Ve kalan zamanınızı keyifle geçirin.

Nasıl olsa bir gün ne yaşadığınızı dahi anlayamayacak kadar bunama
ihtimaliniz var.:-)


Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Prof. Dr. Emel Köseoğlu, Alzheimer riskini yarı yarıya indirmenin
  formülünü verdi ve belirtileri hakkında bilgilendirdi.

*2310 Şubat 2017*

Henüz tedavisi olmayan Alzheimer,*65 yaş* üstü insanların*yüzde 10*'unu
tehdit ediyor.

/*Alzheimer Hastalığı'nda *//*unutkanlık*//*dışında ayrıca *//*karar
vermede zorlanma*//*, *//*konuşurken kelime bulamama*//*, *//*hesap
yapamama*//*, *//*kişileri tanıyamama*//*, *//*içe kapanma*//*,
*//*sosyal olarak kabul edilemez davranışlar*//*, *//*hırçınlık*//*gibi
şikâyetler gözlenir.*/

/*İlerleyen dönemlerde hasta *//*hiçbir iş yapamayıp*//**//*tamamen
başkalarına bağımlı*//*hale gelir"*/ ifadelerini kullandı.

Alzheimer hastalığında erken tanı uygun tedavinin başlanması ve daha
etkili olması yönünden çok önemli olduğunu kaydeden Köseoğlu, /*"Artan
yaşam süresi ile toplumsal sağlık sorunu haline gelen bu hastalıktan
korunma yöntemleri arasında dâhili özellikle damarsal hastalıkları
kontrol altına almak, *//*sigara içmemek*//*, *//*düzenli uyku*//*,
*//*sosyal ilişkileri korumak*//*, *//*stresi kontrol etmek*//*,
*//*sağlıklı beslenme*//*ile *//*bedensel ve zihinsel
egzersiz*//*bulunmaktadır.*/

  *

/*Günde 1,5-2 Km, haftada 10-15 km, toplam üç saat süren nefesi
hafif daraltan şekilde yapılan yürüyüş hastalık riskini yarı yarıya
azaltır.*/

  *

/*Yaşam boyu yeni şeyler öğrenmeye devam etmek de korunmada çok
önemlidir.*/

  *

/*Beslenmede sebze ve meyveden zengin Akdeniz diyetine yönelinmelidir.*/

  *

/*Fakat bu arada hayvansal gıdalarda bulunan, hafıza ve diğer
nörolojik fonksiyonlar için çok önemli olan B 12 vitamininin
düşmemesine dikkat edilmelidir.*/

  *

/*Ayrıca yaşlılarda midede emilim bozukluğuna bağlı bu vitaminin
sıklıkla düşebildiği akılda tutulmalı, vitamin yetersizliği
durumunda kas içi enjeksiyonlarla takviye yoluna gidilmelidir"*/
diye konuştu.

*http://www.sozcu.com.tr/2017/saglik/alzheimer-riskini-yariya-indiren-yontem-alzheimer-hastaliginin-belirtileri-neler-1672076/*

 

a45UyF587661-170210164355 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/10  21:54 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Analar Yaraticinin ilahi merhametinden en fazla nasip almis varliklardir.

Hz.Omer, on gunluk mesafedeki ordularinin baskomutanina, savas esnasinda
taktik vererek, Ey Sariye!
Dag tarafina, dag tarafina! demistir.
Ve sesini bu uzun mesafeden Hz.Sariye ye duyurmustur.
Bu mevzuda gunumuzden de yuzlerce misal getirmek mumkundur.
Burnu ile duyup, topugu ile koku alanlar, parmak uclariyla veya
ayaklariyla gorenler coktur.

Fetullah Gulen

Hayat, her hangi bir tabiat harici etkenin mudahalesi olmaksizin dunya
uzerinde tabii ve zaruri bir kimya ve fizik seyri neticesidir

Mustafa Kemal ATATURK
(Afet Inan Ataturk Hakkinda 1930)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Feyzioğlu Gündeme Dair Önemli Açıklamalarda Bulundu!

2017-02-11 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Feyzioğlu Gündeme Dair Önemli Açıklamalarda Bulundu!

Denizli Barosu’nun düzenlediği *‘Anayasa Değişikliğini Tartışıyoruz’
*paneline*TBB* Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve*CHP* eski
Milletvekili ve Anaya Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum katıldı.

Prof. Dr. Süheyl Batum, Türkiye’nin belirli noktalarını gezerek yeni
anayasa metninde ne var, ya da ne yok onu anlatmak istediklerini belirterek,

/*"2010 yılını yakından yaşamış biri olarak *//*‘yetmez ama
evet’*//**//*‘içeriğini bilmiyoruz ama evet ‘ demenin Türkiye’*//*ye
nelere mal olduğunu gören insanlardan birisiyim. İçeriğini bilmiyoruz,
ama evet diyenlerin bugün bir bölümü Pensilvanya’da, bir bölümü içerde,
bir bölümü olan liberal aydınlar da içerde. Bilinçsiz bir evet demek,
Türkiye’yi ne kadar büyük olaylara sürükledi. Amacımız Türkiye’yi hukuk
açısından aydınlatabilmektir"*/ dedi.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ise
Başbakan Binali Yıldırım ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın referandum
tarihini açıklalamarına değindi.

Prof. Dr. Feyzioğlu, /*"Kısa bir süre kalmasına rağmen varsayım tabi,
burada garip bir durum var. Önce Adalet Bakanı tarih açıkladı. Başbakan
tarih açıkladı. Ama Başbakan ile Adalet Bakanı’nın bu ülkede bir Yüksek
Seçim Kurulu olduğu halde, hangi yetkiyle tarih açıkladıklarını ben
hukukçu olarak bilmiyorum. Bu işlerde yetki YSK’dadır. YSK’ya hiç
olmazsa görünüşte saygı göstermelerini bir hukukçu olarak diliyorum.
Yani bu kadar hukuk tanımaz bir yaklaşım içinde kimse olmasın diye
düşünüyorum"*/ dedi.


‘*CUMHURBAŞKANI TALİMAT VERSİN, KOŞAR GİDERİM’*

Prof. Dr. Feyzioğlu, anayasa değişikliğiyle ilgili hayati bilgileri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a anlatmak istediğini, ancak araya
duvar çekildiğini ifade ederek, */"Bizim şu anda tüm çırpınışımız,
cumhurbaşkanlığı makamının yerini ve saygınlığını orada tutmak içindir.
Devlette küslük asla olmaz./**/100 bin /**/avukatın temsilcisiyim.
Barolar Birliği Başkanıyım. Devletin içinde yargının kurucu
unsurlarından birinin temsilcisiyim. Cumhurbaşkanı da, Türkiye
Cumhurbaşkanıdır. Ne onun bu kurumun başına küsme hakkı vardır, ne de bu
kurumun başının Cumhurbaşkanına küsme hakkı vardır. Bizim kültürümüzde
Cumhurbaşkanlığı makamı çok yukarıdadır, saygısızlık, küslük yoktur,
sırtını dönmek asla yoktur./*

*//*

*/Bizim şu anda tüm çırpınışımız, Cumhurbaşkanlığı makamının yerini ve
saygınlığını orada tutmak içindir. Cumhurbaşkanı talimat verseydi,
nerede olursam olayım, koşar gelir ve bu hayati bilgileri kendisine
sunardım. Bunu günlerdir gittiğimiz yerlerde basın aracılığıyla
duyuruyoruz. Canlı yayınlarda sesleniyoruz. Yapmayın, bir kez olsun
dinleyin. Etrafınızdakiler belki size artık sadece aklınızdan ne
geçiyorsa onu söylemeye çalışıyor. Etrafınızdakiler belki sadece
/**/‘çok haklısın’ /**/demekle yetiniyor, benim hiçbir beklentim yok.
Tek beklentim doğmamış olan torunlarımın torunlarının bir parça refah
içinde ülkede yaşamasıdır./*

*//*

*/Talimat verseydi, bütün bildiklerimizi koşar gider kendisiyle
paylaşırdık, görev bilirdik. Ancak kendilerinden farklı düşünen
kimselere anladığım kadarıyla duvar çekilmiş durumda, oysa biz birlikte
Türk milletiyiz. Mesele milli menfaat olduğunda her zaman koştuk"/* dedi.


‘*SON KHK’*YLA*YANLIŞ KİŞİLERİ MAĞDUR VE KAHRAMAN ETTİLER*’

Bakanlar Kurulu’ndan son çıkan*KHK*’yla meslekten ihraç edilen bilim
adamlarıyla ilgili konuşan Feyzioğlu, şunları söyledi:

*/"Listeye baktım, üzüldüm. Türkiye’nin birikimi denebilecek pek çok
insan var. Bunların bir kısmının ihraç sebebi F Tipi örgüt üyeliği
nedeni, delil nedir bilmiyorum, delil dayanak gösterme ihtiyacı bile
duymuyorlar./*

*//*

*/Diyorlar ki /**/‘ben söyledim benim sözüm delil’/**/, ama bugüne kadar
söylediklerini daha sonra /**/‘hay Allah aldatılmışım, yanılmışım’
/**/diyerek geri almak zorunda kaldıklarını hatırlıyorum./*

*//*

*/Geçen yıl bir bildiri yayınlanmıştı. O bildiriye karşı benim çok sert
bir tepkim vardı. O tepkimden geri adım atmış değilim, bildiriyi
imzalayanların neye imza attığını büyük çoğunluğunun bilmediğini
düşünüyorum. Çünkü çok ayrıntılar ve satır aralarında çok hikayeler var.
Bildiriyi bizzat kaleme alanlar bir avuç insandır. Onlara söylediğim
şudur, mütareke döneminin sözde aydınlarıdır. O bildirinin içinde barış
falan yok, başlığında var sadece, altında canı kanı pahasına teröristi
topraklarımızdan temizleme mücadelesi veren askerimizi, polisimizi
dünyaya etnik temizlik yapmakla suçlamanın telaşı vardı bildiriyi
hazırlayanların. O bildirinin içeriğini kötü niyetli hazırlayanları pek
bir maharetli bulduğumu ifade etmiştim. Ancak ceza hukuku ayrı bir şey,
idare hukuku da ayrı bir şey, devlet aklı ve hukuk devleti böyle bir
kötü bildiriye karşı bilimle cevap vermeyi emreder, akıl dışı
yöntemlerle despotlukla cevap vermeyi yasaklar./*

*//*

*/Kızdığım üzüldüğüm şey şu, o/**/KHK/**/’yla yapılan o bildiriyi
hazırlayanları dahi mağdur etmiştir, mağdur konumuna g

(GugukluhayaT) Hayır Diyebilmenin Gücü

2017-02-11 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Hayır Diyebilmenin Gücü

Amerika Birleşik Devletleri’nin güney eyaletlerinde siyahilerle beyazlar
otobüslere ayrı kapıdan biniyor, kendilerine ayrılmış ayrı yerlere
oturuyorlardı. Rosa Parks bir gün Montgomery’de otobüse bindi. O
otobüste bir beyaz, beyazlara ayrılan yerde yer bulamayınca, siyahilere
ait bölümde oturmakta olan Rosa Parks’tan koltuğundan kalkıp kendisine
yer vermesini istedi. Şoför de kalkması için uyardı ama Parks yerinden
kalkmadı. Tutuklandı ve hapse girdi. İşte Rosa Parks’ın bu kararlı
/*"hayır"*/ı Amerika Birleşik Devletlerin’de siyahların otobüslerde
beyazlar ile aynı haklara sahip olmasını sağlayan direnişin başlangıcı oldu.

Muhtemelen hiç birimiz hayatımızda Rosa Park’ın yaşadığı gibi bir durum
yaşamayacağız. Ancak bir çoğumuzun başına gelmiştir: Aslında
istemediğimiz bir şeyi başkalarının dayatması ile yapmak…Patronumuzdan,
iş arkadaşımızdan, komşumuzdan, eşimizden gelen ve aslında hayır dememiz
gereken bir talebe istemeden /*"evet"*/ demek…Sonra bazen günler ve
hatta haftalarca kendi içimizde bunun pişmanlığını ve üzüntüsünü yaşamak…


Peki niçin /*"hayır"*/ diyemiyoruz?

*1. Net olmamak:* Önceliklerimiz yeterince net değilse birileri bizim
yerimize mutlaka bu öncelikleri belirler. Özellikle baskı altında
kolayca kendimizi istemeden /*"evet"*/ demiş bir durumda buluruz.

*2. Eleştirilme korkusu:* Bencillik, takım ruhuna uygun davranmama,
duyarsız birisi olarak görülme gibi sosyal korkularımız.

*3. Çatışma korkusu:* Özellikle karşımızdaki insan hiyerarşi olarak
bizden üstte veya baskın bir karakter ise çok daha fazla hissederiz.

*4. Önemsizlik kaygısı:* Hayır dememizden dolayı daha sonra önemli işler
ve projelerde bizi unuturlar ve bir daha hiç bir şey sormazlar kaygısı

*5. Karşımızdakini üzmek kaygısı:* Özellikle sevdiğimiz bir insan ise
onun duygularını incitme kaygısı ile /*"hayır"*/ diyememek

*6. Kontrolü kaybetme korkusu:* Herhangi bir iş veya projede kontrolü
kaybetme korkusu bize istemeden /*"evet"*/ dedirtebilir. Bu durum
mükemmeliyetçi insanlarda daha sık görülür.

*7. Kültür etkisi:* Genelde doğu kültüründe /*"hayır"*/ demenin çok
olumsuz bir şeymiş gibi algılanması

Aşağıda açıkladığım bakış açıları daha kolay /*"hayır"*/ dememize
yardımcı olur


Reddettiğimiz Şey Karşımızdakinin Kişiliği Değildir

Birisi bizden bir şey yapmamızı istediğinde, yaptığı talebi, o kişi ile
olan ilişkimiz ile karıştırmaya eğilimliyiz. Bazen bu ikisi birbirleri
ile çok bağlantılı olduğunda aslında talebi reddetmenin o kişiyi
reddetmek ile aynı şey olmadığını unuturuz. Eğer hayır veya evet deme
kararını, ilişkiden bağımsız tutabilirsek daha sağlıklı bir karar
veririz. Öncelikle karar vermemiz gereken şey: bu talep karşımdaki
kişiden bağımsız olarak gerçekten /*"hayır"*/ denilmesi gereken bir konu
mu? Eğer öyleyse bu kararımı karşımdaki insana nasıl iletebilirim? Şunu
unutmayalım: Bir insana /*"hayır"*/ demek bir daha evet" demeyeceğimiz
anlamına gelmez.


/*"Hayır"*/ demek için mutlaka /*"hayır"*/ kelimesini kullanmak
zorunda değiliz

Kabul edelim ki /*"hayır"*/ itici bir kelimedir. Onu kullanmadan da
karşımızdaki insanı nazikçe reddedebiliriz. /*"Çok isterdim bununla
birlikte şu anda çok yoğunum"*/, /*"Takvimimi kontrol edip ben size
e-posta göndereyim"*/ gibi cümleler daha kolay hayır demeye yardımcı olur.


/*"Evet"*/ demek ile nelerden vazgeçiyoruz?

/*"Evet"*/ dediğimizde hayatımızdaki hangi öncelikleri ötelemek veya
onlardan vazgeçmek zorunda kalıyoruz. Bu bazen ailemiz, bazen daha
önemli bir proje, başkalarına verdiğimiz sözler, bazen de kendimize
ayırmamız gereken bir vakit olabilir. Her zaman kendimize sormamız
gereken soru /*"şu anda en önemli olan ne?"*/ sorusu olmalıdır.


/*"Hayır"*/ demek bize uzun vadede saygı kazandırır

Bir insana hayır dediğimizde bunun kısa vadeli yansıması o kişide
yarattığımız hayal kırıklığı veya kızgınlık olabilir. Bununla birlikte
orta ve uzun vadede zamanımızın ne kadar değerli olduğunu, kendi
önceliklerimize ne kadar önem veren bir insan olduğumuzu gösterdiği için
bize saygı kazandırır. Üstelik bir sürekli olarak her şeye /*"evet"*/
diyen bir insan isek bir süre sonra bu /*"evet"*/ lerimizin karşı
taraftaki değeri git gide azalacaktır. Tam tersine biz gerektiğinde
/*"hayır"*/ diyebilen bir insan isek /*" evet"*/ dediğimizde bunun
önemli bir şey olduğu algısını karşı tarafta kolayca oluşturabiliriz.


Samimi bir /*"hayır"*/ göstermelik bir /*"evet"*/ den daha değerlidir

Gerçekten inanmadığımız bir şeye evet dediğimizde çoğu zaman o işi ya
erteleriz ya da gönülsüzce yaptığımız için işin kalitesi düşük olur. Bu
durumda karşı tarafta daha büyük bir hayal kırıklığına yol açar. Onun
yerine baştan söyleyeceğimiz samimi bir /*"hayır"*/ hem bizi kendimize
ve o kişiye karşı duyacağımız kızgınlık duygusundan hem de karşı tarafı
hayal kırıklığından korumuş olur.


Her şeye /*"evet"*/ demek verimliliğimizi düşürür

Çünkü kendi önceliklerimize

(GugukluhayaT) Müslüman toplumlar bilimden ne zaman koptu

2017-02-11 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Müslüman toplumlar bilimden ne zaman koptu

Mahmut Yanar yazdı...

*11.02.2017 03:28*

Her toplumun tarihinde iniş ve çıkışlar, karanlık ve aydınlık dönemler
olmuştur. Müslüman toplumlar için de durum böyledir. Sorun; çağımız
Müslümanların bilimde ileri oldukları yükseliş dönemlerindeki değerler
yerine, Gazali’yle başlayan bilginin gereksiz, aklın yetersiz görüldüğü
çöküş dönemindeki değerlere sahip çıkmalarıdır. Günümüz Türkiye’sinde de
olan budur.


*MÜSLÜMAN TOPLUMLAR BİLİM SAYESİNDE GELİŞTİ VE YAYILDILAR*

Yayılmacılık güçle, güç ise bilim ve teknoloji ile olur. Müslümanların
Arap coğrafyasından başlayarak Kuzey Afrika ve İspanya’ya, diğer
taraftan Hindistan ve uzak doğu ülkelerine kadar geniş bir coğrafyayı
işgal etmeleri bu sayede olmuştur. Avrupa toplumları ortaçağ
karanlığında iken, Müslüman toplumlar bugünün aksine,*1.000*-*1.450*
yılları arasında bilim ve teknolojide ön saflarda yer alıyordu. Dönemin
Müslümanları bilim ve teknolojinin fetih, fetihin ise zenginlik
getireceğinin farkındaydılar. Bu nedenle Arap ordularının arkasından
tüccarlar yürüyordu. Bilime saygıları vardı. Herkesin dilediği gibi
düşünüp inanmasına izin verilirdi. İranlı ve Musevi bilim insanlarıyla
birlikte evren ve onun işleyişi konusunda serbestçe tartışırlardı.
Bizans imparatorları Müslüman/Arap bilim insanlarından yararlanmak için
onları saraylarına davet ederlerdi. Dünyanın en zengin kütüphanesine
sahiptiler. Arap kütüphaneleri, dünyanın o güne kadarki tüm bilgi ve
deneyimleri kapsayan kitaplarla doluydu. Dünyadaki pek çok önemli
eserleri Arapçaya çevirdiler. Okuma ve yazma oranı Avrupa toplumlarından
çok yüksekti. Eğer Nobel ödülü o zaman verilseydi, kuşkusuz bunların
tamamını Müslüman/Arap bilim insanları alırdı. Aristo’yu zamanında
Avrupalılardan daha iyi özümsemişler ve daha iyi biliyorlardı. Bu
nedenle Yunan bilginlerini Yunanistan’da Arap sanırlardı.


*MÜSLÜMAN TOPLUMLARIN DA BİLİME KATKILARI OLMUŞTUR*

Müslümanlar bilim dünyasına pek çok yenilik getirdiler. Değirmenleri,
yelkenleri, trigonometriyi keşfettiler. Tarımda sulama yöntemleri
geliştirdiler. Felsefe, matematik, geometri ve astronomide çok önemli
gelişme sağladılar. Kimya ve metal sanayinde önemli adımların
atılmasında öncülük ettiler. Avrupa’nın kağıt ve barutla tanışması
Müslümanlar sayesinde olmuştur. Musa el Harezmi *(780-850*) , Ebu Maşer
*(787-886*), El-Kindi *(796-870*), Ahmed El–Fergani (?*-861*), Ebul
Hasan Zencani *(1250*), El-Avfi *(1171-1253*), Farabi *(870-950*), İbni
Sina *(980-1037*), bilim dünyasına damgasını vurmuş önemli İslam aydını
ve bilim insanlarıdır. Ebu Ali Sina ve Farabi biyoloji ve evrim
konusunda Avrupa’yı etkilemiştir. İbni Haldun Sosyolojinin babası olarak
bilinir. Marks ve Hegel diyalektik felsefe ve tarihsel materyalizmin
kurucusu olarak bilinse de öncüsü İbni Haldun’dur. Keza Evrim teorisinin
kurucusu Darwin olarak bilinse de öncülleri Cahiz, İbn Miskeveyh, Ebu
Ali Sina, Farabi, Devvani ve Kınalızade Ali Efendi gibi Müslüman/Arap
bilim insanlarıdır.


*BİLİM SEVİLMEDİĞİ YERDE DURMAZDI*

*Müslümanların bilimle ilişkileri Gazali’yle birlikte kopmaya
başladı.* Bilginin gereksiz, aklın yetersiz olduğu savunuluyordu. Bu
dönemden sonra bilimden tamamen uzaklaşılmış, doğa ve toplumsal olaylar
artık hurafelerle açıklanmaya başlanmıştı. Tabii ki bilim sevilmediği
yerde durmazdı: Nitekim öylede oldu. Bilimin yönü bu kez Doğu’dan
Batı’ya çevrilmeye başladı. Avrupa ortaçağ karanlığından çıkmış,
Rönesans’la aydınlanma dönemine girmişti.


*BİLİM SOYUT*,*FANTEZİ BİR UĞRAŞ DEĞİL*,*MUTLULUK VE ZENGİNLİK DEMEKTİR*

Bilim soyut, fantezi bir uğraş değildir. Sonuçları itibariyle aş
demektir, iş demektir; refah demektir, mutluluk demektir; kısaca hayatta
kalmak, insanca yaşamak demektir. Türkiye’nin yüzünün batıya yönelmesi,
Atatürk ilke ve devrimleri, cumhuriyetin demokratik ve laik değerleri
işte bu nedenle önemli ve değerlidir. Bu bağlamda, Darwin’den çok önce
pek çok İslam aydını ve bilim insanı tarafından ileri sürülen evrim
teorisinin, öte yandan Türk insanını kulluktan çağdaş birey seviyesine
getiren Atatürk ve değerlerinin Türk Milli Eğitim müfredatından
uzaklaştırılması, öte yandan düşünceleri nedeniyle pek çok bilim
insanının üniversitelerden uzaklaştırılması büyük bir talihsizlik olmuştur.

Mahmut Yanar

Odatv.com

*http://odatv.com/musluman-toplumlar-bilimden-ne-zaman-koptu-1102171200.html*

 

a45UyF587661-170211160123 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/11  19:58 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Afrika ya ilac gondermeye karar vermistik; fakat hepsinin uzerinde tok
karnina yaziyordu.

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri

ALLAH SONSUZ MERHAMET VE BAGISLAMA SAHiBiDiR.
***
ZARIYAT 13 : Ateste kivrandirarak yakar.
VAKIA.52 : Yakarak cezalandirmak ona yetmez ; ustune bir de zehirli
zakkum yedirir.
GASIA .6 Sonra

(GugukluhayaT) Tutuklu modacı Barbaros Şansal: Hala ‘Evet’ mi, o margarin kutusuydu

2017-02-13 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Tutuklu modacı Barbaros Şansal: Hala *‘Evet’* mi, o margarin kutusuydu

*13/02/2017 08:51*

*CHP* İzmir Milletvekili Atilla Sertel, tutuklu Cumhuriyet gazetesi
çalışanlarının yanısıra yine tutuklu bulunan modacı Barbaros Şansal ve
müzisyen Atilla Taş’la da görüştü.

Cumhuriyet’in haberine göre*CHP*’li vekil modacı Şansal’ın Silivri
Cezaevi’ne ilk geldiğinde sözlü olarak saldırılara maruz kaldığını belirtti.

Sertel, Şansal’ın görüşmede söylediklerini de aktardı: /*"Cürüm kötüdür;
adaletsizlik daha da kötüdür. Rahmetli Özdemir Sabancı’nın katil
zanlısıyla yan yana hücrelerdeyiz. Ben Sevda Sabancı’nın terzisiyim ve
Sabancı’nın katiliyle yan yana hücredeyim. Buraya ilk geldiğimde sözlü
olarak saldırılara uğradım. Pek çok kötü sözü yan yana koyup söylediler.
Ancak şunu bilsinler ki beni yıldıramazlar, sindiremezler."*/

Sertel, Şansal’ın*CHP* İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’la görüşmesinde
ise şöyle konuştuğunu yazdı: /*"Ben özgürüm, siz tutuklu. Ben sözlüyüm,
siz umutlu. Hâlâ ‘Evet’ mi? O margarin kutusuydu."*/


‘*Hiçbir suçlama yok’*

Sertel, Atilla Taş’a yönelik hiçbir suçlama ya da delil olmadığını,
ancak savcının kanaatiyle tutuklandığını belirtti. Sertel, Taş’ın şu
sözlerini de paylaştı: /*"Onları rahatsız eden attığım tweetlerdi.
İftiranamelerle dolu iddianamelerle uğraşıyoruz. Kimi ‘Kandırıldık’ dedi
kurtuldu, kimi kaçtı, kimi suçunu itiraf etti kurtuldu. Bense
tweetlerden suçluyum. Bu da geçer."*/


Ne olmuştu?

Şansal, Kıbrıs’tayken sosyal medya hesabından yayınladığı videonun
ardından hedef haline getirilip sınırdışı edilerek gönderildiği
İstanbul’da havalimanında saldırıya uğramıştı.

Henüz uçaktan inerken önüne birtakım sivil kişilerin geldiği Şansal,
aralarında Türk Hava Yolları yer hizmetleri görevlilerinin de *(TGS*)
olduğu bir grup tarafından linç girişimine maruz kalmıştı. Ünlü moda
tasarımcısı ardından gözaltına alınmış, sonra da *‘halkı kin ve
düşmanlığa tahrik’* suçundan tutuklanmıştı.

Devlet Hava Meydanları İşletmesi *(DHMİ*) Şansal’a saldıranlar hakkında
soruşturma başlatıldığını ve*12 TGS* personelinin ifadesinin alındığını
bildirmişti.

*TGS* görevlilerinden biri *‘milli duygulara sığınmış’*, saldırıya
ilişkin, /*"Milli duygularımıza hakim olamadık. Bağırdık. Polis
kalkanından dolayı da herhangi bir şey yapmadık"*/ diye ifade vermişti.

Şansal’ın avukatı Efkan Bolaç, Silivri Cezaevi’de tutulan müvekkilinin
tehdit altında olduğunu düşündüğü için tek kişilik yerde kalmak
istediğini belirterek, /*"Daha koğuşu belli değil. Can güvenliğinin
tehdit altında olduğunu düşünüyor. Gelişim onu gösteriyor"*/ demişti.

*http://www.diken.com.tr/tutuklu-modaci-barbaros-sansal-hala-evet-mi-o-margarin-kutusuydu/*

 

a45UyF587661-170213204314 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/13  21:56 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Cehalet ilmin perdesidir.

Hadis

Kim konusuyor?
ZARIYAT 50.o halde Allah a kosun.
Cunku ben, size o nun katindan (gelmis) acik bir uyariciyim.
ZARIYAT 51.Allah ile beraber baska bir tanri edinmeyin.
Zira ben size o nun tarafindan (gelmis) acik bir uyariciyim.
SURA 10.ayriliga dustugunuz herhangi bir seyde hukum vermek, Allah a
mahsustur.
Iste, bu Allah, benim rabbimdir.
O na dayandim ve o na yonelirim.
TEVBE 30.yahudiler, uzeyr Allah in ogludur, dediler.
Hiristiyanlar da, mesih (isa) Allah in ogludur dediler.
Bu onlarin agizlariyla geveledikleri sozlerdir.(sozlerini) daha once
kafir olmus kimselerin sozlerine benzetiyorlar.
Allah onlari kahretsin!
Nasil da (haktan batila) donduruluyorlar!
EN AM 114.Allah dan baska bir hakem mi arayacagim?
Halbuki size kitab i acik olarak indiren o dur.
Kendilerine kitap verdigimiz kimseler, Kur an in gercekten rabbin
tarafindan indirilmis oldugunu bilirler.
Sakin supheye dusenlerden olma!
MERYEM 64.biz ancak rabbinin emri ile ineriz.
Onumuzde, arkamizda ve bunlar arasinda olan her sey o na aittir.
Senin rabbin unutkan degildir.
MUNAFIKUN 4.onlari gordugun zaman kaliplari hosuna gider, konusurlarsa
sozlerini dinlersin.
Onlar sanki duvara dayanmis kutukler gibidir.
Her gurultuyu kendi aleyhlerine sanirlar.
Dusman onlardir.
Onlardan sakin.
Allah onlarin canlarini alsin.
Nasil bu hale geliyorlar?
ZUMER 10.(resulum!) Soyle: ey inanan kullarim!
Rabbinize karsi gelmekten sakinin.
Bu dunyada iyilik yapanlara iyilik vardir.
Allah in (yarattigi) yeryuzu genistir.
Yalniz sabredenlere, mukafatlari hesapsiz odenecektir.
HUD 2.baskasina degil, yalniz Allah a kulluk edin.
Kuskusuz, ben size o ndan gelen bir uyarici ve mujdeciyim.

Ozmirli Olmak

23 Temmuz 2013

Ozmirliyiz biz. Sandalyeye korbenaz, domatese dumbut, patlicana
tatlican, enginara Bu ne la boyle tatsiz tuzsuz deriz. Ama gobek marula
gobek marul deriz. Ona farkli bir isim bulamadik henuz. Neyse... Biz
acayip farkliyiz, cok sekeriz.

TURKIYE DEN $ikildigim zaman Ozmir e giderim ben.

Simide pompilon deriz biz.

Cekirde

(GugukluhayaT) 1- Hayır korkusu, 2- Suriye niyetleri; ikisi de ciddi

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *1*- Hayır korkusu, *2*- Suriye niyetleri; ikisi de ciddi

*14 Şubat 2017 Salı*

Cumhurbaşkanı ve hükümet çevresinde referandumda /*"hayır"*/ çıkması
endişesi okunuyor. Cumhurbaşkanı gerçi son açıklamasında /*"evet önde
gidiyor"*/ dedi ama bir gün öncekinde de, milletimizin anayasa
değişikliği hakkında henüz yeterince bilgi sahibi olduğunu düşünmüyorum,
benzeri sözler söylemişti. Bu açıkça anketlerde evetlerin istediği
ölçüde yukarıda görünmediğinin işaretiydi. Eğer evetler ağır bassaydı,
halkımız anayasa değişikliğinin ne anlama geldiğini net bir şekilde
anlamış olacaktı ve bu sözlere de gerek kalmayacaktı.

Kim bilir, belki de milletimiz, anayasa değişikliğinin ne anlama
geldiğini epey iyi anlamış da olabilir, eğer evetler hayırların altındaysa.

Burada*AKP*’lilerin temel bir sorunu var: Genel seçimlerde partiye oy
verenlerin hepsi /*"AKP’li seçmen, AKP’nin kesin seçmeni"*/... Bunu
zaten iktidar yandaşlarının söylemlerinde de görüyoruz.

Hayır,*AKP* için doğru olan, /*"AKP’ye oy veren seçmenler"*/dir.

Bunun böyle olduğunu, özellikle*7 Haziran 2015 seçimlerinde*
gördük.*Yüzde 41*’i bulamadı*AKP*.


Seçmenin desteğini çekme olasılığı

Demek ki, koşullara göre,*AKP*’den desteğini çekmeye hazır, milyonlarca
seçmen var. Koşullar olgunlaşınca,*AKP* düşecektir. Tabii, parti
iktidara yapışmamışsa, kazısanız buradan gitmem anlayışında değilse...
Çünkü siyasal dinci partilerin böyle bir özelliği var! Seçim güvenliği
sağlandığı ve sayım sonuçlarına saygı gösterildiği zaman,*AKP*’nin
iktidardan uzaklaştırıldığını hepimiz göreceğiz.

Her siyasal iktidar, iktidardan düşmeyi eninde sonunda yaşayacaktır.
Önemli olan bu iktidarı bırakmanın düzen ve sistem içinde gerçekleşmesidir.

İkincisi,*AKP*’ye oy verenlerin önemli bir kesiminin Başkancı, tek adam
sistemine aynı oranda evet demediği gerçeğidir. Genel seçimde aldığı oy
ile Reisçi sistem oylamasında aynı oranda oyunun olmadığını biliyoruz.

Bunu, Kadir Has Üniversitesi’nin son yaptığı kamuoyu yoklamaları
sonucunda da görüyoruz. Bazı seçim anketi yapan ve üstelik iktidara
hizmet veren şirketlerin açıklamalarında da, Reisçi Sistem
konusunda*AKP*’ye oy veren seçmende de heyecan görmediklerini itiraf
ettiklerini görüyoruz.

Çünkü*AKP*’ye oy veren yüksek oranda seçmenin salt*yüzde 20*’si
geleneksel Erbakan seçmeni olabilmiştir. O da o zamanki konjonktürel
koşullardan. Gerisi Demirel’in, Özal’ın vb. partisine oy verenlerdir.

Uygun koşullar bir*AKP* iktidarı sürekliliğini sağlamıştır.*RTE*’nin
karizması da buna el vermiştir. Ama orada kimse ebedi asla olmamıştır.
Hayatın tek gerçeği budur.

Şimdi Reisçi Sistem, otoriter iktidarını çok daha üst düzeyde ve bir
bilinmez gelecekte tırmandırmak için, seçmen katında bir zorlukla karşı
karşıyadır.

Şimdi bu otoriter iktidar, üstelik Türkiye’yi Suriye savaşının
derinliklerine iteliyor.


Niyet netleşti, Rusların gördüğü resim

Cumhurbaşkanı, Suriye’de askeri hedeflerini milim milim açıklayarak
sonunda çok net bir fotoğraf çizdi: Eğitip silahlandırdıkları,
Şam-Esad-Birleşik Suriye düşmanı /*"Özgür Suriye Ordusu"*/nun
*(ÖSO*),*TSK* ile birlikte işgal ettikleri bölgede bir /*"minik
Suriye"*/ kurmak.

Ülkemizdeki Suriyeliler geri dönecekler, /*"kurtarılmış bölgelere"*/
yerleşecekler, üstelik kuracakları /*"milli ordu"*/ları ile de (siz
bunu*ÖSO* diye okuyun) kendilerini savunacaklar.

Cumhurbaşkanı’nın niyeti bununla da kalmıyor. El Bab ve çevresinde bu
/*"minik ulus"*/u kurduktan sonra, Rakka’ya doğru yönelinecek ve orası
da kurtarılacak. Burada yazıp çizdiğimiz korkulu rüyamız net olarak dile
geldi.

Anlaşılan Suriye bataklığında kalacağız.

Bu fotoğrafı Rusların görmediğini mi sanıyorsunuz? Şimdi en son tank
birliğimizin karargâhını vurarak*4 askerimizi* şehit etmesini, bu
fotoğraftan okuyun.

İstenmeyen sonuç gerçekleşebilir

Rusya ile mi*ABD* ile mi bu /*"planı"*/ gerçekleştirebilecek iktidar?

Söyleyeyim: Hiçbiriyle.. İkisinin de elinde /*"Kürt kartı"*/ var.

İkisi anlaşırlarsa da anlaşamazlarsa da, arada bizler ezileceğiz.

Bu iki arada bir derede tutum, gördüğümüz kadar, bir*PKK* bölgesinin
kesin kurulmasıyla da sonuçlanabilir.

Moskova’nın ve Şam’ın Suriye’nin içinde bir /*"Suriye ÖSO bölgesi ve
ordusu"*/ kurulmasını kabul edebileceklerini sanmak, safdillik olur.

*ABD*, Rusya ile Suriye’de kapışmayı ister mi? Yani Ankara’nın
politikasına evet der mi? Çk şüpheli.

Dün Ceyda Karan, arada tost olma olasılığından bahsediyordu... Olasılık
yüksek.

*http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/675612/1-_Hayir_korkusu__2-_Suriye_niyetleri__ikisi_de_ciddi.html#*

 

a45UyF587661-170214160551 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/14  17:36 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Duzgun okundugunda, Incil ateizm icin en buyuk guctur.

Isaac Asimov

Yaratilis maddesi
ALAK 2.o; insani pihtilasmis kandan yaratti.
ABESE 19.bir damla sudan yaratti da onu bir olcu

(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL: Hayır diyenlere rabbim şahit…

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *YILMAZ ÖZDİL*: Hayır diyenlere rabbim şahit…


​/*"Cemaatin ileri gelenleri, mensupları bugüne kadar ne getirdiler de
bunu geri gönderdim, yapabileceğim ne varsa yaptım, rabbim şahittir, ne
istediniz de alamadınız"*/ diyen kimdi? Asrın liderimiz.

Akp iktidara gelir gelmez /*"yurtdışındaki cemaat okullarını
destekleyeceksiniz, ziyaret edeceksiniz, elçiliklerdeki resmi törenlere
davet edeceksiniz"*/ diye genelge yayınlayan kimdi? Abdullah Gül.

İktidara gelir gelmez*23 Nisan*'a alternatif olarak feto'nun Türkçe
olimpiyatlarını kutlamaya başlayan, hatta ilk olimpiyatı kendi
himayesinde yaptırarak, /*"milyonlarca insan şu anda gözyaşı dökerek
bizi izliyor, bunların arasında birisi var ki, gurbette tek başına
hüzünle bizi seyrediyor, televizyon başında bizi izleyen o güzel insana
teşekkür borcum var"*/ diyen kimdi? Bülent Arınç.

/*"Türkçe sevgi dilidir, barış dilidir, Yunus'un dilidir, Mevlana'nın
dilidir, aç herkese sineni aç, onun gibi ilaç diyen fethullah gülen
hocaefendinin dilidir"*/ diyen kimdi? Binali Yıldırım.

Cemaatin hedefleriyle Türkiye'nin hedeflerinin /*"tamamen örtüştüğünü"*/
söyleyen kimdi? Ahmet Davutoğlu.

/*"Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış filan, bunlar kargaları
bile güldürür"*/ diyen kimdi? Akp'nin bakanı Hüseyin Çelik.

/*"Bu yolu açan, bu ateşi yakan, bu fikri veren muhterem fethullah gülen
hocaefendiye gönül dolusu saygılar gönderiyorum, kendisine çete diye
hitap edilmesi büyük haksızlıktır, vicdansızlıktır"*/ diyen kimdi?
Akp'nin bakanı Bekir Bozdağ.

Cemaat hakkında /*"faaliyetlerinin daha fazla arttırılması, daha yaygın
hale getirilmesi, vatanseverlik görevidir"*/ diyen kimdi? Akp'nin bakanı
Numan Kurtulmuş.

Cemaate yönelik suçlamalar hakkında /*"aynen 28 Şubat gibi, aynen 12
Eylül öncesi gibi senaryodur, derin devlet harekete geçti, cemaati
döverek, cemaate saldırarak Türkiye'nin değişim yönünü etkilemeye
çalışıyorlar"*/ diyen kimdi? Akp'nin bakanı Süleyman Soylu.

Cemaati savunarak /*"insan merkezli bir hizmeti esas alan insanlara
‘hizmetlerinizi durdurun' denir mi, aksine, teşvik edilir, desteklenir,
elden ne geliyorsa o katkı sağlanır, bu gerçeği görememek
ferasetsizliktir"*/ diyen kimdi? Akp'nin bakanı Faruk Çelik.

Feto'ya yönelik suçlamalar hakkında /*"şiddetle kınıyorum, daha ağır
kelime kullanmamak için kendimi zor tutuyorum, hayatı insanlığa hizmetle
geçmiş bir büyük zat için suçlamalarda bulunmak, son derece çirkindir,
kara lekedir, fethullah gülen hocaefendi hayatının her döneminde
tertemiz kalmış bir kişidir, kendisine şükran borçluyuz"*/ diyen kimdi?
Akp'nin bakanı*Recep *Akdağ.

Feto için /*"gönül dünyalarını imar eden, bu hizmetlere öncülük eden,
gurbetten sılaya gelme özlemi çeken büyüğümüze saygı ve şükran hislerimi
ifade ediyorum"*/ diyen kimdi? Akp'nin bakanı Suat Kılıç.

/*"fethullah gülen hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden
birisidir, evrensel Türk rönesansını başlatan Türk mucizesidir,
Shakespeare gibi evrenseldir, ona düşmanlık edenlerin utanması
gerekir"*/ diyen kimdi? Akp milletvekili Hüseyin Kocabıyık.

/*"Vicdanlı bir insan olarak diyorum ki, bu hizmetlerin durdurulmasını
isteyeceğinize, gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz"*/ diyen kimdi? Akp
milletvekili Ahmet Gündoğdu.

Fethullah'a Feto diyenleri azarlayarak, /*"terbiyeni takın, Fethullah
Gülen'e feto diyemezsin, özür dile"*/ diyen kimdi? Melih Gökçek.

/*"fethullah gülen vatan hasretiyle dışarda yaşıyor, ona karşı
yapılanlar cezasız kalmayacak"*/ diyen, /*"fethullah gülen hareketine
yönelik düşmanca tavırları hiçbir vicdan sahibi onaylamaz"*/ diyen,
/*"benim ümidim fethullah gülen okulları"*/ diyen, /*"demokrasi
kıvılcımı"*/ diyen, /*"vizyoner lider"*/ diyen, /*"Türkiye'nin övüncü"*/
diyen, /*"hocaefendi barışçı, nazik, çok naif bir insan"*/ diyen,
/*"ceviz kadar beyni olanlar hocaefendinin büyüklüğünü anlayamaz"*/
diyen kimdi? Yandaş medya.

*MHP* yöneticilerinin kumpas kasetleri piyasaya servis edildiğinde,
Devlet Bahçeli feto'yu suçladığında, feto'ya toz kondurmayarak…
/*"MHP'nin fethullah hocaefendiye saldırısı, bana göre ihanet
derecesindedir, hiç ahlaki değil, çok çirkin bir şey, yani hocaefendi
işi gücü bırakmış da MHP'yle mi uğraşıyor, bir defa onun bulunduğu makam
böyle bir şeye müsaade etmez, onun meşgalesi böyle bir şeye müsaade
etmez, çok çok çirkin, çok ayıp bir şey, ben bunu ihanet derecesinde
kınıyorum"*/ diyen kimdi? Asrın liderimiz.

Şimdi ne diyor?

/*"Hayır diyenler aslında 15 Temmuz'un yanındadır"*/ diyor.

Hepimizin komple ahmak olduğunu bile varsaysak… /*"Aslında"*/ kimlerin
kimin /*"yanında"*/ olduğuna /*"rabbim şahit"*/ değil miydi yahu?


a45UyF587661-170214162832 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/14  19:54 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Parlamentonun kapilari fakirlere kapalidir

Ovid

Mehdi nin ayak seslerini duyuyorum
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Se

(GugukluhayaT) Nurullah AYDIN : AYRIŞTIRMA - ÇATIŞMA - BÖLME

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Abi güzel hikaye etmiş.
Osmanlı yıkılıyor, önce Osmanlıcılık harcını deniyorlar. Hristiyanlar
misketlerini alıp gitmeye kalkınca İslam harcını deniyorlar.
Arnavutlar, Araplar, Boşnaklar da çekip gidince geriye tek Türklük kalıyor.
Balkan Hezimeti nedir sizce?
Boşnakların, Arnavut ve Balkan Müslümanlarının cepheyi terk etmesinin
hikayesidir aslında.
Yani Türk milliyetçiliği şartların zorlaması aslında, çaresizlikten.

Fakat benim dikkat çekmek istediğim şey başka.
Osmanlının büyümesi bir güç hikayesidir.
Osmanlı aslında kimseye sormamıştır.
Savaşlar kazanmış, ezmiş, geçmiştir.
Roma da öyledir.
Adam çizmeden çıkmış Ortadoğu'ya kadar kimseye sormadan gelmiştir.
Günümüzde Amerika'da böyle yapar.
Sormaz, danışmaz.
İstiyor musun, gel kardeşim demez.
Ezer geçer.
Oyunun kurallarını kendisi koyar.
Zorlar, kırar, ezer geçer.
Pazarlık etmez.

Osmanlının pazarlık etmesi aslında oyunu çoktan kaybettiğinin göstergesi.
Amerikalı hala daha pazarlık etmiyor.
Ettiği anda bilin ki, o da gücü elinden yitirmiş.
Gerçek güç sahipleri asla pazarlık etmez.
Ne diyor RTE hazretleri meşhur iş adamına BENİMLE PAZARLIK ETME.
Ne demişti George Bush baba, BENİMLE AT PAZARLIĞI YAPTILAR.
Ve kendince ceza vermişti.

Güç oyunları böyle oynanır.
Şimdi Türkiye'ye bakalım.
Elinde gerçek güç var mı?
YOK.
Para var mı?
YOK.

Peki biz neyin babalanmasını yapıyor, neyin kafasını yaşıyoruz?
Oyunun kurallarını koyabilecek miyiz?
Taa 20bin kilometre öteden gelen adam ordularını donanmasını karşımıza
dikiyor.
Ya biz onun karşısına ne koyuyoruz?
Tarumar edilmiş ve ona karşı peşkeş çekilmiş bir ordu.
O ordunun elindeki silahlara bakıyoruz ne var diye.
Düşmanın ıskarta silahları var elimizde.
Başka, on yıl sonra envantere girecek silahların prototipleri, silah
tasarımları var.
Bir de abuk sabuk bir iman gücü...

Biz şimdi pazarlık etme noktasındayız arkadaşlar.
Oyun kurucu olmadığımız çok açık.
Bari bunu bilelim.
Ve ona göre davranalım.

Kürtlerle aramızı ideolojik harçlarla yapıştırmaya gayret ediyoruz.
Sünni-Alevi fay hattını iman gücüyle yapıştırmayı hayal ediyoruz.
Mürtecilerle-Çağdaşları hayal gücümüzle bir arada yaşatmayı hayal ediyoruz.
Bunlar Osmanlının bir bir iflas eden projeleri gibidir.
Gerçek olan güçtür.
Ve bu bizde olmayan şeydir.

Üstelik bu kadar fikirsel bölünmüşlük, kararsızlık, gerçek üstü
saplantılarla olacak şey de değildir.
Yastığa yüzünü gömüp de hüngür hüngür ağlayan yeni yetme genç kızlar
gibi hayal aleminde ve hayal kırıklıkları içerisinde..

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 



bayrak


  Nurullah*AYDIN : AYRIŞTIRMA - ÇATIŞMA - BÖLME*

*13 Şubat 2017-ANKARA*



Bugüne kadar Türklere yönelik yüzün üzerinde stratejiyi uygulamaya koyan
kısmen de başarılı olan batılılar bu kez aradıkları soyu sopu belirsiz
İslamcı kimlikli ucubeleri buldular. Makam, zenginlik, şöhret
zaaflarıyla malul kişileri seçtiler, istediklerini yaptırmaya devam
ediyorlar.

Dikensiz gül bahçesi içinde muhalifleri bir yolla etkisiz bırakıp,
potansiyel tehlike olanları da yine bir yolla susturdular, sindirdiler.
İş dünyasında sermaye el değişimi yapılırken, gazeteler-televizyonlar
alınarak kamuoyu oluşturma süreci ile istenilen yolda ilerleniyor.

Tarihsel süreçte bazı hatırlatmalar yapalım. Amerikan
ihtilalcilerinin*1776*’daki*4 Temmuz *Bağımsızlık Bildirisi ve bunun
tetiklediği*1789 Fransız* Devriminin Özgürlük/Eşitlik,
Milliyetçilik/Bağımsızlık akımları, Avrupa’daki İmparatorlukları
sarsmaya başlayınca, Osmanlı Devletini de kısa zamanda etkisi altına aldı.

*1683* Viyana bozgunundan sonra sürekli gerileyen ve kan kaybeden
İmparatorluk, bu sarsıntıyı atlatabilmek için Osmanlıcılık ideolojisine
sarıldı. Ancak, bunun bir yararı olmadı. Önce Rusya ve Fransa’nın, sonra
da İngiltere’nin teşvik ve destekleriyle; Sırp, Eflak, Yunan, Bulgar ve
Ermeni isyanları art arda patlak verdi. Yüz yıllık bir süreç sonunda
(Ermeniler hariç) bütün gayrimüslimler, Osmanlı Devletinden toprak
kopararak, bağımsızlığa kavuştu. Hatta, daha da ileri giderek,
Anavatanımıza bile göz diktiler.

Osmanlı ideolojisi İmparatorluğu bir arada tutamayınca; bu kez Arapları
ve Arnavutları elden kaçırmamak için, İslamcılık ideolojisi öne
çıkarıldı. Bu konuda, Alman gizli servisinin de büyük gayretleri vardı.
Çünkü, küresel paylaşım savaşında, Almanya’nın önünü tıkayan en güçlü
devletler İngiltere ve Fransa idi. Alman İmparatoru Wilhelm, çıkacak bir
dünya savaşında İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki Müslüman halkları
ayaklandırarak, bu iki devletin askeri gücünü yıpratmayı planlıyordu.

Ne var ki, umulan olmadı. Birinci Dünya Savaşına girdiğimiz günlerde,*14
Kasım 1914 tarihinde*, Osmanlı Başkentinde Hilafet Sancağı (Sancak-ı
Şerif) açılarak, Müslümanlara Cihat çağrısı yapıldığı halde, sömürge
halklarından biat eden olmadı. Aksine, bunlardan bazıları İngiliz ve
Fransız komutası altında, Çanakkale Cep

(GugukluhayaT) Melih Aşık: El Bab hengâmesi!

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Melih Aşık: El Bab hengâmesi!


​Suriye halkını Esad’ın zulmünden kurtarmak için!*6 yıl* önce
girdiğimiz*Ortadoğu* bataklığında yalnızca son*6 ayda 64 şehit*
verdik.***PYD/YPG*ile savaşmak için Menbiç’e doğru yola
çıkmıştık,*ABD*bizi El Bab’a yöneltip*IŞİD*ile savaşa soktu. El Bab’ı
alırsak ne kazanacağız, cevabı yok!

Derken önceki gün Rus uçakları bombaladığı bir binada üç askerimiz şehit
oldu,*11 askerimiz* yaralandı. Rusya, /*"Biz Türkiye’nin verdiği
koordinatlara uyduk"*/ diyor. Bizim taraf koordinatları*10 gün* önce
verdik, askerimiz yerinden kımıldamadı diyor. Koordinatlar yanlış mı
verildi? Yoksa Rus tarafında bizden intikam almak isteyen bir komutan,
düşürdüğümüz Rus uçağının ve Ankara’da öldürülen Sovyet Büyükelçisi’nin
intikamını mı aldı? Bilmiyoruz. Böyle durumlarda iki ülkenin askeri
uzmanlarından oluşan ortak bir komite kurulur ve bu komite her iki
tarafta inceleme yaparak gerçeği ortaya çıkarır. Ankara’dan bu yolda bir
öneri gittiğini duymadık şu ana kadar. Anlaşılan üç şehidimiz daha kim
vurduya gidecek...

*CHP* lideri Kemal Kılıçdaroğlu:

Yanlış politikalar uygulayarak*Ortadoğu* bataklığına saplanan, her gün
şehit haberiyle yüreği yanan bir ülke haline geldik, diyor.

Doğru tespit... Fakat beyefendi; bu eleştiriler yenilgi ortaya çıkınca
değil yanlış politik kararlar alınırken yapılmalı...

*SON SÖZ*: Suriye’de petrol yok. Suriye’nin yıkılmasında en çok
İsrail’in stratejik çıkarı var. Çünkü Suriye ile birlikte /*"İran -
Suriye Şii ekseni"*/ yıkılıyor. Ve biz bataklıkta debelenirken İsrail bu
amaca tek kurşun atmadan ulaşıyor.

Zor maç...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sık sık öne sürdüğü bir mazeret vardır. Bazen
bıktırır:

*- Bize şöyle derler, bize böyle derler...*

İktidar cenahında ise bunun tam tersi söz konusu...

*- Ne derlerse desinler... Tarafsız davranmıyor mu diyecekler, desinler.
Devlet imkânlarını kullanıyor mu diyecekler, desinler. Centilmence
davranmıyor mu diyecekler, desinler. Eşit ve adaletli davranmıyor mu
diyecekler, desinler. Demokrat değil mi diyecekler, desinler. Maçı
kazanmak için her şey mübah. Hayır tarafı zor bir maça çıktı...
Hayırlara vesile olsun...*


Prangalar...

Cumhurbaşkanı*Erdoğan */*"Bu sistem bileklerimizde pranga"*/ diyor. Ne
güzel pranga bu!

Bileğine takıldığı insanı: /*"Belediye başkanı, milletvekili, başbakan,
cumhurbaşkanı"*/ yapıyor… Demekle yetinmiyoruz... Cumhurbaşkanı’nın ne
kastettiğini merak ediyoruz... Nedir bu pranga gerçekten? Cumhuriyet mi,
demokrasi mi, batılı kurumlar mı? Hepsi mi?

Anayasa değişikliği referandumunda cümle /*"evet"*/çilerin kampanyayı
hangi temelde yürütecekleri belli oldu;

/*"PKK, DAEŞ, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleri hayır diyor. Dolayısıyla
referandumda hayır diyecekler ya teröristir ya da onların
işbirlikçileridir."*/

Okurumuz onlara soruyor:

*- Peki siz iki seçenekten biri olarak */*"terör"*/*ü referanduma
koyarak teröristliği demokratik hakmış gibi sunmuş olmuyor musunuz?
Dahası, */*"İstedikleri sonuç çıkarsa demokrasi anlayışım gereği ben o
sonuca saygı duyacağım"*/*diyerek meşrulaştırmış olmuyor musunuz?*

*AKP* tarafı neye - neden /*"evet"*/ diyeceğini açıkça söyleyemeyince
böyle komik yollara sapıyor...

Evet seçeneği: /*"Sınırsız yetkili tek adam sistemi"*/ diye
özetlenebilir oysa...

Şehit haberleri bitmiyor!

*18* yaşındaki çocuklara /*"milletvekili olma hakkı"*/ değil, /*"yaşama
hakkı"*/ verilsin!


Akif Kökçe

/*"Bir cami imamı, anayasa değişikliği üzerinde görüş açıklıyor; ama
anayasa hukuku uzmanları açıklayamıyor. Böylesine hiç tanık olmadım"*/

Prof. İbrahim Kaboğlu


100

Cumhuriyet gazetesi yazarları*100 gündür* iddianamenin yazılmasını
bekliyor... Sebebi belli...*FETÖ* yargısının yaptığı gibi bu şekilde
arkadaşların hapis hayatını uzatıyor, hem onlara hem diğer muhalif
gazetecilere gözdağı veriyorlar. Kanun dışılığın ise sınırı yok. Onları
hapiste ziyaret eden*CHP* Milletvekili Barış Yarkadaş anlatıyor:

/*"Hepsini gayet moralli gördüm. Ancak ağır bir tecrit altındalar. 100
gündür birbirlerini göremiyorlar. Ayrıca, gökyüzüne baktıkları bir alan
varmış; orayı da gökyüzünü göremesinler diye, çitlerle kapatmışlar…"*/

Roma hukukunda adı geçen, milattan önce yürürlükte olan /*"12 Levha
Kanunları"*/ davaların bir günde bitmesini öngörür.

Nazi Almanyasına yakın, Roma hukukuna epey uzağız.

 

a45UyF587661-170214181748 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/15  01:41 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Alcak gonulluluk, en buyuk sereftir.

Hz.Ali

Andolsun ki biz, (dunyaya) en yakin olan gogu kandillerle donattik.
Bunlari seytanlara atis taneleri yaptik ve onlara alevli ates azabini
hazirladik.

Mulk-5

Biz Spinoza nin izleyicileri, Tanri yi, butun varolanlarin harika duzeni
ve yasaliligi ve insanda ve hayvanda kendini ortaya cikardigi olcue onun
ruhu icinde goruruz.

We followers of Spinoza see out God in the wonder

(GugukluhayaT) Cem Cüneyd Canan : ERMENİ MESELESİNE BAKMAK..

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Cem Cüneyd Canan : *ERMENİ MESELESİNE BAKMAK*..

*11*. Februar*2017 13:04*



*1915*’deki zorunlu göç kararı,*1915 Ermeni* Tehciri, Ermenilerin isyan
ve düşman orduları ile işbirliğine karşı alınmış zorunlu bir karar
olduğu hepimizin bildiği gerçektir. Sözde Ermeni soykırımı, doğrusu
Ermeni Tehcirini defalarca yazdım.

Değerli, tarihçiler, yazarlar da eserleriyle, yazılarıyla konuyu dile
getirerek, toplumu bilgilendirdiler.

Peki, Devlet Kurumları, on beş yıldır ne yaptı?

Bu soru nereden çıktı?

Ermeni diasporası ve yandaşları, daima sözde soykırımını ister
aleyhlerinde, ister lehlerinde olsun kendilerince konuyu daima gündemde
tutuyorlar. Ermenistan Devlet yetkilileri de, hemen arkasından
diasporanın açıklamalarını Türkiye’yi hedef alarak destekliyorlar.

Geçmiş yayınları dikkatlice incelediğinizde, Ermenilerin ne yaptığını,
Türkiye’nin ne yaptığını açıkça görürsünüz. Mesela;

Haziran*2016*, Almanya /*"Ermeni soykırımı"*/ tasarısını Federal Meclis
kabul etti.

Ekim*2016*, Fransa /*"Ermeni soykırımı"*/ iddialarını inkâr edenlerin
cezalandırılmasını öngören yasa senato da kabul edildi.

Sadece bu iki konuda biz ne yapmışız? Onlar neler yapmış? Bakınız..

Biz sadece diplomatik dili de tartışılacak kısa bildiri yayınlıyoruz.
Ermeniler ise dünyayı ayağa kaldırıyor!

Son olarak,*Ocak 2017 de* Danimarka Parlamentosu (Folketing) ve Fransa
Anayasa Konseyi*1915 olayları* ile çok önemli kararlar aldı.

Danimarka Parlamentosu sorunun tarihi belgelerin tarihçilere açılarak
serbest tarih araştırmaları yoluyla çözülmesini, tarihi olaylar hakkında
Parlamentonun hüküm vermeme geleneğini devam ettireceği hakkında karar
verdi.

Fransa Anayasa Mahkemesi,*1915 olaylarına* ilişkin Ermeni iddialarını da
kapsayabilecek şekilde /*"bazı suçların reddinin suç sayılmasına"*/
ilişkin yasanın ilgili hükmünü iptal etti. Fransa Anayasa Mahkemesi, bu
kararı ile Gayssot ve*AİHM*’İN*PERİNÇEK *İsviçre davasına ilişkin
kararına paralel,*1915 de*ki tarihi olayların tartışma konusu
yapılabileceğini, Ermeni iddialarının reddinin cezalandırılmasına
ilişkin yasaların ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini de ayrıca teyit etmiştir.

Biz ne yapmışız.

Her zaman ki gibi; /*"Fransa Anayasa Konseyi dün açıkladığı kararla,
Fransa Parlamentosu'nun 22 Aralık 2016 tarihinde kabul ettiği "*/Eşitlik
ve Vatandaşlık Yasası "nın, inkâr suçunun kapsamının mahkeme kararıyla
soykırım olarak nitelendirilmemiş olayları da içerecek şekilde
genişletilmesini öngören maddesinin, ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine ve
Fransa Anayasasına aykırı olduğuna karar vermiştir.

Fransa Anayasa Konseyi,*2012 yılındaki* kararının devamı niteliğini
taşıyan ve ihtilaflı tarihi olaylar konusunda ülkemizin bugüne dek
savunduğu ilkelerle uyumlu bu kararıyla, hukukun üstünlüğüne ve
demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan ifade özgürlüğü ilkelerine
bağlılığını bir kez daha göstermiştir.

Karar, tarihsel ihtilaflara ilişkin demokratik tartışmaların, kısır iç
politika mülahazalarıyla hukuka aykırı şekilde kısıtlanmasının
engellenmesi açısından önemli bir hukuki kazanımdır.

Bu tür ihtilafları siyasi amaçlarla istismar çabası içinde olan
çevrelerin bu karardan gerekli dersleri çıkaracağını ümit ediyoruz."
bildirisini yayınladı.

İzleyip, Ermenilerin ne yapacağını, hatta hukukî kararı kabul
etmediklerini de göreceğiz!

Bildiğiniz gibi, son dönemde Azerbaycan-Ermenistan arasında sıcak
çatışmalar yaşandı. Ermeniler Dağlık Karabağ’da ikinci bir Ermeni
devleti kurmak için ellerinden gelen her yola başvuruyorlar. Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev bu konuda var gücüyle karşı duruyor. Bizim ne
kadarından haberimiz var? Neden yaşananların ne olduğunu bütün açıklığı
ile bilemiyoruz?

Son günlerde Ermeni kaynakları, Amerika’nın yeni Cumhurbaşkanı Donald
Trump’a hitaben, Amerikalı Ermeniler adına Prof. Hovhannes I. Pillikian
tarafından yazılmış bir mektubu internette yayınlıyor.

Türk Milletinin onurlu bir ferdi olarak, almış olduğum aile, millet ve
devlet terbiyesinin sorumluluğu ile mektup metnini buraya alamıyorum.
Her önemli konuyu bir bildiri ile geçiştiren Dışişleri Bakanlığı’nın bu
konuda ne yaptığını veya ne yapacağını doğrusu çok merak ediyorum.

İlgilenenler için:

*http://www.armenianlife.com/2017/01/18/open-letter-to-president-trump-of-the-american-armenians/*

Cem Cüneyd*CANAN*

 

a45UyF587661-170214185033 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/15  04:04 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Insanin kiymetini insan bilir.
Insanoglu cig sut emmis

Atalarimizin celiskili sozleri

Allahu teala, beni insanlarin en iyilerinden vucuda getirdi.

Tirmizi

Asiriliga kacan seyleri seviyorum.
Olcusuz davranislari seviyorum.
Olcusuz dili.
Olcusuz siddeti.
Bu eglenceli.
Ilginic.
Heyecan verici.
Tabiat azgin oldugunda bu hosuma gidiyor.
Bu yuzden dogal afetleri de seviyorum.
Meydana gelen dogal afetler.
Lanet olsun, cok seviyorum.
Gercek

(GugukluhayaT) SONER YALÇIN: Paralel Hazine

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *SONER YALÇIN*: Paralel Hazine

*

Meseleye bir de buradan bakalım:

– *AKP* Birinci Hükümeti…

*(19.11.2002-13*.*3.2003*)

*21 milyar***dolarlık özelleştirme yaptı.

– *AKP* İkinci Hükümeti…

*(14*.*3.2002-28*.*8.2007*)

*21 milyar 920 milyon***dolarlık özelleştirme yaptı.

– *AKP* Üçüncü Hükümeti…

*(29*.*8.2007-31*.*3.2011*)

*12 milyar 30 milyon***dolarlık özelleştirme yaptı.

– *AKP* Dördüncü Hükümeti…

(*1*.*4.2011-29*.*8.2014*)

*18 milyar 239 milyon***dolarlık özelleştirme yaptı.

– *AKP* Beşinci Hükümeti…

*(30*.*8.2014-30.11.2015*)

*6 milyar 566 milyon***dolar özelleştirme yaptı.

– *AKP* Seçim Hükümeti…

(*1.11.2015-23.11.2015*)

*100 milyon***dolarlık özelleştirme yaptı.

– *AKP* Altıncı Hükümeti…

*(24.11.2015-31.12.2015*)

*5 milyon***dolarlık özelleştirme yaptı.

Buraya kadar*AKP*;**_*80 milyar 130 milyon*_**dolarlık özelleştirme yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun,*31.12.2015*'ten istifa ettiği*22.5.2016
*tarihine kadar…

Ve Başbakan Binali Yıldırım'ın,*22.5.2016*'dan bugüne kadar…

Kaç dolarlık özelleştirme yaptığını bilmiyoruz.

Hayır… _/*"AKP hükümetleri 80.1 milyar dolarlık özelleştirme gelirini ne
yaptı"*/_ diye sormayacağım. O ayrı bir konu.

Gelmek istediğim konu farklı:

Davutoğlu ve Yıldırım*2016*'da sadece***681 milyon 515 bin***dolarlık
özelleştirme yapabildi.

Yani… Özelleştirme gelirleri çok düştü.

*AKP* hükümetinin elinde/özelleştirme kapsamında***21 devlet kuruluşu*
var. Bunun yanı sıra özelleştirme kapsamında;***606 taşınmaz, 49 tesis,
2 liman, 10 otoyol, 2 boğaz köprüsü ile şans oyunları lisans hakkı* da
yer almakta.

*Alıcıların bunlara dönüp baktığı yok. Dünyada ve Türkiye'de ekonomik
kriz var.*

*AKP satamıyor! Diğer yanda bütçe açıkları büyüyor.*

Bugüne kadar planlamayı önemsemeyen, üretmeyen, yatırım yapmayan,
tasarruf etmeyen ve har vurup harman savuran tarzan*/AKP* zorda!..

Umudu bir /*"Jöleli Yiğit"*/ mi?


*ANONİM ŞİRKET*

Hani…

Bugünlerde tartışılıp durulan bir iktisadi kurum/kavram var. Gerçek
adını yazayım:

Varlık Fonu Özel Anonim Şirketi!..

Bu iş özünde ne biliyor musunuz?

Senin adına… Devletin parasını, malını, mülkünü kollayan; hesabını
yapan; gelirleri toplayan ve sana hesap veren Hazine devre dışına çıkarıldı.

Senden alınan vergiler ile yapılanlar-inşa edilenler, sana sorulmadan
elinden alınıp bir şirkete/ Varlık Fonu*AŞ*'ye devredildi.

*Fona devredilenler artık senin/Hazine'nin değil. Üzerine bir tas soğuk
su içebilirsin!*

Bu şirket/Varlık Fonu; her türlü geliri,*TBMM* adına hareket eden
Sayıştay'a hesap vermeden dilediği gibi harcayacak.

Şimdiden, /*"sınırsız örtülü ödenek"*/ denmeye başlandı.

Peki…

*AKP* buna neden ihtiyaç duydu?

/*"Bunları ekonomiye kazandıracağız"*/ sözleri palavradır.

Meselenin gelip dayandığı yer, Türkiye'deki ekonomik krizdir!

*AKP*, ekonomiyi itibarıyla kendini kurtarmak amacıyla örtülü bir
özelleştirme yapmak istiyor! Zaten fon yasasının birinci maddesinde de
bu yazılı…

*AKP* diyor ki:

– Madem özelleştiremiyorum/satamıyorum.

– Ziraat ve Halk Bankası,*BOTAŞ*,*TPAO*,*TÜRKSAT*,*THY*,*PTT*,*ÇAYKUR*
gibi kurumları, kimi gayrimenkulleri Hazine'nin elinden alıp, Varlık
Fonu A.Ş'ye devredip, gelirlerini ya da fona devrettiğim devlet emlak
hazinelerini *teminat göstererek borç bulurum*.

– Yetmez ise,*II*. Abdülhamit'in yaptığı gibi borç verene, *‘borcunu
alamazsan bu kurumların gelirlerini sen toplarsın'* diye özel sözleşme
bile yaparım!..

Kuşkusuz…

Bu varlıklar Hazine kapsamında olduğunda da bunları yapabilirdi. Ama o
zaman hukukla/yasalarla, mevzuatla uğraşmak zor olacaktı. Sonuçta,
kuralsız-denetimsiz bir iş bu!*AKP*, elini rahatlattı.

Tıpkı sıcak para kaynaklarının belirsizliği gibi*AKP*,*TBMM*'ye hesap
vermeden karanlık iktisadi ilişkilere girecek. /*"Uluslararası
piyasalarda hisse, döviz, emlak alıp satarım; her türlü ticari
faaliyette bulunurum"*/ dediğini de bu çerçevede düşünmek gerekir…


*DEVLET ÖZELLEŞTİRİLDİ*

Sonuçta…

/*"Osmanlı'ya benzeyeceğiz"*/ dedikleri…

/*"II. Abdülhamit gibi olacağız"*/ dedikleri…

Meğer Düyun-u Umumi'yi diriltmekmiş!

Şöyle…

Osmanlı Kırım Savaşı'ndan borç yüküyle çıktı.

Hazinesi tamtakır idi.

Yetmezmiş gibi savaş tazminatı ödeyecekti. Ve…

İlk borcunu almak zorunda bırakıldı. Fakat…

Kısa zaman sonra aldığı borçları ödeyemez duruma geldi. Avrupa bastırdı;
başkentlerinde Osmanlı aleyhine gösteriler yapıldı.

Sonuçta bir yol bulundu:

*1881* yılında Düyun-u Umumiye teşkilatı kuruldu. Alacaklı devletler,
kimi vergi kaynaklarına el koyacaktı. Böylece…

Osmanlı'nın tütün, tuz, ipek, içki, damga pulu gibi önemli vergi
gelirlerini Osmanlı Maliye Nezareti değil, Düyun-u Umumiye tahsil
edecekti! Yani…

*Devlet içinde ikinci bir maliye bakanlığı oluşturuldu! (Bir örnek
vereyim: 1911'de Düyun-u Umumiye'nin personel sayısı 8 bin 931 iken,
Maliye Nezareti'nin personel sayısı 5 bin 472 kişiydi!)*

Bugün…

Varlık Fonu ile*AKP* paralel bir Hazine oluşturdu. Kimi gelirleri
şimdilik bu özel anonim

(GugukluhayaT) Vatan Partili amiralden Başbakan’a adacık yanıtı

2017-02-14 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


Vatan Partili amiralden Başbakan’a adacık yanıtı

*4*.*2.2017 14:43*

Başbakan Binali Yıldırım, Ege Denizi’nde*130 kaya* parçası bulunduğunu
ve bunların kime ait olduğunun belli olmadığını savundu.

Başbakan Binali Yıldırım, Ege Denizi’nde*130 kaya* parçası bulunduğunu
ve bunların kime ait olduğunun belli olmadğını savundu.*130 rakamının*
gerçeği yansıtmadığını belirten emekli Tümamiral Soner Polat /*"152 ada,
adacık ve kayalığı ‘130 kaya parçası’ diye değerlendirmek Türkiye’nin
ulusal çıkarlarından vazgeçmek anlamına gelebilir"*/ uyarısında bulundu.

Başbakan Binali Yıldırım’ın*AKP* Genel Merkezi’nde bir grup gazeteciye
yaptığı açıklamalar dün gazetelerde yayımlandı. Milliyet’te Serpil
Çevikcan’ın aktardığına göre Başbakan Yıldırım, Yunanistan Savunma
Bakanının Kardak’ta çelenk bırakmasına ilişkin şunları söyledi: /*"Zaman
zaman karşı taraftan gelen aşırı abartılara, tahriklere de gülümseyerek
cevap veriyoruz. Bunu yanlış okumamaları lazım."*/


*BİZİM İÇİN ANLAMI YOK*

Darbeci askerlerin iade edilmesi talebiyle Yunanistan Başbakanı Aleksis
Çipras’a mektup gönderdiğini belirten Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
/*"Yunanistan’dan da beklentimiz budur. Savunma Bakanı’nın gidip
oralarda, kayalıklarda poz vermesinin bizim açımızdan hiçbir anlamı yok.
Ege’deki 130 tane irili ufaklı kaya parçası, bunların kimliği bile yok,
yani kime ait olduğu bile belli değil. Eskiden beri de böyle. Ege ile
ilgili sorunun başlangıcı yeni de değil, çok köklü geçmişi var. Ama biz
sorunları sürekli ön plana çıkarıp, bunun üzerinde yapıcı bir komşuluk
ilişkisi inşa edemeyiz. Sorunları değil, ortak geleceği, ortak
menfaatleri konuşmamız lazım. Ama Türkiye’ye karşı hasmane tutum da
kimden gelirse gelsin Türkiye’nin verecek cevabı her zaman vardır."*/


‘*GÜLÜMSEMEK BİRŞEY İFADE ETMEZ’*

Yıldırım’ın bahsettiği /*"130 kaya parçası"*/nı Vatan Partisi
Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkanı *emekli Tümamiral Soner Polat*’a
sorduk. Polat, Yıldırım’ın açıklamasında dört noktaya dikkat çekti:
"Birinci nokta, sayın Başbakan *‘aşırı abartılara gülümseyerek cevap
veriyoruz’* diyor. Eğer ulusal çıkarlarımıza aşırı oranda bir müdahale
varsa gülerek cevap vermek birşey ifade etmez. İki, darbecilerin iadesi
adli bir konudur. Diğeri ise hayati ve ulusal bir konudur. İki konu
karşılaştırılamaz. Üçüncüsü Yunanistan Savunma Bakanının Kardak’ta poz
vermesinin sebebi adaların kendilerine ait olduğunu söylemektir. Poz
vermesinin anlamı yok derken bunu kabul mü ediyorsunuz?


‘*RAKAM 130 DEĞİL 152’*

"Dördüncü nokta, *‘130 kaya parçası’* ifadesi. *Doğrusu, 152+ ada,
adacık ve kayalıktır. Bunlar Osmanlı toprağıdır ve ismen zikredilerek
hiçbir ülkeye verilmemiştir.* Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti devletine
devrolmuştur.*152 ada*, adacık ve kayalığı *‘130 kaya parçası’* diye
değerlendirmek Türkiye’nin ulusal çıkarlarından vazgeçmek anlamına
gelebilir. *Unutulmasın ki kayaların, adacıkların bile kara suları ve
kıta sahanlığı vardır. Şu an dünya Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki suni
adacıklarını tartışıyor.*

Sayın Başbakan eskiden beri böyle olduğunu söylüyor, ama değil.*1996*’da
Türkiye, Yunanistan’la savaşı göze alarak Kardak’ta kriz yönetimi
gerçekleştirdi. Türk çıkarlarını korudu. Özellikle*18 önemli*
adada*2004*’ten bu yana Yunanistan’ın işgal ve devlet uygulamaları
başladı. *‘Sorunları ön plana çıkarmayız’* diyor ama dünyada hiçbir
devlet, toprağının işgaline sessiz kalmaz. Ortak gelecek bir tarafın
milli çıkarları gözardı edilerek kurulmaz. Bu açıklamalardan Ege’deki
sorunların doğasının kavranmadığı anlaşılmaktadır."

*https://www.aydinlik.com.tr/politika/2017-subat/vatan-partili-amiralden-basbakan-a-adacik-yaniti*

 

a45UyF587661-170214211900 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/15  10:15 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Iki Mustafa Kemal vardir.
Biri ben, olumlu Mustafa Kemal;
digeri milletin icinde yasattigi Mustafa Kemaller ulkusudur.
Ben onu temsil ediyorum.
Herhangi bir tehlike aninda ben ortaya ciktimsa, beni bir Turk anasi
dogurmadi mi, Turk analari daha Mustafa Kemal ler dogurmayacaklar mi?
Mutluluk Milletindir, benim degildir.

Mustafa Kemal ATATURK

NISA - 89 Onlar sizin kendileri gibi kafir ve boylece es olmanizi isterler.
Allah yolunda goc etmedikce onlardan dost edinmeyin.
Bunu kabul etmez de yuz cevirirlerse onlari tutun, buldugunuz yerde
oldurun...
TEVBE - 5 Hurmetli aylar cikinca Allah a es kosanlari nerede bulursaniz
oldurun.
Yakalayip hapsedin.
Gelip gececekleri butun yollari tutun.
Fakat tovbe ederler, namaz kilarlar ve zekat verirlerse onlarin pesini
birakin...

Ozgurluk Ustune

Ozgurluge oyle duskunum ki, koca Hindistan in bir kosesini bana yasak
etseler dunyanin tadi kacar neredeyse. Hicbir yerde sakli, eli kolu
bagli yasamak da istemem, orada pineklemektense alir basimi havasi,
topragi bana acik bir yere giderim. Hey Allahim! cekilir sey mi

(GugukluhayaT) Emre Kongar boykotçulara sert çıktı; "Herkes gidecek 'hayır' diyecek"

2017-02-15 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
53 yaşındayım.
Bu güne kadar hiçbir boykotun başarıya ulaştığını görmedim.
Kimse kafa karıştırmasın.
Boykot sadece Evetçilerin işine yarar.
Sakın, sakın haaa...

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Emre Kongar boykotçulara sert çıktı; "Herkes gidecek 'hayır' diyecek"

http://www.abcgazetesi.com/emre-kongar-boykotculara-sert-ci…


Image may contain: 1 person, suit, beard and text

 

a45UyF587661-170214215619 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/15  13:37 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Dusmanin uygulayacagi yeni taktiklere hazirlikli olmaliyiz. Onu yakindan
izlemeli, zekamizi kullanarak basvurabilecegi olasi yontemleri
degerlendirmeliyiz.

Bakara-256 dinde zorlama yoktur...

Muzemmil-19 Suphe yok ki bu (Kur an) bir oguttur. O halde dileyen
Rabbine goturen yolu tutsun...

Mudessir-54-55 Suphesiz ki, gercekten de Kuran bir oguttur. Dileyen
ondan ogut alir.

(Benzer hukumleri iceren daha pek cok Ayet vardir)

Nisa-89 Onlar sizin kendileri gibi kafir ve boylece es olmanizi
isterler. Allah yolunda goc etmedikce onlardan dost edinmeyin. Bunu
kabul etmez de yuz cevirirlerse onlari tutun, buldugunuz yerde oldurun...

Tevbe-5 Hurmetli aylar cikinca Allah a es kosanlari nerede bulursaniz
oldurun. Yakalayip hapsedin. Gelip gececekleri butun yollari tutun.
Fakat tovbe ederler, namaz kilarlar ve zekat verirlerse onlarin pesini
birakin...

EINSTEIN ve ATEIZM
Bir Cizvit rahibin bakis acisina gore, ben elbette her zaman bir ateisttim.
(...) Tekrar tekrar soyledim, bence kisisel Tanri anlayisi cocukcadir.
Bana bilinemezci diyebilirsiniz, ama en cok, gencliginde dinsel
prangalarla beyni yikanmis olan ve bundan kurtulmanin icerdigi aci dolu
eylemden kaynaklanan hevesle hareket eden profesyonel ateistin savasci
ruhunu paylasmiyorum.
Ben doganin ve kendi varligimiza iliskin olarak zihinsel kavrayisimizin
zayifligina karsilik gelen alcakgonullu bir tutum izlemeyi tercih ediyorum.

>From the viewpoint of a Jesuit priest I am, of course, and have always
been an atheist.
() I have repeatedly said that in my opinion the idea of a personal
God is a childlike one.
You may call me an agnostic, but I do not share the crusading spirit of
the professional atheist whose fervor is mostly due to a painful act of
liberation from the fetters of religious indoctrination received in youth.
I prefer an attitude of humility corresponding to the weakness of our
intellectual understanding of nature and of our own being

Albert Einstein, to Guy H.Raner Jr., September 28, 1949; from Michael
R.Gilmore, Einstein s God: Just What Did Einstein Believe About God?,
Skeptic, 1997, 5(2):64.
(Cizvit bir rahibin bakisiyla ateist, kendi gorusu degil.
Ve kendisine agnostik denilebilecegini belirtiyor)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Elif Çakır AKP'nin 'gerçek niyetini' dillendirdi

2017-02-15 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bunlar da AKP'nin aydınları hatta fikir insanları.
Klavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmazmış.
Boşuna söylememişler.

Ulan madem art niyetlisin bari niyetini açık etme.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  


bayrak


  Elif Çakır*AKP*'nin*'gerçek niyetini'* dillendirdi

15.02.2017*12:10*

*AKP*'ye yakın Karar gazetesi yazarı Elif Çakır, başkanlık sistemi ile
ilgili*'kişiye özel mi'* şüphelerini giderdi.

Çakır, bugünkü köşe yazısında /*"Bu yetkilerle bizi Ahmet Necdet Sezer
gibi birisinin yönettiğini bir düşünelim bakalım? Sonuç ne olur?"*/ diye
sorarak şöyle bir çözüm önerdi:

/*"Öyleyse yapılması gereken belirli bir süre için, mesela beş yıllık
bir süre için, Erdoğan’a geçici olarak bu yetkilerin verilmesi. Daha
sonrası için daha risksiz bir yönetim yapısının teminat altına alınması.
Benim teklifim, referandumdan sonra anayasaya eklenecek geçici bir
maddeyle bu sorunun çözülmesi. Bir düşünün bunu"*/

*http://www.birgun.net/haber-detay/elif-cakir-akp-nin-gercek-niyetini-dillendirdi-146912.html*

 

a45UyF587661-170215122936 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/15  15:26 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Guzellik giyinenlerin suslugu ile olusmaz; bilgi ve terbiye ile guzel
olunur.

Hz.Ali

Peygamber ve hayati
Islam oncesi peygamberin dini
DUHA 7.sasirmis bulup da yol gostermedi mi?
MUMIN 66.(resulum)!De ki: bana rabbimden apacik deliller gelince, sizin
Allah i birakip o taptiklariniza kulluk etmem bana yasaklandi ve bana
alemlerin rabbine teslim olmam emredildi.

Muhammed in Seytani Direge Baglamaktan Vazgecmesi

A raf suresinin 27. ayetinde, seytandan soz edilirken: ...Sizin onlari
gormeyeceginiz yerlerden,o ve toplulugundan olanlar, sizi gorurler. deniyor.
Bundan su cikiyor acikca:
- Seytan ve toplulugundan olanlar, insanlari gorurler.
- Insanlarsa ne seytani, ne de onun toplulugundan olanlari gorebilirler.
Seytan ve toplulugu ( huve ve kabiluhu ) anlatiminin kapsami icinde, Kur
an yorumculari, cin leri de gorurler. ( Bkz. Taberi, Camiu l-Beyan
fi-Tefsiri l-Kur an, 8/113, F. Razi, e t-Tefsiru l-Kebir, 13/54.)
Boyleyken, Elmali Hamdi Yazir, mufessirin (Kur an yorumculari)
demislerdir ki bundan, insanin seytani hic goremeyecegi
zannedilmemelidir... diyor. (Bkz. Hak dini Kur an Dili, 3/2147.)
Oysa, ayetteki acik anlatim nedeniyle, Kur an yorumculari nin tumu bu
gorusu paylasmaz. (Bkz. Taberi, ayni yer; F. Razi, ayni yer; Celaleyn
/132;Tefsiru n-Nesefi, 2/50.)
Fahruddin Razi, su nedenlerle cin lerin, seytan larin insanlara
gorunmemesi gerektigini yazar: ( Bkz. F. Razi, ayni yer.)
Baska kiliklara burunerek bile olsa cin-seytan insana gozukur olsa:
- Insan ornegin karisinin, cocugunun, gercekte cin oldugunu dusunebilir.
- Insan her gordugu kimse icin de bu saniya (cin oldugu sanisina)
kapilabilir.
- Ve boylece kimseye guven kalmaz.
-.
Gelin gorun ki, Muhammed, SEYTAN i, CIN i, hem de somut bir bicimde
gordugunu soyler:
Seytani yere yatirdim, boguyordum
Nesei nin Aise den aktardigi bir hadise gore Muhammed soyle der:
Namaz kilarken seytan geldi. Hemen yakaladim, yere yatirdim, boguyordum
onu. O denli ki, onun dilinin soguklugunu elimin uzerinde duydum. .
Ibn Teymiyye, bu hadisi saglamlikta Buhari nin kosullarini tasidigini
belirtir. (Bkz. Takiyyundin Ibn Teymiyye, Izahu d Delale fi Umumi
r-Risale, Misir, 1369, s. 41. Bu hadis icin ayrica bkz. Kamil Miras,
Tecrid-i Sarih Ter., 288 no. lu hadisin izah indaki 2 no.lu not.)
Seytanin yatirilmasi , bogulmasi ve dilindeki sogukluk, bu soguklugun
elde duyulmasi , bes duyu icine giren,somut durumlardir. Muhammed in
seytani bogarken onun salyasinin eline bulastigini, elinde bunu
duydugunu (hissettigini) anlattigi da aktarilir. ( Bkz. Ahmet Ibn
Hanbel, Musned, 3/82.)
Cinin-seytanin direge baglanmasi
Ayni hadiste, Muhammed in seytani yakaladiginda, bir direge
baglamakistedigin, buna guc yetirebildigini, ama bu tur seylerin
Suleyman peygambere ozgu kalmasi gerektigini dusunup direge baglamaktan
vazgectigini anlattigi belirtilir. Yine bu hadiste Muhammed in ...Direge
baglardim ve Medine cocuklari onunla oynarlardi yoksa. dedigi de
aktarilir. (Bkz. Ayni kaynaklar) Bu hadis, Buhari nin ve Muslum in e
s-sahihlerinde de -biraz degi$ikliklerle- yer aliyor. Muslim deki bir
aktarmaya gore Muhammed soyle anlatmakta:
- Tanri dusmani Iblis, yuzumu yakmak amaciyla, bir ates aleviyle geldi.
Bu nedenle ben uc kez: Senden Tanri ya siginirim! dedim. Sonra Tanri nin
tam lanetiyle seni lanetlerim! diye ekledim. Yine uc kez. Geriye
gitmedi. Yakalamak istedim sonra. Tanri ya anticerek soylerim ki,
kardesimiz Suleyman in (bu tur seyleri yapmanin kendisine ozgu
kilinmasina iliskin) istegi olmasaydi baglanacakti o. Ve Medine halkinin
cocuklari onunla oynayacaklardi. (Bkz. Muslim, e s-Sahih, K

(GugukluhayaT) AKP İl Başkan Yardımcısı: Başarısız olursak iç savaşa hazırlanın!

2017-02-15 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Eee, bu o zaman hazırlanalım hep beraber.
Ne yapmak lazım?
Pompalı silah mı edineceğiz?
Mahallelerde kimlerle çeteleşeceğiz onu mu belirlemek lazım?
Söyleyin kimler düşman, kimler dost, onu da bilelim?

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  *AKP* İl Başkan Yardımcısı: Başarısız olursak iç savaşa hazırlanın!

*15 Şubat 2017*



*AKP* Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem, Başkanlık referandumundan
*‘HAYIR’ *sonucu çıkması halinde iç savaşa hazırlanılması gerektiğini
söyledi.

*AKP* Soma İlçe Gençlik Kolları tarafından Soma’da Belediye Düğün
Salonunda düzenlenen /*"Büyük ve Güçlü Türkiye Cumhurbaşkanlığı
Sistemi"*/ başlıklı konferansta konuşan*AKP*’li yönetici *‘HAYIR’
*ihtimali karşısında dinleyenlerine /*"Bu referandum oylamasında
başarısız olursak iç savaşa hazırlanın"*/ diye seslendi.

Soma Olay Gazetesi‘nde yer alan habere göre, Erdem’in skandal sözleri şöyle:

/*"Bu referandum oylamasında başarısız olursak iç savaşa hazırlanın.
Gerek kendi içimizde gerek kendi dışımızda kartların yeniden
karılacağını yeniden plan masalarının kurulacağını iyi bilelim. 15
Temmuz’da İstanbul, Ankara’da bizlerde tankların savaş uçaklarının
altında mücadele etmek istedik. Ama evimizden çıkarken tank yok diye
çıkmadık, var diye çıktık. Keşke olsaydı da İstanbul, Ankara’daki o
muzaffer milletin şerefine o yaşadıklarını bizde yaşayabilseydik.
Kanımızı verdiğimiz gibi bu sefer kanımızı canımızı, bedenimizi değil,
oyumuzu vermek zorundayız. Ama bu oyumuzu sadece kendimiz ile yakın
komşularımız ailemiz ile değil, Ankara, İstanbul, Trabzon’daki
akrabalarımıza 81 vilayette telefonunuzun içersindeki rehberde kim varsa
açın Allah rızası için anlatın. Ben inanıyorum ki biz buradan ne kadar
başarıyla çıkarsak 2023, 2053, 2071 hayal ve hedeflerimize büyük ve
güçlü Türkiye idealiyle çok daha hızlı varacağız."*/

*http://gazetemanifesto.com/2017/02/15/akp-il-baskan-yardimcisi-basarisiz-olursak-ic-savasa-hazirlanin/*

 

a45UyF587661-170215180200 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/15  19:35 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Buyuk adamlarin hatasi, gunes tutulmasina benzer, onlari herkes gorur.

Cu kong

Resulullah sav buyurdular ki:
Sayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini emredecek
olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim.

Tirmizi, Rada 10, 1159

Tarihte emsali gorulmemis olan bu vahsetin faili Ermeniler olup,
Muslumanlar ancak namus ve hayatlarini muhafaza kaydiyla mukavemet ve
mudafaada bulunmuslardir.
Yirmi gun devam eden Maras katliaminda Muslumanlarla birlikte sehirde
kalan Amerikalilarin bu hadise hakkinda Amiral Bristol a cektikleri
telgraf, facia sebeplerini, tekzip edilemez bir sekilde tayin etmektedir.
General Keret in geri cekilmesiyle neticelenen bu muharebelerden sonra
Kuvayi Milliye ye teslimiyet arz eden muharip Ermeni kuvvetlerine karsi
hicbir ceza tatbik etmeyip bilakis onlari sefkatli sinesine ve
himayesine alan milletimizin alicenapligini Maras Ermenileri de minnet
ve sukran ile teyit etmektedirler.
Su halde Ermenilerin intikam fikri ve tecavuzleri neticesi meydana
gelmis bazi vakalar var ise, bunlarin mesuliyeti milletimize degil
bizzat Ermeni milletine ve onun tahrikcilerine ait olmak lazim gelir.

(20 Subat 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Esenyurt Belediyesi’ne özel harekatçı zabıta: ‘Silahları onlara dağıtırız’

2017-02-17 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Yalandır, iftiradır, provokasyondur demiştik, en azından öyle olmasını
arzu etmiştik.

Değilmiş..

Aslında bir mürteci ayaklanma, rejim değişikliği girişimi için hazırlık
yapıldığı hep söylendi, bunun işaretleri uzun süredir vardı.
Cep telefonumda facebook sayfama her gün onlarca deli ucuz, uzun vadeli
taksitli kampanyalarla, otomatik pompalı tüfek reklamları geliyor.
Bu yeni değil en azından iki yıldır böyle.

Bir kaç aydır HÖH diye bir saçmalık çıktı.
Bunu da iftiradır, yalandır, provakasyondur demiştim, ama gördüm ki,
değil bu da artık bir gerçeklik hali kazanmış.
Kendine ait WEB sayfası var.
Dernek statüsü kazanmış, en azından abiler böyle söylüyor.
Sokaklarda HÖH logolu arabalar geziyor ve emniyet bunları görüyor hiç
ama hiç sesini çıkarmıyor.
İnsanlar meydanlarda, üniformalı polislerin önünde ellerinde silahlarla
bu araçların önünde poz veriyorlar.
Tutan, eden yok.

AKP parti yöneticileri artık içlerinde olanları ağızlarından kaçırıyorlar.
İç savaş lafları  ağızlarından kaçıyor.

AKP'li bürokratlar ağızlarından kaçırıyorlar.
90 senelik fırsat ayağımıza geldi, kaçırmayalım.
Neyin fırsatıdır bu?
Hiç mi karnınız ağrımaz, hiç mi mideniz bulanmaz?

Ülkede kafası çalışan, aklı evvel bütün ekonomistler aynı şeyi söylüyor.
Referandum sonucu ne olursa olsun ekonomik buhran yaşanacak diyorlar.
Aynı fikirdeyim.
Çanak çömlek patlayacak.

AKP Ekonomi Bakanı da aynı şeyi söylüyor.
İstiklal Savaşı şartların daymışız, o derece ağır bir buhran yaşamak
üzereymişiz.

Yahu eski ama hidayete ulaşmış AKP'liler, içeriden münferit AKP'liler,
AKP'lilerin münafık saydıkları, muhalifler, yabancılar herkes görüyor ve
söylüyor.
Artık bir iç savaşın bütün işaretleri her gün burnumuza burnumuza
çarpıyor, gözümüze gözümüze giriyor.
Daha ne yapmak gerek, ne söylemek gerek.

Evet, dostlar ben artık inandım.
Referandum sonrasında ne olursa olsun ülkemiz bir iç savaş yaşayacak.
Hazırlıklarınızı buna göre yapın.
Evinizde erzak bulundurun.
Un, mercimek, bulgur, nohut falan.

Şaka değil.
Adamlar hazırlanıyorlar.
Sokaklara dökülecekler.
Belki mahalleler basılacak, belki evlere dalacaklar, belki kundaklamalar
olacak.
Tıpkı Cezayirde olduğu gibi, eline palayı alan maskeli çeteler göreceksiniz.
Adamlar hazırlanıyor.
Yalan değil.

Moral, motivasyon, hazırlık her şeyleri tamam.

Kapınızı çelik kapı yaptırın.
Evinize panik odası yaptırın.
Kaçış planlarınız olsun.
Dağ başlarında saklanacak köy evleriniz falan olsun.
Kıyamete hazırlanın.
Tıpkı belgesellerdeki Prepers gibi.

Eviniz kendi dünya görüşünüze aykırı bir muhitteyse oradan uzaklaşın.
Kümelenin, özel güvenlikli sitelere taşının.
Özel güvenlik derken, gerçekten özel güvenlik.
Silahlı güvenlik güçlerinden bahsediyorum.
Kapıda bekleyen kuzucukların olduğu siteler değil.

Hazırlanın işte.
Siz de silahlanın.
Kendinize benzer insanlarla dayanışma içine girin.
Ülke göz göre göre iç savaşa sürükleniyor.

Her şeyden daha elim ve vahim olanı ise, ülkeyi iç savaşa sürükleyenler
ülkeyi yöneten kadrodur.
Halkın bir kesimini diğerine karşı silahlandıranlar, kışkırtanlar,
örgütlendirenler, ideolojik anlamda hedef gösterenler, azmettirenler şu
an iktidarda olan parti ve onun liderleridir.
Bu durumda vay halimize, vay halinize.

Durum gerçekten de böyle.
Yalanı yok.
Eksiği var, fazlası yok.

Kapınıza dayanınca anlayacaksınız.
Eğriyi doğruyu.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Esenyurt Belediyesi’ne özel harekatçı zabıta: *‘Silahları onlara
  dağıtırız’*

*17 Şub*,*2017*

Esenyurt Belediyesi’nin*6 Şubat*’ta yaptığı meclis toplantısından zabıta
personelinin silahlandırılması kararı alındığı ortaya çıkmıştı.Esenyurt
Belediye Meclisi’nde*AKP*’li üyeler,*20 silahın* kime dağıtılacağı
konusunda istemeden de olsa bilgi vermiş. *‘Zabıta bunları ne yapacak,
deneyimim mi var’* sorusu; /*"Silahları, belediyede çalışan eski özel
timciler, jandarma ve askeri personele dağıtırız"*/diye yanıtlanmış.


cumhuriyet.com.tr

Esenyurt Belediyesi’nin*6 Şubat*’ta yaptığı meclis toplantısından zabıta
personelinin silahlandırılması kararı alındığı ortaya çıkmıştı. Bütçe
Komisyon raporunda belediyeye alınması planlanan silahların niteliği ve
sayısı da belli oldu. Erk Acarer imzasıyla Birgün’de yayınlanan habere
göre; komisyon raporunda şu ifadeler yer aldı: /*"Belediyemiz bünyesinde
bulunan hizmet alanları ile bu alanlardan faydalanan halkın güvenliğinin
sağlanması maksadıyla, silahlı özel güvenlik kimlik kartı olan personel
tarafından kullanılmak üzere kurumumuzca 20 adet 9×19 mm Calibre tabanca
alınması hususundaki talep komisyonumuzca uygun görülmüştür…"*/

Karar,*CHP*’lilerin itirazına rağmen*AKP*’li meclis üyelerinin oylarıyla
meclisten geçti. Bu toplantıda üyeler arasında tartışmalar yaşandı.


Polis, jandarma, özel güvenlik yetmiyor mu?

*CHP* Esenyurt Belediye Meclisi Grup Sözcüsü ve aynı zamanda İst

(GugukluhayaT) 100 binin üzerinde hafız çocuk yetiştirildi!

2017-02-17 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
126 bin hafız, büyük çoğunluğu çocuk, hepsi de belgeli, yani yalan dolan
yok, bu derece de dürüst ve disiplinli çalışıyorlar.
Bu kadar çocuk ne öğrenmiş, hafız yani hfz etmiş, ezberlemiş, yani
Arapça Kur'an ezberlemiş.
İyi halt etmiş. Aferin. Hepsine de kocaamn bir aferin.

Peki bu marifet ne işe yarar?
Misal karın doyurmaya yarar mı?
Başka bilgileri öğrenmek için temel oluşturur mu?
Bir zenginlik yaratır mı?
Bir üretim yaratır mı?

126 bin değil 1 milyon 126 bin çocuk hafız olsa ne değişir, yüz misli
artıksak ülkenin nesi yüz misli artar?
Hani bir şey ürettiniz, bunun üretimini on misli artırdığınızda ürününüz
de on misli artar değil mi?

Çok lafın kısası din, iman işleri işte böyle bir beyinsel patenajdır.
Bir halta yaramaz.

Bir meslek edinme kursu olsa işe yarar.
Bir sanat kursu olsa, işe yarar.
Bir bilgi, beceri artırma kursu olsa işe yarar.
Fakat din, iman eğitimi bir halta yaramaz.

Ve daha elim ve vahim olmak üzere, ruha zenginlik katmaz.
Onu sanat eğitimi yapar ama din eğitimi yapmaz.
Tam tersine sanata tüküren, sanatı hakir gören insanlar üretir.

Ahlaka katkı yapmaz, tam tersine ahlak bozar, ikilik çıkarır,
başkalarına karşı husumet yaratır.
Bakın ülkemize iç savaşa girmek üzereyiz, neden din, iman işlerine
kafayı takmış insanların herkesi kendilerine benzetme saplantısı yüzünden.

Toplumsal dayanışma üretmez, tam tersine böler, böler, bin parçaya ayırır.
Yine bakınız örnek Türkiye ve bütün İslam alemi.

100 binin üzerinde hafız çocuk yetiştirilmiş
İyi halt etmişsiniz.
Aferin.
Belki bu şekilde aya falan gideriz.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  
 

bayrak


  *100* binin üzerinde hafız çocuk yetiştirildi!

17.02.2017 01:16

*BURCU CANSU*

*AKP* iktidarının /*"dindar nesil"*/ yaratma amacına yönelik
uygulamaları sürüyor. Hafızlık eğitimi alan öğrencilerin aynı zamanda
örgün okul eğitimlerine de devam edebileceğini /*"müjde"*/ olarak
duyuran, *4*+*4*+*4*’ün de*15 yaşından* önce hafızlık eğitimi almak için
bir /*"fırsat"*/ olduğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim
Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, toplam*126 bin 500 hafız*
bulunduğunu ve bunların da çoğunluğunun*10-15* yaş arası olduğunu belirtti.


*4*+*4*+*4* /*"fırsatı"*/ ile sonuç alındı

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yaygın Din
Eğitimi Daire Başkanı Bünyamin Albayrak’ın*Haziran 2016*’da yaptığı,
/*"Son 3 yılda 4+4+4 eğitim sistemiyle ortaokulda da hafızlık yapmak
için fırsat oluştu. Şu an ortaokulda hafızlık eğitimine devam eden 20
bin öğrencimiz var. Şimdi çocuklarımız ortaokul birinci sınıfta Kur'an
kursuna kayıt yaptırıyor"*/ açıklaması ile Diyanet İşleri Başkanlığı
Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş’ın*Kasım 2015*’teki
/*"Çocuklarımız, 15 yaşına kadar bir Kur'an kursuna kaydını yaptırıp
hafızlık yapamıyordu, bu yasaktı. O yasaklar hamdolsun kalktı. Kur'an
kurslarının önündeki engeller artık yok"*/ sözleri /*"amacına"*/ ulaştı.


*126 bin 500 hafızın* çoğunluğu çocuk!

Erbaş’ın yaptığı açıklamaya göre, Türkiye genelinde*126 bin 500 kadar*
belgeli hafız görev yapıyor. Her yıl üç dönem halinde hafızlık sınavları
açılıyor.*10 binin* üzerinde çocuğun başvurduğu, bunların yarısından
fazlasının bir yıl içinde hafızlık belgesi aldığı bildirildi.*Bin 350
dolayında* yatılı Kuran kursu olduğunu da belirten Erbaş, /*"28-29 bin
kadar talebemiz var. Yaş aralığı ağırlıklı olarak 10 ve 15 arası"*/ dedi.

Erbaş’ın verdiği bilgiye göre, çocuklar azami*3 yıl* içinde
hafızlıklarını bitiriyor. Hafızlık eğitimi başlamadan çocuklara temel
dini bilgiler veriliyor. Bu bilgileri aldıktan sonra çocuklar hafızlık
çalışmaya başlıyor. Kuran'ı anlamaya yönelik programlara da katılan
çocuklara yönelik eğitime ilişkin Erbaş, /*"*//*İslami
ilimlerle*//*ilgili dersler vermeye çalışıyoruz. Bunu geleceğe yönelik
daha yoğun yapmaya çalışacağız"*/ ifadelerini kullandı.

*http://www.birgun.net/haber-detay/100-binin-uzerinde-hafiz-cocuk-yetistirildi-147170.html*

 

a45UyF587661-170217140652 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/17  16:38 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Sabretmek oylece durup beklemek degil, ileri goruslu olmak demektir.
Sabir nedir?
Dikene bakip gulu, geceye bakip gunduzu tahayyul edebilmektir.
Allah a$iklari sabri gulbeseker gibi tatli tatli emer, hazmeder.
Ve bilirler ki, gokteki ayin hilalden dolunaya varmasi icin zaman gerekir.

TEBRIZ LI SEMS

Enam-62 de ... Sonra her isi dogru olan kudret ve tasarrufun sahibi
Allah larinin huzuruna gotururler. Bilin ki hukum onundur. O hesap
gorenlerin en suratlisidir. derken;

Hacc-47 Senden baslarina acele azap getirmeni istiyorlar, Allah sozunden
asla caymayacaktir. Rabbinin katinda bir gun, sizin saydiklarinizdan bin
yil gibidir. denmektedir.

(GugukluhayaT) TURAN ESER : Yetiş ya HIZIR!

2017-02-17 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Ben inanmam.
Ama inananlara da engel olmam.
Yeter ki, zarar vermesinler, hem kendilerine, hem dünyaya, hem insanlığa.

Doğrusu 53 yaşındayım Alevilerin bir zararını görmedim.
Yolunuz açık olsun, bayramınız kutlu olsun.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  *TURAN ESER : *Yetiş ya*HIZIR*!

17.02.2017 01:46



Aleviler*şubat *ayının*13 ile 15*’i arası, Hızır'a „şükran" olarak
adadıkları üç günlük oruç tutarlar. Bu oruç ile birlikte, Hızır Cemi de
yapılır. Hızır orucunda sazlar çalınır, deyişler söylenir ve lokmalar
paylaşılır.

Oruç açımı sonrası kutlamalar yaparlar. Salı, çarşamba ve Perşembe
tutulan orucun ardından cuma günü bayram yaparlar. Şubat, Hızır ayıdır.
Aleviler cemdedirler. Cem yaparlar, gönüllerini yollarını,
muhabbetlerini birlerler. Pişirdikleri çörek, börek ve gavut gibi
lokmaları paylaşırlar.

Aleviler için Hızır kutsaldır. Önemi ve anlamı derindir. Onun adının
anılmadığı gün yoktur.

Peki neden Hızır bu kadar önemlidir?

Çünkü Hızır Hakk’tır. Yar ve yardımcıdır.

Bozatlı Hızır umutsuzlara umuttur.

Hızır gariplerin yoldaşıdır.

Hızır merhamettir.

Hızır geleceğimizdir.

Hızır kuru ile yaşı birlikte yakmayandır.

Hızır candır.

Hızır sahipsiz koymayandır. Kimsesizlerin kimsesidir.

Hızır sevgidir.

Hızır aşktır.

Hızır bitmez sevdanın adıdır.

Hızır her daim hazırdır!

Hızır bizi elden ayaktan etmeyendir.

Hızır bizi yatağa mahkûm etmeyendir.

Hızır doğru ve iyi olanı yapandır.

Hızır bize yol gösteren rehberdir, kılavuzdur.

Hızır çocuğumuza gelecektir.

Hızır mazlumda hata görmeyendir.

Hızır mazluma bolluk, zalime darlıktır.

Hızır zulmün deryasında mazlumun halini bilendir.

Hızır korkuya cesarettir.

Hızır imdadımıza yetişendir.

Hızır darılmayandır.

Hızır kıskanmayandır.

Hızır bencilliği sevmeyendir.

Hızır kin, kibir ve fesatlıktan uzak durandır.

Hızır barışık olandır.

Hızır barıştır.

Hızır ısıtan güneştir.

Hızır el tutandır. Omuz verendir.

Hızır dilekleri kabul edendir.

Hızır sığınılan güvendir.

Hızır çocuğumuzun yakasını zalimlerin eline vermeyendir.

Hızır senin yıldızındır.

Hızır zor işi kolay kılan ve yola koyandır.

Hızır engelleri yıkan ve aşandır.

Hızır bükük boynu doğrultandır.

Hızır mutlu edendir, huzur verendir.

Hızır senin davandır.

Hızır vermektir.

Hızır dayanışmadır.

Hızır paylaşımdır.

Hızır’ın darda kalan*73 milletin* sesini duyandır.

Hızır sahip çıkandır, koruyandır.

Hızır imdatta koşandır.

Hızır garipleri yolda yolak da koymayandır.

Hızır yolumuzu yolsuza, hırsıza ve şer olana düşürmeyendir.

Hızır dar günün dostudur.

Hızır vicdandır. Vicdandaki yaşamdır.

Hızır adalettir, eşitliktir.

Hızır kurtuluştur.

Hızır köleye özgürlük, aç olan topluktur.

Hızır canlının her türlüsüne sahip çıkandır ve sevendir.

Hızır her yerde mazlumun yanında hazır ve zalime karşıdır.

Hızır Hak’tır!

Hak Hızır.

Hızır sendedir. Sen Hızır’da.

Hızır ak sakallı yaşlıdır!

Hızır gençtir.

Hızır çocuktur.

Hızır kadındır.

Hızır insandır.

İnsan Hızır’da!

Hızır kalpteki mihmandır.

Hızır içimizdeki iyiliği besleyen ve uyandırandır.

Hızır uzakta değil, senin içindedir.

Hızır müsahiptir.

Şimdi Hızır ile hemhal olma zamandır.

Hızır yoldur.

Hızır’la birlikte yürüme zamandır.

Hızır hak, adalet ve ulu yolda yoldaşınız olsun.

Hızır akla delil, karanlığa karşı aydınlıktır.

Bozatlı Hızır her daim aklınızda, yüreğinizde, içinizde, düşüncenizde,
ruhunuzda olsun.

Unutma Hızır sensin.

Hızır hepimiziz.

Hızır /*"HAYIR’lar fetola, Şerler defola"*/ diyenlerdendir.

Bugün Hızır Bayramımız.

Hızır’ınız kabul ve daim olsun.

Bozatlı Hızır yar ve yardımcınız olsun.

Hızır hepimize aşk, gerçeklerin demine /*"Hü Dost"*/ olsun.

*HAYIR*’lara vesile olsun...

*http://www.birgun.net/haber-detay/yetis-ya-hizir-147179.html*

 

a45UyF587661-170217172611 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/17  21:18 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Bircok Seyler Silinebilir Ama Vicdanlar O Kayitlari Oyle Kolay Kolay
Silmiyor. (Danistay Saldirisinin Kamera Kayitlarinin OYAK Tarafindan
Silindiginin Anlasilmasi Uzerine.)

Recep Tayyip ERDOGAN(RTE)
Turkiye denilen ulkenin basbakani

BAKARA - 256 dinde zorlama yoktur...
MUZEMMIL- 19 Suphe yok ki bu (Kur an) bir oguttur.
O halde dileyen Rabbine goturen yolu tutsun...
MUDESSIR - 54 - 55 Suphesiz ki, gercekten de Kuran bir oguttur.
Dileyen ondan ogut alir.

Tanri kotulukten ve acidan korumak istiyor mu?
Fakat bunu yapmaya gucu mu yok?
Eger yoksa, O gucsuz, ya da kesinlikle her seye gucu yeten degildir.
Her seye gucu yeten fakat istemeyen mi?
Eger oyle ise , O kotudur, ya da kesinlikle tum iyilik degildir.
O, ne gucu yetiyor, ne de istemiyor mu?
O zaman. O nu Tanri diye cagirmak sacma olur.
O, hem gucu yetiyor hem de istiyor mu?
O zaman kotuluk nereden 

(GugukluhayaT) Ahmet Kılıçaslan AYTAR : KAPİTALİST ELİTLER SAVAŞI

2017-02-17 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Abi iyi bir yorumcu ama bir kusur var.
Çok ima yapıyor, adeta karnından değil, ayak parmaklarından konuşuyor.
Doğrusu günümüz Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halklarından
üç kişinin dahi anlayabileceğinden şüphe ederim.
Ancak, analizleri dikkate değer.
Ben odaktan ayırmamaya dikkat ediyorum.
Siz de dikkat edin derim.
Abiye de uyarım bu kadar ima, bu kadar dolaylı ifade bir yerde
anlamından kopuyor.
Dosdoğru, disdirekt konuşmak lazım.

Ben atamalar ve bunların anlamı konusunda alert oldum.
Donald Trum bir çürük diş, bir sıkıntı yaratacak bu kesin.
Ama tam olarak bu nasıl olacak bunu henüz anlamadım.
Bir tür *Amerikan ulusalcılığına* mı oynayacak?
*Amerikan tarzı Putincilik* mi yapacak?*
*İçine kapanan, küçülmeçi bir Amerikancılık mı olacak ki, pek öyle
gözükmüyor?
Bunlar tam olarak açık değil.

*Ancak, iki Putin bir köprüde karşılaşırsa ne olur?
Bunu da düşünmek lazım.*

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA  


bayrak


  Ahmet Kılıçaslan*AYTAR : KAPİTALİST ELİTLER SAVAŞI*

Başkan D.Trump'ın güvenlikle ilgili kurumları denetimi altına almak için
üç generali;

Ulusal Güvenlik Danışmanlığına Michael Flynn'i, Savunma Bakanı olarak
James Mattis'i ve Anayurt Güvenliği Bakanlığına John Kelly'i ataması,

Washington'da egemenler arasında bir ölüm kalım savaşı yaşanacağını
gösteriyordu.

*

M.Flynn, Obama öncesi ve sonrası yılları sorguluyor ve istihbarat
servisleriyle ilgili kapsamlı bir reformun hazırlıklarını yapıyordu.

*CIA*, Obama döneminde sahada nerede olursa olsun bir şahsın yerini
buluyor, gerekiyorsa onu ortadan kaldırabiliyordu.

Ya da gizli hapishaneler kuruyor, Beyaz Saray'ın işine gelmeyen
rejimleri yıkıyordu.

Ama bunların hepsi hukuk dışıydı ve*CIA* mütemadiyen suç işliyordu...

*

M.Flynn'ın düzenlemesi; İstihbarat servislerinde sahada çalışan
ajanlarla merkezdeki analistler arasında uyumun sağlanmasını:*16
ajansta* istihbarat paylaşımını yürütenlerin Ulusal İstihbarat
Direktörünün tam yetkisine geçmesini,

Böylece dağınık istihbaratın merkezileştirilmesiyle siyasal ve askeri
istihbarat niteliğinin yükseltilmesini öngörüyordu.

Hem de Başkan Trump'ın ifadesiyle /*" En iyinin, birincinin yerini
alması"*/ süreci başlayacaktı.

Rusya ve Çin'i ezmeye kalkışmak yerine onlarla bir ortaklığa
gidilmesinin önü açılacaktı...

*

Ama bu politikalarının engellenmesi için B.Obama, H.Clinton ve eski
hükümet sözcüsü V. Nuland öncülüğünde demokrat alt yapı;

Donbass'ta savaşı yeniden başlattı.

Eşzamanlı*Ortadoğu*'da da Suriyeli Kürtlere zırhlı araçlar teslim etmeyi
başardılar.

Aynı zamanda*ABD* başkanlık seçimlerinden önce Kasım'da, Obama
yönetiminin Rusya'ya karşı yaptırımlar uyguladığı günlerde,

M.Flynn'ın Rusya'nın*ABD* Büyükelçisi Sergey Kislyak ile beş telefon
görüşmesi yaptığını iddia ettiler.

*

*13* Şubat'ta, Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn, Rusya
ile olan temasları ve iddialar üzerine istifa etti...

*

Telefon görüşmelerini başlatan Büyükelçi Kislyak'tı.

/*"Flynn konuşmanın FBI tarafından izlendiğini biliyordu. Sadece
gerçekleri konuştuk. Ancak ABD konuyu dahili bir kavga haline getirdi.
Trump, ABD bürokrasisi ve basının direnişiyle karşı karşıya kaldı "*/ dedi.

*

Sonra Flynn'ın Rusya ile olan bağlarının uzun zamana dayandığı ortaya çıktı.

*2015*'te Moskova'da, devletin uluslararası yayın kuruluşu Russia
Today'in *(RT*) onuruna bir gala düzenlediği, burada Devlet Başkanı
V.Putin'in yanında oturduğunun fotografları yayınlandı.

Üstelik Flynn ile ilgili Kongrenin isteği üzerine devam eden ve bu gezi
sırasında Ruslarla hangi toplantılarda bulunduğunu araştıran bir askeri
soruşturması da bulunuyordu...

*

Ancak*ABD* ordusunun bir generalinin Putin ile akşam yemeğinde olması
arzu edilmese de,bundan Flynn'in Ruslar tarafından satın alındığı anlamı
çıkmıyordu.

Hedeflenenin Flynn değil, yeni Başkan D.Trump'ın Rusya ile kuracağı
ilişkiler olduğuna ilişkin tartışmalar yoğunlaşmaya başladı.

*

/*"Flynn olayı"*/, Rusya'nın*ABD* egemenleri için çok hassas bir konu
olduğunun açık göstergesi oldu.

Şimdi Trump'ın Rusya politikası daha da yakından izleniyor.

Trump yönetimi içinde Rusya ile yakınlaşmayı en çok savunan adamın
kaybı, /*"Obama benzeri bir yaklaşımın"*/ geri dönüşünü potansiyelini
taşıyor.

Bu, Ukrayna'nın Moskova'dan razı olmaması halinde yaptırımların süreceği,

Ya da Washington'ın, Suriye'de Rusya'ya katılma konusunda daha az
hevesli olmasına yol açabilmesi olasılığını güçlendiriyor.

*

Doğrusu, dünyaya demokrasi getirmeyi üzerine vazife sayan*ABD*'li
milyarder elitlerin demokrat kesimleri şimdilerde korku içindedir.

Bunlar doymak bilmez çıkarlarında, ülkelerinin dünyadaki güvenlik ve
istikrarın tek garantörü ve küresel ilişkilerin gidişatını kökten
değiştirecek küresel güç olmanın getirisini çokca yaşadılar.

Barack H.Obama'yı Başkan belirlediklerinde;

Onun,*ABD* As

(GugukluhayaT) BEKİR COŞKUN: İç savaşa da "Hayır" de!..

2017-02-17 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *BEKİR COŞKUN*: İç savaşa da /*"Hayır"*/ de!..



Tüm bu olanlar; size anayasada değişiklik yapılması gibi geliyor…

Oysa değil…

Cumhuriyeti yıkıyorlar…

*

Nereden biliyoruz?..

Malum zat daha başından söylemişti:

/*"Yolumuzun üzerine cansız inek oturmuş, kaldıracağız…"*/

Muhterem eşi:

/*"Doksan yıllık enkazı kaldırdık…"*/

Sözcü Kalın:

/*"90 yıllık parantezi kapatıyoruz…"*/

Milletvekili Bayan:

/*"90 yıllık reklam arası bitti…"*/

Başbakan:

/*"Değişime direnenler yok olacak…"*/

*

Daha ne desinler?..

*

Akıllarında hep cumhuriyeti bitirmek vardı…

/*"Kanlı mı olacak, kansız mı olacak"*/ diye başlamışlardı…

Cemaatle birlikte planladılar, kumpas kuruldu ve cemaatin devlete ve
orduya sızmasına izin verdiler… Ama Gülen'in bir Humeyni olmak
istediğini anlayınca, tek başlarına yapmaya karar verdiler devamını…

*

Şimdi almak istediği yetki bunun için lazım…

Cumhurbaşkanı tek başına; tüm kurumları kaldırabilir, yenisini
kurabilir, eyalet yapılanmasına geçebilir, diyaneti bakanlığa
dönüştürebilir, devlet içinde imam sınıfını oluşturabilir, cumhuriyetin
kalan tüm kurum ve kavramlarını silebilir, çağdaş yaşamı yasaklarla
ortadan kaldırabilir, müzik türleri, içkili mekanlar, dine uygun olmayan
kıyafetler yasaklanabilir….

Yetkisi olmadığı halde yaptıklarına bakıp, yapacaklarını varın siz düşünün…

*

Cumhuriyeti yaşatmak isteyen adamın; onun ilk iki vazgeçilmez unsuru;
parlamento vehukuku güçlendirmesi gerekmez mi?..

Bu yıkıyor…

/*"Evet"*/ çıkarsa, kanunlar sarayda yapılacak, Meclis gitmiştir…

/*"Evet"*/ çıkarsa, yargı kendisidir, hukuk bitmiştir…

*

Kaba kuvvetle yapmak yerine, millete /*"evet"*/ dedirterek yapması,
sadece cingözlüktü…

İşte o ilçe başkan yardımcısının ağzından kaçırdığı, bir çuval inciri
berbat etti diye kendilerinin dahi kızdığı söz budur:

/*"Evet çıkmazsa, iç savaş çıkar…"*/

*

Söyleyin millete; anayasa değişikliği falan sanmasın…

Cumhuriyetin yaşaması ya da yok olması oylamasıdır bu…

Biz; aydınlık, medeniyet, huzur ve barış demek olan Cumhuriyetimizi
yıkmak isteyenlere /*"Hayır"*/ diyeceğiz…

 

a45UyF587661-170217190605 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/18  01:10 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Din ve mantik kadar birbiriyle celisen baska iki sey yoktur.

Voltaire

Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne nin Londra ya Ingiliz
Genelkurmayi na yazdigi rapor dan

Medineniler ile Mekkeliler arasinda derin bir dusmanlik ta vardi.
Muhammet te Mekke den kalkip Medine ye kacti.
Buna Hicret denildi

ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Tarih kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) Laiklik bildirisi okuyan öğrencilere uzaklaştırma cezası

2017-02-21 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Laiklik bildirisi okumak hukuksuzlukmuş, rektörlük buna izin
vermeyecekmiş. Hukuk müşavirliği böyle açıklama yapmış.

Peki ben söze samimiyetle soruyorum.

Bu öğrenciler normal hukuk yolları içerisinde haklarını aradıkları
takdirde sizce haklarına kavuşabilecekler mi?
Yürütmeyi durdurma kararı aldırabilecekler mi?
Uğradıkları zararların tazmini imkanı olabilecek mi?
Bu zararlara sebep olanlar ceza davalarında yargılanabilecek mi?
Yaratılan zarar ve ziyan sebep olanlara yöneltilebilecek mi?
Diyelim ki, yürütmeyi durdurma kararı alabildiler, üniversite yürütmeyi
durdurma kararları uygulayacak mı?
Diyelim ki, üniversite yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamadı,
yürütmeyi durdurma kararlarını uygulamayan üniversite yönetimine karşı
yargı erkinin yaptırımı olabilecek mi?
Yargı erki üniversitedeki karar vericileri hatalı, yanlı, art niyetli
kararlarından dolayı cezalandırabilecek mi?
Yargı erki üniversitede sürekli olarak hatalı, yanlı, art niyetli karar
veren bürokratları özellikle atayan, koruyan ve bunları özellikle himaye
eden hükumete karşı bir yaptırım geliştirebilecek mi?
Anayasal nizama karşı faaliyetlerin odağı olmak diye bir suç isnadı
yapılabilecek mi?

Kısacası ülkemizde mağdur ve mazlumların yargı sisteminde hak ve
hukukunun korunabileceğine ilişkin tırnak kadar umudunuz var mı?

Şimdi konunun ikinci bölümüne geçiyoruz.
Adalet devletin temelidir.
Eskiler ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR diyorlar.
O halde devletin adaletine güven kalmadıysa ne yapmak gerekir?

İşte her şeyin ana damarı burada.
Devletin adaletine güven kalmadıysa ne yapmak gerekir?

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  Laiklik bildirisi okuyan öğrencilere uzaklaştırma cezası

21.02.2017 13:22

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dersten önce amfide laiklik bildirisi
okuyan öğrencilere bir yarıyıl uzaklaştırma cezası verildi. Uzaklaştırma
cezasına tepki gösteren*CHP* Grup Başkanvekili Özel, /*"Rektör o
bildiride onu rahatsız eden ne oldu açıklamalı. Aynı bildiriyi ben de
Cuma günü aynı amfide okuyacağım"*/ dedi

ÇAĞLAR BALLIKTAŞ

İstanbul’da kahvehanede laiklik bildirisi okuyanların gözaltına alınması
ve Reina Katliamı’nı protesto etmek amacıyla Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde dersten önce laiklik vurgulu bildiri okuyan üç öğrenciye
bir yarıyıl uzaklaştırma cezası verildi.

Ders başlamadan önce amfiye gelen üç öğrenci, arkadaşlarına, /*"Artık
yeter, artık buraya kadar! Okullarımızda, mahallelerimizde hiçbir
IŞİD’çiye veya cihatçıya izin vermeyeceğiz. Gericiliğin karşında
yükseltmemiz gereken bir bayrak vardır. Bu bayrak, ‘Laiklik’ bayrağıdır.
Bugün laiklik demek özgürlük demektir, kardeşlik demektir. Bizler
herkesi mücadelenin bir neferi olmaya davet ediyoruz. Gericilerden ve
başkanlık sevdalılarından hesap sormaya çağırıyoruz"*/ ifadelerinin yer
aldığı bildiriyi okudu.


Rektör suç duyurusunda bulundu

Bildiri okunmasından sonra açıklama yapan Ege Üniversitesi Rektörü
Cüneyt Hoşcoşkun /*"Üniversite bir eğitim kurumudur, hiçbir hukuksuzluğa
izin vermeyeceğiz"*/ diyerek üniversite yönetimine ve Bornova Cumhuriyet
Savcılığına suç duyurusunda bulunarak öğrencilerin cezalandırılmasını
istedi.

Ege Üniversitesi Rektörlüğü Hukuk Müşavirliği tarafından yürütülen
disiplin soruşturması sonucunda üç öğrenci, /*"Yükseköğretim Kurumu’na
ait kapalı ve açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar
düzenlemek"*/ten suçlandı ve bir yarım yıl uzaklaştırma cezası verildi.


*CHP*’li Özel’den öğrencilere destek

*CHP* Manisa Milletvekili Özgür Özel, öğrencilerin cezalandırılmasına
tepki göstererek, dayanışma amacıyla aynı bildiriyi Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi amfisinde okuyacağını bildirdi. Özel, BirGün’e yaptığı
açıklamada, "Rektör, o bildiride onu rahatsız eden ne oldu, açıklamalı’
dedi.

*http://www.birgun.net/haber-detay/laiklik-bildirisi-okuyan-ogrencilere-uzaklastirma-cezasi-147658.html*

 

a45UyF587661-170221140827 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/21  16:57 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Kadin evlenmeden once, erkek evlendikten sonra aglar.

Polonya atasozu.

Kalbinde hardal tohumu kadar kibir bulunan cennete giremez.
Yine kalbinde hardal tohumu kadar iman olan da cehenneme giremez.

Buhari 81/51

Tanri adina islenen cinayetlerin sayisi, seytan adina islenenlerden cok
fazladir.

Erica Jong


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atab

(GugukluhayaT) Atatürksüz liralar artıyor

2017-02-21 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Benim bu konuda önerim şu.
Atatürksüz liraları kabul etmeyin, kim neresine sokarsa soksun.
Sonunda emisyondaki bu liralar merkez bankasına döner, imha olur gider.

Bu liralar iyi niyetli bir girişimin eseri değil, yürekten inanıyorum
ki, bir fitneni, bir aykırı duruşun işaretidir.
AKP kadroları, liderleri Cumhuriyetin değerlerine düşman olduklarını bin
kez ağızlarıyla söylediler zaten.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Atatürksüz liralar artıyor

*21 Şub*,*2017*

*15 Temmuz *şehit ve gazileri anısına bastırılan*1 TL*’lerin sayısı
giderek artıyor. Merkez Bankası, her ay daha fazla Atatürksüz*1 TL*
siparişi verirken, vatandaşların tepkisi de her geçen gün büyüyor.

Hükümetin*15 Temmuz *şehit ve gazileri anısına bastırdığı*1 TL*’lik
hatıra paralar, vatandaşlar ve koleksiyonerler tarafından ilgi
görmeyince, piyasaya sürüldü.*70 milyon *adet basılan ve üzerinde
Atatürk portresi bulunmayan*1 TL*’lik metal hatıra paraların, piyasada
her geçen gün arttığından şikayet eden vatandaşlar, /*"Atatürk’ü Türk
parasından silmenin ön hazırlığı mı yapılıyor?"*/ kaygısını dile getirdi.

Darphane ve Damga Matbaası, milli ve milletlerarası, önemli, anmaya
değer, gerekli ve faydalı olduğu değerlendirilen kişi, kurum ve
olaylarla ilgili olarak, tedavülde kullanılan paraların dışında ayrıca
*‘hatıra para’* da basıyor. Nasrettin Hoca’dan Mevlana’ya, Erzurum Saat
Kulesi’nden Orhun Kitabeleri’ne kadar yüzlerce çeşit konuda yaklaşık*3
bin*,*5 bin *gibi az sayıda basılan bu hatıra paralar koleksiyoncular
tarafından üzerinde yazan değerin*20-25* katı fiyatlarla satın alınıyor.
Bugüne kadar basılan metal hatıra paraların, ön yüzünde nominal değeri,
arka yüzünde ise Atatürk’ün portre ya da rölyefi bulunuyordu. Belirli
bir süreyle satışta tutulan bu paralar piyasada mal alım satımı için
kullanılmıyor, sadece hatıra amaçlı koleksiyon yapılıyor.


*SÜRE SINIRI YOK*

*15 Temmuz *olayı için ise,*1 TL* madeni hatıra para basıldı. Darphane
hatıra paranın, *‘‘Birlik ve beraberlik şuurunun gelecek nesillere
taşınması, geniş kitlelere ulaştırmak ve koleksiyonculuğu
yaygınlaştırmak" amacıyla basıldığını açıkladı. Üzerinde Atatürk yerine
15 Temmuz’*un anlatıldığı resim bulunan hatıra paralardan*70 milyon
*adet basıldı,*31 Ekim 2106 tarihinden* itibaren de diğer*1 TL*’liklerle
birlikte süre sınırı konulmadan piyasaya sürüldü.


*VATANDAŞ* *ALMAK* *İSTEMİYOR*

Kolleksiyoner ve vatandaşlar Darhane’nin bastığı*1 TL*’ye ilgi
göstermeyince, tedavülde biri Atatürk’lü diğeri Atatürksüz*2 farklı 1
TL*’lik bozuk para dolaşmaya başladı. Darphane’nin*2016 yılında* bastığı
toplam*183 milyon *adet*1 TL*’liklerin neredeyse yarıya yakınının hatıra
paralardan oluşması ikili yapıyı belirgin hale getirdi. Esnaflar,
üzerinde Atatürk’ün olmadığı paraları çok sayıda müşterinin iade
ettiğini, almak istemediğini söylediler. Bir esnaf ise, /*"Paradan
Atatürk resmini kaldırdı diye İsmet İnönü’yü eleştirenler şimdi aynısını
yapıyor"*/ dedi.

Erdoğan*SÜZER*/sözcü

  http://www.ilk-kursun.com/haber/303880/ataturksuz-liralar-artiyor/

a45UyF587661-170221144232 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/21  19:27 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Ben size Ay i gosteriyorum.
Siz benim parmagima bakiyorsunuz.

MAD

ALLAH SONSUZ MERHAMET VE BAGISLAMA SAHiBiDiR.
***
ZARIYAT 13 : Ateste kivrandirarak yakar.
VAKIA.52 : Yakarak cezalandirmak ona yetmez ; ustune bir de zehirli
zakkum yedirir.
GASIA .6 Sonra kuru diken yedirir, cali yedirir.
IBRAHIM.16 : Ofkesini Kontrol edemez ; ustune bir de irinli su icirir.
MUMIN.72 Rad 5 : Boynuna zincirli demir halka baglayarak seni yerde
surukler.
HACC 19 : Kafana kaynar su doker
MUHAMMED 15 ve VAKIA 54 : Kafana dokmekle yetinmez, kaynar suyu
,icirererek bagirsaklarini parcalar.
TEVBE 35 : Kizgin demirler, alnini bogrunu sirtini daglar.
NISA 56 : Butun bunlari yaptiktan sonra yine ofkesini alamaz ve daha cok
aci cekesin diye, derilerini tazeleyip tekrar tekrar yakar.


Ulkeyi terk ediyorum

14 Subat 2014

Ulke gundeminin ne kadar hizli degistigi malum. Siz bu satirlari okurken
su anki gundem muhtemelen gene degismis olacak.

Bu basdondurucu hiz benim gibi usengec insanlara gore degil. Inanin
yoruluyorum. Ben en son Turkiye nin Dunya Kupasi na katilamayisini
tartistigimizi hatirliyorum. Hangi ara o konuyu isleyip bitirdiniz?

E sen de gundemi takip etme o zaman! dediginizi duyar gibiyim.
Agresiflesmenize gerek yok, musaade edin aciklayayim.

Simdi, eger gundemi takip etmezseniz, her turlu ortamda dut yemis
bulbule donuyorsunuz. Evde, isyerinde, misafir gezmesinde herkes
hararetle tartisirken oylece kalakalmak hic hos degil. Sosyal hayatiniz
sifirlaniyor.

Bu sebeple cozum olarak sakin bir ulkeye yerlesmeye karar verdim.
Turkiye yi terk ed

(GugukluhayaT) Wikileaks’in ‘AKP iç yazışmaları’ ilgi gördü, site kısa sürede çöktü AKP'nin yazışmalarını yayınlayan WikiLeaks'e erişim engeli

2017-02-22 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia

bayrak


  Wikileaks’in *‘AKP iç yazışmaları’* ilgi gördü, site kısa sürede çöktü

*20/07/2016 00:45*

Wikileaks’in merakla beklenen,*AKP*’nin*300 bin *e-postalık iç
yazışmalarına dair *‘sızıntısı’* bu akşam yayınlandı. Site, yoğun talep
nedeniyle kısa süre içerisinde çöktü.

*http://www.diken.com.tr/wikileaksin-akp-ic-yazismalari-ilgi-gordu-site-kisa-surede-coktu/*


 


  *AKP'nin yazışmalarını yayınlayan WikiLeaks'e erişim engeli*

*AKP* ile ilgili*294 bin 548 e*-mail ve yazışmalarını yayımlamaya
başlayan dünyaca ünlü sızıntı sitesi Wikileaks'e Türkiye'den erişim
yasaklandı.

*http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/570750/AKP_nin_yazismalarini_yayinlayan_WikiLeaks_e_erisim_engeli.html*


a45UyF587661-170222134845 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/22  15:44 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Sohret...

Zaten sahibim.

Simdi paraya ihtiyacim var.

Yasli Steinitz

Liderler mutlaka Kureys kabilesinden secilmelidir.

Buhari 3/129, 183; 4/121; 86/31

Levent ERTURK : BIR AFRIKA YARATILIS OYKUSU - TANRI BUMBA

levb...@yahoo.com

Bir Orta Afrika halki olan Boshongo kabilesinin yaratilis miti.
Boshongolar, Tanri ya Bumba derler.

***

Baslangicta, karanliklar icinde, sudan baska hicbir sey yoktu. Ve Bumba
yalnizdi.

Bir gun Bumba, karninda cok siddetli bir aci hissetti. Ogurdu, zorlandi,
kasildi ve sonra Gunes i kustu. Boylece her yeri i$ik kapladi. Gunes in
isinlari suyu kurutmaya basladi, ta ki Dunya nin kara uclari gorunene
kadar. Siyah kumsallar ve kayaliklar gorulebiliyordu. Fakat yasayan
hicbir sey yoktu.

Bumba, Ay i ve yildizlari kustu, simdi gecenin de kendi isigi vardi.

Fakat Bumba nin hala karni agriyordu. Bir kere daha ogurdu ve ortaya
dokuz tane canli cikti: Koy Bumba isimli bir leopar, sorguclu kartal
Pongo Bumba, timsah Ganda Bumba, ve Yo isimli kucuk bir balik, sonra,
yasli kaplumbaga Kono Bumba; ve leopar kadar hizli hareket eden,
olumcul, guzel Simsek Tsetse; sonra beyaz balikcil Nyanyi Bumba, ayrica
bir bocek, ve Budi isminde bir keci.

Bunlarin hepsinden sonra insanlar geldi. Bir suru insan vardi, fakat
sadece bir tanesi Bumba gibi beyazdi. Onun adi Yoko Lima idi.

Ortaya cikan yaratiklar diger yaratiklari dogurmaya basladi. Balikcil
butun kuslari yaratti, caylak haric. Timsah ise yilan ve iguanayi
yaratti. Keci, butun boynuzlu yaratiklari olusturdu. Kucuk balik Yo, tum
denizler ve sulardaki baliklari yaratti. Bocekten diger bocekler cikti.
Yilanlar kivrilarak cekirgeleri ortaya cikardilar ve iguana boynuzu
olmayan tum hayvanlari cikardi.

Sonra, Bumba nin uc oglu dunyanin geri kalanini bitireceklerini
soylediler. Ilk oglu Nyonye Ngana beyaz karincalari yaratti fakat
gorevini bitirebilecek kadar guclu degildi, bu yuzden oldu. Yine de
karincalar hayattan ve varolmaktan mutlu olarak topragin derinliklerine
indiler, corak topraklari kapladilar ve yaraticilarini onurlandirdilar.

Ikinci ogul, Chonganda, muhtesem agaclarin, otlarin, ciceklerin,
bitkilerin fiskirdigi yesil bir alan yaratti. Ucuncu ogul, Chedi Bumba,
farkli bir seyler yapmak istedi, fakat tum cabalarina ragmen Kite isimli
bir kustan baska sey yaratamadi.

Butun bu yaratiklar icinde sadece Simsek Tsetse sorun cikariyordu. Basa
o kadar cok bela olmaya basladi ki sonunda Bumba onu gokyuzune kovaladi.
Insanlar atesi bilmiyorlardi, Bumba onlara agaclardan nasil ates
cikarilacagini ogretti. Onlara, her agacin icinde ates bulunur dedi ve
sonra agaci delip atesi nasil ozgurluge kavusturacaklarini anlatti.
Bugun bile, bazen Simsek Tsetse yeryuzune sicrar ve etrafa zarar verir.

Sonunda, butun yaratma isleri bittiginde, Bumba baris icindeki koylere
yurudu ve insanlara dedi ki: Bu mucizelere sahip cikin. Onlar size aittir.

Boylece Bumba, yaraticimiz ve ilk atamiz, her gun gorup kullandigimiz
tum mucizeleri yaratti ve insanlarla diger yaratiklar arasindaki barisi
sagladi.

***

Kaynak:

Maria Leach, Baslangic, dunyanin her yerinden yaratilis mitleri,
Boshongo kabilesi bolumu (The Beginning, New York, 1956, pp.145-6;
translated and adapted from E. Torday and J. A Joyce, Les Boshongo, pp.2)

Tercume: Levent Erturk
https://leventerturk1961.wordpress.com/2015/08/26/bir-afrika-yaratilis-oykusu-tanri-bumba/

- - - - - -

Saygi deger insanlar;

Afrika halklarindan Boshongo kabilesinin yaratilis inancini anlattigim
yazima dileyenler blogumdan ulasabilirler.

Not:Bu tur mitlerdeki tanrilara tapmiyorum.
Sadece okumayi ve farkli seyler ogrenmeyi seven bir insanim.
Lutfen kimse,sen bunlara mi tapiyorsun seklinde sorular sormasin.
Aslinda bunubelirtmem gereksiz, fakat ne yazik ki bazi gruplarda
okuduklarini anlamaktan aciz insanlar bulunuyor.
Boyle bir hatirlatmada bulundugum icin hepinizden ozur dilerim.

Levent Erturk.

- - - - - -

Ayni uyariyi ben de tekrar edeyim.
Idrak yollari tikanmis cok insan var maalesef


(GugukluhayaT) Barbaros Şansal: Tahliye olduğumda can güvenliğim olmayacak ancak ülkeyi terk etmeyeceğim

2017-02-22 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Barbaros Şansal: Tahliye olduğumda can güvenliğim olmayacak ancak
  ülkeyi terk etmeyeceğim

*CHP* Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok
Akatlı, Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan Modacı Barbaros Şansal'ı
ziyaret etti. Gerçekleştirdiği ziyaretle ilgili notlarını aktaran
Akatlı, Şansal'ın serbest kaldığı andan itibaren can güvenliğinin ağır
tehdit altında olacağını söylediğini ancak bunu bildiği halde ülkeyi
terk etmek istemediğini söyledi.

*22 Şubat 2017 Çarşamba*,*18:03*

Barbaros Şansal, kendisini tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nde
ziyarette bulunan*CHP* Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili
Zeynep Altıok Akatlı’ya yakalanma ve tutuklanma sürecinin hukuksuzluğu
hakkında bilgiler verdi. Şansal Twitter paylaşımlarından*6 saat* sonra
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından doğrudan Kıbrıs Azınlık
Hükümeti Başbakanı’nın aranmak sureti ile yasadışı mahkeme kararı ile
derdest edildiğini, şahsi tüm mal varlıklarına usulsüzce el koyulduğunu
ve sınır dışı edildiğini anlattı. Şansal'ın yaşadığı süreci*'Makam Odası
Linci'* adlı bir kitap yazmakta olduğu da öğrenildi.


Barbaros Şansal’ın kamuoyuna mesajı

Zeynep Altıok Akatlı'nın notlarına göre Şansal kamuoyuna, /*"Evet içinde
yerli tohum yetiştirmek bile yasak olan eski paslı bir teneke margarin
kutusudur"*/ mesajını verdi.

*20 Şubat 2017 Pazartesi* günü Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan
Şansal’ı ziyaret eden, Akatlı'nın notları şöyle:


/*"Polis tarafından çekildi"*/

Bu süreçte gece yarısı havaalanında polis tarafından havaalanı
çalışanlarının arasına bilinçli bir şekilde atıldığını ve kendisine
yönelik linç girişiminin desteklendiğini belirten Şansal, linç esnasında
görüntülerin havaalanı polisi tarafından anında çekilerek kasten servis
edildiğini ve bunun üzerine fiziki linç girişiminin hedef gösterme ve
tehdit şeklinde yaygınlaştırıldığını söyledi.


Ülkeyi terk etmeyecek

Şansal iddianamesinin düzenlenmiş olmasına rağmen hâlen onaylanmayarak
hukuksuz şekilde alıkoyulduğunu, suç unsuru bulunamadığı halde sürecin
bilinçli olarak uzatıldığını aktardı. Hukukun olması gerektiği gibi
işletildiği koşulda kısa bir süre içerisinde tahliye edilmesi
gerektiğini, bunu beklediğini aktaran Şansal serbest kaldığı andan
itibaren can güvenliğinin ağır tehdit altında olacağını söyledi.

Avukatları aracılığı ile Lahey, Brüksel ve Berlin’de yaşaması konusunda
kapıların açık olduğu Avrupa ülkeleri tarafından bildirildiği halde bunu
istemediğini bu ülkeyi terk etmeyeceğini, bunu istemediğini söyledi.

Tüm süreç içinde kendisini en çok üzen iki konudan birinin halen
soruşturma açılmamış olması, hukukun bilinçli şekilde ihlal edilmesi
olduğunu söyleyen Şansal, darbe girişimi kaçaklarının iade edilmeyişinde
kendisine yönelik linç girişiminin dünya kamuoyunda yankı bulmasının
etkisi oluşuna duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Türklerin barbar olarak algılanmasına neden olan bu durumun bu ülkenin
gerçeği olmadığını buna çok üzüldüğünü belirten modacı Şansal kendisini
ziyarete gelen vekillerle görüşten döndüğünde koridorda gardiyanların
kendisine *‘Sen gazeteci misin ki vekiller ziyaretine geliyor?’*
şeklinde bir soru yöneltilmesini Türkiye’de basın özgürlüğü ve hak
ihlallerinin geldiği boyutun ironik bir özeti olarak değerlendirdi.

Kıbrıs hükümeti yetkililerinin açılan davayı geri çekmesi için deport
kararını kaldırma teklifi yaptığını belirten Şansal, bunun kararın
usulsüzlüğüne ek bir dayanak olduğunu söyledi ve kararda İçişleri
Bakanı’nın imzasının olmadığını belirtti.


"Mektup alamıyor, kitap temininde güçlük çekiyor"

BirGün'ün derlediği bilgilere göre; Akatlı’nın Şansal’la görüşmesinden
sonraki notları şöyle:

/*"İlk günlerde yoğun taciz ve tehditlere maruz kaldığını ancak son
durumda bu koşulun ortadan kalktığı bilgisini verdi. Sabaha karşı
kapısına vurularak küfürler ve cinsel tercihine yönelik lolipop gibi ve
daha ağır tanımlamalar ile taciz edildiğini anlattı. Basında yer alan
haberlerden sonra kötü muamelenin durduğunu ancak yönetimin
hoşnutsuzluğunu ve rahatsızlığını da "*/Basına neden verdiniz? Dilekçe
yazsaydınız" şeklinde dile getirdiğini anlattı.

Yine de önceki muamele ve yoğun hedef göstermeye muhataplığı nedeni ile
can güvenliği endişesi olduğunu ve kantinden beslendiğini söyledi.
Haftalık*300 TL* kantin hakkının yetersiz olduğunu belirterek kendine
bir diyet oturttuğunu ancak son haftalarda kantin koşullarında zaten
sınırlı olan besinleri temin edemediğini, beyaz peynir vb. gıdaların
bittiğinin söylenerek temin edilmediğini söyledi.

Tecrit koşullarında koridorun en sonunda önünden kimsenin geçmediği bir
koğuşta tutulduğunu, hemen yakınında Meral Danış Beştaş’ın bulunduğunu
söyledi. Mektup alamadığını, mektupların kendisine iletilmediğini, kitap
temininde güçlük çektiğini belirtti.


Kitap yazıyor

Makam Odası Linci adlı bir kitap yazmakta olduğunu, bu kitabın
Cumhuriyet Gazetesi’nde eskiden olduğu gibi tefrika edilmek ü

(GugukluhayaT) Metin Münir : Erdoğan’la Türkiye’yi ölüm ayırır

2017-02-23 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bence de, Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE) geri dönemeyecek kadar çok ileri gitti.
Eğer RTE doğal sebeplerle ölürse bu daha kolay olur.
Elbette her hal ve şartta geride kalanlarına haksız kazandıkları her
kuruşu kusturacak birileri olacaktır.
Ever RTE doğal sebeplerle ölmezse, işte o zaman yandı gülüm keten
helva..
Artık kırk katır mı, kırk satır mı siz karar verin.
Hem Türkiye için hem, RTE ve ailesi için, hem de AKP kadroları için.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  Metin Münir : Erdoğan’la Türkiye’yi ölüm ayırır

*metinmunir...@gmail.com  21 Şubat 2017
11:24*



*16* Nisan’da yapılacak olan referandumun konusu, özünde anayasa
değişikliği değildir.

Erdoğan Türkiye’yi hemen hemen her alanda kalitesizleştirdi ve geriye
götürdü.

/*"Bu yolda devam et"*/ veya /*"Dur, kendine çekidüzen ver,"*/
referandumu olacak nisandaki oylama.

Erdoğan’ın Türkiye’yi nereden alıp nereye getirdiği apaçık. Nereye
götüreceği de.

Mantık, herkesin veya çoğunluğun /*"Dur,"*/ demesi gerektiğini söylüyor.

Ama bu konuda mantık iyi bir rehber mi, emin değilim. Referandumun
gidişatı değiştireceğine de.

*AKP*, Erdoğan’ın güçlü cumhurbaşkanı kürkünü giymesi ile ekonominin
düzeleceği, terörün sona ereceği propagandasını yaymaya çalışıyor ama
bunlar yapılamayacak. Yapılabilseydi zaten yapılırdı.

Ekonominin inişe geçmesi, terörün azması, dış ilişkilerin bir felaket
bölgesi haline gelmesi ve diğer illetler otoritesizliğin değil kötü
yönetimin sonucudur.

Referandum, sonucu ne olursa olsun, yönetimin kalitesini değiştirmez.

Erdoğan daha güçlü olursa ülkeyi daha iyi değil daha kötü yönetecek.
Çünkü referandum sonuçlarını, politikalarının onaylanması olarak görecek.

/*"Dur,"*/ kararı çıkarsa da durum radikal olarak değişmeyecek
çünkü*Erdoğan *durmayacak.

Ezici bir çoğunlukla olsa bile, anayasa değişikliğinin reddedilmesi
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını sona erdirmeyecek,*AKP*’nin Meclis’teki
çoğunluğunu da ortadan kaldırmayacak.

Erdoğan, /*"Dur"*/u yönetiminin kalitesini yükseltmek için bir teşvik
olarak algılamayacak. Otoritesine densiz ve geçici bir meydan okuma
olarak görecek.

O, bildiği yolda devam edecek – daha kızgın, daha acımasız ve daha
kararlı bir biçimde.

*AKP* yönetiminde, Türkiye kör topal ilerlediği demokrasi yürüyüşünü
sona erdirdi ve başka bir yola girdi.

Bu, ülkenin kaderine kurumların değil kişilerin, hatta bir tek kişinin,
hakim olduğu bir yoldur.

*AKP* ülkenin bütün demokratik kurumlarını yozlaştırdı. Bu şöyle de
söylenebilir: Bütün kurumlar yozlaştırılmalarına izin verdiler.

Esas - ve referandumla iyileşmesi veya kötüleşmesi mümkün olmayan -
sorun budur:

Halk çoğunluğunun ve onları temsil eden kurumların yozlaştırılmayı
sessiz sedasız kabul etmesi, hatta*AKP*’yi tekrar tekrar seçerek teşvik
etmesi.*1923*’ten bu yana gıdım gıdım elde edilen ilerlemenin eskimiş
bir tren yolu hattı gibi sökülmesine izin vermesi. Yoz bir Orta Doğu
ülkesine dönüşmesine rıza göstermesi.

Bunun arkasındaki nedenler tarihin derinliklerinden geliyor ve kolay
değişmez.

*

Erdoğan’la Türkiye’yi birbirinden ölüm ayırır. Hangisinin eceli daha
yakındır, onu Tanrı bilir.

*http://t24.com.tr/yazarlar/metin-munir/erdoganla-turkiyeyi-olum-ayirir,16638*

 

a45UyF587661-170223141653 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/23  16:13 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Butun kotuluklerin basi kotu arkadastir.

Ehl-i hikmet

Bu turediler, bu serseriler yuzunden Anadolu bastan basa iktisaden harap
ve tursap oldu.
Anadolu yarin yine istilalara maruz kalir.
Butun bu sureti haktan gorunen nasihatlar, bu halki esarette yasatmak
icin bir nevi afyondur, esrardir

(ALi KEMAL, Peyami Sabah, 12.2.1921)

Amerikan Devleti nin bize emrettigi ve ogrettigi gibi hissetmiyorum.
Bakin soyluyorum.
Benim aklim oyle calismiyor.
Bir moron gibi yaptigim birsey var adi: Dusunmek.
Kendi goruslerimi de olusturmayi sevdigim icin icin pek iyi bir
Amerikali degilim.
Bana soylendigi anda yere yuvarlanmiyorum.
Ne yazik ki cogu amerikali emir verildigi anda yere yuvarlanir.
Ben boyle degilim.
Hayatimda uydugum kesin kurallarim var.
Birinci kuralim: Devletin bana soyledigi hicbir seye inanmamak.
Hicbir seye.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688Hi

(GugukluhayaT) BEKİR COŞKUN : Önceki "evet"ler bak nereye gitti…

2017-02-23 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


*BEKİR COŞKUN : *Önceki /*"evet"*/ler bak nereye gitti…

*23 Şubat 2017*



*2007* ve*2010 referandumlarında* verilen /*"evet"*/ler nereye gitti?..

*

İki kez /*"evet"*/ dedirttiler millete…

Cemaat;*22 Ocak 2008 sabahı*, eş zamanlı baskınlarla Ergenekon
infazlarını başlattı…

/*"Evet"*/ler sahte*CD*, yalancı tanık, düzmece mahkeme olmuştu…

O /*"Evet"*/ler ile koca Türk Ordusu'nu bitirdiler…

İnsanlar kendilerini asıyorlardı hücrelerde…

Binlerce masum insan hapishanelere dolduruldu…

Millete,*FETÖ*'ye /*"Evet"*/ dedirtmişlerdi…

*

Aynı süreçte*PKK* ile ilk görüşmeler başladı…

Öcalan, anlaşma gereği,*2007 sonunda* /*"Çözüm için yol haritası"*/
raporunu yazıp hapishane müdürlüğüne teslim etti…

*2008*'de*PKK* ile anlaşma resmileşti…

İlk gelen kafile,*2009 yılının*

*19* Ekim'inde Habur'dan davul-zurna ile giren teröristler, sizin
/*"Evet"*/lerdi…

Erdoğan*2013*'te Diyarbakır meydanında ilk kez /*"Kürdistan"*/ dedi…

/*"Evet"*/ler Kürdistan olmuştu…

*

Şimdi "Hayır diyenler*FETÖ*

ve*PKK*'dır" diyorlar ya…

Hem*FETÖ*'ya, hem*PKK*'ya /*"Evet"*/ dedirttiler size…

*

Neticede o /*"Evet"*/ler Meclis'in çatısına bomba olarak düştü…

Şu Gürcistan'a kaçan savcılar

var ya; o /*"Evet"*/lerdir…

*5 milyon *Suriyeli /*"Evet"*/ olarak çıkageldi…

Katliamlar…

Parçalanan insanlar…

Çöken turizm…

Patlayan işsizlik…

*FETÖ* ve*PKK* ile iş tutanlar orada otururken, şu hapishanelere
doldurulmuş suçu belli olmayan, aileleriyle beş*milyon *bahtsız insan,

o /*"Evet"*/lerin sonucudur…

*

Şimdi yine /*"Evet"*/ lazım…

Önceki referandumlardaki aynı cümlelerle /*"Milletimiz evet derse hedef
2023'tür… Daha güçlü bir Türkiye için evet mi?.."*/ diye soruyorlar ya…

Sen de /*"Benim önceki evetlerim ne oldu?"*/ diye sor…

Dön bir bak…

Sor…



*http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/bekir-coskun/onceki-evetler-bak-nereye-gitti-1695166/*

 

a45UyF587661-170223153906 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/23  17:27 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Gururla zayiflik ikiz kardestir.

Lowell

Mehdi nin ayak seslerini duyuyorum
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Seriat gelecek, adalet gelecek.
Osmanli Hilafet-i Islamiyesinin yikilmasindan sonra Muslumanlik aleminde
Kezzabiyyun, Deccaliyyun, Sufyaniyyun devirleri baslamistir.
Buyuk tahribat olmus, kutleler halinde irtidat gorulmustur.
Uzun suren kufur ve dalalet gecesinden sonra nihayet ufukta Mehdiyyet
fecr-i sadikinin nurlari gorulmeye baslanmistir.
Mehdi nin kuracagi Kur an, Sunnet ve Seriat duzeni oyle kolay kolay,
tereyagindan kil cekercesine zahmetsiz olmayacaktir.
Yakin gelecek, en dogrusunu Allah bilir, buyuk savaslara, igtisasa,
melhamelere, kiyimlara, $ikintilara gebedir.
Zahirde Musluman gorunen birileri, dunya hirslariyla Firat in altindaki
hazinelere saldirmislar ve buyuk kara ve necis servetlere sahip
olmuslardi, onlar helak olacaktir.
Islam dinini, dunyevi ve uhrevi ahkam tasnifine tabi tutan ve Seriatin
dunya ile ilgili hukumlerini goz ardi eden dunyevi=sekuler sozde
Muslumanlar feci sekilde aldandiklarini anlayacaktir.
Irak ta, Suriye de, Filistin de buyuk kanli savaslar cereyan edecektir.
Deccallar ve Sufyanlar tepetaklak olacaktir.
Batil gumbur gumbur yikilacaktir.
Musibetler toptan gelecek, kotulerin yaninda iyiler de zarar gorecektir.
Susuzluk, ekmeksizlik...
Evsizlik, barinaksizlik...
Ates ates ates...
Zelzele-i Kubra...
Bana dokunmayan yilan bir yasasin diyenleri buyuk yilanlar sokup
agulayacaktir.
Kezzablar, Deccallar, Sufyanlar sonuna kadar direnecek ve cok acilar
cekilecektir.
Haramla yapilmis yuksek binalar cokecektir.
Elektrikler kesilecek, butun seytani cihazlar calismayacaktir.
43 cu kattaki kasanesinden cihani nemrudane seyr eden gafil magrurlar
yuksek merdivenleri cikamayacaktir.
Kaddafilerin akli olsa, kanli iktidarlarindan feragat edip bir kuse-i
inzivaya cekilirler ama onlarda o akil nerede...
Zalimlerin en akillisi Zeynel olmus, cekip gitmisti.
Mubarek diretmisti ama diretmesi onu iktidarda tutmaya yetmemisti.
Saddam keske iktidardan vaz gecmis ve surgunu tercih etmis olsaydi.
Ahir zaman fitneleri baslamistir...
Deccallik, Kezzablik, Sufyanilik devirleri bitiyor.
Mehdinin ayak seslerini duyar gibiyim.
Kulaginizi yere koyun ve dinleyin...
Kur an, Sunnet, Seriat, adalet, guvenlik diye atiyor zeminin kalbi.
Direnmenin faidesi yok.
Mehdi gelecek, Seriat gelecek, adalet gelecek...
Tufandan sonra sukunet hukumran olacak.
Olenler olecek, kalanlar kalacak.
Iman ile olenler bahtiyar olacak; sirk, kufur, dalalet yolunda olenlerin
zarari buyuk olacak.
Bundan sonra Deccalperestlerin, Kezzablarin, Sufyanilerin isi bitiktir.
Ben hem Muslumanim, hem de Deccaliyim diyenler buyuk kayiptadir.
Rahmana iman ve itaat edeceksin, Taguta cephe alacaksin.
Ey Dresden (13-14 subat 1945 gecesi) ahalisi, ey modern Pompeililer,
Sodom ve Gomore halki, Bizans ve Roma...
Uyanin bu gaflet uykusundan

(GugukluhayaT) Ümit Yalım : YUNAN İŞGALİ ALTINDA REFERANDUM !...

2017-02-24 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Ümit Yalım : *YUNAN İŞGALİ ALTINDA REFERANDUM* !...

Bir dönem Milli Savunma Bakanlığı Genel Sejkreterliği yapan emekli albay
Ümit Yalım,*EGE*'deki Türk adlarının Yunan tarafından işgaline çok sert
tepki gösterdi.


*İŞTE ÜMİT YALIM'IN KAMUOYUNA AÇIKLAMALARI*:

  *

"Türkiye, Yunan işgali altında referanduma gidiyor.

  *

*18* Adası ve*1 Kayalığı* Yunan işgali altında olan Türkiye,*18
maddelik* Anayasa değişikliği için*16 Nisan 2017*’de sandık başına
gidecek.

  *

Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi, Genelkurmay Başkanı
hariç olmak üzere*23 Ocak 2017*’de değişti.

  *

Yeni Kara Kuvvetleri Komutanı ilk ziyaretini İzmir Koyun Adası’na
yaptı. Korgeneral Stefanis, hiçbir engelle karşılaşmadan İzmir Koyun
Adası’na gelerek, Yunan bayrağının altında işgalci Yunan askerleri
ile birlikte poz verdi.

  *

*Tayyip *Erdoğan,*18 Türk* Adası ve*1 Türk* Kayalığını hangi gerekçe
ile Yunan askerine teslim ettiğini açıklamak zorundadır.

  *

*Erdoğan *ve Yıldırım, Türk adalarını Yunan askerine teslim etmek
suretiyle, Türk Ceza Kanunu madde*302*’de tanımlanan vatana ihanet
ve Terörle Mücadele Kanunu madde *3*’de tanımlanan terör suçunu
işlemiştir.

  *

Terör suçu işleyen*Erdoğan *ve Yıldırım’ın, referandumda hayır oyu
verecek vatandaşlarımızı, terör örgütlerinin yanında göstermeye
hakları yoktur."

Kaynak: Ümit Yalım

*https://sarizeybekhaber.com.tr/sok-erdogan-ve-basbakan-yildirim-hakkinda-cok-agir-iddia*

 

a45UyF587661-170224180453 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/24  20:14 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Sen benim kutugumu yuvarla, ben de seninkini..

Lucius Annaeus Seneca

Senin dinin sana, benim dinim bana

(Kafirun 109/6)

Musrikleri gordugunuz yerde oldurun

(Tevbe 9/5)
Haydi bakalim simdi kivrinin durun, yok o nesh edildi, bu menhus oldu falan.
Sonucta ilah daha ilk anda bir oyle, bir boyle demis.
Daha kendi doneminde bir dedigi bir dedigini tutmamis.
Bir de zamanlar ustu olma iddiasi var.

Degisen Dil ve Insan

Kitabimi az insanlar ve az yillar icin yaziyorum. Uzun omurlu olabilmesi
icin daha saglam bir dille yazilmasi gerekirdi. Bizim dilimizin bugune
kadarki surekli degismelerine bakilinca, elli yil sonra simdiki halinde
kalacagini kim umabilir? Her gun elimizden kayip gidiyor benim yasadigim
yillar icinde yari yariya degisti. Simdi artik olgunlasti diyoruz; her
cag kendi dili icin oyle der. Hep boyle kacip degistigi surece ben
dilimizin bugunku halinde kalmasini ozlemem. Dyi ve yararli yazilar onu
kendilerine baglayabilirse baglar, gorecegi ragbet de devletimizin
kaderine gore degisir. Onun icin kitabima hic cekinmeden kisisel bircok
yazilar koyuyorum. Bunlar bugun yasayan insanlarin isine yaramakla kalir
ve orta anlayistan ote ozel bilgileri olan kimi insanlari ilgilendirir.
Gordugum bircoklari gibi benim ardimdan da olur olmaz sozler edilmesini
istemiyorum dogrusu: Soyle dusunurdu, boyle yasardi; sunu ister, bunu
istemezdi; olurken konussa buna sunu der, suna bunu verirdi; onu benden
iyi taniyan yoktu, gibi. Kitabimda edep kurallarinin izin verdigi olcude
egilimlerimi, sevgilerimi az cok belirtiyorum; bilmek isteyene sozlu
olarak daha da serbestce ve ictenlikle acikliyorum duyup dusunduklerimi.
Ama bakmasini bilen bu anilarimda her seyi soyledigimi, gosterdigimi
gorur. Gorenlere kisacik gostermeler yeter Ust tarafini kendin
bulabilirsin. Istenecek, aranip bulunacak hicbir sey birakmiyorum
kendimden. Sozum edilecekse, dogru durust, gercege uygun edilmesini
istiyorum. Ovmek icin de olsa beni oldugumdan baska turlu gostermek
isteyeni yalanlamak icin obur dunyadan seve seve kalkar gelirim.
Yasayanlardan bile olmadiklari gibi soz edildigini gormekteyim.
Yitirdigim bir dostumu (La Boetie) var gucumle desteklemeseydim, bin bir
turlu suret biceceklerdi ona.

Michel de Montaigne : Denemeler


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/

(GugukluhayaT) Hüsnü Mahalli: Rakka'ya Esad girer

2017-02-24 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak



  Hüsnü Mahalli: Rakka'ya Esad girer

2017-02-24 10:02:37

Gazeteci Hüsnü Mahalli, Türkiye’nin /*"Suriye’deki süreci Suudi
Arabistan, Katar ve Amerika ile yürütürüm"*/ dediği takdirde karşısında
İran-Rusya ve Suriye ordusunu bulacağını söyledi. Mahalli /*"ABD
Rakka’da operasyon yapamaz. Suriye ordusu, şu veya bu biçimde Rakka’ya
girecektir"*/ dedi.


Hüsnü Mahalli: Rakka'ya Esad girer

Gazeteci Hüsnü Mahalli Türkiye’nin El Bab operasyonu ile Rakka ve
Mınbiç’e yönelik operasyon girişimlerini Cumhuriyet'e verdiği röportajda
değerlendirdi. Mahalli , /*"Ben Suudi Arabistan’la, Katar’la ve Amerika
ile bu süreci yürüteceğim derse Türk ordusu karşısında PYD, Suriye
ordusu ve Rus uçakları ile İran’ın savunmasını bulacak. Ya çizginin bu
tarafına geçer sorunu kendi içinde çözer ya da bölgenin yıkımı olur"*/
yorumu yaptı. Mahalli, İran’ın *3*. dünya savaşını gözalacağını ve ne
Suriye’den ne de Hizbullah’tan vazgeçmeyeceğini söyledi.


Cumhuriyet'te yayımlanan röportajın tamamı şöyle:


*2012 yılında* Suriye’de Esad değil, Türkiye kaybedecek demiştiniz.
Bugün gelinen noktada*ABD* ve Rusya çözümün Esad’sız olamayacağını
gördü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Arap Baharı başladığında ben bunun bir kanlı oyun olduğunu söylemiştim.
O bölgeyi sokak sokak ve tüm insanına kadar bilirim.*40 yıllık*
gazetecilik mesleğimi de yalan söyleyerek heba edecek değilim.
İstihbarat raporları, Suriye’deki İslamcıların palavraları ve ordudan
kaçan üç beş generalin söyledikleri ile yorum yapanların bataklığa
saplandığını gördük. Yine söylüyorum Esad gitmeyecek ve gitmez. Suriye
direnecek ve kazanacak. Çünkü Suriye toplumu bu radikal İslamcıların ruh
hastası sapıkların yaşamlarını kabullenemez.*360 bin *kişilik Suriye
ordusu*100 bin *kişilik terörist gruplarla savaşıyor. Suriye’nin ordusu
dağılmadığı için bugün ayakta.


*ABD* işgalci durumda


*TSK*’nin El Bab, Rakka ve Mınbiç’e yönelik operasyon fikirini nasıl
değerlendiriyorsunuz?

Eğer Türkiye Suriye’nin geleceğini Rusya ve İran ile birlikte dizayn
edecekse orada ne Amerika kalabilir ne de Rojava konusunda bir şey
yapabilir. Türkiye şimdiye kadar yaptığı savaş politikasının tersine
barışçıl niyetle*İŞİD*’i çözer. Ben Suudi Arabistan’la, Katar’la ve
Amerika ile bu süreci yürüteceğim derse bırakın Rakka’yı çözmeyi Türk
ordusu karşısında*PYD*, Suriye ordusu ve tepesinde Rus uçakları ile
aşağıdan İran’ın savunmasını bulacak. Ya çizginin bu tarafına geçer
sorunu kendi içinde çözersin ya da bu bölgenin yıkımı olur. Ayrıca
Rusya’nın Suriye’de varlığı uluslararası hukuka uygun çünkü Suriye
devleti çağırmış durumda.*ABD* şu anda saldırgan ve işgalci durumunda.
Dolayısıyla Amerika Rakka’da operasyon yapamaz. Suriye ordusu şu veya bu
biçimde Rakka’ya girecektir. Halep’i temizlediler ve oradaki küçük
gruplarla uzlaşmaya varıyorlar. Gücünü oraya kaydırmaya başladılar.
Türkiye açısından asıl sorun İdlib’dir. Türkiye’ye*15 kilometre *sınırı
var. Maksimum*50 bin *civarnında tankı, füzesi ve kimyasal silahı olan
Nusra’cı bir yapı var ve onların durumu ne olacak. Bu*İŞİD* bitse bile
Türkiye’nin başını ağrıtacak sorun olarak devam edecek. Ayrıca El Bab’ı
aldık diyorlar ancak kimse giremedi. Bunları*ÖSO*’nun sitelerinden takip
ediyorum.


Rusya’dan*PYD* hakkında çelişkili açıklamalar geliyor. Nasıl
değerlendiriyorsunuz?

İlk Cenevre toplantısının yapıldığı*2013 yılında PYD*’nin katılması
yönünde tavır koydu. Türkiye itiraz etti ve toplantının yapılması için
sesini çıkarmadı. Ruslar her zaman*PYD* ile irtibat halindeydi. Salih
Müslim Rus yetkililerle görüştü. Çelişki falan yok. Ruslar böyle bir
kartı Amerikalılara verecek kadar aptal değil. Suriye’nin kaderinin
belirlenmesinde Kürtler ciddi faktör. O kartı*ABD* ve Batılı ülkelere
vermezler. O yüzden Rusya’dan hiç çelişkili açıklama gelmediğini görürsünüz.


Esad*yüzde 70*’le kazanır


Suriye’de bugün seçim olsa nasıl bir siyasi sonuç ortaya çıkar?

Suriye’de her şey bir sisteme oturduğu zaman demokratik ortamda ve*BM*
gözetiminde yapılacak seçimde Esad en az*yüzde 70 oy* alır. Çünkü Suriye
halkı başına ne geldiyse siyasal ve radikal İslamcılardan geldiğinin
farkında. Esad yönetiminin*yüzde *yüz demokratik olmadığı ve yolsuzluk
iddiaları doğrudur. Suriye halkı*2011 öncesi* ile bu dönemi
değerlendirecek ve kararını verecektir. Çünkü Suriye halkı aydındır.


Türkiye ile İran arasındaki gerilimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizleri neler bekliyor!

*2011* yılından bu yana siyasi iktidar Esad’ın Alevi oluşundan dolayı
İran’ın destek verdiğini söyleyerek suçladı. Türkiye-İran ve Rusya
arasında Suriye konusunda güvensizlik başladıysa bu bölgeye
yansıyacaktır. Suudi Aarabistan ve körfez ülkeleri Türkiye’yi İran’a
saldırtmak istiyor. Bizim bunlarla bölgeyi dizayn etmeye kalkmamız akla
ziyan. Suriye ve Irak macerasından sonra İran ile karşı karşıya
gelebilmeyi düşünüyorlarsa bölge tamamen bitsin. İran *3*. dünya savaşı
çıkarır

(GugukluhayaT) Ataol Behramoğlu : Bu referandum yasal olmayacak

2017-02-25 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Ataol Behramoğlu : Bu referandum yasal olmayacak

*ataolbehramo...@gmail.com  25 Şubat
2017 Cumartesi*

Ülkemize, halkımıza dayatılan bu halkoylaması hiçbir anlamda yasal
olmayacak.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin vazgeçtiği *Anayasa Mahkemesi başvurusunun
gerekçelerinin daha çok biçime, usule ilişkin aykırılıklar olduğunu
tahmin ediyorum.*

Vazgeçme gerekçesi ise, açıklandığına göre, *halkın sağduyusuna duyulan
güven*… Buna günümüzdeki *Anayasa Mahkemesi’ne güvensizliği* de
eklememiz sanırım çok yanlış olmaz.

***

Usule ilişkin aykırılıklar (örneğin açık oy kullanmak) zaten gözler
önünde gerçekleşti.

Bunlardan en vahimi, *tarafsız olması gereken cumhurbaşkanının taraflı
olarak */*"sahaya inmiş"*/ olmasıdır.

Devletin bütün olanaklarını sonuna kadar kullanarak ve kullandırarak…

*Üstelik, hem kendisi hem yandaşlarınca karşı tarafa ağır tehditler,
suçlamalar yöneltilerek*.

Bütün bunlar ve *söz konusu oylamaya zaten **‘olağanüstü durum’**da
gidiliyor olması, bu halkoylamasının yasal olmadığının, olamayacağının
yeterli kanıtlarıdır*.

Fakat benim yasadışılık derken kastettiğim daha başka, *daha esasta bir
şey; bu halkoylamasının içeriğinin hukukun evrensel ilkelerine,
ülkemizin ve bütün bir insanlığın birikimlerine aykırı* oluşudur…

***

Örneğin, *köle olmak ister misiniz gibi bir soruyla bir halkoylamasına
gidilebilir mi*?

*Ülkenizin herhangi bir dinsel inanışın kurallarıyla mı, evrensel insan
hakları ilkelerine göre mi yönetilmesini istersiniz başlığı altında bir
halkoylaması yapılabilir mi*?

Yine örneğin, kız çocuklarının miras hakkı erkek çocuklarınınkine eşit
olmalı mı olmamalı mı; kadınların seçme ve seçilme hakkı kalmalı mı
kalkmalı mı; sanık ceza hukuku ilkelerine göre mi, din kitapları
hükümlerince mi yargılanıp cezalandırılmalı gibi sorular,
halkoylamalarının konusu olabilir mi?

Amaçları toplumun eğilimlerini öğrenmek olduğu için anketler her konuda
yapılabilir.

_*Halkoylamalarının sonuçları ise yasa hükmündedir.*_

Öyleyse yukarıdaki soruyu başka sözcüklerle tekrarlayalım: _*Hükümdarın
ya da yönetimin kuluyken ülkenin eşit haklara sahip yurttaşı konumuna
yükselen çağdaş insanı yeniden kula dönüştürecek bir yasa önerisi
halkoylamasına sunulabilir mi?*_ Sunulacak olursa da, sonuç hangisi
olursa olsun, hukuksal değer taşıyabilir mi?

Elbette hayır.

***

*16* Nisan’da yapılması öngörülen halkoylamasında halkımıza sorulacak
olan da, esas ve özet olarak budur.

Başbakanın ve bakanların parlamentoya hesap vereceği, yargının yasalara
ve evrensel hukuk ilkelerine bağlı ve kurumsal bağımsızlığa sahip
olduğu; cumhurbaşkanının ülkede ve dünyada bütün halkı ve ulusu temsil
eden, saygın ve partiler üstü bir kişilik olacağı bir sistemi mi, bütün
bunların tam tersini mi tercih ediyorsunuz… Daha da özeti, tercihiniz
tek tek ve bütün bir ulusça uygar bir ülkenin uygar yurttaşları olarak
mı yaşamak; kaderinizi hukuksal bir sorumluluğu da bulunmayan tek bir
kişinin eline, insafına, vicdanına, kararlarına bırakmak mıdır?

_*Bu tercihlerden birinin oylanacağı bir halkoylaması, sonuç ne olursa
olsun daha en baştan, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının da dayanağını
oluşturan evrensel hukuk ilkelerine aykırı ve yasadışıdır…*_

***

Öyleyse, ne yapmalı?

Yapılması gereken, öncelikle, bunun yasadışı ve göstermelik bir
halkoylaması olacağını, esasta ise bir devrimle kurulmuş çağdaş Türkiye
Cumhuriyeti için yaşamsal bir kırılma noktası oluşturduğunu kavramaktır..

_*Bu bir halkoylaması değil savaştır ve bu nedenle de çıkacak sonucu
kaybeden tarafın kabul etmesi olanaksızdır…*_

Cumhuriyet karşıtlarının iç savaş çığlıkları bunun açık göstergesidir.

Onların iyi bilmesi gereken ise bu milletin sadece Damat Ferit’ler,
Derviş Vahdeti’ler, hainler, serseriler, kundakçılar, kiralık katiller
değil, Mustafa Kemal’ler, Hasan Tahsin’ler, Kubilay’lar, Uğur Mumcu’lar
da yetiştirdiği ve koşullar kaçınılmaz olduğunda her zaman da
yetiştirecek olduğudur.

*http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/684732/Bu_referandum_yasal_olmayacak.html#*

 

a45UyF587661-170225171420 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/25  19:40 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Can gozu kor olunca, gozle gorusun bir yarari yoktur.

Hz.Ali

Resulullah (sav) a bir hirsiz getirilmisti.
Oldurun onu!
diye emretti.
Kendisine:
Ey Allah in Resulu, bu adam sadece caldi denildi.
Bunun uzerine Oyleyse (elini) kesin!
dedi ve derhal eli kesildi.
Sonra ayni adam ikinci sefer getirildi.
Yine: Oldurun onu!
diye emretti.
Kendisine:
Ey Allah in Resulu, bu adam hirsizlik yapti dendi.
Bunun uzerine Oyleyse kesin!
dedi ve derhal sol ayagi kesildi.
Sonra ucuncu sefer getirildi ve hirsizlik yaptigi soylendi.
Hz.Peygamber:
Oldurun onu!
diye emretti.
Kendisine:
Ey Allah in Resulu, bu adam hirsizlik yapti denildi.
Bunun uzerine: Sol elini kesin!
diye emretti.
Sonra ayni adami dordu

(GugukluhayaT) İlber Ortaylı: Bu yolla Dolmabahçe'yi de yıkarlar

2017-02-26 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bu daha önce oldu.
Bir fantazi değildir yani.

Zaten daha önce Aksaray'ı yıkmışlardı.
Ortada bir semt var, adı Aksaray.
Bu semte adını veren saray ortada yok.
Bir sürü tarihi cami, koca bir medrese ortada yok.
Yerinde ne var, Vatan Caddesi.

YERİNE YAPILACAK OLANA BAK SEN!...

Böyle diyorlar.
Bu mantıkla, Topkapı Sarayına dozeri dayarlar, itiraz edene de *YERİNE
YAPILACAK OLANA BAK SEN* derler.
Ya ta *ZATEN ÇOK ESKİMİŞTİ, BİZ YIKMASAK KENDİLİĞİNDEN YIKILACAKTI* derler.

Tarih bilinci, sevgisi, bu kadardır bunlarda.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  /İlber Ortaylı: Bu yolla Dolmabahçe'yi de yıkarlar/

/26.02.2017 11:03 /



/Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Galataport çalışmaları kapsamında
yıkımı tepkilere neden olan Karaköy Yolcu Salonu’nu köşesine taşıdı.
Hürriyet gazetesindeki yazısında Karaköy Yolcu Salonu için///*"Değişen
toplum yaşantısına sahne olmasıyla Türkiye’nin yakın tarihinin en önemli
eserlerindendi. Ne olursa olsun bu bina korunmalıydı."*///diye yazan
İlber Ortaylı, iktidarı da eleştirerek, ///*"Eskiden bu halkı
küçümseyerek iş yapanların **‘halka yabancılaşmış bürokratlar ve
sözde aydınlar’**olduğu tekrarlanır dururdu. Şimdi o işi yapanlar
artık halkın içinden geldiklerini söyleyenler..."*///ifadelerini kullandı./

/Tarihi binaların ///*"çökmeye meyilli"*///denilerek yıkıldığını ifade
eden Ortaylı, ///*"bu yolla dolmabahçe'ye bile yıkım kararı
verilir"*///şeklinde yazdı./


/İlber Ortaylı’nın yazısının ilgili bölümü şöyle:/

/"İstanbul//*19*//’uncu yüzyılda uluslararası su yollarının kavşak
noktası haline geldi. Her şeyden önce Süveyş Kanalı kuzeydoğu
Atlantik’teki ağır trafiğin bir kısmını bu bölgeye çekmişti. Bundan
başka Rusya ve Tuna havzasının Akdeniz trafiğine girişi de bir etki
yaratıyordu. Emin bir liman olan İstanbul, gemilerin sadece Haliç ve
havzasına demir atıp karayla sadece sandal ve alamana yük kayıklarıyla
ilgi kurduğu bir yer olmaktan çıktı. Yolcu gemileri artık Galata
rıhtımına yanaşıyordu. Bu dönemde Cumhuriyet, yolcu trafiğinin
artmasının gerektirdiği ilk eseri de ortaya koydu. //*Şehre yakışan bir
yolcu salonu, mimar Rebii Gorbon’un projesine göre yapıldı.*/

/Yapılır yapılmaz da bu yolcu salonu, İstanbul hayatının ve tarihinin
ayrılmaz bir parçası haline geldi. Gümrük buradaydı, polis buradaydı.
Yolcu salonuyla beraber Karaköy derhal ilginç restoranlar ve dükkânlarla
doldu. Dünyanın dört tarafından insanlar buraya akmaya başladı./

/*http://www.birgun.net/haber-detay/ilber-ortayli-bu-yolla-dolmabahce-yi-de-yikarlar-148373.html*/

 

a45UyF587661-170226160047 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/26  17:51 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Gam Cekme Divane Gonul

Gam cekme haline divane gonul
Sana da bulunur elde neler var
Ayva mi turunc mu nar mi istersin
Sun elini beri de ya dost dalda neler var.

Sakinin agalar, beyler kucukten
Yanagi gamzeli egri bucuktan
Arilar bal yapar binbir cicekten
Hazaket anda ya dost balda neler var.

Karacaoglan der ki yarali sinem
Elimden aldirdim gul yuzlu sunam
Kimi cennet ister, kimi cehennem
Cennetten beride ya dost yolda neler var.

Ruhi Su

Hoybun (Kurtce: Xoybun) Cemiyeti

5 Ekim 1927 ye, Lubnan in Bihamdun sehrinde kurulmustur.

Bihamdun sehrinde, Kurdistan Teali Cemiyeti- Kurtcu Millet
Fikrasi-Kurtcu Milliyetci Orgutler-Irak-Iran-Suriye deki Kurtculer ve
Tasnak kokenli Ermeniler ortak duzenlenmis bir kongrede biraraya
geldiler. 45 gun suren calismanin sonunda HOYBUN adli teror orgutunu
kurdular.

Politik ve Askeri Isbirligi olarak acilanan antlasmanin ilk iki maddesi
soyle idi:

1)Her iki taraf Bagimsiz Kurdistan in ve Birle$ik Ermenistan in kurulma
hakkini karsilikli olarak taniyarak, bu hakkin savunmasi icin mumkun
olan her turlu imkani kullanarak birbirlerinin yardimina kosmayi kabul
ederler.
2)2) Her iki taraf, hangi topraklarin Ermenistan a, hangi topraklarin
Kurdistan a ait olduguna(!) bakmaksizin, sadece iki ulkenin kurtulusunu
amac edinmis olarak, ortak dusmana (Turkiye) karsi savasmaya devam
edeceklerdir.

Turk milleti bircok asirlar, (..) bir kelimesinin manasini bilmedigi
halde Kur an i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara dondu.(..)

Mustafa Kemal ATATURK
(Mustafa Kemal in yazdigi Afet inan imzasiyla cikan Medeni Bilgiler
kitabi 1931)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoy

(GugukluhayaT) Ahmet Kılıçaslan Aytar : NÜKLEER HESAPLAR

2017-02-26 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  /Ahmet Kılıçaslan Aytar ://*NÜKLEER**HESAPLAR*/



/Başkan D.Trump,//*ABD*//'nin nükleer silah kapasitesinde geride
kaldığını, halbuki ülkesinin nükleer silah kapasitesinin genişletilmesi
ve en tepede olunduğunun gösterilmesi gerektiğini açıkladı./

/*ABD*//ve Rusya arasındaki Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması
Anlaşması//*-III*//,//*2021*//'de sona eriyor./

/Rusya, silahlanma yarışına neden olunmaması için her iki ülkenin de
nükleer alanda üstünlük elde etme politikasını izlememesi gerekliliğinden;/

/Anlaşmanın geleceğiyle ilgili müzakerelerin en kısa zamanda başlamasını
talep ediyor./

/Son zamanda nükleer silahlarla ilgili tartışmaların, yeni stratejiler
üretmenin ardı arkası kesilmiyor.../

/*/

/Başkan B.Obama döneminde, İran'ın nükleer programına
ilişkin//*BM*//Güvenlik Konseyi daimi üyeleriyle yaptığı anlaşma;/

/İran'a nükleer enerjiyi kullanma hakkı veriyor, kurulacak sıkı bir
denetim mekanizmasıyla nükleer silah elde etmesi engelleniyordu./

/Ancak//*ABD*//Kongresi'nde İsrail'in ivmelediği Cumhuriyetçi kesim,
İran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan ama nükleer altyapısına
dokunmayan anlaşma formülünden rahatsız oldu./

/İsrail ise anlaşmayı tarihi bir hata olarak değerlendiriyor ve
duruşunu; İran'ın tüm isteklerinin kabul edildiği bir anlaşmanın sadece
İsrail ya da bölge açısından değil bütün dünya açısından çok tehlikeli
olacağı noktasında kuruyordu.../

/*/

/İran ise//*400 nükleer*//başlık ve bomba ile donatılmış İsrail'i, bölge
ülkelerinin varlığını tehdit eden terörist bir ülke olarak tanımlıyordu./

/Ama, Anlaşma ile Batı'nın ağır yaptırımlarının iptalinin ardından kendi
doğal kaynaklarını kullanacağından, ekonomik olarak ayağa kalkacağından
ve//*Ortadoğu*//'da etki gücünü arttıracak olmaktan sevinçteydi.../

/*/

/O gün bugün, İsrail; ekonomik yaptırımların sona ermesiyle, İran'ın
askeri sanayisinde on yıl içinde önemli ölçüde büyüme sağlayacağı,/

/Seri üretime geçerek üreteceği silahları Hizbullah gibi destekçilerine
aktaracağı,/

/Nükleer programına devam etmesiyle bölgedeki diğer Arap ülkelerinin de
nükleer silahlanma yarışına gireceği düşüncesini hep sıcak tuttu.../

/Yanı başında Suriye İç Savaşı sürerken ve Siyasi Çözüm için taraflar
görüşürken,/

/İsrail,//*HAMAS*//'la Gazze'de ya da İran'la doğrudan bir savaşa
girebileceği ihtimaline karşı mütemadiyen hazırlıklar yaptı./

/Savunma Kuvvetleri için mühimmat, yakıt ve gerekli kaynakların
oluşturulması gibi hazırlıkların yanı sıra savaşa hazırlığa yönelik
eğitim çalışmalarını da kapsayan ///*"Gideon Planı"*///üzerinde mesai
yapıyor./

/Gideon planıyla zamanın boşa harcanmasından kurtuluyor, Ordu'da uzun
vadeli bir değişimin yaşanması ve tehditlere karşı daha etkili olmanın
alt yapısı oluşturuluyor./

/*/

/Bu sırada,//*16 Kasım 2016*//'da//*ABD*//Temsilciler Meclisi,//*2
Aralık*//'ta ise Senato'da ///*"İran Yaptırımlar Yasası"*///nın//*10
yıl*//daha uzatılması kararı alınmıştır./

/Karar, İran'ın petrol ve enerji endüstrisine kısıtlamaları ve
yaptırımları içeriyor.../

/Ama İsrail, Rusya'nın İran ile ittifakı ve Suriye için bölgede
bulunmasından rahatsızdır./

/İsrail hükümeti ülke güvenliği için bölgedeki Rusya ile stratejik bir
ittifak dizayn etmiş, Rusya'nın Suriye'deki etkisini ve ittifakın
içeriğini İran'a karşı kullanmanın yolunu oluşturmayı öngörmüştür.../

/Ama Rusya'nın İran'a desteğinin sürdüğü şu sırada ve bir mücbir sebep
durumunda;/

/İran'ın birkaç hafta içinde nükleer bombalar üretebileceği ve birkaç
kısa yılda ölümcül bir nükleer dünya gücü haline gelebileceği
düşüncesiyle de hâlâ endişelidir./

/*/

/İsrail'i endişelendiren şey; Son olarak Kırım'ı ilhakı ve Doğu
Ukrayna'daki uygulamalarıyla Avrupa Barışı'nı ihlal etmekle suçlanan
Rusya'nın;/

/*1939*//'da Almanya'nın Sovyetler Birliği ile imzaladığı
///*"Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Anlaşması"*///nda gösterdiği
tutumuyla, tarihten gelen güvenilmez bir ülke olduğuyla sıfatlanan
iddiasıdır. /

/*/

/Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Anlaşması; Hitler ve Stalin'in
ortaklaşa saldırarak Avrupa'yı birlikte işgal etmeye yönelikti../

/Almanya, doğu sınırını sağlamlaştırmak üzere Polonya'yı işgal edecek
ama aslında olası bir Sovyet müdahalesini engelleyecek,/

/Buna mukabil Sovyetler Birliği'de Almanya'nın Çekoslavakya'yı işgali
üzerine batı sınırını garanti altına alacaktı./

/*/

/Nitekim Almanya, Sovyetler Birliğinden satın aldığı petrol, diğer
hayati ve gerekli doğal kaynaklar sayesinde Polonya'yı istila etti./

/Hitler, Sovyet petrolü ve kaynaklarıyla İngiltere'ye karşı savaş
çabalarını yoğunlaştırıyor, Sovyetler Birliği de, İngiltere ve
Fransa'nın Almanya'ya savaş açmasını inşa ediyordu./

/Stalin'in lojistiği//*1941*//'de//*II*//. Dünya Savaşı'nın Doğu
Cephesi'ni açan Barbarossa Harekâtı'na kadar devam etti./

/İşler terse dönmüşi İngiltere bu harekâtla Sovyetler Birliği'ne karşı
savaş açmıştu ve o sırada Almanya'nın hiç petrolü yoktu.../

/*/

/Bu tarihi olay, İsrai

(GugukluhayaT) SONER YALÇIN: 150 yıllık zulüm

2017-02-27 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  /*SONER YALÇIN*//://*150 yıllık*//zulüm./


/​Adı, Mehmet Emin Ali Paşa //*(1815-1871*//)…/

/Toplamda//*8 yıl 3 ay*//sadrazamlık yaptı./

/Avrupalı büyükelçilere dayanarak ///*"koltukta kalma"*///adetini
getirenlerdendi./

/Batı'ya boyun eğen dış politikası Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi
gibi münevverler tarafından eleştirilmeye başlayınca,//*Mart 1867*//'de
///*"Ali Kararnamesi"*///ni çıkardı:/

//*"Devlet, çıkarları gerektiği durumlarda, yürürlükteki basın
yasağından bağımsız olarak kovuşturma yapacaktır!"*//

/Amacı muhalifleri hapse atmaktı./

/Dokuz Jön Türk, Avrupa'ya kaçmak zorunda kaldı./

/O yıllar… Avrupa'nın ///*"fikir başkenti"*///Paris kaynıyordu./

/Halkın yönetime el koyduğu Paris Komünü,//*18 Mart 1871*//'de kuruldu./

/Avrupa'daki bu sol hareketler Osmanlı'ya da yansıdı. Örneğin,
Ameleperver Cemiyeti//*1 Nisan 1871*//'de kuruldu. Paralarını alamayan
tersane işçilerini greve götürdü./

/Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi gibi yazarlar Komün'ü öven makaleler
kaleme almaya başladı./

/Çok sürmedi… Ölümünden kısa süre önce Sadrazam Mehmet Emin Ali
Paşa//*Temmuz 1871*//'de bir emirname yayınladı:/

//*"Amelenin; zenginlik ve nimetlerin eşit olarak paylaşılmasını ve
hükümeti ortaklaşa idare etmek istemesi gibi zararlı komün fikirleri
enternasyonal kaynaklıdır. Komün fikirlerinin devletin arasına sızmaması
ve toplumda, ihtilaller- çatışmalar doğurmaması için gerekli önlemlerin
alınması hükümetin en hassas görevidir."*//

/İşte…/

/Ali Paşa Emirnamesi'ne dayanılarak Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi
gibi birçok münevver sürgüne gönderildi; gazeteler, tiyatrolar vs
kapatıldı./

/Bu başlangıçtı…/

/Ve bu korkuya boyun eğdirmek isteyen kötülük hiç bitmeyecekti…/

/
/


/*İLK SOLCULAR YAZDI*/


/Bu uzun girişi yapmanın nedeni şu:/

/*FETÖ*//tehlikesi konusunda toplumu-devleti ilk uyaran solcular idi./

/*FETÖ*//'ye karşı ilk mücadeleyi veren solcular idi./

/Keza.//*FETÖ*//kumpasları sonucu hapse atılanlar, işsiz bırakılanlar,
öldürülenler solcular idi./

/Ve…//*FETÖ 15 Temmuz 20016*//'da darbe girişiminde bulundu. Masum//*248
insanımızı*//şehit etti./

/Ardından…//*OHAL*//ilan edildi./

/Çıkarılan//*KHK*//ile ne yapıldı dersiniz; solcu akademisyenler
üniversitelerden atılmaya başlandı!/

/Hiç şaşırtıcı değil bu;//*150 yıldır*//bu tavır hiç değişmedi./

/Örnekleri çok:/

/İttihatçılar//*1913*//'te darbe yaptı. Türkiye Komünist Parti ilk
başkanı olacak Mustafa Suphi gibi aydınları Sinop'a sürgüne gönderildi!/

/Nakşibendi Şeyh Sait ayaklandı. Takrir-i Sükun Kanunu çıkarıldı. Ve
///*"vatana ihanet"*///iddiasıyla yargılananlar yine solcular oldu!/

/Atatürk'ten sonra iktidara ///*"solcu Kemalistler gelmesin"*///diye
devlet içinde kapışma yaşanırken, bundan hiç haberi olmayan Nazım Hikmet
ve Kemal Tahir gibi solcular ///*"darbe yapacaklar"*///kumpasıyla hapse
atıldı!/

/Hitler artığı faşistlerin dünyadan temizlendiği yıllarda bile,
Türkiye'deki üniversitelerden Behice Boran, Pertev Naili Boratav, Niyazi
Berkes, Mediha Esenel, Muzaffer Şerif gibi solcu akademisyenler kovuldu!/

/Bu hiç değişmedi…/

/Solcular hep işten atıldı…/

/Solcular hep hapse sokuldu…/

/Yetmedi. Sabahattin Ali gibi solcular hep kör karanlıklarda infaz edildi./

/
/


/*DÜŞMANLIK BİTMEDİ*/


/Hangisini yazayım…/

/*1946*//'da çok partili siyasal hayata geçildi. Hemen ardından yeni
kurulan sol partiler ve sol sendikalar bir gecede kapatıldı; solcular
zindanlara atıldı./

/*1950*//'de iktidara Demokrat Parti geldi.//*ABD*//'den ekonomik yardım
alabilmek için, ///*"Türkiye'de komünistler çok güçlü"*///yalanıyla
///*"büyük tevkifat"*///yaptı. Şefik Hüsnü, (Atatürk'ün teyzesinin oğlu)
Reşat Fuat Baraner, Mihri Belli, Vedat Türkali,Ruhi Su, Ahmed Arif,
Enver Gökçe, Attila İlhan gibi solcuları hapse attı./

/Bu ülkede; dini politikaya alet etmekten (eski//*TCK 163*//) yargılanan
ilk politikacı da solcu Dr. Hikmet Kıvılcımlı oldu! Suçu, Eyüp
Sultan'dan çkan cami cemaatine sosyalizm ile İslam'ın ortak noktalarını
anlatmasıydı!/

/Yahu!../

/Azınlıklara yönelik//*6-7 Eylül 1955*//'teki saldırıların suçunu bile
solcuların üzerine yıkmak için Aziz Nesin, Asım Bezirci, Hasan İzzettin
Dinamo, Nihat Sargın gibi solcuları cezaevine soktular!/

/Sadece bunlar mı?/

/*27 Mayıs 1960*//'ta – ///*"DP'ye yakın öğretim üyelerini
kovuyoruz"*///diye- Sabahattin Eyüboğlu, Yavuz Abadan, Nusret Hızır,
Tarık Zafer Tunaya, Halet Çambel, Mina Urgan, Özer Ozankaya, Haldun
Taner, Orhan Duru gibi solcuların üniversitelerdeki görevlerine son
verdiler!/

/*12 Eylül 1980 darbesi*//geri kalır mı; hapse attıkları hariç Rona
Aybay, Alpaslan Işıklı, Korkut Boratav, Bahri Savcı, Cem Eroğul, İdris
Küçükömer, Sencer Divitçioğlu, Bülent Tanör gibi hepsi solcu//*38
profesör*//,//*25 doçent*//,//*10 yardımcı*//doçenti//*1402
sayılı*//Sıkıyönetim Kanunu ile üniversiteden attı!/

/Bu ülkede her fırsatta solcular hedefe kondu. Cesaretlerini aşındırmak
için sürekli acı çektirildi.

(GugukluhayaT) 15 Temmuz davasında dikkat çeken sorular: Erdoğan ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi, korumaları kim bıraktı?

2017-02-28 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *15 Temmuz *davasında dikkat çeken sorular:*Erdoğan *ayrıldığı halde
  bizi oraya kim gönderdi, korumaları kim bıraktı?

*

*15 Temmuz *davasında merak edilen soruları darbe girişimine katılan
askerler de mahkeme heyetine sordu.

Özel Kuvvetlerde görevli Yüzbaşı İsmail Yiğit, Cumhurbaşkanının
Marmaris’ten ayrıldığının bilinmesine rağmen kendilerini oraya sevk
edenlerin kim olduğunun bulunmasını istedi.

*

Salı,*28 Şubat 2017 12:42*

*

Muğla*2.Ağır* Ceza Mahkemesi tarafından görülen /*"Cumhurbaşkanına
Suikast girişimi"*/ davasında*15 Temmuz *darbe girişiminde Özel
Kuvvetler timinde görev yapan Yüzbaşı İsmail Yiğit’in ifadesi alındı.

*

Yiğit, kendisinin Cemaatçi olmadığını, o gece Cumhurbaşkanını almaya
gittiklerini bildiğini belirterek,*/"Marmaris’teki otele bizden önce
saldırı olduğunu biliyorum./*

*//*

*/Mağdur tanıklar Duygu Ayaz, Savaş Karataş, Ekber Karadağ, Hüseyin
Altın ve Dr. Erdol Doğu’nun ifadelerine göre gece
saat//01.00//sıralarında otel bölgesine ateş edilmiş./*

*//*

*/Bunun kamera kayıtları çıkarılsın./*

*//*

*/Polislerin birisini de onların şehit ettiğini düşünüyorum./*

*//*

*/Cumhurbaşkanına suikast girişimini bizden önce onlar yapmışlar./*

*//*

*/Sayın Cumhurbaşkanı onların suikast girişiminden kıl payı kurtulmuştur./*

*//*

*/Nedense ikinci otelin olduğu yerde kamera görüntüleri var./*

*//*

*/İlk çatışmanın olduğu yerde kamera görüntüsü yok./*

*//*

*/Bu kamera görüntülerinin bulunması gerekir./*

*//*

*/Bu görüntülerin bulunmaması Cumhurbaşkanını zan altında bırakıyor./*

*//*

*/Birçok önemli operasyona katıldım./*

*//*

*/Böyle suikast olmaz./*

*//*

*/Suikastın önemli tarafı gizliliktir./*

*//*

*/Asıl sorulması gereken Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde
korumalarını neden, kim orada bıraktı?/*

*//*

*/Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla
karşı karşıya bıraktı./*

*//*

*/Aynı gün saat//16.00//’da uçuş yasağı getirildi./*

*//*

*/Biz İstanbul’dan İzmir’e geldik./*

*//*

*/Bize neden engel olunmadı./*

*//*

*/Engel olmayanlar sorumludur./*

*//*

*/Genelkurmay Başkanı darbe girişimini saat//16//.00//sıralarında öğrendi./*

*//*

*/Önlemek için neden//8 saat//bekledi./*

*//*

*/Bugün burada maddi olgularla değil, kanaatlerle yargılanıyoruz./*

*//*

*/FETÖ//’cü olsam//10 yıl//terör bölgesinde değil, daha rahat bölgelerde
görev yapardım./*

*//*

*/Evim yok./*

*//*

*/FETÖ//’cü olsam evim olurdu./*

*//*

*/İddianameye göre, kaçtığımız sırada //‘İçimizde hizmet hareketinden
olmayan var mı?’//diye sormuşum./*

*//*

*/Bunu o kadar kişinin içinde sadece Zekeriya Kuzu mu duymuş?/*

*//*

*/Kendisi ifadesinde işitme sorunu olduğunu söylemişti./*

*//*

*/Buna rağmen sadece kendisi duymuş./*

*//*

*/Kuzu’ya işitme testi yapılsın./*

*//*

*/Zekeriya Kuzu bugüne kadar//57 FETÖ//’cü isim verdi,//45//’i serbest
bırakıldı./*

*//*

*/Biz çatışmaya gitmedik./*

*//*

*/Eğer öyle olsaydı, bizim teçhizatımız polislerin teçhizatından daha
iyiydi./*

*//*

*/Sis ve ışık bombasını cam kenarına ben koydum, içeri atmadım./*

*//*

*/Yine polislere zarar gelmemesi için çam karıklarından polisleri
korumak için üzerlerine kalkan oldum./*

*//*

*/Ben emri Şükrü Seymen’den aldım./*

*//*

*/Bize Cumhurbaşkanının sağ salim alınması söylendi./*

*//*

*/Şükrü Seymen herkesin olmak istediği önemli bir kişidir./*

*//*

*/Kesinlikle Cumhurbaşkanına zarar vermek gibi bir düşüncemiz yoktu./*

*//*

*/O makam Atatürk’ün, Oğuzhan’ın, Fatih’in makamıdır./*

*//*

*/Yani Türk milletinin temsil makamıdır./*

*//*

*/Benim için önemlidir"/* dedi.

*

*http://haber.sol.org.tr/toplum/15-temmuz-davasinda-dikkat-ceken-sorular-erdogan-ayrildigi-halde-bizi-oraya-kim-gonderdi*

 

a45UyF587661-170228132046 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/02/27  21:57 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Gozu haramdan korumak ne guzel sehvet perdesidir.

Anonim

Oldurun!
MAIDE 33.Allah ve resulune karsi savasanlarin ve yeryuzunde (hak) duzeni
bozmaya calisanlarin cezasi ancak ya (acimadan) oldurulmeleri, ya
asilmalari, yahut el ve ayaklarinin caprazlama kesilmesi, yahut da
bulunduklari yerden surulmeleridir.
Bu onlarin dunyadaki rusvayligidir.
Onlar icin ahirette de buyuk azap vardir.
ENFAL 12.hani rabbin meleklere: muhakkak ben sizinle beraberim; haydi
iman edenlere destek olun; ben kafirlerin yuregine korku salacagim;
vurun boyunlarina!
Vurun onlarin butun parmaklarina!
Diye vahyediyordu.
NISA 89.sizin de kendileri gibi inkar etmenizi istediler ki onlarla esit
olasiniz.
O halde Allah yolunda goc edinceye kadar onlardan hicbirini dost edinmeyin.
Eger yuz cevirirlerse onlari yakalayin, buldugunuz yerde oldurun ve
hicbirini dost ve yardimci edinmeyin.
NISA 91.hem sizden hem de kendi toplumlarindan emin olmak isteyen
baskalarini da bulacaksiniz.
Bunlar her ne zaman fitneye goturulseler ona bas asagi dalarlar

(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDİL : Barış

2017-03-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
İki duygusal hikaye, ve Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk
halkları ile Amerikan halkının bu iki hikaye karşısındaki tepkisini
anlatmış abi.
Sonuç mu?
Abi kibar tabi sonucu söylememiş.

Ben söyleyeyim.
Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya Türk halkları kansız, ruhsuz,
ilkesiz, ülküsüz dememiş abi.
Ortak değerleri kalmamış, yaşama, insana, güzele, güzelliğe, bilgiye,
bilime saygısı, sevgisi kalmamış diyememiş.

Bir de on yıllardır bilmeme rağmen hala daha alışamadığım, içimi acıtan
belirlemeler var.
Amerikalıların gerek Irak, gerek Türkiye'de önlerine gelen her engelin
üstüne nasıl basıp geçtiklerini anlatmış.
Amerikalının üstüne bastığı topraklarda hükümran ülke, devlet, halk
tanımadığını, ben varım diyeni ezip geçtiğini anlatmış.

Elin Arabını bilme, ama ben bir de buna dayanamıyorum.
Siz alıştınız mı bilmem?

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  *YILMAZ ÖZDİL : *Barış

*1 Mart 2017.*

*
*

*2008*…

Irak'ın El Ambar bölgesinde görev yapan Amerikan birliğinin komutanı
albay John Falsom, enkaz yığınlarının arasında, vurularak yaralanmış bir
eşek buldu. Hem kan kaybından, hem açlıktan ölmek üzereydi. Bir*milyon
*insanın hayatını kaybettiği savaşın, hesabı tutulmayan kurbanlarından
biriydi. Adeta alarm verildi, veteriner hekim bulundu, sahra
hastanesinde ameliyat edildi, kurtarıldı. Duman rengindeydi, Mister
Smoke adı verildi. Birliğin maskotu oldu. Habire insan öldürmek yüzünden
adeta insanlıktan çıkan Amerikan askerleri, hayata geri dönmüştü, eşekle
hatıra fotoğrafları çektirip, hasretle baba yolu gözleyen çocuklarına
gönderdiler. Askerlerin çocukları bu sevimli fotoğrafları feysbuk
sayfalarına koydu. Gazeteler üstüne atladı, manşet üstüne manşet
yapıldı, eşek şöhret oldu. Posterleri, tişörtleri, oyuncakları,
rozetleri yapılmaya başlandı. Amerikan askerlerine, ailelerine ve
savaşın yıkıcı görüntüleriyle sarsılan topluma, moral kaynağı haline
geldi. Hadi bakalım, Uluslararası Hayvanlara Karşı Zulmü Engelleme Vakfı
devreye girdi. /*"Eşeği maymuna çevirdiniz kardeşim, ayıptır"*/ demeleri
beklenirken, tam tersine, /*"Mister Smoke'u Nebraska'ya getirelim,
gazilerin ve asker çocuklarının rehabilitasyon merkezine yerleştirelim,
terapide kullanalım"*/ dediler. Pentagon'a danışıldı, derhal kabul
edildi, gökte arayıp yerde buldukları propagandaydı. Eşeğin en acil
şekilde savaş ortamından çıkarılıp /*"özgürlükler ülkesi"*/ne
getirilmesi emri verildi. O sırada… Amerikalıların öldürmeyi unuttukları
bir Iraklı köylü çıkageldi, /*"eşek benim eşeğim, geri verin"*/ dedi.
Buyrun burdan yakın… Köylüyü ikna etsin diye bir şeyh devreye sokuldu.
Şeyh köylüyü çağırdı, /*"sevaptır, eşeği ver"*/ dedi. Köylü /*"bunlarda
para çok, 30 bin dolar versinler, eşeği vereyim, paranın yarısını da
sana vereyim"*/ dedi. Şeyh ikna oldu. Köylüyü yanına alıp, albaya gitti,
/*"30 bin dolar verin, eşeği alın"*/ dedi. Ancak… Albayın daha makul bir
önerisi vardı, /*"fazla uzattınız, ya eşeği verin, ya da ikinizi birden
buraya gömeyim"*/ dedi. Köylüyle şeyh ikna oldu! Hediye ettiler…
Böylece, eşeğin özgürlük seyahatine engel kalmamıştı. Erbil'e getirildi,
Habur'dan Türkiye'ye sokulacak, İncirlik'ten*ABD*'ye uçacaktı. Bu sefer
biz kıllık yaptık iyi mi… Bizim gümrük görevlileri /*"hoop hemşerim,
burası dingonun ahırı değil"*/ dedi, giriş izni vermedi. Eşek mister'di
ama, neticede eşekti, vize verilmesi için tarım bakanlığına sorulması
gerekiyordu. Tarım bakanlığına soruldu, /*"giremez"*/ cevabı geldi.
Amerikalılar şoke oldu, /*"niye giremez birader?"*/ diye sordular. /*"Ya
eşekte hastalık varsa, ya bizim eşeklere bulaştırırsa"*/ cevabı verildi.
Eşek krizi*21 gün* devam etti. Kafamıza çuval geçirenlere gıkını bile
çıkarmayan Türkiye, eşeğe dikleniyordu! Amerikalılar ya sabır çekti.
/*"Zorla güzellik"*/ uzmanı olan Amerikan elçiliği devreye girdi,
diplomatik bir nezaketle, /*"kapıyı hemen açın, adamı hasta etmeyin"*/
denildi, bizimkiler yelkenleri suya indirdi, Iraklı köylü ve şeyhten
sonra, bizimkiler de ikna oldu! Amerikalılar sinirlenmişti, eşeği
İncirlik'ten askeri uçakla göndermediler, gözümüze sokmak için, inadına
İstanbul'a getirdiler, Atatürk Havalimanı'ndan sivil kargo uçağıyla
gönderdiler. Mister Smoke,*ABD*'den özel olarak gelen hayvan hakları
derneği yöneticilerinin refakatinde, önce New York'a, oradan Nebraska'ya
uçtu. Adına feysbuk sayfaları açıldı, sosyal medya fenomeni oldu,
televizyon programlarına çıkarıldı, çizgi film haline getirildi.
Amerikan toplumu, kan ve gözyaşı trajedisinden çıkarak, sürpriz şekilde
hayatlarına giren bu masum hayvanın sevgisi etrafında kenetlendi.
Vicdanlara merhem olmuştu.*2012*'de ölene kadar, rehabilitasyon
merkezinde yaralı duyguları sarıp sarmaladı. Özellikle gazi çocuklarının
biraz olsun yüzlerini güldürdü, ailelere psikolojik güç verdi. Ve,
kahramanlar gibi, büyük bir saygıyla, askeri tör

(GugukluhayaT) TSK ve ÖSO Menbic’e saldırıya başladı

2017-03-01 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Arkadaşlar bu önemlidir.
TSK artık doğrudan PYD bölgelerine saldırmaya başlamıştır.
Bakalım ABD TSK birliklerine yönelik bir askeri harekat yapacak mı?
Ya da Rus hava kuvvetlerinin askerlerimize yönelik bir önlemesi olacak mı?
Her iki ihtimal de mevcuttur.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  *TSK* ve*ÖSO* Menbic’e saldırıya başladı

*1 Mart 2017*

Suriye’de*TSK* ve cihatçı*ÖSO* güçleri,*SDG*’nin kontrolünde bulunan
Menbic’e yönelik saldırıya başladı. Kente yönelik olarak*IŞİD*’in de
güneyden saldırıya geçtiği bildiriliyor.

*YPG* öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri’nin *(SDG*) sözcüsü,
Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu *(ÖSO*) güçlerinin ellerindeki
köylere saldırdığını söyledi.

Reuters’a konuşan Sözcü, /*"kente yönelen Türk tehditlerine karşı
kendilerini tuttuklarını, ancak gerekirse kenti savunacaklarını da"*/
belirtti.

*Türkiye’nin top atışlarıyla destek verdiği ÖSO’nun Menbic’e saldırısı
sürerken*,***IŞİD de kentin güneyinden SDG güçlerine saldırı başlattı.*

Cumhurbaşkanı*Recep *Tayyip*Erdoğan *geçen hafta El Bab kasabasının
Fırat Kalkanı harekâtı kapsamında*IŞİD*’den alınmasınn ardından /*"Şimdi
sırada Menbic var. Sonra, yeni dönemde ABD ile el ele verebilirsek Rakka
var"*/ demişti.

*http://gazetemanifesto.com/2017/03/01/tsk-ve-oso-menbice-saldiri-baslatti/*

 

a45UyF587661-170301190850 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/01  21:36 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

BIR DUYMA DA GOR
. . . . . .
Bir duyma da gurultusunu
Dallarda citirdayarak acilan fistiklarin,
Gor bak ne oluyorsun.
Bir duyma da gor su yagan yagmuru;
Calan cani, konusan insani.
Bir duyma da kokusunu yosunlarin,
Istakozun, karidesin,
Denizden esen ruzgarin...

Orhan Veli KANIK

Kuzey Irak ta ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Erbil dir.
Kuzey Suriye de ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Kamisli dir.
Iran da da ozerk bir Kurdistan kurulacak.
Bassehri Mahabad olacak.
Turkiye de de bir ozerk Kurdistan kurulacak.
Diyarbakir in ismi degistirilerek Amed yapilacak.
Bassehir Amed olacak.
Bu 4 bassehir Avrupa Birligi nde oldugu gibi yanlarina Ermenistan ve
Urdun u de alip, sinirlari da kaldirarak ortak para birimine gececek ve
Buyuk Kurdistan Birligi hayat bulacak.

Eski Diyarbakir Belediye Baskani Osman Baydemir
http://odatv.com/n.php?n=cianin-izledigi-erdogan-cdsini-izledim-sanik-oldum-2705131200

MADDE 24/3: Kimse, dini ayin ve torenlere katilmaya, dini inanc ve
kanaatlerini aciklamaya zorlanamaz; dini inanc ve kanaatlerin den dolayi
kinanamaz ve suclanamaz.

MADDE 25 Herkes dusunce ve kanaat hurriyetine sahiptir.

MADDE 26 Herkes dusunce ve kanaatlerini; soz, yazi, resim veya baska
yollarla tek basina veya toplu olarak aciklama ve yayma hakkina sahiptir.

YGK: Siddet cagrisi icermedikce sozlu ve yazili ifadedeler
cezalandirilamaz. Bu dusunceler sok edici bile olsa... (Yargitay Genel
Kurul Karari.)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


(GugukluhayaT) BEKİR COŞKUN : Trump "başkan" olmasın

2017-03-05 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


*BEKİR COŞKUN : *Trump /*"başkan"*/ olmasın

*5 Mart 2016*



Donald Trump'ın başkan adaylığı yarışında önde gitmesi, dünyayı
endişelendiriyor. Takip ediyorsunuzdur mutlaka… Ağzından çıkanı kulağı
duymuyor, abuk sabuk vaatlerde bulunuyor.

*

Halbuki… /*"Başkan"*/ adayı olarak aklını başına toplamalıdır ve
mantıklı politikalar geliştirmelidir Trump.

*

Mesela… Meksika sınırını ardına kadar açmalı, ne idüğü belirsiz
milyonlarca mülteciyi kayıtsız kuyutsuz, kontrolsüz şekilde ülkeye
almalıdır.

*

Meksikalıların arasında Guatemalalı var mı, Bolivyalı olabilir mi, acaba
hangisi Honduraslı filan, kimliklerine bile bakmamalıdır, dingonun
ahırına çevirmeli, sorgusuz sualsiz her geleni buyur etmelidir.

*

Zart diye Kanada uçağını vurmalı, paraşütle atlayan pilotu da
temizleyip, iki ülke ilişkilerini komaya sokmalıdır.

*

Amerikan halkına müjde veriyorum ayağıyla, açlıktan nefesi kokan üçüncü
dünya ülkelerine vizeyi kaldırmalıdır. Bu sayede… Afganistan'dan Sudan'a
kadar, ne kadar köktendinci terörist varsa uçak biletini kapmalı,
turistmiş gibi New York'a gelmelidir.

*

Michigan'ın Reyhanlı kasabasında, Arizona'nın Suruç beldesinde,
Washington'ın tren garında, Nebraska'nın Sultanahmet meydanında bombalar
patladığında, en son Pentagon'un servis araçları havaya uçurulduğunda,
bana mısın dememelidir, hiç oralı olmamalıdır. /*"Benim kabahatim yok,
bunların hepsinin sorumlusu ekmeği karneyle dağıtan Benjamin Franklin
zihniyeti"*/ demelidir.

*

Yönetimde bilgiye, birikime, liyakata önem vermelidir. Damadını bakan,
avukatını senatör, asker arkadaşını temsilciler meclisi üyesi, komşusunu
vali, şoförünü*NASA* direktörü yapmalıdır.

*

*CIA*'yle hiç alakası olmayan, o güne kadar*CIA*'de çaycılık bile
yapmamış birini*CIA*'in başına koymalıdır. Suudi Arabistan'ın Katar'ın
uçaklarla getirdiği patatesleri kamyonlara yükleyip, Meksika'ya
göndermeli, patatesler enselenince New York Times'ın genel yayın
yönetmeniyle, gazetenin Washington temsilcisini hapse atmalıdır.

*

Anayasaya aykırı şekilde tutuklanan gazeteciler, Amerikan yüce mahkemesi
tarafından serbest bırakılınca, Amerikan yüce mahkemesi'ni Pensilvanyacı
ilan etmelidir. İşine gelmeyen hakim ve savcıların, Pensilvanya'daki
mormon cemaatine mensup olduklarını söylemelidir.

*

El Kaide'yle masaya oturmalı, Colorado'ya Wisconsin'e Alabama'ya
hendekler kazılmasına, sokakların mayınlanmasına göz yummalıdır.

*

Yönettiği memlekette kan gövdeyi götürürken, hergün en az dört
asker-polis hayatını kaybederken, sokağa çıkma yasağı olan şehirlerde
tanklar gezerken, Amerikan halkının haritadaki yerini bile bilmediği
ülkelere gezmeye gitmeli, hobbitleri ziyaret etmelidir.

*

Beyaz Saray'da oturmamalıdır.*Bin *küsur odalı yeni saray yaptırmalıdır.
Sıkış tepiş olmamalı, en az*300 bin *metrekare olmalıdır.

*

Kendisi emlakçıdır.

Central Park'a avm yapmalıdır.

*

Tarihi gerçekleri dile getirmelidir. Amerika'yı Colomb'un
keşfetmediğini, gemisiyle Küba kıyılarına geldiğinde, Havana
belediyesinin Colomb'u iftar çadırına davet ettiğini açıklamalıdır.

*

Ama maalesef… Donald Trump bu tür sağduyulu politikalardan bahsetmiyor,
dünya liderlerine yakışır şekilde davranmıyor.

*

/*"Başkan"*/ olmasın Trump.

Mahvolur*ABD*.

 

a45UyF587661-170305150531 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/05  16:19 4  58  hayat-guzel...@googlegroups.com

 



-- 

YUZUKOYUN
. . . . . .
Yuzukoyun yatma diyor annem
Yatar miyim hic,
Ister miyim
Yuzumun
Koyun oldugunu?

Fazil Husnu DAGLARCA

Yemin olsun, icinizden Cumartesi gununde azginlik yapanlari siz bilirsiniz.
Onlara soyle dedik: Asagilik maymunlar oluverin.

BAKARA SURESI: 65

Kendine Acindirmak

Kendimi kaptirmamaya calistigim cocukca, yaki$iksiz bir duyumuz vardir.
Dertlerimizle dostlarimizi acindirmak, kendimize vah vah dedirtmek.
Basimiza gelenleri buyutur, sisirir, karsimizdakini aglatmak isteriz,
neredeyse. Baskalarini kendi dertleri karsisinda sogukkanli gorduk mu
overiz, ama sogukkanliligi bizim dertlerimize karsi gosterdiler mi
dariliriz, kizariz. Dertlerimizi anlamalari yetmez, yanip yakinmalarini
isteriz. Oysaki insan sevincini buyulterek anlatmali, uzuntulerini
kisaltarak. Kendini yok yere acindiran gercekten dertli olunca
acinmamayi hakeder. Durmadan vahlanan kimse vahlanilmaz olur. Kendini
canli iken olu gostereni, olu iken canli gorebilir herkes. Oylelerini
gordum ki, es dost kendilerini gurbuz, keyifli gorecek diye odleri
kopar, iyilesmis sanilmamak icin gulmelerini tutarlardi. Saglik, kimseyi
acindirmadigi icin, nefret ettikleri bir sey olurdu. Isin tuhafi, bu
gordugum kimseler kadin da degildi.

Michel de Montaigne : Denemeler


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr

(GugukluhayaT) İlahiyatçı Cemil Kılıç yazdı: Bir Türk halife olamaz

2017-03-06 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  İlahiyatçı Cemil Kılıç yazdı: Bir Türk halife olamaz

Şimdi bazıları evrensel ve ırklar üstü bir din olan İslam’ın halifelik
konusunda etnik bir şartının mevcut olabileceğine şaşırabilirler. Ama
gerçek şu ki İslam dünyasının çoğunluğunu oluşturan Sünni kitle için
halife olacak kişide etnik bir şart aranmaktadır.

*04.03.2017 23:17*

Günümüzde görece büyük bir yükseliş içerisinde olan İslamcı ve Osmanlıcı
siyasetin ana hedeflerinden biri de*3 Mart 1924*’te müstakil bir
müessese olarak varlığına son verilen ve görevleri meclise devredilen
yani fiilen ortadan kaldırılan hilafeti yeniden ihya etmektir.

Ne var ki hilafet dediğimiz kurum tarihte ve günümüzde işlevsellik
bakımından olduğu kadar aynı zamanda meşruiyet bakımından da bir yığın
tartışmanın odağında yer almaktadır.

Halife ne demektir ve halife kimdir, sorularına verilen yanıtlar bu
tartışmaların mahiyetini ortaya koymak bakımından bir kılavuz hüviyetini
haizdir.

İlk dönem halifelerde /*"Halife"*/ sözünden ziyade /*"Emir"*/ sözünün
kullanıldığını biliyoruz. Halifenin; /*"Emir’ül-müminin"*/ olarak
isimlendirildiği malumdur.

Halife sözü, birinin ardından gelen anlamına geldiğinden peygamberin
ardından gelen, dolayısıyla da peygamberin makamını temsil eden bir
kimse manasını taşımaktadır. Böyle olunca da halifeye kutsiyet atfetmek
gibi bir özellik de ortaya çıkmaktadır. Yani halife ümmetin sadece
siyasi işlerinin yürütücüsü değil peygamberî / nebevî bir makamın
temsilcisi de addedilmiştir.

Hatta bununla da yetinilmemiş bir zaman sonra halife, peygamberin halefi
olarak nitelenmenin de ötesinde doğrudan doğruya /*"Allah’ın halifesi /
halefi"*/ diye de nitelenmiştir. Böyle bir nitelemeyi Muaviye’de ve
ardıllarında görmekteyiz.

Nitekim halifeler için kullanılan; /*"Zıll’ullahi fil ard / Allah’ın
Yeryüzündeki Gölgesi"*/ ifadesi de böyle arka zemine sahiptir.

Gerçekte tevhid inancı açısından baktığımızda bu tür nitelemelerin şirk
olduğu apaçık ortaya çıkmaktadır. Bu cümleden olarak belirtelim ki
hilafet kurumu çoğunlukla bir şirk müessesesi olagelmiştir. İslam’ın
temel ilkelerini ayaklar altına alan bir kurumun İslamî bir kurum olarak
nitelenmesi ve ona sözde İslam birliğinin / Müslümanların birliğinin
göstergesi şeklinde mana yüklenmesi tek kelimeyle trajiktir. Bir diğer
ifadeyle İslam adına İslam’a düşmanlık etmektir. Bu sebeple aslında
İslamcılar, inandıklarını iddia ettikleri dine bilmeden düşmanlık
etmeleri bağlamında Mankurt Müslümanlar olarak nitelenmeyi acınası bir
biçimde hak ediyorlar.

Halifelik hakkında özellikle son dönemde bir yığın yazı kaleme alınıyor.
Dizilere, filmlere, siyasi propagandalara konu edilen halifelik kurumu
hakkında biz başka bir yöne dikkat çekmek istiyoruz.

Halifelik yeniden ihya edilirse Müslümanların birliği sağlanacak sanan
zavallılar konudan aslında ne kadar da habersizler. Hemen söyleyelim;
halifelik asla birlik falan sağlamaz.

Neden mi?

Arap ülkelerinin pek çoğunun krallar tarafından yönetildikleri malum.
Adında cumhuriyet ifadesi bulunanların da aslında seçilmiş krallar
tarafından yönetildiği de malum. İşte bu krallar günümüzde asla kendi
otoritelerinin üstünde halife diye bir müesseseye izin vermezler ve
böylesi bir kurumu kabul etmezler.

Fakat Arap dünyasının halifelik kurumunu kabul etmeyecek olmasının bizce
en önemli sebebi olası halifenin etnik kimliğidir.

Şimdi bazıları evrensel ve ırklar üstü bir din olan İslam’ın halifelik
konusunda etnik bir şartının mevcut olabileceğine şaşırabilirler. Ama
gerçek şu ki İslam dünyasının çoğunluğunu oluşturan Sünni kitle için
halife olacak kişide etnik bir şart aranmaktadır.

Buna göre; halife olacak kişinin mutlaka Kureyş’ten olması
gerekmektedir. Bu hususta peygambere atfedilen bir yığın hadis
mevcuttur. Bizce bu tür hadisler uydurmadır. Ama Sünni inanç bu
hadisleri sahih / doğru kabul ediyor. Zira bu hadisler Kütübü Sitte’de
yer alıyor.(*1*) Kütübü Sitte ise en azından geleneksel Sünnilik için
neredeyse büyük ölçüde tartışılmaz addediliyor.

Kureyş’ten olmayan birinini halife seçilmesi, halife kabul edilmesi caiz
değildir.

Kureyş’ten olmak doğal olarak Arap olmak demektir. Ama Arap olmak dahi
halife olmak için yetmiyor. Binlerce Arap kabilesi içinden Kureyş
kabilesine mensubiyet şarttır.

Şimdi bizim Osmanlıcı / İslamcı çevreler Türkiye’de halifeliği yeniden
ihya etmenin hayalini kuruyorlar. Sanıyorlar ki bir şekilde halifelik
ihya edilirse bir Türk / Osmanlı halife olacak ve İslam dünyası yahut en
azından Sünni dünya onun etrafında birleşecek...

Aymazlığın, tarih bilmezliğin hatta din bilmezliğin bu kadarı da ancak
Neo Osmanlıcı bizim sözde Mankurt Müslümanlarda olur.

Zira Sünni Araplar dahi hiçbir zaman Osmanlı halifelerinin halifeliğini
kabul etmediler. Osmanlı halifeleri Kureyş’ten olma şartını
taşımıyorlardı. Tekraren ifade edelim ki, halifenin halife olabilmesi
için geleneksel Sünniliğe göre mutlaka Arap olması ve Kureyş kabilesine
mensup olması şarttır.

Hilafetin Yavuz’

(GugukluhayaT) Cazim GÜRBÜZ : Özbek ve Türkmen temizlikçi kadınlar ve Turancılık...

2017-03-07 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Cazim*GÜRBÜZ : *Özbek ve Türkmen temizlikçi kadınlar ve Turancılık...

*07.03.2017 00:00 cazimgur...@yahoo.com *



/*"Suyu Arayan Adam"*/da Şevket Süreyya Aydemir anlatır.

Birinci Meclis'te, ikinci grubun liderlerinden ve Atatürk'ün en sert
muhaliflerinden Hüseyin Avni Ulaş'la (Ulaş da, Aydemir de asteğmendirler
o yıllarda) birlikte *1.*Dünya Savaşı'nın son günlerinde Sarıkamış
yakınlarında bir köyde, bir ahırın sekisinde hayvanlarla birlikte, gübre
kokusu içinde gecelemektedirler.

Başkumandanlıktan bir zarf gelmiştir askere tebliğ edilmek üzere.

Yolda açamamışlardır, ahırda açar, fiske lambası ışında okurlar.

Enver Paşa şöyle emir buyurmaktadır:

/*"Medeniyeti daha ilerilere götürün!" */Şevket Süreyya der ki
/*"Gülelim mi ağlayalım mı şaşırdık, ahırda geceleyen biz, medeniyet
götürecektik, hem de ilerilere..."*/

Neden hatırladım bu anekdotu biliyor musunuz?

Özellikle İstanbul'da çok sayıda Özbek ve Türkmen temizlikçi kadın
çalışıyor...

Düşük ücretle çalışıyorlar, çalıştıkları şirketler, ücretin çoğunu alıp
bunlara sefalet payı bırakıyorlar, hiçbir sosyal güvenceleri yok, yani
sigortasız çalışıyorlar.

Laleli'de sağlıksız konutlarda kalıyorlar.

Ve bunların büyük bir kısmı yüksek öğrenim görmüş kimseler...

Demokrasi yok bunların ülkelerinde, diktatör ve ona yakın duranlar aslan
payını alıyorlar, halka zırnık koklatmıyorlar, gelir dağılımı onca doğal
zenginliğe rağmen son derece bozuk.

Ve hak arama özgürlüğü olmadığı için kimse /*"Bu nasıl iş?"*/ diyemiyor.

Biraz ayrıntı verelim bu ülkelerin durumuna dair:

Özbekistan, günümüzde dünyanın beşinci en büyük pamuk üreticisi ve
ikinci en büyük pamuk ihracatçısı.

Doğal gaz bakımından dünyada ilk*10 ülke* arasında.

Dünyanın en kaliteli altını da bu ülkede üretilmekte.

İnsan hak ve özgürlüğünün zerresinin bulunmadığı bu ülkede, halk, bunca
zenginliğe karşın /*"açlık sınırının çok altında"*/ yaşamakta.

Türkmenistan, pamuk üretiminde, dünya sıralamasında ilk*10 ülke* arasında.

Zengin doğal gaz kaynakları da var.

Var ama işsizlik had safhada, ücretlerse ortalama*50 dolar *dolayında...

Türkmenistan'dan işçi göçü yaşanmaktadır işte bu nedenle.

Göç, Türkiye ve İran'a olmakta daha çok.

Ülkeden çıkış için pasaport almak çok zor.

Rüşvet dönüyor bundan dolayı...

Türkiye'de onca Türkçü var, Ülkücü var, Turancı var...

Bunlar beni, onların ezberlerini yinelemediğim için Türkçüden,
Ülkücüden, Turancıdan da saymıyorlar.

/*"Müptezel"*/ oluyoruz bunların nazarında.

E peki şimdi bunların hâli, Enver Paşa'nın hâli değil mi?

Bunların yazdıkları, savundukları, Enver Paşa'nın gönderdiği o gerçeğe
aykırı emre benzemiyor mu?

Yahu Türk Birliği diyorsun, Türk Dünyası'nın hangi gerçeklerle
boğuştuğundan haberin yok...

Soydaşımız bu kadınların teey oralardan gelip bu çileyi, sefaleti,
hasreti çekmeleri seni hiç ilgilendirmiyor mu?

Oralardan gelmiş, sabah kalkıyor Laleli'den Ataşehir'e, oradan karşıda
Bakırköy'de temizliğe gidiyorlar.

Bunların sosyal güvenceleri, çalışma koşulları, ücret durumları hakkında
bilgi sahibi olman, bunların halli için uğraşmak da Türkçülük değil mi?

Bu kadınlar komünist dönemi mumla arar olmuşlar, orada ve burada
çektikleri yüzünden, Turancılık onların bir kulaklarından girer, öbür
kulaklarından çıkar...

Önce onların sorunlarını çözeceksin, çözmek için yırtınacaksın, onların
gönlünü kazanacaksın, Turan'ı ondan sonra anlatabilirsin...



*http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ozbek-ve-turkmen-temizlikci-kadinlar-ve-turancilik-41928yy.htm*

 

a45UyF587661-170307175950 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/07  19:06 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Iyi olmak istiyorsan, kotu olduguna inan.

Epiktetos

Nisa Suresi 176.Ayet:

Eger erkekli kadinli daha fazla kardes mevcut ise erkegin hakki, iki
kadin payi kadardir.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi.
En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi
imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten
bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin
anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek
Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i
anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da
ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve
her ye

(GugukluhayaT) Evren Devrim Zelyut : Türk devleti Yunan tuzağına karşı dikkatli olmalıdır

2017-03-07 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Evren Devrim Zelyut : Türk devleti Yunan tuzağına karşı dikkatli olmalıdır

*7 Mar*,*2017*

Yunanistan son yedi yılına damga vurmuş, adeta felaket seviyesine gelmiş
*‘ekonomik durgunluk’* sürecini bir türlü atlatamıyor. Başbakan
Çipras’ın sürekli /*"Yunanistan büyümeye başlayacaktır"*/ demeçlerine
rağmen,*6 Mart *tarihinde Yunan İstatistik Kurumu*ELSTAT* tarafından
yapılan açıklamada Yunan ekonomisi*2016 yılının* son çeyreğinde oldukça
belirgin bir şekilde daraldı. Kurum tarafından yapılan açıklamada,*2015
yılının* aynı çeyreğine göre*2016 yılında* ekonomi %*1*,*2* küçüldü.

*IMF*’in mantık dışı taleplerinin beklenilen büyümeyi engellediğini
belirten Çipras, Yunanistan için sosyal göstergelerde ve ekonomik
gelişmede normalleşme için dönüm noktasının*2021 yılı* olduğunu belirtti.

Bu arada Türkiye kendi içinde referandum ile uğraşırken, pazar günü
Yunan hükümeti ile Yunanistan’a kredi verenler ve*IMF* yetkilileri
arasında gerçekleşen görüşmeler mutabakat sağlanamadan dağıldı.
Uyuşmazlıklar ise kredi verenlerin şu isteklerinden çıktı:

*1*-Personel bakımından aşırı şişirilmiş devlet kurumlarından daha büyük
oranlarda işten çıkarmaların yapılması.

*2*- Sendika kanunlarının değişmesi.

*3*-Sosyal güvenlik fonlarında devletin fonlama yüzdesinin düşürülmesi.

*4*-Yunan nüfusunun yarısının gelir vergisi ödemediği verisi altında,
ülkedeki vergi muafiyetlerinin azaltılması.


*YUNANİSTANDA İŞLER İYİ GİTMİYOR*

Ocak ayında Yunanistan meclisinin bütçe ofisi tarafından hazırlanan bir
raporda ülkenin kreditörleriyle müzakerelerini kısa sürede tamamlamazsa
dördüncü bir kurtarma paketine muhtaç kalabileceği veya iflasa
sürüklenebileceği bildirilmişti.

Ana muhalefette bulunan Yeni Demokrasi Partisi lideri Mitsotakis de
geçen hafta yaptığı toplantıda kreditörler ile anlaşmaya varılamamasının
Yunan ekonomisi üzerinde büyük bir etki yapacağını, durumun yeni bir
kurtarma paketine kadar uzayabileceğini belirterek şunları söyledi:

/*"Çipras’ın yeteneksizliğinin Yunanistan’a olan maliyeti oldukça
yüksek. Hükümetin reform paketini uygulamaktaki yetersizliği
Yunanistan’ın itibarını azalttı. Ülkenin finansman ihtiyaçları için
borçlanma çabaları her geçen gün daha da zorlaşmaktadır."*/


*YUNAN HÜKÜMETİ KREDİTÖRLER VE HALK ARASINDA KALDIKÇA HEDEF ŞAŞIRTACAK*

Çipras hükümeti iktidara geldiğinden beri kendisinden bekleneni veremedi
ve yapılan son kamuoyu anketlerinde hızla eriyor. Hal böyle olunca
iktidarda kalmanın yolu ise Avrupalı kreditörleri ikna ederek, Yunan
halkını kızdırmayacak bir anlaşmaya varmak olacak. Ancak ne*IMF* ne de
kreditörler bunu kolay kolay kabul edecek durumdalar. Tam da bu noktada
sıkışan Yunan hükümeti /*"Türk kartını"*/ oynayabilir.

*Ege’de çıkacak kontrollü bir kriz Yunan hükümetine şu sıralar adeta
ilaç gibi gelecektir.* Zira üretmeden tüketmeye alışmış Yunan halkının,
kemer sıkma nedeni ile biriken öfkesinin başka bir tarafa
yansıtılmasının en ucuz yolu Türk düşmanlığıdır.

*Krizin diğer faydası ise kreditörlerin Yunanistan’a bakış açılarının
değişmesi olacaktır.* Yunanistan tekrar medeni! Avrupa’nın sınır kalesi
olarak görülmeye başlanınca, Avrupa’dan /*"haydi artık üzmeyin grekleri,
onlar medeniyetimizin kurucuları ve şu an sınır koruyucuları"*/ sesleri
daha yüksek sesle çıkmaya başlayacaktır. Bu da sonunda Yunanlılara daha
huzurlu öğlen uykusu uyumaları için gereken nakdi kolaylıkla sağlayacaktır.


*TÜRKİYE YUNAN KIŞKIRTMALARINA KARŞI UYANIK OLMALIDIR*

Bugünlerde Yunanistan’ın en arzu ettiği olay, bir Türk F*-16*’sının
onlara göre Ege’de hava sahalarını ihlal ettiği anda, bir Yunan uçağını
düşürmesidir. Peki olaya tersten bakacak olursak bir zamanlar Hava
Kuvvetlerimiz içindeki bir grup pilot üzerinde etkili olan*FETÖ*’de bu
durumu istemez mi?

Demek istediğimiz Ege’de öyle çoklu bir denklem var ki, Türkiye
anlattığımız değişkenleri iyi okumazsa bir anda kendini çatışmanın
ortasında bulabilir. Bu noktada Hava Kuvvetlerimize ve devlet
yöneticilerimize büyük görevler düşmektedir. Yunanistan ile Ege’de hava
temasının geçici bir süre en aza indirilmesi, hava sahamızı ihlal eden
Yunan uçakları olursa da önleme görevine intikal edecek pilotların
seçiminden*yüzde *yüz emin olunması, siyasetçilerimizin geçici bir süre
Yunan kışkırtmalarını görmezden gelmeleri, Yunanlılara koz verecek, iç
algılarını ekonomiden uzaklaştıracak hareketlere girilmemesi ülke
çıkarlarımız için faydalı olacaktır.

*http://www.ilk-kursun.com/haber/306964/turk-devleti-yunan-tuzagina-karsi-dikkatli-olmalidir/*

 

a45UyF587661-170307182240 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/07  21:28 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Burasi(kafasini gostererek) basmiyor.
Hayatinda iki koyun gutmedigi icin bunu kavrayamiyor.
YOK Baskani Prof.Dr.Erdogan Tezice...

Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra

Yapilan hizmetler, yapilmasi gereken ve yapilabi

(GugukluhayaT) Türker Ertürk: ÜLKEMİZE TUZAK KURULUYOR.

2017-03-07 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 




  Türker Ertürk:*ÜLKEMİZE TUZAK KURULUYOR.*

*7 Mar*,*2017*


  * Tek Adam Yönetimleri İstikrar Sağlamaz <#mozTocId524355>
  * Milleti Salak Yerine Koyuyorlar! <#mozTocId423313>
  * Suçlardan Bazıları <#mozTocId915746>
  * BM’ye Sunulan Klasörler <#mozTocId271676>
  * Giydirilmek İstenen Elbise! <#mozTocId731887>
  * Diktatöre Diktatör Demez! <#mozTocId75683>

Geçtiğimiz Cumartesi, Bursa Barosu’nun düzenlediği /*"KHK Gölgesinde
Anayasa"*/ paneline katılmak için Bursa’daydık. Açılış konuşmasını Bursa
Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun yaptı. Çok güzel bir konuşmaydı.
Hamasetten, yalakalıktan, arkası boş laflardan öte; bilimsellik ve hukuk
içeriyordu. Konuşmasının bir yerinde /*"‘Evet’i savunanlarla, ‘Hayır’ı
savunanlar olarak beraber bir panel yapmak isterdik. Ama böyle özgür,
bilimsel ve hukuki bir ortamda tartışabilecek bir ‘Evet’çi
bulamıyoruz"*/ dedi.

/*"Evet"*/i savunanların, bugüne kadar akla yatkın ve mantıklı bir
gerekçesini duyamadım. Sadece karalama, yalan, bilgisizlik içerikli
sözler, sahibinin sesi olan yaklaşımlar! Bir bakımdan /*"Evet"*/çiler
haklı çünkü; /*"Evet"*/i savunmak zor değil, imkansız gibi. Bu nedenle
bilimsel ve hukuki tartışmalardan kaçıyorlar. /*"Hayır"*/ı savunmak için
binlerce gerekçe sayılabilir. Ama /*"Evet"*/in arkasını dolduracak,
ahlaki olacak, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, Anayasa
Hukukundan yana, tarihin binbir çile ve ızdırap dolu sayfalarından ders
alabilmiş tek bir gerekçe bile söylenemez, söylenemiyor da!


Tek Adam Yönetimleri İstikrar Sağlamaz

Bursa’daki panelimizi, Milli Savunma eski Bakanı Turhan Tayan yönetti.
Panelin benimle beraber diğer katılımcıları ise; Anayasa Hukuku uzmanı
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu ve*20.Dönem CHP* Bursa Milletvekili ve Bursa
Barosu eski Başkanı olan Av. Yahya Şimşek idi. Kendi adıma, diğer
panelistlerden çok şey öğrendim.

Panelden çıkan en önemli sonuç; yapılmak istenen rejim değişikliğidir.
Bu rejimin demokratik olmayacağı, insan hak ve özgürlüklerini tamamen
yok edeceği, ülkemizi her şeyi bilen ve öngören faraziyesi üzerine inşa
edilen otoriter tek adam yönetimine gark edeceği kesindir. Özellikle
yakın dünya tarihi göstermiştir ki; /*"Tek adam"*/ yönetimleri ile
istikrar bulmuş, huzura kavuşmuş, iç barışa ulaşmış ve esenliğe çıkmış
hiçbir ülke ve toplum yoktur. /*"Tek adam"*/ rejimleriyle yönetilmenin
karşılığı; istikrarsızlıktır, savaştır, sefalettir ve yıkımdır.


Milleti Salak Yerine Koyuyorlar!

*15* yıldır ülkemizi yönettiler, her istediklerini yaptılar, utanmadan
şimdi; /*"16 Nisan’da bize ‘Evet’ derseniz, terörü durduracağız"*/
diyorlar. Söyleyin de duyalım;*15 yılda* yapmadığınız veya yapamadığınız
neyi yapacaksınız da terörü durduracaksınız? Sadece bu söz bile, Türk
Milleti’ni aptal yerine koymaktır. Bugün geldiğimiz durumda; iktidarın
bizatihi kendisi, ülkemizin istikrarı ve güvenliği için sorundur.
Sorunun kaynağına daha fazla yetki vermek, sorunu sadece katmerleştirir
ve ülkemizi geriye dönülemeyecek şekilde felakete sürükler.

Bugün ülkemiz; *kaynağını Anayasa’mızdan almayan yetkiyle, gayrihukuki
bir irade tarafından yönetilmektedir.* Bu irade için,*16 Nisan*’da
yapılacak halk oylamasında /*"Evet"*/ sonucunu almak; adeta bekâ
sorunudur ve yaşamsaldır. _*Anayasa değişikliği ile istenen; sınırsız,
kontrol edilemez ve dengelenemez yetki ile işlenen suçlardan kurtulmak
ve yargılanmamaktır.*_


Suçlardan Bazıları

*1*. Anayasa ihlali,

*2*. Yaygın hukuksuzluk, mahkemelere yekten emir ve direktif vermek ve
direnç gösterenlere operasyon yapmak,

*3*. Devletin aklına ve uyarısına rağmen;*FETÖ*’ye yardım ve yataklık
yapmak, askerini ve aydınını operasyon silahı haline getirdiği
mahkemelerle vurmak ve tasfiye etmek,

*4*. Darbeyi engellememek ve kontrollü olarak gelişmesine izin vermek,

*5*. Yaygın rüşvet, hırsızlık, yolsuzluk, partizanlık ve hileli ihaleler,

*6*. İsviçre hesapları başta olmak üzere; yurt dışına kaçırılan paralar,

*7*. Yabancı bir devlet aleyhine asker toplamak *(5237*
Sayılı*TCK*’nın*306.maddesi*),

*8*. Emperyalizmin Suriye’deki vekalet savaşının ateşine odun taşımak,

*9*.*BM* Güvenlik Konseyi kararı ile İran’a karşı uygulanan uluslararası
yaptırımların aşılmasına yönelik hülleye devlet desteği vermek ve rüşvet
almak.

Bu suçların bazıları da insanlık ve savaş suçudur ve beynelmileldir.
Bunların yazılması ülkemizdeki baskı ve sansürle engellense de;
uluslararası medyada çokça yazılıp çizilmektedir.


*BM*’ye Sunulan Klasörler

Rusya, geçen sene Ocak,*Şubat *ve*Mart *aylarında,*BM* Güvenlik
Konseyi’ne dört klasör sundu. Türkiye’nin*IŞİD*’le petrol ticareti
yaptığını, teröristlerin sınırdan geçişine kolaylık
sağladığını,*IŞİD*’le tarihi eser kaçakçılığı yaptığını ve*IŞİD*’e silah
ve cephane sevkiyatı yapıldığını dosyalarda belgelendirilmiş. Hatta bu
belgelerde ve havadan çekilen uydu fotoğraflarında; petrolü taşıyan
tankerler, tankerlerin ait olduğu şirketler, şirketlerin sahipleri ve
Türkiye’de kimlere 

(GugukluhayaT) Rıfat Serdaroğlu : Durdurmak Şart Oldu!

2017-03-11 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Rıfat Serdaroğlu : Durdurmak Şart Oldu!

*11 Mart*,*2017 *



Reis, çok zor durumda! Televizyon canlı yayınında, halk oylamasında
olmayan maddeleri varmış gibi konuşmaya başladı.

Anayasa değişikliği teklifinde, Cumhurbaşkanı adayı olabilmenin
yollarından biri de*100 bin *imza toplamaktır.*Erdoğan *bu maddeyi
/*"Topla 100 bin imzayı ülkeyi seçime götür"*/ diye çarpıttı!

Hayretler içinde izledim!

Reis hınç dolu bir tavırla her tarafa saldırıyor. Allah ıslah etsin!

Reis, kime niçin kızar? Gerçeği beraberce arayalım mı?

Almanya’ya neden bu kadar hınç dolu bileniniz var mı?

– /*"Dürüst Delikanlı"*/, /*"Haram Yemez"*/, /*"Müslüman Adamdır,
"*/Hırsızlık yapmaz çalmaz, çaldırmaz" biri olarak kendisini tanıtırdı!

Deniz Feneri e.V derneğindeki dolandırıcıların peşine düşen Alman
Savcıları ve Alman Polisleri hırsızları yakaladılar. Hırsızlar,
çaldıklarını itiraf ettiler ve patron yani reis Ankara’da dediler.

Alman Yargısının elinde, hırsızlık paralarının Türkiye’ye nasıl ve
kimler tarafından götürüldüğünü, kimlere nerede teslim edildiğini
anlatan yeminli ifadeler var.

Almanlar işte bu /*"Dürüstlük Balonunu"*/ patlattılar. Üstelik Türk
Savcı, /*"Hırsızlar İmparatoru"*/ etiketini alnının ortasına yapıştırdı!

Almanlara (O) kızmasın da kim kızsın be arkadaş? Elinden gelse Hitler’i
diriltip, yeniden Almanya’nın başına geçirecek…

Amerika’ya neden öfke dolu bileniniz var mı?

*-Paraları koyacak, saklayacak yer kalmayınca bir kısmını yabancı bir
ülkedeki */*"Gizli Hesaplara"*/*yatırdı.*

Eskiden*bin *doları bir arada göremeyen arkadaş,*ABD* ve İsrail
istihbaratlarının isterlerse, dünyada dolaşan bir tane*50 Doların* bile
kaynağını bulacaklarını elbette ki bilmiyordu!

*ABD*’ye verdiği bir sözü (!) tutamayınca, Büyükelçi ziyaretine geldi!
Kalkarken masaya bir dosya bıraktı. Dosyayı okuyunca hücceten göçüp
gidecekti! Dosyada gizli hesapların dökümü vardı!

Amerikalılara (O) kızmasın da kim kızsın be arkadaş? Elinden gelse tüm
Kızılderilileri silahlandırıp soluk benizlilerin üzerine saldırtacak!

Putin’e niçin kızar bilir misiniz?

– Adam istihbaratçı, cin gibi! Yakın dövüş uzmanı, siyah kuşak yedinci
benek! Kışın buz gibi suya çıplak girer. Sudan çıkar, ıslak-ıslak ava
gider attığını da vurur! Döner gelir, iki metrelik Boz Ayı ile güreşir!

Putin, yola çıktığı hiçbir arkadaşını satmamış. /*"Kardeşlik Hukuku"*/
ile bağlı olduğu, /*"Abi"*/ dediği kimseyi kovalamamış. Dans etmesini,
piyano çalmasını bilir…

Reis bunlardan hangi birini yapabilir?

Ata bineyim dedi, at onu*10 saniye* sonra sırtından attı!

Putin’e (O) kızmasın da kim kızsın be arkadaş? Elinden gelse Şeyh
Şamil’i diriltip, Putin’e haddini bildirecek!

Esad veya Esed’e neden kızar bilen var mı?

– İlk başta her şey dört dörtlüktü. İki kardeş gibiydiler. Aynı suya
girip yüzmeler, aynı şerbetten içmeler, beraber pozlar verip dünyayı
çatlatmalar vardı. Yengeler bile mutluydular!

Birlikte çiğdem çitlemek, küçük parmak kalınlığında yaprak sarmalar
sarmak, sarayın merdivenlerinde oturup dedikodu yapmak günlük işlerdendi!

Bizim ki, Esed’e /*"Ne istediyse verdi."*/ Karşılığında İslam dünyasının
Halifesi olmak istediğini, kendisini desteklemesini istedi!

İşte hain Esed’in gerçek yüzü o zaman ortaya çıktı!

Destek olmadığı gibi, sürekli köstek oldu! Şam’daki Emevi Camisinde
namaz kılmasını engellemek için türlü iftira attı! Yok Camiye ayakkabı
ile girmişlerde, kızlı-erkekli doluşmuşlarda, neler neler!

Üstelik*3 Milyondan* fazla Suriyeliyi bize kakalayıp, Reis’i para
açısından zora soktu! Bu kazığın maliyetinin şimdilik*25 milyar *doları
aştığı söyleniyor!

Esad-Esed’e (O) kızmasın da kim kızsın be arkadaş? Elinden gelse Fırat
ve Dicle’nin suyunu kesip onların kökünü kurutacak!

Reis’in kızdığı daha çok kişi var! Yakında yazacağız!

Rifat Serdaroğlu,*11 Mart 2017*

 

a45UyF587661-170311144437 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/11  17:39 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Cumhurbaskani tarafindan onaylanmayan yuzlerce atamanin vekaletlerle
yurutulmesi konusunda:
Biz hukuka aykiri bir sey yapmiyoruz.
Mecellede (seriat hukuku) boyle bir kaide var.

Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra

Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini var etmistir; sizin
icin hayvanlardan sekiz cift meydana getirmistir. (...)

Zumer-6

Aziz Millet Vekilleri,
Dunyaca malum olmustur ki, bizim devlet idaresindeki ana programimiz,
Cumhuriyet Halk Partisi programidir.
Bunun kapsadigi prensipler, idarede ve siyasette bizi aydinlatici ana
hatlardir.
Fakat, bu prensipleri, gokten indigi sanilan kitaplarin dogmalariyla
asla bir tutmamalidir.
Biz, ilhamlarimizi, gokten ve gaipten degil, dogrudan dogruya hayattan
almis bulunuyoruz.

Mustafa Kemal ATATURK
(Kaynak:Ataturk un Soylev ve Demecleri / Cilt 1 / Syf.389)


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozg

(GugukluhayaT) Rifat Serdaroglu : HARUN-KARUN-FİRAVUN

2017-03-20 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Rifat Serdaroglu : HARUN-KARUN-FİRAVUN


Delikanlı adam olarak bilinirdi! Kendisini /*"İslam Davasının Neferi"*/
olarak tanıttı!

Humeyni’nin*1980 yılında* Türkiye İmamı tayin ettiği İran ajanı Mehdipur
ve El Kaide Terör örgütünün ikinci adamı Gülbettin Hikmetyar’ın çok
yakını idi. Dizinin dibine çökecek kadar…

Doğru düzgün bir işi yoktu, orman arazisinde yapılmış kaçak bir kondu’da
zar-zor ay sonunu getirmeye çalışıyordu! Tek sermayesi iyi laf yapan
ağzı idi! Konuşurken mütedeyyin insanları bir o ağlatırdı bir de
İzmir-Kestane Pazarındaki Fethullah Gülen!

Türkiye’yi*12 Eylül *darbesine götüren en büyük etken olan, İstiklal
Marşımız çalınırken oturulan, hilafet sancağının açıldığı meşhur Konya
Mitinginin düzenleyicilerden idi!

*1986* Genel Seçimlerinde milletvekili adayı,*1989 Yerel* Seçimlerinde
Beyoğlu Belediye Başkanı adayı,*1991 de* tekrar milletvekili adayı oldu
ama üçünde de seçilemedi!

Baktı ki bir türlü seçilemiyor, kendisini*HARUN* olarak tanıtıp oy
almayı denedi!

Çıktı bir iskemlenim üstüne eline nişan yüzüğünü alıp şöyle dedi;

/*"Bakın eyy Müslümanlar, elimdeki yüzüğü görüyor musunuz? İşte bu benim
tüm servetimdir! Eğer bir gün duyarsanız ki, Tayyip zengin olmuş, bilin
ki haram yemişim!"*/

İşte haram para ile*KARUN* olma dönemi böyle başladı!

İstanbul Belediye Başkanlığından alındığında Rahmi Koç’un Hürriyet
Gazetesine verdiği beyana göre *1*,*5 MİLYAR DOLAR* parası vardı. Sonra
iktidar günleri başladı. Haram Havuzu kuruldu, haram medyası*630 MİLYON
DOLARA* satın alındı.*17/25 Aralık 2013*’te Türk Tarihinin en büyük ve
en iğrenç soygununu öğrendik. Doğrulukları Adli Tıp Kurumu tarafından
teyit edilen ses ve görüntü bantlarında, hiçbir namuslu Müslüman Türk’ün
yapamayacağı rezaletleri öğrendik. Sabaha kadar evden kaçırılan haram
paralara rağmen hala evde*30 Milyon *Avro paranın kaldığını baba-oğulun
konuşmasından duyduk. Başındaki üç-beş tel saçtan, ayak parmağına kadar
harama bulaşan*HARUN*, artık dünyanın en zengin*8 siyasetçisinden* biri
olup*KARUN* sıfatını kazanmıştı.

Tabii ki tek başına*KARUN* olunmazdı, anında isyan çıkardı! Ekibine de
makama-kıdeme göre /*"Yol Bulma"*/ izni verdi.

Bakanlardan çoğunluğu ve çocukları, avanta para karşılığı sahtekârların
önüne yattılar! Milletvekilleri-Belediye Başkanları-Belediye Meclis
Üyeleri ve parti yöneticileri de ufak-ufak*KARUN* oldular.

Fakat*KARUN* olmak da ona yetmedi! Hala karanlık noktaları bulunan,
eniştenin haber verdiği, dünürün silahlı korumalarının önlediği (!)
çakma bir darbe girişimi bile yapıldı! Yetmedi yurt içi ve yurt dışında
herkesle kavgalı hale getirildik. Suriyeli eli silah tutan gençler,
ülkemizde keyif çatarken, bizin Mehmetçiklerimiz Suriye’de can veriyor!

Delikanlı, uykusunda hemen her gece sülalece yargılandığını görmeye
başlamıştı! Buna bir çare bulmalıydı! Buldu da! Adı *_sözüm ona
_**_/"Cumhurbaşkanlığı Sistemi"/_* olan bir *_dikta rejimine_* geçmeye
karar verdi. Çalışmalara başladı.

Her sıkıştığında ona destek olmuş Bahçeli yine emrinde idi!

Sağlığı bozuk olan Bahçeli tarihi bir dönüş (!) yaparak Başkanlık
sistemini savunmaya başladı. Bahçeli neden böyle yaptı, onu dönme dolap
gibi döndüren ne idi, şimdilik bilinmiyor! Biliniyor da söylenmiyor!

Bahçeli yetmedi,*BBP*’ci Destici Saray’a çağırıldı. Kendisine ne
gösterildi ne söylendi ne verildi ise görüşmeden çıktığında, cin çarpmış
gibi olmuştu zavallı! Sonra o da evet’çi olduğunu açıkladı.

Eğer*16 Nisan*’da evetler fazla çıkarsa, Türkiye’de*FİRAVUN* devri
başlayacak!

Yeni bir Hz. Musa çıkar mı, orasını da lütfen siz bulun…

Sağlık ve başarı dileklerimle*20 Mart 2017*

Rifat Serdaroğlu

 

a45UyF587661-170320133447 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/20  16:38 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Kararlilik keskin bir bicaga benzer, keskin ve duzgun keser. Kararsizlik
ise kor bir bicak gibi kestigi her seyi parcalar ve yirtar.

JAN MC KEITHEN

Onlarla savasin ki Allah, sizin ellerinizle onlarin cezasini versin ve ...
Onlari rezil ve rusvan etsin, yardimiyla sizi onlara muzaffer kilsin.
Ve mumin bir kavmin yureklerini ferahlandirsin.

TEVBE SURESI 14.AYET.

Cahil bir toplum,
Ozgur birakilip kendine secim hakki verilse dahi
Hic bir zaman ozgur bir secim yapamaz
Sadece secim yaptigini zanneder
Cahil toplumla secim yapmak,
Okuma yazma bilmeyen adama
Hangi kitabi okuyacagini sormak kadar ahmakliktir!
Boyle bir secimle iktidara gelenler,
Duzenledikleri tiyatro ile
Halkin egemenligini calan zalim ve madrabaz hainlerdir!

Friedrich Wilhelm Nietzsche


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sa

(GugukluhayaT) Müttefik Türkiye'ye silah yok!

2017-03-21 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  Müttefik Türkiye'ye silah yok!

Almanya ve Türkiye arasında gerilen ilişkilerin gölgesi büyümeye devam
ediyor. Almanya'nın,*NATO* üyesi müttefiğine son*5 ay* içinde*11 kez*
silah gönderimini durdurduğu ortaya çıktı.

Salı,*21 Mart 2017 21:01*

Federal Almanya hükümetinin, son aylarda Türkiye’ye toplam*11 kez* silah
teslimatı yapılmasını engellediği ortaya çıktı.

Süddeutsche Zeitung'un haberine göre, Sol Parti’nin bir soru önergesini
yanıtlayan Federal Ekonomi Bakanlığının yazısında ortaya çıkan
/*"gayrıresmi ambargo"*/nun,*Tayyip *Erdoğan yönetiminin bu silahları
kendi halkına karşı kullanma olasılığı nedeniyle gündeme getirildiği
belirtildi.

Türkiye’ye de sık sık gelen ve zaman zaman üslerdeki Alman askerleriyle
görüşmesine izin verilmeyen Sol Parti milletvekili Jan van Aken’in
sorularına verilen yanıtlarda, Türkiye’de insan haklarının ve siyasal
durumun kritik bir dönemden geçtiğine işaret edilirken, /*"özel siyasal
gerekçelerle"*/ bir sınırlamanın mümkün olduğu hatırlatıldı.


*SON 5 AYDA 11 TESLİMATA İZİN ÇIKMADI*

Türkiye-Almanya ilişkilerin tam da büyük bir gerginlikten geçerken böyle
bir karar alınması ilginç bulunurken, Berlin’in böylece Ankara yönünde
açık bir mesaj verdiği ileri sürüldü. Hükümet adına verilen yanıtlara
göre,*2010 ile 2015 arasında* bu tür*8 teslimat* reddedilirken,*Kasım
2016*’dan beri de*11 kez* gönderilmesi istenen silahlara izin çıkmadı.
Söz konusu teslimat bünyesinde hafif silahlarla bunların cephanelerinin
yer aldığı, ayrıca belli silahların üretiminde kullanılan yedek
parçaların da Türkiye’ye gönderilmediği anlaşıldı.

Alman hükümeti adına yapılan açıklamada, Avrupa Birliği’nin yasal
düzenlemeleri çerçevesinde hareket edildiğine dikkat çekildi ve silah
gönderilen ülkelerdeki insan haklarıyla, uluslararası insani hukukun bu
tür kararlara esas teşkil ettiği belirtildi. Silahların kullanıma
gireceği bölgelerdeki gerilimler ve silahlı çatışmaların sonucundaki iç
durumun göz ardı edilemeyeceğini hatırlatan Bakanlık Sözcüsü, /*"Alman
silahlarının Türkiye içinde ve Kürt çatışmalarında kullanılmasından"*/
kuşku duyulduğuna da işaret etti.


*'NATO DEVLETLERİNE DE SİLAH GÖNDERİMİ YASAKLANABİLECEĞİ GÖSTERİLDİ*'

Sol Partili vekil, bu kararla doğru bir adım atıldığını, bir sonraki
adımın /*"Türkiye’nin Almanya’dan hiç silah almaması"*/nın sağlanması
olduğunu söyledi. Türk hükümetinin kendi ülkesinde ve Suriye’de bir
savaş yürüttüğünü ve giderek diktatörleştiğini savunan Aken, /*"NATO
devletlerine de silah gönderilmesinin yasaklanabileceğinin"*/ böylece
gösterilmiş olduğunu vurguladı.


*http://haber.sol.org.tr/dunya/berlinin-turkiyeye-silah-ambargosu-muttefik-turkiyeye-silah-yok-189880*

 

a45UyF587661-170321213320 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/22  00:24 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Alma mater
Sut annesi

Latince Atasozleri

Yaratilis maddesi
ALAK 2.o; insani pihtilasmis kandan yaratti.
ABESE 19.bir damla sudan yaratti da onu bir olcuyle bicime soktu.
MERYEM 67.insan dusunmez mi ki, daha once o hicbir sey olmadigi halde
biz kendisini yaratmisizdir?
SECDE 7.o (Allah) ki, yarattigi her seyi guzel yapmis ve ilk basta
insani camurdan yaratmistir.
RUM 20.sizi topraktan yaratmasi, o nun (varliginin) delillerindendir.
Sonra siz, (her tarafa) yayilan insanlar oluverdiniz.
NUR 45.Allah, her canliyi sudan yaratti.
Iste bunlardan kimi karni ustunde surunur, kimi iki ayagi ustunde
Yurur, kimi dort ayagi ustunde yurur...
Allah diledigini yaratir; suphesiz Allah her seye kadirdir.

Benim dinselligim, kendini az biraz, bizim zayif ve gecici olan anlama
yetimizle anlayabilecegimiz kadariyla, ortaya koyan, sonsuz yuksek tine
alcakgonullu bir hayranliktan ibarettir.
En yuksek oneme sahip olan ahlaktir, ama bizim icin, Tanri icin degil.

My religiosity consists in a humble admiration of the infinitely
superior spirit that reveals itself in the little that we, with our weak
and transitory understanding, can comprehend of reality.
Morality is of the highest importance but for us, not for God

Albert Einstein; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and
Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press,
1981, p.66.


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe f

(GugukluhayaT) ALMANYA TÜRKİYE’YE SİLAH SATIŞINI REDDETTİ

2017-03-22 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Türkiye batı paktı tarafından ambargoya maruz bırakılmaktadır.
Zannetmeyin ki, sadece Almanlar ambargo uyguluyor.
Amerikalılar da ambargo uyguluyor.
Ve ambargo giderek resmiyet kazanıyor.

AKP hükumetlerinin Stratejik Derinlik politika saçmalığı, zamanla BOP eş
başkanlığı Türkçe ifadesiyle Ortadoğunun ufalanmasının yardakçılığına
dönüştü, şimdi de kullanışsız hale gelmiş ve son kullanma tarihi geçmiş
kadronun tasfiyesi, ülkenin de ufalanmasına sıra gelmiştir.
Önümüzdeki referandum, bu süreçte bir değer taşımamaktadır.
Referandum, sadece RTE'nın devr-i sabık olmaktan kurtulma için kotardığı
bir projedir.
Referandum sonucu ne olursa olsun, batının hazırladığı senaryo önümüze
konulacaktır.
Üstelik ülkenin dümeninde çok fazla suça karışmış, hakkında çok fazla
dosya olan bir siyasi kadro, bir parti, ve en tepede de bir lider vardır.
Bu kadronun böylesi netameli bir zamanda ülkenin dümeninde kalması
elbette ve kesinlikle çok mahsurludur.
Çünkü bu kadar sorunlu bir kadronun şantaja maruz kalmaması, ve maruz
kaldığı şantajlara boyun eğmemesi imkansızdır.

Ayrıca, böylesi sıkıntılı bir dönemde ülkenin şantajlara, tehditlere,
aldanmalara açık tek adamlara, ya da dar kadrolara değil kollektif akla
ihtiyacı vardır.
Meclisleri aldatmak, kandırmak, şantaja maruz bırakmak imkansız değilse
bile çok zordur.
Ülkenin elbette meclislerin ürettiği hükumetler eliyle yönetilmesi
özellikle de zorlu zamanlarda çok daha faydalı olacaktır.

Savaş ilanı, barış görüşmeleri, savaşların yürütülmesi tek adamlar
eliyle yürütülürse karşısında Stalin, Hitler, Musollini, Franko tarzı
diktatörler bulursunuz.
Bunlar yüzbinlerin kaybını kağıt üzerinde ayrıntı olarak hesaplar ve
kolayca feda eder.
Oysa böylesi zorlu zamanlarda meclislere dayanan, meclislere hesap
veren, meclislerden ortaya çıkmış hükumetler vatandaşlar, vatan ve
istikbal konusunda asla bu kadar rahat, bu kadar bonkör olmayacaktır.
_*Zorlu zamanlarda tek adam arayışları ve teklifleri aldatmadır, sakın
kanmayın.**
**Zorlu zamanlarda yapılması gereken danışma, tartışma ve oylamadır.*_

MECLİS KOLLEKTİF AKILDIR, MECLİSLERİ ALDATMAK, ŞANTAJLARLA YÖNLENDİRMEK,
TEHDİT ETMEK İMKANSIZDIR.
TEK ADAMLARI DAR KADROLARI ALDATMAK, ŞANTAJLAR VE TEHDİTLERLE
YÖNLENDİRMEK ÇOK KOLAYDIR.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  *ALMANYA TÜRKİYE*’YE*SİLAH SATIŞINI REDDETTİ*

*22* Mar,*2017*

Alman basınında çıkan haberlerde Alman hükümeti*NATO* müttefiki
Türkiye’ye silah ihracatını onlarca kez onaylamayı reddettiği iddia
edildi. Gerekçe olarak da silahların halka karşı kullanılmasından endişe
edilmesi gösterildi.

Alman hükümetinin Türkiye’ye*2016*’nın başından beri*11 kez* silah
satışı gerçekleştirmeyi reddettiği ortaya çıktı. Bu bilgiye Alman
Ekonomi Bakanlığı’nın Sol Parti Milletvekili Jan van Aken’ın verdiği
soru önergesinde yer verildi.

Süddeutsche Zeitung ve Alman haber ajansı dpa’nın Ekonomi Bakanlığı’nın
verdiği yanıta dayandırdığı haberinde, Türkiye’nin hafif silahlar,
cephanelik ve diğer silahlanma malzemelerine ilişkin Türkiye’den gelen
başvuruların geri çevrildiği belirtildi.


/*"İNSAN HAKLARI"*/*GEREKÇE GÖSTERİLDİ*

Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı Matthias Machining tarafından soru
önergesine verilen yanıtta Türkiye’deki insan hakları durumunun silah
satışının gerçekleşmemesi kararında önemli rol oynadığı kaydedildi.

Yanıtta Alman hükümetinin, Türkiye’deki darbe girişiminden bu yana
silahların özellikle Kürt sorunu ve diğer iç problemleri bastırmak için
halka karşı kullanılmasından endişe ettiği vurgulandı.


*NADİR GÖRÜLEN BİR DURUM*

Alman hükümeti*NATO* ve*AB* üyesi ülkelere silah satışı yapılmasına
genellikle onay veriyor. Satış sadece istisnai durumlarda özellikle
siyasi gerekçelerle geri çevrilebiliyor. Dolayısıyla*NATO* üyesi olan
Türkiye’ye silah ihracatının kısıtlanması nadir rastlanan bir durum.

Alman hükümetinin kararını memnuniyetle karşılayan Sol Parti
Milletvekili van Aken, /*"Bir sonraki adım Almanya’dan Türkiye’ye hiç
silah satışı gerçekleşmemesi olmalı"*/ diye konuştu. Aken, Türk
hükümetinin kendi ülkesinde ve Suriye’yi savaşa sürüklediğini ve giderek
bir diktatörlüğe dönüştüğünü savundu.

*(DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE*)

*http://www.ilk-kursun.com/haber/310935/almanya-turkiyeye-silah-satisini-reddetti/*

 

a45UyF587661-170322143707 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/22  16:34 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Kucuk seylere fazla onem verenler ellerinden buyuk seyler gelmeyenlerdir.

EFLATUN

( Hadisin ravilerinden ) A mes rahimehullah der ki :
Bildirildi k i, cehennemliklerin Malik e yalvarmalari ile Malik in
onlara verdigi cevap arasinda bin yillik zaman gececektir.
Cehennemlikler , bu sefer aralarinda :
Rabbinize dua edin, sizin icin O ndan daha hayirli kimse y

(GugukluhayaT) Rusya'dan flaş Türkiye açıklaması: Yasak kalkmayacak

2017-03-22 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Doğrusu Rusya ile barışacağımızı düşünerek sevinmiştim.

Ve Rus uçağının düşürülmesinden bu yana hep tansiyonun düşürülmesini,
sorunlu konuların derin dondurucuya konmasını, öncelikli konuların
görüşerek ve uzlaşarak çözülmesini, Rusya ile ticari ilişkilerin,
partnerlik ilişkilerinin artırılmasını önermiştim.
Ancak, Suriye konusunda sürekli olarak ikircikli bir politika
yürüttüğümüz çok açık.

Fırat Kalkanı operasyonu gerek Rusya gerek Suriye hükumeti ile
uzlaşarak, eşgüdüm ile yapılmalıydı.
Operasyon NeoOsmanlı sloganları, işgalcilik çağrışımları yapacak
demeçlerle yapıldı.
Kimselerin oluru ve onayı aranmadan, tamamıyla keyfi şurdan şuraya
akarı, oradan da burayı alırız zorlamaları yapıldı.
Bu zorlamalar Suriye'de bulunan bütün aktörlere karşı yapıldı.
Yani hem Rusya-Suriye, hem ABD-KYB olmak üzere kimseyle uzlaşma aranmadı.
Tamamıyla kaba güç politikası ve girdiğimiz yerlerde uzun süre
kalacağımızı belirten mesajlar verilerek harekat sürdürüldü.
Suriye'ye girmiş olan birliklerimizin ne şartlarda, ne zaman, kimlere
devir teslim yapacağı asla konuşulmadı.
Kimselerle hükümranlığın devir teslimi için görüşülmedi, uzlaşılmadı,
protokoller imzalanmadı.

Bu şartlarda hem Ruslar, hem yasal Suriye hükumeti Türk askeri güçlerini
sınırlamak için her türlü diğer faaliyeti geride bıraktı, hatta Irak Şam
İslam Devleti(IŞİD/DAİŞ) ile mücadeleyi bile geride bıraktı.
Palmiranın geri alınması dahi Türk harekatının önünün kesilmesinden
sonraya bırakıldı.
Ta ki, Rus-yasal Suriye ordusu KYB sahasına kavuşana ve böylece Türk
birliklerinin önü tamamıyla kapatılana kadar bütün gücüyle çatışmalar
El-Bab yönüne kaydırıldı.
Bu tamamıyla Rusların ve yasal Suriye hükumetinin Türklere
güvenmemesinden kaynaklandı.
Biz Rusları ikna etmeliydik.
Yasal Suriye hükumetiyle hükümranlığın devir teslimi için protokoller
imzalamalıydık.
Ve bütün bu güvencelerle Rus-Yasal Suriye güçleri sırtını bize dönerek
Irak Şam İslam Devleti(IŞİD/DAİŞ) ile ve ülkelerinde bulunan diğer
güçlere karşı posizyon alabilirdi.
Bunlar olmadı.

Gerçekten çok kaypak politikalar izledik.

Şimdi bulunduğumuz noktada, artık Suriye'de daha fazla ilerleme,
siyasete askeri operasyonlarla tesir etme imkanı kalmamıştır.
Hiç değilse, yapılan bunca operasyon, masraf, dökülen kan işgal edilen
yerlerde tampon bölge, mülteci kampları ve ülkemizde bulunan
Suriye'lileri geri göndermek için Güvenli Alan olarak tesis edilerek
telafi edilebilse.

Şimdi "iki cami arasında beynamaz", "yukarı tükürsen sakal, aşağı
tükürsen bıyık", ya da satrançdaki açmaz halindeyiz.
Evet, daha önce söylemiştim, Ortadoğu köçeklik politikalarının işe
yarayabileceği bir bölge değil.
Ortadoğu'da ancak gerçek güç işe yarayabilir.
Roma gibi, Osmanlı gibi, ABD gibi.
Bunun dışında köçeklik politikaları illa ki, bir yere toslar.
VE ZOR HER ZAMAN OYUNU BOZAR.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA 


bayrak


  Rusya'dan flaş Türkiye açıklaması: Yasak kalkmayacak

Rusya Federal Veteriner ve Bitki Sağlığı Gözetim Servisi
(Rosselhoznadzor) Basın Sözcüsü Yuliya Melano,Türk ürünlerine getirilen
mevcut kısıtlamaların kaldırılmasının planlanmadığını söyledi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/704513/Rusya_dan_flas_Turkiye_aciklamasi__Yasak_kalkmayacak.html#

 

a45UyF587661-170322145447 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/22  18:21 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Esse quam videri
Oyle gorunmek degil, oyle olmak. (Sallust)

Latin Atasozu

Insan neyden yaratildigina bir baksin.
Bel kemigi ile kaburgalar arasindan gelip atilan bir sudan yaratildi.
Suphesiz (Allah), onu yeniden dondurmeye kudretlidir.
Tarik/ 5-8

Dusmanlarin butun calismasi, baris esaslarinin kararlastirilacagi su
siralarda memleketimizi disarida ve iceride gucsuz bir durumda birakarak
istedikleri her seyi kabul ettirmeyi amacliyordu.
Gelecege yonelik cikarlarini, cesitli baskilarla butun dis ulkeleri
aleyhimize cevirmekte goren bazi kurulus ve unsurlar ise, tarafimiza
yoneltilen bu akimi temelinden yikmak ve butun dis ulkelerin milletimiz
lehine, dusuncelerinde degi$iklikler olmasina firsat vermemek icin,
tumuyle yalan olan en son Ermeni soykirimi uydurmasini duzenlediler ve
acikladilar.
Ingilizler, bir yandan dis durumumuzu yeni toplu oldurme iftiralari ile
sarsarak tasarladiklari Istanbul isgalini kolaylikla uygulayabilecek bir
ortam hazirliyorlardi
Anadolu da yerlesmis Ermenilerin ve Rumlarin hukumet emirlerine ve milli
amaclara karsi gelmedikce her turlu saldiridan korunmalari ve tam anlami
ile mutlu ve rahat bir hayat yasamalari oteden beri kabul edilmis bir
ana konu idi.
Kilikya ve dolaylarinda ve dogu hududumuz disindaki resmi ve resmi
olmayan Ermeni kuvvetlerinin dindas ve irkdaslarimiza karsi yapilan
cinayete varan saldirilari karsisinda bile, ulke

(GugukluhayaT) CAN ATAKLI : Ankara’da bir milis tatbikatı daha başarı ile tamamlandı

2017-03-23 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Bunlar çok korkunç konuşmalar.
Demek ki, ülkemizin çok kanlı olaylara hazırlanması gerek.
Doğrusu halkımızın sağduyusu hakkında çok fazla tevatür yapıldı.
Ben hiç ama hiç güvenmiyorum.
Şimdiden tıpkı Cezayirde olduğu gibi elinde palalı milisleri mahalle
basarken görür gibiyim.
Film daha yeni başlıyor...

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


*CAN ATAKLI : *Ankara’da bir milis tatbikatı daha başarı ile tamamlandı

*23 Mart 2017*



Önceki gece Ankara'da garip bir hareketlilik yaşandı. Darbe olacağı
söylentileri sosyal medya üzerinden yayılınca Cumhurbaşkanlığı
sarayı,*TRT* ve Genelkurmay çevresinde sivil toplanmalar oluştu. Bu
küçük kalabalıkların dağılması gece yarısından sonra oldu.

Bu ilk kez olmuyor. Daha önce Konya'da ve yine Ankara'da /*"asker
hareketlendi, yürüyün kışlaların önüne"*/ çağrısı yapılması üzerine
benzer sahneler yaşanmıştı.

Önceki gece yaşananların biraz daha organize olduğunu fark edince
Ankara'daki kaynaklarımı aradım.

Güldüler. /*"Tatbikat vardı"*/ dediler. /*"Nasıl yani, ne tatbikatı?"*/

İktidarın Gezi direnişinden çok etkilendiği biliniyor. Gezi türü
eylemlerin ne kadar güçlü olursa olsun iktidarları devirecek kapasiteye
ulaşmasından çekinen*AKP*'lilerin aklında o günden beri /*"Biz de böyle
sokak eylemlerinde organize olabilir miyiz?"*/ sorusu var.

Erdoğan'ın Gezi sırasında /*"Milletin yarısını evde zor tutuyorum"*/
sözlerini hatırlatan Ankaralı kaynaklarım /*"15 Temmuz gecesi önceden
haberli olanların dışında sokağa çıkanların sayısının yüksek olması
parti stratejistlerini hareke geçirdi. Taraftarları diri tutma ve
istendiğinde sokağa dökebilecek yöntemleri bulma konusunda çalışmalar
yapıldı"*/ dediler.

Anlattıklarına göre*AKP*'li bazı kesimleri en kolay harekete geçirme
taktiğinin /*"darbe oluyor"*/ söylentisi çıkarmakmış.

Özellikle*15 Temmuz *gecesi ne olacağını bekleyip sokağa çıkmayan ama
sonra pişman olan kesimlerin bu tür söylentiler çıktığı anda sokağa
döküldüğünü fark eden stratejistler bunların belli aralıklarla
tekrarlanmasını tavsiye etmişler.

İşte önceki gece yapılan buymuş. Sosyal medya üzerinden /*"Ankara'da
hareketlilik, darbe mi oluyor"*/ başlıklı haberler yayılmış önce.
Ardından bazı troller /*"TRT'ye gidelim"*/ veya /*"Külliyenin korunması
gerek"*/ türü mesajlarla kahraman olma sevdasıyla sokağa dökülenleri
yönlendirmişler.

Ardından sosyal medyanın bilinen militan isimleri devreye girerek
/*"Tamam yok bir şey, her şey kontrol altında"*/ türü mesajlarla sokağa
çıkanları tekrar evlerine göndermişler.

Ankaralı kaynaklarım bunları biraz gülerek anlattılar ama bana göre
bunlar çok tehlikeli gelişmeler. Bir taraftan halkı silahlanmaya
çağıranlar var. Diğer taraftan özel güvenlik şirketi maskesi altında
gençlere özel savaş taktikleri öğretiliyor. /*"Darbe oluyor"*/
dedikodusu yayarak ve halkı sokağa dökerek bir tür milis tatbikatları
yapılıyor.

Türkiye'de sanki birilerinin gündemi ve hedefleri çok farklı. Herkesin
çok dikkatli olması gerek. Referandumu bir ölüm kalım sorununa çeviren
iktidar ve çevresinin halkın saf duygularını kullanarak girişebileceği
provokasyonlara da hazırlıklı olmalı demek ki.

*..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  .. 
..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  ..  *  

a45UyF587661-170323152002 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/23  17:29 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Hic kimseye kotuluk etmedim.
Yakinlarimi bahtsizliga suruklemedim.
Gercek evinde alcaklik etmedim.
Kimseyi gucunun disinda calistirmadim.
Benim yuzumden kimse korku duymadi,
yoksulluk ve aci cekmedi, bahtsiz olmadi.
Tanrilarin kotu gordukleri seyleri hicbir zaman yapmadim.
Kolelere kotu muamele etmedim ve ettirmedim.
Kimseyi ac birakmadim.
Kimseye goz yasi dokturmedim.
Kimseyi oldurmedim ve kimsenin kahpece oldurulmesini emretmedim.
Kimseye yalan soylemedim.
Hic bir utandirici davranista bulunmadim.
Zina etmedim.
Yiyecekleri pahali ve ek$ik satmadim.
Terazinin dirhemi uzerine hicbir zaman elimi bastirmadim.
Teraziyle tartarken hic bir zaman hile yapmadim.
Sut cocuklarinin agizlarindan sutu uzaklastirmadim.
Hayvanlari calmadim.
Tanrinin kuslarini avlamadim.
Olmus baligi tutmadim.
Hic bir arkin suyunu baska yone cevirmedim.
Ben temizim, temizim, temizim...

Oluler Kitabi

Kan aldirmak, yapanin da yaptiranin da orucunu bozar.

Tirmizi Oruc 60; Ebu Davud Oruc 28; Buhari Oruc 32
***
Peygamber imiz oruclu iken kan aldirmislardir.

Ebu Davud Oruc 29-30; Tirmizi Oruc 59; Buhari Tip 11

EINSTEIN ve ATEIZM
Bir Cizvit rahibin bakis acisina gore, ben elbette her zaman bir ateisttim.
(...) Tekrar tekrar soyledim, bence kisisel Tanri anlayisi cocukcadir.
Bana bilinemezci diyebilirsiniz, ama en cok, gencliginde dinsel
prangalarla beyni yikanmis olan ve bundan kurtulm

(GugukluhayaT) Abinin birisi Cumhurbaşkanlığı(sözde!) Sistemine neden karşıymış böyle anlatmış..

2017-03-24 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak

Burak Bozkuş

Vallahi Ne CHP Ne AKP Ne MHP Ne HDP Ne Avrupa umrumda değil! Kimsenin
kölesi değilim! Particilikten gözleri kör olmuslardan da değilim! Aklımı
kullanıp, vicdanimla hareket ediyorum!

Cumhurbaşkanlığı /Başkanlık Sistemi :

1) Başkan kendisine verilen Kararname çıkartma yetkisi ile yürütmenin
başı olarak yasamaya ortak oluyor.Güçler ayrılığı ilkesine ters.

2) Başkanın aynı zamanda parti başkanı olması sebebi ile Kararname
yetkisine dayanarak çıkardığı kanunların, kendi seçtiği ve çoğunluğunu
bulundurduğu mecliste iptal edilmesi imkansızdır!

3) Başkanın aynı zamanda bir parti genel başkanı olması ve o partinin
milletvekillerini kendi seçmesi sebebi ile başkanı denetleme yolları
kapatılmıştır! Çünkü meclisde çoğunluk Başkanın partisindedir .Bu
sebeple Başkanın denetimi ve yargılanması için meclisten çıkması gereken
oy hiç bir zaman çıkmayacaktır! Hadi çıktı diyelim Başkan yargılanmamak
icin meclisi fesih edip yeniden seçimlere gidebilir ! Seçimlerde
kendisini yargılamak için oy veren partilileri ihraç edip kendisine biat
eden milletvekili listelerini hazırlar! Hadi buda olmadı diyelim.Yargıya
gitti .. 15 üyenin tam 12 sini dolaylı ve direkt olarak Başkan atıyor!
Bir kısmını direkt,bir kısmını adalet bakanı ve müsteşarı olarak,diğer
kısmını da mecliste çoğunluğu olan partisinin sayesinde atıyor. Sizce bu
atananların Başkanı denetlemesi ve yargılaması mümkün müdür?

4) Kaç Başkan yardımcısı olacağı ve bunların kimler olacağı halk
oylamasına dahil değil! Başkanın tüm yetkiletini elinde bulunduracak
kişinin seçilmemesi ve kaç kişinin yardımcı pozisyonunda olacağının
milletin iradesine sunulmaması ne kadar mantıklı?

5)Başkanın partili olması tarafsızlık ilkesine ne kadar yaraşır?

6) Başkanın hiçbir muzakereye ihtiyaç duymadan tüm ülkenin meselesi olan
konularda tek başına karar alabilmesi ne kadar mantıklı? Mesela yeni
bakanlıklar açmak, mevcut bakanlıklardan istemediğini kapatmak gibi ..Bu
sefer devlet her başkana göre zart zurt bakanlık açıp, bakanlık kapatmaz
mı?

7) Partili Cumhurbaşkanı %100 Tüm Türkiye başkanı mı olur yoksa sadece
kendisine oy verenlerin oranın mı? Sizce Cumhurbaşkanı ona oy versin
vermesin herkesin mi lideri olmalı yoksa sadece bir grubun mu ?

8) Meclisin Başkanı fesih etmesi için ihtiyaç olan oy sayısına karşın
başkanın tek başına tüm meclisi fesih etmesi ne kadar demokratik ?
Üstelik fesih ettiği mecliste kendisine oy vermeyen vatandaşın vekilleri
varken ..

9)Bakanların meclise gelmemesi ve siyasi hesap vermemesi
;yolsuzlukların, haksızlıkların önünü açmaz mı?

10)Vicdanlı olun Milletvekili sayısının 550 den 600 e çıkması israf
değil midir ?

11) Gerçekçi olun sizce hangi garibanın çocuğu 18 yaşında millet vekili
yapılır? Hadi yapıldı diyelim 18 yaşında çocuğun ülke siyasetine elle
tutulur ne faydası olur ? Fatih Sultan Mehmet ile kiyaslarsaniz bilin ki
Fatih 21 yaşına kadar hem askeri hem ilmi eğitim almıştır! Şimdiki
sistemde gelen çocuk askerlikten dahi muhaf olacak ..

12)Belirli bir zumrenin eline geçen ve tamamen Başkan sayesinde tek bir
kişinin yönetmeye çalıştığı Devlette kavgalar eksik olur mu ?

13) Uzlaşının, müzakerelerin, birbirini ikna etme diyaloğunun olmadığı
memlekette ;gelişme, zenginleşme ve huzur olur mu ?

 

a45UyF587661-170324133540 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/24  15:11 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Hergun Bayram
. . . . . .
Sanma ileri gittik
Yirmi yil beri gittik,
Hep geri geri gittik
Bindokuzyuzelliye!
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!
. . . . . .
Eski devrin devami
Baska bir yolu var mi?
Buldurunca kivami,
El cektirdik valiye...
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!
. . . . . .
Kimine bazi vermis,
Bize bu tarzi vermis
Allah bu agzi vermis
Ne bulursan ye diye!
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!
. . . . . .
Esekiden farkimiz var,
Turlu bin carkimiz var
Kirk cesit sarkimiz var,
Hurriyet diye diye!
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!
. . . . . .
Kimleri dudukledik,
Secmeni surukledik
Iki ayda yukledik
Sermayeyi kediye...
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!
. . . . . .
Bez, Amerikan bezi
Tez, Amerikan tezi,
Istersen bir dis gezi
Getir bize hediye!
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!
. . . . . .
Iktidarla her sefer
Sen de olup seferber
Etmelisin transfer,
Bak Ali ye Veli ye...
. . . . . .
Tere lelli tere lam
Demokrasi vesselam
Hergun bayram deliye
Donduk terelelliye!

Aziz Nesinden

Kadinlar, sadaka veriniz; bana cehennem halki gosterildi; cogu sizler
idiniz.

Tecrid-

(GugukluhayaT) AMERIKA VE RUSYA’NIN KUŞATMASI NASIL KIRILACAK?

2017-03-24 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
Doğrusu abi Yani Fak-itçi, bunların beyni tersten çalışır.
Ama bu sefer doğru bir tespit ve doğru bir sorudan başlamış, ama yanlış
bir cevaba getirmiş işi bağlamış.
Evet, Suriye ve Irak bataklığında Kürt-ABD-Rusya kuşatmasıyla karşı
karşıyayız.
Bu kuşatma ileride sıkıntıların Türkiye sınırları içine daha büyük
şiddetle akması tehdidini getirmektedir.
Türkiye'de de benzer şekilde kantonlaşma, kurtarılmış bölgelerin elde
edilmesi, yabancı güçlerin hava sahamızda güvenli bölgeler oluşturmaya
teşebbüs etmeleri çok büyük olasılıktır.

O halde sorun artık Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE), Adalet ve Kalkınma
Partisi (AKP), irtica sorunu olmaktan çok daha büyük, kapsamlı bir sorundur.
Bu sorun bir ulusal birlik, bütünlük sorunu olmuştur.

Gerçekten de ne yapmak lazım, bu kuşatmadan nasıl kurtuluruz.
İçine düştüğümüz açmazdan nasıl çıkarız, bu oyunu nasıl bozarız artık
buna kafa yormak gerekir.

Abi dostumun düşmanı benim dostumdur, o halde biz de Irak Şam İslam
Devleti(IŞİD/DAİŞ)'i destekleyim, hatta bölgede ve dünyanın her yerinde
ABD'nin, Rusya'nın, dış Kürtlerin düşmanları olan dünyanın bütün
cihatçılarına yardım ve yataklık edelim diyor.

Bu düz mantık zaten geniş olan düşman cephesini hayli genişletecek
tehlikeli bir öneridir.
Bizim ise düşmanlarımızın cephesini parçalayacak, düşmanlarımızı
ufalayacak daha akılcı stratejilere ihtiyacımız var.

Doğrusu şu an elimde şıpın işi, hazır bir strateji ve taktik yok.

AKP kodamanlarının Statejik Derinlik, Komşularla Sıfır Sorun,
Neo-Osmanlı, BO. Projeleri zırvalamaları ülkemizin bir nakış gibi
işlenmiş ve çok ince dengelere dayalı Çevreleme Stratejisi ve Denge
Politikalarını öylesine yerle bir etti ki, yıkılanların hemen yerine
konması artık mümkün değildir.

Artık bozulanların yerine konması değil, daha başka bir şeyler yapmak
gerekecektir.
Bu vakitten sonra hepimizin kafa kafaya verip, ülkemizin kuşatmadan
çıkması için ne yapabileceğine kafa yorması çok önemlidir.

Doğrusu ben bu konuya öncelik vereceğim ve aklıma gelenleri sizlerle
paylaşacağım.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0y...@neomailbox.net
 / oraj.poy...@openmail.cc /
oraj_poy...@alpinaasia.com )
   L2fSIJNoA0xfSNxA   


bayrak


  AMERIKA VE RUSYA’NIN KUŞATMASI NASIL KIRILACAK?


*24 Mart 2017 08:13*

Muhakkak birileri çıkıp alaycı bir edayla soracaklardır; /*"hangi
kuşatmadan bahsediyorsun arkadaş?"*/ Oysa son derece hızlı ve yıkıcı bir
biçimde Suriye üzerinden göstere göstere inşa edilen Suriye kuşatması
Türkiye’nin en hayati meselelerinden biridir. Üstelik klasik bir biçimde
işleyen Amerika ve Rusya arasındaki yıkıcı rekabet bu kuşatmada hem
Suriyeli İslami direniş örgütlerine hem de Türkiye’ye karşı uzunca bir
zamandır sıkı bir ittifaka, sağlam bir dayanışmaya evrilmiş olduğunda
zorluklar katlanarak artmaktadır.

Suriye’nin hemen her bölgesini yakıp yıkmak, şehirleri köyleri kan
denizine dönüştürmek hususunda Esed rejimiyle yarışan Amerika ve Rusya
paralel yürüyen bir süreçte*PKK-PYD* marifetiyle bir kantonal bölgeyi
ihya ve tahkim etmek için de yarışıyorlar.*PKK/PYD*’nin gerek en ağır
silah sistemleriyle teçhiz edilmesi gerekse hava saldırılarıyla
hâkimiyet sahasının genişletilmesi konusunda hemen her gün medyaya
detaylı haberler yansıyor. Fakat bu gelişmeler Türkiye’nin haberler
ağında kimi zaman basit milliyetçi refleksler halinde yer tutuyor ama
istisnalar dışında ciddi tahlillerin konusu olamıyor. Devlet-Hükümet
nezdinde ise Avrupa’yla ilişkilerden kaynaklanan gerilimli gündemlerin
arasında oldukça yumuşatılmış ve maalesef bir türlü karşılık bulamayan
taleplerin yinelenmesinden öteye geçilemiyor.


Böyle *‘Dostlar’* Düşman Başına!

*ABD* Kongresi’nin*2001 ve 2003 yıllarında* Afganistan ve Irak’ta askeri
güç kullanmak üzere verdiği yetkiyi Suriye’de kullanan Pentagon’a bu
hafta*30 milyar *dolarlık bir ek ödenek daha tahsis edilecek. Görüşmeler
sırasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford’un*PKK/PYD*’nin
Rusya ile ilişkisine yönelik eleştirileri cevaplarken hiç sakınmadan
şöyle bir cümle kurabiliyordu: /*"Elbette Rusya ile siyasi olarak
angajman içerisinde. Moskova’da ofisleri var."*/

*PKK*’nın Rusya’yla askeri stratejik ortaklığı Amerika’yı, Amerika’yla
askeri operasyonları da Rusya’yı gayet net olarak görüldüğü üzere kayda
değer bir düzeyde rahatsız etmiyor. İşte size görüntüleri taze bir
haber: Rakka’ya yönelik operasyonun ilk adımlarından biri olarak
Amerikan ordusuna ait helikopterlerle*PKK/PYD* Tabka Barajı çevresine
konuşlandırılması mesela. Mesela *‘Ateşkesi İzleme Merkezi’*nin şubesini
açma bahanesiyle Afrin’de*PYD*’yle safları sıklaştırdıktan sonra güle
oynaya şu tabloyu servis ediyordu dünyaya: Tümgeneral Andrey Lovkov
liderliğindeki Rus askerleri üniformalarını*YPG* armalarıyla donatıp
ellerinde salladıkları*YPJ* flamalarıyla Halep’te Nevruz için halay
çekiyorlar.

Bu gelişmelere ilaveten Afrin’den açılan bir ateş sonucu bir askerin
katledilmesine yönelik Dışişleri Baka

(GugukluhayaT) YILMAZ ÖZDIL: CELAL BAYAR HAYIR DIYOR ŞEYH SAID EVET DIYOR

2017-03-25 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  YILMAZ ÖZDIL: CELAL BAYAR HAYIR DIYOR ŞEYH SAID EVET DIYOR

*25 Mar*,*2017*



Asrın liderimiz hayır diyenlere /*"pkklı, fetocu, terörist, çukur"*/
dedi, yetmedi…

/*"Adnan Menderes’in idamını alkışlayanlar bugün hayır diyor"*/ dedi.

*

Acaba öyle mi?

*

/*"Ben Erbakan’ı Tayyip Erdoğan’a tercih ederim. Erbakan, Türkiye’nin
bağımsızlığından yanadır. Tayyip Erdoğan’ı hangi kişilerin, hangi
fikirlerin yönettiğini bilmiyoruz. Tayyip Erdoğan’ın etrafında devamlı
negatif elektrik var, üslubunda hep tehdit var, girdiği her yerde kavga
çıkarabilir. Benim Türkiye adına ciddi endişelerim var, şoför acaba bir
terslik yapar mı diye herkesin yüreği ağzında…"*/

*

Kime ait bu sözler?

Adnan Menderes’in oğlu Aydın Menderes’e ait… Rahmetli olmadan önce,*2003
senesinde*, Akp iktidara geldikten hemen sonra Hürriyet’e verdiği
röportajda söylemişti.

*

Başka ne demişti?

/*"Yabancı devletler açık ve aleni şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ni
kendine hedef seçti, umarım Akp bu oyuna gelmez, bir Cumhuriyet hükümeti
için yabancının lafıyla kendi askerine yönelik düzenleme yapmaya
kalkışmak, Türkiye Cumhuriyeti adına büyük bir hata olur"*/ demişti.

*

Taa*2003*’te…

Henüz Balyoz, Ergenekon kumpası ortada yokken…

Milli öngörüsüyle tam*12*’den vurmuştu!

*

Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy…

Önceki gün, referandum kararını kamuoyuna açıkladı.

/*"Hayır diyorum"*/ dedi.

*

Celal Bayar’ın torunu Demirtaş Bayar…

Halasıyla birlikte referandum kararını açıkladı.

/*"Hayır diyorum"*/ dedi.

*

Kurtuluş Savaşı’nın kuvvacı Galip Hocası, Atatürk’ün son başbakanı,
Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü cumhurbaşkanı, Yassıada’da idama
çarptırılan Celal Bayar’ın, kızı ve torunu neden hayır diyorlar…

Gayet net anlattılar.

*

/*"Çift başlılık bahanesiyle yola çıkıp, bütün yetkileri tek elde
toplayan tek adamlığa soyundular. Asırların ender yetiştirdiği Atatürk
bile tek adamlığı aklından geçirmemişti, tek adamlık teklifini elinin
tersiyle reddetmişti. Hangi demokrasilerde tek adamlık yer bulabilir? Bu
anayasa paketi, parlamenter sisteme karşıdır, TBMM’nin manevi yapısına
konmuş dinamittir. Bizler, Atatürk milliyetçiliğinin, millet olmanın,
yurttaşlık duygusunun ne olduğunu, Cumhuriyet’in bize kazandırdığı
erdemler olduğunu bilenlerdeniz. Referandumdan yüksek sesle ‘hayır’
çıkmasını ümit ediyoruz. Hayır diyeceğiz."*/

*

Celal Bayar’a Bayar soyadını Atatürk verdi.

Demirtaş Bayar’a Demirtaş ismini Atatürk verdi.

Tarihimize damga vurmuş bu ailenin Atatürk Cumhuriyeti’ni yıkmak için oy
kullanması mümkün mü?

*

Fatin Rüştü Zorlu.

Adnan Menderes’le birlikte sehpaya gönderilen dışişleri bakanımız… Büyük
metanetle yürüdü ölümün üstüne, önce masaya, sonra masanın üstündeki
sandalyeye çıktı, /*"Allah memleketi korusun, haydi Allahaısmarladık"*/
dedi, ittirdi ayağının altındaki sandalyeyi… Torunu var, Fatin Rüştü,
dedesiyle aynı ismi taşıyor. Gaz maskesini taktı, Gezi direnişine en ön
saflarda katıldı. Niye katıldın diye sordular? /*"Dedemin son sözleri
Allah memleketi korusun’du, annemin bana bıraktığı en büyük miras bu"*/
dedi.

*

Başka ne dedi torun Fatin Rüştü?

/*"İnsanların yaşamlarına müdahale edilmeyen bir ülkede yaşamak
istiyorum. Annem Mülkiye’de okurken, bir hocayı görevden aldıkları için
protesto eylemine katılmış. Anneannem ‘Emel sen ne yapıyorsun böyle?’
demiş. Annem ‘yürüyüşe katılıyorum’ cevabını vermiş. Dedem bunları
öğrenince ‘kızım bir bireydir, karışamam’ demiş. Yani, annem kendi
babasının hükümetine karşı yürümüş"*/ dedi!

*

Demokrasiyi böylesine içselleştirmiş bir ailenin, höt zöt’e teslim
olması mümkün mü?

*

Adnan Menderes’e dönersek…

*

Aydın, Çakırbeyli.

Doğduğu köy.

Baba ocağı.

*

*12 Eylül 2010*’da darbelerle hesaplaşıyoruz ayağıyla /*"yetmez ama
evet"*/ referandumu yapıldı, Akp /*"hayır diyenler darbecidir"*/ dedi,
Akp’nin o zamanlar imam nikahlısı olan feto /*"mezardakiler bile kalksın
evet versin"*/ dedi… Adnan Menderes’in baba ocağı Çakırbeyli’den
/*"hayır"*/ çıktı!

*

Hem de öyle kılpayı filan değil.

Yüzde*70 hayır* çıktı.

*

Aydın…

Adnan Menderes’in şehri.

Bugün gidin Aydın’a, sokakta rastladığınız herhangi birine Adnan
Menderes deyin, gözleri buğulanır. Rahmetlinin matemi, hâlâ devam eder
Aydınlıların yüreğinde.

*

*CHP*’nin kalesi şu anda!

*

İsteyenle iddiaya girerim,*16 Nisan *referandumunda /*"hayır rekoru"*/
kırılacak Aydın’da…

Sadece şehir merkezinde değil, bütün ilçelerinde, Söke, Nazilli,
Kuşadası, Didim, Çine, Germencik, Karacasu, Efeler hepsinde açık
farkla*CHP* var, peşinde*MHP* var.

Adnan Menderes’in şehrinde Akp yok hükmündedir!

*

Adnan Menderes’in Akp’ye alet edilmeye çalışılması, Adnan Menderes’in
ruhuna işkencedir.

*

Ve, hal böyleyken…

Akp Diyarbakır il başkanlığı imzasıyla ne pankartı asıldı?

/*"Her evet Şeyh Sait’in ruhuna fatihadır"*/ pankartı asıldı.

*

Çuvala sığmayan mızrak misali, bizzat Akp imzasıyla somut gerçeğin
itirafıdır.

*

Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Celal Bayar, hayırd

(GugukluhayaT) ŞİMDİYE KADAR OKUDUĞUM GÖRDÜĞÜM EN SADE VE ANLAŞILIR BİLGİLENDİRME.

2017-03-26 Başlik Oraj POYRAZ at alpinaasia
 


bayrak


  *ŞİMDİYE KADAR OKUDUĞUM GÖRDÜĞÜM EN SADE VE ANLAŞILIR BİLGİLENDİRME*.


*BUYRUN YANITLAYIN* ?

*1*. Cumhurbaşkanının taraflı olmasını, bir partinin genel başkanı
olmasını doğru buluyor musunuz ? (Madde*101*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*2*. Cumhurbaşkanının eşini, oğlunu, damadını ya da seçilmemiş herhangi
bir kişiyi sayı sınırlaması olmaksızın yardımcı ve bakan olarak
atayabilmesini doğru buluyor musunuz? (Madde*106*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*3*. Cumhurbaşkanlığı makamının hastalık, yurtdışına çıkış ya da ölüm
gibi nedenlerle boşalması durumunda halkın seçmediği bir cumhurbaşkanı
yardımcısının ülkenin başına geçerek tüm yetkileri kullanabilmesini
doğru buluyor musunuz? (Madde*106*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*4*. Cumhurbaşkanının kendisini yargılama yetkisine sahip tek mahkeme
olan Anayasa Mahkemesi’nin*15 üyesinden 12 sini* bizzat atamasını,*3
üyeyi* de genel başkanı olduğu parti aracılığı ile Meclis’te
seçtirmesini doğru buluyor musunuz? (Madde*159*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*5*. Aynı zamanda bir parti lideri olan Cumhurbaşkanının, hakim ve
savcıları atayan, görevden alan ve görev yerini değiştiren*HSYK*’nın*13
üyesinden* *6*’sını doğrudan kendisinin atamasını, *7*’sini ise
partisinin çoğunluğu elinde bulundurduğu*TBMM*’ye seçtirmesini doğru
buluyor musunuz? (Madde*159*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*6*. Cumhurbaşkanının hem partisinin il başkanını, hem valiyi, hem de
mahkeme heyetini atamasını doğru buluyor musunuz? ( Madde*101*,*104*,*159*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*7*. Bir partinin üyesi/tarafı olan cumhurbaşkanının atadığı hakim ve
savcıların, yani adaletin bağımsız ve tarafsız olacağını düşünüyor
musunuz? (Madde*159*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*8*.*Yüzde 51 ile* seçilmiş cumhurbaşkanının*yüzde 100 oyla* seçilmiş
meclisi feshedebilmesini doğru buluyor musunuz? (Madde*156*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*9*. Cumhurbaşkanının tek başına*OHAL* ilan edebilmesini,*OHAL*
süresince ülkeyi kararnamelerle yönetmesini, Cumhurbaşkanı istemedikçe
meclisin toplanmamasını doğru buluyor musunuz? (Madde*119*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )

*10*. Halktan toplanan vergilerden oluşan bütçenin nerelere
harcanacağını Cumhurbaşkanının tek başına karar vermesini doğru buluyor
musunuz? (Madde*161*)


*EVET* ( )*HAYIR* ( )


*YAYILMASI İÇİN KOPYALAYIP YAPIŞTIRINIZ*..



a45UyF587661-170326160126 Oraj Poyraz oraj_poy...@alpinaasia.com
2017/03/26  17:13 6  64  turanca...@googlegroups.com

 



-- 

Mademki insan esref-i mahlukattir, yani varliklarin en sereflisi,
Attigi her adimda Allahin yeryuzundeki halifesi oldugunu hatirlayarak,
buna yakisir soylulukta hareket etmelidir.
Insan yoksul dusse, iftiraya ugrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile
gene basi dik, gozu pek, gonlu emin bir halife gibi davranmaktan
vazgecmemelidir.

TEBRIZ LI SEMS

Usame bin Zeyd (Radiyallahu Anh) soyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu
Aleyhi ve Sellem ) :
Kiyamet gununde bir kisi getirilir ve cehennemin icine atilir da orada
onun barsaklari derhal karnindan disari cikar. Sonra o kisi barsaklari
etrafinda degirmen eseginin donusu gibi doner. Bunun uzerine cehennem
ahalisi o kisinin basina toplanirlar da :
- Ey filan ! Senin bu halin nedir. Sen bize dunyada iyiligi emreder ve
bizleri kotulukten nehyeder degil miydin. derler.
O da :
Evet , ben size iyiligi emrederdim , fakat onu kendim yapmazdim. Yine
ben sizleri kotulukten nehyederdim de onu kendim islerdim diye cevap
verir. buyurdu.

( Buhari )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Evet Karabekir, Arapoglu nun yavelerini Turk ogullarina ogretmek icin
Kuran i Turkce ye tercume ettirecegim ve boylece de okutturacagim, ta ki
budalalik edip de aldanmakta devam etmesinler

Mustafa Kemal ATATURK
(Ataturk -Kazim Karabekir-Pasalarin Kavgasi Syf,159 )


Grup eposta komutlari ve adresleri  :   
Gruba mesaj gondermek icin  :   ozgur_gun...@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin:   ozgur_gundem-subscr...@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin   :   ozgur_gundem-unsubscr...@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin :   ozgur_gundem-ow...@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz   :   http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz :
http://orajpoyraz.blogspot.com/











BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo





 

-- 
You received this message because you are subscribed to the Google Groups 
"Gugukluhayat" group.
To unsubscribe from this group and stop receiving emails from it, send an email 
to gugukluhayat+unsubscr...@googlegroups.com.
To post to this group, send email to gugukluhayat@googlegroups.com.
Visit this group at https://groups.google.com/group/gugukluhayat.
For more options, visit https://groups.google.com/d/optout.


<    1   2   3   4   5   6   7   >